Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 1998 PAZARTESİ
HABERLER
Sinan CeMgH'den Kaypakkaya ya, YıısufAslan'danDeniz Gezmiş'euzanan biryolculuk...
31 Mayıs 1971 günkü 13.00
haberierinde. Cihan
Alptekin ile Ta\fur Cinemre
adh gençlerin Tekirdağ'da
jandarmalar tarafından
yakalandığı açıklanır.
Fotoğraf, Cihan Alptekin ve
arkadaşlanm ODTÜ'de bir
miting sırasında göstemor.
Onlar sizhıiçinöldivddvonun 31 Mayıs 19^1
Pazanesi günkü 13.00 ha-
berlerinde peşpeşe ikı ha-
beryav.ımlanır Birincı ha-
berde. Adıyaman'ın Göl-
başi ılçesı Inekli köyünde jandarmalar-
la girdigı çarpışma sonucu ÖDTÜ öğren-
cisi Sinan Cemgil ile Alpaslan Özdoğan
\e Erzurum Ataturk Ünhersıtesı öğren-
cisi Kadir Manga'nınöldürüldüğü. \1us-
tafa Yalçmer' ın yaralı. HacıTonak"ın da
sağ yakalandığı açıklanır. lkincı haber-
de ise. Cihan Alptekin ıle Ta>fur Cinem-
re adlı gençlenn Tekirdağ'da landarma-
lar tarafından yakalandığı açıklanır. Ay-
nı gün gazeteler. "İkincrve "Yıldınm"
baskılar yaparak. sekız sütuna manşet
\ebüyükfotoğraflarlaolaylanaktanr O
sırada Mamak Askeri Cezaev ınde tutuk-
lubulunan NuranAğımash v c ODTL Mi-
marlık Fakültesı öğrencisı A>ten Cana-
tanile Maltepe'deki bırevde Sibel Erkan'ı
rehin tutan MahirÇayan \ e Hüseyin Ce-
vahir. dınledıklen radyo haberlennde
Sinan Cemgil'ın öldürüldüğünü öğre-
nince. sınirlenırvedönemin ıktıdannaha-
karet eder. Denızlı'nın Bünyan ılcesın-
de oturan Yazıcıoğlu ailesı de damatla-
nmn öldürüldüğünü duyunea saps+lır.
Çok sevdfklen Sınan'ın duvarda aSılt
duran fotoğraf ına bakarak ağlayan Yazı-
cıoğlu aılesi. duvarda asılı olan yaprak-
lı tak\ ımın yaprağını o günden sonra ko-
paramaz. Tak\ım. 31 Mayıs 1971 tari-
hınden ıtıbaren kopanlmamı^ olarak ha-
len duvarda asılı durmaktadır. Haberle-
n radyodan dınleyen ve gazetelerden
okuyan bınlerce aıleden bmsı de Cem-
gil ailesıdir. Oğullan Sınan'ın öldüğünü
bu şekılde e\de radyoda öğle haberlen-
ııı dınlerken oğrenen Cemgil ailesı. Adı-
yaman Yalısı NazmiÇengelciile Gölba-
şı JandariTia Kumandanlığı'm telefonla
arayarak olay hakkında bilgi alır. Yaptı-
ğı telefon görüşmelerinden sonra Ad-
nan Be>, "Evet. dedi, e\et Nazıfe. oğlu-
nıuzu öidürdüler_ Öldürdüler onu_ Ger-
çek btugercek!"
Olayın doğruluğunu öğrendikten son-
ra Adjıan Cemgil. Nazıfe Cemgil \e aı-
le dostlan Orfaan tyiler. Sinan'ın cena-
zesını almak ı^ın uçakla Istanbul'dan
Malatya'ya. oradan da birtaksi ıle Göl-
başı ılçesine gıderler. Emekli albay Yü-
maz Erkekoğlu. bu konuyu şöyle anlat-
mıştır. "İnekHköyünde31 Mayıs 1971 ta-
rihindc me\ dana gelen silahlı çatışmada
ölen Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Al-
paslan Özdoğan'ın ailelerine eenazeteri-
ni alıp almavacakları şeklinde Gölbaşı
Cumhuriyet Savcıuğfnca tel çekilmişti.
Geldiler!. Teslim-TeseUüm ile ilgilie\rak-
lar inızalandL İllerarası cenaze nakil mü-
saade belgeleri ve diğer prosedür bitti.
Dinen \e usulen baş sağlığı dilendi. \e ce-
nazeter sahiplerine teslim edildLOğlunun
cenazesini teslim aldıktan sonra Adnan
CemgiL bir konuşmayapü. Hatıriav abil-
diğim kadar içeriğj şö> leydi: -Ben varlık-
lı bir aileden geliyorum. Kendim öğret-
meninı. Ekunomik durumum oldukça
i\ idir. Oğlunıu en i> i şekilde vetiştirdim.
En i\i okullarda okuttum. Ûlkenin en
güzide üniversitesi olan Orta Doğu Tek-
nik Lnhersitesi'nde okmordu. Hiçbir
şe>eihti>acı voktu. Bu sonuçolmasa vük-
sek mühendisçıkacak \e o da \arlıklı bir
hayat yaşayacaktı. Fakat o sizin i> iliğiniz
için öldii. Bunu bilesiniz di>e sö\lü>o-
rum, dedi. Kö\lülere baktım. Biraz ön-
cedikkadice dinkdikleri Adnan Hoca'nın
sikü bitince, başlarını öne eğdiler." Sı-
nan'ın cenazesı teslim alındıktan sonra,
lstanbul'a getmhrken. yağmur s agmak-
tadır. Nazıfe Hanım, yağmur yağmaya
başlay ınca. "Oğlum ıslanacak" diye dü-
şünür.
ADNAN CEMİL BEY
Sinan Cemgılınbabası Abdullah Ad-
nan Efendı. 1909 vılında Tıcaretı Bah-
riye Mahkemesınde memurluk yapan
baba ile e\ kadını olan bir annenın ıkin-
ci erkek çocuğu olarak Istanbulun Fa-
tıh ılçesine bağlı Ze\rek'de doğmuştur.
Üç kuşak Istanbullu olan Abdullah Ad-
nan Efendf nın annesının babası Hacı
.AIiEfendiCankın'nın Bavramören ılee-
sınden. babasının bu\ uk babası Hacı.^h-
met Efendl (, ankın'daıı gelerek Ktanbul'a
yerle^mı^. Hacı Alı Efendı baklıyattıca-
retı yapan bir esnaf. Hacı Mımet Efen-
dı "MumcularKethudasrymış. \'arlık-
lı olan aılelenn durumu I. Dünya Sava-
şı sırasında bozulmaya ba^lamış. Çocuk-
luğu Zey rek'te büy ük bir konakta geçen
Abdullah Adnan Efendı. babası Cemıl
Bey'ı 1920 vılında küçük yaşta kaybet-
tikten sonra. Adnan Cemıl Bey olarak çağ-
nlır Ekonomık sıkıntılarnedenıyle. ilk.
orta ve lıseyi değişik okullarda ve nor-
mal sÜTelennderı daha fazla okuyan Ad-
nan Bey. Kabataş Lısesı'nde okurken.
1928 yı'lında, Faruk Perek, Nazif Balcı-
oğlu, Muhtar ısımli bir arkadaşı ve ikı KJ-
nmlı karde> ıle. "Yükseliş Yotu Birligi*'
adındabırdernekkurar Dernek içın.Ta-
vukpazan'ndabirhanınodası kıralanır.
Derneğin amacı şudur: "Memleketi ba-
nran ahlaksı/lıktır. Ahlakı yükseltirsek
memleket kurtulur." .\maclanni gerçek-
lestırmck ıçın tahsillerini bitirdikten so-
ra köy lere gıdılecek ve halkın ahlakı yük-
seltilecektır Fakat. demeğin ömrü uzun
olmaz. Kısa sürede dağılır. Kabataş Li-
sesını beş yıldabitiren Adnan Cemil Bey.
1932-1933 öğretim döneminde ilk önce
gıder, Mekteb-i Mülkiye'ye kaydolur.
Fakat oradan aynlır. gider Istanbul Da-
rülfünun Edebıyat Fakültesı Felsefe bö-
lümüne kaydolur. Bu öğretim dönemin-
do. Felsefe Bölümüne
kaydolan öğrenCilerara-
sında Nazıfe Müren
(Cemgıl) de vardır. Is-
tanbul Danilfünun 31
Temmuz 1933 te kapa-
tılır ve 1 Ağustos
1933 te Istanbul Üni-
versitesi açılır. Böyle-
ce. binnci sınıfa darül-
tünunda başlayan öğ-
rencıler. ikincı sınıfı Is-
tanbul Üni\ersitesi'nde
okur. Adnan Cemil Bey.
darülfünun öğrencisi
ıken Edebiy at Fakülte-
si Talebe Cemiyetı'ne
üye olur \e cemiyetin
düzenlediğı etkınlikle-
re katıhr. Adnan Cemıl
Bey. Edebnat Fakülte-
sının deleaesi olarak
Mılli Türk Talebe Bir-
hği'nın (\1TTB) 10
Mart 1933 Cumagünü
yapılan secımlerine ka-
tılır ve MTTB idarehe-
yetine seçilır. Yeni ida-
re heyetının aldığı ilk
kararİardan binsi yayın
çıkartmaktır. Yayın işle-
n%Ie uğraşmak üzere bir
komıte kurulur. Bu ko-
mitede Adnan Cahit
Ötüken. Adnan Cemil.
Şevki Erker.N ecmi Ateş
\ e Abidin N esimi görev
alır. K.omıte. "Birlik"
isımli bir dergi çıkartır.
Adnan Cahıt Otüken ile
Adnan Cemıl Bey. ço-
cukluk arkadaşıdır. Ad-
nan Cemıl Bey.
MTTB'nınldareHeye-
tine seçıldikten kısa bir
büre sonra Bulgaris-
tan'ın Razgrat şehrinde
meydana gelen olayla-
rı protesto gösterileri
y apılır. Razgrat şehrin-
de beledıye. şehiryollanm genişletme ka-
ran \enr ve Türk mezarlığından da bir
cadde geçınr. Ölülen başka yere naklet-
meden kazı yapıldığı için, ölü kemikle-
n de meydanda kalır. Olayın, Türk ga-
zetelerinde \ ayımlanması üzerine başta
yükseköğrenim gençleri olmak üzere
toplumda büy ük tepkiler meydana gelir.
O dönem CHP Istanbul Mutemeti olan
Cevdet Kerim, MTTB yöneticilerini ça-
ğınr v e onlara, "Bu işte büyük bir oyun
dönüyor. Polrtik bir mesele çıkabilir. Bir
hareket vapmaym. Biriiği kapatınz" der.
Fakat. 20 Nısan 1933 Perşembe günü,
Razgrat şehnnde meydana gelen olayı
protesto etnıek amacıyla üniversite öğ-
rencılennın de katıldığı büyük bir gös-
teri yapılır. Gosteriler sırasında polisle gös-
tericıler arasında çatışma çıkar ve 80 ki-
şı gözaltına alınır. Gözaltına ahnanlar
arasında Adnan Cemil Bey de bulun-
maktadır. Gözaltına alınanlar Sultanah-
met Cezaev ıne götürülür. O sıra Nâzım
Hikmetde Sultanahmet Cezaevi'nde tu-
tuklu bulunmaktadır. Nâzım Hıkmet ve
komünıstler. cezaevi avlusuna voltava
çıktıklannda. bütün mahkümlarda. "ko-
münistler nasıl adamlardır?" dıye. on-
ları sevreder. Adnan Cemil Bey de. bu
dönem. "komünistler kötü adamlardır"
diyekomünızmekarşıdır Fakat şaırola-
rak Nâzım Hikmet'ehayrandır Nâzim'ın
şıırleri herkesın dilındedır. Adnan Cemıl
Bey. gözaltında bulunan dıger arkadaş-
lanyla birlikte Ktanbul Bas.savcısı Kenan
Önertarafından sorguya çekılır. Sorgu-
da.dahaçok."\caba politik olarak >nrt-
dışı güçleree tahrik edilenler \ar mı?"
dıye araştınlır Gözaltında bulunan oğ-
renciler. 25 Nısan Salı günü serbest bı-
rakılır. Cumhunyet rejımınin kurumlaş-
ması amacıyla 28 Haziran 1934 tarihin-
de çıkartılan bir yasa ile efendi. bey ve
paşa gıbi bütün rütbeler kaldınlır. yeri-
ne I Ocak 1935 tarihine kadar herTürk'ün
bir aile adı bulması zorunluluğu getıri-
lir. Adnan Cemıl Bey, soyismı kanunu-
nuna uyarak babasının ismınden aynlma-
mak için •'Cemil" olan soyısmini "Cem-
gil" olarak devam ettırir "Tarihi Mater-
vali/mle Durkheim Sosvolojisinin Mu-
ka>esesi" başlıklı, 24 sayfalık lisans te-
zinı vererek. 1935 yılında felsefe bölü-
münden mezun olan Adnan Bey, birburs
vJU 1 LJ öğrencisi Sinan Cemgil ile
Alpaslan Özdoğan ve Erzurum Atatürk
Universitesi öğrencisi Kadir Manga,
Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesi İnekli köyünde
jandarmalarla eirdiği çatışma sonucu 31 Mayıs
f971'deöldürüldü.
kazanarak doktora yapmak amacıyla
1936 yılında Paris'e gider. Bir süre Pa-
ris'te kalan Adnan Bey. uzun bir tren
yokuluğundan sonra gezmek amacıyla
Sovyetler Birlıği'ne gider. Moskova'da
Kremlin Sarayı'nın karşısında bir otel-
de kalan Adnan Bey. Moskova'da başta
Lenin Mozolesi olmak üzere bir çok ye-
ri gezer. Şaır Aragon'la tanışır. Nâzım Hik-
met'ın "Taranta Babu" şıırinın bir kıs-
mını çevırerek. Mosko\f
a'da yayımlanan.
"'Litterature International** dergisine 21
ruble karşılığında satar. Lenıngrad ve
Odesa'yı da gezen Adnan Bey. Ode-
sa'dan bir vapura binerek lstanbul'a ge-
lir. Istanbul'da iş bulamayan Adnan Ce-
mıl Bey. annesini yanına alarak. 1938 Ka-
sım'ında Ankara'ya gider. Aile. enışte Hü-
se>in Kadri Be>'in Dikmen'dekı ev ınde
oturmay a başlar. Çalışmak için Mıllı Eğı-
tım Bakanlıgı'nabaşvuran Adnan Bey.
29 Mart 1939'da Ankara Erkek Sanat
Okuluna öğretmen olarak tayın edılır
Adnan Bey. daha sonra sırasıyla, Anka-
ra Musikı Öğretmen Okulu ve Ankara
Atatürk Lisesi'nde görev yapar.
NAZİFE HANIM
Nazife Hanım. büyük bir aile çevre-
sine sahip Babası Erzurumlu Gemal-
mazoğlu'lanndan. annesi Lütfıye Hanım
Çemışgezeklı. Anne tarafı Akkoyun-
lu'lann uç beylennden. Büyük arazı ve
eıftlıklere sahıp olan aileden Lürfiye Ha-
nım'm babası lstanbul'a taşınmış. Şeh-
zadebaşı'nda oturan aile. halı ticareti ile
uğraşıyormu>. Lütfiye Hanım'ın ikı kız.
ıki erkek kardeşı varmıs Nazıfe Ha-
nım'ın babasının babası ıse de\let me-
muru. Defterdarlık görev ı yapıyor. Na-
zife Hanım'ın babası Cemal Bej, Istan-
bul Hukuk Fakültesi'nı bitirdikten son-
ra, 16 yaşındaki Lütfiye Hanım ile ev le-
nıyor. Sav cı olan babasının tayını Amas-
ya'ya çıkıyor.
Sınan"ın annesi Nazife Hanım, hukuk-
çu bir baba ile ev kadını bir annenin ilk
çocuğu olarak 1913'te Amasyada Yeşi-
lırmak'ın kenannda bir evde doğmuştur.
Cemal Bey. 1914 yılında Maraş'a daha
sonrada AğırCezaReisi olarak Muğla'ya
tayin edilir. Aile geldiğınde Muğla. ltal-
yan \e Yunan ışgali altmdadır. Mustafa
Kenal önderlığınde.
Kurtulus. Sav-aşı başla-
mıştır. Kurtulus Sa\a-
şınadestek olmak ama-
cıyla işgalcilere karşı
Türkıye'nın herbölge-
sınde Kuvay-ı Milliye
komiteleri oluşturulur.
15Kasıml919Cumar-
tesi günü, Kurşunlu Ca-
mi av lusunda toplanan
Muğla halkı. Yörük AB
Efe ıle
7
5 zeybeğinin
denetimınde Muğla IV.
Kuvay-ı Mıllıye Komı-
tesi'ni seçer. Komıte
şu kişilerden oluşturu-
lur;AksehirfeadeMeh-
met Hilmi Efendi (Ge-
nel Başkan), Hamza
Be\(Üye), Müftüzade
Sadettin Be> (Üye),
AgırCeza Reısı Erzu-
rumlu Cemal Bev
(Üye), Bekir Ağa
(Üye), Şerif Efendi
(Üye). Mercanzade
HaimdiBey (Üye). Ha-
cı Abdurrahmanzade
Ethem Efendi (Üye),
DüğerekliHafizMeh-
met Efendi (Ü yel.Ka-
rahafızoğlu Hakkı
Efendi (Üye). Kökçü-
zade Osman Efendi
(Üye). Hacı Arapzade
Mehnıet Ali Efendi
(Üye). 1919 Aralık
ayında komite yeniden
seçilir ve Cemal Bey.
IV. K.uvay-ı Milliye
Başkanı; yani, Sınan'ın
anne tarafından dedesı
bir gerılla komutanı
olur. Cemal Bev. Muğ-
la IV. Kuvay-ı Milliye
Reisi olarak işgalci güç-
lere karşı halkı örgütle-
meye başlar. Cemal
Bey. zaman zaman kay-
bolur gider. geri döndüğünde dav ul-zur-
na ıle karşılanır. Cemal Bey. Muğlaböl-
gesınde halkı işgalcilere karşı örgütlemek
için bölgeyi dolaşırken. Lütfiye Hanım
da. ev inde komşu kadınlarla işgalcilere
karşı savaşan Kuvay-ı Milliyecilere el-
bise diker. Cemal Bey. bu çalışmalan
yaptığı bir sırada Muğla'dan Aydın'a ta-
yin edilir. Fakat Aydııı ışgal altında ol-
duğu için aile, Çıne'ye taşınır. Cemal
Bey. işgalcilere karşı mücadelesine Çi-
ne'cje de devam eder. Bu dönem, Ay-
dın'da Yunan işgaline karşı direnenler-
den bırisı de Ittihatçılardan "Galip Ho-
ca" takma adıyla tanınan Celal Bayar dır.
2 Eylül 1922"de Aydın Yunanhlar tara-
fından tamamen yakılır. 7 Eylül günü
A> dm. 9 Eylül günü lzmir işgalcılerden
kurtarılır. Safha safha Kurtulu> Sava-
şı'nı görmüş, yaşamışolan aile. bundan
sonra. One'den Aydın'a gelir. \h\ kar-
deşın en büyüğü olan Nazife Hanım, il-
kokulu -Kydın'da. ortaokulu İzmır'debir
Fransız okulunda yatılı okur. lzmir Kız
Lısesı'nı yatılı öğrenci olarak okuyan
Nazife Hanım. 1932-1933 öğretim dö-
neminde Istanbul Universitesi Edebiyat
Fakültesi Felsefe bölümüne kaydını yap-
tınr. Unıversıte öğTencıliğı boyunca dü-
zenli olarak L' Humanıte gazetesını okur.
Şurlerinı çok sev dığı ıçın Nâzım Hıkmet'ı
görmek amacıy la. Sultanahmet Adliye-
sı'ndekı duruşmasına gıder. Fakat adlı-
yede. Nâzım Hıkmet'ın duruşmasını iz-
lemek ısteyen kalabahk bir topluluk ol-
ması nedenıyleduruşmakapalı celse ya-
pılır. 1936da ünıversıteden mezun olan
N azife Hanım. bir bayan arkadaşıyla Al-
manya'ya gezmeye gıder 3 ay Alman-
va'da kaldıktan sonra Türkıye'ye dönen
Nazife Hanım, Ankara'ya giderek Mil-
lı Eğitim Bakanlığı'na öğretmen olmak
için başvurur. Nazife Hanım. Ankara'da
Kız Meslek Yüksek Öğretmen Okulu'na
öğretmen olarak atanır.
CEMCİL AİLESİ
Felsefe bölümüne aynı dönem kayıt
olan ve aynı bölümü bitıren Nazife Ha-
nım ile Adnan Bey, aynı dönem Anka-
ra'da öğretmenlık yapmaktadır. Adnan
Cemgil ile Nazife Müren. bu arkadaşlık-
lannı, 19 Temmuz 1941'de Ankara'da
ev hğe dönüştürür. Adnan ve Nazıfe Cem-
gil'fn ilk çocuklan Dttmnıl. 1942 yrltn-
da doğar. tkinci erkeKçocuklan^ 15 Ka-
sım 1944 Çarşamba günü Istanbul'da
doğar. Cocuğa Sınan ismi venlır. Adnan
Cemgil. bir aydın olarak ılkelerindenta-
viz vermedıği ıçın egemen güçlerin çok
yönlü baskılan altmdadır. Türk Banşse-
verler Derneği kurucusu olarak Kore'ye
asker gönderilmesını protesto eden bil-
diri dağıttığı için Adnan Bey. arkadaşla-
nyla tutuklanır. Adnan Cemgil'e ege-
men güçler tarafından yönelen baskılar.
ögretmenlik yapan eşı Nazıfe Hanım'a
da, doğrudan ya da dolaylı olarak yan-
sır. Ankara da öğretmenlık yapan Nazi-
fe Hanım. Ankara II. Erkek Ortaoku-
lu'ndan Yozgat Lisesı'ne sürülür. Nazi-
fe Hanım, çocuklan Dumrul ıle Sinan'ı
Istanbul'daki kardeşıne bırakır ve Yoz-
gat'agıder. Fakat. Dumrul ile Sınan, kü-
çük oldukian için bakımlan zordur. Bir
süre sonra. Nazife Hanım. Yozgat*ta bir
ev tutar ve Dumrul ile Sinan'ı yanına
getirtir. Tutuklu bir eş ve iki küçük ço-
cukla, anti-komünist baskılar altındaolan
bir kadının tek başına yaşaması kolay
değildir. Kamyonete binen bazı öğren-
ciler. Nazife Hanımın arkasından. "Ko-
münistierMoskmaŞa" diye bağınr. Na-
zife Hanım. bu tür bağırmalan duyma-
mazlıktan gelir. Dumrul ıle Sinan'a,
"Yamyanıınçocuklarr diye bağnlır. Si-
nan, "Anne, yam>am ne demek?" diye
sorar. Nazıfe Hanım. yamyamın ne ol-
duğunu Sınana açıklamaya çalışır. Ço-
cuklannın daha ıyı bir eğitim görebilme-
sı amacıy la Nazıfe Hanım, Yozgat Lise-
si öğretmenlifiinden istifa eder ve tstan-
bul'agehr. llkokul eğıtımine 1951-1952
öğretim yılında Yozgat'ta başlayan Sinan.
eğitimine tstanbul'da devam eder. llko-
kulu bitirdikten sonra Sınan, 1956-1957
öğretim döneminde İtalyan Lisesı'ne
kaydedilir.
Ortavelisekısmını italyan Lisesi'nde
okuyan Sinan. İtalyan Lisesı son sınıfta
iken Pendik Lisesi'negeçerve Pendik Li-
sesi'ni 1962-1963 döneminde bıtirir. 10
Ekım 1963 Cumartesi günü öğleden son-
ra yapılan üniversite sınavlanna gıren
Sinan. 24 Ekim 1963 Cumartesi günü ya-
yımlanan listelerde Istanbul Universite-
si Edebiyat Fakültesi lngiliz Filolojisi
bölümünü kazandığını öğrenir. Fakat,
Sinan. bir yıl sonra, 9 ve 10 Temmuz
1964 günleri ODTÜ sınavına girer ve
ODTU Mımarlık Fakültesi Şehirve Böl-
ge Planlama Bölümü'nü kazanır. Mi-
marlık Fakültesı'ni bu dönem kazanan
öğrenciler arasında Halis Avdıntaşbaş,
Hülagü Bulguç. Ajkut İ Ikütekin, Rüş-
tü MeriçeUive Arif Şentekde \ardır. Si-
nan. 1964-1965 öğretim döneminde OD-
TÜ Mımarlık Fakültesi'ne kaydını yap-
tırır. Bu sırada. dayısı Nedim Müren,
CHP Aydın Mılletvekili olarak TBMM'de
görev yapmaktadır Sinan, bir süre dayı-
sının evinde kalır. Fakat Nedim Müren,
astım hastası olduğu için Ankara'nın ha-
vası sağlığı için iyi değildir. Nedim Mü-
ren, bu nedenle Aydın'a gider. Sinan da
mecburen yurtta kalmaya başlar. OD-
TÜ. 1 Ekim 1964 Perşembe günü saat
10.00'da düzenlenen bir törenle öğretim
yılına başlar.
SÜRECEK
BİZ BİZE..
ERDAL ATABEK
Amerika Kendini Vuruyor...
Amerikalı çocuklar öfkelennı silahla açıklamaya
başladılar. Silahı kapan çocuk okuluna koşup öğret-
menlerini, arkadaşlarını vurmaya başladı. Bu arada
ana babalannı vuran çocuklar da oldu. Şimdi. Ame-
rika bu olaytann ardtnda yatan etkenlerı bulabilmek
için araştırmalar başlatacak, özel projeler hazıriaya-
caktır. Bunların sonuçları da zaman içınde yayımla-
nacak, üzerinde çalışılacaktır.
Acaba bu olaylann gerisınde yatan ortamın yıllar bo-
yunca sürdürülen "çıkarlannı savunmak için silahlı
müdahalelere başvurma" politıkasının etkılenyle oluş-
tuğunu açıklayabtlecekler mıdir? Atom bombasiylabaş-
layan "Dünyanın Dehşet Saçan Imparatoru Ameri-
ka" etkisini yaratan, atom bombasından sonra "hid-
rojen bombası", onun arkasından "nötron bomba-
s/", daha sonra "Yıldız Savaşları". bu arada Vıetnam
Savaşı. yakın zamanlarda yaşanan Korfez Savaşı.
Amerikalı çocuklara nasıl bir çözüm yolu göstermek-
tedir?. Böyle bir kültürün içinde yetışen, büyuyen, te-
levizyonda her gün "uzaylılarta dünyalılar savaşı"n\,
"bizimkilerie düşmanların kavgası"n\ ızleyen çocuk-
lar, kendi çözümlerini hangi yolda arayacaklardır?
Amerika kendini vuruyor.
Bakalım, Amerikalı sosyologlar. psikologlar, psiki-
yatriar, pedagoglann ıçinden kaç kişi, bu olaylarda sa-
vaş sisteminin yarattığı stlahlt çözüm etkisini bulabı-
lecek, daha da önemlisi açıklayabilecek? Çünkü, in-
sanlar içinde yaşadıkları sistemın benimsettiklerini
çokzoralgılayabilirier. Oysadışardan, farklı kültürden
bakan bir göz, olayın çerçevesini daha net görebilir,
dahası daha doğru açıklayabilir.
Amerika'nın dünyaya uyguladığı "Teksas politika-
sı" şimdi kendi çocuklarının eliyle kendini vuruyor.
Daha önemlisi. Amerika'nın buna karşı alabileceğı
pek bir önlem de yoktur. Olayın bu yanını görmezden
gelmek zorundadırlar. Olaylan daha çok aile içi so-
runlarla açıklamak, anne baba davranışlarına yaslan-
mak işlerine gelecektir. Oysa, bu çocukları etkileyen
temel etken, yıllar boyu sürdürülen "savaş kültürü"dür.
"Dayarzın silahı, çekersın tetiği. ıstediğini yaparsın"
mantığı. çocukların egosuna daha kolay gelecektir.
O zaman da çocuk kendisıne soracaktır: "Neden,
devlet için şeref olan davranış benim ıçın yanlış o/-
sun?"
Amerika kendini vuruyor.
Boyte olması da kaçınılmazdır. Çünku, başkasını vu-
ran kışı, önce kendisini vurmaktadır. Başlarda bunu
algılamayacaktır ama sonunda, elindeki sılah bir bi-
çimde kendisine çevrildıği zaman temel gerçeğı -çok
geç de olsa- anlayacaktır.
• • •
Türkiye de bu kısır döngünün içinde yaşamaktadır.
Akın Birdal'ı vuranlann yakalanması çok şaşırtıcı-
dır ve yaşanan olaylann standartlannın dışındadır.
"Yaşanan olaylann standardı", bu olayları yapanlann
bir oraya bir buraya yöneliyor gibi görünen tahkikat-
ların arasında kaybolmalandır. Kimi zaman ortaya bi-
rinın adı atılacak, kimi zaman ele geçen bir kanıttan
söz edilecek, sonra da hiçbirinin arkası gelmeyecek-
tir. Standart tutum, bir süre sonra olayın faillerinin
yurtdışından gelip gene yurtdışına grttiklerinin anla-
şılması üzerine dosyanın "faili meçhuller" arasına kal-
dınlmasıdır. Akın Birdal olayında standart bir "karariı
racte müdahalesi" olmalıdır. Hele de ünlü Yeşil'ın
adamlannın yakalanması standardın büsbütün dışın-
da bir gelişmedir. Ama bu gelişmelerin de kendine gö-
re bir mantığı vardır ve beklemek gerekmektedır.
Bu arada, Türkiye'de uzun zamandır yaşanan "da-
yarsın silahı, çekersin tetiği, istediğiniyaparsın" kül-
türünün pompalandığını da görmekgerekiyor. Çocuk-
lanmız ve gençlerimiz uzun zamandır bu kültürün çok
yönlü etkileri içinde yaşıyoriar. "Silahı dayarsın, ıste-
diğinıyaparsın''ın yanında "kafasını kopanr, parasını
kaparsın" kültürü de yer alıyor. Bu ıkisınin yanında "pa-
rayı kap da nasılkaparsan kap" ekseni yer alınca or-
tada güven duyulacak hıçbır şey kalmaz. Bu ışler de
kimselenn tekelinde değildir. Bu alanda yaşanan ya-
rış, elbette etkisiz kalmaz. Çocuklar ve gençler de sı-
lahın, paranın, şiddetin, kafa kopaımanın peşıne dü-
şerier. Ve bir gün gelir.
Türkiye de kendini vurur.
TGS'den RTÜK raporu
'Basm patronlanna
özel çıkar tasansı'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMM gündemi,
medya patronlanna devlet
ihalelerine girme yolunu
açan Radyo ve Televizyon-
lann Kuruluş ve Yayınlan
Hakkındaki Yasa'dâ degi-
şiklikyapılmasını öngören
tasanya kilitlendı. Kamu-
oyunda RTÜK Yasası de-
ğişikliği olarak bilinen ve
iktidar ortaklarının baskı-
sı. CHP'nin "çekingendes-
teğiyie'' geçen hafta genel
kurula ınen tasannın gö-
rüşmelerine muhalefetin
engelleme girişımlerine
karşın çarşamba günü de-
vam edilmesi bekleniyor.
Türkiye Gazeteciler Sendi-
kası (TGS) Ankara Şube-
si hazırladığı raporunda ta-
sannın "basın partronla-
rmmözelçıkarlannahizmet
edecegT görüşüne yer ve-
rildı.
TBMM çalışmalanna
haftaya Radyo Televizyon
Üst Kurulu üyelığinde boş
bulunan 3 üyelik için yapı-
lacak seçımlerle başlana-
cak. TBMM Danışma Ku-
rulu'nda daha önce alınan
karar gereği, genel kurul-
da yann iktidara düşen 2,
muhalefete düşen 1 üyelik
için seçim yapılacak. Oy-
lamada, RTUK üyeliği için
iktidardan 4. muhalefetten
2 olmak üzere seçilecek
üye sayısının 2 katı aday ya-
nşacak. RTÜK üyefıği için
iktidar kanadından ANAP,
cski Başkan İbrahinı Agâh
Çubukçu. Başbakanhk Tef-
tiş Kurulu Başkanı Kutlu
Savaş ve gazetecı Ertan
Karasu'yu, DSP ise kura
sonucu üyeliği sona eren
Tüla> Çetingüleç'ı yeniden
aday gösterdi. Muhalefet
kontenjanından ise FP Ek-
rem Kızıltaş. DYP eski üye
Fatih Karaca'yı aday gös-
terdi.
TGS'den RTÜK raporu
TGS .\nkaraŞubesi'nin
30 Mayıs Pazar günü yapı-
lacak genel kuruluna su-
nulmak üzere hazırlanan
"Çalışma Raporu"nda ta-
sannın amacı eleştirilirken
TGS'ninbu düzenlemele-
ri kabul etmeyeceği bildi-
rildi. Tasannın basm tekel-
lerine imtiyazlar tanıyıcı
nitelikte olduğu vurgula-
nan raporda, "Eğer basın-
da tekelleşmeyle mücadele
için gerçek bir nivet \arsa.
her şeyden önce bu alanda
mevcutolankaraınhüküm-
lerinin özüne uygun biçim-
de ve sıkı bir takiple isjetil-
mesi gerekir. Kanun deği-
şikliğinin gerçek içeriği te-
kelleşmenin önünegeçmek
değil, bilakis tekellere yeni
imtiyazlar tanımaknr" de-
nildi. Tasan ile radyo tele-
vizyon sahiplenne devlet
ihalelerine gırme volunun
açıldığına dikkat çekilen
raporda şu görüşlere yer
verildi: "Med>a patronla-
nnın, şimdilik göründüğü
kadanyla sanşa çıkanlan
enerji santrallannısatın al-
ma yolu açılnuş olacakür.
L'zun vadede ise de\letin
bütün önemli ihalelerinde
vçsatışa çıkanlan kuruluş-
lannda medya patronlarv
nı görür halegeleceğiz. Rad-
yo ve teleNİzyon sahipleri-
ne, devlet ihalelerine jprme
volunun açılması. sonu
karanlık bir döneme giril-
mesine neden olacaktır."