27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26MAYIS1998SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Cezada 'Reform' Bu mu ! Av. TL RGL T İİNAL Bahkesir Barosu ndan C eza yasalan. ülkelerin te- mel yasalanndandır ve devletlerin egemenlık haklanna dayalı olarak yapılır. Türk Ceza Yasa- sı. Cumhuriyetin ilkyıl- lannda. l Mart 1926 tarihinde kabul edilmiş ve 70 yılını geride bırakmıştır. Bu yasa yapıldığından bugüne değin. kırkayakın değişiklige ugramıştır. En bü- yük değişikliklerl 933, 1936.1971.1979 ve 1983 yıllannda yapılmıştır. Şimdi TBMM Başkanlığfnca Adalet Komis- yonuna gönderilen TCK ön tasansı ile bu kez. Ceza Yasası kökten değişikhge uğratılmaktadır. Yürü^lükteki Ceza Ya- sası biryana bırakılmış. yeni madde nu- maralanndan başlayarak dili. içeriği ve biçimi ıtibanyla >eni bir Ceza Yasası yapilmak istenmiştir. 1984 yılında yayımlanan, temel kanun- larda çalışmalaryapmak üzere kurula- cak komisyonlann kuruluş ve çalışma usullerine ilişkin yönetmelik geregi bir komisyon kurulmuş ve bu komisyon 1984 yılında çalışmalara başlayarak 1989 yılında birön tasan hazırlamıştır. Bizim bu yazımızda görüş bildireceği- miz bu tasan 1997 yılında yapılmış olan- dır. Komisyon Ord. Prof. Dr. Sulhi Dön- mezer'in başkanlığında kurulmuş. Yar- gıtay 7. Daire üyesi İsmet Kürümoğlu. Askeri Yargıtay 3. Daire Başkanı Hâk. Kd. Alb. Ersin EseroL Kanunlar Genel Müdürü Uğur Aktalay, Ceza İşleri Ge- nel Müdürü (Görev değişıkliği nede- niyle komisyon üyeliğinden aynlmış- tır) Jhsan Akçin, Türkiye Barolar Birli- ğı Temsilcısi Prof. Dr. FarukErem (Sağ- lık nedeniyle 5.3.1997 tarihinde komis- yon üyeliğinden aynlmıştır). Istanbul Üniv. Hukuk Fakültesi Öğretim Cyesi Prof. Dr. Çetin Özek (18.2.1987 tari- hinde komisyon üyeliğinden aynlmıştır). Istanbul Üniv. Hukuk Fakültesi Öğretim Cyesi Prof Dr. KöksalBayraktar.Mar- mara Üniv. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feridun Yenisey, Marrna- ra Oniv. Hukuk Fakültesi Öğretim Üye- si Prof. Dr. \L Emin Artuk, Ankara Üni- ver. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Sovaslan. Istanbul Üni\: Sıyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üye- si Prof. Dr. Duygun Yarsuvat(i!k 5 top- lantıya katılrruş. sonrakilere katılma- mış). Dokuz Eylül Üniv. Hukuk Fakül- tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahri Öz- türk, Dokuz Eylül Üniv. Hukuk Fakül- tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. DurmuşTez- can, Emekli Hâkim Tuğgeneral Asken Yargıtay eski Başkanı İsmet Onur, Ka- nunlar Genel Müdür Yardımcısı A.Tun- cer Sönmez, Kanunlar Genel Müdürlü- ğü Daire Başkanı .41i Em, Kanunlar Ge- nel Müdürlüğü Daire Başkanı F.Gülçin Durak, Kanunlar Genel Müdürlüğü Tet- kik Hâkimi MehmetAtaAtapek, Kanun- lar Genel Müdürlüğü Tetkik Hâkimi Ha- luk Çalak. Yargıtay Cumhuriyet Savcı- sı keskin kaylan. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı VlahmutAcarfllk 3 toplantıya katılmış. müteakip toplan- tılara iştirak etmemiştir) oluşmuşrur. Dikkat edilecek olursa komisyon üye- lennin sayısal ağırlığı, Adalet Bakanlı- ğı'nın elinde bulunmaktadır. Komisyonda Yargıtay tek bir üye ile temsi! edilirken. bunun dışında, Danış- tay. Askeri Idare Mahkemesi. Sayıştay gibi yüksek mahkemeler komisyonda temsil edilmemiştir. Barolar Birliği üye- si kısa bir süre temsil edildikten sonra sağlık nedeniyle aynlmış, yeni bir üye davet edilmemiştir. Komisyondan çeki- len öbür üyelerin yerleri doldurulma- mış. eksik üyelerle çalışmalar sürdürül- müştür. Bunun dışında hiçbir barodan. hukuk kurum ve kuruluşlanndan üye çağnl- mamıştır. Yine sıyasal partiler. demok- ratık meslek örgütleri, milyonlan tem- sil eden odalar, sendikalar. esnaf ve sa- natkârlar konfederasyonu. medya ku- ruluşlanna çağrı yapılmamıştır. Bunun nedeni mevcut yönetmenliğe yollama yaparak çözmektir. Anayasa ve temel yasaların çıkmala- rında. yeniden \ apılma >a da önetnli de- ğişiklikkrde bii\ ük katılımJar sağlanıak ve geniş halk katmanlanna. ulusa gjdi- lerek sonuca varmak gerekir. O\sa ülke- de y ukandaki katılım boyutlan ve ölçii- sünde. başta ana\asa olmak üzere hiç- bir vasanın kabul edilmediğini üzülerek açıkJamak isteriz. Yapılan yasaJ düzen- lemelerde ülke halkı hiç mesabesinde kabul edilmektedir. Bu yollarla >apılan yasalar vüzünden, üikedemokrasisi hu- zursuz kılınmış. demokrasimiz bir tiir- lü rayuıa oturamamıştır. Ceza Kanunu Ön Tasansı yapılması aşamasında Yargıtay Başkanlığf ndan bir görüş ahnmamış ama. Yargıtay bu dış- lanmayı onay lamayıp. Cumhurbaşkanı- na, Başbakan ve Başbakan yardımcala- nna. TBMM Başkanı ve vekillerıne. Adalet Başkanı ile parti gruplanna ön tasan konusunda raporlar sunmuştur. Yargıtay 1. Baskaru Mehmetljygun'un ön yazısı ile hazırlanan bu raporla Yar- gıtay 1. Başkan Vekilı Mater Kaban. 1. Ceza Dairesi Başkanı TürkânGiiven,2. Ceza'Dairesi Başkanı Erdem Giiyer, 3. Ceza Dairesi Başkanı Necip Deda, 4. Ceza Dairesi Başkanı SamiSeiçuk.5. Ce- za Dairesi Başkanı Namık Benli, 6. Ce- za Dairesi Başkanı Needet Muriş. 7. Ce- za Dairesi Başkanı Koparan Başai, 8. Ce- za Dairesi Başkanı M.Naci Ümw, 10. Ce- za Dairesi Başkaru ŞenerGüngör, 11. Ce- za Dairesi Sabih Kanadoğtunun görüş- lerini içeren raporlar incelendiğinde. Ceza Yasası Ön Tasansının, bırakjnız reform getirmeyi, ülkenin toplum vasa- mını allak bullak edecek hiikümler vesı- kıntılar getirdiği anlaşılacaktır. Yapılan değişıkliklere çok kısa de- ğinmek gerekirse. bu tasan birçok suç- lann cezalarını indirdiği için. devam eden davalar, biten. kesinleşmeyen da- valar, bitip de kesinleşen. on binlerce, yüz binlerce dava ve dosyalann süratle ele alınıp bu yasaya uyulması sağlana- caktır ki, bunun kısa sürede çözümünü bilgisavarlar bile beceremez. On tasanda Ceza Kanunu bulunan uluslararası bir ceza normu olan "kanu- nu bilmemek mazenet sayılmaz" ilkesi- ne istisna getirmek istenmektedir ki bu büyük sıkıntı ve hatalar getirecektir. Bu tasanda. idam cezasını kaldırmış ve bunun yerine müebbet hapis ve ağır- laştınlmış müebbet hapis cezasını getir- miştir. Ağır müebbet hapse mahkûm olan hükümlünün. yaşam boyunca tah- livesi mümkün kılınmamıştır. Tasan adam öldürme cezalannı 24 yıldan 20 yıla indirmiştir. Salt işkence cezası arttınlarak 3 yıl ceza getirmiştir. Kan kocanın birbirlerine işkencesi ha- linde bu ceza 4 yıla çıkanlmıştır. Uyuşturucu kullanma halinde. kulla- nanlann cezadan kurtulmalan için çok tehlikeli bir yol seçilmiştır. Tasan ile getirilen 251. madde ile uyuşturucu kul- lananlaryakalandıklan anda, haklann- da kamu davası açılıncaya kadar resmi makamlara başvurarak, tedavi ettiril- melerini isteyecek olurlarsa, haklannda kovuşturmaaçılmayacaktır. Yani uyuş- turucu kullananlar ceplerinde hazır di- lekçe bulundurup. yakalanır >akalan- maz polise ve savcıya dilekçelerini ver- diklerinde kovuşturma duracaktır. Cocuk düşürmede 5 yıllık bir ceza getinlirken. 12 haftadan fazla olan ge- belikte kadın çocuk düşürürse cezası bir aydır. Tasannın getirdiği en önemli hü- küm. tavanı bir yıllık hapis cezası olan bütün hapis cezalannda kovuşturma açıl- dığında, ön ödeme yapılırsa ne kovuş- turma sürecek. ne mahkemeye sevk edi- lecek ne de sabıkaya ve sicile geçecek- tir. Içlerinde tüm inkılap yasalarının ta- mamının bulunduğu suçlar. sarkıntılık. cinsel taciz, tehdit. hakaret, sövme. on dokuz günlük rapor alınabilecek tüm dövme ve darplar. devlet memurlannın ticaret yapmalan. müstehcen ve muzır yayınlar. kara para hakkında bilgi ver- meme. konuşmalann kaydedilmesi, izin- siz çekilen resimlerin yayımlanması. haberleşme özgürlüğünü engelleme, hi- leli evlenme. fuhuşa teşvik. tutuklunun kaçması. kumar. bir hakkı ispat için sah- tecilik. sahte kimlik belgesi tanzim et- mek, memurun görevini ihmali. emni- yeti suistimal. ihkak-ı hak. reşidi fuhu- şa teşvik etmek. on beş yaşından bü>ü- ğe tasaddi. hafif hırsızlık gibi. tasanda bulunan 96 madde ve aynca Ceza Ya- sası dışındaki yüzlerce, bir yıllık hapis cezası taşıyan ceza hükümlerinden. ön ödeme yapmak suretiyle kurtulunmuş olunacaktır. Ceza Kanun Tasansı. hapis cezalan yerine. getirdiği 95. maddesi> le güven- lik önlemlerinin uygulamasını getir- mektedir. Yargıç. hapis yerine. örneğin, yatınlacak teminat ile bu suçun muay- yen süre içerisinde yeni bir suç işlenmez- se kaldmlmâsını öngörmektedir. Ceza Kanunu Tasansı on bir yaş ço- cuk kavramını, on ikiye çıkarmakta me- mur deyimi içerisine uygulama açısın- dan hizmetliler de sokulmaktadır. Ge- tirilen para cezalan yükseltilmişse de her yıl artmaya dair hüküm konmadığın- dan, o da iki-üç yıl sonra değeri, caydı- ncılığı olmayan yaptınma dönecektir. Ön tasan yasadışı mafya örgütlerine gözdağı vermek için işlediği suçlarda ce- zayı artıracağı yerde cezayı indirmek- tedir. A>TII yol kalpazanlık suçîannda da izlenmektedir. Bu durum mafya örgüt- lerine, kalpazanlara prim vetmeye ya- rar. Tasanyı bu haliyle ona>r lamamız müm- kün değıldir. Savcılıklarda, bütün hukuk fakültelerinin ceza hukuku öğretim üye- leri nezdinde Yargıtay Ceza Dairele- ri'nde, Danıştay, Sayıştay, Askeri Yar- gıtay. Askeri İdare Mahkemesi nezdin- de ve aynca hukuk kuruluşlan ve demok- ratik.kitle örgütleri, odalar. sendikalar. medya ve siyasal partilerin bütün kat- manlannda, en az bir yıl tartışıldıktan sonra, toplanacak raporlar. bilim kuru- lu tarafından değerlendirilerek hazır- lanmalı ve yasallaşmalıdır. ARADA BİR MUSA SEYİRCt Analya II Klilliir Müdürü Fikret Otyam Dost, arkadaş. ağabey... Okur-yazar, yazar-düşü- nür, eleştirmen, elleri Beydağlan'nı. Urfa'da kara göz- lü kızlan, ceylanlan, şahmaranları, atları, keçileri bo- yar... Iki açık ve şeven göz. kameralann içine sığma- yan... "Makineninmerceğineyüreğınitakan"', halkı- nı seven, Harran'/ suya kavuşturan kalem... Dost, arkadaş, ağabey... Usta. 1 Anadolu sevdalısı; bütün vurdumduymaziıâımıza, aymazlığımıza karşın "Hiçe çok vermeye" çalışan. Onunla birkaç saatlık birlikteliğin keyfini çıkannak; sessizlik, fırtına, yağmur, sonra güneşler... Harran sı- cağı, tezek kokulan, Hacı Bektaş'ta semah, ceylan hızı, şahmaran çevikliğı, attınsı, keçi hovardalığı, ka- vak yelleri, çınar gölgeleri... Çağdaş bilge, yazar, ressam, fotoğrafçı/dervış... Ar- kadaş, ağabey, sevgili dost usta! Gelir misin, yetmiş iki yılını mercegin altına alalım, seni konuşalım; bo- yun büktü: "Eyvallah canlar, Hakk'a yürûmeden ya- palım bu işi!" 28 Şubat '98, Antalya Müzesi Konferans Salo- nu'nda onunla buluştuk, konuştuk. Dostlan Prof. Dr. Çetin Yetkin, Metin Demirtaş, Tayfun Talipoğlu, Saffet Uysal, Fikret Otyam'ı sözlediler. Üretmeye doymayan bu koca adam 'sağol' demek için, 'Fik- ret Otyam' adlı krtap irisi bir yaprtı kucağından, ku- cagımıza sergiledi. Türkiye Halk Bankası'nın yayımladığı Fikret Otyam yapıtı 385 sayfa ve büyük boy. Otyam'ın yetmiş iki yılı, hayat arkadaşı Rliz Otyam tarafından kaleme alınmış. Ayrıca. kitabın içınde ga- zeteci Otyam, fotoğrafçı Otyam. ressam Otyam. ya- zar Otyam ve heykel sanatçısı Otyam yer almış. Ya- nı sıra, ona yazılan mektuplar, öbür çalışmaları, re- sim ve fotoğraflanndan bolca örnekler var. (*) BirAnadolu sevdalısı sanatçının uzun yaşamını bir yapıta sığdırmak kolay değil. Ibrahim Demırel vear- kadaşlan sığdırmışlar. Yapıtı okurken, çınar serinliği- ni. ceylan kaçışını, şahmaran renkliliğini, su bereke- tini duyumsuyorsun. 'Batı Anlayışında Türk Resim Sanatı' adlı yapıtın- da Prof. Dr. Gönül Gültekin, Otyam'ın sanatını şöy- le yorumluyor: "Renkçi-lekeci eğilimin öbür usta sanatçısı, Bed- ri Rahmi Atölyesi'nden 1953'te mezun oian Fikret Otyam'dır. Öğrencilikyıllannda gazetecıliğe başla- yan sanatçı Doğu ve GüneydoğuAnadolu yöre hal- kım. onlaha röportajlar yaparâk gerçek yaşamlannı tantdı. 'Gide Gide' başlığı altında bu röportajlan ya- yımladı. 'Ha Bu Diyar' (1959) ve 'Harran ve Inp' (1961) gibi gazete yazılan ile tanındı. 1953'ten sonra Ana- dolu ınsanının içye dışyaşam gerçeklerini fotoğraf- larlabelgeledi. Fotoğraf çalışmalannı 'Memleketim- den Insan Manzaralan' adlı Ankara ve Istanbul ser- gileriyle ortaya koydu (1975). Böylece Fikret Otyam, öncelikle fotoğraf sanatçısı olarak tanındı.(...) Cumhuriyet gazetesinden emekli olduktan sonra (1979)yoğun biçimde resim çalışan sanatçı Güney- doğu Anadolu insanının yaşamını destansı bıryak- iaşımla ve içtenlikle ele aldı. Lekeci eğilimınde be- yaz tutkusu, hemen her yapıtında beyazın geniş alanlarda değeriendirilmesiile tabloda egemen ola- rak kullamldı ve beyaz leke anlatımında yoğun bir re- simsel öğe oldu." Sevgili Otyam ağabey, Cumhuri- yet gazetesindeki yazjlarının güzelliği hâlâ bende sı- cak bir ekmek tazeliği ile duruyor. (*) Fikret Otyam Türkiye Halk Bankası Kültür Sa- nat Yayınlan, Ankara 1997, s: 385 Almanya'da Aşın Sağ EFGAN CANŞEN (*) A Imanya'nmdoğusunda bulunan Sachsen Anhalt e>aletinde ger- çekleşen meclis seçimlerinde, Alman aşın sağı büyük güç ka- zandı. Gazeteler bu olayı, Al- manya'nm olay karşısmdaki şaş- kınlığı olarak verdiler. Bu sonuç gerçekten de şaşırtıcı bir sonuç mu? Sachsen Anhalt meclis seçimlerinde karnuoyu yokj»malannın üzerin- de bir başan kazanan D\'U (Deutsche \blksu- nion) Türkçesi Alman Halkının Birliği partisi- nin başkanı ünlü Rus faşisti Jirinovski'nin can dostu, Alman nasyonal sosyaiist çevrelerinin renkli simasi Gerhard Frej'dır. Frey. başta Deutsche Natıonal Zeitung (Alman Ulusal Gazetesi). Deutscher Anzeiger (Alman Gazetesi), Deutsche Wochen Zeitung (Haftalık Alman Gazetesi) olmak üzere, birçok kışkırtıcı nasyonal sosyaiist gazete ve derginin sahibidir. Bu yüzden a şm s a | basının imparatoru olarak anılır. Frey, politikaya adım attığından bu yana kendisine ait olan bu gazete ve dergileri rümüy- le kendi siyasal kariyeri yaranna kullanmakta- dır. Alman muhafazakârçevrelerde (CDU /CSÜ) pek sevilmeyen Gerhard Frey. neonazi gnıplar arasında çok tutulmaktadır. 70'li yıllarda Ger- hard Frey'in popülist yaklaşımlanndan bıkan NPD (Alman Ulusal Partisi) onun partiye giri- şini dahi yasaklamıştı. NPD'nin Alman aşın sa- ğı için söylence (efsane) olan liderlerinden Adolf von Thadden 25 Ocak 1971 tarihinde yayımla- nan Der Spiegel dergisine verdiği demeçte onun için "Bu tabut çivisinüı benim için hiçbir değe- ri yoktur"demiştir. Sonralan NPD'nin hızlaçö- zülüşü. Sosyal Liberal Koalisyon tarafından ger- çekleştinlen ünlü "Doğu anlaşmalan" DVU'nun yandaş sav ısını >e Frey "in popülaritesini bir hay- li artrırdL Bu ilgiden destek alan Fre\, D\Tf'ya ek olarak Aktion oder Neisse", "Ehrenbudel Rudel'',Initiative Auslaenderbegrenzung (Yaban- cıların Sınırlandınlması (lnisyatifi), "Aktion Deutsches Radio und Fernsehen (Alman Rad>o veTelevLAon Hareketi), "DeutscherSchutzbund fiir \olk und Kultur (Alman Halkının ve Kültü- rünün Korunması Birliği)", "Volksbe>vegung für General Amnestie (Genel Af İçin Halk Ha- reketi" adlı propaganda örgütlerini kurdu. Frey ve cemaatinin sloganlan "Almanya Almanla- nndır!, Yaşam Komnmalıdır. Kürtaja Ha>ır!,Ya- bancıiara Haj ır.', Altı MtKonluk 'V'ahudi Valant- na Son!, Almanya İçin Savaşanlara Af! (Burada yasaklı olan nasyonal sosyaiist demek ve kişi- ler kastediliyor). Avnıpa Birliği, Fransız ege- menliğindeki Almanya'yı eritme birliğidir! Al- man parası üzerindeki Alman egemenliği teslim edilmemefidirPolarak verilebilir. Busloganlar aynı zamanda parti ve derneklerin, yayın organ- lannın da temel felsefesini açıkça ortaya koy- maktadır. Ikinci Dünya Savaşı'ndan 6O'lı yıllara kadar ideolojik ve örgütsel olarak toparlanma süreci- ne giren Alman aşın saği, özeliikle 6O'lı yılia- ra gelindiğinde Almanya'da meydana gelen en ufak bir işsizlik vs. gibi en ufak bir toplumsal çalkantı da Alman halkının ilgisini üzerine çe- kebilmektedir. Temelinde anti-semitizm (Yahu- di düşmanlığı) ve farklı olana karşı olma öğe- lerini banndıran Alman aşın sağinın karşı oldu- ğu bugünkü iki ana hedefi Almanya'dayaşayan yabancı işci suuA ve Avnıpa Biriiği'dir. lşsizli- ğin de çevre kirlenmesinin de nedeni yabancı iş- çiler olarak gösterilmektedir. Sınırlann ortadan kaldınlması. ortak para politikalanyla supra- nasyonal (uluslarüstü) bir konuma girecek olan Avnıpa içerisinde de önemlerini yitirecekleri korkusuyla Avnıpa Birliği'ne de karşı gelmek- tedirler. Alman hükümeti de aşın sağ hareketlef ko- nusunda dışanya kar&ı her zaman ikili bir tavır sergilemektedir. Bir yandan âşın sağ terörü la- netler görünüp öte yandan bu düşüncenin polis örgütü ve ordu içerisine dahi sızmasına gözyum- maktadır. Almanya'da yaşayan yabancılara he- men hemen her yerde aynmcılık yapılmakta, sı- ğınmacılann (mültecilerin) yaşadıklan yurtlar nasyonal sosyalistler tarafından basılmakta. ya- kılmaktadır. Insan haklan ve demokrasi konu- sunda kimselere söz bırakmayan Almanya, tüm bu gelişmeler karşısında kayıtsız kalmaktadır. Sonuç olarak Sachsen Anhalt"ta yapılan mec- lis seçimi sonucunda DVU'nun başansı şaşırtı- cı değıldir. Esas şaşırtıcı olan. Alman halkımn en ufak bir toplumsal çalkantıda hemen Alman aşın sağına dönebilmesidir. Almanya içerisinde yıllardır yandaş îoplamak için milyonlar akıtan Frey. çalışmalannı tüm kamuoyunun gözleri önünde sürdürmektedir. Sadece Gerhard Frey ve DVU değil. bugün Almanya'da "Yeni Sağ" adı altında. "Nasyonal sosvalist bir zenci. bizim için bir komünistten daha faydaüdır" düşüncesi ile hareket eden gruplaşmalar söz konusudur. (*) İstanbul Üniversitesi tktisat Fakültesi Uluslararası tlişkiler Doktora öğrencisi TARTIŞMA Müzecilerin Yorgun Umudu... 1 8-24 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Müzeler Haftası'na bu yıl da çözümlenemeyen "iicret eşitsizKği" sorunu ile girildi. Parasal iyileştirme amacına dönük olarak 1987"de çıkanlan Kanun Hükmünde Kararname kapsamıntn aşamalı şekiide genişletileceği sözü yine aynı yıllarda ilgililerce verilmiş olmasına karşın tahsis edilen Teknik Hizmetler Sınıfı kadrolanndan prehistorya, protohistorya ve klasik arkeoloji bölümü mezunlan dışındaki müze uzmanlan 10 yılı aşkm bir süredir yararlanamamaktalar. Geçen yıllar ıçinde hukuksal yollan tüketen müzecilere Danıştay. uygulamanın yanlış olduğu. ancak tek çözümünün Kanun Hükmünde Kararname kapsamının genişletilerek sanat tarihi, filoloji. antropoloji ve etnoloji gibi bölümlerden mezun olanlann da kanun maddesi kapsamına alınması gerektiği konusunda dikkat çekmişti. Yıllardır müzakerelerde tartışılmaktan yorgun düşülen "mağduriyet"in özünü görmezlikten gelerek sorunu mesleksel bir çekişme basitliğinde algılamak aslında ne yazık ki kültüre ve onun uzantısında bilime hangi göz ve perspektif içinde bakıldığı ile doğrudan ilgilidir. Bu konuda düşündüğümüz ya da söylediğimiz her şey birey olarak bizi. ülke olarak kültür politikamızı' tanımlayacaktır. Birbiriyle iç içe geçen ve birbirini bütünleyen bu formasyonlann işlev selleştiği yegâne yerlerden biri müzeler... Kültürün insanla haşladığına binlerce yıl öncesinden tanıklık edilen bu kurum larda. insanoğlunun daha iyiye sahıp olabilme gayretlerinin somut ve kronolojik kalıntılan korunup saklanırken aynı talebi günümüz insanında anlayışla karşılamak niçin bu kadar zorolsun. İrfan Kuruüzüm Kültür-Sen Ist. Şb.Bşk. Yön. Kur. A. ERDEK ASLİV E HUKUK MAHKEMESİ 1996 78 Davacılar Fatma Gülcan vs. vekıllen tarafından davaiılar Süleyman Ağa vs aleyhlenne açtıjı miktar tezyıdt davasının yapılan açık duruşması sırasmda: Oa\a konusuErdek ılçesı Poyrazlı köyunde kaın vetapunun 7 4 1934 tarıh 921 sırasında kayıtlı bulunan taşınmazın mıktannın arttınlması için mahkememize açılan da\anın dı- lekçesi. davalılardan olan ve halen Erdek ilçesı Paşahman adası Poyrazlı köyünde ıkâmet ettığı belırtilen Süleyman Ağa adına bugöne kadar dava dilekçesı teblıg edıfemedıgınden. adı geçen davalmm mahkememızde yapılacak olan 5.6 1998 tanhlı duruşmada hazır bulunması veya kendısını vekılle temsil ettırmesı ıçın ışbu ılan yazısının ılan edıldıgı tarıhten ıtıbaren 15 gun sonra teblıg edılmış sayılacagı. duruşmaiara katılmaması halinde yoklugunda durusma yapılarak karar verilecegı ı'ıanen teblığ olunur. I İ.J.1998 Basın: 13166 Radyonuzu aydınlığa, demokrasiye, Cumhuriyet'e ayarlayın. PENCERE Uç Vurgulama... Ne zaman toplumdan "Sosyal adalet istiyo- ruz" çığlıklan yükselse, hinoğlu takımı, eski te- raneyi temcit pilavı gibi fırına verir: "Fakirliği mi paylaşalım?.." Eskiden sosyal adalet isteyenleri uyutmak için ünlü bir fıkra yinelenirdi: ingiliz Işçi Partisi'nin ileri gelenlerinden birini lüks otomobiline binerken gören bir emekçi: - Maşailah, demiş, bizotobüse talim ederken, senin işin gıcırında... Hinoğlu yanıtlamış: - Benim otobüsebinmemiçin değil, senin oto- mobile binmen için çalışıyorum... Öykü eskidir; dünyada o günden bu yana "varsıl-yoksul" uçurumu derinleşti; 1990'lann başında ortaya atılan YDD (Yeni Dünya Düzeni) ideolojisi "zengin-fakir" ikilemini keskinleştiri- yor. Sosyal adalet ilkesi fakirliği paylaşmak anla- mına gelmez, çünkü "eşitlik"ten değil, "ada- tef'ten söz açıyor; "hakça paylaşım"m adı üs- tünde değil mi!.. • Gokdefenlegecekondu arasında beynamaz ka- lan Türkiye'de "durum vaziyeti" acıklı... Alafranga-Arabesk her yanda geçerli... Gazetelerden bir haber: "Fazilet Partisi ve CHP'nin ardından, DYP de Tansu Çiller'/n talimatıyla Ricky Martin 7n ün- lü şarkısı 'Une Dos Tres'in peşine düştü. Ricky Martin'in şarkısını seçim meydanlarında çalıp söylemekiçin harekete geçen DYP'liler, şarkı- nın telifhakkını 50 milyara satın alıp Türkçe söz yazdırdıktan sonra, partipropagandası için kul- lanacaklar." Ricky Martin Türkiye'de politikaya atılsa, lider- liği kaparmıydı?.. YDD (Yeni Dünya Düzeni) ideolojisiyle Türki- ye'deki kafalar öylesine yıkanıp çitilendi ki ya- kında liderlerimizi de dışardan getirteceğiz. Çağ- daşlaşmayı Alafranga-Arabesk ile bir tuttuğumu- za göre neden olmasın!.. Hem Ricky bizim için biçilmiş kaftan... Soyadına baksana: Martin!.. "At Martini" türküsünü çığıra çığıra bugünle- re varmadık mı?.. Bundan böyle de şarkısını söyleriz. • Çok partili rejime geçtikten sonra Türkiye'de sol düşmanlığı doruğa çıktı. Solcu dedin mi, at içeriye... Vur kafasına!.. Kırk yıl böyle geçti; ama irtica ile işbirliği ya- parak sandıktan çıkan sağcılar, devleti dincile- re kaptıracak kerteye gelince, ne yapacaklannı şaşırdılar; bugün vardıkları yerde de mürteci de- din mi vur kafasına!.. Peki, neolacak?.. "Minarelersüngü, kubbelermiğfer, camilerkış- /a"mıolacak?.. "Tan'kat-siyaset-ticaret" üçlemesinde her ca- miyi dînciliğin politikadaki şubesine dönüştür- mek isteyen irtica ortaklığı, külahını önüne ko- yup düşünmeli; camiyi, kubbeyi, minareyi rahat bırakmadan siyaset yapılamayacağını anlama- lı!.. Türkiye. uzun ve ince bir yola giriyor... Nedir o yolda geçerli olan: , Politikadan annmış din... Dinden annmış politika!.. llımlısı ya da ılımsızı yok bunun; Allah'ı, Mu- hammet'i siyasete karıştırmayacaksın, o ka- dar... TEŞEKKUR Biricik oğlum Mert'i Haznedar Hastanesi'nde başanlı bir operasyonla sağlığına kavuşturan KBB uzmanı Op. Dr. SİNAN YÜCEL'e Anestezi uzmanı Dr. MUHİTTİÎV KÜLLÜ'ye yakın ilgi ve dCsteklerini esirgemeyen değeri i can dostlanm Op. Dr. ARMAĞAN ÖZEL'e, Op. Dr. GIYASETTİN BLDAN'a, hastanenin tüm doktor, hemşire ve personeline yürekten şükranlarımı sunanm. Dt. SAİT \1LDIZ Özel Musevi İlköğretim Okulu veLisesi'nde 1998-1999 eğitim-öğretim dönemi okul ücretleri belirlenmiştir. Anaokulu (Yemekli) 1.250.000.000.- TL ilköğretim (1,2) YemekJi 1.100.000.000.- TL ilköğretim (3.4,5) 860.000.000.- TL İlköğretim (6) 1.100.000.000.- TL Orta-Lise (6,7.8.9,10.11) 1.200.000.000.- TL Cumhuriyet 1 O7.4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle