28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TEMMUZ 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA. HABERLER rdal kararında renme ANKARA (Cumhuriyet rosu) - Ankara I No'lu iM. "'Dünva Barış nü" dolayısıvla 1 Evlii! )6'da Ankara'da ;enlenen mıtıngtekı ıuşması nedenıv le 1 yıl >is. 420 bin lıra ağırpara •asına çarptınlan \e bu :ası Yargıtay tarafından mlan tHD Genel Başkanı ın Birdal hakkında dıöı kararda dırendi. kret Bila ıburcu oluyop İstanbul Haber Sen isi - ıkedonva'da geçirdigı fık kazasi sonucu ağır aianan gazetecı Fıkret a'nın bır ıkı gün içmde urcu olabıleceğı Jırildi. IÜ Cerrahpaşa ) Fakültesi Nörosirurji abilim Dalı Başkanı )f. Dr. Cengiz Kuday. a'nın genel durumunun c ıvı olduğunu söyledı. [gür Gelecek platıldı tstanbul Haber Senisi - gür üelecek !etesınden yapılan klamada. gazetenın 24 nmuz-6 Ağustos 1998 ıhlı sa>isının Istanbul 1 'lu DGM'ce içerdığt nlarda örgüı ıpagandası v e örgüt klamaJarı buJundugu ekçesiyle toplatıldığı dirildi. ciplik grevinde nut ışığı ADANA (Cumhuriyet ıney İlleri Bürosu) - ırlık Ha\a Üssü ıle kara \e Izmır'deki ABD erlerınde Türk Harb-ti> idikası üyesi yaklaşık 30 işçinin gre\ i siirerken ana Çalı^ma Bölge idürü Bahrı Süren. iD'li ışveren temsılcılerı Türk Harb-lş Sendıkası kılılenne, bu sabah 00'da bır araya gelme bıılundu. îmiryol-İş lyyum yolunda \NKARA (Cumhuriyet rosu) - Çalı^ma ve Sosyal ıvenlık Bakanı Nami ğan, Istanbul 1. Iş îhkemesi'nın karanyla ıiden Demirvol-îş ndıkası Genel şkanlığı'na getırilen verToçoglu'nun re\den alınmasına ilişkin jılarının geçerlilığını ruduğunu bıldırdi. Çağan. mıryol-lş Sendikası'na Temmuz 1998 tarıhinde nderdiği yazıyla da çoğlu hakkında ne işlem •jıldıgını sordu Ekan ve Toksü ESS'ten aynıldı Haber Merkezi - Basın Halkla llışkıler Müşavin ahım Özkan ıle Basın an \e Halkla llişkıler idürü Fügen Toksü, uzun larhizmei verdıklerı îSS'ten avnldılar. iylübay öldti İstanbul Haber Senisi - zetecı Şeref Kövlübay âtettı. Istanbul'da 1928 nda doğan Köylübay, eteciliğe 1956 yılmda ) muhabiri olarak ladı. Günlük Spor, jam \e Hürnyet etelennde mesleğıni dürdü Köylüba> bugün r ağa \erilecek. İstanbul Bankası'ndan kendi şirketlerine kredi aktanmıyla ilgili sorulara yanıt vermedi Ozer Çfller açıldayamadıAYŞESA^N ANKARA - DYP Genel Başkanı Tansu Çilier'ın eşı Özer L'çuran Çiller. TBMM So- ruşturma Komısvonu'na verdigi ifadede, ABD'ye yaptıklan para transfen, vergı usul- süzlükleri \e senetının kaynağı konusunda- kı sorulara kaçamak yanıtlar verdı. Özer Lçuran Çiller. 2. çağrı tizerıne "ifadesine başv urulacak kişi \e eşinin senetinin ortağT olarak bılgı \erdiğı komısyonda, ABD'dekı şırketlen GCD INC'e Marsan Marmara Hol- dıng aracılığıyla transfer edilen 925 bin do- ların kaynagını gösteremezken kayınvalide- sınden kalan paralarla ilgılı de "Bizden de saklamış; bir çıkının içinden çıku" açıkla- masını vaptı. TBMM Soru^rurma Kornısvonu'nun çağ- nsı üzerine dün Özer Uçuran Çiller. eskort eşlıginde Meclıs'e geldı. Meclıs bahçesınde DYP Genel Sekreterı İNurhan Tekinel'm de aralarında bulunduğu DYP mılletvekıllen tarafından karşılanan Çiller, süreklı gülüm- seyerek rahat görünmeye çalıştı. Gazetecı ve kameramanlann hücumuna uğrayan Çiller, "Düşeceksiniz" dediğı gazetecilere, durarak poz verdı. Bır süre Nurhan Tekinel'in oda- sında dınlenen Çiller, saat 10.30'da komıs- yona gıderek bılgı verdı. Komısvon üyelerı tarafından 100'ü aşkın soru yöneltılen Özer L'çuran Çiller, vemın metni sunarak vanıt verdiği komisvonda. Malive Bakanlığı'nın hazırladığı rapordakı iddıalarla ilgılı sorulan "Raporla ilgili bilgim yok. Eğer raporu bana ilen'rseniz, yazılı ce- vap veririm" dıverek karsilıksız bıraktı. Çelişkiye düştü Komısyonda "emekli maaşı" dışında ge- lın olmadığını belırten Çiller. şirketlenne \erdigı borçlann kaynagını ıse "Mal beya- nımda var" dıyerek çelişkiye düştü. Çiller. oglu Mert ÇUİerın "yaşıtian kadar" para harcadığını vurgularken oglunun servetın- deki artışın kaynagının da kendısının katkı- sı olduğunu ılen sürdü. FP \e DYP'lı üyelerle DSP'lı Arif Se- zer'ın hıç soru sormadıgı Özer Uçuran Çıl- ler'e ANAP'lı Abdullah Akarsu. Erkan Mumcu. Nuri Yabuz. CHP'lı Tuncay Karay- tuğ ıle DSP'li Mustafa İlimen ın vönelttığı sorular ve vanıtlan özetle şöyle: • Şu anda ne>le geçiniyorsunuz: ailenizin geçimini kim sağhyor? - tkı şirketım faal durumda: GCD ve Ay- taş. Dıger şirketlerım eşım başbakan olduİc- tan sonra faalıyetlerinı durdurdu. Geçımımı nasıl sagladıgımı mal beyanımda bıldırdım. • Bu şirketierden gelir elde ediyor musu- nuz? - Hayır maaş alrmyorum. Kâr payı ya da temettü adı altında herhangı bir ödeme ya- pılmadı. • O haJde mülk edinimlerinizin \e harca- maiannı/jn ka\ nağı olarak emekli maaşını be>an edi\orsunuz. Başkaca bir ticari faali- \ette bulunmu>orsunuz: o halde edinimleri- nizin kavnagı nedir? Bu edinimlerinizin ge- lirlerinizle mütenasip olduğunu düşünii>or musunuz? - E\et. evet yanı. Bunların kaynagını 9 4 numaralı soruşturma korrus\onuna bakarsa- nız. o dönem ıtıbanyla 5 tane %ermışiz. • Sankim lvim\a"da hisseniz \ar mı. var- sa niye bildirmediniz? - Be>an dönemleri ile ilgiJi olarak beyan dışı bıraktıöimız bir şey yok. • 1991-93 arasında 29 mihon 609 bin lira vergi veren Marsan Holding'in GCD'eINC'e iştirak pa\ı olarak gönderdiği 500 bin dola- nn ka> nağını açıklar mısınız? - Şu kadar vergı ödememız. bu kadar ver- gı ödememız, ka>naklanmızm olmadığını göstermez. Amerikada anılan şırketle ilgili gönderilen serma\epa>ı olan 500 bin dolar, ilk başta 100 bin dolar olarak gitmış. sonra Demırbank'tan 400 bm dolar kredi alınarak ödenmiştir. 'Demirbanka soruimalı' • GCD'yi niçin doğrudan almadını/ da Marsan'a borç vererek bu işe iştirak ettiniz? - Eşım başbakan olduktan sonra tıcan iş- lemlerimızi, 2 şırket hariç durdurduk. O ne- denle ticari kurumumuzu can hesaplarla yü- rüttük. Yani şirketlere borç verilmistır: be- vanlanmızda var. lundu. Eşım buldu herhalde ve bana söyle- dı. Bızdebe\anettık. • Ama bütiin senetinizi van vanva pa>- laşnorsunuz? - Her e\ lilığin kendine göre bazı anlayış- lan var. Ev lilik eşit bir müessese olduğu ıçin. mümkün olduğu kadar eşit vapmaya çaîış- tık. Bizını ev lılıgımızde mal pay laşımı anla- yışı var. Bız bunu baştan böyle kojduk. A- ma o dönem belkı bir şe> alınırken ben vok- sam. onun üzennealınmıştır; o yoksa benım üzenme alınmıştır. • Oğfunuz Mert Çiller'în senetindeki ar- tışın ka> nağını açıklar mısınız? MertÇiller'in harcamalan ne kadar? - Oğlum olduğu için ben para venyorum. Artışın nedenı bu. Mert. >aşıtları kadar pa- ra harcıvor. • Veniköj'deki valınıa. TlTÎBA.Vuı bo- yatbğı doğru mu? - Yalıyı kımm bo>adığını bılmiyorum; bo- yacılar geldı bovadı. • Cağaloğlu AŞ olabilir mi? Vfesut Rah- man diye birini tanıvor musunuz, o bovamış oiabilir mi? - Ha\ ır. bilmıyorum. Özer Çiüer, TBMM Komisvonu'na. kuşkulu maharlıu • ABD'>e transfer edilen 925 bin dolann 425 bin doİaıiık bölümü. niçin ABD'deki Ci- ri/en Bank'ın iç mevduat hesabında (elden verilmiş) göriinüvor. - Bu konuda cevabı verecek o banka. Çiin- kü Marsan. mükellefıyetini yerine getirmiş. parayı transfer ermış. Bunun Demirbank'a sorulması lazım. Demırbank'tan alınan 400 bin dolar. şekJi olarak mı transfer oldu dive şüpheler v ar. Eğer böyle bir şey yaptıysa De- mırbank suçlu. • Ka>ımalideniz. size bırakbğı bu kadar büyük mirası nasıl birikrirdi.' Siz nasıJ bul- dunuz; n*şekildepa\laşıMı? . >... - Bu sualın muhatab) ben defflım, eşim. Çünkü onun annesı: benim annem degıl. • Kayınvalideniz anne \ansı sa>ihr? - Bunlan ben kendısıvle konuşmadım; kendısınde bu kadar para olduğunu da bıl- mıvomm. Bunlar eskı ınsanlar. Bizden de saklamıştırmuhakkak. 85 kiisur yaşında bır insandı. Yanı bunların ne yaptıklan bilın- mez. Hep böyle gizlı: eskıden bövle şevler vardı; onun içıne saklardı. Gizlı çıkın derler- dı ve herhalde bır şey olmuş ve bunlar bu- • ABD'\e\aptığınız925bindoiarlık trans- fer otel safın almak için mi. voksa GCD'ye serma\e aktanmı olarak mı gönderildi? - GÇD zaten otelcılık faalıyetlerı göster- mek içm kuruldu. Bunun dışında ış merke- zi olarak bır gayrımenkulü vardır. 'Borç gösterildT • Önergede \er aian iddiada olduğu gibi ABD'de yeni bir restoran. bak) salonu inşa edildiği \e bunun da takriben 1 milvon dolar- lık nıaliyeti gerektirdiği doğru mudur? - Bunu da şırkete sormak lazım, ama ben yönetıcısı olarakher ne kadar bır ıkı kere gıt- sem de bılıjorum. Yenı restoran yapılma- mıştır: ıçınde tadilat yapılmıştır. Bu tadılat- la ilgili ne kadarmasrafyapıldığı bilançolar- da vardır. ama şu anda... • ABD'je transfer edilen 925 bin dolann sermau' arttınmı olduğu neden 4.5 vıl sonra açıklanmıştır? - Marsan AŞ'nin GCD'ye iştirak pa\ ı ola- rak gönderdiği uıtar. Amenka'da sermaye arttınm ışlemlerı geç tamamlandığı ıçın, bunlar bu ışlen tamamlamadığı nedenıvle: işlem tamamlanana kadar bu tutar GCD he- saplannda doğal olarak borç olarak göstenl- mıştir. • Suna Pelıster'e neden 2 miKar Hra borç verildi? - Suna Hanım bizım ailenm bırparçasıdır. O dönemde. vanı çıftlığın alındığı dönemde. bu ışlerle uğraşacak pek vaktımiz yoktu ve kendisı aldı. Suna Hanım'a o dönem bırmık- tar borç verdık. sonra üstümüze aldık. • Demirbank'tan kredi olarak aldığınız 400 bin dolan ne zaman ödediniz? - Bu kredıyı Marsan ödedı, muhatabı ben degilım. • Marsan bu paravı nereden buldu? - Ben borç verdim. • Siz nereden buldunuz? - Mal beyanımda var. 'Emekli maaşım var' • Şirketlerinizden hep alacakiı göriinü- >»rsunuz? Bu borcu nereden veriyorsunuz? Gelir ka> nağınız nedir? - Emekli maaşım var. Verdiğim borçlarla ilgili mal beyanlanmda bilgi var. • Marso ile ilgili Marsan defterterinde ya- pılan tahrifahn nedenlerini açıklar mısınız? - Teknık bır konu olduğu için yazılı cevap verecegım. • Yalıda kaç kişi çalışıyor, bunların SSK primlerini ödüyor musunuz? - Yalıda 2 kişi çalışıyor. Bunlann SSK pnmlennı Marsan ödüyor. • Babk İstanbul Bankası'ndan 7 şirketi- nize kredi kuilandırdınız. Bu usuisüz değil mi? - tstanbul Bankasf ndan Marsan kredı kul- lanmadı. • Ama Marsan'ın yüzde 50 oranlarında hissedar olduğu 7 şirkete 1982 itibanvla 12.4 milyar lira kredi kuilandırdınız? - (Bu soruya vanıt vermedi) Yazılı cevap vereceğim. • İstanbul Bankası'ndan kredi kullandır- dığnız 7 şirket, Marsan'ın ortağı olduğu do- layısıyla sizin ortağınız olduğu şirkeüer anla- mına geliyor, değü mi? (Bu soruv u yanıtsız bıraktı.) • Bolu Gövem'deki arazinin üzerindeki inşaat bitti mi? - Bızım orada arsamız 40 küsur dönüm- dür. Şu ana kadar üstünde inşaat vardır. tn- şaat bıtmedi, komısvon gıdıp görecektir. Ya- nındakı arsa. Sabah Grubu sahibı Dinç Bil- gin'in ogluna aittır. • TU RBAN'aaitjetskiyi neden iadeetme- diniz? - Jetskınin parasını ödedik. iade etmek gi- bı bır sorumluluğumuz >ok. • Preskien-Dfnge yaünı nasıl aMınız? . - Ben Marsan'a borç verdim. Bunu nere- den buldugum malvarhğımda var. ÖzerÇıller, 2 yatının onanm masrarlan ıle ilgılı sorulan yanıtlamazken "Benim yatım yok. 6 metreyi aşanlara yat denir, benimki tekne" açıklamasını yaptı. Komısyon bugün de Tansu Çiller'in ifa- desine başvuracak. Komısvon Başkanı Sü- ha Tanık. Çıller'ın >azılı da yanıt verebile- ceğını belirterek konuyii bugünkü toplantı- da değerlendıreceklerinı ıfade etti. Boğaz esintisinde diplomatiktur İtahan Başkanı Romano Prodinin Türkjye ziyareti kjsa sürdü. İki ül- ke başbakanı ulusal ve uluslarara- sı sorunJar üzerine görüş alış>eri- şinde bulunurken Başbakan Mesut Vılmaz'ın eşi Berna V ılmaz da ko- nuk başbakanın eşini ağırladı. Ög- leden sonra yapılan yat turunda ev sahipliği vapan Berna Vılmaz, ko- nuklara Istanbul Boğa/ı'nı gezdir- di. İtahan Başbakanı ise Berna Yıl- maz'ın bu gönüllü rehberüğinden hoşnut görünü\ordu. Berna \ ıl- maz dün de, Bulgaristan Devlet Başkanı Petar Stoyanov'un eşi AJI- toniana Stoyanov'un davetlisi ola- rak Bulgaristan'daydı. Özel bir uçakla giden Berna Vılmaz, Var- na'da düzenlenen l luslararası Ba- le Fesrivali'ne katıldL (Fotoğraf: KUBtLAY TÜNTÜL) UZ YAZIIORHAN BİRGİT )ktay Ekşi, dünkü "Günün Yazı- ıda. seçımle ilgili her şeyin arap- ;ına döndüğü Ankara'daki geliş- lerı ele alarak, Türkiye'nin 1995 yı- la olduğu gibi Çiller, Yılmaz, Bay- inatlaşması sonunda paldır küldür :ime gittiği gibi yine genel seçime üklenişıni eleştiriyordu. 995 genel seçimleri, ülkenin siya- şablonunda, o seçimleri en fazla ıyen Deniz Baykal'ın beklentilerine ııt vermedi. Alelacelegidilen birse- ı, üstelik aksaklıkları kaç kez seç- n tarafından onaylanmış bir yasa 'apıldığı ıçin, halkın istenceleri par- lentoya tam yansımadı. 000'e beş kalanın yarattığı koşul- i temsılcilığıni üstlenen düşünce- Darlamento dışında kaldı. 5Nısan 1999seçimlerindedege- tablonun değışeceği yolunda, or- a meydan okuyarak çıkan tek bir ılivan yok. >ma ülke yine bir inatlaşmanın so- :unda, 25 Nisan 1999'da, üstelik n yerel, hem de genel seçimleri bir da yapmak gibi, dönülmez bir yo- irdi. Seçim Için îki Ayak5 Tek Papuç... Nasıl girdiğini hepimiz biliyoruz. Elli beşinci hükümetin kuruluşu sı- rasında, bu hükümette partisinin de görev alması için yapılan öneriyi ya- rım ağız geri çeviren Deniz Baykal, parlamentonun çalışabilmesi ıçin va- at ettıği desteği manivelalı hale getir- di. Öte yandan da azınlık hükümeti- nin başkanı Mesut Yılmaz'ı yeni ko- şullar ile destekleyebileceğini söyle- dı. Bu uzun serüvenin sonu, şımdilik Nısan 1999 seçimlerinin resmen ilan edilmesı ile noktalanacak. Ama şu anda 1998 yılındayız ve ay- lardan Temmuz. Seçimlerin anayasa- nın belirttiğı süreçten önce yapılma- sının da tek koşulunun, Meclis'in bir karar alması ile gerçekleşeceği oldu- ğu da ortadadır. Meclıs böyle bir karan alır ise o gün- den ıtibaren seçim takvimi işlemeye ve bazı işler otomatik olarak seçim- lerin genel esaslannı gösteren yasa- larda belirtildiğı şekli ile Yüksek Seçim Kurulu'nun denetimindeyürütülmeye başlayacak. Kamu görevlilerinin içinde aday ol- mak isteyenlerin. görevlerinden aynl- malanndan tutunuz da seçim yasak- larına ve hükümetteki kimi bakanla- nn anayasa uyarınca tarafsız üyeler- den olmasına kadar uzayan bir zincir halindeki bu kurallar işlemeye başla- yınca, ülke seçim atmosferinin tam ortasında bulmuş olacak kendisini. Doğal olarak ekonomi de seçime gö- re endekslenen bır çızgi içinde yürü- mek zorunda kalacak. Türkiye'nin böyle bır dokuz ayın fırtınasına göğüs geremeyeceğini herkes biliyor. Bu ne- denle de çok özel bir yasa önerisi par- tilerin anlaşmaları ile Meclis Başkan- lığı'na verildi. Yasa, 25 Nisan 1999'da yapılacak seçimlerin özel takvimini içerecek. Belki de gönülleri olmasını sağlamak, üstelik Anayasa Mahke- mesi'nin de bir direktifini yürürlüğe koymuş görünmek için, yurtdışında- ki seçmenlerin oy kullanmalarına ye- şil ışık yakılıyormuşçasına bazı kural- lar yerleştirilecek. Kimi dış ülkede otu- ran seçmen, oyunu mektup ile gön- dermek zorunda kalırken, kimi ülke- nin oturanlan oradaki Türk konsolos- luklarına oy vermek için gidebilecek- ler. Kimi, eski uygulamadaki gibi, sı- nır kapılarına gelerek seçmenlik gö- revlerini yerine getirme durumunda olacaklar. Dolayısıyla, yurtdışındakı seçmenlerin istenceleri yine tam ola- rak sandığa yansımayacak. Ve bu yasanın en ilginç yönü, bu ay içerisinde yürürlüğe girip 26 Nisan 1999 akşamı bütün işlevini bitirerek tarihin arşivine gönderilmesi olacak. Nisan 1999 seçimleri de yine aynı baraj, yine aynı aday saptama yönte- mi, yine aynı sınırsız para harcama yet- kisini bazılanna tanıma olanağı gibi bir sürü eleştiri konusu maddeleri taşıyan bir yasa ile yapılacak ve yine benzer bir parlamento, ülkenin 2000'e 1 kala karşısında bulunduğu sorunlan gö- ğüslemeye çağrılacak. Emin olunuz bütün bu girdap, De- niz Baykal'ın paşa gönlü yerine gel- sin diye oluyor. Ama kendisinin dün Oktay Ekşi'nin yazısında degindiği eleştirilerden hiçbirisini üzerine alma- ya niyetlı olmadığını, aynı gün partisi- nin grup toplantısında yaptığı konuş- ma ortaya koyuyor. "4 ay önce seçim karan seçimden uzun süre önce açıklanamaz diyen- ler, şimdi karan derhal alalım diyerek CHP ile aynı noktaya geldiler." Bu sözlerin sahibi CHP Genel Başka- nı'dır. Bununla da yetinmiyor genel baş- kan ve "Söylediklerimin bugün diğer partiler tarafından da kabul edilmesi, CHP'nin ne kadar haklı olduğunu or- taya koymuştur" diye, o bir türlü vaz- geçemediği polemikyöntemini işleti- yor. Ve yine "dediğim dedik"ç\ olarak, seçimlere tarafsız başbakan. düşük profilli bakanlarla gidilmesi taleplerinı taşıyan kartın ucunu da masaya sü- rüyor. Kuzum nedir bu ülkenin en düşük profilli liderinden ulusça çektiğimiz? POLTrtKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA 'Sosyal Devlet../ Sosyal devletin ılkeleri nedir? Soruya yanıt hayli çarpıcıydı: "Türkiye'de sosyal devleti ara ki bulasın!.." Özelleştirme alıp başını gidiyordu... Haberi Miitiyet'te okudum: "Rüya tatil köyü şimdi mezbelelik..." Marmaris Turban Tatil Köyü'nün içler acısı gö- rüntüsüyle karşılaşmıştım... Marmaris Içmeler'de, çam ağaçlarının arasında enfes bır tatil köyüydü... 1970'lf ve 1980'li yıllarda birkaç kez gitmiştim... Fotoğraflara baktım... Sankı terk edilmiş gibiydi tatil köyü... Çevresıni beş yıldızlı oteller kuşatmıştı... Marmaris Körfezi ne kadar güzel görünürdü ora- dan... 35 dönüme kurulmuştu; 248 odalı, 520 yataklı tatil köyü; iki yıldır özelleştirme kapsamındaydı... Içmeler Belediye Başkanı fsmet Karadinç şöy- le konuşuyordu: "Turban Tatil Köyü'nün geleceği belirienmeli; satılacaksa hemen satılmalı, çünkü tesis çürü- yor..." Bir boşvermişlik iç evrenimizi kuşatmıştı... Günümüzde özelleştirmeye karşı çıkmak çağ- dışılık olmuştu... Ne yapacaktık? Elimizde ne varsa yok pahasına satacaktık... Devlet, hazine alanlarını peşkeş çekmek için rrrf' vardı? ; Devleti devlet yapan ilkeleri bir kenara bırakmtş; Yeni Dünya Düzeni'ne ve vahşi kapitalizme tes- lim olmuştuk... .« Marmaris Turban Tatil Köyü yalnızlığa terk ediV mişti. Orası nasıl olsa satılacaktı... h Sahi sosyal devlet neredeydi? Birden Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerir? sesiyle ırkildim... Üzerinde beyaz ceket, mavi çizgili beyaz bir gömlek, mavi kravat vardı... Şöyle diyordu: '^ "Bir daha söylüyorum. Gerekirse Çankaya'nın bahçesini veririm..." Cumhurbaşkanı, Ford-Otosan 2000 fabrikasr- nın temel atma töreninde konuşuyordu... Devlet SEKA arazisini Ford'a vermişti. Çünkü orası sazlık ve bataklıktı... j Üstelik binlerce genç iş bulacak, ekmek yiye* cekti... ll • • • m Sosyal devlet, parası olmayan hasta yurttaşırtr ölüme terk eder mi? *•' Abdullah Biçer 47 yaşındaydı... Izmır'den Murat Şahin, Biçer'in öyküsünü şöy- le anlatıyor: "YeşilyurtAtatürk Eğitim Hastanesi'ne beyin ka 1 naması nedeniyle 16 Temmuz 1998 tarihinde sa- at 23.15'fe ac/7 olarak götürülen Abdullah Biçer adlı hasta, parasızlık yüzünden ölüme mahkûm edildi. Beyin kanaması geçiren bir hastanın he- men tedavisıne başlanması gerekirken bir devlet hastanesi olan Atatürk Eğıtım Hastanesi'nde hiç- bir sosyal güvencesi olmayan hastaya müdahaffy edilmedi. Anayasada tüm yurttaşlara devletin ver- mek zorunda olduğu birhizmet olarak yazan sağ- lık hizmetini parası olmayana vermeyen birzihni- yet, bu ölümün failidir. 16 Temmuz 1998 tarihinde hastaneye yatırtlan hastanın öncelikle anjiyo olması gerekiyordu. Anr jiyografi seryisi olmayan devlet hastanesinin Do- kuz Eylül Üniversitesi ne hastayı sevk etmesi gerekiyordu. Hastanın hiçbır sosyal güvencesi ol- madığı için bu sevk işlemi gerçekleşmedi. Daha sonra yeşilkart çıkartılmasına rağmen hastayaza- manında müdahale edilmedıği için bu kez de mi- de kanaması geçiren hasta, 23 Temmuz Perşem- be günü öncelikle bu ameliyata alındı. Bu ameli- yattan sonra yoğun bakıma alınan hasta, 25 Tem- muz Cumartesi günü sabaha karşı hayatını kay- betti. Evli ve iki çocuk babası, 4 7 yaşındaki Abdullah Biçer, geçimini boya ustası olarak inşaatlarda gü- nübirlik çalışarak kazanıyordu. Parası olmadığı için ölüme mahkûm edilen bu hastanın ailesi bun- dan sonra geçimini nasıl sağlayacak? Bu ölümün hesabını kim verecek?" Abdullah Biçer gibi yüzlerce insan yaşamını yi- tiriyor Türkiye'de... Şimdi soralım: "Sosyal devlet nerede?" Belki de 16-17 yaşındaki çocuklanmızı duvaria- ra yazı yazdıkları için terörist sanıp işkenceden geçiriyordur; yazarları sorguluyordur... Pazar günü Kocaeli'de, SEKA arazisinde Ford'un temel atma törenindeydi Başbakan Me- sut Yılmaz ve konuşuyordu: "Bazı gerı kalmış zihniyetler çevre bahanesiyle Türkiye'yi geri bırakmaya çalışıyoıiar..." Fotoğraflara yeniden baktım... Marmaris'teki Turban Tatil Köyü'nün acıklı gö- rünümü yüreğimi burktu... Ne diyorlardı? Özelleştirme eşittir demokrasi... İ • • • insanımız hastanede ölüme terk ediliyor; insa- nımız ucuz ekmek kuyruğunda bekleşıyor; insanı- mız bile bile zehirli mantar yiyip ölüyor... Gazetelerimiz devlet malını yok pahasına sa: tanlara, orman ve hazine alanlannı talan edenle : re alkış tutup manşet atıyor: "Küreselleşmenin etkisi Türkiye'ye çağ atlatl- yor..." Sabahları Bebek'te, Etiler'de, Bağdat Cadde- si'nde çöp bidonlarmda ekmek toplayan çocuk- lara ne diyorsunuz'? istanbul'un varoşlarında Müslüm, ibrahim, Ferdi, Orhan abilerini dinleyen halkımız, neden ANAP'a, DYP'ye, CHP'ye, DSP'ye değil de Fazfr let Partisi'ne sarılıyor. açıklar mısınız? •" Adana'da 50 bin seyyar satıcı, Diyarbakır ça* şısında işsizler orcJusu, Hakkâri'de çöplüklerdeıtı yemek artığı toplayanlar sosyal devleti arıyor a> ma bır türlü bulami/or... Asker Güneydoğu'da terörün kökünü kazırkeo bir de sosyal hizntet veriyor; hastalara bakıyot!, eğitim seferberliğin,n içinde yer alıyor... Fotoğraflara bakyorum... > Marmaris Turbar Tatil Köyü sanki enkaza dö- nüşmüş... Nerede sosyal d^viet? Sosyal devletin görevlileri, kimi zaman Susur- luk kazasında, kim zaman da Kürşat Yılmaz'ın kaçırılışında ortaya çıkıyor... hckaya(« posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle