Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 1998 CUMA
12 KULTUR
öönemine
iıuuıııustı
Ölümünün birinciyılında CahitKülebi'nin evi müze oluyor
Hepdüin
yaşamsal
Cahit Külebi
Müzesi açılıyor
ANKARA(CumhuriyetBûrosu)-Şair Ca-
hit Külebi'ninJCültür Bakanlığı'nca müzeye
dönüştürülen evi 20 Haziran cumartesi günü
törenle açılacak.
Şair Cahit Külebi, ölümünün 1. yıldönü-
münde Cebeci Asri Mezarlığı'nda bulunan
kabri başında saat 11.00'de törenle anılacak.
Törenin ardından saat 12.00'de Hipodrom Ala-
nı ŞerefTribünüyanındaki Cahit Külebi Anı-
tı'na çelenk konulacak. Kültür Bakanhğı'nca
Külebi ailesinden 15 milyar lira bedelle satın
alınarak müzeye dönüştürülen "Cahit Külebi
Müze Evi" saat 13.00'te törenle açılacak. Ki-
taplanndan ilaçlanna kadar Külebi'nin tüm
eşyalannın aynen korunduğu ev, Şehit Ersan
Caddesi 32/8 Çankaya (Ingiliz Büyükelçiliği
yanı) adresinde bulunuyor.
Av. CELAL ÜLGEN
Geçen yıl haziran ayında yitir-
dık Kükbi'yi. Kumaşm ilk metre-
sinde kendini belli ettifi gibi Kü-
lebi güneşinrn şiinmıze doğuşu da
daha ilk şiirlennde gözlenmişti.
Dize yinelemeleri ıle şiıreyeni bir
soluk taşıdığı tstanbul ve daha son-
ra gençlenn, dillennden düşürme-
dikleri (ve de düşürmeyecekleri)
Hikâye şiiri, Cahit Külebi'nin ge-
lişini muştulayan şiirlerdi.
Külebi sonraki yıllarda doğayı.
halkı v e kadınlan izlek olarak ala-
cak türkü ve folklor motifleriyle
süslediği şiirlennde hem çağdaşla-
nndan \ e hem de günün modası şi-
ir akımından ayrı kendine özgü bir
şiirtutturacaktı.
Külebi'nin şıırde özgün bir yol
tutmasının yanı sıra şıır dilinı iyı
kullanması ve sözcüklerde kurdu-
ğu ses örgütlenyle ince. özgün ım-
geler ve benzetmelerle şıinn bütün-
lüğünde ses dizimlerini (rhytmıc)
yakalamasi. onu, şıırini kalıcı kıl-
mıştır.
Şiir dili ve şiir izleği öbür yazın
türlenne karşın kendi içinde tutar-
lıhğını yitiıme özgürlüğüne ve man-
tıksız olma yetkisine sahip olma-
sma karşın (örneğın hece bölme.
sözcük türetme. sözcük oyunu. im-
geyaratma) şiirlennde hem dil hem
de izlek olarak anlaşılırlığı, kural-
lığı, ölçülülüğü seçmiştir. Herke-
sin günlük yaşamında kullandığı
sözcüklerden yalın dızeleroluştur-
muş ve şiirin bütününde ve ses ör-
güsünde bu dızelere büvük anlam-
lar ve melodiler yükleyerek şiire
ulaşmıştır. İmge bulmada hem zor-
luk çekmemiş ve hem de aşınya
kaçmamıştır. Kulağa hoş gelen, in-
ce. gülümseyen imgelerkullanmış-
tır.
Yıllarca Atatürk'ün çizdiği yol-
dan sapmamış ve özellikle Âta-
türk'ün kurduğu Türk Dil Kuru-
mu'ndaki çalışmalan ile bu kuru-
mun genel yazmanlığına degin gel-
miştir. Cahit Külebi dilin bir ülke-
nin yazınında ne denli yaşamsal
önemi oîduğunu bılen. soylu ekip-
lerin soylu vegelişmişdillerleolu-
şacağına ınanan bir sanatçı oldu-
gu ıçın yaşammın sonuna değin bu
konuda uğraş vermiştir.
Atatürk karşıtlan, karşıtlıklan-
nı Atatürkçülüğe değil de dildeki
özleşmeye karşıymış gibi göster-
dikleri yıllarda bu oyunu yutmadı-
ğinı, bu kişilerin asıl amaçlannm
Atatürk "e ve onun ılkelerine karşı
çıkmak olduğunu söylemiştir. Sö-
züm ona Atatürkçülük adına hare-
ket eden ve bu uğurda Atatürk'ün
en büyük kalıtlanndan biri olan
Türk Dil Kurumu'nu dev let daire-
si kurumuna getırerek işin başma
tutucu ve dildeözleşme yerine *ya-
şayan Türkçe" safsatasına katılan
kişileri getırmişler, kurumun tüm
yurdu tarayarak buiduğu ve dilımı-
ze sunduğu sözcükler de cezalan-
dınlmıştır. Devlet radyo ve tele-
vizyonlannda kara listeleroluştu-
rulmuştur. Öztürkçe sözcükler ye-
rini Arapça ve Farsça sözcüklerle,
değiştirmişlerdir. Ancak 12 Eylül
döneminde yasaklanan sözcükler
kısa sürede tüm tutsaklık zıncirle-
rini kırarak ve hatta en bağnaz en
gerici politıkacılann bile dilini kı-
rarak özgürlüklerini kazanmışlar-
dır.
TDK'nin işlevsizleştirilmesi kar-
şısında lstanbul'daçıkan Türk Di-
li Dergisi'nin Kasım/Aralık 1991
sayısmda yayımlanan biryazısın-
da Külebi, "Şu anda gerçektir ki
Atatürk'ün on yıla yakın bir süre
ön hazıriık yaparak kurduğu Türk
Dil Kurumu, vukanda da belirtti-
ğim gibi bu konuda hiçbirön bilgi-
siolmayan Kenan Evren ile "darbe-
ci' arkadaşlannıo, birkaç ağzı ka-
raya kapılarak çabukça karar ver-
meteri sonunda arnk çaiışamaya-
cak duruma sokulmuştur. Kendi-
leri bu nitdikleriyie tarihe gececek-
tir" demiştir.
Külebi hem öğretmen, hem bü-
rokrat olarak Atatürkçü oluşunun
bedelini hep ağır ödemiştir. Ata-
türk'e karşı olanlar Külebi'ye hep
köstek olmuşlardır.
Ancak Külebi. Atatürk Türki-
yesi'nin yetiştirdiği aydınlık ozan-
lanmızdandır. 75 yıllık cumhuriye-
tımizin büyük ozanı Cahit Külebi'yi
bir kez daha anıyoruz, sevgıyle,
özlemle...
Amerikan Film Enstitüsü, 1500 kişinin oyuyla yüzyılın en iyi Amerikan filmlerini seçti
4
Yurttaş Kane' yüzyılın en iyisiKültür Senisi -Amerikan
Film Enstitüsü. yenı oluştur-
duğu en iyı 100 Amenkan
fılmi lıstesıni, üç saatlik bir
televizyon şovuyla ızleyıci-
lere tanıttı. Orson VVeües'in
1941 yapımı başyapıtı 'Citi-
zen Kane' (Yurttaş Kane) lis-
tenin birinci sırasında yer al-
dı. Liste. içlerinde sinema
eleştirmenleri, yapımcılar,
oyuncular, izleyiciler ve hat-
ta ABD Başkânı Bill Clin-
ton'ın da bulunduğu 1500
kişinin ovlanyla oluşturul-
du.
Ikinci sırada. 1942 yapımı
ünlü 'Casabianca' yer aldı.
Üçüncü sıra.Coppola'nın
1972 yapımı filmı 'Baba'ol-
du. Dördüncü sıra, tüm za-
manlann en iyi Amerikan fıl-
mi olarak kabul edilen 'Rüz-
gâr Gibi Geçti'ye venldi.
Beşinci sırada ise Ingilizle-
rin büyük başansı sayılan
'Arabistanlı Lawrence' yer
aidı. tlk I0'a giren 1990 1ı
yıllarda yapılmış tek film,
Steven Spielberg'ün 'Schind-
ler'in Listesi' adlı çalışma-
sıoldu. 1980'liyıllardaçe-
kibniş hiçbir film listenin ilk
onunagiremedi. Spielberg,
1 OO'lük listeye giren beş fil-
mi ile yönetmenler sıralama-
sında birinci oldu. Aifred
Hitchcock ve Bffly WDder lis-
teye 4'er fılmi alınan yönet-
menlerdi.
Marlon Brando. ilk ona
iki filmiyle birden giren tek
oyuncu oldu. James Stewart
ve Robert De Niro ise 5'er
filmie, 1 OO'lük listedeençok
basrolalanoyunculardı. Kat-
harine Hepbum ise 4 filmle
listede en çok yer alan kadm
Coppola'nın 'Baba' sı üçüncü sırada.
Birinci Orson WeUes'in 1941 yapımı başyapıtı 'Yurttaş Kane' Michael Curti/'in 'Casablanca'sı ikinci.
oyuncu oldu. 1939, listede
sinemanm altın yılı olarak
görünüyor. 1939 yapımı 5
film 1 OO'lük listeye girdi.
lşte listenin tamamı:
1- Yurttaş Kane (Citizen
Kane. 1941)2-Casablanca
(1942), 3-Baba (The God-
father, 1972), 4- Rüzgâr Gi-
bi Geçti (Gone With The
Wind 1939), 5-Arabistan-
lı Lawrence (Lavvrence of
Arabia. 1962), 6- Oz Büyü-
cüsü (The Wizard of Oz.
1939), 7- Aşk Mevsimi (The
Graduate, I967).8-Rıhtım-
lar Üstünde (On The Wa-
terfront, 1954). 9- Schind-
ler'in Listesi (Schindler's
List. 1993). 10-YağmurAI-
tında (Sıngin' in The Raın.
1952). 11- Şahane Hayat
(It'saVVonderfulLife. 1946),
12- Sunset Bulvarı (Sunset
Boulevard 1950). 13- The
Bridge on The River Kvvai
(1957), 14- Bazıları Sıcak
Sever (Some Like it Hot,
1959), 15-YıldızSavaşIarı
(StarVVars, 1977), 16-Per-
de Açılıyor (All About Eve.
1950), 17-Afrika Kraliçesi
(The African Queen, 1951).
18-Sapık (Psycho. 1960),
19- Çin Mahallesi (Chinâ
Tovvn. 1974). 20- Guguk Ku-
şu (One Flew Ov er The Cuc-
koo'sNest. 1975). 21-Ga-
zap Lzümleri (Grapes of
Wrath, 1940), 22- 2001:
L'zay Macerası (2001: Spa-
ceOdyssey. I968),23-Mal-
ta Şahini (The Maltese Fal-
con, 1941). 24- Kızgın Bo-
ğa(RagingBull, 1980). 25-
E.T. (E.T. The Extra-Terrest-
rial, 1982).26-Dr.Strange-
love (1964). 27- Bonnie ve
Valery Gergiev, Batı'yla Rusya arasmdaki sınır kavrammın değişikliğe uğradığmı belirtiyor
6
Ben de Batılı bir sanatçıyım'
KühürServisi-26. Uluslararası
lstanbul Müzik Festıvali 15-17 Ha-
ziran tarihleri arasında üç gece bo-
yunca sırasıyla 'Romeo \e Jüöet'.
'Maça Kıa' ve 'Parsifal' operasını
yorumlayan Kirov Operasrnıagır-
ladı. Operanın 1988'den beri şefı ve
genel sanat yönetmenı olan Valery
Gergiev ile görüştük.
-Kirov 'un tarihi Çariık dönemi-
ni. komünizmive komünizm sonra-
sı dönemi kapsavan uzun ve hare-
keoibirgeçnüşikapsıyor.Budönem-
lerin Kirov üzerinde nasıi bir etki-
sioldu?
Ülke sıyasetinde ne olursa olsun
Kirov, Rus halkı için önemini ko-
rudu ve koruyacak. Çar için de
önemliydi. komünistler için de
önemliydi ve şimdi de Rusya için
aynı derecede önemli Kirov. Kuru-
mun gelişimi ülke tarihınin politik
sistemiyle doğrudan bağlantılı de-
-Peki Sovyetler Birüği'nin çökü-
şü kurumun işleyişj ve sanat politi-
kası üzerinde etkiü olmadı mı?
• Etkinliklerimizin çoğu Rusya'da başhyor, ama artık
küresel çapta etkinlikler gerçekleştiren uluslararası bir
topluluğuz. Dünyanın dört bir yanına uzanan turneler
gerçekleştiriyoruz. Kültür hayatında pek çok karmaşa
yaşanıyor elbette. Ama bunlann Kirov'u etkilemesi olası
değil. Mariinski tiyatrosu çok güçlü bir gelenek.
Geçmişimizden güç alarak bütün güçlükleri yenebiliriz.
Rejim değişikliğiv le birlikte yep-
yeni olanaklar, özgürlükJer öte yan-
dan yepyeni riskler ve tehlikeler
geldi elbette. Kirov'un genel sanat
vönetmenı olduğumda başta Gor-
baçov vardı ve o günden bu güne
çok şe> değışti. Bu dönemdeki po-
litik değişmelere tek tek değinmek
istemiyorum. Ben bir sanatçıyım
ve asıl işim sanat üretmek. Ülkede-
kı değişiklıkler He olursa olsun ye-
ni şartlaraltında sanatsal açıdan ne
yapabıleceğımi düşünmem gerek
benim.
- Peki devlet vardımı kalktıktan
sonra sanatçılannızı Baü'ya kap-
ürma tehlikesiv le karşı karşıya kal-
madınız mı?
Gidenler oldu elbette, ama Ba-
tı'yla Rusya arasmdaki sınır kavra-
mı da değişikliğe uğradı. Benim
etkinliklerime bakıldığında ben de
Batılı bir sanatçıyım sonuçta. Ora-
larda konserler yönetıv/orum, CD'ler
dolduruyorum. Sanatçılar yurtdı-
şına gıtse bile Rusya'yla bağlantı-
lannı koparmıyorlar.
-Devletten yardım abyor musu-
nuz?
Giderlerimizin yansmı karşılı-
yor devlet. Komünizm döneminde
tamamını karşılıyordu elbette. ama
o günlerden sonra Kirov da çok de-
ğiştı. Büyük festıvallerdeortaklık-
lanmız var. Gün geçtikçe daha bü-
yük birtopluluk haline geliyoruz ve
büyüdükçe de devlete olan ihtiya-
cımız azalıyor.
-Sponsorluk ilişkilerine nasıl yak-
laşıyorsunuz?
Dün> a kalıtesmde biropera ve ba-
le kurmak istiyorsanız milyonlar-
ca dolara ihtıyacınız vardemektir.
Kirov'a baktığımız zaman iki kast
sistemiyle çalışıyoruz ve her sezon
en az altı türkostüm gerektiren ya-
pımlara ımza atıyoruz. Tek bir ya-
pıt için dokuz yüz kadar kostüm
yaptırdığımız oluyor. Bu nedenle
sponsorluk ilişkilerine başvurmak
zorundayız.
-Türk operası hakkında bir bil-
giniz var mı? İzleyiciyi nasıl buldu-
nuz?
• 1912 ve 1996 yıllan arasında yapılmış
400 Amerikan filmi arasmdan, popüler film
kimliğine sahip olmamakla birlikte
eleştirmenlerden her zaman tam puan alan
Yurttaş Kane'i, geniş kitle tarafından sevilen
popüler yapımlar izledi.
Sooiuz JÛlüm ıButch Cas-
sidy and The Sundance Kid,
1969).51-PhiladeIphiaHi-
kâyesi (The Phiadelphia
Story, 1940), 52- tnsanlar
Yaşadıkça (From Here to
Eternity. 1953), 53- Amade-
us(1984), 54-Batı Cephe-
sinde Yeni Bir Şey Yok (All
Quıet on the NVestern Front,
1930),55-TathGünler(The
SoundofMusic, 1965), 56-
M.A.S.H.( 1970), 57-Üçün-
cü Adam (The Third Man,
1949). 58- Fantazya (Fanta-
sia, 1940), 59- Asi Gençljk
(Rebel Without Cause, 1955).
60- Kayıp Hazine Avcıları
(Raiders of The Lost Ark
(1981),61-YükseklikKor-
kusu (Vertıgo, 1958). 62-
Totsie (1982), 63- Posta Ara-
bası (Stagecoach. 1939), 64-
Üçüncü Türden Yakınlaş-
malar (Close Encounters of
the Third Kınd. 1977), 65-
Kuzuların Sessizliği (The
SilenceoftheLambs, 1991),
66-ŞebekefNetvvork, 1976),
67- Casuslara Karşı (The
Manchurian Candidate
(1962). 68- Paris'te Bir
Amerikalı (An American in
Pans, 1951).69-VadilerAs-
lanı(Shane, 1953), 70-Ka-
nunun Kuvveti (French Con-
nection(1971). 71-Forrest
Gump (1994), 72- Ben-Hur
(1959). 73-Rüzgârlı Bayır
(Wuthering Heights, 1939),
74- Altına Hücum (The
GoldRush.l925),75-Kurt-
larla Dans (Dances vvith
Wolves. 1990). 76- Şehir
Işıkları (City Lights 1931),
77- American Graffiti
(1973), 78- Rocky (1976),
79- Avcı (The Deer Hunter,
1978), 80- Vahşi Belde (The
WildBunch, 1969), 81-As-
ri Zamanlar (Modern Ti-
mes, 1936). 82- Devlerin
Aşkı(Giant 1956), 83- Müf-
reze (Platoon, 1986). 84- Far-
go(1996), 85-ÖrdekÇor-
bası(DuckSoupl933). 86-
Gemide İsyan (Mutiny on
the Bounty, 1935), 87- Fran-
kenstein, 1931), 88- Easy
Rider (1969), 89- Patton
(1970), 90- Caz Şarkıcısı
(TheJazzSinger, 1927), 91-
M> Fair Lad> (1964). 92-
İnsanlık Suçu (A Place ın
The Sun, 1951). 93-Gar-
sonyer (The Apartment
1960), 94- Sıkı Dostiar (Go-
odfellas, 1990), 95- Ucuz
Roman(PulpFiction, 1994).
96- Çöl Aslanı (The Searc-
hers, 1956), 97- Bringing
UpBaby(1938). 98-Affe-
dilmeyen (Unforgiven.
1992), 99- BekJenmeyen Mi-
safir (Guess Who's Coming
toDinner, 1967), 100- Yan-
kee Doddle Dandy (1942).
Apocalypse Novv. 1979), 29-
Mr. Smith NVashington'a
Gidiyor (Mr. Smıth Goes To
Washington, 1939). 30- Sier-
ra Madre'nin Hazineleri
(The Treasureof Sıerra Mad-
re, 1948), 31-Annie Hall
(1977). 32- Baba 2 (The
GodfatherPart2,1974). 33-
Kahraman Şerif (High No-
on. 1952), 34-Bülbülü Öl-
dürmek (To Kill A Moc-
kingbird, 1962), 35- Bir Ge-
cede Oldu (It Happened One
Nıght (1934), 36- Geceya-
rısı Kovboyu (Midnight
Covvboy, 1969), 37- Hayatı-
mızuı En Güzel YıJlan (Best
YearsofOur Lıves .1946),
38- Çifte Tazminat (Doub-
le Indemnity.1944), 39- Dok-
torJivago(1965).40-Giz-
li Teşkilat (North By North
West, 1959),41-BatıYaka-
sının Hikâyesi (West Side
Story, 196lj,42-ArkaPen-
cere (Rear Window. 1954),
43-KingKong(1933),44-
Bir Llusun Doğuşu (The
BirthofaNation, 1915), 45-
lhriras Tramvayı (A Street-
car Named Desire. 1951),
46- Otomatik Portakal (A
Clockvvork Orange, 1971).
47- Taksi Şoförü (Taxi Dn-
ver, 1976), 48-Jaws( 1975),
49- Pamuk Prenses ve Ye-
di Cüceler (Snow White and
the Seven Dwarfs, 1937). 50-
Izleyici oldukca iyi bir izleyiciy-
di. Ancak Türk operasını hiç tanı-
mıyorum. Ülkenizle ilgilı tek bağ-
lantım Kirov 'da birdönem stajyer-
lik yapmış olan Fahrettin Kerimov.
Onun bu ülkedeki başarılannı hem
onun adına hem Türkiye adına umut
verici buluyorum. Daha ileriki bir
tarihte yenıden Istanbul'a gelerek
Kerimov 'labirlikte birçalışma ger-
çekleştirmek isterim.
-Çok yoğun bir turne programı-
nız var. Reperturanızı nasıl belirte-
diğinizv«çabşmadüzeninizhakkın-
da bilgi verir misiniz?
Öncelikli ılkemız modern yapıt-
larla klasikleri bir arada sunabil-
mek. Bir de gittiğimiz yerlerde ge-
leneksel ya da unutulmaya yüz tut-
muş Rus ezgilerini tanıtmak istiyo-
ruz. Çalışma düzenine gelince çok
çalışıyor olmak önemli değil ben-
ce çünkü bu işin içindeki herkes
çok çalışmak zonındazaten. Önem-
li olan rutine bağlanmış bir maki-
ne gibi hep aynı şeyleri üretmekten
kaçınmak.
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
'Öykülerde Dünyalar' Üzerine
Boyut Kitapları, Füsun Akatlının yazılannı yeni bir
derleme içinde okura sunuyor. Bu dizide ikinci kitap
Öykülerde Dûnyalar.
Kitapla ilgili bilgiyi yine Füsun Akatlı'dan okuyalım:
"ÖykülerdeDünyalarbenım; Bir Pencereden (1982),
Edebiyat Defteri (1987) ve Tenha Yolun Ortasında
(1995) adlı kitaplanmdan derlenmış yazılarla, öykü-
cüler ve öykü kitaplan üzerine yazılmış ve hiçbir ki-
taba girmemiş yazılanmı bir araya getirmektedir."
Sonra ekliyor yazar:
"Son dönem edebiyatımızın en zengin ve verimli
türü olarak değerlendırebileceğimiz öyküye emek
veren yirmi altı yazan, kurdukları dünyalarla bihikte
tanıtma amacını güden bu yazılann bir kitapta top-
lanması, ola ki Türk öykücülüğûne ilgı duyan birile-
rinin işine yarar."
Günümüzde Türk hikâyeciliğine ilgi duyan var mı?
Varsa kaç kişi? Degerti Füsun Akath'nın söyleminde
uzaktan uzağa bir umutsuzluk duyumsanmıyor mu?
Füsun'un eleştirel imbiğinden geçenlerarasında ben
de varım bu kitapta. Hikâyelerim üzenne yazılmış en
sevindiğim yazılardan biri. Füsun'un yazısı, itiraf ede-
yim ki bana yol açmıştır.
Ama Öykülerde Dünyalar'ı benimle ilgili sayfaların-
dan dolayı tanıtmak istemiyorum. Çok başka bir
"şey" söz konusu: Füsun Akath'nın eleştirel tutumu...
Füsun Akatlı seyrek yayımlayan bir yazar. Adına sağ-
da solda her zaman rastlayamıyorsunuz. Keşke da-
ha çok yayımlasa dediğim yazariardan.
Denemelerinde, eleştinlerinde, felsefe yazılannda
yıllardan yıllara bir "fufart;///("simgesi oldu bence. Dün
söyledıgini bugün açtı, yarın yadsımadı.
Öykülerde Dûnyalar, ışte bu tutarlılığın belirgin ör-
neklerini içeriyor. Sevdıği, önemsediğı bir yazan bile
bazan o tutarlılık kaygısıyla degeriendirebildiğini sap-
tıyoruz eleştirmenin.
Ne var ki hiçbırzaman yazınsal ölçütlerin dışına çık-
maksızın. Yazınsal ölçütlere güvenerek, anlatımını
onlar çerçevesinde kurarak. Böylece, yargılarındaki
kımi "uç"sözler, edebiyatın dışına taşarak gönül kı-
ncı olmuyor. Doğrusu az rastlanılır bir seçim bu.
Haldun Taner"e bir mektupla başlayan kitap, 1996
yılının hikâye açısından bir genel değeriendirmesiy-
le son buluyor.
Yani, bizim kuşağın ustası bellediği bir yazardan
günümüze, bir bakıma, bizim kuşaktan sonrasına
açılışla noktalanıyor.
Nezihe Meriç'ler. Bilge Karasu'lar, Leyia Erbil'ler,
Adalet Ağaoğlu'lar. Tomris Uyar'lar, Onat Kut-
lar'lar... Yusuf Atılgan'ı, Oğuz Atay'ı da unutmama-
lıyız. Füruzan, PınarKür, Nedim Gürsel... Ötekiler...
Işıklı, ışıltılı bir dönem söz konusu.
Bu dönemin varoluş imkânlarını Memet Fuat ba-
zı yazılannda enine boyuna irdelemişti.
Herşeyden önce, hikâyenin soluk alabilecegı ede-
biyat dergileri gündemdeydi. Memet Fuat'ın yönet-
tiği güzelim Yeni Dergi'de öykü yayımlayabılmek için
"sıraya gırerdik". Memet Ağbi'nin şöyle dediğıni ha-
tırlanm: "Güzel yaz. Sevgi Soysal'/a aynı sayıda çı-
kacaksın. Sonra kanşmam..."
istek söz konusuydu. Öykünün şiire yakın olduğu-
nu t>jz,ş şoyleverek. öykü yazmaktan onur^juymamı-
zı sağlayan eleştirmenlersözkonusuydu'Püsungi-
bi, yazdığımız öyküyü "emanet" edebileceğımiz "ya-
ratıçı" yazarlar söz konusuydu.
Öykülerde Dünyalar'ın son yazısı 1996'nın dökü-
münü iç açıcı bulmuyor:"(...) yoz ve çorak güncelli-
ğimizÇ..)"
Yoz ve çorak güncelliğe nasıl gelindi?
Kısa bir yazıda tartışılamayacak kadar karmaşık se-
bepleri var.
Oysa zengin bir hikâyecilık sayfalannı açmıştı okur-
lara. Otuzlu, kırklı yıllann gazeteciliğinde adeta baş-
köşeye oturtulmuş hikâye, bugünkü satt nicelik çok-
luğuna yuvarlanmamıştı.
Çorak ve yoz günler, öyle sanıyorum ki yalnız hi-
kâyede büyük degişimlere, Türk hikâyesinedüşman
değişimlere yol almadı. Bir yandan da roman nasi-
bini aldı bu değişimlerden.
Ne romanın ne hikâyenin o 'geniş" yelpazesine rast-
lanabiliyor artık. Günümüzun Orhan Kemal'i yok.
Günümüzün Sart Faik'i yok. Birömek öyküler, roman-
lar söz konusu bence.
Öykülerde Dûnyalar birbirine hem yakın, hem çok
uzak bir öbek hikâyeciyi değerlendirirken, belki de
yannın hikâyeciliğine kılavuzluk edebilecek.
Takvimde h Bırakan:
"Dörtbir yana savrulan ince kar, gece karanlığın-
da, soluk kesen bir hızla harmanlandı durdu. Evle-
rin damlanna, ışıksız pencerelerine binlerce ak ser-
pantinsaçıldı. "Şemsettin Ünlü, Yukanşehir, Inkılâp
Kitapevi, (2. basım) 1998.
AN Haydar Pektaş'ın resim
• Kültür Senisi - Ali Haydar Pektaş"ın resimleri 26
Haziran 9 Temmuz tarihleri arasında Beyoğlu
Belediyesi Sanat Galerisi'nde sergilenecek.
'Yakıştırmalar' başlıklı sergide, sanatçının ızlenimci
dogrultudaki yağlıboya, suluboya ve pastel yapıtlan
yer alıyor. Çalışmalannı kendi atölyesinde sürdüren
sanatçı, evinin bir bölümünü sürekli sergi mekanı
olarak herkese açık turuyor.
Doğuş Öğpetmenler Tiyatrosu
• Kültür Senisi - Özel Doğuş Okullan
öğretmenleri. kimsesiz sokak çocuklan yaranna bu
akşam saat 20.30'da Kadıköy Halk Eğitim
Merkezi'nde "Kaç Baba Kaç" adlı oyunu sahneliyor.
Oyunu Haldun Dormen Türkçeleştirdi ve yönettt
Gülmece ve Karikatür
• Kültür Senisi - 15. Hürriyet Uluslararası
Karikatür Yanşması etkinlikleri kapsamında 24
Haziran Çarşamba günü saat 18.00'de Antalya Falez
Otel'de 'Gülmece ve Karikatür' konulu bir söyleşi
gerçekleştirilecek. Oğuz Aral'ın yöneteceği ve Prof.
Dr. Hüsamettin Koçan'ın konuşmasıyla başlayacak
olan söyleşiye Turhan Selçuk, Salih Memecan, Gani
Müjde, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Wang Fuyang
(Çin). Helioflores (Meksika), Pancho (Fransa),
Mike Tumer (Ingiltere) ve Bert Witte (Hollanda)
katılacak. 28 Haziran Pazar günü ise Falez Otel
fuayesinde 15. Hürriyet Uluslararası Karikatür
Yanşması sergisi açılacak.
Akademi İstanbul Sanat Okulu
karma sergisiKültür Senisi - Akademi İstanbul Sanat Okulu
bünyesinde plastik sanatlar. grafik ve seramik
bölümü öğrencilerinin yıl boyunca yapmış olduklan
desen ve temel sanat eğitimi işlennden oluşan bir
sergi bugün okul binasında açılıyor. Bir ay boyunca
açık kalacak olan sergide öğrencilerin reprodüksiyon,
natürmort, desen ve üç boyutlu tema üzenne
çalışmalan yer alıyor.