22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 1999 PAZARTESİ HABERLER Güvenen görevden almtfı • ANKARA (Cumhumet Biirosu) - De\ let Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşan Prof. Dr. Orhan Güvenen üçliı kararname ıle göre\ınden alındı DPT'nın !7 Ağustos depreminın malıyetine ılışkin rapoFunun açıklandığı toplantıda sıyasılere yönelik eleştınlen ıle gündeme gelen Orhan Güvenen'in görevden alındığma ilişkın karar dün Resmı Gazete'de yayımlandı. Büyükelçihk bekledığı söylenen Güvenen, 2 yıldırbu görev i yürütüyordu. Meral, yeniden Yol-İş Başkanı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkıye Yol-tş Sendıkası Genel Başkanhğı'na Bayram Meral yeniden seçildı. Türkiye Yol-lş Sendıkası 6. Olağan Genel Kurulu dün akşam saatlennde tamamlandı Genel kurulda genel başkanlığa tek aday olan Bayram Meral yeniden seçilirken genel başkan yardımcılıklanna Fikret Bann ve Nuhı Çelebi. genel sekreterliğe Tevfık Ozçelık. malı sekreterliğe Turgut Ayçıçek. genel teşkilat sekreterliğine Hüseyın Baykal, eğıtim sekreterliğine Kenan Özsıier \e mevzuat sekreterliğine Fahrettın Inan yeniden getınldıler. Huzur operasyonları • İstanbul Haber Servisi - Istanbul polisinin kent içinde vaptıgı denetımlerde 45"ı yabancı uyruklu. toplam 265 kişi gözaltına alındı Uygulamalarda halka açık 39 yer ve 15 dernek hakkında yasal ışlem yapıldı. Toplam 5146 aracsn kotrol edildıgi trafik uygulamalannda da. 12 sürücünün ehlıyetsız, 25'ınin de alkollü araç kullandığı tespit edıldı. 48 aracın trafıkten men edıldığı denetımlerde süriicülere 2.5 mılyan aşkın para cezası kesıldi. Itastaneler özelleşsin' • İstanbul Haber Servisi - Sağlık Bakanı Osman Duımuş, Sılıvri'de yaptığı ıncelemeler sırasında devlet hastanelerinin ozerkleşmesını ve özelieşmesinı istediğıni söyledi. Duımuş. deprem bölgesinde 4 trilyonluk bedava sağlık hizmeti verildığini kaydederek "Artık hastanelerde parası bulunmadığı ıçın rehıne tutulan ınsanlar yok" dedı. Durmu$. bakanlığın çeşitli kuruluşlara 23 trilyon liralık Yeşil Kart borcu bulunduğunu da söyledi. Bartholomeos Prag'a gitti • İstanbul Haber Merkezi - Fener Rum Patnği 1. Bartholomeos. Çek Cumhunyeti Cumhurbaşkanı Vaelav Havel'ın davetlisi olarak "Forum2000" toplantısına katılmak üzere Prag'a gıttı. Patrik 1. Bartholomeos. hareketinden önce Atatürk Havalımanf nda yaptığı açıklamada. Prag'daki forumun ardından, kendisinın ve Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodı'nın himayesinde düzenlenecek "3 Üluslararası Çevre Sempozyumu"'na da katılacağmı bildirdı. Askeri Yargıtay başkanlıkları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Millı Savunma Bakanlığfnca, 3 hâkim subayın. Askeri Yargıtay daire başkanlıklanna atandığı bildirildi. Resmı Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan Milli Savunma Bakanlığfnın atama karanna göre, Asken Yargıtay 5. Daire üyesı Hâkım Albay Atalay Tokat. Asken Yargıtay 1. Daire Başkanlığı'na; Asken Yargıtay 2. Daire üyesi Hâkim Albay Mustafa Güzel, Askeri Yargıtay 2. Daire BaşkanlığVna: Askeri Yargıtay 4. Daire üyesi Hâkım Albay Duran Dınçer. Asken Yargıtay 4. Daire Başkanlığfna getırildı. İstihbarat raporlannda şeriatçılann yasadışı yollara yöneldiği vurgulanıyor IBDA-C taraftar topluyor• Örgütün yakın dönemde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, uzun vadede de tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde teokratik esaslara dayalı bir devlet kurmayı hedeflediği vurgulanan raporlarda, savcılann örgütün yayın organlan ve destekçisi gazete yazarlan hakkında hiçbir işlem yapmadıklan kaydedildi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- üzerinde büyük nüfiızu bulundu- rosu)- istihbarat birimleri; ortak tavır alamayan ve yeni strateji geliştıremeyen irüca yanlılannm Islamcı terör örgütü Islami Bü- yük Doğu Akıncılar Cephesi'ne (İBDA-C) yakmlaştıklannı be- lirledı. Irticai kesimdeki "yasal yollardan mı, yoksa şiddet yotuy- la mı tslami yönetim" tartışma- sını ıyi kullanan İBDA-C'nin ta- raftar topladığı ve Nakşibendi ta- rikatının tsmail Aga cemaati ğu belirtilen istihbarat raporla- nnda, örgütün Türkiye Cumhu- riyeti'ni hedef alan PKK'yi her al'anda desteklediği ve DHKP- C'ye de son dönemde sıcak me- sajlar verdiğine dikkat çekildi. Örgütün yakın dönemde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, uzun vadede de tüm Türkiye'yi kapsa- yacak şekilde teokratik esaslara dayalı bir devlet kurmayı hedef- lediği vurgulanan raporlarda, savcılann örgütün yayın organ- lan ve destekçisi gazete yazarla- n hakkında hiçbir işlem yapma- dıklan kaydedildi. Başbakanhk Takip Kurulu'na ıletılen istihbarat raporlannda, alınan önlemler karşısında stra- teji üretemeyen irticaı gruplann şenatçı terörörgütü IBDA-C'nin sivri fikirlerinden etkilenmeye başladıklan vurgulandı. Rapor- larda, "1985 yılında Salih Izzet Erdiş (kod adı Salih Mırzabeyoğ- lu) tarafindan kurulan İBDA-C son bir yılda yaptığı çıkışlarla ir- ticai gruplann gerek fıkir, gerek- se aksiyon olarak liderliğine oy- namaktadır" denildı. Raporlarda, irtıcai gruplann 18 Nisan seçimlerinden önce, "Şeytanın en büyük zaafi de- mokrasidir, ondan yararlanaca- ğız" ve "İslanû devletizoıia kur- ma" yönünde ıki yöntemi tartış- tığı kaydedildi. Seçimlerdeki ye- nilgi ve RP-FP'de yaşananlann birinci yönteme inananlan umutsuzluğa sevk ettıği anlatı- lan raporlarda, halen süren 28 Şubat sürecinde irticaya karşı alınan önlemlere duyulan tepki- lenn ve ortak yöntem belirlene- memesinin IBDA-C'yi seçenek haline getirdiği bildirildi. Bunu hisseden örgütün 1999 yıhnı "kurtuluş yıh" olarak ilan ettiği kaydedilen raporlarda, İBDA- C'nin yayın organlannda benzer görüşlerin duyurulduğu belirtil- di. Raporlarda, örgüt lideri Mir- zabeyoğlu'nun yazısındaki, "tş- te bozduk Neronlann oyununu, SAİD NURSİ ANISINA MEVLİT OKUNDU Nurculann Said Nursi'nin öKim yıldönümü nedeniyle dfizenkdiği meviit şenatçı propagandaya dönüştü. (Fotoğraf: AA) Nurcular orduyu hedef akhANKARA (CumhuriyetBûro- su) - Nurculann Kocatepe Ca- mii'nde Said Nursi anısına okut- tuklan mevlit, şeriatçılann propa- gandasına dönüştü. Mevltdi orga- nize eden Yenı Asya gazetesinin sahibı Mehmet Kutlular. cami av- lusunda gazetecilerle konuşurken depremin 28 Şubat'm cezalandı- nlması olduğunu öne sürdü. Kut- lular, GATA Komutanı Tuğgene- ral Yalçın Işuner'i de dine saygı- sızlık etmekle suçlarken, *O diş çekmeye, askeıiiğîne bakstn" de- di. Camıde. Said Nursi'nin dep- remin "tescttür şianna ihanetin bir cezas" olduğunu öne sürdüğü kitapçıklan da ücretsiz dagıuldı. Yeni Asya gazetesinin sahibi Mehmet Kutlular, tesadüfi olma- dığına inandıklan depremin "ba- şörtii zulmünü başlatan 28 Şu- bat'm" ilahi hakikat tarafindan cezalandınlması olduğunu söyle- di. Kutlular, *28 Şubatplaniaruun Gölcük'teki Deniz Kuvvetleri'nde Güven Erkaya'nın başkanlığında yapıidığı kesin zaten. Depremin merkez üssünün burada olduğu- nu ben değiL KandiUi Rasathane- si Ylüdürü söytüyor. Bunlann ara- sında bağlantı vardır" diye ko- nuştu. Depremin bir değil. birçok ne- deni olduğunu. bunlardan binntn de ''başörtülüöğrencflerinokulla- ra ahnrnamasr olduğunu ıleri sü- ren Kutlular, "Devlet kendisine saygıszhk y^pıtöığında cezayı ni- ye verir? Caydmcı olsun diye, ib- ret olsun diye. İlahi hakikat da depremi ibret olsun diye veriyor. Allah'ın da kendi kuiianıu isyan içinde olduğundan dolayı ikaz et- mesi kadar doğal bir şey olamaz" şeklinde konuştu. GATA Komutaru Tuğgeneral Yalçın Işımer'in konuşmasını da eleştiren Kutlular. Işımer'i dine savgısızlık etmekle suçladı. Kut- lular, "Bu sözJeri sarf etmek Işı- mer Paşa'nın hakkı değil, işi de değiL O diş çekmeye. askerttğine baksuı. Dişçi isedişçiligine, komu- tansa komutanlığına baksın. Din işi ayndır'' diye konuştu. Işı- mer'ın söz ettiği Türkçe ibadeti de eleştiren Kutlular. "tstiyorsa ibadetini Türkçe yapabilir. Ama bizdeistedîğBiu2gS)iyapanz ? " de- dı. Said Nursi'nin 38. ölüm yıldö- nümünedeniyledüzenlenen mev- lidedavet edilmelerine karşın hü- kümet üyelen ve siyasılerin ilgi göstermediğı görüldü. Mevlide, Yeni Asyacılann seçimlerde des- teklediği DYP'den yalnızca Şan- hurfa Mılletvekih Mehmet Yal- çınkaya ile gazetecilerden İlnur Çevik'in katılmalan dikkat çektı. Mehmet Kutlular. siyasilerin bu rurumunu "Siyasiler havaya göre hareket edeıier. Herkesin fişlen- diği bu dönemde bir kısmı mevli- deiştirak etmeyisakıncah buimuş otabilirier" sözlerıyle değerlen- dırdi. Türkiye 'nin değişik bölgelerin- den otobüs ve özel araçlan ıle mevlide gelen Nurcular, cami av- lusunu panayır alanına çevirdi. Avluda, Said Nursi'nin kitap ve fotoğraflannm yaru sıra tslami ta- kı ve aksesuvarlar. elma şekerin- den kurabiyelere kadar kadınlann evlerde hazırladığı yiyecekler satıldı. Kocatepe Cami i'nin panayıryerine dönen avlusundan bir göriin- tii. Küçük çocuğun ağzında elma şekeri bir elinde oyuncak taban- caöbûreh'ni iseaçmışduaediyor...ıKo!oğraf: SERDAR ÖZSOY) işte bozduk uşaklann pususunu. Ey halkım demokratik nıücade- leöldü. Bundan böyle tekyol dev- rim. Ey halkım demokratik mü- cadele öldü, şimdi devrim zama- nıdır. Şimdi: 1999!" kışkırtmala- nna yer venldi. Ortak tavır alamayan 22 tari- katın bulunmasuıın tslamın or- tak hareket etmesini engelledı- ğini, bazı irticai unsurlann İB- DA-C'nin düşüncelerini benim- semeye başladığı belirlemesınin yeraldığı raporlarda, "Örgüt, di- ğer irticai gruplan yanına çek- mek için en ufak bir çaba harca- mamaktadır. Tam tersi psikolo- jideyerini bulan bir yöntemle on- lara saldırarak, saoimışhklasuç- layarak, hain ilan ederek, tehdit ederek, yanınaçekmektedir" de- nildi. Bu kapsamda Fethul- lah Gülen için "Bilhassa, hoşgörü. divalog, uzlaşma, sevgi ve banş gibi laflarla masonik takıyecileri taldi- de fevkalade irtifa ve isti- dad kaydeden zamane mehdi ve hocası Fethul- lah'uı" değerlendirmesinın yapıidığı, Necmettin Erba- kan için de "Erbakanizma peşindeki kalabalıklann menhus tavanınuı her hal- tmda olduğu gibi" nıtelen- dırmesınde bulunulduğu aktanldı. Irtlcacı destefli tran'daki yönetim tarzı- na da tepki duyan örgütün, Nakşibendilerin Ismail Ağa Dergâhı üzerinde bü- yük nüfuz sahibi olduğu belirtilen raporlarda, İB- DA-C'nin Akit ve Yeni Şa- fak gazetelerinin yazarla- nndan da destek gördüğü, Akit gazetesinin örgütün ilanlannı yayımladığı kay- dedildi. Raporda, "Ağır suçlamalanna karşın hiç- bir irticai basuı yayuı orga- nuun İBDA-C aİeyhinde yazmadığı, yazmaktan da özenle kaçındıgı görülmek- tedir" denıldi. 'Reklamımız ' b m: ? 1 yapıldı' T " İBDA-C'nin terörü bir propaganda aracı olarak gördüğü anlatılan raporlar- da, örgütün Başbakan Bü- lent Ecevit'e yönelik su- ikast hazırlığı haberlerinin Mirzabeyoğlu tarafından, "İyi oldu, reklamımız ya- pdidı" şeklinde değerlendi- rildığine yer venldi. Rapor- larda, örgütün silah kûlla- nıp kullanmayacağına iliş- kin sorunun ise yayın or- ganı Farkan dergisinde, "Fikrin fiizeye ihtiyacı var. Bugün benim elimde ta- banca var. Öjley^e füze Oe vuracağnn >erle, tabancay- la Miracağun yer değişir. Bu çerçevede söyleyecegim şey gerektiği yerde gerekeni yapmaktır" şeklinde yanıt- îandığı belirtildi. İBDA- C'nin "terör örgütü" nite- lemesine yanıtına da rapor- larda şöyle yer venldi: "Kıvırmadan söyleye- Bm: Biz, bir İBDA-C terör örgütünün varlığuu doğru- layamav acağız. Resmi kay- naklara bile geçtigine göre yalanlama>> acagız da." tBDA-C'nin PKK'yi her alanda desteklediği vurgu- lanan raporlarda, Furkan dergisindeki şu değerlen- dirmelere yer verildi: "Avrupa devletleri, Kürt halkım ve onun temsikisi PKK'yi arkadan, kahpece, kaüeşçe vurdular. Bu ülke- ler, çıkarcı sömürgeci, em- peryaiist üikelerdir. Bunca güvendiğimiz bu ülkeler, bi- ze karşı birleşerek TC'nin yamnda yer almadılar mı? PKK Başkanı Abdullah Öcalan'ı üluslararası bir iş- birliğiyle Kemalistlere tes- tim etmediler mi?" CHP lideri deprem bölgelerinde hiçbir ilerleme sağlanamadığını söyledi Altan Oynıen hükümeti yine uyardı MUTLUSERELİ BOLU - CHP Genel Başkanı Al- tan Öymen. 17 Ağustos depre- minın üzennden yaklaşık 2 aylık süre geçmesine karşın bölgede hiçbir ilerlemenin kaydedileme- diğinı belirterek. "Hükümeti bir kez daha uyanyoruz. Bu işi cid- diye alsuüar" diye konuştu. Ak- kuya'da yapılması planianan nükleer santral konusunun da hükümet tarafından yeniden in- celenmesını ısteyen Öymen, Ja- ponya'daki nükleer kazadan son- ra sürecin durduruhnası gerekti- ğini söyledi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Altan Öymen başkanlığında önceki gün Bolu'da başlattığı tüzük ve program gündemh toplantısını dün de sürdürdü. Genel Başkan Yardımcısı tnal Batu ve MYK üyelen Mustafa Gazakı Sabri Ergül'den oluşan 3 kışılik grup, Düzce'ye gıderek çadırkentlerde incelemelerde bulundu. MYK, buradaki ınceleme sonuçlannı da gündemine aldı. Altan Öy- men, MYK'ye venlen arada, deprem bölgesine gıden grupla bırhkte yaptığı basın açıklama- sında, depremzedelere ilginın zamanla azalmasına karşın. ge- reksınimlerin büyüdüğüne dik- kat çektı. Halk zor koşullarda' Yaklaşan kış nedeniyle deprem- zedelerin zor koşullarda bulun- duğunu anlatan Öymen, hükü- meti bir kez daha uyardıkiannı, bölgedeki çalışmalan ciddiye al- malannı istedi. CHP lideri Öy- men, "Çadır mı prefabrike ko- nut mu" tartışmasının uzun süre devam ettiğini, sorunlara hâlâ neşter vurulamadığını vurguladı. Genel Başkan Yardımcısı Inal Batu. Düzce'ye gıden grup adı- na yaptığı açıklamada, hüküme- tın depremin ılk gününden beri sergiledıği dağınıklığın ve belir- sizliğin sürdüğünü vurguladı. 'Savcılar işlem yapmıyor' Örgütün bütün bu dü- şüncelerinın yer aldığı Fur- kan ve Akademya dergile- ri hakkında savcılann hiç- bir işlem yapmadığına dik- kat çekilen raporlarda, tB- DA-C'nin yakın dönemde Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu'da Islami bir devlet kurmayı, uzun dönemde de Türkiye'nin tamamında te- okratik federe bir devleti amaçladığı vurgulandı. Raporlarda, İBDA-C'nin son zamanlarda Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cep- hesi'ne (DHKP-C) yayın organlannda sıcak mesaj- lar verdiği dile getirildi. BEBÎZE... ERDAL ATABEK Kışkırtılmış Tüketimîn Yenî Ahlakı... "Kışkırtılmış tüketim" yeni bir olgu. Yeni binyıla bu olgunun gerçekleriyle giriyoruz. "Kışkırtılmış tü- ketim", insanların gereksinmeleriyle bağlantısı ko- panlmış, malların birer "kimlik belgesi", birer "ku- lüp üyelik kart", "kişilik simgesi" olarak kabul edil- diği yeni bir tüketim modeli. Yalnız ekonomik açıdan değıl, toplumsal açıdan, ruhbilimsel açıdan incelenmesi gereken bir olgu. Satt pazarın genişlemesiyle değil. tüketimin niteli- ğinin değışmesıyle kendini gösteren yeni bir olgu. "Çocuğun değeri" artık sadece ülkelenn gele- cegi olarak değil, "dünya pazannın en iyi tüketici- leri" olarak yeniden belirleniyor. Çocuk, henüz de- netleyemediği dürtüleri nedeniyle reklamlarda gör- düğü gofretleri, şekerlemeleri, oyuncakları, giysi- leri artık kendisi istiyor. Geçmişte ailelerin karar verdiği "çocuk için gerekli alımlar", artık çocukla- nn "kendi karahan" ile yapıltyor. Çocukların tüke- tici dünyasındaki güçleri artıyor. Bunu en iyi fark edenler, çocukla ilgili tüketim sektörü ve reklam- cılar. Çocuklann ve ergenlık çağı gençlerinın önüne i- ki yeni hedef çıkarılıyor: Kredi kartı ve cep telefo- nu. 12 yaşındaki çocuk "iik kartım" alacaktır ve "cep telefonu'nu arka cebine koyacaktır. Ergen ol- manın yeni işaretleri artık tüketim dünyasından ge- liyor. Evindeki bilgisayarı daha önceden alınmıştı, Internet tüketicisi olarak "sanal markef'teki yerini daha önceden almıştı. Kredi kartının bilinen man- tığı, kazanma gücü olanlara verilmesiydi. Bu man- tık artık terk ediliyor ve "kazanma gücü olanlar", kazanamayan çocuklannın isteklerini de "banka yoluyla" karşılamaya zorlanıyor. Bunlar, "çocuğu- nuzun olgunlaşması" olarak sunuluyor ve karşı çıkmanız baştan engelleniyor. Yakında "otomobil kullanma yaşı". bazı araba tiplerinden başlayarak düşürülecektır. Bugüne ka- dar neden düşürülmediğine şaşıyorum, çünkü en çok araba kullanmak isteyenler çocuklar ve genç- ler. Şımdılik erkek çocuklan arabaya düşkünlük gösteriyorlar, ama 21. yüzyılda bunun da çaresi bulunacaktır. Kadın- erkek eşitliğinin önemli bir göstergesı "araba kullanmada eşitlik" olarak su- nulacaktır, böylece araba pazan daha da genişle- yecektir. Bugün pek çok kişi için "kredi kartı" bir "felaket nedeni" durumundadır. Ödeyemeyecekleri kadar kredi kullanan pek çok kişi "iflas etmış tüccar" du- rumuyla karşı karşıyadır. Elbette buna verilecek yanıt, "hesabını bilmelerı gerekirdi" biçimindedir ve doğrudur. Ancak "süpermarkete giren tüketi- ci" kadar kendini denetlemekte zorlanan kişi bul- mak kolay değildir. Kredi kartlan ve süpermarket- ler, aslındada insanların "gereksinme denetimi"n\ yıkmak için düşünülmüş tüketim tuzaklandır. Bu- ralardaki "kolaylık"; tüketimi insanların gerçek ge- reksinimlerinin üstüne ve dışına çıkarmak anlamı- na gelmektedir. Bu da insanlardaki "özbilinç ve özdenetim" düzeneklerini zorlamakta, çoğunluk- la da bozmaktadır. Bugün, herkesin evindeki da- yanıklı ve dayanıksız tüketim mallan, gerekshime- lerinin çok üstündedir. Televizyon. müzik seti ve bil- gisayarın kullanım oranı, kapasrtelerinin yüzde be- şi ile onu arasında kalmaktadır. Milyonlar değerin- deki elektronik gereç, hiçbir işe yaramadan dekor olarak evlerı süslemektedir. Internet gıbi son de- rece önemli bir ıletişim alanı da en çok "geyik mu- habbeti"ne yaramaktadır. Aynı yolda kullanılan bir başka gereç de cep telefonlandır. İşte bu "kışkırtılmış tüketim" yeni bir ahlak ya- ratmaktadır. Ahlak; toplumca kabul edilen, uygun karşılanan, kabul gören tutum ve davranışlar oldu- ğuna göre bu "yeni ahlak" hangi değerleri taşımak- tadır? Öncelikle insanlar artık "elde etmek istedikleri için çalışmak, hak etmek, kendini yetiştirmek, işe yaramak, verimli olmak gerektiği" yolundaki de- ğerleri terk etmektedir. Bu değerlerin yenni "elde etmek için yolunu bulmak, hıç zaman kaybetme- mek, şimdi almak, kendi dışındaki herkesten ya- rarlanmak, hiçbir sınırlayıcı kuralı kabul etmemek, sadece kendi işine yaramak" almaktadır. Bu tutum da üzerine hiçbir sorumluluk almama, kendi so- rumluluğunu da başkalarının üzerıne yıkmak dav- ranışını yaratmaktadır. "Istediklerini elde etmek" için her yol uygulanır görülünce de yalan söylemek, kandırmak, aldatmak, şiddet kullanmak son dere- ce "doğru, haklı ve meşru" sayılmaktadır. "Kışkırtılmış tüketim", toplumların ve insanlann ahlakının bozulmasının temelidir. Bugünkü özbilin- ce aykın, özdenetimi olmayan, sorumluluk taşı- mayan insan davranışları, önümüzdeki yıllarda da- ha da artacaktır. Büyük kentler herkesin kendisini korumak zorunda kaldığı vahşı cangıllara döne- cektir. Aileler. çocuklarına ve gençlere sahip çıka- mayacaktır. Onların gerçek sahiplerı, sanal dünya- nın da, gerçek dünyanın da tüketim imparatorlan olacaktır. Tüketim imparatorlarının bütün sektör- lere egemen olan kararları insanları yönetecektir. Toplumlann günümüzdeki durumu da bundan başka nedir ki? e-mail:erdalata '(superonline.com erdalata « cumhuhriyet.com.tr Faks:0212-513 90 98 St. Vincent Deklarosyonu Şeker hastahğına ortak strateji İstanbul Haber Servisi - Avrupa Diyabet Stratejisi Belirleme Grubu üyesi tn- giliz bilım adamı Prof. Dr. Has Keen. St. Vincent Deklarasyonu'nun amacı- nın, Avrupa ülkelerinde diyabet bakım ve tedavı- sınde ortak konsensüs oluşturarak hastanın ya- şam kalıtesini y'ükseltecek stratejileri belirlemek ol- duğunu söyledi. Lütfi Kırdar Üluslarara- sı Kongre ve Sergı Sara- yı'nda, Sağlık Bakanlığı. Dünya Sağlık Örgütü (WH0), Üluslararası Di- yabet Federasyonu, Türki- ye Diyabet Tedavi ve Eği- tim Vakfı ile Türk Diyabet Cemıyeti'nce düzenlenen, 3 gün sürecek olan "St Vincent Deklarasyo- nu'nun Uygulanmasuıa İlişkin 5. Toplantısı'n na dün de devam edildi. Prof. Keen. şeker has- talığının kan şekeri yük- sekliği ile seyreden ve ömür boyu devam eden bir hastalık olduğunu söyledi. Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğıtim Vakfı 2. Başka- nı Prof. Dr. İlhan Satman da 3 gün sürecek toplantı- nm sonunda dünya hekım- lenyle, şeker hastalığı ıle ılgıli ortak bir strateji be- lırleyeceklennı bildirdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle