Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEMMUZ 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA.
HABERLER
rdal kararında
renme
ANKARA (Cumhuriyet
rosu) - Ankara I No'lu
iM. "'Dünva Barış
nü" dolayısıvla 1 Evlii!
)6'da Ankara'da
;enlenen mıtıngtekı
ıuşması nedenıv le 1 yıl
>is. 420 bin lıra ağırpara
•asına çarptınlan \e bu
:ası Yargıtay tarafından
mlan tHD Genel Başkanı
ın Birdal hakkında
dıöı kararda dırendi.
kret Bila
ıburcu oluyop
İstanbul Haber Sen isi -
ıkedonva'da geçirdigı
fık kazasi sonucu ağır
aianan gazetecı Fıkret
a'nın bır ıkı gün içmde
urcu olabıleceğı
Jırildi. IÜ Cerrahpaşa
) Fakültesi Nörosirurji
abilim Dalı Başkanı
)f. Dr. Cengiz Kuday.
a'nın genel durumunun
c ıvı olduğunu söyledı.
[gür Gelecek
platıldı
tstanbul Haber Senisi -
gür üelecek
!etesınden yapılan
klamada. gazetenın 24
nmuz-6 Ağustos 1998
ıhlı sa>isının Istanbul 1
'lu DGM'ce içerdığt
nlarda örgüı
ıpagandası v e örgüt
klamaJarı buJundugu
ekçesiyle toplatıldığı
dirildi.
ciplik grevinde
nut ışığı
ADANA (Cumhuriyet
ıney İlleri Bürosu) -
ırlık Ha\a Üssü ıle
kara \e Izmır'deki ABD
erlerınde Türk Harb-ti>
idikası üyesi yaklaşık
30 işçinin gre\ i siirerken
ana Çalı^ma Bölge
idürü Bahrı Süren.
iD'li ışveren temsılcılerı
Türk Harb-lş Sendıkası
kılılenne, bu sabah
00'da bır araya gelme
bıılundu.
îmiryol-İş
lyyum yolunda
\NKARA (Cumhuriyet
rosu) - Çalı^ma ve Sosyal
ıvenlık Bakanı Nami
ğan, Istanbul 1. Iş
îhkemesi'nın karanyla
ıiden Demirvol-îş
ndıkası Genel
şkanlığı'na getırilen
verToçoglu'nun
re\den alınmasına ilişkin
jılarının geçerlilığını
ruduğunu bıldırdi. Çağan.
mıryol-lş Sendikası'na
Temmuz 1998 tarıhinde
nderdiği yazıyla da
çoğlu hakkında ne işlem
•jıldıgını sordu
Ekan ve Toksü
ESS'ten aynıldı
Haber Merkezi - Basın
Halkla llışkıler Müşavin
ahım Özkan ıle Basın
an \e Halkla llişkıler
idürü Fügen Toksü, uzun
larhizmei verdıklerı
îSS'ten avnldılar.
iylübay öldti
İstanbul Haber Senisi -
zetecı Şeref Kövlübay
âtettı. Istanbul'da 1928
nda doğan Köylübay,
eteciliğe 1956 yılmda
) muhabiri olarak
ladı. Günlük Spor,
jam \e Hürnyet
etelennde mesleğıni
dürdü Köylüba> bugün
r
ağa \erilecek.
İstanbul Bankası'ndan kendi şirketlerine kredi aktanmıyla ilgili sorulara yanıt vermedi
Ozer Çfller açıldayamadıAYŞESA^N
ANKARA - DYP Genel Başkanı Tansu
Çilier'ın eşı Özer L'çuran Çiller. TBMM So-
ruşturma Komısvonu'na verdigi ifadede,
ABD'ye yaptıklan para transfen, vergı usul-
süzlükleri \e senetının kaynağı konusunda-
kı sorulara kaçamak yanıtlar verdı. Özer
Lçuran Çiller. 2. çağrı tizerıne "ifadesine
başv urulacak kişi \e eşinin senetinin ortağT
olarak bılgı \erdiğı komısyonda, ABD'dekı
şırketlen GCD INC'e Marsan Marmara Hol-
dıng aracılığıyla transfer edilen 925 bin do-
ların kaynagını gösteremezken kayınvalide-
sınden kalan paralarla ilgılı de "Bizden de
saklamış; bir çıkının içinden çıku" açıkla-
masını vaptı.
TBMM Soru^rurma Kornısvonu'nun çağ-
nsı üzerine dün Özer Uçuran Çiller. eskort
eşlıginde Meclıs'e geldı. Meclıs bahçesınde
DYP Genel Sekreterı İNurhan Tekinel'm de
aralarında bulunduğu DYP mılletvekıllen
tarafından karşılanan Çiller, süreklı gülüm-
seyerek rahat görünmeye çalıştı. Gazetecı ve
kameramanlann hücumuna uğrayan Çiller,
"Düşeceksiniz" dediğı gazetecilere, durarak
poz verdı. Bır süre Nurhan Tekinel'in oda-
sında dınlenen Çiller, saat 10.30'da komıs-
yona gıderek bılgı verdı.
Komısvon üyelerı tarafından 100'ü aşkın
soru yöneltılen Özer L'çuran Çiller, vemın
metni sunarak vanıt verdiği komisvonda.
Malive Bakanlığı'nın hazırladığı rapordakı
iddıalarla ilgılı sorulan "Raporla ilgili bilgim
yok. Eğer raporu bana ilen'rseniz, yazılı ce-
vap veririm" dıverek karsilıksız bıraktı.
Çelişkiye düştü
Komısyonda "emekli maaşı" dışında ge-
lın olmadığını belırten Çiller. şirketlenne
\erdigı borçlann kaynagını ıse "Mal beya-
nımda var" dıyerek çelişkiye düştü. Çiller.
oglu Mert ÇUİerın "yaşıtian kadar" para
harcadığını vurgularken oglunun servetın-
deki artışın kaynagının da kendısının katkı-
sı olduğunu ılen sürdü.
FP \e DYP'lı üyelerle DSP'lı Arif Se-
zer'ın hıç soru sormadıgı Özer Uçuran Çıl-
ler'e ANAP'lı Abdullah Akarsu. Erkan
Mumcu. Nuri Yabuz. CHP'lı Tuncay Karay-
tuğ ıle DSP'li Mustafa İlimen ın vönelttığı
sorular ve vanıtlan özetle şöyle:
• Şu anda ne>le geçiniyorsunuz: ailenizin
geçimini kim sağhyor?
- tkı şirketım faal durumda: GCD ve Ay-
taş. Dıger şirketlerım eşım başbakan olduİc-
tan sonra faalıyetlerinı durdurdu. Geçımımı
nasıl sagladıgımı mal beyanımda bıldırdım.
• Bu şirketierden gelir elde ediyor musu-
nuz?
- Hayır maaş alrmyorum. Kâr payı ya da
temettü adı altında herhangı bir ödeme ya-
pılmadı.
• O haJde mülk edinimlerinizin \e harca-
maiannı/jn ka\ nağı olarak emekli maaşını
be>an edi\orsunuz. Başkaca bir ticari faali-
\ette bulunmu>orsunuz: o halde edinimleri-
nizin kavnagı nedir? Bu edinimlerinizin ge-
lirlerinizle mütenasip olduğunu düşünii>or
musunuz?
- E\et. evet yanı. Bunların kaynagını 9 4
numaralı soruşturma korrus\onuna bakarsa-
nız. o dönem ıtıbanyla 5 tane %ermışiz.
• Sankim lvim\a"da hisseniz \ar mı. var-
sa niye bildirmediniz?
- Be>an dönemleri ile ilgiJi olarak beyan
dışı bıraktıöimız bir şey yok.
• 1991-93 arasında 29 mihon 609 bin lira
vergi veren Marsan Holding'in GCD'eINC'e
iştirak pa\ı olarak gönderdiği 500 bin dola-
nn ka> nağını açıklar mısınız?
- Şu kadar vergı ödememız. bu kadar ver-
gı ödememız, ka>naklanmızm olmadığını
göstermez. Amerikada anılan şırketle ilgili
gönderilen serma\epa>ı olan 500 bin dolar,
ilk başta 100 bin dolar olarak gitmış. sonra
Demırbank'tan 400 bm dolar kredi alınarak
ödenmiştir.
'Demirbanka soruimalı'
• GCD'yi niçin doğrudan almadını/ da
Marsan'a borç vererek bu işe iştirak ettiniz?
- Eşım başbakan olduktan sonra tıcan iş-
lemlerimızi, 2 şırket hariç durdurduk. O ne-
denle ticari kurumumuzu can hesaplarla yü-
rüttük. Yani şirketlere borç verilmistır: be-
vanlanmızda var.
lundu. Eşım buldu herhalde ve bana söyle-
dı. Bızdebe\anettık.
• Ama bütiin senetinizi van vanva pa>-
laşnorsunuz?
- Her e\ lilığin kendine göre bazı anlayış-
lan var. Ev lilik eşit bir müessese olduğu ıçin.
mümkün olduğu kadar eşit vapmaya çaîış-
tık. Bizını ev lılıgımızde mal pay laşımı anla-
yışı var. Bız bunu baştan böyle kojduk. A-
ma o dönem belkı bir şe> alınırken ben vok-
sam. onun üzennealınmıştır; o yoksa benım
üzenme alınmıştır.
• Oğfunuz Mert Çiller'în senetindeki ar-
tışın ka> nağını açıklar mısınız? MertÇiller'in
harcamalan ne kadar?
- Oğlum olduğu için ben para venyorum.
Artışın nedenı bu. Mert. >aşıtları kadar pa-
ra harcıvor.
• Veniköj'deki valınıa. TlTÎBA.Vuı bo-
yatbğı doğru mu?
- Yalıyı kımm bo>adığını bılmiyorum; bo-
yacılar geldı bovadı.
• Cağaloğlu AŞ olabilir mi? Vfesut Rah-
man diye birini tanıvor musunuz, o bovamış
oiabilir mi?
- Ha\ ır. bilmıyorum.
Özer Çiüer, TBMM Komisvonu'na. kuşkulu maharlıu
• ABD'>e transfer edilen 925 bin dolann
425 bin doİaıiık bölümü. niçin ABD'deki Ci-
ri/en Bank'ın iç mevduat hesabında (elden
verilmiş) göriinüvor.
- Bu konuda cevabı verecek o banka. Çiin-
kü Marsan. mükellefıyetini yerine getirmiş.
parayı transfer ermış. Bunun Demirbank'a
sorulması lazım. Demırbank'tan alınan 400
bin dolar. şekJi olarak mı transfer oldu dive
şüpheler v ar. Eğer böyle bir şey yaptıysa De-
mırbank suçlu.
• Ka>ımalideniz. size bırakbğı bu kadar
büyük mirası nasıl birikrirdi.' Siz nasıJ bul-
dunuz; n*şekildepa\laşıMı? . >...
- Bu sualın muhatab) ben defflım, eşim.
Çünkü onun annesı: benim annem degıl.
• Kayınvalideniz anne \ansı sa>ihr?
- Bunlan ben kendısıvle konuşmadım;
kendısınde bu kadar para olduğunu da bıl-
mıvomm. Bunlar eskı ınsanlar. Bizden de
saklamıştırmuhakkak. 85 kiisur yaşında bır
insandı. Yanı bunların ne yaptıklan bilın-
mez. Hep böyle gizlı: eskıden bövle şevler
vardı; onun içıne saklardı. Gizlı çıkın derler-
dı ve herhalde bır şey olmuş ve bunlar bu-
• ABD'\e\aptığınız925bindoiarlık trans-
fer otel safın almak için mi. voksa GCD'ye
serma\e aktanmı olarak mı gönderildi?
- GÇD zaten otelcılık faalıyetlerı göster-
mek içm kuruldu. Bunun dışında ış merke-
zi olarak bır gayrımenkulü vardır.
'Borç gösterildT
• Önergede \er aian iddiada olduğu gibi
ABD'de yeni bir restoran. bak) salonu inşa
edildiği \e bunun da takriben 1 milvon dolar-
lık nıaliyeti gerektirdiği doğru mudur?
- Bunu da şırkete sormak lazım, ama ben
yönetıcısı olarakher ne kadar bır ıkı kere gıt-
sem de bılıjorum. Yenı restoran yapılma-
mıştır: ıçınde tadilat yapılmıştır. Bu tadılat-
la ilgili ne kadarmasrafyapıldığı bilançolar-
da vardır. ama şu anda...
• ABD'je transfer edilen 925 bin dolann
sermau' arttınmı olduğu neden 4.5 vıl sonra
açıklanmıştır?
- Marsan AŞ'nin GCD'ye iştirak pa\ ı ola-
rak gönderdiği uıtar. Amenka'da sermaye
arttınm ışlemlerı geç tamamlandığı ıçın,
bunlar bu ışlen tamamlamadığı nedenıvle:
işlem tamamlanana kadar bu tutar GCD he-
saplannda doğal olarak borç olarak göstenl-
mıştir.
• Suna Pelıster'e neden 2 miKar Hra borç
verildi?
- Suna Hanım bizım ailenm bırparçasıdır.
O dönemde. vanı çıftlığın alındığı dönemde.
bu ışlerle uğraşacak pek vaktımiz yoktu ve
kendisı aldı. Suna Hanım'a o dönem bırmık-
tar borç verdık. sonra üstümüze aldık.
• Demirbank'tan kredi olarak aldığınız
400 bin dolan ne zaman ödediniz?
- Bu kredıyı Marsan ödedı, muhatabı ben
degilım.
• Marsan bu paravı nereden buldu?
- Ben borç verdim.
• Siz nereden buldunuz?
- Mal beyanımda var.
'Emekli maaşım var'
• Şirketlerinizden hep alacakiı göriinü-
>»rsunuz? Bu borcu nereden veriyorsunuz?
Gelir ka> nağınız nedir?
- Emekli maaşım var. Verdiğim borçlarla
ilgili mal beyanlanmda bilgi var.
• Marso ile ilgili Marsan defterterinde ya-
pılan tahrifahn nedenlerini açıklar mısınız?
- Teknık bır konu olduğu için yazılı cevap
verecegım.
• Yalıda kaç kişi çalışıyor, bunların SSK
primlerini ödüyor musunuz?
- Yalıda 2 kişi çalışıyor. Bunlann SSK
pnmlennı Marsan ödüyor.
• Babk İstanbul Bankası'ndan 7 şirketi-
nize kredi kuilandırdınız. Bu usuisüz değil
mi?
- tstanbul Bankasf ndan Marsan kredı kul-
lanmadı.
• Ama Marsan'ın yüzde 50 oranlarında
hissedar olduğu 7 şirkete 1982 itibanvla 12.4
milyar lira kredi kuilandırdınız?
- (Bu soruya vanıt vermedi) Yazılı cevap
vereceğim.
• İstanbul Bankası'ndan kredi kullandır-
dığnız 7 şirket, Marsan'ın ortağı olduğu do-
layısıyla sizin ortağınız olduğu şirkeüer anla-
mına geliyor, değü mi? (Bu soruv u yanıtsız
bıraktı.)
• Bolu Gövem'deki arazinin üzerindeki
inşaat bitti mi?
- Bızım orada arsamız 40 küsur dönüm-
dür. Şu ana kadar üstünde inşaat vardır. tn-
şaat bıtmedi, komısvon gıdıp görecektir. Ya-
nındakı arsa. Sabah Grubu sahibı Dinç Bil-
gin'in ogluna aittır.
• TU RBAN'aaitjetskiyi neden iadeetme-
diniz?
- Jetskınin parasını ödedik. iade etmek gi-
bı bır sorumluluğumuz >ok.
• Preskien-Dfnge yaünı nasıl aMınız? .
- Ben Marsan'a borç verdim. Bunu nere-
den buldugum malvarhğımda var.
ÖzerÇıller, 2 yatının onanm masrarlan ıle
ilgılı sorulan yanıtlamazken "Benim yatım
yok. 6 metreyi aşanlara yat denir, benimki
tekne" açıklamasını yaptı.
Komısyon bugün de Tansu Çiller'in ifa-
desine başvuracak. Komısvon Başkanı Sü-
ha Tanık. Çıller'ın >azılı da yanıt verebile-
ceğını belirterek konuyii bugünkü toplantı-
da değerlendıreceklerinı ıfade etti.
Boğaz esintisinde
diplomatiktur
İtahan Başkanı Romano Prodinin
Türkjye ziyareti kjsa sürdü. İki ül-
ke başbakanı ulusal ve uluslarara-
sı sorunJar üzerine görüş alış>eri-
şinde bulunurken Başbakan Mesut
Vılmaz'ın eşi Berna V ılmaz da ko-
nuk başbakanın eşini ağırladı. Ög-
leden sonra yapılan yat turunda ev
sahipliği vapan Berna Vılmaz, ko-
nuklara Istanbul Boğa/ı'nı gezdir-
di. İtahan Başbakanı ise Berna Yıl-
maz'ın bu gönüllü rehberüğinden
hoşnut görünü\ordu. Berna \ ıl-
maz dün de, Bulgaristan Devlet
Başkanı Petar Stoyanov'un eşi AJI-
toniana Stoyanov'un davetlisi ola-
rak Bulgaristan'daydı. Özel bir
uçakla giden Berna Vılmaz, Var-
na'da düzenlenen l luslararası Ba-
le Fesrivali'ne katıldL
(Fotoğraf: KUBtLAY TÜNTÜL)
UZ YAZIIORHAN BİRGİT
)ktay Ekşi, dünkü "Günün Yazı-
ıda. seçımle ilgili her şeyin arap-
;ına döndüğü Ankara'daki geliş-
lerı ele alarak, Türkiye'nin 1995 yı-
la olduğu gibi Çiller, Yılmaz, Bay-
inatlaşması sonunda paldır küldür
:ime gittiği gibi yine genel seçime
üklenişıni eleştiriyordu.
995 genel seçimleri, ülkenin siya-
şablonunda, o seçimleri en fazla
ıyen Deniz Baykal'ın beklentilerine
ııt vermedi. Alelacelegidilen birse-
ı, üstelik aksaklıkları kaç kez seç-
n tarafından onaylanmış bir yasa
'apıldığı ıçin, halkın istenceleri par-
lentoya tam yansımadı.
000'e beş kalanın yarattığı koşul-
i temsılcilığıni üstlenen düşünce-
Darlamento dışında kaldı.
5Nısan 1999seçimlerindedege-
tablonun değışeceği yolunda, or-
a meydan okuyarak çıkan tek bir
ılivan yok.
>ma ülke yine bir inatlaşmanın so-
:unda, 25 Nisan 1999'da, üstelik
n yerel, hem de genel seçimleri bir
da yapmak gibi, dönülmez bir yo-
irdi.
Seçim Için îki Ayak5
Tek Papuç...
Nasıl girdiğini hepimiz biliyoruz.
Elli beşinci hükümetin kuruluşu sı-
rasında, bu hükümette partisinin de
görev alması için yapılan öneriyi ya-
rım ağız geri çeviren Deniz Baykal,
parlamentonun çalışabilmesi ıçin va-
at ettıği desteği manivelalı hale getir-
di. Öte yandan da azınlık hükümeti-
nin başkanı Mesut Yılmaz'ı yeni ko-
şullar ile destekleyebileceğini söyle-
dı.
Bu uzun serüvenin sonu, şımdilik
Nısan 1999 seçimlerinin resmen ilan
edilmesı ile noktalanacak.
Ama şu anda 1998 yılındayız ve ay-
lardan Temmuz. Seçimlerin anayasa-
nın belirttiğı süreçten önce yapılma-
sının da tek koşulunun, Meclis'in bir
karar alması ile gerçekleşeceği oldu-
ğu da ortadadır.
Meclıs böyle bir karan alır ise o gün-
den ıtibaren seçim takvimi işlemeye
ve bazı işler otomatik olarak seçim-
lerin genel esaslannı gösteren yasa-
larda belirtildiğı şekli ile Yüksek Seçim
Kurulu'nun denetimindeyürütülmeye
başlayacak.
Kamu görevlilerinin içinde aday ol-
mak isteyenlerin. görevlerinden aynl-
malanndan tutunuz da seçim yasak-
larına ve hükümetteki kimi bakanla-
nn anayasa uyarınca tarafsız üyeler-
den olmasına kadar uzayan bir zincir
halindeki bu kurallar işlemeye başla-
yınca, ülke seçim atmosferinin tam
ortasında bulmuş olacak kendisini.
Doğal olarak ekonomi de seçime gö-
re endekslenen bır çızgi içinde yürü-
mek zorunda kalacak. Türkiye'nin
böyle bır dokuz ayın fırtınasına göğüs
geremeyeceğini herkes biliyor. Bu ne-
denle de çok özel bir yasa önerisi par-
tilerin anlaşmaları ile Meclis Başkan-
lığı'na verildi. Yasa, 25 Nisan 1999'da
yapılacak seçimlerin özel takvimini
içerecek. Belki de gönülleri olmasını
sağlamak, üstelik Anayasa Mahke-
mesi'nin de bir direktifini yürürlüğe
koymuş görünmek için, yurtdışında-
ki seçmenlerin oy kullanmalarına ye-
şil ışık yakılıyormuşçasına bazı kural-
lar yerleştirilecek. Kimi dış ülkede otu-
ran seçmen, oyunu mektup ile gön-
dermek zorunda kalırken, kimi ülke-
nin oturanlan oradaki Türk konsolos-
luklarına oy vermek için gidebilecek-
ler. Kimi, eski uygulamadaki gibi, sı-
nır kapılarına gelerek seçmenlik gö-
revlerini yerine getirme durumunda
olacaklar. Dolayısıyla, yurtdışındakı
seçmenlerin istenceleri yine tam ola-
rak sandığa yansımayacak.
Ve bu yasanın en ilginç yönü, bu ay
içerisinde yürürlüğe girip 26 Nisan
1999 akşamı bütün işlevini bitirerek
tarihin arşivine gönderilmesi olacak.
Nisan 1999 seçimleri de yine aynı
baraj, yine aynı aday saptama yönte-
mi, yine aynı sınırsız para harcama yet-
kisini bazılanna tanıma olanağı gibi bir
sürü eleştiri konusu maddeleri taşıyan
bir yasa ile yapılacak ve yine benzer
bir parlamento, ülkenin 2000'e 1 kala
karşısında bulunduğu sorunlan gö-
ğüslemeye çağrılacak.
Emin olunuz bütün bu girdap, De-
niz Baykal'ın paşa gönlü yerine gel-
sin diye oluyor. Ama kendisinin dün
Oktay Ekşi'nin yazısında degindiği
eleştirilerden hiçbirisini üzerine alma-
ya niyetlı olmadığını, aynı gün partisi-
nin grup toplantısında yaptığı konuş-
ma ortaya koyuyor.
"4 ay önce seçim karan seçimden
uzun süre önce açıklanamaz diyen-
ler, şimdi karan derhal alalım diyerek
CHP ile aynı noktaya geldiler." Bu
sözlerin sahibi CHP Genel Başka-
nı'dır.
Bununla da yetinmiyor genel baş-
kan ve "Söylediklerimin bugün diğer
partiler tarafından da kabul edilmesi,
CHP'nin ne kadar haklı olduğunu or-
taya koymuştur" diye, o bir türlü vaz-
geçemediği polemikyöntemini işleti-
yor.
Ve yine "dediğim dedik"ç\ olarak,
seçimlere tarafsız başbakan. düşük
profilli bakanlarla gidilmesi taleplerinı
taşıyan kartın ucunu da masaya sü-
rüyor.
Kuzum nedir bu ülkenin en düşük
profilli liderinden ulusça çektiğimiz?
POLTrtKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
'Sosyal Devlet../
Sosyal devletin ılkeleri nedir?
Soruya yanıt hayli çarpıcıydı:
"Türkiye'de sosyal devleti ara ki bulasın!.."
Özelleştirme alıp başını gidiyordu...
Haberi Miitiyet'te okudum:
"Rüya tatil köyü şimdi mezbelelik..."
Marmaris Turban Tatil Köyü'nün içler acısı gö-
rüntüsüyle karşılaşmıştım...
Marmaris Içmeler'de, çam ağaçlarının arasında
enfes bır tatil köyüydü...
1970'lf ve 1980'li yıllarda birkaç kez gitmiştim...
Fotoğraflara baktım...
Sankı terk edilmiş gibiydi tatil köyü...
Çevresıni beş yıldızlı oteller kuşatmıştı...
Marmaris Körfezi ne kadar güzel görünürdü ora-
dan...
35 dönüme kurulmuştu; 248 odalı, 520 yataklı
tatil köyü; iki yıldır özelleştirme kapsamındaydı...
Içmeler Belediye Başkanı fsmet Karadinç şöy-
le konuşuyordu:
"Turban Tatil Köyü'nün geleceği belirienmeli;
satılacaksa hemen satılmalı, çünkü tesis çürü-
yor..."
Bir boşvermişlik iç evrenimizi kuşatmıştı...
Günümüzde özelleştirmeye karşı çıkmak çağ-
dışılık olmuştu...
Ne yapacaktık?
Elimizde ne varsa yok pahasına satacaktık...
Devlet, hazine alanlarını peşkeş çekmek için rrrf'
vardı? ;
Devleti devlet yapan ilkeleri bir kenara bırakmtş;
Yeni Dünya Düzeni'ne ve vahşi kapitalizme tes-
lim olmuştuk... .«
Marmaris Turban Tatil Köyü yalnızlığa terk ediV
mişti. Orası nasıl olsa satılacaktı... h
Sahi sosyal devlet neredeydi?
Birden Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerir?
sesiyle ırkildim...
Üzerinde beyaz ceket, mavi çizgili beyaz bir
gömlek, mavi kravat vardı...
Şöyle diyordu: '^
"Bir daha söylüyorum. Gerekirse Çankaya'nın
bahçesini veririm..."
Cumhurbaşkanı, Ford-Otosan 2000 fabrikasr-
nın temel atma töreninde konuşuyordu...
Devlet SEKA arazisini Ford'a vermişti. Çünkü
orası sazlık ve bataklıktı... j
Üstelik binlerce genç iş bulacak, ekmek yiye*
cekti... ll
• • •
m
Sosyal devlet, parası olmayan hasta yurttaşırtr
ölüme terk eder mi? *•'
Abdullah Biçer 47 yaşındaydı...
Izmır'den Murat Şahin, Biçer'in öyküsünü şöy-
le anlatıyor:
"YeşilyurtAtatürk Eğitim Hastanesi'ne beyin ka
1
naması nedeniyle 16 Temmuz 1998 tarihinde sa-
at 23.15'fe ac/7 olarak götürülen Abdullah Biçer
adlı hasta, parasızlık yüzünden ölüme mahkûm
edildi. Beyin kanaması geçiren bir hastanın he-
men tedavisıne başlanması gerekirken bir devlet
hastanesi olan Atatürk Eğıtım Hastanesi'nde hiç-
bir sosyal güvencesi olmayan hastaya müdahaffy
edilmedi. Anayasada tüm yurttaşlara devletin ver-
mek zorunda olduğu birhizmet olarak yazan sağ-
lık hizmetini parası olmayana vermeyen birzihni-
yet, bu ölümün failidir.
16 Temmuz 1998 tarihinde hastaneye yatırtlan
hastanın öncelikle anjiyo olması gerekiyordu. Anr
jiyografi seryisi olmayan devlet hastanesinin Do-
kuz Eylül Üniversitesi ne hastayı sevk etmesi
gerekiyordu. Hastanın hiçbır sosyal güvencesi ol-
madığı için bu sevk işlemi gerçekleşmedi. Daha
sonra yeşilkart çıkartılmasına rağmen hastayaza-
manında müdahale edilmedıği için bu kez de mi-
de kanaması geçiren hasta, 23 Temmuz Perşem-
be günü öncelikle bu ameliyata alındı. Bu ameli-
yattan sonra yoğun bakıma alınan hasta, 25 Tem-
muz Cumartesi günü sabaha karşı hayatını kay-
betti.
Evli ve iki çocuk babası, 4 7 yaşındaki Abdullah
Biçer, geçimini boya ustası olarak inşaatlarda gü-
nübirlik çalışarak kazanıyordu. Parası olmadığı için
ölüme mahkûm edilen bu hastanın ailesi bun-
dan sonra geçimini nasıl sağlayacak? Bu ölümün
hesabını kim verecek?"
Abdullah Biçer gibi yüzlerce insan yaşamını yi-
tiriyor Türkiye'de...
Şimdi soralım:
"Sosyal devlet nerede?"
Belki de 16-17 yaşındaki çocuklanmızı duvaria-
ra yazı yazdıkları için terörist sanıp işkenceden
geçiriyordur; yazarları sorguluyordur...
Pazar günü Kocaeli'de, SEKA arazisinde
Ford'un temel atma törenindeydi Başbakan Me-
sut Yılmaz ve konuşuyordu:
"Bazı gerı kalmış zihniyetler çevre bahanesiyle
Türkiye'yi geri bırakmaya çalışıyoıiar..."
Fotoğraflara yeniden baktım...
Marmaris'teki Turban Tatil Köyü'nün acıklı gö-
rünümü yüreğimi burktu...
Ne diyorlardı?
Özelleştirme eşittir demokrasi... İ
• • •
insanımız hastanede ölüme terk ediliyor; insa-
nımız ucuz ekmek kuyruğunda bekleşıyor; insanı-
mız bile bile zehirli mantar yiyip ölüyor...
Gazetelerimiz devlet malını yok pahasına sa:
tanlara, orman ve hazine alanlannı talan edenle
:
re alkış tutup manşet atıyor:
"Küreselleşmenin etkisi Türkiye'ye çağ atlatl-
yor..."
Sabahları Bebek'te, Etiler'de, Bağdat Cadde-
si'nde çöp bidonlarmda ekmek toplayan çocuk-
lara ne diyorsunuz'?
istanbul'un varoşlarında Müslüm, ibrahim,
Ferdi, Orhan abilerini dinleyen halkımız, neden
ANAP'a, DYP'ye, CHP'ye, DSP'ye değil de Fazfr
let Partisi'ne sarılıyor. açıklar mısınız? •"
Adana'da 50 bin seyyar satıcı, Diyarbakır ça*
şısında işsizler orcJusu, Hakkâri'de çöplüklerdeıtı
yemek artığı toplayanlar sosyal devleti arıyor a>
ma bır türlü bulami/or...
Asker Güneydoğu'da terörün kökünü kazırkeo
bir de sosyal hizntet veriyor; hastalara bakıyot!,
eğitim seferberliğin,n içinde yer alıyor...
Fotoğraflara bakyorum... >
Marmaris Turbar Tatil Köyü sanki enkaza dö-
nüşmüş...
Nerede sosyal d^viet?
Sosyal devletin görevlileri, kimi zaman Susur-
luk kazasında, kim zaman da Kürşat Yılmaz'ın
kaçırılışında ortaya çıkıyor...
hckaya(« posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98