Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 AĞUSTOS 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Elif Naci doğumunun 100. yılı nedeniyle bugün bir tören ve sergi ile anılacak
Nüktedan bir htonbulbeyefetutisiydi• 89 yıllık yaşamına çok şey
sığdırmıştı Elif Naci. Dost
canlısıydı, espriliydi... Soyadı
Kanunu çıktığında ağabeyi,
Erkan soyadını aldığını
bildirmişti Elif Naci'ye.
Kendisi Elif soyadını almış ve
adının önüne eklemişti Elif i.
Çünkü babası onu hep
'gözümün elifi' diye severdi.
Kültiir Servisi - Ressam. müzeci. ga-
zeteci ve yazar ElifNacibugün yaşıyorol-
saydı 100. >aşını kutlavacaktı. Kendisini
"D Grubu'nun papaganı" olarak tanım-
layan Naci, nükıedan bir İstanbul beve-
fendisıydi. Renkli kişilıği ve konuşkan-
lığıyla sevenlerinın kalbinde taht kurmuş-
tu o. Ö\ le ki Cumhunyet gazetesınin ar-
şıv şefi ıken "Öldüğüzamanzahmetçe-
kilmesin de\u işbu satıriar yazddT başlı-
gı altında kendisi hakkında bilgi edinile-
bilecek bir lıste bırakmaya kadar götiir-
müştü ışı. Türk Sesı Gazetesi'nde File
imzasıyla (Elif' in tersi) yazdığı \ asiv etin-
de şunian kalemealmıştı: "ÖMükten son-
ra yapılmasını istediğim basit bir arzum
\-ar. Çimento bir mezara gömülmek. Bu-
nun tahakkuk etmevecegini bilirim. Ka-
nrru çocuğum. dostlanm hep ağlavacak-
lar bilirim. Beni sevenler dövünecekler,
bilirim. Ama bu. >irmi dört saatlik ömrü
olan üç çelenk masrafına tekabül edebi-
lecek bir fedakârlığa vabeste olan bu çi-
mento mezaryapdmayacak.Çünkü çeknk
bir gösteriş, kalanlar icin bir övünme ve-
silesidir."
8 Mayis 1987'de 89yaşindayken yitir-
diğımız Elif Naci. ölümü bile benimse-
mişti. alay ederdı onunla. "Yaşamdüş gi-
bi, kısacık.gö/açıp kapayana dek. birşim-
şek avdınlığında geçivor. Daha \aşama
uburiuğuna tam şövle tıkabasa dovma-
dan. dilediği başanva ulaşamadan bir de
bakıvorsun. AzraiTle imam efendi başının
ucuna gelivermiş ve arkadan yakınlan-
nın gecici ah-u- \ahlan... İnsanoğlu >aşa-
dıgı sürece becerilerinden öriirii >a ö\ü-
liir. va Mi\ülür. Öklükten sonra çok kere
pohpohlamakgeienektir. Egergeridehoş-
nutiukJar. beğenili > apıtlar. tatlı anılar bı-
rakmışsa basında kısa bir süre öv ücü ya-
Hİar >er alır, sonra.. unutulur gider. Ve 0-
denin bunlardan haberi olmaz bile. Ardın-
dan söylenecekteri peşin olarak du> abilen
pek a/dır. Bcn «ider ayak o muttu kişiler-
den birivim. işte_"
89 yıllık yaşamına çok şey sığdırmış-
tı Elif Naci. Dost canlısıydı. espriliydi...
Soyadı Kanunu çıktığında Van'da Asker-
lik Şubesi Başkanı olan ağabeyi. Erkan
soyadını aldığını bildirmişti Elif Naci'ye.
Küçük ağabeyi de başka bir soyadı al-
mıştı. Ama hepsinı sıradan bulmuşru o.
Kendisi Elif soyadını almış ve adının önü-
ne eklemişti Elifi. Çünkü babası onu hep
"gözümün eHfi" diye severdi.
Elif Naci ölümünden birkaç gün önce
2000'e Doğru dergisiyle yaptığı röportaj-
da şöyle anlatıyordu kendisini: "Ben 19.
rlif Naci
deyince aklıma
'D Grubu'nun
en verimli
seneleri gelir.
Grubun en
güzel
sergilerinin
açılmasına
önayak olan
ekseriya Elif
Naci olmuştur.
Ya... Bizim bir
D Grubumuz
vardı. Nerelere
gitti dersin Elif
Naci?
Süleymaniye
taraflarmda
görürsen haber
ver. olmaz mı?
'Gençliğini hiçbirzaman yitirmedi'
"EliFin Resimde ve Basında 60 Yılı" başlıklı kitap-
ta dostlarının Elif Naci için sövledikleri:
OKTAY AKBAL- Önümüz denizdı, sokaktı, ala-
biidiğineaçıkbirgökyüzü. uzayan, uzayan... Baktık-
ça açılan. genışleyen... Üç kişiydik masada. Içkiler.
mezeler, dostluklar Hep, en iyiden, en güzelden aç-
mak sözü. yaşamın tadını duymak. Bu, rakı masala-
nnda olur yalnız. Birtortuduryaşam, biryanaatılan.
Birden baktı baktı. "Bir kâgtt helvacı" dedi. Koştu,
gitti, üç kâğıt helvasıyla döndü. Dur, bırak demeden.
Kocaman çocuklardık. Rakıdan sonra kâğıt helvası
yiyen, meze yapan. Nerden geldi bir esin. hangi giz-
İi yandan, kapalı anıdan, eski eski eskiden... Bir kâ-
ğıt helvasının çocuklaştırdığı kişj oydu. Beni de or-
tak etmişti o duygusuna, alıp götürmüştü eski günle-
rine. çocukluk, ilk gençlik arkadaşı yapıp çıkmtştı.
MELİH CEVDET ANDAY - Elif Naci'nin başh-
ca özelliği, yaşamının tümüne damgasını vurmuş
oian güçlü kişiliğidir. Türk resminin yenilenmesin-
deki katkılan ile başta gelenlerden biri olan sanatçı
Elif Naci. atılganlığın kaynağı olan gençliğini h/çbir
zaman yitirmemiş, davranışlan ile. konuşmalan ile,
çalışmalan ile hepyeni kalmayı başarmıştır.
VEDATGÜNYOL - Birkaç resmine yakından, can
alıcı bir gözle baktım geçen gün. Gördüm ki ya da
duydıım ki biresrardünyasının kapılarını araiamak-
ta Elif Naci. Girişi zor, insanı ilk anda duraksatan, bin-
bir engelle kapattığı bir düşler dünyasına "engin dü-
şürihor" bizleri. Bir düş dünyasıdır bu.
NÛRULLAH BERK - Elif Naci, Türkiye'de mo-
denı resim sananmn kurucularnxlan biridir. Onun, 1928
ve 1933'ten beri. da\amızm kazanılması uğrunda sarf
ettiği gayretler. mücadeleci karakteri, atak mizacı,
resim tarihimizde daha şimdiden yerini almıştır. Sa-
nat planında, neslimizin öndcri bulunduğu 'cesaref
fikrinin ilk temsilcilerinden biridir.
BEDRİ RAH.Mİ EYl'BOĞLL' - Elif Naci deyin-
ce aklıma
4
D Grubu'nun en verimli seneleri getir.
Grubun en güzel sergilerinin açılmasına önayak olan
ekseriya Elif Naci olmuştur. Serginin birçok güçlü-
ğünü üstüne aldığı zamanlar bir taraftan birkaç mek-
tepte hocalığı vardı. Mektepten kurtulup gazetede
çalışmaya mecbur oluyordu. Bu şartlar tçerisinde bir
meslege bağlanmak, resim yapmaya vakit bulmak
her babayiğidin ba$aracağı işlerden degildir. Ya... Bi-
zim bir D Grubumuz vardı. Nerelere gitti dersin Elif
Naci? Süleymaniye taraftannda görürsen haber ver,
olmaz mı?
yüz> ıl çocugvıv um. Gerçi 20. > üz> ıla inri-
bak etmektc güçlük çekmedim, ama y ine
de geçmişin hüKalı bürümcüğü ile kun-
daklanmış bir bebek olmaktan kurtuldu-
ğumu sanmıyorum. Şimdi ise bu >aşta.
yani hesaba göre 90fllanolsa gerek... Ço-
ook yorgun. bitkin bir haldey im. SWi. du-
manlu \ıcık \ıcık bir bdlekl~
Elif Naci ıçin bugün saat 17. OO'de Ca-
ğaloğlu Anadolu Moda Tasarımı Meslek
Lisesi'nde bir tören düzenlenecek. Tö-
rende Naci'nin sesınden yaşamı \e sana-
tına ılişkın görüşlen dia gösterisı eşliğin-
de izleyicilere sunulurken. yapıtlarının
yer aldığı bir sergi de açılacak. Ayrıca
1922-25 Mİlan arasında Sanavı-ı Nefise
Mekteb-i Âlisi olan aynı l>inadaki. ElifNd-
•^jcı'nın öğrenim «ördüğüV#l>e\<>dc-ün-
lii re^samın adiAerılecek. TürkıveGaze-
tecılerCemiyeti. cemiyet üyesı olan Na-
ci'nin yaşamının }5 \tlını \e ilk öğrenci-
lık dönemini geçirdiği Cağaloğlu Çatal-
çcşmc Sokağı'nın adının Elif Naci Soka-
ğı olarak dcğıştirılmesı ıçın Eıııınönü Be-
lediye Başkanlığı'na ba.ş\ ıırdıı.
ilköğrenımi Edıme'de Darülırfanda.
orta \e yükseköğrenımini ise istanbul'da
Ayasofya Rüşti\esi. Vefa Idadisi \e Sa-
nayi-i Nefise Vlekteb-ı Âlisi'nde İbra-
him Çallı Atölyesı'nde resim eğitimi gö-
rerek tamamladı. 1930 y ılında Alay Köş-
kü'nde Türkiye'de ilk kez kişısel resim ser-
gisi açması ve 1933 yılında beş akademi-
lı arkadaşıvia birlıkte DGrubu'nukumıa-
M> la Türk resim sanatındaönemli bir atı-
lım yapmiştı.
Hat sanatından esinlenerek gerçekleş-
tırdiğı soyııt kompozısyonlarıyla tanınan
Elif Naci."Türk resmi Alpler'in ötesinde
değiL Toroslar'ın efeklerindedir" v e " Re-
sim sanatı > urt bilgisi hocası degildir. Top-
lumun. pothikanın emrindedeğüdir" söz-
lerınin arkasında durdu hep. 1937'de Türk
Islam Eserleri Müzesi Müdür Yardımcı-
lığı'na. iki yıl sonra damüdürlüğünege-
tirıldi Elif Naci.
Daha sonra Topkapı Sarayı Müzesi Mü-
dür Yardımcısı oldu \e 1963'teemekliye
aynldı. Mıllıyet. Ikdam. lleri ve Tan ga-
zetelerinden sonra 1937 yılında CumhM^,
riyet gazetesine gırdi ve tam 40 yıl boyun-
ca gazetemizin Arşiv Servisi'ni yönetti.
Arap hartierinı ustalıklı bir renk uyumuy-
la tablolarına yerleştirdi ve bu yüzden sık-
ça eleştirildi. Naci'nin Türk resim tarihin-
deki en önemli çıkışı 'DGrubu' hareke-
tiyle oldu. Günün koşullarına uygun mo-
dernısteğilimleri Türkiye'de tanıtmakve
yaymak amacıyla Zeki Faik İzer, Nurul-
İali Berk. Cemal lollu, Abidin Dino ve
Zühtü Mürkloğlu'yla birlikte kurduklan
grup. uzunyıllaretkinliklerinisürdürerek.
Türk resminin önemli basamak taşların-
dan bırisi oldu.
Elif Naci, büyükbabamdı..•
Prof. Dr.ELİFTÜL
TLLUNAV
Elif Naci Bey. benim bü-
yükbabamdı. Ve ben onun
tek torunuy dum. Yazacak-
larım. bu yüzden biraz
duygusal. biraz çocukça.
hattabencilceolabilir. Ben
onun e\ ınde doğdum. bü-
yüdüm, vetiştim. Anım-
sayabildiğimce çocuklu-
ğumda. Cağaloğlu'nda bü-
yük bir konakta oturur-
duk: yüksek ta\anları fev -
kalade kabartmalarla süs-
lü. yağlıboya duvarlı geniş
birevdi burası.
Çok şık giyinirdi bü-
yükbabam: onun giysile-
rindeki renk ahengine \e
kra\atını bağlayışındaki
ustalığa hayran kalırdım
her defasında. Asabi mi-
zaçlıydı. heyecanlı konu-
şurdu; fakat onun ağzından
bir tek körü söz, birküfür.
bir beddua duyduğumu
hatırlamtyorum. Akşa-
müstü müzedeki mesaisi
bitince Cumhunyet ga-
zetesine gider. saat sekiz
sulannda eve yemeğe ge-
lirdi \e bana mutlaka bir
şeylergetirirdi. Aileorta-
mına her arkadaşını da
sokmaz. onları titizlikle
seçerdi. Gayet tatlı sanat ve
edebiyat sohbetlerinın ya-
pıldığı. ölçülü tartışmala-
ra sahne olan soframızda-
kı bu lezzet. ender nefaset-
teydi. Gece iki-iki buçuk
sulannda eve gelişini ve
-HadibakalırruTül'ükal-
dınn" deyişini uykumun
arasında hayal meyal du-
yardım. Beni çok severdi
büyükbabam. Adımı da o
koymuş. Elif Tül... Bü-
yükbabamla Beyoğlu'na
çıkışlanmızı anımsıyorum
çocukluğumda. Büyük bir
sorumluluk örneğiy le eli-
mi sıkı sıkı tutar. o zaman-
ki seyrek trafik akışında
dahi sağa sola iyice bak-
madan karşıdan karşıya
geçirmezdi beni. Sonra da
"Geçtik karşjya biz" diye
makamlı birtekerleme tut-
tururdu. O sesi hâlâ duyar
gibiyim. Beyoğlu'nda iki
adımdabirdurur. kendisi-
ni selamlayan dostlarıyla
hal hatır eder. espriler ya-
pardı.
Hafta sonlarında eve
geldiğimde hafif Batı mü-
ziğinden beğendiğim bir-
kaç parçanın adıııı yazar.
büyükbabama verirdim.
ıçlerindçn birinin plağını
alsın diye. O gider. hepsi-
ni bulur buluşturur alırdı
\e benimle birlikte büyük
bir zevkle bunlan dinler.
günün moda dansı t\ist
yapardık. O zamanlar 70
yaşlanndaydı. Ben de ona
"aslan büyükbaba" der-
dim ve bu söz nedense
onun çok hoşuna giderdi.
Hervesileyle "Hadigene
aslan büyükbaba de ba-
kalım" derdi. Arkeolog ol-
mama pek sevinmişti.
"Ortak noktalanmız çok"
derdi. Oğlum Devran'ın
dediği gibi koodedeydi.
Işte bu. torunu gözüy le an-
latmayaçalıştığım Elif Na-
ci Bey benim büyükba-
bamdı ve büyük adamdı.
Ruhun şad olsun. aslan bü-
vükbaba!
Ressam ElifNaci...
Elif Naci. "Resim yapmadığını günü yaşanmış sa> mı-
yorum" sözleriyle resme olan aşkını dile getirmiştir.
Prof. Dr. GÜL İREPOĞLLI
Elif Naci. herkesçebilindıği
gıbi Türk resim sanatı tarihine
gerek ressam olarak. gerekse
sanat yazarı olarak adını yaz-
dırmış ender kişiliklerdendir.
Sanat yazan. gazeteci ve mü-
zeci Elif Naci. "Resimyapma-
dığım günü yaşanmış saymh
yonım*1
sözleriyle resme olan
aşkını dile getirmiştir. Sanat-
çı, Türkiye'de resim sanatmın
benimsenmesi. sevilmesi için
yoğun çaba gösterdi.
Elif Naci. önceleri peyzaj ve
natürmortlann yanı sıra daha
çok figürlü kompozisyonları
tercıherti. Kendi ifadesine gö-
re öncelikle hat sanatı örnek-
leri ile Selçuk halıları. çini ve
nıinyatür gibi Türk sanatmın
değişik dallanndakı örnekleri
ışığında çevresini yepyeni bir
gözle görmeye başladı. Elif
Naci özgün bir "Türk resmi"
kav ramı peşınde koştu durdu.
sürekli "yerli sanaf'ın savu-
nucusu oldu: Türk kültürünün
özümlenmiş olduğu eserlere
değer verdi.
Elif Naci, sanatı insanlığın
ifadesi olarak gördü ve tuval-
den mutlaka bir mesaj iletmek
gerekmediğini. sanatın yalnız-
ca sanat olarak v ar olması ge-
rektiğıni ince bir ironi ile be-
zenmiş yazılannda hep anlat-
tı.
Geleneksel motifli resimle-
rinden sonra Elif Naci. yakla-
şık kırk yıl sürecek bir soyut-
lama dönemine girdi. Taze renk
aray ışları ile hayal gücünün bi-
çimlerini birleştirdiği soyut
kompozisyonlara yöneldiği bu
dönemde, soyut resmin yeterin-
ce anlaşılamaması onu durdur-
madı. Desenden çok iç içe renk-
lerle sağladığı hareketliliği çe-
şitlendinnesini bilen sanatçı.
böylece renkli içdünyasını coş-
kunca yansıttı.
Son döneminde yine figüra-
tif çalışmalar yapan sanatçı.
duyarlı bir renk armonisi ve
ustalıklı desenlerle örülü pey-
zaj ve natürmortlannda yılla-
rın birikimini ortaya koydu.
Elif Naci. Türk resim sanatı
tarihi içerisinde çok yönlü. çok
renkli. çok üretken bir sanatçı
olarak her zaman saygı ile anı-
lacak bir değerdir.
Ankara Birlik Tiyatrosu koltuklarmı satıyor
ABT, oy unlarını özgürce sahnelemek istiyor.
BERTAN AĞANOĞLl
-\nkara Birlik Tiyatrosu (ABT).
oyunlarının engellenmesi nedeniyle
girdiği ekonomik krizı aşmak için sa-
lonundaki koltukları satıyor.
Türkıye. 1980 sonrasında yaşanan
kültiir erozyonuyla birlikte birçok tı-
yatronun yok olmasına taııık oldu. Tı-
yatrolann birahanelere dönüştürülme
furyasına direnen ABT ise arabesk
kültürün etkisıyle değıl. "yasakçızih-
niyet" sayesınde kapanma tehlıkesıv-
le karşı karşıya geldı. 1971 "den bu ya-
na oynadığı tüm eserlerı ya^aklanan
ABT'nin ekonomik krize girmesı de
buyasaklann sonuncusuyla başladı. ls-
tanbul'a 1988'de taşınan ve art arda 2
kültiirmerkezi açan ABT. 1995 yılın-
da bu merkezlerin çeşitli nedenlerle ka-
panmasından ötürü. 12 E> lül'üıı ardııı-
dan 15 vıl sürevle kapalı kaldıktan
sonra Eğitimciler Derneği'ne verilen
salonu lOyıllığınakıraladı. ABT'liler
devraldıklarındayarısmadeksu için-
de olan salonu yaklaşık 150 bin mark-
lık bırmasrafla veniden ınşa ettırdıler.
Masrafların bir kısmını Av rupa turne-
sineçıkaraködediler. 1997 Evlülü'nde
salon "Ankara Birlik Tiyatrosu Sana-
te\i" adıyla hızmete açılırken gerı ka-
lan borçların ödcnmesı ıçin bir Ana-
dolu turnesi planlandı. Tumcde Yıhnaz
Güne>'ın yaşammı anlatan "Bir Gü-
zel Çirkin KraP adlı oyunu sahnele-
meyi planlayan ABT'liler v ine engel-
lerle karşı laştılar.
Turneye başladıkları Gaziantep Va-
liliği oyunu "toplumu etnik ay nmalı*
ğa sev k edeceği. kamu düzenini boza-
bileceği" gerekçesıyle 26 Hazıran'da
>;ı.sakladı. Sa\cılığın oyun hakkında
"takipsizlik" kararı vermesine karşın
valilik kararında direndi. Bunun üze-
rine ABT yöneticılen. idare mahkeme-
sıııe başvurdu. Mahkemenın "yürüt-
meyi durdurma" kararı vermesı üze-
rine yenıden bir tume planlayan ABT.
yasaklar nedeniyle ekonomik krize
gırdi. Turneyi gerçekleştiremeyen ti-
yatrova hacızlergelmeyebaşladı. Yak-
laşık 6 ınilyar lira borcu olan ABT'nin
vöneticilerihacizlerinardındanetkin-
liklerineson vermeyi kararlaştırdı. Bu
olaylarüzerine izleyicilerden ABT'li-
lere destek geldi. Diğer bir destek de
ABT yöneticilerinin hiç beklemedik-
leri biryerden. ÜmraniyeCezaevi'nden
geldi.Tiyatronun kapatılacağını gaze-
telerden öğrenen tutuklu ve hükümlü-
ler 900 Alman Markı göndererek bir
kampanyantn başlatılmasmı saöladı-
lar.
"Biz bu riyatrmu kendi karanmız-
la kapatma hakkına sahipolmadıgımt-
n anladık" dıyen ABT'nin yönetme-
ni Zeki Göker, tiyatronun yaşaması.
baskıları ve yasaklan protesto ermek
için bir "Koltuk kampanyası" başlat-
tıklarını belirtti. ABT Sanatev i'nin ti-
yatro salonundaki koltuklan 15 milyon
liradan satışa sunduklannı kaydeden
Göker, koltukları satın alanlann bir
yıl boyunca tüm etkinlikleri ücretsiz
izleme hakkına sahip olacaklarını ifa-
deetti.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Gençlepin 'Bergama
Buluşması'nda YDD Sorgulandı
Dünya gençliğinin Bergama buluşması bızim gıbi
iflah olmaz iyimserlere de uygarlık savaşımının öl-
mezliğini kanıtladı bir kez daha.
Bir kez daha geçmişle yaşanmakta olanın koparı-
lamaz bağlannı somutlayarak belleğimizdeki soruyu
getirdi gündeme.
- Ne yapacağız?
1940'larda tek yanıtı vardı bu sorunun:
Dünyayı faşizmin zincirlerinden kurtarmak..
EIH beş-altmış yıl öncesinin milyonlarca genci da-
ha özgür bir dünya kurulacağı umuduyla ölümün kar-
şısında esirgemediler kendilerini.
Utkuları ve bıraktıklan kültür mirası dünya değer.
Savaş sonrası tiyatrolan, konser salonları bile yer-
le bir olan Avrupalı kurtulabildi mi aynı sonjya yanıt
aramaktan?
überalizme, sosyal demokrasiye. sosyalizme de ina-
nanlann yıllarca aynı soru düğümlendi boğazında:
- Ne yapacağız?
Şimdi, Afrikası'ndan Uzakdoğusu'na, Avrupası'ndan,
Kuzey-Güney Amerikasf na kadar yaşam savaşı ve-
ren çağdaşlarımızın kafalannda aynı sorunun türev-
leri var.
Silah tacirlerinden kurtulmak için ne yapacağız?
Işsiz kalmamak, istediğimiz gibi eğitim yapabilmek,
sömürülmemek, görünür görünmez egemenliklerin
tutsaklığından kurtulmak için ne yapacağız?
Bergama'da buluşan gençlerin yanıtları aynı öz-
lemden kaynaklanıyor:
Yeni Dünya Düzeni'ne karşı tavır almak...
Kapitalizmin biçimlediği sözüm ona yeni ideoloji-
nin yarattığı dünyayı şöyle anlatıyor gençler:
"Çalışanlann ancak yüzde yirmisinin iş güvencesi-
ne sahip olduğu Batı Avrupa'da dayatılan yoz kültür
nedeniyle gençlerşiddeteyöneltiliyoriar." (Christina
Müller)
"Emperyalizmin kendisi için yaptığı her şey ışçiler
ve gençler için ırkçılık ve savaş anlamına gelıyor. Ko-
lombiya 'da her gün en az on kişı politik nedenleüe
öldürülmektedir." (Victor Meudoza)
"Yeni Dünya Düzenı savaşın ve yoksulluğun adı-
dır." (Polikos Polikanos)
22 ülkeden gelen gençlerin Bergama buluşmasın-
da Fakir Baykurt, Sennur Sezer, Adnan Ozyalçı-
ner, Gülsüm Cengiz, Hasan Hüseyin Yalvaç, Meh-
rizat Poyraz, Mustafa Köz, Asım Önen vb. gibi
dostiaria karşılaştım. Edebiyata ilgi duyan gençlere ZBı-
ni Anadol, Güngör Gencay'la birlikte 1940 Şiir Ha-
reketi'ni anlatmaya çalıştık.
Savaş o yıllann tüm sanatçılanna çağdaş hümaniz-
manın temel ilkelerini özümsemeyi ikinci doğa halıne
getirmişti.
Aragon, Eluard, Neruda, Ritsos, Nâzım gibi ça-
ğımızın büyük sanatçılan bu dalganın ruzgânnda ye-
niden yarattılar kendilerini.
Günümüzün aykın güçleri onlann bıraktıklan kürttir
mirasını silip götüremedi "Ihtiyar Vüzy//"ımızdan.
Sanınm, "Bergama Buluşması"m gerçekleştiren iki
bini aşkın gencin iç dinamiğinde bu kültür kazanımı
yaşıyor.
Koçam Ortttstar'ın attNimü çılctt-
I Kültür Servisi -Yeni Dünya Müzik. dünya
müzıklerinden örnekler yayımlamayı Makedon
ınüziğinden bir albüm yayımlayarak sürdürüyor. Adını
Makedonya'nın Koçani şehrinden alan, Makedonvalı
Roman Nefesli Çalgılar Orkestrasının müzıklen bir
albüm halinde yayımladı. Düzenlenıelerıni orkestra
şefi Naat Veliov 'un yaptığı albüme adını veren parça
"Doğu Kızıldır' Tito döneminde Yugoslavya'da hit
olmuş bir Çin Halk Cumhuriyeti şarkısıdır. Bölgede
Romska Orientalna Musika denilen bu müzik türiinü
nefesli çalgılardan ve vurmalılardan oluşan küçiik bir
orkestra icra ediyor. Bu canlı müzik türünde Türk ve
Bulgar rıtimleri. Doğu tarzı sololar bir araya geliyor.
Radio 2019 Dance Tour İstanbul'da
• Kültür Servisi- Radio 2019 için Hip Prodııctıons
tarafından düzenlenen "Radio 2019 Dance Tour"
Istanbul'da başlayacak. 12 Ağustos'ta İstanbul High
End. 14 Ağustos'ta Çeşme Seaside ve 15 Ağustos'ta
Bodrum Lushlife'tagecçekleştirilecek turda. \okalist
ve dansçılanylabirlikte tngiltere'den gelecek Jimmy
Somerville sahneye çıkacak. Ayrıca Radio 2019 Dance
Department"dan. DJ U.F.L'.K, DJ Kürşat. DJ Tangun ve
Londra'dan DJ Zeki Lın yeralacak. Ayrıntılı bilgı için
227 42 63 numaralt telefon aranabilir.
Erol Yıldtrım'ın sonromam
I Kültür Servisi-Erol Yıldırım'ın son romanı "Elveda
Kavga Merhaba Sevda'nın 4. baskısı Toplumsal
Dönüşüm Yayınlan'ndan çıktı. 1944 Sıvas doğumlu
yazar Yıldınm'ın ikinci romanı olan kitabını. ilk
romanı 'Höllük'ün motifleriyle bezeyerek kaleme
almış. Yazarın ayrıca yayımlanmış dört tane de şiir
kitabı bulunuyor.
Eski Cami'nin restorasyonu
tamamlanıyor
I EDİRNE (.\A) - Edime'de bulunan. iç mekândakı
yazılarıyla ünlü Eski Cami'de 10 yıldır süren
restorasyon çalışmalarının bu yıl tamanılanacağı
bildirildi. Edime Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkılıleri.
restorasyon çalışmalarının tamamlanması için yakla>ık
70 mılyar lira civarında bir harcama yapılacağını
belirttiler. Yetkililer. cami içındeki kubbelerde kalem
işleri. dışta ise duvarlardaki taş çürümelerinin
onanmının gerçekleştirildiğini kaydettiler. Eski
Camı'nin temeli 1403 yılında atılmıştı. ;
Culture Club'un dönüşü •
• Kültür Servisi-80'li yıllarda "Doyoureally vvantto
hurt me" gibi şarkılanyla başanlı birgrafik çizen.
ancak uzun süredir ortalıklarda görünmeyen Culture
Club grubu gen döndü. Lıderlığıni Boy George'un •
yaptığı grup. Nevv York'ta verdiği konserle «
hayranlarına yeniden çalışmalara başlayacaklarını j
müjdeledi. George konsere gelen izleyicıleri İ
"Hoşgeldiniz gençler ve yaşlılar. homoseksüeller ve İ
heteroseksüeller. siyahlar ve beyazlar" sözleriyle
selamladı. '
Atilla Özkımmlı'mn yeni kitabı \
• Kültür Servisi-Atilla Özkırımlı'nın venı kitabı 'Ol-
Güzel tnsanlar". lyi Seyler Yayıncılık'tan çıktı. Ferrurf
Doğan'ın çizgileriyle katkıda bulunduğu kitap.
Özkırımlı'nın 1972-1995 vılları arasında. yitirdiğimiz
edebiyatçıların ardından yazdığı vazılar ve yine
edebiyatçılarla yaptığı bir dizi söyleşiden oluşuyor.
Anma vazılannı. yayımlanış tarihlerine göre değil.
kişileri göz önünde tutarak sıralamış Özkırımlı. Yazılar
genelde bir değerlendirme niteliği taşıdığı ıçın. kitap
bir anlamda çağdaş edebiyatımızın panoramasını
sunuyor okura. Söyleşiler ise yayımlanış tarihlerine
göre sıralanmış.