11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 1999 PAZAR 14 JvLJLil U r t . [email protected] Sanatçılar, eleştirmenler ve galeri yöneticileri eleştirilen bienali değerlendirdi 6."• Uluslararası İstanbul Bienali, geçen yıllara oranla daha çok eleştiri alıyor bu yıL Bunlar arasında, küratör Paolo Colombo 'nun yetersizliği, mekânların geçen yıllara oranla daha sönük olması, sanatçı seçiminin yankşlığı ön sıralara yerleşiyor. Eleştirilerden biri de bienalin İstanbul'un sanat ortamıyla bütünleşememesi Tüm bunlar yeni yeni 'yürümeye' baslayan İstanbul Bienali'ni olumsuz etkileyeceğe benziyor. Bu eleştirüeri nelere bağlıyorsunuz? Tutku'lanmla 'dalga' geçen istanbul Bienali UenaUeri diğer grup sergilerinden ve fuarlardan ayıran en önemlifarklardan biri sanınz seçilen sanatçüarın genç- deneyimli, tanınmış- tanınmamtş olmasından çok, yapıtların nitelikleriyle ön plana çıkarak etkinliği uluslararası arenada görünür kümasu.. Paolo Colombo, "Sanatçüarın seçiminde büyük teorik yapıtlardan çok kişisel ve şiirsel anlatımları yeğledim " diyor. Colombo'nun sanatçı seçimini nasü değerlendiriyorsunuz? ESRA ALİÇAYUŞOĞLU Yerini daha sağlamlaştırdı ALİ AKAY (Eleştirmen) - Bienalin eleştiri almasının nedenı; herkesın bü- yük. çarpıcı yapıtlar beklemesı. Fakat çağdaş sanatın bugün geldiğı nokta mj- nörlük üzerine dönüyor Bu yılki Vene- dik Bienalf nde de\ asa boyutta enstalas- yonlar olmasına karşm mekâna konulan objeler büyük anlamda sanatın nesnele- ri değil. Bu mınör hareket siyasi olmak- tan çok estetik olmaya başladı. Bienalde mekânın bir problem oldu- ğu kesm. Dolmabahçe Kültür Merkezi dar bir mekân olmasına karşın mekânın ta- mamen kapatılarak bağımsızlaştınlması, bu küçük mekânı her şeye karşın biraz kur- tarabılıyor. Aya trinı ve Yerebatan klasik mekânlar halıne gelmeye başladı. Sanat- çı seçımlerine gelirsek örneğin. Ömer Uhıç'un yeni araştırmalan bir yandan ha- yaletimsı figürlerı ortaya çıkartırken di- ğer yandan müthiş ironik bir biçımde büklümlü plastik borularla hayaletleri bir pop sanatçısının başansıyla maddileşti- riyor. Dığer Turk sanatçılan ise desenler ile tutku kavramına mümkün olduğu ka- dar yaklaşan çalışmalar ortaya çıkardılar. İstanbul Bienali zaten genç bir bienal veyeni yeni duyuluyor. ö.sıyla yerini da- ha sağlamlaştırmaya başladı. Tutku ve dalga kavHinH görüldüğü gibı mikro si- yasöf.'Bflcrve'Şîn-sellıği ön plana çıkar- tıyor. Gıtgıde çağdaş sanatta estetik so- runlariçpolıtikalannıvesosyolojıkolu- şumlarını kendı ıçlennde oluşturmaya başhyorlar. Ancak estetığm kendı ıçınde- kı mıkro polıtık. bırey sel ve hatta kışısel siyasetlerini ortaya çıkartıyor. Bu anlam- da teorinin yok olması degil, şiırsellığin ve duygusallığın kuramsallaştınlması söz konusu. Mınör edebiyat gıbı çağdaş sa- nat da kendı güncelenni oluşturuyor. Prematüre doğmuş bir bienal olarak fırsatı kaçırdı HALDUN DOSTOĞLU (Galeri Nev) - Öncelikle tstanbul Bienalı'nin dünya bienalleri arasındakı yerinın kolay kolay sarsılacağını sanmadığımı söyleyerek başlamak istıyorum. ö.'sını idrak etmiş olan Istanbul Bienali bana göre dünya sanat arenasındakı yerini sarsılmaz bir şekilde almış ve hatta önemli bienaller arasında anılmay a başlamıştır. Bu bienale münha- sır değerlendırmelerime geçmeden önce sehnmızdekı tüm bienaller için geçerlı ol- duğunu sandığım temel birnoktadan söz etmek istıyorum. Dünyadakı dığer bienallere baktığı- mızda gördüğümüz çok temel bir şey var. Bienal vapılan şehir ile o şehrin tüm sa- nat ortamı bırlikte davranarak bu orga- nizasyonu gerçekleştıriyorlar. Neticede eğer bir yarar söz konusuysa bu yarar o şehrin. o ülkenın tüm sanat ortamını il- gilendıriyor. Bızdeki. özellikle son yıllar- daki uygulamalar bunun tam tersi bir ta- v ır içınde. Bienal ofisı ile şehrin sanat di- namikleri arasında tam bir kopukluk var. Farklı ülkenın insanlan kadar uzak bu ikili. Üstelik muhtelıf şekillerde sürdü- rülen, birlıkte davranma, sorumlulukla- n paylaşma, yan organizasyonlarla sa- natçılar arasındaki iletişimi kolaylaştır- ma gibı çaba ve girişımleri de bienal ofi- sinın yanıtsız bırakma gibi bir tutumu söz konusu. Oysa sürekli hatırlamamız gereken bir soru var Bu şehirde neden bir bienal düzenliyoruz? Bizı buna iten nedenler ne? Sanınm bu sorulann ce- \aplan kolayca unurulabiliyor ya da at- lanabiliyor. Hepimız biliyoruz ki eğer İs- tanbul 'da uluslararası bir bienal düzenle- nıyorsa ve bu organizasyonlardan bir ya- rar bekleniyorsa, bu yarar topyekûn is- tanbul \e ülkemiz sanat ortamınm yara- nnadır. Dolayısıyla ortamın dinamikle- nni dışlamak. yok saymak, ilgisiz kalmak gıbi bir tavır ancak binılen dalı kesmek şeklınde izah edilebilir. Bundan hareket ederek vakfın bünye- sı içinde söz ettiğim dinamıklerden olu- şan etkın ve yetkilı bır danışma kurulu- nun oluşmasımn yararlı olacağı ınancın- dayım. Sergı meİcânlan ile ilgıli sorun- lann sadece bu bienalde de değil daha ön- cekilerde de söz konusu olduğunu düşü- nüyorum. Ancak özellikle Aya lrini'nin, Tony Oursler'in kubbe içındekı yapıtı dı- şında anlamlı kullanıldığmı söylemek zor. Ayrıca Yerebatan Samıcı karanlık olduğu ıçin mı vıdeo ve projeksıyon ça- lışmalannın orada çokça yer aldığı soru- su da akla gelmiyor değil. Dolmabahçe Kültür Merkezf nın tarıhsel atmosferi- nın kavbolmasına neden olacak bir mü- Sanatçı seçimleri nedeniyle, bu coğrafyada yaşa\anlan çok kolay yakalayabilecek bir temanın ıskalandığı düşünülüyor. dahaleyi de abartmış bulduğumu söyle- meden edemeyecegım. Orada daha sakin, daha geride duran bir müdahale ile ser- gilenen yapıtlann tümünü göstermek mümkün olabılirdı. PaotoColombo bienal kataloğunun ön- sozünde, du> guyla ımgenın evhliğınden yana olduklarını düşündüklen sanatçı- lara yer verdığini kendi söylüyor. Gerçi bu evliliğin dışında bır sanat eserinı dü- şünmek çok kolay değil, ama bence bu bienalde söz edılen evliligi sağlam te- mellere oturtmuş çok sayıda sanatçı gö- remedığimi de belırtmek sanınm çok zor değil. JanetC'ardifT. Tony Oursler, Fran- cesco Vezzoli ve Francis Arysın yapıtla- n, gerçekten hem bienal temasının arzu- ladığı duygu yoğunluğunu taşıyor. hem de Colombo'nun arzuladığı evliliğin iyi örnekleri olarak gözüküyor. Biraz ken- dimızı zorlarsak bunlara Pipüotti Rist ve Elina Brotherus'u eklemek mümkün. Oysa şiirsel anlatıma sahip ve gene Co- lombo'nun tarifi ile duyguyla duyarlıh- ğı harç eden sanatçılara sıkça rastlama- dığımı söylemek sanınm abarn olmaz. Do- layısıyla özellikle sanatçı seçimleri nede- niyle, bizleri, bu coğrafyada yaşayanla- n çok kolay yakalayabilecek bır temanın ıskalandığını düşünüyorum Yüzyılın son bienali. temasının zengın- lığıne, engin potansıyeline karşın pre- matüre doğmuş bir bienal olarak ne ya- zık ki önemli bir fırsatı kaçınyor. Oysa 17 Ağustos sonrası gelişen konjonktür- le. yüzyıla bir başka damga \iirmak çok kolay olabilirdi. Depremln artçı dalga'st vurdu MURAT MOROVA (Sanatçı) - Depremin art- çı 'DALGA'lanndan biri de İstanbul Bienali'nı vur- du. IKSV etkinliklennden tıiri olan bienal. yanlışya- pılanmanın, yönetimdeki niteliği tartışılır yukardan- lığın, hangı kültürel coğ- rafya üstüne temel atılabi- leceğıni bilememenin yan- lış hesaplanyla zedelen- miş yapısı ile çöktü. 6. îstanbul Bıenali'nin bu kadarçok eleştırilir olu- şunu olumlu buluyorum. Hasbelkader oluşmuş bır sanat ortamında ılk defa 'bir STSİI itaatsidik' örne- ği göstermemize neden olur dıye umuyorum. Bi- enalin yapısını çökerten 'DALGA'nın etkisi, sanat ortamınm bütün aktörleri- nı -sanatçı, eleştirmen'kü- ratör, galeri, İKSV PSD, medya vb- kendi kışısel TUTKU'lanmıza kapıl- madan tartışabileceğımiz bır sahile çıkarma fırsatı- dır. Depremin, milat ola- rak adlandınlan 'durusu- nu yeniden gözden geçir- me' olgusunu IKSV yöne- timme naçızane tavsıye edenm. Colombo'nun ye- terlilığini veya yetersızh- ğinı tartışma dışı buluyorum. Sız; tüm bir sanat ortamı olarak kendi belirleyeceği- niz kaliteyı, özgüvenu kurumsallaşmayı beceremeden sahıci bir proje üretemi- yorsanız. bunun çok ehli veya değil bıri- nin eline tesliminin lehınize olmayacağı açık bir sonuçtur. 'Ben bflirim'ci tavny- la İKSV. plastik sanatlar alanına sadece bienallerde ılgi gösteren sahte bir genel entelijansiya. plastik sanatlan bienaller- de hatırlayan 'bir kısmı medya', 'yaban- a küratör' ve yabancı basınm peşinde 'be- ni de görün' etıksizliği gösteren 'bir la- sım sanatçı 1 . sanatçılannı sadece sergi zamanlannda yanm yamalak destekleyen galen düzenı oldukça bu coğrafyada baş- ka bır sonuç almak mümkün mü? Bienal kataloğunda,yönermenin önsö- zünden ıkı cümle . Türkhe'yi >erle bir eden deprem bizi altmdan kalkılmaz bir vitirişdu>gusuvia doldurdu (çokdoğru)_ Biriikte düş kurmava de\am edeceğimiz umudu içindeyiz (Yanlış, gaBba birileri uyandı)." Paulo Colombo ıse aslında ne kadar uzak görüşlü olduğunu önsözünün sonunda ıspat edıyor. "Bienal zamanı- nın "bır hesap çıkarma döneminın' fo- toğrafı sayılabilir. Bu fotoğraf var olan Ülkemizde plastik sanatların bir kriz dönemi vaşadığı. tstanbul Bienali' nden nıucize bcklenmemesi gerektiği de savunuluyor. değişimlere ve ileride söz konusu oiacak dönustailne i*n*«4ecektir."(£e«! in- şallah) Muclze beklenmemell AH\reTSO\SAL(Fdseferi)-Colom- bo'nun yetersız olduğuna inanamam. 'Ye- terlioluşun' tanımını yapmalılar. Mekân konusu ayn bır konu. "Tarihsel mekân- da çağdaş sanat sergisi düzenienir mi ya da nasıl düzenlenmeti" sorusunun genel kapsamında ele alınmalı. Mekânın bü- yüsünün yeni yapıta değer katacağı dü- şüncesi -eğer varsa- naif bir düşünce. Ya- pıtlann mekâna tecavüz ettıği hissine ka- pılabilınir. Sanatçı seçimıne ne demeli? 'Dognı seçimin' tanımı yapılmalı. Co- lombo'nun kendine göre bir tutarlılığı var. Bence bu bir medya refleksi. Kap- risli ve ahkâm kesen -aslında kıskanç ve komplekslı- tiplere dikkat etmek gerekir. Bienal nasıl olmalı? Bence mucizeler beklememek gerekir. Plastik sanatlar bir krizyaşıyor. "Ağzryiakuştutan bir bienal modeü" bıle bunlan çözemez. Sanat ortamımız Izlenmlyor VASIF KORTUN(Eleştinnen) - Soru- lannıza ıki yönden bakmak gerekıyor; binncisi bienal yönetiminın bu konuda- ki hatalan, ikincisi de sergmin iç sorun- lan. tkincisıyle başlarsak, sergı başanlı ola- cak dıye bır garanti yok. Özen ve bilgiy- le seçılip tam destek verilen bir küratör bile çok eleştınye uğrayan ya da çoğun- luğu memnun etmeyen bir sergi yapabilir. Bu sonuçta bır sergi ve bunu mılli bir meseleye çevirmemek la- zım. Asıl uzmanlık alanı ve geçmış tecrübesi çok başa- nlı 'one-person' sergilerin- den ibaret olan. bienal ha- zırladığı süre içinde başın- da bulunduğu kurumun ma- li durumundan sergilerine kadar envai çeşit meselele- ri düşünmek durumunda ka- lan Colombo'dan gene de çok daha iyisini bekleyebı- lirdik. Colombo maalesef Istanbul'u turistik bır algı- lanıma mahkûm ederek, tu- ristik mekânlarda, aleni bir şekilde zayıf bır düzenle- me ve seçimlerle (Dolma- bahçe): sanatçılann işlerini yok ederek (Yerebatan); bır- bırinın etkisinı sıfırlayan benzer işlerle (Aya lnni) ve bugünün dünyasırun nabzı- na karşı çıkan bir nostaljiy- le, ruhu ustan ısrarla ayırma- ya çalışarak çok kötü bir sergi yaptı. Sergı salt Istan- bul'da ve deprem sonrası yapıldı dıye uluslararası eleştırileri törpülenmiş ola- caktır ama meselenin aslı herkesçe malum. Bienal maalesef Türk sa- nat ortamını ızlemıyor, sa- nat ortamına katılmıyor ve uluslararası durum hakkın- da bilgi sahibı değil. Biena- lin yerleşıkleşmesryle birhk- te çok daha olumlu, sevecen ve destek- leyici bir kurum haline gelmesini bekler- ken, tam tersine tehditkâr, sansürcü bir mo- nopole dönüştüğünü görüyorum. Herke- sin, her kurumun bienale eklemlenmesı söz konusu değil ancak daha dostane, da- ha kapsayıcı ve eleştiri kaldırma olgun- luğuna erişmiş, değişik zihniyetlı bir ku- rum istiyorum. Bienal yönetiminin ve da- nışmanlannın küratör seçimlennı yeniden mşa etmelen gerektiği kadar yönetmen ve küratör arasında hem destekleyici hem de yumuşak bir denetim mekanizmasının da kurulması aciliyet teşkil etmekte. Bır hata tstanbul Bienali'ni yok etmez, ancak istanbul izleyicısine daha özenli davran- mayı ön plana çıkaran ve sanat dünyası- nı fstanbul'a bir mıknatıs gibı çeken bir yeniden tahayyül şart. llgllenmlyorum BERAL MADRA( Efcştinnen)-Bu bi- enalle ilgilenmıyorum. Eurovlslon'a benziyor CANAN BEYKAL (Sanatçı - Elestir- men)-Colombo'yutanımadım, tanımam da gerekmıyorda Ama bana 'KomiserKo- lombo'yu hatırlattığı için sevimli bin ol- duğunu düşündüm. Oyle olduğunu söy- lüyorlardı ama bienal seçiminden önce. Bienal açılışında gördüm. bır de televiz- yonlarda. Gerçtkt^n de ulafoje jık. se- • vımli adam, dünya küratörleri arasında bir yer edinmek izlenimi verdi bana. Mesle- kibir atılım göstermesi gerekıyordu. Re- neağabeyi ve Rosaablasının yardımıyla 'Şarkhinneti'ni tamamladı. Şimdi dün- ya standartlannda bir görev üstlenebilir. Hep söyledik. sanatçılann ne düşündüğü onlar ıçin önemli değil. kimin seçilip se- çilmediği de önemli değil. Hatayı küra- törlerde bulmuyorum. Vasat olabilirler, tip- kı sanatçılar gibi yeteneksiz olabilirler. Ha- tayı bizde buluyorum. Mekânlara gelince, tstanbul ve mekân- lan harikaydı. tstanbul'un binbir gerçe- ğini hiçbirküratörün kavTaması olası de- ğil. Otoyollan tehlikeli, ara sokaklan te- kin değil. tstanbul, bıenalle 'DAL- GA(S)ınf geçti. Ben bienali artık, bizde önemsenen, Batı'da pek önemsenmeyen Eurovision yanşmasma benzetiyorum. Bir yeni bienal modeli için ise -gerekiyor- sa elbette- sanatçılar, yazarlar, vakıfve kü- ratörler ve en önemlisi danışma kurulla- n oturup bunlan düşünmeliler. Sanatçı- lar önce sanatı ellerine almalılar ve kü- ratörlere yalakalık yapmaktan vazgeçip kişisel kazanımlar adına ınanmadıklan bir şeyi yapmamalılar, kazanamayınca da küfretmekten vazgeçmeliler. Burası tstanbul, bu sanat bızim sanatımız. Bienal için hep biriikte düşünüp karar vermeyi ve akıllıca davTanmayı öğrenmeliyiz. çoğulcu blr etklnllfc oldu ÖMER ULUÇ (Sanatçı)- Bu söylenen- lerin çoğuna kahlmıyorum Bu bienalin en önemli özelliklerinden bin resim, hey- kel bıtti gıbi söylentilere iyi bir cevap vermiş olması...Bu bienal görsel sanatla- nn bütün dıllerine açık. çoğulcu bir etkin- lık oldu. Bienalin ikinci önemli özelliği; ben bu bienale davet edildim, dosya ver- medim. Colombo'nundadediği gibi şiir- sellik çok önemliydi, burada bir tazelik var. Ama buna karşın tazelik olaması ve akademıkleşmiş bir öncü sanattan sıynl- mak ıstemesi bu bienalin en büyük özel- liği. Bıenaldeki işim 65 metrekarelik bir alanda karşı lıklı ıki duvarda yer alıyor. Bunlar ıki ve üç boyutlu olarak ayn ayn üretildi ve sonra her zaman olduğu gibi belli bir senaryoyla işin son aşamasında birleştirildi. Ilk kez bu kadar sosyal içe- riği olan bir iş yaptım. Bienal için bu ça- lışmamı hazırlarken deprem oldu. Karşı- lıklı ıki duvardan biri yaşam diğeri ölüm duvan. Bu yapıt bir anlamda Picasso'nun Guernıca'sında olduğu gibi büyük bir fe- lakete sanatçınuı büyük bir duygu yo- ğunluğuyla katılmasını gösteriyor. Dlger bienaller daha sansasyoneldl CLAIRE-LYSE BUCO (Duldnea) - Küratörün mekân seçiminde izlediği po- litikalar ve kişisel tercihleri üzennde ya- pılan yorumlann tümü aslında o mekân- larda sergilenen yapıtlann genel çerçe- vesi üzerinde vapılan tartışmalardan öte- ye gıtmez. Diğer bienaller sansasyonel açıdan daha etkileyiciydi. Ancak bu yıl gördüğümüz düzenlemeler daha bir İç- tenltğe' sahıp, belki de bu yüzden içine gırmek daha uzun zaman alıyor. "#t »• m Johnny Depp, : Liberace 'yi oynuyor • Johnny Depp. yeni filmınde ılgınç kişiliğı ve gösterişli sahne kıyafetleriyle tanınan ünlü piyanıst Liberace "yi canlandıracak. Film, 1987'deAIDS'tenölen sanatçınm olumlu ve olumsuz bütün özelliklerini gözler önüne serecek. • Shekhar Kapur birhavakurtarma pilotunun yaşamıra konu alan bir aksiyon- macera fılmi çekmeye hazırlanıyor. Gary Larkin adlı pilot, 2. Dünya Savaşı sırasında kaybolan bir askerin kansından, kocasının kayboluşunun ardındaki gerçeğin saklanması için rüşvet almıştı. • LeAnn Rlmes, müzik dünyasından sinemaya atlamaya hazırlanıyor. Country müziğin çocuk yıldızı Rımes,'BirYıldız Doğuyor' fılmınin değişik bir uyarlaması niteliğindeki 'Emily's Song'da rol alacak. Her ikisi de müzisyen olan bir baba- kızın birbirlerinden uzak düştükten sonra müziğin sayesinde yeniden bır araya gelişlenni anlatan fılmin yönetmenı henüz belli olmadı. • Rudolph Nureyev ın yedıncı ölüm yıldönümü dolayısıyla Londra'da Royal Albert Hall'de düzenlenmek ıstenen bir anma konseri, bir opera sanatçısı ve orkestra şefı arasında çıkan sürtüşmeden dolayı ıptal edildı. Geçen çarşamba günü gerçekleştirilmesi düşünülen konserin şefı Gennady Zalkowıtsch, Bulgar bas Nikolai Ghuaurov'u, "kendisini provalar sırasında Kraliyet Filarmoni Orkestrası'nın önünde küçük düşürdüğü" için suçladı. • TomCrulse. 1975 yapırru kült fılm 'Ölüm Yanşı 2000'in yeni versiyonunda rol alacak. Ilk versiyonunda Sylvester Stallone'nin rol aldığı filmı Boogie Nights'ın yönetmeni Paul Thomas Anderson yönetecek. • Carlos Santana'nın yeni albümü 'Supernatural'. piyasaya çıkışmın 18. haftasında ABD müzik listelennin ilk sırasına oturdu. Sanatçınm Matchbox 20 topluluğunun şarkıcısı Rob Thomas'la yaptığı 'Smooth' adlı sıngle da aynı şekilde ilk sıraya çıktı. • Lauren Bacall, Shırley McLaine ve Debbıe Reynolds, Dısney yapırru 'Those Old Broads" adlı bir fılmde rol alacaklar. Senaryosu Reynolds'ın kızı Carrie Fisher tarafından kaleme alınan fılmde rol alması için Elizabeth Taylor'a da teklif götürüldü, ama sanatçı teklifi geri çevirdi. • Blues Traveler grubunun New Orleans'ta iki ay önce ölen basçısı Bobby Sheehan'ın ölüm nedenının yüksek dozda uyuşturucu olduğu açıklandı. Blues Traveler'ın lideri John Popper da yaptığı açıklamada. toplulugun dığer ıki üyesiyle biriikte yola devam edeceğinı belırtti. • Meg Ryan, Rıchard Loncraine'in yeni fılmi 'This Man This Woman'da oynayacak. Senaryosu Frederic Raphael tarafindan yazılan fılm, art arda bırçok üzüntüyle karşı laşan bir ailenin dramını ve bir çiftin tüm engellere ragmen aşklannı yaşatmalannı konu Ryan Phllllppe de Hollywood milyonerlen arasına -'" gırdi. 'Vahşi Duygular' fılminde yıldızı parlayan. 'Ne Yapüğıru Biliyorum'la fıyatını iyice yükselten oyuncu, MGM yapırru bir gerilim fılminde oynayacağı rol karşılığında 1 milyon dolar alacak. 'Anti- Trust' adlı filmi, 'Rastlantının Böylesi' fılminın yönetmeni Peter How ıtt yönetecek. • Elton John, medya devi Avustralyalı Kerry Packer ile eski manken Jodıe Meares'in oğullannın düğün töreninde vereceği konser karşılığında 800 bin ' dolar ücret alacak. • Ceorge Lucas, StarWars'ın ikinci filmini çekecek. Filmin oyunculanndan biri de büyük patırtılar koparan 'Anadan Dogma' filminin yıldızı Robert Carlyle. Oyuncunun performansından çok etkilenen Lucas, Carlyle'ı hangi rolde oynatacağına henüz karar vermedi ama ne olursa olsun onu filmde görmeyı istiyor. • Nicolas cage, 'Notting Hill'ın yönetmeni Roger Michell'in yeni fılmi "Captain Correl's Mandolin'de oynamayi kabul etti. Film, 2. Dünya Savaşı'nda bir Yunan adasmda yaşanan bir aşk , öyküsünü anlatıyor. Ama Nicolas Cage, önce Brett Rotner'ın yönettiği 'Family Man'deki rolünün çekimlerinin bitmesini beklemek zorunda.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle