Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 TEMMUZ 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Jaclc DeJohnette 'Oneness'- Yarkın Türk Ritimleri Topluluğu ve Chick Corea 'Origin'
Festivalde ıılku açık bir gün
LÂJLE KUYUCU
5- UluslararasıtstanbulCazFestivali'nin
en parlak günlerinden birındeyiz. Heye-
canla belclenen konserlerin ilki yine Cemal
Reşit Rey'de. Sahneyı Jack DeJohnette'in
Michael Cain ve Verome Harris'le gerçek-
leştirdiği "Oneness" projesı ve "Yarkın
TürkRitiınleriToplııluğun
pa>]a$acak. Jack
DeJohnette festivalin en önemlı konukla-
nndan bin. Cazın herdöneminde söyleye-
cek bir çıft sözü var; üstelık Türkiye'ye ve
Türk müziğine çok yakın bir müzisyen.
Önceki ziyaretlerindezıllerini Istanbul'dan
almış ve bu zillerle dünyanın dört bir ya-
nında sahneye çıkmıştı. DeJohnette. caz
davulcuları arasında evrenselliğin bayra-
gını taşıyor. Caz koşusu uzun yıllara yayı-
lıyor; onu tek bir tamlamayla anlatmak hem
çok zor, hem de büyük haksızlık. Jack De-
Johnette'in miizik yaşamını en ıyi anlatan
nitelemelerden bın de büyük başarı kazan-
mış albümlerinden birinın adı: Parallel Re-
alities. Cazın en "piyarustiik" bestecilerin-
den ve davulculanndan bin olması da bir
rastlantı değıl, o aynı zamanda eğitımli bir
piyanist. Chıcago'da avant-garde müzık
sahnesine çıktığı yıllarda yanında Muhal
Richard Abrahms ve Roscoe Mitchell var-
dı. Bu üç aykın müzisyen, dönemın en
önemli girişımlennden bin olan AACM'i
(Assocıation for the Advancement of Cre-
ative Musicians) başlatırken de birlikteydı.
Bu hareketle birlikte özgür cazın bayrak-
tarlan, yaptıklannın cazla sınırlanamaya-
cagını, müziğin Afnka'daki sıyah kökleri-
ne gitmek gerektiğinı sö>lüyorlardı.
AACM'le aynı yıllara denk düşen başka
bir baskın arayış da fusıon'ı cazın içinde bul-
mak ve korumak gerektiğini ortaya koyu-
yordu. 70'li yıllarda cazın içinde gözlenen
bütün çalkalanmalann ve sonrasında yaşa-
nan durulmanın tam ortasında yer aldı Jack
DeJohnette. 1967"ye kadar birlikte çalıştı-
ğı Charies Lloyd'un ardından Bill Evans,
John CoKrane, I helonious Monk, Freddie
Hubbard ve Stan Getz'le sahnedeydi. Ara-
mak ve bulmak ısteğiyle Milcs Davis'in
Bıtches Brew albümünde yer aldı. Davis'in
o günlerde yanında topladığı John McLa-
ughtin, Dave HoUand, Chick Corea, Keith
Jarrettgibi müzisyenler manılması güç bir
aradalıklanyla caz-rock hareketınin de ön-
cüleri oldular.
197) 'de kendi albümlerıni çıkarmaya
başlayan Jack DeJohnette'in önayak oldu-
ğu iki önemli müzik hareketi daha var: ll-
kı John Abercrombie, EddieGomezve Art
EnsembleofChicago'nun kurucusu Roscoe
MHchcfl'la birlikte New DirectkHis; ikinci-
si de önce Arthur BJythe\ e David ıVîurray'le,
sonra da Gary Thomas,GregOsby v e IVIic-
hael Cain'le Special Edition. Aynca tüm
koleksıyonlarda bulunması gereken Jack
DeJohnette albümlen var: 1984tanhli "Al-
bum AlbunT, Pat Metnerry v e Herbie Han-
cock'la gerçekleştirdiği Parallel Realitıes,
1995 tanhli "Live At the BJue Note: The
Compiete Recordings from the Standards
Trio" ve dığerlen.
Çokyönlulüğü seviyor
Jack DeJohnette'in albümlen ağırlıklı
alarak ECM etiketlı. Bunlann içinde Char-
ies LJoyd okulundan birlikte mezun oldu-
ğu Keith Jarrett'la yaptığı (ve daha önce ts-
tanbul'a da taşıdığı) çalışmalar ve John
Abercrombie ve Dave Holland'la paylaştı-
ğı Gatevvay albümlen. ayncalıklı bir yere
sahip. Diğerdavulculann aksine, DeJohnet-
te bestelerinde davul sözcüklennden çok pi-
yano sözcükleri duyuluyor. Herdavulcunun
iiyası olabilecek denli güçlü bir zamanla-
HISUyUMSl
İSTANHI
CAZ FESTİVALJ
ack DeJohnette festivalin en önemli konuklanndan biri.
Cazın her döneminde söyleyecek bir çift sözü var; üstelik
Türk müzigine çok yakın bir müzisyen. Açıkhava'nın bu
akşamki konuğu yorulmaz bilmez Chick Corea.
ması var. Anlayacağınız, Jack DeJohnette
İstanbul'a anılannı tazelemeye geliyor.
Jack DeJohnette'in Oneness projesinde
piyanist Michael Cain ve gitarist- basçı Je-
roıne Harris yer alıyor. Michael Cain, genç
yaşına göre uzun sayılabilecek bir süredir
Jack DeJohnette'le birlikte. Ustası gibi caz-
da çok yönlülüğü seviyor. Bestelerinde tut-
kunu olduğu Afrika ve Hint temalan var.
Jerome Harris de geçen sonbaharda Ned Rot-
henberg'le birlikte 7. Akbank Caz Festiva-
lı'nın konuklanndan biriydi. Sonny Rol-
lins'ın 80'lerin sonunda yayımlanan "Fal-
Bng in Love VVlth Jazz" ve "Here'stothe
Peopfe* adlı albümlerinde bas ve gitarçal-
dı. Enstrümanındayakaladığı özgün sesi ve
yapıyı \e çok alçakgönüllü birmüzisyen (ve
besteci) olduğunu bize bir kez daha göste-
recek.
Erkan Oğur da var
Jack DeJohnette, Oneness projesini Yar-
kın Türk Rıtmleri Topluluğu'nun da des-
teğıyle bırleştirecek ve Türk müziğiyle kur-
duğu bağlan perçinleyecek. 1994 yılında
Fahrettin v e Ferruh Yarkın'ın kurduğu top-
luluk. Türk ntmlenne ve bu ritmlerın ola-
sı açılımlanna yogunlaştı. Cazın dünyanın
her köşesındekı melodılerı ve ntmleri ku-
cakladığı bir dönemde Yarkınlar'ın ufku
açık. Toplulugun bu konserınde Erkan
Oğurda var. Haberinız olsun!
Daha bu konsenn etkisinden kurtulama-
dan Açıkhava'ya koşacak cazseverler. Sı-
rada yine çok önemli bir davulcu var. Ge-
çen yıl konuk ettigimiz Coltrane'in yadi-
gân EMn Jones'tan sonra hard-bop'un ef-
sanelerınden Roy Haynes, yanında John
Patitacci ve Danilo Perez'le birlikte Açık-
hava'da olacak. Koca Roy Haynes. 60'lar-
da Stan Getz Dörtlüsü'nün nirengi nokta-
sıydı. 70'lerdeyse caz-rock'ı ti 'ye alan, ama
yine de fusion dinleyenleri peşine takan al-
bümlerle sahnedeydi. Pat Metheny, McCoy
Tyner ve Chick Corea'yla paylaştıgı al-
bümlen de unutmamak gerek. Pat Met-
heny'nin "Question and Answer" albümün-
de Dave Holland'la bırlikteydi. Chick Co-
rea'nın Bud Powell'a ithaf ettigi konserin-
de de (Powell'la çalışmış tek isim olarak)
tstanbul'a konuk oldu. Her çalışmasında bas
davula kalp atışlanm koydu. Bakalım bu kon-
Cyrius & Septeto Turcpıino
Bugûn saat 21.30'da
Esma Sultan
Yalısı'nda. Sistem
Optık San. ve Tic.
AŞ'nin
sponsorluğunda.
Kübah Septeto
Turquino grubunun
önünde Fransız
sanatçı C>TİUS sahne
alacak. Basta
Rolando Fcrrcr
RnsaMo. gitarda
Franız sanatçı Cyrius
Aynı gece Roxy de
ise saat 23.30'da
BenNeiD sahne
alacak. Saksofon,
trompet, tuşlu
çalgılarda
izleyeceğimiz Ben
Neill, yaptıgı
müzikle müzik
türleri arasındaki
kalm çizgilerin yok
olmaya vüz
tuttuğunun en
Osnel Odit Bavastro. bongoda Jorge önemli göstergesi. Vurmalı çalgılarda
Maturel Romero. kongada Jorge ise Don Yallech yer alacak.
Ferrer Vaflego, trompette Anibal Bugün aynca Gramofon'a gitmeyi
Cesar Avita Pacheco. 'tres' gitarda tercih eden cazseverler ise saat
Luis Eugenk) Brito Cantcro ve
marakada Ismael Borges Torres'den
oluşan Kübalı grup Septeto
Tunjuino'ya vokal ve 'tres' gitarda
Fransız sanatçı Cyrius Martinezeşlik
edecek.
23.00'ten itibaren trompette îmer
Demirer. piyanoda Selim Benba, basta
Hakan Behiil ve davulda Deniz
Dündar'dan oluşan lmer Demirer
Dörtlüsü'nü dinleme olanağı
buiacaklar.
serde neler olacak.
Haynes'in bu yılki grubunda basta John
Patitucci var. Aynı gece bir saat sonra sah-
neye çıkacak olan Chick Corea'nın akus-
tık ve elektnk orkestralannda tanıdık Pati-
tucci'yi. Dogal bir karizması, çok doygun
bir bas tonu ve güçlü bir tekniği var. Bu iki
özelligiyle bir araya getırdigi hızı, berrak-
lığı ve akıcılıgı da cabası. Panamalı piya-
nist Danilo Perezgrubun üçüncü üyesi. La-
tin müziginden köken alarak atladıgı diger
perdelerde VVynton Marsalis'ın kalbini ça-
lan Perez. daha sonra Mc Coy Tyner'la bir-
likte izleyeceğimiz Brezilyalı trompetçi
Claudk)Roditi'yle çalıştı. Cazda Afrika 'dan
Kuzey ve Güney Amerika'ya uzanan çap-
razlamalara meraklı piyanist Istanbul'da da
derin izler bırakacak.
Araştırmacıhkta ûstûne yok
Açıkhava'nın bu akşamki son konuğu, yo-
rulmak bilmez Chick Corea. Kendisıne öz-
gü bir gençlik iksıri olduğunu bıliyoruz,
ama formülü sır. Her konserinde formülün
bir bölümünü açığa vuruyor Corea. Cazın
önemli okullarından aldığı diplomalannı
sürekli yenileyen Corea. Miles Davis'in
Filles de Kilimanjaro, Bıtches' Breu, Big
Fun ve İn a Silent VV'ay albümlerinden son-
ra Dave Holland'laCircles'ı oluşturdu. Bud
rYnvell ve Horace Siher'ın etkısi> le ışıkla-
nan yolunun her kavşağıada Stra>in*ky,
Ravel, Debussy ve kaçınıtmaz Bartok etki-
len taşıdı. Davis'le yaptığı çalışmalardan
sonra, elektrik cazdan \ e caz rocktan hiç ay-
n lmadı. Joe FarrelJ,,\irto Moreira, Flora Pu-
rim ve StanleyClarke'la sürdürdüğü Retum
to Forever projesinde elektrik piyanoda rit-
me ağırlık veren bestelenyle öne çıktı. Da-
ha sonra ECM'den yayımlanan bir dizi al-
bümde Gary Burton'la birlikteydi. Bu al-
bümler Corea'nın en yaratıcı dönemlerin-
den bınni belgeledi.
Chick Corea, çocuk tarafını çok canlı tu-
tan bir müzisyen. Bartok'unaykınlığından
Latin Amerika ve lspanya tınılanna uzanan
ilgi alanında hep çok iyi besteci ve çok et-
kili bir dogaçlama ustası. Müzik duygu-
suyla Herbie Hancock ve Keith Jarrett'in
yanı sıra cazın en iyi klavyecilerinden ve
bestecilerinden biri. Sahne enerjisi ve araş-
tırmacıhkta üstüne yok. Chick Corea'nın bu
yılkı grubu Origin'de Ste>e Wilson, Bob
Shappard, Steve Davis, Avishai Cohen ve
Adam Cruz.
FESTtVAL GÜNLÜĞÜ
'Tjeder-ized' mı?
Biz de...
10 Temmuz'da Cemal Re-
şit Rey Salınesi yine ateşliy-
di. Dave Samueİs, Eddie Pal
mieri ve Dave Valentin, yan-
lannda basçı Jose Santiago,
daviilcu RobertAmeea, piya-
nist Alain Mallet ve vurmalı-
larda Paoti Ramos'la unutul-
maz bir konser verdi. Mayıs
ayında Verve firmasınca ya-
yımlanan Tjader- ized albü-
müyle bir araya gelen yedı
müzisyen, Cal Tjader'm ka-
leminden çıkmış ya da onun
için yazılmiş şarkılan dün ak-
şam Istanbut'a getirdiler. Iz-
leyenler, Tjader'ın ömrû bo-
yunca canlı tuttuğu Latin-caz
ateşini gerçekten çok usta
isimlerden dinledi. Latin mü-
ziği ve ritimleri hâlâ dünya-
nın en zor zaptedilen kalele-
ri olmayı sürdürüyor. Ama sö-
zönü ettigimiz akşam ûzeri
konserinde burçlaratırmanan
yedi müzisyeni unutmaya-
hm...
Konserin başında piyanoda
Alain Mallet vardı. Tjader-
ized albümünde de yer alan ve
bazı şarkıların bestesini ve
düzenlemesini üstlenen Mal-
let. keyifli sololanyla Dave
Samueİs'in kendisiyle ban-
şık ustalıgına ve Dave Valen-
tin'in enerjisine ortak oldu.
Beklendiği gibi, Valentin'in
dünyanın değişik köşelerin-
den topladıgı irili ufaklı flüt-
leri ve diHenmiş sololan da
oradaydı. Gruba daha sonra
katılan Latin caz delikanlıla-
rınm en karizmatiği Eddie
Palmieri, üçüncü kez konuk
olduğu festivaline duyduğu
sevgiyi dile getirdi. Duyguia-
nmız karşılıklı.
Melodik lezzeti çok yük-
sek olan bu konser, kolektif
yorum adına çok önemli bir
örnek oluşturdu. Konserin
noktaladığı başka bir tartış-
ma da. cazın içinde hep süre- ,
gelen "Latin mûziğini iyi yo-
rumlamakiçin 'Latino" olma-
nın gerekipgerekmediği'' idi.
(Bakınız, Dave Samuels!)
Konser boyunca çok yoğun
keyifler yaşandı; unutulmaz
sololarvardı. Bu müzisyenle-
re bisin son anına dek teşek-
kür borçluyuz.
Festivalin gecesi flamenco
ve hayli Türkleşmiş Brooklyn
usulü funkla sürdü. Blues
Brothers Band'den sonra
Açıkhava sahnesinde yine
dans vardı. Iyi anlaşan ve kay-
nasan Brooklyn Funk Essen-
tials ve Laço Tayfa, Double
Moon Records tarafindan ya-
yımlanan yeni albümlen "In
theBu/zbag"le eski-yeni hay-
ranlannı sürüklemeye devam
edecek gibi göriinüyor.
'EskiFotoğmflar'sinemada...
Filmin yönetmenliğini Jülide Övür ve NecefUğurlu üstlendi
Kültür Servisi-Yönetmenlığıni Jülide
3\ür ve NecefUğurlu'nun yaptığı 'Esld Fo-
oğraflar' isimiı fîlmin çekımleri tamam-
andı. Dincer Sümer'in aynı adlı oyunun-
lan sinemaya uyarlanan ve senaryosu Ah-
net Uğurlu tarafindan hazırlanan filmin
)aşrollerini yine Ahmet Uğurlu ile Bennu
tüdınmlar paylaşıyorlar.
Ahmet Uğurlu'nun. mezuniyet yıllann-
lan bu yana sinemaya aktarmayı düşledi-
ji Eski Fotoğraflar, birtaşrakasabasında pav-
fonda assolistlik ve dansözlük yapan Sev -
ap ile onu pavyona götürüp getiren, çan-
asını taşıyan bir kominin trajedisi üzerine
LUTUIU. Yakalandığı hastalığm farkında ol-
njyan Sevtap ev borcu bitene dek dans et-
nek zorunda. Pavyona yeni düşen Seyit ise
^.lmanya'ya gidip bu cehennemden kur-
uJmanın peşinde. Sevtap'ın geçmişi ile Se-
Tî'in geleceği arasındaki gelgitler çerçeve-
iıde, oyun yazıldığından bu yana hiç de-
^smeyen sıradan insanlann sıradan olma-
-an öykülerini anlatıyor Eski Fotoğraflar.
Oyunla tanıştıktan tam 26 yıl sonra film
aansını gerçekleştirme olanağı bulan Ah-
n:t Uğurlu, hem mali koşuliarı hem de
k§ru oyuncuyu biraraya getirmenin zaman
ılüğını söylüyor. Proje için özellikle mi
:alın yönetmen seçtıği yolundaki sorulan
s şöyle yanıtlıyor: "JüBde ve Neceri ka-
ts otduklan icin değil. filmi iyi yönetecek-
eine inandığun için seçtim. Çok zor, büyük
•jek isteven bir işti. Elbette kadın duyariı-
tjnın da fîlme katkısı olmuştur. Ama son
(olamda bir ara>a gelmemizin nedeni ka-
İj olmalan değil. adam olmalan."
Yönetmenliğini Derviş Zaim'ın yaptığı
routta Rövaşata ile sinemaya cıddi bir ge-
: yapan Ahmet Uğurlu'nun filmdeki rol
^adaşı Bennu Yıldınmlar. Bu yıl A. Ham-
lanpınar'ın 'Huzur'adlı oyunundakı ro-
Ahmet Uğurlu ve Bennu Yıldınmlar.
lüyle İsmet Küntay Ödülü'ne değer bulu-
nan Yıldınmlar, fılmde kadının farklı yaş
dönemlerinı canlandınyor. Ahmet Uğurlu
ise kadının yaşamına giren farklı ama ay-
nı zamanda da aynı adamlan oynuyor film-
de. NecefUğurlu "Bir oyuncu filmi'' ola-
rak nıtelendıriyor Eski Fotoğraflar'ı, "Ö>-
k profesyonel oyuncularla çalıştık ki. çckim
süresi kadar soru sordular. Araştırnıacı
oyuncular™" diyor.
Eski Fotoğraflar. azoyuncuyla çekilme-
sine karşın zor bir prodüksiyon. Camlann
kınldığı. patlamalann olduğu kanlı sahne-
ler Pendık'te bir bodrum katında çekilmiş.
Sabaha karşı gerçekleştırilen patlamalarsı-
rasında çevre sakinlerinin tepki gösterme-
mesi ise oldukça ilginç gelmiş film ekibi-
ne.
Öte yandan Sapanca Büyük Derbent Is-
tasyonu'nda çekilen sahnelerde itfaiyenin
yoğun çalışmalanyla beş gün boyunca yağ-
muryağdınlmış. Film ekibi, karşılıksız yar-
dımlanndan dolayı Kocaeli Valiliği vejan-
darma komutanlığına, Büyük Derbent İs-
tasyonu'nu kullanma izni veren Ulaştırma
Bakanı Necdet Menzir'e sonsuz teşekkür-
lenni sunuyor.
Diğersahneleri Beylerbeyi, Emirgan Re-
şit Paşa ve Elmadağ'da, otel odasına dönüş-
türülen bir apartman katında çekilen fil-
min banyosu Şafak FBm Stüdyolan'nda gü-
nü gününe yapılmış. Çekımleri bıraydata-
mamlanan filmin laboratuvar işlemleri de
yine Şafak Stüdyolan'nda gerçekleştirile-
cek.
Yapımcılığinı Uğurlu'ların üstlendiği.
herhangı bir sponsorun desteklemediğı film-
de hıçbir şeyden kaçınmadıklannı ve pro-
fesyonel bir iş çıkarttıklannı söylüyor Ne-
cefUğurlu. Yapımda Kodak film ve en ge-
lişmiş kameralar kullanılmış.
"Bu prodüksiwnun rmansını kendi biri-
kimlerimiz. baa küçük sanşlar ve ailemiz-
dekiemekli anne babalanmıan katkılany-
lagerçekteştirdik''divorNecef Uğurlu. "Bir
televizyon işiyleara\ı kapatmayı duşünüyo-
ruz". '
Necef Uğurlu fılmin pahalı olmasının
nedeninı "Bazı 'olmazsa olmazlar' var"
sözlenyle açıklıyor, "Film, kamera. pro-
düksi\on...En ucuza halledilen konu ise
oyuncu. Çünkü onlarsadece sanat yapmak
istiyorlar \e konuya böyle bakıyorlar.".
Eski Fotoğraflar, kurgusu, dublajı ve mü-
zığı tamamlandıktan sonra Antalya Film
Festivah'ne yetiştinlecek. Daha sonra da
yurtdışı festivallerine gelecek sıra. Ekibin
en büyük arzusu, filmin gösterime girip iz-
leyıciye ulaşması.
Bodrum surlan
restore ediliyor
lik çalışmalanna bilim danışma kuru-
lu üyesi. Halikarnas Sur Duvarlan ki-
tabı yazan Danimarkalı Profesör Paul
Prtersen yönetiminde başlanacak.
Prof. Dr. Altan Cilingiroğlu, tarihi \ar-
hklann koruma ve onarımında her şe-
yin devletten beklenilmemesi gerektı-
ğine dikkat çekerek projenin en iyi bi-
çimde yürütüleceğini söyledi. Ericsson
Genel Müdürü Ersin Pamuksüzer ise
proje için fon bulma çabaiannı sürdür-
düklerinı ve açık bir bütçe ile çalıştık-
lannı belirtti.
Antik Bodrum sur duvarlan, Batı
Anadolu antik mimarisinin günümüze
kalabilmış ender yapıtlanndan. Sur du-
varlan, büyük Iskender ve dünyanın
yedı harikasından binne admı vermış
olan Satrap Mausolos ile birlikte anı-
lıyor. Halikarnas sur duvarlan, lıma-
nm batısından başlayarak Göktepe'yı
içine alacak şekilde tüm antik şehri
çevreler.
Duvann doğuda ve batıda, liman ile
birleştiği noktalarda birer
kale inşa edilmiş. Duvann
bazı yerleri, 1970'li yıl-
larda inşa edilmiş karayo-
lu ve 1970 sonrası aşırı
yapılaşma nedeniyle ta-
mamen yok olmuş. Günü-
müzde de 20 metrelik ko-
ruma şeridi ihlallenne dik-
kat etmek gerekiyor.
Kenti çevTeleyen sur du-
varları uzerinde, biri batı-
da Myndos kapısı, diğeri
doğuda Mylasa kapısı ol-
mak üzere iki anıtsal giriş
Projenin çalışmalanna ağustosta başlanacak. kapısı bulunuyor.
KültürServisi-Turkcell ve Ericsson,
antik Bodrum'u tarihiyle buluşturmak
amacıyla 7 kilometrelik Bodrum surdu-
varlannm Mindos Kapısı 'nı restore et-
tiriyor. Kültür Bakanlığı'nın gözeti-
minde gerçekleştirilecek olan projey-
le. antik Bodrum kentinı çevreleyen. ge-
nellikle Helenistık döneme ait ve Os-
manlı döneminden de izler taşıyan sur
duvarlannm yanı sıra şehnn kuzeyin-
de yer alan Mmdos kapısı restore edı-
lecek.
Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu önderlı-
ğinde yürütülecek olan projenin bilim-
sel danışma kurulunda Prof. Dr. Çoş-
kunOzgünel. Prof Dr. Orhan Bingöl,
Prof. Dr. HaJuk Abbasoğlu, Prof. llçin
Aslanboğa, Doç. Dr. Emre Madran.
Doç. Dr. Zeynep Mercangöz, Prof. Dr.
Poul Petersen ve Bodrum Sualtı Arke-
oloji Müzesi Müdürü Oğuz Alpözen
yer alıyor. Projenin bılimsel kazı vetek-
nik temizlik çalışmalanna agustos ayın-
da başlanacak. Bilimsel kazı ve temiz-
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Arnavutluk Halkıve
Edebiyatı
1930'lu yıllardan günümüze kadar, birbirinin tam
karşıtı, üç dört döneme özgü sıkıntıları göğüsle-
mek zorunda kaldığını biliyoruz Arnavutluk halkı-
nın.
Arnavirtluğun haritadaki yeri Avrupa ama, ne top-
lum yapısı benziyor herhangi bir Avrupa ülkesinin
toplum yapısına, ne de halkı Avrupalı...
II. Dünya Savaşı öncesi kimi düşün ve edebi-
yat adamının Batı'ya yönelme çabalarına karşın,
Zogo'nun krallık dönemi için de geçerlıdir bu yar-
gılar.
lletieme bilincınin önüne Osmanlı ışi duvariar çe-
kilmiş.
Kimlik arayışı Italyan faşizminin güdümünde.
Nerden baksanız çağdaş insanın kazandığı öz-
gürlüklerin önü tıkanmış mazlum bir halk çıkıyor
karşınıza.
Kişisel doğrulan adına ölmesini bilen.
Ama düşünmeyi silah gibi kullanma yeteneğin-
den uzak.
Bu gerçek göz önünde tutulmadan, savaş son-
rası ülkenin tek siyasal gücü Emek Partisi'nin yir-
mi otuz yıl içinde Arnavutluk halkına kişilik kazan-
dırması olayı anlaşılamaz.
Faşizmın yangın yenne döndürdüğü bir ülkede
kültürel kurumlaşma ne demektir? Ne gibi kaza-
nımların öncüsü olmuştur?
1945 sonrası Arnavut edebiyatı şiiri, öyküsü,
romanıyla yanıtlar sanınm bu sorulan.
Kuşkusuz, Emek Partisi iktidannın yarattığı bir
edebiyat demek istemiyorum çağdaş Arnavutluk
edebiyatına. Ama varlığını bu partinin kültür sa-
vaşımına borçlu olduğu nasıl yadsınabilir...
Romanları pek çok Batı diline (ve Türkçeye)
çevrilen Ismail Kadare'nin bu dönemde ortaya
çıkmasını rastlantı mı sayacağız... Drttaro Agol-
li, Fatos Arapi vb. gibi günümüz Arnavut şiirin-
de de etkileri sürdüğü bilinen şairleri rastlantı mı
sayacağız?
• • •
Çatalca Belediyesi'yle Türkıye Yazarlar Sendi-
kası'nın temmuzun ilk haftasında gerçekleştirdi-
ği "Balkan Şiir Günleıi"nin bu yılki konukları Ar-
navutluk ve Kosova Arnavut şiirinin temsilcileriy-
di.
Fatos Arapi, Dritaro Agolli, Rardhyl Londo,
Sennur Sezer, Betim Muço, Fulutura Açka,
Nevzat Çelik, Suna Aras, Agim Vınca, Ali Pod-
rimja, Gülsen Tuncer, Rarf Ertem, Haluk Çe-
tin'le birlikte ben de katıldım şiir günlerıne. Özel-
likle Çatalca Kültür Merkezi'nde düzenlenen top-
lantıdaki konuşmalardan çok yarartandığımı söy-
lemeliyim.
Ataol Behramoğlu, Eray Canberk, D. Agolli
veŞirin Tufan'ın konuşmalarını dınleyenler, Arna-
vut şiirinin gelişmesinı öğrenme olanağını buldu-
lar.
Yazıya girerken söylediğim gibi edebiyat dilinin
bağımsızlığına dauzun uğraşlardan sonra kavuş-
muş bir halkın şiiriydi bu.
Okurlanma Eray Canberk'in çağdaş Arnavutluk
şiirinin önde gelen şairi Fatos Arapi'den dilimize
çevirdiği "Mutluluk" adlı şiiri sunmak istiyorum.
"Bir Fatih sordu tutsaklardan birine:
"Neden geldin dünyaya sen, söyle haydi?
- Mutlu olmak için hükümdarım" diye,
Karşılık verdi tutsak, genç biriydi.
Fatih sordu tutsağa yine:
"Söyle şimdi, ben neden doğdum peki?
- Mutlu olmak için hükümdanm" dıye,
Tutsak bu defa, karşılık verdi.
"Haydi ordan! dedi Fatih gürteyerek,
Yenen ve yenilen aynı olmaz mı o zaman?
- Hayır hükümdanm, aynı değil, pek,
Benim mutluluğum bir kuştur, sizinki yırtıcı
hayvan."
"Balkan Şiir Günleri"y\e komşu ülkeler edebi-
yattennı tanıma olanağı veren Çatalca Belediye Baş-
kanı Fırat Aykut'a ve TYS Genel Başkanı Ataol
Behramoğlu'na teşekkürler.
6. Uluslararası Zühtü
Müridoğlu Ahşap
Heykel Sempozyumu
Kültür Servisi - Her yıl
temmuz ayında gerçekleş-
tirilen Değirmendere Ulus-
lararası Zühtü Müridoğlu
Ahşap Heykel Sempozyu-
mu, bu yıl 24 Temmuz'a
dek sürecek. Konusu ser-
best olan sempozyumda
heykel yapımında kullanı-
lan malzeme ağaç. Sem-
pozyuma katılacak olan
sanatçılar, Değirmendere
Belediyesi ile Mımar Sinan
Ünıversitesi'nm ortaklaşa
oluşturduklan birjüri tara-
findan belirleniyor. Sem-
pozyuma bu yıl Alman-
ya'dan Wladislaw Sajzev,
Hollanda'dan Adri A.C.de
Fluiter, Japonya'dan Ikki
Miyake, Rusya'dan Roman
Manevitch ve ülkemızden
A\1a Turan ile Ebru Yıbnaz
katılıyorlar. Sanatçıların
bir ay süreli sempozyum
boyunca gerçekleştirdık-
leri yapıtlar beldenin çe-
şıtli meydanlannda sergi-
leniyor. Beş yıl içinde De-
ğirmendere'de toplam 38
sanatçı konuk edildi. 42
ahşap heykel ise çeşitli me-
kânlarda sergileniyor. Sem-
pozyum kapsamında önü-
müzdeki yıldan itibaren
'DeğirmendereTemmuzu'
adı altında yeni bir etkın-
lik başlatılacak. Etkınliğe
çeşıth ülkelerden heykel-
tıraşlar. ressamlar katıla-
caklar. Tartışmalar, kon-
serler. oyunlar ve yanşma-
lardüzenlenecek. Sempoz-
yum ve •Değirmendere
Temmuzu' dünyanın tüm
sanatçılarına ve sanatse-
verlerıne açık olarak ger-
çekleştirilecek. Sempoz-
yumun amacı; değişik ül-
kesanatçılannı. sanatın ön-
yargısızlık çatısı altında
bir araya getirerek evren-
sel dostluk bağlannı oluş-
turmak.