24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 1998 PAZARTESİ HABERLER Sinan CeMgH'den Kaypakkaya ya, YıısufAslan'danDeniz Gezmiş'euzanan biryolculuk... 31 Mayıs 1971 günkü 13.00 haberierinde. Cihan Alptekin ile Ta\fur Cinemre adh gençlerin Tekirdağ'da jandarmalar tarafından yakalandığı açıklanır. Fotoğraf, Cihan Alptekin ve arkadaşlanm ODTÜ'de bir miting sırasında göstemor. Onlar sizhıiçinöldivddvonun 31 Mayıs 19^1 Pazanesi günkü 13.00 ha- berlerinde peşpeşe ikı ha- beryav.ımlanır Birincı ha- berde. Adıyaman'ın Göl- başi ılçesı Inekli köyünde jandarmalar- la girdigı çarpışma sonucu ÖDTÜ öğren- cisi Sinan Cemgil ile Alpaslan Özdoğan \e Erzurum Ataturk Ünhersıtesı öğren- cisi Kadir Manga'nınöldürüldüğü. \1us- tafa Yalçmer' ın yaralı. HacıTonak"ın da sağ yakalandığı açıklanır. lkincı haber- de ise. Cihan Alptekin ıle Ta>fur Cinem- re adlı gençlenn Tekirdağ'da landarma- lar tarafından yakalandığı açıklanır. Ay- nı gün gazeteler. "İkincrve "Yıldınm" baskılar yaparak. sekız sütuna manşet \ebüyükfotoğraflarlaolaylanaktanr O sırada Mamak Askeri Cezaev ınde tutuk- lubulunan NuranAğımash v c ODTL Mi- marlık Fakültesı öğrencisı A>ten Cana- tanile Maltepe'deki bırevde Sibel Erkan'ı rehin tutan MahirÇayan \ e Hüseyin Ce- vahir. dınledıklen radyo haberlennde Sinan Cemgil'ın öldürüldüğünü öğre- nince. sınirlenırvedönemin ıktıdannaha- karet eder. Denızlı'nın Bünyan ılcesın- de oturan Yazıcıoğlu ailesı de damatla- nmn öldürüldüğünü duyunea saps+lır. Çok sevdfklen Sınan'ın duvarda aSılt duran fotoğraf ına bakarak ağlayan Yazı- cıoğlu aılesi. duvarda asılı olan yaprak- lı tak\ ımın yaprağını o günden sonra ko- paramaz. Tak\ım. 31 Mayıs 1971 tari- hınden ıtıbaren kopanlmamı^ olarak ha- len duvarda asılı durmaktadır. Haberle- n radyodan dınleyen ve gazetelerden okuyan bınlerce aıleden bmsı de Cem- gil ailesıdir. Oğullan Sınan'ın öldüğünü bu şekılde e\de radyoda öğle haberlen- ııı dınlerken oğrenen Cemgil ailesı. Adı- yaman Yalısı NazmiÇengelciile Gölba- şı JandariTia Kumandanlığı'm telefonla arayarak olay hakkında bilgi alır. Yaptı- ğı telefon görüşmelerinden sonra Ad- nan Be>, "Evet. dedi, e\et Nazıfe. oğlu- nıuzu öidürdüler_ Öldürdüler onu_ Ger- çek btugercek!" Olayın doğruluğunu öğrendikten son- ra Adjıan Cemgil. Nazıfe Cemgil \e aı- le dostlan Orfaan tyiler. Sinan'ın cena- zesını almak ı^ın uçakla Istanbul'dan Malatya'ya. oradan da birtaksi ıle Göl- başı ılçesine gıderler. Emekli albay Yü- maz Erkekoğlu. bu konuyu şöyle anlat- mıştır. "İnekHköyünde31 Mayıs 1971 ta- rihindc me\ dana gelen silahlı çatışmada ölen Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Al- paslan Özdoğan'ın ailelerine eenazeteri- ni alıp almavacakları şeklinde Gölbaşı Cumhuriyet Savcıuğfnca tel çekilmişti. Geldiler!. Teslim-TeseUüm ile ilgilie\rak- lar inızalandL İllerarası cenaze nakil mü- saade belgeleri ve diğer prosedür bitti. Dinen \e usulen baş sağlığı dilendi. \e ce- nazeter sahiplerine teslim edildLOğlunun cenazesini teslim aldıktan sonra Adnan CemgiL bir konuşmayapü. Hatıriav abil- diğim kadar içeriğj şö> leydi: -Ben varlık- lı bir aileden geliyorum. Kendim öğret- meninı. Ekunomik durumum oldukça i\ idir. Oğlunıu en i> i şekilde vetiştirdim. En i\i okullarda okuttum. Ûlkenin en güzide üniversitesi olan Orta Doğu Tek- nik Lnhersitesi'nde okmordu. Hiçbir şe>eihti>acı voktu. Bu sonuçolmasa vük- sek mühendisçıkacak \e o da \arlıklı bir hayat yaşayacaktı. Fakat o sizin i> iliğiniz için öldii. Bunu bilesiniz di>e sö\lü>o- rum, dedi. Kö\lülere baktım. Biraz ön- cedikkadice dinkdikleri Adnan Hoca'nın sikü bitince, başlarını öne eğdiler." Sı- nan'ın cenazesı teslim alındıktan sonra, lstanbul'a getmhrken. yağmur s agmak- tadır. Nazıfe Hanım, yağmur yağmaya başlay ınca. "Oğlum ıslanacak" diye dü- şünür. ADNAN CEMİL BEY Sinan Cemgılınbabası Abdullah Ad- nan Efendı. 1909 vılında Tıcaretı Bah- riye Mahkemesınde memurluk yapan baba ile e\ kadını olan bir annenın ıkin- ci erkek çocuğu olarak Istanbulun Fa- tıh ılçesine bağlı Ze\rek'de doğmuştur. Üç kuşak Istanbullu olan Abdullah Ad- nan Efendf nın annesının babası Hacı .AIiEfendiCankın'nın Bavramören ılee- sınden. babasının bu\ uk babası Hacı.^h- met Efendl (, ankın'daıı gelerek Ktanbul'a yerle^mı^. Hacı Alı Efendı baklıyattıca- retı yapan bir esnaf. Hacı Mımet Efen- dı "MumcularKethudasrymış. \'arlık- lı olan aılelenn durumu I. Dünya Sava- şı sırasında bozulmaya ba^lamış. Çocuk- luğu Zey rek'te büy ük bir konakta geçen Abdullah Adnan Efendı. babası Cemıl Bey'ı 1920 vılında küçük yaşta kaybet- tikten sonra. Adnan Cemıl Bey olarak çağ- nlır Ekonomık sıkıntılarnedenıyle. ilk. orta ve lıseyi değişik okullarda ve nor- mal sÜTelennderı daha fazla okuyan Ad- nan Bey. Kabataş Lısesı'nde okurken. 1928 yı'lında, Faruk Perek, Nazif Balcı- oğlu, Muhtar ısımli bir arkadaşı ve ikı KJ- nmlı karde> ıle. "Yükseliş Yotu Birligi*' adındabırdernekkurar Dernek içın.Ta- vukpazan'ndabirhanınodası kıralanır. Derneğin amacı şudur: "Memleketi ba- nran ahlaksı/lıktır. Ahlakı yükseltirsek memleket kurtulur." .\maclanni gerçek- lestırmck ıçın tahsillerini bitirdikten so- ra köy lere gıdılecek ve halkın ahlakı yük- seltilecektır Fakat. demeğin ömrü uzun olmaz. Kısa sürede dağılır. Kabataş Li- sesını beş yıldabitiren Adnan Cemil Bey. 1932-1933 öğretim döneminde ilk önce gıder, Mekteb-i Mülkiye'ye kaydolur. Fakat oradan aynlır. gider Istanbul Da- rülfünun Edebıyat Fakültesı Felsefe bö- lümüne kaydolur. Bu öğretim dönemin- do. Felsefe Bölümüne kaydolan öğrenCilerara- sında Nazıfe Müren (Cemgıl) de vardır. Is- tanbul Danilfünun 31 Temmuz 1933 te kapa- tılır ve 1 Ağustos 1933 te Istanbul Üni- versitesi açılır. Böyle- ce. binnci sınıfa darül- tünunda başlayan öğ- rencıler. ikincı sınıfı Is- tanbul Üni\ersitesi'nde okur. Adnan Cemil Bey. darülfünun öğrencisi ıken Edebiy at Fakülte- si Talebe Cemiyetı'ne üye olur \e cemiyetin düzenlediğı etkınlikle- re katıhr. Adnan Cemıl Bey. Edebnat Fakülte- sının deleaesi olarak Mılli Türk Talebe Bir- hği'nın (\1TTB) 10 Mart 1933 Cumagünü yapılan secımlerine ka- tılır ve MTTB idarehe- yetine seçilır. Yeni ida- re heyetının aldığı ilk kararİardan binsi yayın çıkartmaktır. Yayın işle- n%Ie uğraşmak üzere bir komıte kurulur. Bu ko- mitede Adnan Cahit Ötüken. Adnan Cemil. Şevki Erker.N ecmi Ateş \ e Abidin N esimi görev alır. K.omıte. "Birlik" isımli bir dergi çıkartır. Adnan Cahıt Otüken ile Adnan Cemıl Bey. ço- cukluk arkadaşıdır. Ad- nan Cemıl Bey. MTTB'nınldareHeye- tine seçıldikten kısa bir büre sonra Bulgaris- tan'ın Razgrat şehrinde meydana gelen olayla- rı protesto gösterileri y apılır. Razgrat şehrin- de beledıye. şehiryollanm genişletme ka- ran \enr ve Türk mezarlığından da bir cadde geçınr. Ölülen başka yere naklet- meden kazı yapıldığı için, ölü kemikle- n de meydanda kalır. Olayın, Türk ga- zetelerinde \ ayımlanması üzerine başta yükseköğrenim gençleri olmak üzere toplumda büy ük tepkiler meydana gelir. O dönem CHP Istanbul Mutemeti olan Cevdet Kerim, MTTB yöneticilerini ça- ğınr v e onlara, "Bu işte büyük bir oyun dönüyor. Polrtik bir mesele çıkabilir. Bir hareket vapmaym. Biriiği kapatınz" der. Fakat. 20 Nısan 1933 Perşembe günü, Razgrat şehnnde meydana gelen olayı protesto etnıek amacıyla üniversite öğ- rencılennın de katıldığı büyük bir gös- teri yapılır. Gosteriler sırasında polisle gös- tericıler arasında çatışma çıkar ve 80 ki- şı gözaltına alınır. Gözaltına ahnanlar arasında Adnan Cemil Bey de bulun- maktadır. Gözaltına alınanlar Sultanah- met Cezaev ıne götürülür. O sıra Nâzım Hikmetde Sultanahmet Cezaevi'nde tu- tuklu bulunmaktadır. Nâzım Hıkmet ve komünıstler. cezaevi avlusuna voltava çıktıklannda. bütün mahkümlarda. "ko- münistler nasıl adamlardır?" dıye. on- ları sevreder. Adnan Cemil Bey de. bu dönem. "komünistler kötü adamlardır" diyekomünızmekarşıdır Fakat şaırola- rak Nâzım Hikmet'ehayrandır Nâzim'ın şıırleri herkesın dilındedır. Adnan Cemıl Bey. gözaltında bulunan dıger arkadaş- lanyla birlikte Ktanbul Bas.savcısı Kenan Önertarafından sorguya çekılır. Sorgu- da.dahaçok."\caba politik olarak >nrt- dışı güçleree tahrik edilenler \ar mı?" dıye araştınlır Gözaltında bulunan oğ- renciler. 25 Nısan Salı günü serbest bı- rakılır. Cumhunyet rejımınin kurumlaş- ması amacıyla 28 Haziran 1934 tarihin- de çıkartılan bir yasa ile efendi. bey ve paşa gıbi bütün rütbeler kaldınlır. yeri- ne I Ocak 1935 tarihine kadar herTürk'ün bir aile adı bulması zorunluluğu getıri- lir. Adnan Cemıl Bey, soyismı kanunu- nuna uyarak babasının ismınden aynlma- mak için •'Cemil" olan soyısmini "Cem- gil" olarak devam ettırir "Tarihi Mater- vali/mle Durkheim Sosvolojisinin Mu- ka>esesi" başlıklı, 24 sayfalık lisans te- zinı vererek. 1935 yılında felsefe bölü- münden mezun olan Adnan Bey, birburs vJU 1 LJ öğrencisi Sinan Cemgil ile Alpaslan Özdoğan ve Erzurum Atatürk Universitesi öğrencisi Kadir Manga, Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesi İnekli köyünde jandarmalarla eirdiği çatışma sonucu 31 Mayıs f971'deöldürüldü. kazanarak doktora yapmak amacıyla 1936 yılında Paris'e gider. Bir süre Pa- ris'te kalan Adnan Bey. uzun bir tren yokuluğundan sonra gezmek amacıyla Sovyetler Birlıği'ne gider. Moskova'da Kremlin Sarayı'nın karşısında bir otel- de kalan Adnan Bey. Moskova'da başta Lenin Mozolesi olmak üzere bir çok ye- ri gezer. Şaır Aragon'la tanışır. Nâzım Hik- met'ın "Taranta Babu" şıırinın bir kıs- mını çevırerek. Mosko\f a'da yayımlanan. "'Litterature International** dergisine 21 ruble karşılığında satar. Lenıngrad ve Odesa'yı da gezen Adnan Bey. Ode- sa'dan bir vapura binerek lstanbul'a ge- lir. Istanbul'da iş bulamayan Adnan Ce- mıl Bey. annesini yanına alarak. 1938 Ka- sım'ında Ankara'ya gider. Aile. enışte Hü- se>in Kadri Be>'in Dikmen'dekı ev ınde oturmay a başlar. Çalışmak için Mıllı Eğı- tım Bakanlıgı'nabaşvuran Adnan Bey. 29 Mart 1939'da Ankara Erkek Sanat Okuluna öğretmen olarak tayın edılır Adnan Bey. daha sonra sırasıyla, Anka- ra Musikı Öğretmen Okulu ve Ankara Atatürk Lisesi'nde görev yapar. NAZİFE HANIM Nazife Hanım. büyük bir aile çevre- sine sahip Babası Erzurumlu Gemal- mazoğlu'lanndan. annesi Lütfıye Hanım Çemışgezeklı. Anne tarafı Akkoyun- lu'lann uç beylennden. Büyük arazı ve eıftlıklere sahıp olan aileden Lürfiye Ha- nım'm babası lstanbul'a taşınmış. Şeh- zadebaşı'nda oturan aile. halı ticareti ile uğraşıyormu>. Lütfiye Hanım'ın ikı kız. ıki erkek kardeşı varmıs Nazıfe Ha- nım'ın babasının babası ıse de\let me- muru. Defterdarlık görev ı yapıyor. Na- zife Hanım'ın babası Cemal Bej, Istan- bul Hukuk Fakültesi'nı bitirdikten son- ra, 16 yaşındaki Lütfiye Hanım ile ev le- nıyor. Sav cı olan babasının tayını Amas- ya'ya çıkıyor. Sınan"ın annesi Nazife Hanım, hukuk- çu bir baba ile ev kadını bir annenin ilk çocuğu olarak 1913'te Amasyada Yeşi- lırmak'ın kenannda bir evde doğmuştur. Cemal Bey. 1914 yılında Maraş'a daha sonrada AğırCezaReisi olarak Muğla'ya tayin edilir. Aile geldiğınde Muğla. ltal- yan \e Yunan ışgali altmdadır. Mustafa Kenal önderlığınde. Kurtulus. Sav-aşı başla- mıştır. Kurtulus Sa\a- şınadestek olmak ama- cıyla işgalcilere karşı Türkıye'nın herbölge- sınde Kuvay-ı Milliye komiteleri oluşturulur. 15Kasıml919Cumar- tesi günü, Kurşunlu Ca- mi av lusunda toplanan Muğla halkı. Yörük AB Efe ıle 7 5 zeybeğinin denetimınde Muğla IV. Kuvay-ı Mıllıye Komı- tesi'ni seçer. Komıte şu kişilerden oluşturu- lur;AksehirfeadeMeh- met Hilmi Efendi (Ge- nel Başkan), Hamza Be\(Üye), Müftüzade Sadettin Be> (Üye), AgırCeza Reısı Erzu- rumlu Cemal Bev (Üye), Bekir Ağa (Üye), Şerif Efendi (Üye). Mercanzade HaimdiBey (Üye). Ha- cı Abdurrahmanzade Ethem Efendi (Üye), DüğerekliHafizMeh- met Efendi (Ü yel.Ka- rahafızoğlu Hakkı Efendi (Üye). Kökçü- zade Osman Efendi (Üye). Hacı Arapzade Mehnıet Ali Efendi (Üye). 1919 Aralık ayında komite yeniden seçilir ve Cemal Bey. IV. K.uvay-ı Milliye Başkanı; yani, Sınan'ın anne tarafından dedesı bir gerılla komutanı olur. Cemal Bev. Muğ- la IV. Kuvay-ı Milliye Reisi olarak işgalci güç- lere karşı halkı örgütle- meye başlar. Cemal Bey. zaman zaman kay- bolur gider. geri döndüğünde dav ul-zur- na ıle karşılanır. Cemal Bey. Muğlaböl- gesınde halkı işgalcilere karşı örgütlemek için bölgeyi dolaşırken. Lütfiye Hanım da. ev inde komşu kadınlarla işgalcilere karşı savaşan Kuvay-ı Milliyecilere el- bise diker. Cemal Bey. bu çalışmalan yaptığı bir sırada Muğla'dan Aydın'a ta- yin edilir. Fakat Aydııı ışgal altında ol- duğu için aile, Çıne'ye taşınır. Cemal Bey. işgalcilere karşı mücadelesine Çi- ne'cje de devam eder. Bu dönem, Ay- dın'da Yunan işgaline karşı direnenler- den bırisı de Ittihatçılardan "Galip Ho- ca" takma adıyla tanınan Celal Bayar dır. 2 Eylül 1922"de Aydın Yunanhlar tara- fından tamamen yakılır. 7 Eylül günü A> dm. 9 Eylül günü lzmir işgalcılerden kurtarılır. Safha safha Kurtulu> Sava- şı'nı görmüş, yaşamışolan aile. bundan sonra. One'den Aydın'a gelir. \h\ kar- deşın en büyüğü olan Nazife Hanım, il- kokulu -Kydın'da. ortaokulu İzmır'debir Fransız okulunda yatılı okur. lzmir Kız Lısesı'nı yatılı öğrenci olarak okuyan Nazife Hanım. 1932-1933 öğretim dö- neminde Istanbul Universitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne kaydını yap- tınr. Unıversıte öğTencıliğı boyunca dü- zenli olarak L' Humanıte gazetesını okur. Şurlerinı çok sev dığı ıçın Nâzım Hıkmet'ı görmek amacıy la. Sultanahmet Adliye- sı'ndekı duruşmasına gıder. Fakat adlı- yede. Nâzım Hıkmet'ın duruşmasını iz- lemek ısteyen kalabahk bir topluluk ol- ması nedenıyleduruşmakapalı celse ya- pılır. 1936da ünıversıteden mezun olan N azife Hanım. bir bayan arkadaşıyla Al- manya'ya gezmeye gıder 3 ay Alman- va'da kaldıktan sonra Türkıye'ye dönen Nazife Hanım, Ankara'ya giderek Mil- lı Eğitim Bakanlığı'na öğretmen olmak için başvurur. Nazife Hanım. Ankara'da Kız Meslek Yüksek Öğretmen Okulu'na öğretmen olarak atanır. CEMCİL AİLESİ Felsefe bölümüne aynı dönem kayıt olan ve aynı bölümü bitıren Nazife Ha- nım ile Adnan Bey, aynı dönem Anka- ra'da öğretmenlık yapmaktadır. Adnan Cemgil ile Nazife Müren. bu arkadaşlık- lannı, 19 Temmuz 1941'de Ankara'da ev hğe dönüştürür. Adnan ve Nazıfe Cem- gil'fn ilk çocuklan Dttmnıl. 1942 yrltn- da doğar. tkinci erkeKçocuklan^ 15 Ka- sım 1944 Çarşamba günü Istanbul'da doğar. Cocuğa Sınan ismi venlır. Adnan Cemgil. bir aydın olarak ılkelerindenta- viz vermedıği ıçın egemen güçlerin çok yönlü baskılan altmdadır. Türk Banşse- verler Derneği kurucusu olarak Kore'ye asker gönderilmesını protesto eden bil- diri dağıttığı için Adnan Bey. arkadaşla- nyla tutuklanır. Adnan Cemgil'e ege- men güçler tarafından yönelen baskılar. ögretmenlik yapan eşı Nazıfe Hanım'a da, doğrudan ya da dolaylı olarak yan- sır. Ankara da öğretmenlık yapan Nazi- fe Hanım. Ankara II. Erkek Ortaoku- lu'ndan Yozgat Lisesı'ne sürülür. Nazi- fe Hanım, çocuklan Dumrul ıle Sinan'ı Istanbul'daki kardeşıne bırakır ve Yoz- gat'agıder. Fakat. Dumrul ile Sınan, kü- çük oldukian için bakımlan zordur. Bir süre sonra. Nazife Hanım. Yozgat*ta bir ev tutar ve Dumrul ile Sinan'ı yanına getirtir. Tutuklu bir eş ve iki küçük ço- cukla, anti-komünist baskılar altındaolan bir kadının tek başına yaşaması kolay değildir. Kamyonete binen bazı öğren- ciler. Nazife Hanımın arkasından. "Ko- münistierMoskmaŞa" diye bağınr. Na- zife Hanım. bu tür bağırmalan duyma- mazlıktan gelir. Dumrul ıle Sinan'a, "Yamyanıınçocuklarr diye bağnlır. Si- nan, "Anne, yam>am ne demek?" diye sorar. Nazıfe Hanım. yamyamın ne ol- duğunu Sınana açıklamaya çalışır. Ço- cuklannın daha ıyı bir eğitim görebilme- sı amacıy la Nazıfe Hanım, Yozgat Lise- si öğretmenlifiinden istifa eder ve tstan- bul'agehr. llkokul eğıtımine 1951-1952 öğretim yılında Yozgat'ta başlayan Sinan. eğitimine tstanbul'da devam eder. llko- kulu bitirdikten sonra Sınan, 1956-1957 öğretim döneminde İtalyan Lisesı'ne kaydedilir. Ortavelisekısmını italyan Lisesi'nde okuyan Sinan. İtalyan Lisesı son sınıfta iken Pendik Lisesi'negeçerve Pendik Li- sesi'ni 1962-1963 döneminde bıtirir. 10 Ekım 1963 Cumartesi günü öğleden son- ra yapılan üniversite sınavlanna gıren Sinan. 24 Ekim 1963 Cumartesi günü ya- yımlanan listelerde Istanbul Universite- si Edebiyat Fakültesi lngiliz Filolojisi bölümünü kazandığını öğrenir. Fakat, Sinan. bir yıl sonra, 9 ve 10 Temmuz 1964 günleri ODTÜ sınavına girer ve ODTU Mımarlık Fakültesi Şehirve Böl- ge Planlama Bölümü'nü kazanır. Mi- marlık Fakültesı'ni bu dönem kazanan öğrenciler arasında Halis Avdıntaşbaş, Hülagü Bulguç. Ajkut İ Ikütekin, Rüş- tü MeriçeUive Arif Şentekde \ardır. Si- nan. 1964-1965 öğretim döneminde OD- TÜ Mımarlık Fakültesi'ne kaydını yap- tırır. Bu sırada. dayısı Nedim Müren, CHP Aydın Mılletvekili olarak TBMM'de görev yapmaktadır Sinan, bir süre dayı- sının evinde kalır. Fakat Nedim Müren, astım hastası olduğu için Ankara'nın ha- vası sağlığı için iyi değildir. Nedim Mü- ren, bu nedenle Aydın'a gider. Sinan da mecburen yurtta kalmaya başlar. OD- TÜ. 1 Ekim 1964 Perşembe günü saat 10.00'da düzenlenen bir törenle öğretim yılına başlar. SÜRECEK BİZ BİZE.. ERDAL ATABEK Amerika Kendini Vuruyor... Amerikalı çocuklar öfkelennı silahla açıklamaya başladılar. Silahı kapan çocuk okuluna koşup öğret- menlerini, arkadaşlarını vurmaya başladı. Bu arada ana babalannı vuran çocuklar da oldu. Şimdi. Ame- rika bu olaytann ardtnda yatan etkenlerı bulabilmek için araştırmalar başlatacak, özel projeler hazıriaya- caktır. Bunların sonuçları da zaman içınde yayımla- nacak, üzerinde çalışılacaktır. Acaba bu olaylann gerisınde yatan ortamın yıllar bo- yunca sürdürülen "çıkarlannı savunmak için silahlı müdahalelere başvurma" politıkasının etkılenyle oluş- tuğunu açıklayabtlecekler mıdir? Atom bombasiylabaş- layan "Dünyanın Dehşet Saçan Imparatoru Ameri- ka" etkisini yaratan, atom bombasından sonra "hid- rojen bombası", onun arkasından "nötron bomba- s/", daha sonra "Yıldız Savaşları". bu arada Vıetnam Savaşı. yakın zamanlarda yaşanan Korfez Savaşı. Amerikalı çocuklara nasıl bir çözüm yolu göstermek- tedir?. Böyle bir kültürün içinde yetışen, büyuyen, te- levizyonda her gün "uzaylılarta dünyalılar savaşı"n\, "bizimkilerie düşmanların kavgası"n\ ızleyen çocuk- lar, kendi çözümlerini hangi yolda arayacaklardır? Amerika kendini vuruyor. Bakalım, Amerikalı sosyologlar. psikologlar, psiki- yatriar, pedagoglann ıçinden kaç kişi, bu olaylarda sa- vaş sisteminin yarattığı stlahlt çözüm etkisini bulabı- lecek, daha da önemlisi açıklayabilecek? Çünkü, in- sanlar içinde yaşadıkları sistemın benimsettiklerini çokzoralgılayabilirier. Oysadışardan, farklı kültürden bakan bir göz, olayın çerçevesini daha net görebilir, dahası daha doğru açıklayabilir. Amerika'nın dünyaya uyguladığı "Teksas politika- sı" şimdi kendi çocuklarının eliyle kendini vuruyor. Daha önemlisi. Amerika'nın buna karşı alabileceğı pek bir önlem de yoktur. Olayın bu yanını görmezden gelmek zorundadırlar. Olaylan daha çok aile içi so- runlarla açıklamak, anne baba davranışlarına yaslan- mak işlerine gelecektir. Oysa, bu çocukları etkileyen temel etken, yıllar boyu sürdürülen "savaş kültürü"dür. "Dayarzın silahı, çekersın tetiği. ıstediğini yaparsın" mantığı. çocukların egosuna daha kolay gelecektir. O zaman da çocuk kendisıne soracaktır: "Neden, devlet için şeref olan davranış benim ıçın yanlış o/- sun?" Amerika kendini vuruyor. Boyte olması da kaçınılmazdır. Çünku, başkasını vu- ran kışı, önce kendisini vurmaktadır. Başlarda bunu algılamayacaktır ama sonunda, elindeki sılah bir bi- çimde kendisine çevrildıği zaman temel gerçeğı -çok geç de olsa- anlayacaktır. • • • Türkiye de bu kısır döngünün içinde yaşamaktadır. Akın Birdal'ı vuranlann yakalanması çok şaşırtıcı- dır ve yaşanan olaylann standartlannın dışındadır. "Yaşanan olaylann standardı", bu olayları yapanlann bir oraya bir buraya yöneliyor gibi görünen tahkikat- ların arasında kaybolmalandır. Kimi zaman ortaya bi- rinın adı atılacak, kimi zaman ele geçen bir kanıttan söz edilecek, sonra da hiçbirinin arkası gelmeyecek- tir. Standart tutum, bir süre sonra olayın faillerinin yurtdışından gelip gene yurtdışına grttiklerinin anla- şılması üzerine dosyanın "faili meçhuller" arasına kal- dınlmasıdır. Akın Birdal olayında standart bir "karariı racte müdahalesi" olmalıdır. Hele de ünlü Yeşil'ın adamlannın yakalanması standardın büsbütün dışın- da bir gelişmedir. Ama bu gelişmelerin de kendine gö- re bir mantığı vardır ve beklemek gerekmektedır. Bu arada, Türkiye'de uzun zamandır yaşanan "da- yarsın silahı, çekersin tetiği, istediğiniyaparsın" kül- türünün pompalandığını da görmekgerekiyor. Çocuk- lanmız ve gençlerimiz uzun zamandır bu kültürün çok yönlü etkileri içinde yaşıyoriar. "Silahı dayarsın, ıste- diğinıyaparsın''ın yanında "kafasını kopanr, parasını kaparsın" kültürü de yer alıyor. Bu ıkisınin yanında "pa- rayı kap da nasılkaparsan kap" ekseni yer alınca or- tada güven duyulacak hıçbır şey kalmaz. Bu ışler de kimselenn tekelinde değildir. Bu alanda yaşanan ya- rış, elbette etkisiz kalmaz. Çocuklar ve gençler de sı- lahın, paranın, şiddetin, kafa kopaımanın peşıne dü- şerier. Ve bir gün gelir. Türkiye de kendini vurur. TGS'den RTÜK raporu 'Basm patronlanna özel çıkar tasansı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM gündemi, medya patronlanna devlet ihalelerine girme yolunu açan Radyo ve Televizyon- lann Kuruluş ve Yayınlan Hakkındaki Yasa'dâ degi- şiklikyapılmasını öngören tasanya kilitlendı. Kamu- oyunda RTÜK Yasası de- ğişikliği olarak bilinen ve iktidar ortaklarının baskı- sı. CHP'nin "çekingendes- teğiyie'' geçen hafta genel kurula ınen tasannın gö- rüşmelerine muhalefetin engelleme girişımlerine karşın çarşamba günü de- vam edilmesi bekleniyor. Türkiye Gazeteciler Sendi- kası (TGS) Ankara Şube- si hazırladığı raporunda ta- sannın "basın partronla- rmmözelçıkarlannahizmet edecegT görüşüne yer ve- rildı. TBMM çalışmalanna haftaya Radyo Televizyon Üst Kurulu üyelığinde boş bulunan 3 üyelik için yapı- lacak seçımlerle başlana- cak. TBMM Danışma Ku- rulu'nda daha önce alınan karar gereği, genel kurul- da yann iktidara düşen 2, muhalefete düşen 1 üyelik için seçim yapılacak. Oy- lamada, RTUK üyeliği için iktidardan 4. muhalefetten 2 olmak üzere seçilecek üye sayısının 2 katı aday ya- nşacak. RTÜK üyefıği için iktidar kanadından ANAP, cski Başkan İbrahinı Agâh Çubukçu. Başbakanhk Tef- tiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş ve gazetecı Ertan Karasu'yu, DSP ise kura sonucu üyeliği sona eren Tüla> Çetingüleç'ı yeniden aday gösterdi. Muhalefet kontenjanından ise FP Ek- rem Kızıltaş. DYP eski üye Fatih Karaca'yı aday gös- terdi. TGS'den RTÜK raporu TGS .\nkaraŞubesi'nin 30 Mayıs Pazar günü yapı- lacak genel kuruluna su- nulmak üzere hazırlanan "Çalışma Raporu"nda ta- sannın amacı eleştirilirken TGS'ninbu düzenlemele- ri kabul etmeyeceği bildi- rildi. Tasannın basm tekel- lerine imtiyazlar tanıyıcı nitelikte olduğu vurgula- nan raporda, "Eğer basın- da tekelleşmeyle mücadele için gerçek bir nivet \arsa. her şeyden önce bu alanda mevcutolankaraınhüküm- lerinin özüne uygun biçim- de ve sıkı bir takiple isjetil- mesi gerekir. Kanun deği- şikliğinin gerçek içeriği te- kelleşmenin önünegeçmek değil, bilakis tekellere yeni imtiyazlar tanımaknr" de- nildi. Tasan ile radyo tele- vizyon sahiplenne devlet ihalelerine gırme volunun açıldığına dikkat çekilen raporda şu görüşlere yer verildi: "Med>a patronla- nnın, şimdilik göründüğü kadanyla sanşa çıkanlan enerji santrallannısatın al- ma yolu açılnuş olacakür. L'zun vadede ise de\letin bütün önemli ihalelerinde vçsatışa çıkanlan kuruluş- lannda medya patronlarv nı görür halegeleceğiz. Rad- yo ve teleNİzyon sahipleri- ne, devlet ihalelerine jprme volunun açılması. sonu karanlık bir döneme giril- mesine neden olacaktır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle