Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 1998 PAZARTE
HABERLER
Vakıflar
Bankası'ndan
eğitime destek
• İstanbui Haber Servisi -
Tiirkiye Vakıflar Bankası,
8 yıllı'k eğıtinıe katkı
amacıyla Bitlis"in Ahlat ve
Tatvan ilçelerinde okul
yaplırıyor. Bankanııı
yaptırdığı okul sayısı.
Bitlis'te yapılacak 2 okıılla
birlikte 15 ilde toplanı 20
derslikli 16 okulu bıılacak.
Krueger
Güneydoğu için
yürüyop
• ANKARA(UBA)-
Yaklaşık biryıldır
ODTÜ'de öğretim aörevlisi
olarak çalışan Brian
Krueger, çatışmada
insanların ölmesinden çok
etkilendiğini belirterek
Tiirkiye"de insanların
ölmemesi için bıreysel bir
eylem basjatına kararı
aldığını; 16 gün önce
Diyarbakır'da üzerinde.
••Peace Talks Nou 1998-
Diyarbakır-Ankara-
lstanbul. Banş görüşmeleri
hemen şimdi" yazan
tişörtü) le y ürüyerek
Ankara'ya geldiğini ve 8
gün içinde de İstanbul'da
olmayı planladığını
söyledi
Baştıakan
Yılmaz'ın gezileri
• Haber Merkezi -
"Başbakan Mesut Yılmaz,
bazı açılış ve temel atma
törenlerine katılnıak üzere
saat 11 30"da özel uçak
,.AJA ile Istanbul'dan Muş'a
gıtti. Yılmaz buradan
askeri bir helikopterle
Bitlis'e geçti. Yılmaz. daha
sorira Tat\an'a harekei
e*derek Tatvan Anadolu
tfSesi'nin açılı^ törenine
«Srildı. Tatvan'daki
temaslarını tamamlayarak
birpolis helikopteriyle
yeniden Muş'a gelen
Başbakan Mesut Yılmaz.
•rimkara'ya hareket etti.
Bilgin hakkında 1
fedeke daha
• ANKARA(IBA)-
•nrfbaft Genel Mörförlüğü
sırösmda; Bayındırlık ve
»Iskâti Bakanlığı Tekntk
Heyeti Raporu ve vergi
inceleme raporu ile
"Marmaris Turban
Tesisleri nde duvar. sıva,
boya işlerinin ödemelerine
sahte faturalar karşılığında
gider gösterdigi"' tespit
edilen Isparta DYP
Milletvekili Ömer Bilgin
hakkındaki 10'uncu
dokunulmazlık fezlekesi de
Meclis'e ulaştı.
Rafet Genç anıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Gazeteci Rafet
Genç. ölümünün 9.
yıldönümünde Cebeci Asri
Mezarlığfndaki mezan
başında düzenlenen törenle
anıldı. Törene. ÖDP Genel
Başkanı Uftık L'ras. İHD
Genel Başkanı Akın
Birdal. ÇGD Başkanı
Ismet Demirdöven,
Genç"in yakınlan ve
gazeteci arkadaşlan katıldı.
Birdal, yaptığı konuşmada.
gazetecileri. "gerçeğin ve
özgürlüğün resmini
çizenler" diye tanımladı.
Birdal. "Kimi gazeteciler.
çetelerin resmini çizerek
onlan aklamaya çalışırken
kimi gazeteciler ise
gerçeğin ve özgürlüğün
resmini çizme uğraşı
içindeler" dedi. ÇGD"nin
Rafet Genç Haber Ödülü.
UBA kameramanı Cengiz
' Aldemir'e verildi.
Terör eğitimi
• ANKARA (ANKA)-
Milli Eğitim Bakanlığı.
ilköğretim 7 ve 8'inci
sınıflarda okutulacak
vatandaşlık ve insan
haklan dersi programını
hazırladı. Milli Eğitim
, Bakanlığı. insan haklan
dersinde öğrencilere terörü
anlatacak. Öğrencilere.
bölücü ve irticai terörün
' hedefleri anlatılacak;
terörle mücadelede kişilere
1
düşen görev ler konusunda
bilgi verilecek. Bakanlık.
ögrencilerden "Tiirk
olmakla gurur
duymalarınf. "vatan ve
bayrak sevgisiyle dolu
. olmalannı" istedi.
Düşünce ve ifade
: özgürlüğünü kullanmaları
nedeniyle yüzlerce avdın
, ve yazar cezaevine
1
girerken bakanlık.
öğrencilere: herkesin
I düşünce. kanaat ve ifade
' özgürlüğüne salıip
1
olduğunu anlatacak.
Okullarda 13, 14 ve 15 yaşlarındaki çocukların yaşamına önce
esrar giriyor. Bunların çoğu geleceğin potansiyel eroin kullanıcıları
Uyuşturucu okıüdabaşhyor
BİZBİZE,
ERDAL ATABEK
T"*v urak'ın danışmanı yüksek peda-
/ lgog Alev KubatÇelik. yitikkuşa-
' -J ğın bağımlıları hakkındaki görüş-
lerini aktarmayı sürdürüyor.
- Bağımlı gençlerin babalannın ya da
anneterinin çoğunun sigara tiryakisi oldu-
ğu kanısındayım. Aralannda içki içenler
de vardır. Ama bu tür bağımlılık. aile ara-
sında utanç kaynağı olmuvor değil mi?
- Babalar. alkol bağımlısı olabiliyorlar.
Bundan kimse utanmıvor. Gençlerin sağ-
lık bakımından göz göre göre erimesi. ai-
leleri ciddi şekiTde rahatsız edi>or. Ayrı-
ca uyuşturucuya bağlı olarak hırsızlık
yapma. erkekler arasında kendini ya da
kız arkadaşını satma gibı olaylarda yaşa-
nı>or.
- Danışmanlığın önemli kurallanndan
biri de. başMiruda bulunan bağımlı kişi-
lerin doğru bilgi vermesidir. Bu konuda
nasıl dav ranıyorsunuz, gelenler doğru ko-
nuşuyoriar nıı?
- Doktorlargibi bizdesırsaklamakzo-
rundayız. Bize anlatılanlar bizde kalır.
Annelerle babalarla konuşurken çocukla-
rının söylediklerinı onlara anlatmıyoruz.
Buraya gelen gençler bunu biliyor. Kar-
şımda oturan gence güv en v ermek zorun-
dayım. Bu konuda hiç sorunumuz olma-
dı. Gençler çok açıklar. Öyle bir duruma
gelmişler ki. gızleyecek bir şeyleri de kal-
nıamış. Bitkin bir halde geliyorlar. "Ba-
na >ardım edin de ne v aparsanız yapın!.."
dıyorlar. Kimileri karşıma öyle birduygu
ile oturuyor ki. "Hemen teraphe götüriin.
Beni bu bataklıktan bir an önce çıkann"
diyerek yalvanyor.
Uyugturucu ve ölüml
-Alev Hanım.sertuyuşturucukudanan
bir gencin sonu ne olabilir?
- Çok kısa. çok net söy leyeceğim; uyuş-
turucu kullananın sonunu ölüm olarak gö-
rüyorum. Kimi insanlarçokdayanıklıdır.
20 y ıldır eroin kullanan insanlan da tanı-
yorum. 5 y ıldır eroin kullanan bir genç-
ten çok daha sağlıklı görünüyor. Bütün
uyuşturucu kullananlar. kendileri kabul
etmek ibtemeseler de şunu biliyorlar;
eninde sonunda bu bağımlılığın sonu
ölümdür.
Vücut giderek zayıflıyor. Beyinde kim-
yasal maddelermeydana geliyor. Tüm ya-
şamın odak noktası uyuşturucu oluyor.
Günlük normal yaşam. insan ilişkileri bi-
tiyor. sıfıra iniyor. Yaşamda önem verdi-
ğimiz değerlerin hiç önemi kalnvyor. 24
saatlikbirişbu. Düşünebiliyormusunuz,
gece yatmadan. "Sabah kalktığım zaman
krizini gelmeden uvuşturucuvu nereden
bulurum" dıye düşünmek zorunda kalan
bir gencin durumunu. Yaşamı onun çev-
resinde dönüyor.
- Sizce, gençlerimizin bu hale gelmesin-
de Alman hükümetinin de suçu \ok mu?
- Alman hükümeti. Türkiyelilere ikin-
ci sınıf insan muamelesi vapmaya devam
ettikçe. aileler maddi sıkıntı içinde yaşa-
dıkça bu felaketten nasıl kurtulacaklar!
Burası Kreuzberg: Berlin'in Türki>eliler
gettosu. Birinci ve ikinci kuşağın burada
nasıl yetiştiğıni. nasıl vaşadıgını biliyo-
ruz. Birinci kuşak zor şartlar altında ge-
ceyi gündüze katarak çalıştı. Türkiye'ye
geri dönme hayalleri yıkıldı. Hasta oldu-
lar, emekli oldular. Yarım insan olarak
kaldılar. Çocuklannın eğitimini göz ardı
ertiler; bir yerde etmek zorunda kaldılar.
Bu gençler şimdi bize geliyor. Kimi hır-
sızlık yapıyor. kimi uyuşturucu kullanı-
yor, kimileri de çete oldu çıktı. Bu düzen
bövle devam ettiği sürece. bizim terapi
merkezinde 20 kişi değil. 40 kişi de çalış-
sa uyuşturucu bağımlısı gençlerin yardı-
mına yetişemeyeceğiz. Türkiyeli çocuk-
lar arasında esrar ve alkolün ne kadaryay-
gın oldugunu görmek isterseniz. gelin
okullaragidelim. 13, 14. 15 yaşlarındaki
çocuklann yaşamına esrann nasıl girdiği-
nı göreceksiniz. Bunlar geleceğin eroin
kullanacak insanlan olacaklar.
-Şimdi esrar icenleringeJecekteeroin iç-
meleri şart mı?
- Hayır. şimdi esrar içenler gelecekte
eroine başlayacaklar diye bir kural yok.
Derler va. "Esrar içen, eninde sonunda
eroin de içer." Hayır. ben bunu kabul et-
miyorum. Bir genç. esrarı sadece merak
için içiyorsa. bunu annesiyle babasıyla
konuşabiliyorsa. sosyal yaşamında çok
büy ük bir sorun yoksa. iv i bir aile yaşamı
varsa, çocuklugu ve gençliği güzel geç-
mişse merakını giderdikten sonra bırakır.
Neden kendini uyuştursun. Bırdefadene-
yen çok genç tanıdım. Denemek gençli-
ğin merakıdır, normaldır. Ancak kendini
uyuşturmak için içiyorsa o zaman tehli-
kelidir. Tehlike esrarda değildir; tehlike.
çocuğun içinde bulunduğu sosyal ortam-
dadır. Ama kendini uyuşturmak için içi-
yorsa bir gün ona esrar yetmevecektir. Bu
durumda esrar içtikçe sorunlar da çoğa-
lacak. Bunları kapatmak için biraz daha
çok içecektir. Bir gün daha çok!.. Bir gün
daha çok!.. derken gün gelecek bakacak
ki esrar yetmiyor. Uyuşturucunun daha
sertıni aramaya başlayacaktır. Tablet ala-
cak. annesinin babasının ilaç dolabını açıp
başağrısı haplannı kullanacak ve işte o
zaman esrar. eroine götürmüş olacaktır.
- Dönüpdolaşıp sorun önce ailelerde yo-
ğunlaşıvor. Aileler ne yapmalt Almanya
koşullarında çocuklanna nasıl yardımcı
olmalılar?
çocuklarla dostluk kurmak
- Aılelere seslenmek istiyorum. En bü-
v. ük sorumluluk onlarda. okullarda ve top-
lumumuzda. Bazı sorunlan çocuklanmı-
zı kandırarak ya da onlar bizi kandırarak
• Pedagog Çelik: Alman hükümeti,
Türkiyelilere ikinci sınıf insan muamelesi
yapmaya devam ettikçe, aileler maddi sıkıntı
içinde yaşadıkça bu felaketten nasıl
kurtulacaklar! Burası Kreuzberg; Berlin'in
Türkiyeliler gettosu. Birinci ve ikinci kuşağın
burada nasıl yetiştiğıni, nasıl yaşadığını
biliyoruz. Birinci kuşak zor şartlar altında
geceyi gündüze katarak çalıştı. Türkiye'ye
geri dönme hayalleri yıkıldı. Yarım insan
olarak kaldılar. Çocuklannın eğitimini göz
ardı ettiler; işte sonuç ortada.
halletmeye çalışıvoruz. Bir çocuk bunu
çok çabuk algılar. ~Çocuk küçük, anla-
maz~ deınev in Küçük yaşta onunla dost-
luk kurun. Ilende çocuğun herhangi bir
sorunuolursa "Ben onu bunu kandırarak
çözerim" anlavişivla degil. "Benim bir
sorunum, hatam olsa da bu insanlara sö> -
leyebilirim. Hep beraber bir çözüm yolu
buluruz"anlavışıv la vetiştirebilirsek. ço-
cuğumuz esrarı belki bir defa dener. on-
dan sonra denemeven bir çocuk olur. Ço-
cuğun. yaşamından bir tat alması lazım.
O zaman kendini uyuşturmak zorunda
kalmaz. Uyuşturucuva bağımlılık çocuk-
luktan başhyor. Bu çok önceden engelle-
nebilir.
Annenin babanın sorunlan var. Çalış-
tıklan için çocuklara gereken ilgiyi gös-
teremiyorlar. Bunun verineoyuncak.giy-
si ahyorlar. Kendilerini. çocuğa karşı ne
kadarsuçluhissediyorlarsaokadarpaha-
lı o>uncak alıyorlar Çocuklann oyuncak
odaları ovuncaklarla doludur. Çikolata
alıyorlar. Fazla oldu mu tatlı, çocuğu tat-
min ediyor. Çocuğun ihtiyacı olan sevgi.
ilgi vok. Ona. "İşimiz çok, sana yardım
edemiyoruz" devip gerçekler anlatılmı-
dan da bunu alabilirsiniz." Bu tür içkileri.
çok açık şekilde çocuğun vanında iç-
memeli. Aile. çocuğunun alko! içmesini
istemiyorsa ona örnek olmalıdır.
Gençlik Mahkemesi
yargıcıyla söyleşi
VVuppenal kentı Gençlik Mahkemesi
yargıçlarından Bav Richard Pieper'le
mahkeme bina.Miidakı çalışma odasında
görüştük. Bana av ırdığı süre içinde Pıeper
açık konuştu. dev letııı politikasını sav un-
dıı. Alman millıvetçıliğini öne çıkardı.
- Sa\ın Pieper. benimle göriişmeye za-
man av ırdığını/ icin teşt'kkür ederim. Sö> -
leşimize si/i tanıvamk başlamak istiyo-
rum.
- Adımı sizsöylediniz. yaşım54. Wup-
pertal kentinde bulunan dört gençlik yar-
gıcından birivim ve aynı zamanda fahri
üyeli Gençlik Mahkemesi Başkanı>ım.
Benım baktığım mahkeme on dört-yirmi
bir yaşları arasındaki gençlerı yargılıyor.
Bu nedenle zaman zaman Türk gençleriy-
le de karşılaşıyorum. Önümüzdeki hafta
bir Türk uencinın mahkemesi var.
Gençlik Mahkemesi Başkanı Richard Pieper.
Düsseldorf Gençlik Cezaevinde M. hücresinin önünde.
yor. Böylece çocuk savaş vermesini. iç
dünyasını dışarıya vurmasını öğrenemi-
yor.
- Çocuklara, annelerivle her çarşıya çık-
tıklarında çok sov dikkri. peşinde koştuk-
ları ov uncak alınmalı mı?
- Bilinçlı alınmalı. Bir çocuğun önüne
beş oyuncak atın, sevinir; ama ilk defa
hangisiyle oynayacağını şaşınr. Çocuğa
vereceğiniz güvenin, sevginin karşılığı
yoktur. Oyuncak vermek bir nev i rüşvet-
tir.
- Kimi aileler. 8-10 vaşlarındaki çocuk-
lara zaman zaman bira. şampanva gibi al-
kollii içkiler verivorlar. Bunu doğru bulu-
yor musunuz?
- Çok kötü. Bu. şıı demektir: "Bizolma-
- Kaç > ıldır gençlik mahkemesi yargıcı-
sınız? Birkaç söz daha u-tkinizin ne oldu-
ğu üzerine sövlevebilir misiniz?
- 16 vıldır gençlik mahkemesi yargıcı
olarak görev yapıyorum. Ağır olmayan
suçlara ve biryıla kadar olan hapis ceza-
lanna tek başıma karar \ermede yetkılı-
yim. Daha ağır suçları hevet olarak var-
gılıyor ve karar verivoruz.
- Yasalara da> anarak gençlere çeşitli ha-
pis cezaları verivorsunu/. Sizce bu cezala-
rın amacı nedir? Çoğu cezaevi müdüıie-
rinin sö> ledikleri gibi. bu cezalann genç-
ler için eğitici olduğuna siz de inanıyor mu-
sunuz?
- Söyle>eceğim nesnel değil. öznel ola-
caktır. Yani sadece kendi görüşümü dile
getireceğim. Sorunuz benim yanıt \ere-
meyeceğim kadar zor bir soru. Ama ka-
nımca burada şu iki noktayı belirleyebilı-
riz: Birincisi açıkça suç işlenivor ve bu
suçlar çevreye zarar veriyor. Yıgınlar ta-
rafından çekilmesine olanak vok. tkinci-
si bu suçlara ceza yasasıv la karşı vanıt ve-
riliyor. Ben karanmı ceza yasasına göre
veriyorm. Yasada bu suçlara karşı çeşitli
yanıt vemieolanaklan vardır. Örneğin.bu
bir uyarıyla başlayabilir ve ertelenmez ha-
pis cezasıyla biter.
Gençlerin eğitimi konusunda tek tek
uygulamalann ne gibi sonuçlar \ erdiğini
söylemek oldukça zor. Buna ilişkin ola-
rak elimizdekesin sav ısalbilgilervok. Az
önce verdiğim hapis cezası örneğinden
başlarsak. bu suçu ağır olanlara verilen
cezadır. Normal olarak. ilk defa cezaya
çarptırılan gencin cezası ertelenir. Ama
buna karşı önemli nedenler yoksa. Ağır
cezaya çarptınlanlar daha önce ertelenmiş
cezayı almış olanlardır. Ya da öyle ağır suç
işlemişlerdir ki, ertelenme olanagı orta-
dan kalkmıştır. Böyle ağır suçlar yumu-
şak kararlarla geçiştirilemez. O insan çok
tehlikelidir. Onu normai insanlardan ayır-
mak zorunlu olur.
Elbette ceza vermenin \e ceza çektir-
menin amacı daha çok eğitime yöneliktir.
Sık sık gençlerin cezaevine atıldıgı ve ora-
da onlara bir şey verilmediği söyleniyor.
Bu dogru değildir. Benim göriişüme gö-
re, cezaevleri gençleri egitmek için çeşit-
li olanaklarsunmaktadır. Çoğu defa genç-
ler bu tür olanaklardan yeterince yararla-
namıyorlar. Çünkü ilgi duymuyorlar.
Yardımcı uzman ve suçlu
Hapis cezası uygulamasının en iyi ol-
duğu söylenemez. Ama elimizdeki tek
olanak bu. Ayrıca bir insan acı ve eziyet
çekmesi yoluyla da değişime uğrayabilir.
düzelebilir.
Bence burada önemli olan cezaevinden
çıkan gencin ne olacağıdır. Çezayı çekmiş
olanla ilginin nasıl olacağı konusudur.
Şüphesiz bu alanda tüm olanaklar kulla-
nılmıyor. Normal uygulamada suçun bir
bölümü enelenerek suçlu serbest bırakı-
lır. Onun ilişkilerini düzene sokacak ve
yaşama uyum sağlamasına yardımcı ola-
cak bir uzman verilir. Onunla sadece pa-
zartesinden cumava kadar ilgilenecek bu
uzmanın mucize yaratma olanağı yoktur.
Bunların sayılan da azdır ve öte yandan
vapacaklan yardım sınırlıdır. Böyle du-
rumda olan gençler cumartesi ve pazar
günleri yardımcısız kalırlar. Ov sa bu gün-
ler onlar için en tehlikeli günlerdır.
- Deneylerinizden çıkarak gençleri suça
iten etkenleri de anlatır mısımz? Ceza ve-
rirken bu etkenleri, günlük vaşamdaki
olumsuzluklan dikkate alıvor musunuz?
Örneğin. vabancı bir gencin yabancılık-
tan kav naklanan sorunlan gibi.
Aile yapısı bozuk
gençler ve suç
- Bu konu üzerine açıkça birgörüşoluş-
muşdeğil. Kendi bildiğimi söyleyeceğım.
Suçun nedeni tek değildir. Birçok nedeni
vardır
Suç bunların birleşmesinden meydana
gelir. En önemli tarafı kişisel yandır. ^a-
ni kişinin yapısında yatıyor. Tübingen
Üniversitesi'ninsonaraştırmalannagöre,
özellikle yaşam biçimi insanın suç işleme-
sini etkiliyor. Bunun açık örneği çabuk
tüketme istemi. Son günlerde kimi araba-
lara yapıştınlan şu sloganlarda da bu gö-
rülmüştür: "Keyfi hemen tadalını" (Ge-
nus sofort). Sabırlı olmama eylemı. Bu-
nun yanında alkole yönelik eğilim. genç-
lerin kontrolsüz davranışlannda alkolün
payı büyük oluyor.
Bir diğer önemli olan da gençlerin sos-
yal çevreleri ve aile ilişkileri. Suç işleyen
gençlerin çoğu aile yapısı bozuk olan ke-
simden geliyor.
Yabancı gençlerin yabancı bir çevreye
uvum sağlayamama sorunlan ve iş bul-
madazorlukları var. F. Almanya'dadoğan
Türk çocuklan da suç işliyorlar. Alman
çocuklanna göre ailelerinin Almanlarla
eşit olmadıklan için ayrıcalıklı durumla-
rı var. Nedenleri çok çeşitli.
- Bunlan dikkate alıvor musunuz?
- Sosval durumlanna dikkat etmeye ça-
lışıyorum. Ama daha ilk başta bunlara
şans tanımıyorum. Her olayı kendi başı-
na değerlendiriyor. yabancılara ve Al-
man lara eşit dav ranıyorum.
Çoğu kez yabancılann sosyal yaşamlan-
nın bozuk olduğunu göz önünde turuyo-
rum. Ama bu her yabancı için geçerli de-
ğil. Örneğin bir yardımcı uzman bana
gelip. mahkeme edeceğimiz Türk genciy-
leilgıli olarak babasının. "Birgün bilece-
za giyerse evden kovarım" dediöini söy-
ledi."
Sürecek
ÖZİİr - Dizimizin dünkü bölümünün
sonuna yanlışlıkla "Bitti" konulmuştur.
Okurlarımızdan özür dileriz.
Bencillik
Hepimiz bencillikten yakınıyoruz. Herkesin ya
nız kendisini düşündüğünü, kendisinden başka;
yokmuş gibi hareket ettiğini görüyoruz, bunu eleş
tiriyoruz. "Bencillik"giderek "ben-merkezcilik" b
çimini alıyor, yaygınlaşıyor. Buna karşı yaptığımı
ise yakınmak ve eleştirmek. Ama bencilliğin ne
den oluştuğunu, neden yaygınlaştığını düşünmü
yoruz.
Ben nedir?
Benlik değeri nedir?
Birey olma nedir?
Bencillik nedir?
Bir çocuk gelişirken ilk olarak "kendini başkala
rından ayırtetme "y\ öğrenir. Bu öğrenme "ben bi-
linci"ri\n başlangıcıdır.
"Ben bilinci" giderek "benlik değeri"ne ulaşa-
caktır. Bu, çocuğun kendi değerleri, becerileri, et-
kileri konularındaki görüşüdür. Kendinin farkındî
oluşudur. Kendini başkalarında olan özellikiertc
birleştiren ve onlardan ayıran nitelikleri fark etme-
si demektir.
"Ben bilinci" ve "benlikdeğeri", çevresinin (an-
ne, baba, aile üyeleri, ilerde öğretmen vb.) kendi-
sine "değer arttıncı davranışlar" gösterdigi koşul-
larda gelişir. Bu gelişme "birey olma "nın önemli
altyapısıdır.
"Değerarttıncı davranışlar", toplumumuzda çok
görülen şımartma, pohpohlama, olmayan nitelik-
leri malederek çocuğu abartma değildir. Tam ter-
sine. "değer arttıncı davranışlar". çocuğu hak et-
tiği zaman fark ederek değerlendirme, fark edilip
değerlendirilecek davranışlara özendirme, yanlış-
larını anlatma ve onu düşündürme ile sağlanır.
Çocuk baskı altında, fark edilmeden, küçümse-
nerek. önem verilmeden büyütülürse "olumsuz
ben bilinci" gelişir, buradan "benlik değersizliği"
doğar, "birey olma" koşulları ortadan kalkar.
"Birey olma", kendinin farkında olma, kendi de-
ğerini bilme demektir, bu da başkalarının değeri-
ni de bilmenin yolunu açar. "Birey olma" aşama-
sını başarmış kışiler "kendinden başkasına da de-
ğer vermeyi öğrenmiş "lerdir. Böylece "empatik
yaklaşım" sağlanmış olur.
"Birey olma"n\n altyapısında özgürlük ve so-
rumluluk birlikte bulunur. Sorumluluk vermeden
özgürlük verilirse "bencil başıboşluk", özgürlük
vermeden sorumluluk verilirse "köleci itaat" do-
ğar.
Bencillik. birey olma yetkinliğini kazanamamış
kişiliklerin kendini koruma güdüsüyle güvensizlik
arasında sıkışmış bir tutumudur. Böylece, bencil
kişi, "her olayı, herınsanı, her durumu yalnız ken-
di çıkan için değerlendirerek yaşar." Kendisinden
başka hiç kimse, hiçbır şey yokmuş gibı davranır.
Acaba "bencil kişiler" ve "öenc/7//A"toplum ta-
rafından nasıl karşılanıyor, nasıl değerlendiriliyor?
• • •
Bizim geleneksel kültürümüz "birey olma"ya
olumsuz bakarak kişiyi ancak "bir kurumun üye-
si" olduğu zaman değerlendirmiştir. Onun için de
toplumumuzda birey olabılenlaıya bu du/qmy bj-
len bir aile desteğiyle ya da kendi çabalanyla bjj-
nu başaımışlardır. Geleneksel aile kültürümüz de
ancak "kendine ait olduğu zaman çocuğa değer
verme"ye yatkındır. Toplumun görece değişimi bu
duygusal bağlılığı çok değiştirmemiştir.
Ancak geleneksel kültürden çağdaş kültüre geç-
me de "birey olma" sürecine olumlu bir katkı ge-
tirememiştir. Çünkü çağdaş kültür, kapitalist sis-
tem tarafından biçimlendirilmiştir.
Kapitalist sistem ise özellikle son dönemin ka-
pitalizmi "başanlı insan" profilini şöyle çizmekte-
dir: Saldırganlık biçiminde aktif, hep üstün olma-
ya çalışan, bunu çevresine kabul ettiren, sahip ol-
duğu mal ve para varlıklarıyla üstünlüğünü anla-
tan, bunu sürdürmek için de hıçbir duyguya yer
vermeden hareket eden insan.
Bu insan tipi, kaçınılmaz olarak "bencil, acıma-
sız, çevresini ezici, üstünlüğe koşullanmış, duy-
gularından kaçan" kişiler demektir.
Toplumun yaşama ideolojisinin teslim edildiği
sistem işte böyle insanlara yeşil ışık yakmakta,
başarı şansını onlara vermektedir.
"Bencillik" olgusunu trafikte görüp de yakın-
mak, artık yaşlılara yer verilmediğini söyleyip eleş-
tirmek bir önem taşımamaktadır. Toplumlar gide-
rek bu yeni kapitalizmin yeni insan tipini kabul et-
meye, onu yetiştirmeye zorlanmaktadır. Sorun ki-
şisel değil toplumsal bir sorundur, boyutlan çok
geniştir.
Bencillikten yakınıyorsak toplumsal sisteme
bakmamız gerekiyor. Kapitalist dünyada dinin ye-
niden yükselmesinde bu olgunun da önemli bir pa-
yı olduğunu neden düşünmüyoruz?
CHP Genel Sekreteri Keskin
'Yolsuzluklar 8 yıllık
eğitimi aşındırdı'
ANK.ARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - ÇHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin.
hükümetin irticanın en-
gellenmesine yönelik dü-
zen lemeleri gerçekleştire-
mediğini belirterek, bu
yöndeki en önemli uygu-
lama olan 8 yıllık eğiti-
min de çeşitli yolsuzluk
ve usulsüzlüklerle aşındı-
rıldığını söyledi. Keskin.
"Shasal istikrarsızlığı bi-
linçli olarak körükleven
55. hükümet, kendi yarat-
tığı kargaşadan vararla-
narak yağmaya. yolsuzlu-
ğa en geniş hovutlarda ka-
pı araladı" dedi. Keskin.
"Bataklık üzerinde siya-
set yapmam" dıven Baş-
bakan Mesut Yılmazın
"bataklık yaratma uzma-
nı" olduğunu söyledi.
Keskin dün parti gene!
merkezinde düzenledıği
basın toplantısında. Ba-
yındırlık ileTarım ve Kö-
yişlen Bakanlıklarında
yapılan bazı ihalelerde
usulsüzlük olduğuna yö-
nelik bilgi ve belgeleri
sundu. Bayındırlık Ba-
kanlığfnca, 8 y ıllık temel
eğitim kapsamında yapı-
lacak ilköğretim okulu bi-
na ihalelerinin ANAP
yanlılanna peşkeş çekil-
diğini belirten Keskin. Ta-
nm ve Köyişleri Bakanlı-
ğı'ncadatoprak Mahsul-
leri Ofisi (TMO) için ya-
pılan iki ıhaiede usulsüz-
lüge göz yumulduğunu
söyledi.
Kükümet ortaklannın
tarikatlan koruma konu-
sunda birbirleriyle yarış-
tıkların kaydeden Keskin.
"Bu yanş nedeniyle Tür-
kiye'de din bezirgânlan-
nın yarattığı tehlikeyi en-
gellemek amacıyla günde-
me getirilen 8 yıllık eğitim
uvgulamalan pörsütülüp
aşındınlmaktadır" dedi.
Hâlâ eğitımde yönetici
kademelerde Türk Islam
sentezcilerinin yer tuttu-
ğuna işaret eden Keskin, 8
yıllık eğitime karşı olan
insanlann "atoynatDgmı1
"
söyledi. Keskin. bu or-
tamda bir sıvasal inancın
arka bahçesinın militan-
lannın yetiştirilmesıni en-
gellemenin hayal olduğu-
nu savundu.