25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 HAZİRAN 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DTPTîlşık DYP'ye geçti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet ortağı DTP'de. l.Olağanüstü JCongre öncesinde bakanlara yönelik tepkiyle başlayan huzursuzluk istıfa getirdi. Istanbul milletvekili Gürcan D>ağdaş'ın ardından, DTP'li bakanları hedef alan açıklamalar yaparak parti içi muhalefetin önde gelen isımlerinden biri olan Gökberk Ergenekon ekibı ıle birlikte hareket eden Istanbul milletvekıli Metın Işık da DYP'ye katıldı. "Vaki davet üzerine" DYP'ye geçtiğini açıklayan Işık'ır. katılımıyla, partinin parlamentodaki sandalye sayısı 93'e yiikselirken, DTP'nin milletvekili sayısı 21 "e düştü. 'Ağır silah' açıklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emnıyet Geneİ Müdürlügii, Genelkurmay Başkanlığı ile aralannda emniyet teşkilatında bulunan "agır silahlann devri" konusunda iddia edildiği gibi bir çekişme ve krizin mevcut olmadığını bildirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, bazı basın organlannda yer alan bu yöndeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedildi. Baykal, Çorum ve Amasya'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -CHP Genel Başkam Deniz Baykal çeşitli etkinliklere katılmak, selden zarar gören bölgeyi incelemek amacıyla Sungurlu. Alaca, Merzifon ve Havza ilçelerini ziyaret edecek. Baykal yann Alacahöyük şenliklerine katılacak ve burada Çorum- Der Şubesi'nin açılışını yapacak. Daha sonra Amasya'nın Merzifon ilçesine geçecek olan Baykal, Merzifon Belediyesi Otoparkfnın temel atma törenine katılacak ve Kültürpark'ın açılışını yapacak. Baykal. Merzifon'dan Havza'ya hareket ederek, sel felaketi yaşanan bölgede incelemelerde bulunacak. Emniyette atamalar • ANKARA (AA) - Geçen hafta toplanan Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Şûrası, 199 emniyet müdür yardımcısını birinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nde yapılan atamalar çerçevesinde, 384 şube müdürü emniyet müdür yardımcılığına, 138 şube müdür yardımcısı da şube müdürlüğüne atandı. lçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu'nun imzaladığı polis şûrası karanna göre. halen haklannda soruşturma süren \e aralannda eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili lbrahim Şahin'in de bulunduğu 43 kişi, soruşturmadan aklandıklan takdirde. emniyet müdür yardımcılığına. 9 şube müdür yardımıcısı da şube müdürlüğüne terfi edecek. AB'deki gelişmeler • Haber Merkea - Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen yaptığı açıklamada. tunzmde ilk dört ay görülen durgunluğun aşılabileceğini , belirtti. Şen. "Türkiye Avrupa Para Birlıği'ni gerçekleştirmek için düğmeye basan AB ile turizm alanında işbirliği yollannı aramalıdır" dedi. Yılmaz, Doğu'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz. iki günlük Şanlıurfa \e Mardin gezısıne çıkıyor. Gezisıne bugün Şanlıurfa'dan başlayacak olan Başbakan Yılmaz, burada halka hıtap edecek ve tapu dağıtım törenine katılacak. Daha sonra Karaali Jeotermal Bölgesi'ne geçecek olan Yılmaz, Karaali Sera Tesısleri'nde incelemelerde bulunacak. Başbakan Yılmaz, cumartesi günü de Mardin'e geçecek. Çok temiz 1987modelFORD TAUNUS 1.6 GL satılıktır. Mesai saatlerinde müracaat: Tel: 512 05 0 5 / 4 8 5 Pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. DERYA Y1LDIRIM Koalisyonda 'yeni hükümet' bunalımı. DSP ve DTP'ten Yılmaz'a yoğun eleştiri 'Uzlaşnıa Köşk'ten döner'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Mesut Yılmaz ile CHP Genel Baş- kanı Deniz Ba>kal'ın seçım uzlaşması. hü- kümet ortaklan tarafından "soğuk" karşı- lanırken bu uzlaşmanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den "döneceğr bek- lentisı açıkça ifade edildi. Yılmaz dünkü Bakanlar Kurulu'nda, "Cumhurbaşkanı üe mutabakata varma- dan istifa etme" diye uyanldı. Yılmaz. 31 Aralık'ta istifa edeceğini bildirirken CHP'liler, istifanın aralık ayı başında ger- çekleşmesi ve yeni yıla yeni hükümetle girilmesini istedıler. Yılmaz dün hükümet ortagı DTP lideri Hüsamettin Cindoruk ile görüşerek bilgı verdi. Yılmaz ile Bay- kal "ın seçim uzlaşmasının nasıl yaşama geçirilecegi Demirel ile ya- pılacak görüşmeden sonra netleşecek. Yılmaz, dün Cumhurbaşkanı'nı uğurlar- ken gazetecilerin. daha ön- ceki anlaşmalann bozuldu- ğunu anımsatmalan üzerine "Sizleri inandırmak için da- ha ne yapalım" dedi. Yıl- maz, aynntılann gruplarda değerlendirileceğini belirte- rek "Meclis çaİışmalannı gösteren bir mutabakat ha- zırlavacağız. Daha sonra Cumhurbaşkanı ile konuşa- rak hükümeti biçimlendire- ceğiz" açıklamasını yaptı. Uzlaşmayla ilgili olarak, hükümet ortaklanndan "so- ğuk, mcsafeli" açıklamalar geldi. AA'nın haberine gö- re. Çin'de bulunan Başba- kan Yardımcısı Bülent Ece- vft, üJkeye dönünce yorum yapacağını söyledi. Ecevit, bugüne dek iki seçimin bir arada yapılmasmın güçlük- lerini hatırlattıklannı. ancak bunun "kaçınılmaz hale ge- lebileceğini'' söyledi. Ece- vıt, seçim tanhı belirlenir- ken YSK'nin göriişlerinin de göz önünde tutulması ge- rektiğini bildirdi. DSPgru- bunda ise, Maliye Bakanı Zekeriya Temizel. "En a/ın- dan vergi yasasının çıkacağı konusunda garanti sağlan- tnışoMu. Bunun olumsuz ta- rafıoJurmu" diyerekolum- lu bir tavır sergilerken. Grup Başkanvekili Metin Bostan- cıoglu. uzlaşmayı gerçekçi bulmadı. Bostancıoğlu. "Cumhurbaşkanı,yetküeri- me müdahale ettirmem, derse yeni bir du- rum ortaya çıkar. l zlaşmanın bu tarafı sa- kat göriinüyor. A>nca seçim kararı gizli oyla alınıyor. CHP'li arkadaşlar da. parti- lerinin çizgisini rv i takip edip o zamanki du- ruma göre hareket ederler. CHP'nin yüz- de 6.8'e indiği söy leniyor; bu ortamda na- sıl seçime gidecekler" diye konuştu. Grup Başkanvekili NihatMatkapise Yılmaz'ın 6-7 Aralık'ta bütçesini sa\ıınduktan son- ra istifa etmesinin uygun olacağını. "yeni yıla yeni hükümetle girilmesi'" gerektiği- ni söyledi. Yılmaz ile Cindoruk dün Başbakan- lık'ta 2 saat görüştüler. Konut çıkışında basın mensuplannınsorulannıyanıtlay an Cindoruk, "Cumhurbaşkanı'nın, Başba- kan'ı tayin hakkını kimse sınırlandıra- maz" dedi. Yılmaz'ın yıl sonunda istifa etmesı konusunda Cindoruk. "Bence bu konuda karar \ermek için çok erken. Se- çim tarihinin belli olması yeterii. Seçim- den önce ne yapılacağı o tarih geldiği za- man konuşulur" diye konuştu. Cindoruk sözlerini şöyle sürdürdü: "tki liderin ka- rar vermesi yetmez. Cumhurbaşkanrnın karan, onayı gerekiyor. Koalisy on ortakla- nnın tümünün kararı gerekiyor. Seçim 1999"da yapılabilir. Biz bu konuda anaya- sa değişjkliği önerisi \erdik. 1999'un belli bir dönemindeyapılabilirseçim. Öteki ko- nular Sayın Cumhurbaşkam'na kalmış. Başbakan'ın istifa hakkı var. Ama yerine kimin geleceğine Cumhurbaşkanı karar ÇtZMEDEN YUKARI venr. Başbakan Yardımcısı ve Milli Savun- ma Bakanı Ismet Sezgin. "Seçim tarihini TBMM saptayacak. Bir seneden önce se- çim tarihinin açıklanmasının birtakım SH kınnJar yaratacağını sanıyorum" dedi. Yılmaz. dünkü Bakanlar Kurulu top- Iantısında bilgi verdi. Yılmaz, nisan ayın- da 2 seçimin bir arada yapılacağını. 31 Aralık'ta da istifa edeceğini bildirdi. Yıl- maz. -BaykaL reform tasanlanna destek karşıhğında istifamı istedi. Ben de 'Peki ben istifa edeceğim. sen de destek vere- ceksin. Bir muhalefet partisi gibi değil, iktidar partisi gibi destek vereceksin' de- dim" dedi. Yılmaz. bugün için hükümete girmeyi düşünmeyen CHP'nın seçim hü- kümetine girebileceği izle- nimi edindiğini söyledi. Yılmaz'a eleştiri Yılmaz'ın açıklamalan- nın ardından başta DTP'li bakanlar olmak üzere çok sayıda bakan söz alarak eleş- tirilerini dile getirdiler. Sa- nayi ve Ticaret Bakanı Ya- lun Erezde, "CHP, Meclis'te sizin ve bazı bakanlar hak- kındaki soruşturmalara des- tek verecek mi" diye sordu. Y ılmaz, bu konuyu görüş- mediklerini söyledi. Devlet Bakanı Metin Gürdere ile Bayındırlık ve Iskân Bakanı Yaşar Topçu. iki seçimin bir arada yapılmasmın zor oldu- ğunu belirtirken Dev let Ba- kanı Mehmet Batallı. "YSK Başkanı Ue görüştüm. Baş- kan bana, iki seçimin bir ara- da y apılmasının çok güç hat- ta imkânsız olduğunu sö> le- dL YSK'nin göriişü mutlaka ahnmair dedi. Yılmaz ise i- ki seçimin bir arada yapıl- masmın anayasa gereği zo- runlu olduğunu kaydederek "Mutabakatm gerçekJesme- si için ne gerekiyorsa o yapt- lacak" dedi. DTP'li Ismet Sezgin. başbakanın istifası halinde bunalım doğacağını, ekonominin bundan olum- suz etkileneceğıni, seçim ta- rihinin bugünden belli olma- sı nedeniyle bürokrasinin ça- lışmayacağını söyledi. Ba- kanlar, Yılmaz'a "Cumhur- başkanı bir mutabakata var- madan istifa etmeyin" uya- nsında bulundular. Başkentte seçîm senaryolarıANK4RA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yılmaz ile CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal'ın seçım uzlaşmasının "Çanka- ya'dan dönme" olasılığı, kulislerde çeşitli senaryolar yarattı. Senaryolar şöyle: l zlaşma işler: Hükümet ortaklan ile CHP. TBMM tatile girmeden önce seçim- lerin 18 Nisan 1999'daya- pılması için önerge verir. Bu önerge kabul edilir. Başbakan Mesut Yılmaz da aralık ayında istifa eder. Cumhurbaşkanı Demirel. seçim karannı dikkate ala- rak. hükümeti kurma göre- vini uzlaşmayla belirlene- cek başbakan adayına verir. Seçimlere ANAP-DSP- DTP ve CHP'nin oluştur- duğu hükümetle gidilir. Kabine- yi kuran partilerin liderleri hükü- mete girmez. Baskın seçim: Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel'in uzlaş- maya "yeşilışık*' yakmaması du- rumunda. baskın seçim günde- me gelir. Baykal. Demirel'in yeni bir hükümete onay vereceğini söyledi 'Cumhurbaşkanıbunalım istemez' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL Başbakan Mesut Yılmaz ile uzlaş- maya vardıklan seçim hükümeti ko- nusunda "Cumhurbaşkanrnın tav- nndan endisem yok. Anayasanın verdiğı yetkiyi kullanarak bunaJım yaratmamak için yeni bir hüküme- tin kurulmasına olanak \erecektir" diye konuştu. Baykal, dün genel merkezde çe- şitli kentlerden gelen çarşı ve mahal- le bekçilerini kabulü sonrasında ga- zetecilerin sorulannı yanıtladı. Baş- bakan'm hükümet ortaklanyla gö- rüştüğünü söyledigini belirten Bay- TBMM tatile girmeden. DYP lideri TansuÇUler'le ilgili soruş- turma komisvonu raporunu ta- mamlar \e Çiller Yüce Divan'a gönderilir. CHP'nin de desteğiy- le seçim karan alınır ve 55. hü- kümetle sonbaharda seçime gi- dılır. kal, Yılmaz'ın varılan mutabakat- tan vazgeçmemesi dileğinde oldu- ğunu söyledi. Baykal. "CHFninön- ceki günkü açıklamayla iktidar or- tagı oJup dmadığı" yönündeki so- ruyu şöyle yanıtladı: "CHP, tarhşma götürme>ecek bi- çimdçmuhafeletpartisidir. Seçim ve seçim hükümeti konusundakianlas- mamız CHP'yi kesinlikk iktidar partisi halinegetirmez.Pariamento- yu çahştıracağız. Bunu yaparken inançlanmızdaıı taviz mi verecegiz? Vfergi konusu gündeme gelecek, kim- senin kuşkusu olmasın. Sosyal de- mokrat anlayışrnım bu >asaya yan- CHP hükümete girer: Uzlaşmanın işlemeyeceğinin anlaşılması durumunda. CHP hükümete girmeye ikna edilir. Başbakan Yılmaz yıl sonunda istifa etmez. CHP'den birkaç milletvekili kabineye girer ve 18 Nisan 1999'da bu hükümetle se- sıtacağız." CHP lideri, Cumhurbaş- kanı Demirel'in seçim hükümetini onaylayıp onaylamayacağına ilişkin başka bir soruyu da şöyle yanıtladı: "Cumhurbaşkanı'nın ta^nndan bir endişenı >oL Cumhurbaşkanı, istifaetmiş bir hükümetten sonra bu- naJım yaratmamak için anayasanın verdigi yetkiyi kullanarak yeni hö- kümetin (duşturulmasına olanak ve- recektir. Hükümetistifaettikten son- ra yetki Cumhurbaşkam'mndır, Meclis'indir. Hükümet istifa etmek için kimseden izin aJmak durumun- da değüdir. Sorun çıkarnıası için bir neden görmüyorum." çime gidilir. Demirel, görevi Kutan"a verir: Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel. DYP-RP'nin başbakanlık değişimi anlaşmasını geçerli saymadığı gibi. Yılmaz-Baykal uzlaşmasını da geçerli saymaz. Demirel. hükümeti kurma göre- vini en yüksek sandalyeye sahip olan FP Genel Başka- nı Recai Kutan a verir. FP- DYP-BBP destekli bir hü- kümet kuruiabilmesi için çaba sarf edilir, ancak hü- kümet kurulamaz. Demirel, "makul" bir süre sonra bu görevi geri alır ve ANAP- DSP-DTP-CHP'nin üzerin- de uzlaşacağı kişiye görev verir. 116. madde tartışmalı: Anayasanın 116. maddesin- de." Başbakanın istifa etme- si durumunda, 45 gün içeri- sinde Bakanlar Kurulu oluş- turulamazsa Cumhurbaş- kanı'nın TBMM Başka- nı'na danışarak seçimlerin U'nüenmesinc karar verebf- İeceği'* öngörülüyor. ^ Anayasada, yenilenme karannın Resmi Gazete'de ilanından itibaren beş gün içinde de Geçici Bakanlar Kurulu'nun kurulması öngörülüyor. Ancak, vanlan uzlaşmaya göre TBMM tatile girmeden seçim karan alın- mış olacağından, bu maddede öngörülen yetkinin kullanılması olanaklı göriinmüyor. IRMIKI AYDIN ENGİN Bugün Dünya Çevre Günü. 1972'den bu yana insanlık 5 Haziran'ı çevre günü olarak kutluyor. 5 Haziran'lar, Birleş- miş Milletler Çevre Bildirge- si'ndeki hedeflere ulaşmak, bildirge ilkelerini savunmakta bir duyarlılık yaratmak, çevre bilincini geliştirmek için bir fır- sat olarak değerlendirilmeye çalışılıyor. Herhalde bugün Türkiye'de de bir-iki yerde törenler düzen- lenecek. Çevre Bakanı bir-iki demeç patlatacak. Kimi okul- lar öğrencileri yakın çevreye salıp pet şişe, plastiktorba, kâ- gıt, şişe toplatacaklar. Çevreye oldum bittim duyarlı, çevrele- rinde "uçuk- kaçık" diye nite- lenen kimi yiğit kadın ve erkek- ler, gazetelerin yazıişlerine fakslarla ulaşmaya çalışacak; ülkenin dört bir yanında işle- nen çevre cinayetlerine dikka- ti çekmeye çalışacaklar. Bunlar elbette zararlı etkin- liklerolmayacak. Ama yararla- •n, sonuç alıcılıkları epey kuşku- lu olacak. Globalizmin Hukuku Çünkü aynı bakan, hükümet toplantısına katıldığında, parti- sinin ve hükümetinin progra- mındaki "küreselleşmeye bü- yük değer biçen" tercihler pa- ralelinde ömeğin "Çok Taraflı Yatırım Anlaşmasrnm kabulü yönünde görüş belirtecek; oy kullanacak. • • • Kolayca fark edeceğiniz gi- bi bugün Dünya Çevre Günü değil de örneğin Dünya Hukuk Günü ya da Dünya Enerji Gü- nü de olaydı bu yazı yazılabi- lirdi. Yani çevre günü bahane. A- ma sorun öylesine ağır bir teh- dit oluşturuyor ki hepimiz, bü- tün gazeteciler, sürekli "baha- neler" yaratıp şu MAI üstüne, her gün yazsalar az. Dikkatli okuyucu anımsaya- caktır. birkaç ay önce ABD Ti- caret Bakanı Daley Türkiye'ye geldi. Basın toplantıları filan düzenledi, ama adamcağızın "sebeb-i ziyareti' 1 tam da an- laşılamamıştı. Biraz araştırıp taraştırınca vehbinin kerrakesi anlaşıldı. ABD Ticaret Bakanı kimilerinin "Uluslararası Tah- kim Kurulu" diye de adlandır- dıklan, OECD kökenli bir an- laşmayı pazarlamak üzere gel- mişti: Çok Taraflı Yatınm An- •laşması (MAI-Multilateral Ag- reement on Investment). Amaç alabildiğine yalın. Ya- lınlığı kadar da ürkütücü. Globalizme göre, bütün dünya tek bir pazar. Sermaye- nin mal, para, hizmet, yatınm, hisse senedi gibi biçimlerinin tümüne, dünya çapında dola- şım özgürlüğü sağlanmakta; buna karşılık işgücünün ser- best dolaşımı alabildiğine kı- sıtlanmakta. Böylece artık yıl- lardır ezberlediğimiz "yabancı sermaye"terimi, globalizm ko- şullarında anlamsızlaşıyor. Öy- le ya dünya tek bir pazarsa, sermayenin yabancısı, yerlisi olamaz. Gel gör ki globalleşme he- nüztamamlanmamış birsüreç. Henüz bütün kaleleri teslim al- mış, yerküreyi tümüyle serma- yenin gönlünce at oynatabiie- ceği dikensiz bir gül bahçesi- ne çevirebilmiş değil. Serma- yenin yerküre çapındaki özgür- lüğünü kısıtiayan kimi engeller var. Örneğin ulusal hukuk sis- temleri hâlâ geçerli. Özelleştir- me furyalarını hemen her ülke- ye kabul ettirebildiler, ama özelleştirilen kamu mülklerinin en yağlı parçalanna el koyma hesapları yapan (örneğin tele- kom, örneğin THY, örneğin enerji santralları. örneğin ener- ji dağıtımı) çokuluslu şirketler, gün gelip ulusal hukukla çatış- maya girebiliyoriar. Globalizme direnen güçler, ulusal hukuk kural ve ilkelerine yaslanarak tekere çomak sokabilryorlar. MAI işte bu engeli silmek üzere üretildi. Uluslararasılaş- mış sermayenin yatırımlan sı- rasında ortaya çıkabilecek hu- kuksal sorunlan, ulusal hukuk kurallan ile değil, uluslararası (!) bir hakemlik kurumu ile aş- mak hedefleniyor. Bütün bunun Dünya Çevre Günü ile bağı mı ne? Peki "siyanür örümceği" Eu- rogold'u dize getiren Berga- malılar, MAI'ye imza koymuş bir Türkiye'de aynı başarıya ulaşabilirler mi? Aliağa'nın çevreye duyarlı halkı, o güzelim çevreyi yok edecek termik santral yatınmı için bölgeye çullanan Japon sermayesini, MAI anlaşması- nın geçerli olduğu bir Türki- ye'de de dize getirebilir miydi? Yazının bir yerinde "MAI üs- tüne heranı bahane edip say- falar ve sayfalarca yazılsa ye- ridir" dedik. Bugünkü bahanesi Dünya Çevre Günü oldu. Önümüzde galiba Dünya Babalar Günü var. O da Tırmık için bir baha- ne olacak. Nasıl olacağını şim- dilik ben de merak ediyorum... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Çarpıklık... 3 milyon dolar ve her kupa için 700 bin dolar prim alacak Fenerbahçe'nin yeni Italyan teknik direktörü Carlo Ancelotti... Carlo'nun sevimli eşi Luisa Ancelotti Boğaz'a hayran kalmış, bir çırpıda ev bile beğenmiş. Luisa, Çamlıca'da Galatasaray yöneticisi Ergun Gürsoy'un villasının yanındaki Boğaz manzaralı, havuzlu konu- tu çok sevmiş... Carlo şöyle demiş: "Türkiye ve Türkler harika!.." Acaba Carlo'nun yardımcılanna ne kadar ödene- cek? 1 milyon dolar, yani 250 milyar lira... Onlan henüz tanımadık. O yüzden ne diyecekleri- ni bilmiyoruz... Carlo, 3 milyon dolara anlaştığı saatlerde ( Carlo karar vermediğini söylüyor ama nasıl olsa anlaşacak) onlarca çocuk Bağdat Caddesi'nde çöp bidonlann- da ekmek ve yemek artığı topluyordu... Dün sabah erken kalktım... Balkondan güneşin doğuşunu izliyordum... Hava serindi... Sanki yaldızlı bir mavi, göğün üzerinde egemen ol- muş, turuncu aydınlığın bittiği çızgide gümüşi renge dönüşmüştü... O sırada karşı köşede bir at arabası göründü. Ara- banın üzerinde dört çocuk ve bir kadın vardı. Çocuk- ların üçü kız birisi erkekti ve yaşları da çok küçüktü... Çocuklar at arabasından atladı ve çöp bidonları- na doğru koştular. Yedi-sekiz yaşlarında olanı se- vinçle bağırdı: "AnalAna!" Çocuğun elinde bir ekmek parçası vardı... Uç çocuk koşup onun yanına geldiler ve ekmeği paylaştılar... Ekmeği paylaşırken aralarında kavga çıktı. En kü- çük olanını, erkek çocuk tekmeledi. Galiba küfür de etti... İşte o zaman kendi kendime sordum: "Türkiye 'deki dıncı örgütlenme, yasa çıkarılarak mı önlenecek?" Gelir dağılımındaki adaletsizlik Türkiye'yi bu duru- ma düşürmüştü... Bir yanda aç ve işsiz insanlar ordusu. öte yanda kaynağı nereden geldiği belli olmayan milyonlarca dolar... Devlet bu milyonlarca doların hesabını kimden so- racak? Spor kulüplerine "Bütçen şu kadar, ama har- caman şu kadar milyon dolar, nereden buldun" de- meyecek mi? • • • Türkiye'de sağcı hükümetleryeni zenginlertüret- ti. Devlet eliyle yaratılan bu zenginler büyük spor ku- lüplerini ele geçirdi. Birtakım kışiler "kara para akla- mak" için bu kulüplerle ilişkiye geçti... Rantçı sermaye ve emek!.. Artık toplum kesimlerı eşit uzaklıkta değil; varsıl da- ha varsıl, yoksul daha yoksul... Durum, futbolda da aynı... Şekerspor, Vanspor, Kayserispor küme düşerken Gaziantep, Antalya, Gençlerbiıiigi son anda işin için- den nasıl sıyrılıyor? Tekelci ve yan tekelci kesimin egemen olduğu top- lumlarda bu tür olaylar olağandır... Futbolcu milyaıian, trilyonları götürüyor, Televole şarkıcıları milyarları topluyor ama vergi vermiyor... Bir işçi, memur, öğretmen, subay, polis, yani tüm emekçilerden vergiyi devlet, bordrolarından gasp ediyor... Yakup Kepenek önceki gün yazdı: "Çağımızda devletin süt vermesi gereken kesim- ler, iş aradığı halde iş bulamayanlardır; parasızlıktan sağlık hizmeti alamayan, çocuklarını okula göndere- meyenlerdir. Devletin destekleriyle güçlendirilmesi gerekenler ezilen ve sömürülenlerdir..." Devlet, ezilene ve sömürülene ne yapıyor? Daha da eziyor ve sömürüyor... Küreselleşme masallarının anlatıldığı günümüzde Endonezya'dan ders çıkarmak gerekmez mi? Carlo, 750 milyarı duyunca ne diyordu: "Türkiye'yi ve Türkleri sevıyorum!.." Elbetsevecek!.. Çünkü 750 milyarı cebine indirecek... Boğaz manzaralı bir villa... Son model bir otomobil... Yeme de yanında yat!.. • • • Galatasaray Kulübü, ikinci yan maçlarını Diyar- bakır'da oynamayı düşünüyor. Çünkü Ali Sami Yen Stadyumu ikinci yanda onarım için kapalı olacak... Neden? Çünkü, başka bir plan var işin içinde... Yatınm yapıp devletten teşvik almak... Diyarbakır'da beş bin mi, on bin mi işportacı var... Yani açlar ve işsizler ordusu... Galatasaray, Diyarbakır'da maç yaparsa işsizlik, açlık sona mı erecek? Kim kimi kandırıyor? Güneşyükseliyor... Havaserin... At arabası, bir anne ve dört çocuk... Bir parça ekmek için yapılan kavga... Sanınm dördü kardeşti... Terör, Tunceli'de ve Istanbul'da yine can almıştı... Göğe baktım. bahçedeki ağaçlara... Osip Mandelştam'ın bir şiirinin son dizelerini anımsadım birdenbire: "Ben deyanmak için varım, adına dikilmiş kara bir mum gibi/ Yanmak için kara bir mum gibiyakarmak- tan korkup titreyen..." Giyindim, dışarıya çıktım... içim sıkılıyordu... Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 DYP ve FP'liler ' Cumhurbaşkanı' nı şimdi göreceğiz' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Muhalefet partileri DYP ve FP. Baş- bakan Mesut Yılmaz \e CHP lideri Deniz Bay- kalın vardıklan seçım uzlaşmasını kuşkuyla karşıladı. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel'le yeni hü- kümet arayışına girildıği- ni belirterek "'Şimdi Cumhurbaşkam'nı göre- ceğiz. Bakalım bu muta- bakat] kabul edecek mi? " dedi. FP Grup Başkanve- kili Lütfii Esengün ise uz- laşmanın "ciddivetten uzak" olduğunu belirtir- ken ""Asıl amaçlan sonba- harda baskın seçim. Bu mutabakat bu gerçeği örtmeye yöneliktir'" dedi. Türkiye'de, kendisini Meclis'in üzerinde gören bazı egemen güçlerin inatla seçime direndiği görüşünü savunan Çiller. Türkiye'nin gereksinimi- nin "hemen seçim" oldu- ğunu ileri sürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle