22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16HAZİRAN1998SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 _ Ali Poyrazoğlu Broadway'de sahnelenen 'Pera Palas' adlı oyunla beğeni topluyor Tutku ve akbn buhışma ııoktası • Geniş bir tarih dilimine, kişisel ve politik kararlann sonuçlanna cüretkâr biçimde ayna tutan Pera Palas, ABD'de yaşayan Türkiye doğumlu yazar Sinan Unel'in imzasını taşıyor. Eğildiği ciddi konulara karşın oyun komik dokunuşlarla aydınlatılmış. -eç KültürServisi-Ali Poyrazoğlu, Broadvvay'de sahnelenen 'Pera Palas' ısımlı oyunda canlan- dırdığı farklı rollerle Amerika'da beğeni toplu- yor. Senaryosunu Sinan Unel'in yazdığı ve Tür- kıye'nin üç farklı döneminı anlatan o>'una Ame- nkan basınında geniş >er venldi. Aşağıda sız- lere, Lawrence V'an Gelderın New York Tımes gazetesınde 'Pera Palas' üzenne yazdığı yazı- dan kesitler sunuyoruz: Çok yönlü ve yetenekli biroyuncu kadrosuy- la kutsanmış, tutkulu ve kusursuz, 'Pera Palas' isimli >eni bir oyun. izleyicınin duygu ve dü- şüncelenni kuşatmaya başladı. Oyunu oluşturan üç öykü, bir ulusun kaderi- ni, kadınlann bağımsızlaşma sürecini ve âşık- lann yazgısını sahneye getınyor. Öykülerin üçü de saygıdeğer Pera Palas Oteli'nin konuklany- la bağlantılı. Pera Palas. 1918 Istanbulu ve Os- manlı tmparatorlufu'nun son gününden, 1994 yılı Türkiye Cumhuriyeti'nm tstanbulu'na dek tutkuyla ve akılla yaşıyor. llk öyküde, I. Dünya Savaşı sırasmda, Osman- lı tmparatorluğu'nun son günlennde Istanbul'da bulunan lngiliz femınıst yazar Eveh/n Crawley (Betsy Aidem). daha önce bir ziyaret sırasmda tanıştığı 15 yas.ındakı Meiek (Defne Halman) ta- rafından. ailesmin haremıne katılmaya davet ediliyor. Melek'in babası Ali Rıza Efendi (Cra- ig Mathers). devlet yönetıcilerinden bin. Ali Rıza Efendi, Melek'ı hiç tanımadığı bir adam- laevlendirmek ıstıyor. Melek hayatından mem- nun. ancak Türk kadınlannın harem yaşamı ve çok eşli erkek egemen toplum düzeni karşısın- da şaşıran Evelyn dehşete düşüyor. ikinci öy- küde ise 1952 yılırnn BatılılaşmışTürkıyesi'nde Kathy Miller(AnnieMeisels). Amenkalı ışada- mı Joe (Mathers) ıle e\ li olan. ancak yakışıklı \e genç bir Türk'e. Orhan Bayraktar'a (Tom Lee) âşık olan kız kardeşine engel olmaya ça- lışıyor. Uçüncü öykü ise 1994 yılında geçivor. Tür- kiye doğumlu Murat (Lou Liberatore) aılesın- den uzakta geçırdığı dokuz yıldan sonra Ame- rikalı sevgılısıyle bırlıkte Türkıye'ye dönüyor. Geniş bir tarih dilimine ve kışısel ve politik kararlann sonuçlanna cüretkâr bıçımde ayna tutan Pera Palas. Bırleşık Devletler'de yaşavan Türkiye doğumlu yazar Sinan Unel'in ımzası- nı taşıyor. Eğıldığı cıddı konulara karşın oyun komik dokunuşlarla aydınlatılmış. LarkTheater Company (Lark TiyatroTopluluğu) içın Steven Williford tarafından zekice yönetilen Pera Pa- las. başanl ı oyuncu kadrosuy la da meydan oku- yor. Oyuncular, zaman ıçinde önceye ve sonra- yagiderek bıröyküden diğeröyküye rol değiş- tıriyorlar. Ömeğın Ali Rıza Efendi rolünü üstlenen Mat- hers, aynı zamanda Joe ve ipek rolleriyle de çı- kıyor sahneye. Joe'nun Amerikalı eşini canlan- dıran JenniferDorrWhheise Ali Rıza Efendfnm eşı Neyime ve Orhan Bayraktar'ın babası Os- man rollerını de üstleniyor. Pera Palas. aynı zamanda Amerikalı izleyi- cıyiTürkıye'ninöndegelenoyunculanndan Ali Poyrazoğlu'nun müthiş yeteneğine ve yıldız ni- teliklerinetanıkedıyor. 1918'lerdegeçen. ılköy- küde Ali Rıza Efendi'lere yemeğe geldikten sonra haremde kalan Adalet rolünde sahneye çıkıyor Poyrazoglu. 1952 yılını anlatan ikinci öy- küde Orhan Bayraktar'ın, za> ıf ve solgun gelini Kathy "ı keskin Türk aksanıyla azarlarken. sah- te elmaslarla süslü gözlük çerçevelennin altın- dan riyakârlıkla bakan annesi Bedia'yı canlan- dırıyor. Yükselen radıkal Islamcılığın. kadmın sos- yal konumunu ve 1920'lerde Mustafa Kemal Atatürk tarafindan başlatılan Batılılaşma haraket- lennı tehdit ettiği 1994 yılında geçen son öy- küde ise. heybetli biracı ve keder resmıyle, al- kolik Orhan rolünde çıkıyor sahneye Poyrazoğ- lu. Ali Poyrazoğlu oyunda üç karakteri birden canlandınyor. Yönetmen Alain Tanner, Antonio Tabucchi'nin 'Requiem'ini sinemaya aktardı Lizbon'da son dans... -6 Atakoğlu besteleri Boğaziçi'nde CUMHUR CANBAZOĞLü .ABD'dendönen FahirAtakoğlu, ayağıruntozuyla Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampus Yeşil Alan'da bu gece bir konser veriyor. Boğaziçi Üniversitesi tktisadi ve Idari Bılimler Fakültesi 40.Yıl Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen konserde Atakoğlu, CRR Senfoni Orkestrasf yla verdiği konserlerin ardından. bu kez Boğaziçi "nde Ercan Irmak(ney). Mustafa Süder (klarnet. vıyola. viyolin). İlyas Mirzayev (klavye). Bekir Küçükay (gitar). Emir Özoğlu (davul), MuratOzbey (vurmalılar). Raci Pişmişoğhı(bass) ve Aycan Teztel'den (klavye) oluşan sekiz kişilik müzisyenler topluluğuyla ve 16 kişilik koroyla birlikte çalacak. Birçok reklama yazdığı müzıklerle yaşantımıza uzun yıllar önce misafir olmasına karşın belgesellere yazdığı müziklerle geniş kitlelere admı duyuran Fahir Atakoğlu, nihayet medyanın yapışrırdıgı belgesel müzıkçısı etiketınden kurtuluyor ve vırtüöz yanıyla, besteciliğiyle gündeme geliyor son dönemde. Geçen yıl 21 Temmuz'da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda Fahrettin Kerimov'un yönetiminde CRR Senfoni Orkestrasf yia ve yukanda isimlerini saydığırruz müzisyen- lerderç bir bölümüyle verdiği konser olan Fahir Atakoğlu , Senfonik Konseri Temmuz 1997 adıyla martta yayımlayan Atakoğlu, yaz boyunca bu yapın tanıtmak amacıyla konserlere de\am edecek. Mayısta ODTÜ'de 18 bin kişiye çalan Atakoğlu'nun bu akşamdan sonra programında Çeşme ve Bodrum konserleri var. Aynca yaz sonuna doğru tstanbul, Izmir. Ankara konserleri ıçın de görüşmeler sürüyormuş. Fahir Atakoğlu'ndan aldığımız bilgiye göre orkestra ve koro Boğaziçi Üniversitesi'nde, 'ZekiMüren' ve 'Güney' haricinde yeni albümde yeralan 13 parçayı yorumlayacakmış. 'Etnik' ve adı daha konmayan iki yeni çalışma da bu repertuvara eklenecekmiş... Fahir Atakoğlu albümleri: Demirkırat (1991). Fahir Atakoğlu (1994). Fahir Atakoğlu 2 (1996). Yanna Dört Işık (promosyon ıçın-1996). Fahir Atakoğlu Senfonik Konseri Temmuz 1997 (1997). Kültür Servisi - *Beyaz elbiseli, si- yah saçlı ve iri koyu renk gözlü kız Al- fama'dan aşağı iniyor. O. yıllar önce sevilmiş olan kadırt, İsabel. Bu kötü bitnüş bir aşk, bir ihanet \e sonra da bir intiharia-.". İsabel. Antonio Ta- bucchi'nin 1992 yılında yayımlanan 'Requiem' adlı romanında. Lizbon'da sıcak bir temmuz ayı pazannda yer- yüzüne ınen hayaletler arasında yer almıyor, sadece adı geçmekte. Oy- sa yönetmen Alain Tanner'ın. Ta- bucchi'nin kitabından sinemaya uyar- ladıgı filmde var isabel. Filmin an- latıcılığını da yapan kahramanla. hü- zünlü bir veda dansında karşılaşı- yor "İsabel karakterini Tabucchi ile anlaşarak filmin içine aJdık" dıyor Tanner. Film. Scala sınemasında gös- terime gırdıkteasonra geçen ay Can- nes'da izleyıcı karşısına çıktı. Tanner'e göre Cannes'a gitmek önemlı. hatta yanşma bölümünde olmamak daha daönemlr "İçindeüçtaneoyuncubu- • "Tabucchi'de hoşuma giden, üslubunun biraz da benim yaptığım sinemaya benzemesi. O da az ya da çok maceracı kişilerin hikâyelerini anlatmayı sevmiyor" diyor Tanner. Requiem'in filme alınmasında rol oynayan bir başka etken de Lizbon'un Tanner'in sevdiği kent olması. lunan oabsürd jüri tarafindan değer- lcndirilmek bence çok anlamlı de- ğU." Pekı ya Tabucchi ve Tanner kar- şılaşması nasıl gerçekleştı? "Uzunyıl- lardan bu yana Paris'te yaşayan or- tak arkadaşımız Bernard Comment sayesinde tanıştık." dıye anlatıyor Tanner: "Tabucchi'nin kitaplannı Fransızca'ya çe> iren Bemard ile bir film projemiz vardı, iuna nedense hep erteleniyordu. Sonunda bana bir kitap verdi ve benim bu kitaptan bir şeyler vararmamın hoşuna gideceği- ni söyledi. Kitap "Requiem'di.". Tanner daha önce hıç Tabucchi okumuş muydu? "Dahaönceokuma- mışüm. Requıem' ilk oldu. Sonra başka kitaplannı da okudum. Ta- bucchi'de hoşuma giden, üslubunun biraz da benim yaptığım sinemaya benzemesi. O da az ya da çok mace- racı kişilerin hikâyeİerini anlatmayı sevmiyor" diyor Tanner ve devam ediyor: "Prensip olarak hiçbir za- man edebiyat vapıtlanndan film yap- makistemedim. Sadece Danıel Odi- er'inromanrişık Yıllan'nı sinema- ya aktardım. Bir arkadaşımla kitap üserindeçalışmayB başianuşok. Ken- disi henüz 47 \aşında>ken öldü. Fil- mi onun anısına bir borçolarak yap- öm." Requiem'ın filme alınmasında rol oynayan bir başka etken de Lizbon, Tanner'ın sevdiği kent... Tanner, 1981 "de Lizbon'da Bruno Ganz'la birlikte. iki dünva. ikı kadm ve ıkı vaz- gı arasında bölünmüş bir adamın hi- kâyesini anlatan 'Danslavilleblanc- he'ı çevinr: "Evet Lizbon'u seviyo- nım. Fakat özellikle de bu yüzden 'Requiem'i çekmeye karar verme- den önce çok diişündüm. Daha önce vaphğımı vinelemek istemiyordum. Lizbon o zaman bir rasttand sonucu filmime mekânolmuştu. Yaptmcı Pa- ulo Branco Portekiz'de bir film çevir- memi teklif etmişti. Ben başrol için Bruno Ganz'ı düşünüyordum. o da kabul etti. \azılı bir senaryom yok- ru. ama bürün film bir rüva 0bi ka- famın içindeydi. Çekimlerin hergü- nü doğaçlama olarak gelişiyordu. Liz- bon'u ilk kezgörüjordum. Karakte- rimin melankoük vc hayalci yanına benzeyen havası beni hemen bü\ ûle- dL O sıralar Pessoa'yı henüz tanımt- vordum. Fakat Lizbon'da bulunan biri kaçınılmaz olarak Pessoa'dan bir şeyler alır. Onun hayali kentin üzerindedir." Ve şımdı Tanner, 'Requkm' sa- yesinde yenıden karşılaştı Pessoa ile. Kitap. şair ıle randev usu olan birada- mın kentteki gezintılenni anlatıyor. O sıcak pazann öğle vaktınden gece yarısına dek başka insanlarla da kar- şılaşıyorkitabın kahramanı. Bu insan- lann arasında mezarlık bekçisi, çın- gene. Isadora Pansiyonu'nun sahibi ya da ressam gibi hayatta olanlann yanında, arkadaşı Tadeus. babası ve İsabel gıbı ölüler de var. Pessoa. fi- nal yemeğıne dek bırakmıyor kahra- manı: ''Pessoa filmde sadece arka- dan görülmekte. Kahraman, Pes- soa'va artık onun tutkulanndan. şi- irlerinden. sırlanndan \e huzursuz- luğundan kurtulmak istediğini söy- lüvor. Pessoa'nın gölgesi de sonunda onu serbest bırakjvor." Requiem. orijinal olarak Portekiz dılinde kaleme alınmış bir roman. ttalyanca'ya Sergio Viecchio tarafin- dan çevrilmiş. Kısacası kitabi sine- maya uyarlamak. bir çev irinin çevi- risi gıbı görünüyor. Peki Tanner fıl- mı çekerken ne gibi zorluklarla kar- şılaştı? "Filmin senaryosunu. kitabı Fransızca'ya çeviren Bernard Com- ment yazdığından. 'çev mnın çev ın- sı' dedirtecek bir sorun yaşanmadL Aynca Tabucchi'yiedesürckli fikir ahş- \erisi içindeydik. Isabel'in dans et- mesı için o nneride bulundu.ancak bir vandan da benim varancılığıma en- gel olmamak için elinden geleni yap- ü. Bana.kemfimi Idtabayüzdeyüz bağ- lı hissetmem gerekmediğini. filmin içine kendi ha>akrlerimi>erleştirebi- leceğimi sövlüyordu. Küçük değişik- likier vaphm. ama bevazperdeye ta- şıdığım karakteıiertamamen kitaba airti. Ben sadeceonlara renk verdim." Randy Weston: Müzik bir yaşam deneyimi NURDANCİHANŞÜMUL Yapı Kredi Sanat Festivali kap- samında önceki akşam Harbiye Açıkhava Tivatrosu'nda Randy Weston müzıkseverlerk buluştu. Weston'a konserde Bob Trower (trambon), Billy Harper(saksofon). Neil Clarke (vurmalı çalgılar) ve Me\ Blake (kontrbas) eşlik ettı. Yaklaşık 40 yıldrr hem besteci hem de piyanist olarak müzik dün- yasında önemli bir yeri olan Randv Weston, babası savesinde Afrika'yı, yani kökenini tanımış. VVeston. "O dönemde kütüphanelerde .Afrika'yia ilgili kitaplar okurdum. Daha son- ra ise Amerika'ya gelen Afrikalı müzisyenlerie tanıştım. Afrika sev- gisu müzik aracılığıyla dışa vurdd" diye anlatıyor. Sanatçı 1977 yılında düzenlenen \e 60 ayn ülkeden sanatçılann ka- tıldığı Nijerya Festivah'ni unuta- mıyor. Weston. bu unutulmaz fes- tival sonunda "vapılan müziğin hem aynı hem de farklı olduğunun" or- taya çıktığını belırtıyor. "Müzik. insanlan bir araya getiriyor" dıyen Wr eston şövle anlatıyor: "Müzik yaptığınızda insanlann gülümsedi- ğini görüyorsunuz. Her şey insan ruhuyla ilgili. Müzik savesinde bir- birini hiç tanımayan insanlar bir araya geliyor." Bütün müzik türlerinin Afrika kökenli olduğunu belirtiyor Wes- ton: "Afrika müziğindefarklı ririm- ler bir araya gelivor. Afrika müzi- ğinin en önemli özeilikkrinden bi- ri de içinde mizah unsuru taşıma- sı. Müzik bir yaşam deney imidir \e Afrika müziğinde o insanlann de- neyimlerini buluyorsunuz. Caz mü- zisyenlerinin ilk okulu siyahlann gittiği kiliselerdir. Burada Tannyı, yaratılışı öğrenryorsunuz. Yani ruh- sal birdeney im kazanıvorsunuz. Af- rika müziği birçok müziğin temeİH ni oluşturuyor." Daha önce de Istanbul'da iki so- lo konser veren Weston yine Istan- bul'a gelmekten çok mutlu: "Tür- kiye'}e ilk gekliğimde insanlann be- nim mü/iğimi tanıy ıp tanımadıkla- rını bümiyordum. Ancak her iki solokonserim de muhteşemdL Seyir- ci ile aranızda içsel bir iletişim kuruyorsunuz." Hayatının sonuna kadar müzik yapmak ve öğrenmek isteyen Wes- ton, geleneksel Türk müziğini tanımayı ve bu motiflerden yeni besteler oluşturmayı düşünüyor. Weston, müzik uğraşının yani sıra fotoğraf sanatçısı .ArianeSmokJeren ile Gvvana'yı anlatan bir kitap hazır- lıyor. Billur Mazlumca'nın sergisi • Külrür Servisi - Bıllıır Mazlumca'nın resım sergisi Yaşarbank Harbiye Şubesi'nde 19 Haziran'a dek görülebilecek. Deniz altının nesnelerini bir metafızik öğesi olarak işleyen sanatçının resimlerinde gerçeküstücü anlayışın izlen egemen. Mazlumca, resimlerinde ışık ve gölgelerin keskin, doğal olmayan karşıtlıklannı bir araya getirerek gerçekle gerçek dışı arasındaki dönüşüme farklı bir bakış açısı getiriyor. Billur Mazlumca çalışmalannı halen Incı Eviner Atölyesı'nde sürdürüyor. Tapihçinin Muttağı'nda Edhem Eldem • Kültür Servisi - Her ayın üçüncü perşembe günü Tanh V'akfı'nın Eminönü'ndeki Bilgi-Belge Merkezi'nde yapılan "Tarıhçinin Mutfağı' söyleşı dizisinin haziran ayındaki konuğu Doç. Dr. Edhem Eldem olacak. Boğazıçi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi olan Eldem'in 18. ve 19. yüzyıl Osmanlı ekonomık ve toplumsal tarihi üzenne yayınlan bulunmakta Tarih Vakfı'nın Osmanlı Bankası tanhi araştırma projesınin yöneticıliğini sürdüren ve Osmanlı Bankası Tanhten izler Sergisi"nden hatırlanacak olan Eldem, aynı zamanda tstanbul Dergısi'nin Yayın Kurulu ve Toplumsal Tanh Dergısi'nin danışma kurulu üyesi. Tarih meraklılan bu söyleşıde Eldem'ın çalışmalannı nasıl yürüttüğünü, nasıl araştırdığını, nasıl yazdığını. tarih yazarken konuyu nasıl belirlediğini ve nelere dikkat ettiğini dinleme olanağı bulacaklar. Saint Joseph'ten heykel korosu • Kültür Senisi -Saınt Joseph Fransız Lısesi resim öğretmeni Selçuk Kızılışık ve öğrencilerinin 4 ay süren zorlu bir çalışmadan sonra ortaya çıkardıklan heykellerden oluşan sergi, 20 Haziran'a dek okulun sergi salonlannda ziyarete açık kalacak. Paganini'nin Parma'da verdiği özel bir konserden esinlenen 'Koro' sergisi için Selçuk Kızılışık ve s* oğrenci çalıştı. Rölyef-heykel kombinasyonu olarak tasarlanan ve gerçekleştirilen kompozisyonda. 7 heykel yer alıyor. Çalışmalar sırasmda okul müdürü Michel Bertet'den büyük destek aldıklannı söyleyen Selçuk Kızılışık. amaçlarının formu tanımak, ınsan vücudunun oranlannı, dokunarak. parçaları sonradan eğip bükerek detaylan ile birleştırerek öğrenmek olduğunu açıkladı. günleri• Kühür Servisi-Beşıktaş Beledıyesı tarafindan geleneksel hale getirilen kültür ve sanat şenliklerinin 8.'si yann başlıyor. 21 Haziran'a dek sürecek şenlik kapsamında halk konserlen. tiyatro gösterileri, söyleşi ve paneller, fotoğraf sergisi, Yugoslovya. Makedonya, Slovakya ulusal halk danslan ekiplerinin gösterileri yer alıyor. Ortaköy Kültür Merkezi'nde dün "Eski Beşiktaş' fotoğraflan sergisinin açılışıyla başlayan şenlik etkinlikleri. Beşiktaş Gösteri Merkezi ve Akatlar Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Beşiktaş Gösten Merkezi'ndeki etkinlikler şenlik boyunca her akşam 20.30'da başlayacak. Ortaköy sahilinde de her akşam saat 18.30'dan itibaren yerli ve yabancı halk danslan topluluklannın gösterileri yer alacak. Etkinliklerin tümü ücretsiz olarak ızlenebilecek. Eşkıya'ya büyük ödül • Kültür Servisi-'Eşkıya', Portekiz'de düzenlenen 14. Troıa Uluslararası Film Festivali'nde büyük ödülün sahibi oldu. Yönetmenliğini Yavuz Turgul'un yaptığı ve başrollerinı Şener Şen ıle Lgur Yücel'in pavlaştıklan Eşkıya'nın beğeni topladığı festivalde Jerzy Sthur En Iyi Erkek. Jodhi May En tyi Kadın oyuncu ödülüne değer bulundu. Jüri Özel Odülü. Jerzy Sthur'un 'Love Stories' isimli filmıne verildi. Bolşoy Balesi geliyor • Kültür Servisi - Dünyaca ünlü Rus bale topluluğu Bolşoy 21. 22 ve 23 Temmuz tarihlerinde İstanbul'da olacak. Yapı Kredi kültür hizmetleri çerçevesinde Açıkhava Tiyatrosu'nda sahne alacak olan Bolşoy Balesi. Kuğu Gölü de dahil olmak üzere. sezon boyunca Moskova'da sergıledığı repertuvanndan örnekler sunacak. Bolşoy ilk olarak 1989 yılında, yine Yapı Kredi Bankası"nın girişimleriyle Türkiye'ye gehniştı. BUGUN • BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ Güney Kampus Yeşıl Alan'da saat 21.00'de Fahir Atakoğlu'nun konseri izlenebilir. • AKSANAT'ta 12.30 ve 18.30 saatlerinde laser- disc'ten Mozart'ın 4 ve 5 numaralı Violin Konçertolan izlenebilir. • BORLSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 19.00'da Oya Ergün ve Osman Bayman'ın klasik müzik konseri izlenebilir. • KASİMOVA KARDEŞLER ve Erkan Oğur saat 19.00'da AKM Küçük Salon'da piyanoda Murad Adıgüzelzade eşliğinde bir konser verecek. 12. ULUSLARARASI İZMİR FESTİVALİ BLGÜN • KÜLTÜRPARK AÇIKHAVA TİYATROSL nda saat 21.30'da Cenevre Büyük Tiyatrosu Balesi izlenebilir. 26. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİYALİ BUGÜN • AYA İRİNİ MÜZESİ'nde saat 19.00'da Mariinski Tiyatrosu (Kirov Operası), Çaykovski'nin 'Maça Kızı" operasının konser yorumunu sunuvor. YAR1N • AYA İRİNİ MÜZESİ'nde saat 19.00'da Mariinski Tiyatrosu (Kirov Operası). Wagner'in 'Parsifal' operasının konser yorumunu sunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle