Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 TEMMUZ 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İşçilep DSP'yi
ettî
DIYARBAKIR
(Cumhurnet Bürosu) -
Diyarbakır Köy Hizmetleri
Bölge Müdürlüğü'nde
çalışan 200 işçi Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevit'in
'kadro' sözünü tutmadığını
gerekçe göstererek DSP il
binasını işgal etti. Binada
oturma eylemi başlatan
işçiler. "Kadro için sınava
girdik ancak kadroya
alınmadğımız gibi smav
sonuçlannı dahi
ögrenemedik. Verilen
sözler tutulana kadar
eylemımiz sürecek"
dediler.
7 terömst
oMurıridu
• DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan
açıkJamaya göre, güvenlik
güçlerince sürdürülen
operasyonlarda, Bingöl'ün
Genç ilçesi Doğanevler
kırsalında 3. Tunceli'nin
Mazgirt ilçesi Geçitveren
köyü ile Hozat ilçesi
Kımıkdere bölgesinde 3 ve
Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi
Beyaztaş Tepe bölgesinde
bir olmak üzere, toplam 7
terörist öldürüldü. Örgürten
kaçan bir terörist,
Yüksekova ilçesinde
güvenlik güçlerine teslim
oldu. Mardin'in Kızıltepe
ilçesi Atatürk
Mahallesi'nde bir evde
sıkıştınlan Seyfettin
Aydemir adlı PKJC'li intihar
etmek isterken kendini
yaraladı. Güçlükle
engellenen terörist,
helikopterle Dicle
Üniversitesi Hastanesi'ne
kaldınldı.
Sayıştay'da yeni
I ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sayıştay 8. Daire
Başkanlığı'na, yaş
haddinden emekli olan
Necdet Güvenç'in yerine
Enis Hadi Erdem seçildi.
Kayseri'nin Pınarbaşı
ilçesinde doğan Erdem.
196l'detstanbul
Üniversitesi lktisat
Fakültesi'nden mezun oldu.
Sayıştay'da 1964 yılında
göreve
başlayan Erdem, 11 yıl
Hazine Grubu
Başkanlığı'nda bulundu.
1991 yılında Sayıştay
üyeliğıne seçilen Erdem,
Fransızca biliyor.
Yaprak cinayeti
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep Barosu
avukatlanndan Burhan Veli
Torun'un öldürülmesi olayı
ile ilgili olarak 5'er yıl
hapis cezasına mahkûm
edilen. ancak cezalan
Yargıtay tarafından
arttınlması istemiyle
bozulan Yaprak TV sahibi
Mehmet Ali Yaprak,
işadamı Hasan Nehir ve oto
galerisi işleticisi Nevzat
Aşkın'ın yargılanmasına
yeniden başlandı. 2. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmaya, Yaprak, Nehir
ve Aşkın katılmadı. Sanık
avukatlan Zihni Kutlar,
Süleyman Bakır ve
Mehmet Balcı, karann
düzeltilmesini istediklerini
bildirdiler.
AçıMama
• Haber Merkezi - Petrol
Ofisı Genel Müdürlüğii,
gazetemizin 14 Haziran
1998 tarihli sayıstnda
yayımlanan 'POAŞ'ta kayıt
oyunu' başlıklı haberle
ilgili olarak bir açıklama
yaptı. Açıklamada şöyle
denildi: "POAŞ'm
bilançolan her yıl
denetimden geçmekte.
Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu
arafindan denetlenmekte
ve denetçi raporlan ile
önerildiği şekilde, hesaplan
ler yıl Genel Kurul
arafından ibra edilmekte,
iynca TBMM KİT
Comisyonu'nda
jörüşülmektedir. Bagımsız
ienetimden geçen POAŞ
lilançolan üzerinde bugüne
cadar ortaklar veya İMKB
arafından Ticaret Kanunu,
vergi Usul Kanunu ve
vluhasebe Standartlan
/önü ile soruşturma
»çılmamış. suç
iuyurusunda
julunulmamış, şirket cezai
nüeyyideye muhatap
talmamıştır. Zira PÖAŞ'ın
Dİlanço ve diğer mali
ablolan genel kabul
jörmüş, tek düzen
•nuhasebe prensipleri ile
•nali mevzuata uygun
îekilde hazırlanmaktadır."
Deniz Baykal, MGK kararlanna karşın hükümetin tavnnın net olmadığını söyledi
'Irticada sorumlu hükümet'• tzmir'de gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Baykal, "îrtica
konusunda izlenmesi gereken yöntemler gerçekleştirilmiyorsa
sorumlusu hükümettir. Bu hükümetin kurulmasındaki amaç olan
normalleşme, sağlanmış değildir" dedi.
MERlHAK
İZMtR-CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal. MGK'de irticayla
ilgili alınan kararlara karşın dev-
leti yönetenlerin bu konuda ber-
raklaşmadığını söyledi. Baykal,
son günlerdeki irtica tartışmala-
nnda hükümetin "kendi emrin-
deki kamu görevlileriyle sijasi
tarüşmaiçinegirmesinin" üzün-
tü verici olduğunu belirtti.
Baykal, " İrtica konusunda iz-
lenmesi gereken yöntemler ger-
çekleştirilmiyorsa, sorumlusu
hükümettir. Bu hükümetin ku-
rulmasındaki amaç olan normal-
leşme, sağlanmış değüdir" diye
konuştu.
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, bir grup Parti Meclisi
üyesi ve milletvekiliyle birlikte
dün Izmir'e geldi.
Baykal, Adnan Menderes Ha-
vaalanı"nda gazetecilerin son sı-
yasi gelişmelerle ilgili sorulan-
nı yanıtladı.
'Tartişma günceF
Baykal, Türkiye'nin uzun sü-
redir içinde bulunduğu irtica tar-
tışmasından hâlâ kendini kurta-
ramadığını ve bu tartışmanın sı-
caklığını koruduğunu vurguladı.
Baykal, Türkiye'de irticanın
önemini yitirip yitiımediğinin.
irtica tehdidi karşısında izlenme-
si gereken politikalann izlenip
• Baykal, hükümetin memura IMF angajmanı nedeniyle yüzde 20
zam vermekte kararlı göründüğünü belirterek, yüzde 20'lik zam
oranının kesinleşmesi halinde meydan meydan dolaşarak ANAP
ve DSP'den hesap soracaklannı söyledi.
izlennıediğinin "devletin yöne- dan üzüntü duyuyorum. Hangi
tûn kademeierinde hâlâ avdınlı-
ğa kavuşturulamamış olduğu-
nu" dile getirerek, şunlan söyle-
di :
"MGK'de her ay bu konulan
konuşan insanlann hâlâ farklı
değerlendirmelerde olduğunu.
sivasi polemik içinde yürütülen
tartışmalardan öğreniyoruz. Bu
kaygı verici, üzüntü verici bir du-
rumdur ve bunu anlamak nıüm-
kün değildir.
MGK'de bir araya gelenlerin
yaptığı değeriendirmelerin orta-
ya koyduğu sonuç açıktır.
MGK'nin atdığı kararlann siya-
si polemikyapılması. bizim anla-
yacağımız bir konu değildir. Bun-
hesaplaria, hangi bekleyişlerle
yapıüyoroldugu, hiçbir önem ta-
şımaz. Bu tartışmanın gerçekze-
minde ve doğru bir biçimde so-
nuçlandu-ümış olduğunu düşü-
nüyordum ama hâlâ anlaşılıyor
ki dok-ti yönetenlerin bu konu-
daki fikirleri berraklaşmış değil-
dir. Bir toplantıda bir türiü, baş-
ka bir toplantıda başka türiü
davranma ahşkanlığı içine gir-
mişler. Hükümetin kendi emrin-
deki kamu görevlileriyle sivasi
tartısma içine girmesi, olayuı bir
başka üzüntü verici yönüdür."
İrtica karşısında izlenmesi ge-
reken yöntemlerin izlenmediği
konusunda hükümet üyeleri ta-
ikisi de bugün Elazığ'da
Erbakan-Erdoğan
kavgası büyüyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Kapatılan
RP'nin eski Genel Başka-
nı Necmettin Erbakan ile
îstanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanı RecepTay-
yip Erdoğan arasındakı
kavga büyüyor. Erdoğan
FP'li belediyelerin koor-
dinasyon toplantısı için
bugün gideceği Elazığ'da
gövde gösterisi yapmaya
hazırlanırken, FP'li bele-
diye başkanının daveti
üzerine Erbakan da Ela-
zığ'a gitmeye karar verdi.
Erbakan'ın karşı çıkışı-
na rağmen bir süreden be-
ri yurt gezilerini sürdüren
Tayyip Erdoğan, FP'li be-
lediye başkanlannın koor-
dinasyon toplantısını ba-
hane ederek Elazığ'da da
bir miting yapmayı karar-
laştırdı.
Bir süre önce Milli Ga-
zete'nin Elazığ ekinde
kendisini "Amerikanalık-
la" suçlayan bir yazının
çıkmasından oldukça ra-
hatsız olan ve gövde gös-
terisi ile meydan okumayı
planlayan Tayyip Erdo-
ğan, Elazığ programını
yaklaşık 10 gün önce An-
kara'da bir grup milletve-
kiliyle yaptığı toplantıda
açıkladı. FP'li çok sayıda
milletvekilinin de Erdo-
ğan'a eşlik edecek olması
parti yönetiminde rahat-
sızlık yarattı.
FP yönetiminin Elazığ
Belediyesi ile yaptığı te-
maslann ardından ara bir
foımül olarak Genel Baş-
kan Recai Kutan' ın da ko-
ordinasyon toplantısına ve
açılış törenlerine katılmak
üzere Elazığ'a girmesi ka-
rarlaştınldı. Ancak daha
sonra hakkındaki siyaset
yasağına rağmen bazı top-
lantı ve konferanslan ba-
hane ederek yurt gezisine
çıkmayı planlayan Erba-
kan da Elazığ'a gitmeye
kararverdı. Erbakan'ın sı-
yaset yasağı engelini aş-
mak için belediye tarafin-
dan yapımı tamamlanan
Orduevi ve Şeyh Şamil
Bulvan'nın açılış törenle-
rine katılacağı belirtildi.
Aynı törenlere katılarak
buralarda halka seslenme-
yi düşünen Tayyip Erdo-
ğan'ın, Erbakan'ın son
dakika programı nedeniy-
le rahatsızlık duyduğu
kaydedildı.
Ydmaz'ın
maskesi düştü
FP Grup Başkanvekili
SaBh Kapusuz, parlamen-
toda düzenlediği basın
toplantısındaTBMM gün-
deminde bulunan irtica ile
mücadele yasa tasanlannı
eleştinrken. "Bu hükümet
irtica ile değil demokrasiv-
le, halkla mücadeleetmek-
tedJr" dedı Kapusuz,
u
ir-
tica paranoyası ile gergin-
ligin körüklendiğjni" öne
sürerek. "Mesut Yılmaz
milliyetçi, muhafazakâr,
dindar tabanın oylannı
toptan CHP'ye teslim et-
miştir" diye konuştu. İrti-
ca ile mücadele yasa tasa-
nlannın büyük sorunlara
yol açacağını öne süren
Kapusuz. "Bu kâbus el-
bette sona erecekrir. Her
şer'de bir hayırvardır. Bu-
radaki hayır da gizli solcu
Mesut Yılinaz'ın maskesi-
nin düşmüş olmasıdır. Yd-
maz'ın başına ANAP'ta
bir şey gelirse.. mutlaka
CHP listelerinde yer bula-
cakür" dedi.
CHP lideri Deniz Baykal, irtica politikalan nedeniyle hükümeti sert eleştirdl
rafından görüş bildirilmesini
-izah edilemeyecek büyük bir çe-
Bşld" olarak değerlendiren Bay-
kal, "İrtica konusunda izlenme-
si gereken yöntemler izlenmiyor-
sa, sorumlusu hükümettir. Hü-
kümetin irtica konusunda izlen-
mesi gereken yöntemlerle ilgili
bir tartısma açmış olması, irtica
ile mücadele konusundaki irade-
sini güçlendirmez. Bu mücade-
leye hiçbir şekilde katkı yapmaz.
Bu hükümetin kurulmasındaki
amaç olan normalleşme sağlan-
mış değüdir." dedi.
Baykal, TBMM'nin işleyişi
konusunda da CHP'nın tavnnın
net olduğunu dile getirdi. Bay-
kal. "Parlamentonun gerekirse
bu yaz tatil yapmadan çauş-
masını sürdürmesi gerektiği-
ne inanryoruz" diye konuştu.
k
Memur maaşlarT
Ekonomiyle ilgili yeni bir
dönemin geldiğini belirten
Deniz Baykal, "Çokciddi sı-
kıntılar var. tzlenen politika
görülüyor ki, reel ekonomiyi
önümüzdeki günierde büyük
sıkıntıya sokacak. Bu, top-
lumsal huzursuzluklara ne-
den olacaktır. Başta memur
maaşlan olmak üzere çok
ciddi sıkıntılar yaşanacak"
dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, hükümetin IMF'nin
güdümünde bir ekonomik po-
lıtıka izlediğini dile getirerek,
memurlara yapılacak olan
yüzde 20 zammın kabul edi-
lemez olduğunu bildirdi.
Baykal, hükümetin IMF
angajmanı nedeniyle memu-
ra yüzde 20 zam vermekte di-
rettiğini belirterek, "Yüzde
20 verûierse, meydan meydan
dolaşıp bunun hesabını
A1NAP ve DSP'den saranz"
dedi.
Baykal, Genel Kurmay
Başkanlığı'nın yaptırmış ol-
duğu bir ankette partisinin
yüzde 10 barajının aitında
kaldığı yolundaki haberlerle
ilgili bir soruya da "CHP'nin
kamuoyundaki konumunu
çok >akından izliyonız. Bu
konuda hiçbir kaygımız yok.
CHP önümüzdeki seçimde
oylarını önemli ölçüde arttı-
racak ve bir sjçrama yapacak-
ür" yanıtını verdi.
Başbakan Mesut Yılmaz, yardımcılan ve bazı bakanlarla bir araya geldi
Koalisyonda zam zirvesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Memur
maaşlanna yılın ikinci yansı için verilecek
zam oranı nedeniyle hükümette oluşan buna-
lım dün gerçekleştirilen hükümet zirvesinde
de aşılamadı. Hükümet ortaklan, oran konu-
sunda uzlaşmaya varamazken, konunun önü-
müzdeki hafta Bakanlar Kurulu'nda ele alın-
ması kararlaştınldı. Başbakan Mesut Yılmaz,
dün hükümet ortaklannın üyeleriyle Başba-
kanlık Konutu'nda bir araya geldi. Bakanlar
Kurulu'nun dün yapılması planlanan toplan-
tısını. gerginliği tırmandıracağı endişesiyle er-
teleyen Yılmaz. zirve yapmaya karar verdi.
Yılmaz'ın başkanlığında Başbakanlık Ko-
nutu'nda gerçekleştirilen zineye, DTPkana-
dından Başbakan Yardımcısı ve Milli Savun-
ma Bakanı tsmet Sezgin ile De\ let Bakanı Rı-
fat Serdaroğlu. DSP kanadından da Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevtt. Maliye Bakanı Ze-
keriva Temizel ve Devlet Bakanı Hüsamettin
Ozkan katıldı. Yaklaşık 2.5 saat süren zirve-
de; memur maaşlanna yapılacak zam. vergi
yasa tasansının vergi indırimlerini düzenle-
yen hükümleri. IMF'ye yakın izleme anlaşma-
sı çerçevesinde sunulan mektup ve bugün or-
taklann yapacağı basın toplantısı ele alındı.
Zamda uzlaşmaya vanlamadı
Toplantıda, memur maaşlanna yapılacak
zam oranında uzlaşmaya vanlamazken, hazi-
ran ayı enflasyon oranlannın açıklanmasının
ardından konunun Bakanlar Kurulu'nda yeni-
den görüşülmesi kararlaştınldı.
Başbakan Yardımcısı Ecev it. toplantının ar-
dından yaptığı açıklamada. bugün hükümetin
1 yıllık icraatının anlatılacağı basın toplantı-
sının görüşüldüğünü söyledi. Ülkenin ekono-
mik ve mali durumunu da ıncelediklerinı kay-
deden Ecevit, "Maaşlar konusunda henüzbir
kararalınmadı. Onunla ilgili ön çahşmalar, bil-
0 edinme çalışmalan yapıldı" dedi. Ecevit,
memur maaşlanna yapılacak zam konusunda
önümüzdeki hafta başında koalisyon ortakla-
n ve Bakanlar Kurulu'nda yapılacak görüşme-
ler sonunda karar verileceğini söyledi..
Başbakan Yılmaz'ın, memurlara yüzde 20
oranında zam yapılacağı konusunda IMF'ye
güvence vermesi. hükümette sıkıntı yaratır-
ken ortaklann tepkisini çekmişti.
Yılmaz'ın "Yüzde 20'nin üzerinde bir ku-
ruş fazla vermem. DTP imzalamazsa sıfir zam
verilmiş olur" demesi üzerine. Ecevit, hiçbir
şeye angaje olmayacaklannı belirtirken, ora-
nın Bakanlar Kurulu'nda belirleneceğini ve
partisinin bu konuda bir çalışma yaptığını kay-
detmişti. DTP, hükümette kalmalannın koşul-
lan arasında memur maaşlanna yüzde 40 ora-
nında zam yapılmasını göstermişlerdi. Cindo-
ruk, Türkiye'yi IMF değil Türk hükümetinin
yönettiğini vurgulamıştı.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (« posta. cumhuriyet. com. tr
Iki gündür Petrol Ofisi'nin
özelleştirilmesini bahane edip
kamu mülkiyeti üstüne tırmık-
lanmaya çalışılıyor. Yakın çevre-
nin "A/eeeee, üçüncü kez aynı
konuda bir Tırmık mı?Aaaa, a-
ma gına geldi artık" yollu teh-
dit-uyanlanna boş verip şu -ke-
yifli yazılar yazmaya çabalan-
ması gereken- tatil gününde,
gene kamu mülkiyeti üstüne
yazsak...
Atlayıp başka yazıya geçme-
diğinize, hâlâ Tırmık okuyor ol-
manıza bakılırsa doğru bir yeğ-
lemede bulunmuşuz. Yani de-
vam...
• • •
Bu pişkin girişten sonra ka-
mu mülkiyetine dönelim.
Herhalde farkındasınız, iki
gündür, Türkiye'ye özgü bir so-
runu, Petrol Ofisi gibi bir kamu
işletmesinin özelleştirilmesini fi-
lan değil, insanlığın çok temel
birsorununu, üretim araçlannın
özel mülkiyeti ile üretimin ko-
lektif karakteri arasındakı uzlaş-
maz çelişkiyi tartışmaktayız.
Haydi daha kestırme söyle-
yelim: Kapitalizm ile onun bağ-
nndan dogmuş sosyalizmin ça-
Özelleştirmenin Türkçesi
tışmalannın odak noktasında,
göbeğindeyiz.
Kapitalizm şöyle diyor:
Insanın ekonomik etkinliği
gücünü, ataklığını, yaratıcılığını
üretim araçlannın özel mülkiye-
tinden alır. "Kâr, daha çok kâr,
en fazla kâr" güdüsünün peşi-
netakılan gözü kara, risklerden
korkmayan, zekâsının bütün
yaratıcılığını bu hedefe kilitle-
miş kapitalist(ler) pazardan
hammadde, makine ve işgücü
satın alır; bunlan bir araya geti-
rir, üretime geçirir ve eşgüdümü
sağlar. Sürecin sonunda, işçi,
ücretini alır, çeker gider. Ham-
madde, işlenip mamul madde-
ye (meta) dönüşür. Makineler
bir miktar aşınır, ama daha epey
meta üretecek konumdadır.
Bütün bunlar için servetini (na-
kit para, hisse senedi, kredi,
borç) harekete geçiren, serma-
yeye dönüştüren kaprtalist, el-
de ettiği metalan, pazarda sa-
tar ve kâr elde eder. Kânnı ye-
niden yatınma dönüştürür.Yani
pazardan yeniden hammadde,
makine, işgücü satın alır ve üre-
tim sürecini yineletir. Yeniden ve
bu kez daha çok meta elde
eder. Onlan satıp yeniden ve bu
kez daha çok kâr elde eder. Bu
kârla yeni yatınmlara girişir. Ül-
ke ekonomisi canlanır. Üretim
artar ve hep artar. Pazarda iş-
gücüne ihtiyaç durmadan bü-
yür. Istihdam ha bire genişler.
Işsizlik gitgide azalır. Ekonomi
düze çıkar. Ülke refaha erer.
Sıkıldınız mı?
Ama kapitalist hiç sıkılmaz.
Her anlamda sıkılmaz.
Kâr etmekten hiç sıkılmaz.
Bir üst paragrafta anlattıklannın
mükemmel bir palavra olduğu-
nu bilir. Ama bundan da hiç sı-
kılmaz.
Sözünü ettiği ekonomik can-
lılığın bile örtemediği ahlaksal
çöküntüyü, burjuva demokra-
sisinin en temel ilkelerinin bile,
kârlartehlikeye girdiğinde hun-
harca çiğnenmesini, altta kala-
nın canı çıksın diye özetlenebi-
lecek bir "orman kanununun"
hukukun yerini alışını, tam istih-
dama hiç vanlmayışını ve hiç
vanlamayacağını, her zaman
bıryedekişsizlerordusunun ka-
pitalizm için zorunlu olduğunu,
üretim bu kadar kolektifleşmiş-
ken, üretim araçlannın özel
mülkiyetinin, satt bireysel (sınrf-
sal) çıkarların değirmenine su
taşıdığını filan domuzuna bilir
ve durmaksızın gözden uzak
tutmaya çabalar.
Becerir de... (Yaşasın med-
ya! Yaşasın propaganda araç-
ları! Yaşasın kutsal mülkiyeti
kutsayıp insanı lanetleyen ya-
salari Yaşasın düşmanlari)
Yukanda parantez içindekı
paragrafın son cümlesıni bir kez
daha okuyun: Yaşasın düş-
manlar!..
Vaat ettiği cennetin bir türiü
gerçekleşmeyişini, kapitalizm,
kendi sırtından atmak için en
çok "düşmanlar" bahanesine
sığınır. Aslında her şey iyiye gi-
decektir. Ülke cennete döne-
cektir. Işsiz kalmayacak, herkes
için refah hedefine ulaşılacak-
tır... eğerşu düşmanlann engel-
leri, bozgunculuklan olmasa.
Düşmanlar?
Tanıyorsunuz canım.
Gün olur onlar iç düşmanlar-
dır. Örneğin komünistlerdir;
sendikalardır; sosyal demokra-
sinin doğum günlerindeki ilke-
lere bağlı kalan aptal inatçılar-
dır, bölücülerdir...
Gün olur dış düşmanlardır:
Kahpe Yunan, kalleş Suriye,
namussuz Irak, rezil Ermenis-
tan, gaddar Bulgar, kahrolası
Moskof, nankör Azeriler, 1.
Dünya Savaşı'ndaki silah arka-
daşlığını unutuvermiş nobran
Almanlar... Say sayabildiğince.
Ömür biter düşman bitmez.
• • •
Şimdi bana, özelleştirmenin,
yukanda yalınlaştınlarak, popü-
larizeedilerektanımlanan kapi-
talizmi savunmaktan başka bir
anlama geldiğini kim söyleyebi-
lir? Söyleyen çıkarsa bunu na-
sıl kanıtlayabilir?
Görüyorsunuz ki bu yazının
yarın da sürmesi kaçınılmaz.
Bir, bilemediniz iki gün daha sı-
kın dişinizi... Zaten ondan son-
ra bir daha tırmıklayamayacak
bile olsak gam yemeyeceğiz...
POLTltKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
7ordur Zorda
Gülmek../
Oğuz Güven...
78 kuşağından bir gazeteci...
Kitabının adı: "Zordur Zorda Gülmek"
Güncel Yayıncılık'tan çıktı...
78 kuşağı, hüzünleri ve sevinçleri birlikte yaşa-
dı; ölümleri gördü, kalleşlikleri...
78 kuşağı bugün 40 yaşında...
Benim kuşağım ise 68...
12 Eylül 1980 sonrası ben de o kuşakla birlikte
gözaltına alındım, tutuklandım...
Eh, kimilerine "78 kuşağındanım" dıyebılirim...
Yolun alacakaranlığında peşınde koştuğumuz
neydi? Umut mu yoksa umutsuzluk mu?
Eski birtutkunun birden hareketlenmesi, yaşa-
mın özündeki sevinçler insanı kimi zaman bir yol-
culuğaçıkanr...
Saat geceyarısıdır...
Kapının zili çalar...
Eli silahlı üç insan o saatte şöyle seslenir:
"Polis!"
Salona alırsınız. Eşiniz, çocuklarınız uyanır...
önce kitaplığınız...
Kitaplar benim ülkemde suç öğesidir...
Kitaplar toplanır ve bir çuvala doldurulur. Sizin
kolunuza girerler.
Dışarıda beyaz bir araç vardır...
Arka koltuğa oturursunuz...
Sağınızda ve solunuzda iki sivil polis...
Kimlik saptaması ve hücre...
Gözler bağlıdır...
Oradaki tüm polislerin ise adı "Haydar"d\r...
30-45 gün artık hücredesıniz...
Sonra askeri cezaevi...
Oğuz Güven'in kitabını bir solukta okudum...
• • •
Yaşam umutlarımızı çoğaltmıyor mu?
12 Eylül 1980...
Aradan 18 yıl geçmiş...
Umutlanmız hep umutsuzluğa yenik düşüyor...
Şimdilerde cezaevi anılarımızı anlatırken gülüm-
süyoruz...
Yıl 1982. Yer Selimiye Kışlası. Müvekkıli ile gö-
rüşmek isteyen Avukat Recep, tutukluların bu-
lunduğu kata inmek istedi. Önünü bir onbaşı kes-
ti.
"Hemşerim nereye gidiyorsun?"
"Müvekkilimle görüşeceğim. Işte vekâletna-
mem."
Onbaşı, vekâletnameyi aldı. Ciddi bir ıfadeyle
uzun uzun okudu. Işin içinden çıkamadı onbaşı.
"Siz bekleyin" dedi ve gitti. Bir süre sonra yanın-
da çavuşla geri geldi. Bu kez çavuş vekâletna-
meyi uzun uzun okudu. Kaşını kaldırdı, dudağını
büktü. Kafasını salladı, "Bu olmaz" dedi.
"Nasılolmazkardeşim" diye çıkıştı Avukat, "No-
terden tasdikli vekâletname bu."
Çavuş bu sert çıkış karşısında, "Teğmenime so-
rayım" diyerek yanlanndan ayrıldı.
Vekâletname bu kez teğmenin ellerindeydi.
Uzun uzun o da okudu. O da işin içinden çıkama-
yıp, yüzbaşısına götürdü. Uzun uzun okuma sı-
rası bu kez yüzbaşıdaydı. Olay yüzbaşı ile de çö-
zümlenemedi, binbaşıya intikal etti. Binbaşı, alba-
yına havale etti. Bir süre sonra en yetkili kişi ola-
rak albay, Avukat Recep'in yanına geldi:
"Avukat Bey, siz müvekkilinizle görüşemezsi-
niz."
"Neden? Işte vekâletnamem var. Niçin görüşe-
meyeyim?"
"Burda, ahzu kabz'a yetkiniz olduğu yazıyor"
"Olabilir. Bu her vekâletnamede vardır. Para
çekme alma yetkisidir bu."
Albay suratına çok bilmiş bir ifade takındı ve
sinsi bir gülümseme ile üsten bakarak konuştu.
"Avukat Bey... Avukat Bey... Siz boşvehn bu iş-
leri. Ne yani şimdi ahzu kabz yetkisiyle içeri gire-
ceksiniz. Müvekkilinizi çekme ve alma yetkisinı
alacaksınız değil mi? Biz de buna göz yumaca-
ğız. Olmaz öyle şey."
• • •
Oğuz Güven'in "Zordur Zorda Gülmek" kitabı
beni 12 Eylül 1980 ve sonrasına götürdü...
Oğuz, 19 yaşındaki Remzi'nin öyküsünü anla-
tırken bir babanın korkusunu, oğluna karşı gös-
terdiği sevgiyi ustaca yansıtıyordu...
Baba, oğlu Remzi'yi evden kovduğunda şöyle
demişti:
"Birgün vuracaklarseni, Izmir'e ağabeyinin ya-
nına git..."
Remzi, babasını sevdiğini cezaevine gırdiği gün
anlamıştı ve görüş günlerini iple çekiyordu...
Remzi'nin babası öldü...
Remzi bunu annesinden öğrendi...
Sarsıla sarsıla ağladı...
Oğuz Güven, "Zordur Zorda Gülmek" kitabın-
da sevgiyi, hüznü, umudu, umutsuzluğu anlatı-
yor...
Seveceksiniz!..
hckaya(« posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
C A G D A S Y A Y I N L A R
ÇAĞININ TANIİI ÜÇ YAZAR
2 BASI
100 000 TL
KUBİLAY OIAYI VE TARİKAT
KAMPIARI
4. BASI
550XOTL
SAMCIU YIILAR KUfAHUIIŞ
SOKAKLAR
4. BASI
«ooaon
KUZU POSTUNDA KURT
2. BASI
8OOOO0TL
ZAMBAK SANA DA BUULJTI KAN
2. BASI
KOOOÜTl
DİN BARONUNUN KAZLARI
2. BASI
900 00CTI.
Â$IK KADINLAR SOKAĞI
BOOOOOTl
JERİATPA2ARI
8X000 TL
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
1 0OO0OCT1
Çağ Pazartama A.Ş. Tûrkocağı Caddesı No.39/41
(34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (0212) 514 01 96