17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 1998 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Aydınlık İçin Sekiz Yıl BERİNTAŞAN//«*«*$:« • ^ ^ " ^ ekiz Vülık Kesintisiz m £ 1 Zorunlu Temel Eği- ^ ^ ^ tinT Yasası. 18 Ağus- tos 1998'debiryılını doldurdu. Geleceği- miz için çok önemli olan hu v asa. kamuoyuna gerektiği gibi anlatılabıldi mi: yasa gereği "eğitime katkTda bulunan yurttaş. parasıyla ne ya- pıldığını bıliyor mu? 4306 sayılı yasa ile "sekiz.vülıkkesintisizeğitiiTrinpara- sal kaynağını karşılayabilmek için tam 14 çeşit işlemden değişik oranlarda kat- kı payı alınıyor. Her gün kamu kuruluş- lanna yüz binlercesi verilen 19 çeşit be- y annamenin her birinden 500 bin TL, si- lah taşıma ruhsatından 20 milyon, taşıt alım-satımmdan 10 mityon, her tapu iş- Jeminden 5 milyon, cep telefonundan 2 milyon, içkiden, sigaradan, at yanşla- nndan, Menkul Kjymetler Borsası payın- dan vb. Vergi yükümlüsü olarak, vekil olarak vergi dairesi vezneleri öniinde vergi ya- tırmak için en sıcak günlerde kuyruklar- da bekledim. Her vergi tahakkukualtın- da bir de 500 bin TL "eğitiıne katkı" ya- zılıydı. Ayakta sırasmı bekleyen yurt- taşlann bir tanesinden"Bu eğitinıe kat- kı da ne oluyor" diye sorana rastlama- dım. Ilk aylar "kesintisiz eğitim"e TBMM'de yumrukla, küfürle karşı çıkan "sağ koalisyon"a tepki olarak vergisini içtenlikleyatıranlannyanındabırdeba- ğış yanşı baslamıştı. Birgazetede bü\iik başlıklarla verilen şu habere başka bir ül- kede rastlayabilir misiniz? "Oturacâk e\i yok, okul yaptinyor" - Almanya'da maden ışçiliğinden birik- tirdiği 65 milyar liranın tamamına on derslikli bina inşa ettirecek olan tbra- him Erdoğdu - "Çocuklanmızın iyi ye- tişmesl benim ev sahibi oimamdan çok daha önemli" dedi (Yeniasır, 22 Ocak 1998). Hıçbirgirişim kamuoyunca ve ekono- mik yönden bu kadar destek görmemiş- tir. Hükümet bu altın fırsatı yeterince değerlendiremedi. Üniversite gençliği yaz aylannda Güneydoğu'da "sekiz yıl- hk kesintisizeğkim"in kıvılcımı olabilir- di. Sivütoplumörgütleriylecanlıbirbağ kurulamadı. Emekli öğretmenleröncegö- reve çağnldı. sonra ilgilenen olmadı. Milli Eğitim Bakanlığı. yasayı uygula- yacak inançlı bir kadro kuramadı. Hükümet yasayı deldi 55. hükümet, iktidan dönemindekı bu en hayırlı işe sahip çıkacağı yerde, ya- sanın çıkışından iki gün sonra yasayı ilk delen kendisı oldu. Yasaya göre sekiz yıl bıtinlmeden Kuran kurslanna gidil- mesi men edilmişken hükümet tarafin- dan çıkanlan 20.8.1997 günlü genelge ile 5. sınıftan sonra Kuran kurslanna gi- debilme olanağı sağlandı. Bu genelge Danıştay'ca iptal edilmesine karşın bu kez Diyanet tşleri Başkanlığı'nca "Vaş sının aranmaksızın camilerde Kuran eği- timine devam edilecektir" diye genelge yayımlandı. Başbakan Vlesut Yılmazda yasaya aykın olan bu genelgeye sahip çı- karak "Her yaşta çocuğun Kuran kur- suna gidebileceğini"' sö> ledi. İrtica konusunda ödün vererek şeriat- çı birpartinin önüne geçemezsiniz. He- Je hele cumhuriyeti, laikiigi sa\Tinan bir parti olarak hiç geçemezsiniz. Eğer öy- le olsaydı 1947'de ilkokullara din ders- lerini koyan, aşın sağın baskısıyla sol- culan koruyor diye Hasan Âli Yiicel'i Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alıp yerine ırkçı- Turancı ReşarŞemsettüı Sirer'i ge- tiren. Köy Enstitülerini sahipsiz bırakan CHP'nin 1950 ve sonraki seçimlen ka- zanması gerekirdi. Şimdi de ANAR DSP, CHP aynı yanılgı içindeler.. Kesintisiz sekiz yıllık eğitimin sahip- siz bırakılmasından yüreklenen eskı RP. yeni FP'liler. sekiz yıl sorununu bir eği- tim olayı olmaktan çıkanp bir din kav- gası haline dönüşfürduler. Her cuma na- mazı sonunda cami önlerinde çoluk ço- cuk. erkekli-kadmlı birtopluluk "Kura- na uzanan ei kınJır". "İmam-hatipleri ka- patamazsuuz". "Kesintisi/diasi/egitim" diye bağırdılar. Izınsiz gösterilerini po- lis dağıtmayınca, bu seferolay yaratmak için polise saldınp kavga çıkardılar. son- ra da TY kameralanna mağdur rolünde poz verdiler. Kesintisiz temel eğitimin başanlı ola- bilmesi için bundan sonra ne yapılmalı- dır? ANAP, yasadan ödün vererek aşın sağ kesimden oy alacağını düşlüyorsa. bilsin ki DYP'den de arkada kalır. DSP'nin. hem hükümet ortağı hem de demokratik bir sol partı olarak Milli Eğı- tim Bakanı'nı yalnız bırakmaması gere- kir. Şu bir gerçek ki yasanın çıkması ve basanlı olmasında en büyük pay Milli Eği- tım Bakaru Hikmet Ulugbay'a aittir. CHP. yasanın çıkışı sırasında topladığı olum- lu puanı. daha sonra sırf hükümete kar- şı olmak için takındığı kararsız ve istek- siztutumu ile kaybetmiştir. CHP'nin se- çimlerdeki en büyük şansı. cumhuriye- ti ve Atatürk iikeîerini savunan bir par- ti olarak sağcı ortaklara karşı DSP ile bir- likte sekiz yıllık eğitime sahip çıkmak olacaktır. Bir yıl içindeyapılanlanndö- kümü açıklanmadan hükümetçe "eğiti- me katkı" payının arttınlması kamu- oyunda yaratılan rüzgânn hızını kesebi- li'r. Yeni ders yılının başlamasında u eği- timekatkı" payından toplanan paralann, yapılan bağışlann. açılan okullann, okul ihalelerinin görüntüleriyle birlikte açık- Ianması kamuoyunda güveni yeniler, ye- ni bir heyecan yaratır. Bir yılda elbette bilgisayarlı 30 kişilik sınıflar, arzu edi- len yatılı ilkögretim bölge okullan, Gü- neydoğu'da kapanan okullann tamamı- nınaçılması beklenemezdi. Amabiryıl- lık uygulama yine de umut \ ericidir. ma- ya tutmuştur. Refah Partisi iktidan dö- neminde Konya'nın yalnız Hü\ük ilçe- si. Mutlu beldesinde örgüt kuramamış, ">anh Kuran kursıTaçamamış. 1992 ye- rel seçimlennde Erbakan helikopterle Mutlu'ya geliyor. Örgüt binası ve yatılı Kuran kursunun açılmasına karşılık her türlü maddi yardımda bulunacağına söz veriyor. Mutlu halkı ikridann nimetlerin- den yoksun kalma pahasına Erbakan'a "Biz cumhurivete,Atatürkükeierine bağ- b çağdaş bir gençlik yefjştirecek yabh ilk öğretimokulu isti>onız" diyor. (Cumhu- riyet. 7.2.1998). ' Beşincı sınıfi bitıren 1.500.000 çocuk- la. beşinci sınıftan sonra öğrenimine ara veren milyonlarca çocuk, yeni yasa ge- reğince altıncı sınıfa kayıt edilecek. Okul dışında kalan milyonlarca çocugumu- zun kazanılmasına karşılık yeni yasa ile bütün yurtta imam-hatip ortaokuluna gi- deme\ecek olan 300 bin çocuk için kı- yamet kopanyorlar. Yalnız onlar için mi? 300den fazla okulun yapımı için ayn- lan 101 trilyon liranın paylaşılması için. Çünkü şimdiye kadar okul ihaleleri "mü- teahhit mafyasr arasında paylaşılıyor- du. Sonuç Milli Eğitim Bakanı şimdi açık (şef- faf) bir ihale yöntemi izliyor. Kıyamet kaçak Kuran kurslannın kapatılmasmdan, camilerin deneriminden. cami önlerine konan bağış adıyia toplanıp da içindeki paralann nereye gittiği bilinmeyen san- dıkJann kaldınlmasından kopuyor. Bun- Ian açık açık basında. me> danlarda, köy odalannda söylemek. anlatmak yurtse- verlikgereğidir. Bugerçekler "altjapı". "üst yapT. "sistem değişikliği'' gibi bil- giçliğe. kaytarmacılığa kaçmadan so- mut örnekleriyle anlatılsm ki kamuoyu aydmlansın. desteği güçlensin. Seçim, re- ferandum ondan sonra yapılsın. Ondan sonra yapılsın da görelim. bakalım, hal- kımız çocuklannı kara çarşaflı öğret- menlere mi, yoksa çağdaş, aydınlık cum- huriyet öğretmenlerine mi teslim ediyor. Çağdaş İnsan, Çağdaş Yaşam... TÜRKANERKÎN Y akama dikkatlice baktı \e u Atatürk'e c\etanıa,aJttakiyazı>akatıimrvDrum" dedı. ÇYDD rozetinden söz ediyordu. Aydın. saygın \ e gerçek anlamda oku- yan yazan bir kişiydı. O sıralarda, Taksim'deki birbüvük kilisenin ayi- nine bir nedenle katılan ünlü işadamımızı örnek göstererek. ona göstenlen hoşgörünün hacca giden valilerdennedenesirgendiğinisormuştu. Ogünden bu yana "Çağdaş Yaşam" ka\Tamınm toplumda na- sıl yankılandığını, asıl önemlisi de kucaklamak \e kendimize katmak istediğimiz bir kesımin bu kav- rama yaklaşımını merak ederim. Sahı "Çağdaş Ya- şam"nedir? Çoğu kımse için. kentin seçkin mahal- lelerinde büyük \e donanımlı apartmanlarda otur- mak mı° Pahalı lokantalarda yemek yemek. son model arabalarda dolaşmak. modaya uygun giysi- ler gıymek mi° Yoksa. yazlannı yazlıklannda geçiren. sık sık ya- bancı ülkeleri gezen. kokteyllerde. eğlencelerde boy gösteren kişi midir Çağdaş insan?.. Birçok okulu bitirmesı de insanı çagdaşlaştırmaz bana göre. Hemen belirteyim diplomasız nice çağ- daş insan tanımışızdır her birimiz. Arıcak, hiç kuş- ku yok ki, kimliğini diplomalarda aramasa da insa- nın o kimligi. okuyarak öğrenerek geliştirmesi. dün- yaya ve insana daha geniş açıdan bakması olanak- sız değil. Her şeyden önce. Çağdaş Yaşam insanla- nn düşüncelerinı özgürce açıklayabildikleri demok- ratik. laik bir ülkede oluşur. Çağdaş insan, önce insan olmanın bilincine varan, haklannı \e vükümlülüklerini bilen insandır. O, füm öbür insanlânn haklannı da tanır. diinyanın öbür ucunda da olsalar onlan savunur. Çağdaş düşünce, aile içinden başlayarak daJga dalga yakın çevTesine, yaşadığı kente, iilkesine ve gi- derek dün\a>a >-avıhr. Ailemizde, çocuğumuzun. eşi- mizin haklannı gözetiyorsak, onlara saygı gösteri- \orsak çağdaşız. Apartmandaki komşulanmıza sabahleyin işe gi- derken, sokağımızdaki sıkça rastladıgımız kişilere güler yüzle "günaydın" diyorsak çağdaşız. Yürürken ayağımıza takılan pet şişesini ya da bir kâğıt parçasını alıp çöp kutusuna koyuyorsak çağ- daşız. Yedikleri öteberiyi. kâğıt parçalannı yerlere atanlan. arabalannda gürültülü müzik çalanlan, ya- ya geçitlerinden "geçiniz** ışığı yanmadan geçen insanlan, arabalan uyanyorsak çağdaşız. Bunlan ya- parken elbette güçlüklerle, tepkiyle karşılaşacağız. Ama unutmayalım ki biz haklıyız. Sağlığımızı, zamanımızı. paramızı. malımızı. ya da kamu malını savurganca harcamamanın da çag- daşlık olduğunu hiç aklımıza getirdik mi acaba? Yakın çevremizdeki yöneticilerden devleti yöne- tenlere kadar. seçtiğimız bu insanlânn aldıklan ka- rarlan. onlan nasıl uyguladıklannı izliyorsak çağ- daş sayılınz elbette. Yurttaş olarak yükümlülükle- rimizi nasıl titizlikle yerine getiriyorsak. onlardan da haklanmızı aynı titizlikle istememiz gerekmez mı? Sistemin işlemesindeki aksaklıklara tepki göste- ren insan, Çağdaş insandır. Bu tepkiler bazan bi- reysel olabilir ve çoğu kez de amacına ulaşamaya- bilir. Ne var ki. çağdaş toplumlarda insanlar, örgüt- lenerek sorunlanna çözüm bulmaya çalışırlar. Ka- tıldığım toplantılardan birinde bir konuşmacıdan duy- muştum: Batı ülkelerinde bir msan ne kadar çok ör- güte üye ise -söz gelimi. hay\an sevenler. pul bi- riktirenler. çevre korumacılar gibi- o denli çağdaş sayılır ve bununla övünürlermiş. Bergama'da siyanürlü altına karşı çıkan köylü- ler -diplomalan olmasa da- bana göre dünyanın en çağdaş insanlannın yanında yer almalılar. Viernam'da. Bosna'da öldürülen. Hiroşima'da atom bombasının kül ettiği ya da sakat bıraktığı in- sanlar için, acı duyuyorsak Çağdaşız... Özdeğerlerimiz, kültürel, tarihsel birikimlerimi- zi korurken. değişen dünyaya koşut yeniliklere bey- nimizi ve gücümüzü katmak istiyorsak Çağdaşız. Dinlere. ırklara. renklere ve kültüriere hoş görü ile bakabiliyorsak Çağdaşız... Salt ulusumuzun değil, insanoğlunun, mutlulu- ğu ve banş dolu bir dünyada yaşaması için öğreni- yor, çalışıyor, üretiyorsak Çağdaşız... Yaşamın heralanında insanoğlunu zenginleştiren bu nitelikleri ve daha nicelerini kapsayan gizemli gücün en dar ve en geniş anlamda EGlTtM oldu- ğu gerçeğinı ilke edinmiş ve çalışmalannı böyle bir yaşama adamış örgürün. Çağdaş Yaşamı Destekle- me Demeği'nin Çağdaş üyelenne ve tüm Çağdaş insanlara Cıimhuriyernnizin 75. yılında selam ol- sun! PENCERE Saksofoncu!• •• 'Oral' sözcüğü medyada dillerden düşmüyor; Clinton. BeyazSaray'daBaşkan'ınçalışmayeriolan "Oval Ofis "te Monica Levvinsky adlı tazeyle "oral seks" yapmış; hangi televizyonu açsan aynı laf: "Oral seks!.." Çoluk çocuk meraklanıyor; bacak kadar kız ço- cuğu soruyor: - Anne, oral seks ne demek?.. - Sus bakayım sen.L - Niye susayım?.. - Onu büyükler bilir. - Sen biliyor musun?.. -SusterbiyesizL - Clinton terbiyesiz mi?.. -Terbiyesiz!.. - Peki, bu terbiyesiz adam nasıl da Amerikan Cumhurbaşkanı olmuş?.. • 'Oral' "ağza ilişkin, ağız yoluyla, ağza değgin" anlamına geliyor. Ağız, zengin deyişlerin kaynağı- nı oluşturan birsözcüktür; sözgelimi: "Ağızkavga- sı, ağza alınmaz, ağzma biber, ağzı lafyapan, ağ- zı pis, ağzı süt kokuyor, ağız değiştirmek, ağzı var dili yok, ağzı bozuk, ağız yapmak, ağzı sıkı, ağzı gevşek, ağzı kilitli, ağız alışkanlığı, vb..." Peki 'oralseks'e "ağızseksi" denemez mi?.. 'Ağızdan seks' de olabilir... Argo sözlüğünde 'oralseks' karşılığında 'sakso- fonculuk' yazıyor. Clinton iyi saksofon çalmasıyla ünlüdür. Demek iki saksofoncu Beyaz Saray'da buluşmuş- lar, sevişmişler. Yersizlik mi?.. Densizlik mi?.. • Clinton kepaze oldu.. ABD rezil.. Hasta bir toplum, çılgınlığa tırmanan ruhsal ya- pısının dışavurumunu sergiliyor. Beyaz Saray'da 'iyi aile babası' görmek isteyen Protestan ruhu, yaratmak istediği imajın üstüne işeyerek rezalete yol açtı. Olay, uçuk bir kızla iliş- kisinde dengesini yitiren Başkan'ın öyküsü değil!.. Bu ilişkinin izlenmesinde, soruşturulmasında, ko- vuşturulmasında, medyaya yansımasında, savcı- lıkta, kişilerde, kurumlarda uç veren pisliğin ve çü- rümüşlüğün belgelenmesidir. Amerika süper güç; ama bu süper güç çılgınla- nn elinde dünyanın temeline dinamit koyuyor. Beyaz Saray'daki 'oral seks davası 'nı ne yanından ele alırsan al, çözülemez bir kördüğümün ilmiklerine dolanmak işten bile değil... Öyte bir dava ki bu, sanığı suçlamaya kalkışan savcı sanıktan beter suçlu.. Yargıç rolüne çıkanlar, adalet dağıtmak şöyle dursun, kendilerini dağıtıyorlar. Davanın terazisini elinde tutan adalet perisi, utancından gözlerini kapamış... Ahlak adına ahlaksızlığın kol gezdiği medya piyasası ev\ere şenlik... Kart var... Kart var... T.C. KULTUR BAKANLIĞI Etkintilcleri . SANATÇI İndirim Kartı Adı ve Soyadı : Şenay ÜREK Sanat Dalı : Yüksek Graf iker Bağlı Oldoğu Kurum : M.S.Ü.D.G.S.A. Mez.Dern. Sadece sanatçılar alabilir... Herkesin kartı var, bazılarının American Express Kart'ı var! Dünyanın saygın kredi kartı American Express Kart, üstün avantajları, farklı hizmetleriyle, size sıradan bir kredi kartından fazlasını sunar. American Express Kart Türkiye'de sadece Akbank'ta. Herkes alabilir... (hemen hemen...) Kredi sicili uygun ve düzenli hane geliri aylık 150 milyon liranın üzerinde olan herkes American Express Kart alabilir. Tatminkâr limit, geri ödemede çok uygun koşullarla taksitlendirme imkânı, yurtiçi ve yurtdışında nakit çekme kolaylığı. Bunlar American Express Kart'ın size sunduğu avantajların sadece bir kısmı. Kart'ınız, Türkiye dahil, 200'den fazla ülkede otelden restorana, mağazadan süpermarkete, benzin istasyonundan tatil köyüne kadar, milyonlarca seçkin alışveriş ve eğlence merkezinin kapılarını size açar. Gelin bir Akbank şubesine, American Express Kart'ınızı kolayca alın, yaşamınızı kolaylaştırın. Cards AKBANK - AMERİCAN EXPRESS MÜŞTERİ HİZMETLERİ MERKEZİ 365 GÜN, 24 SAAT HİZMETİNİZDE TEL: (212) 283 22 00 (4hat) AKBANK G ü v e n i n i z i n E s e r i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle