Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 MAYIS 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Deschamps ekibi bu kez Moliere'in farsını seçti: Gülünç Kibarlar
Düşgücü ve hicivle süslü bir oyunKültflrServisi-Salonu hıncahmç dol-
durmuş. kahkahalar atan ızleyici Desc-
hamps et Deschamps topluluğunu ızlı-
yor. Fransa'nın en tanınmış tıyatro yö-
netmenlennden bin olan Jerome Desc-
hamps \ e Mascha Makeieff bu kez de
bır Moliere klasığine el attılar. Daha ön-
ce 'AyakJar Suda", "İşte Bu Harika' ve
'Vesther ve Defile' gıbi o> unlarla adın-
dan söz ettiren \ e Kanal - 'daki program-
lany la başanlannı perçinleyen toplulu-
ğun yönermeni Jerome Deschamps, bu
kez neden bir Moliereyapıtı seçtiklen-
nı şöyleaçıklıyor.
- Oynadığımız oyunlan belli bir ele
alış şekJimiz \ar. Moliere'i de bu çizgi
içinde ele aldık. VıIIar önce Comedie
Français'de 'Kibarhk Budalası'm izler-
ken duyduğum inanılmaz keyif. bir de
Moliere'in oyunlannın bir ayin şeklin-
de sahnelendiklerini gördüğümde ka-
pıldığım düş kınklığı 'Gülünç Kibarlar'ı
salıneleme nedenlerimın başında geli-
yor. Henüz bir delikanlıy ken gördüğüm
düşlerde Moliere çok renkli, çok espri-
ii bir şekilde sahneleniyordu. Yazarın,
oyunlannı sahnelemek ıçın o dönem-
lerde çok başarılı, bırbırlenyle zıt oyun-
cular bulunduğunu biliyoruz. O dönem-
lerde o\ uncular arasmda böyle bir den-
gevardı: Hemçokbaşanlıydılarhemde
birbirleriyle zıtlık ıçındeydiler. Gru-
bumdaki oyunculann da bu özellıkleri
taşıması benım içın büyük bır şans ol-
du.
'Gülünç Kibarlar" içın. Moliere oyun-
lannın Deschamps'lara uy arlanması de-
nebılır. Deschamps'ındüşjerindeki renk-
lı tiyatronun bir uzantısı. Oyun karak-
terlerinin kimlik sorunlan. hangi dili
konuştukları, nasıl bir turum içinde ol-
duklannı gözlemlemek de günümüz se-
yırcısı ıçın ayn bir önemtaşıyor. Moli-
ere 'Gülünç Kibarlar"ı yazarken kaba
güldürünün tüm olanaklanndan yarar-
lanmış. Metinde 'kibarlar'ın çevrele-
riyle ilişkilerini görüyoruz! Moliere met-
ninin oyunculara tanıdığı ifade özgür-
lüğü ve grubun tiyatro sanatına yakla-
şımlan oyunun sahnelenmesinde belir-
leyıci ipuçlannı oluşturuyor.
• 'Fransa ile
Buluşma'
başlığı altında
25-26 Mayıs
tarihlerinde
izleyicinin
karşısına çıkacak
olan Deschamps ve
Deschamps grubu,
Moliere'in 'Gülünç
Kibarlar'ını
sergileyecek.
Fransa'nın büyük
tiyatro ustası
Moüere, bu kez
kendi ülkesinden
gelen ünlü bir
topluluktan
izlenecek. Çeviriler
elektronik üst yazı
ile yapılacağı için
dil sorunu da
yaşanmayacak.
•Gülünç Kibarlar"da. kendilerini red-
deden iki kibar hanımdan intikam almak
için markı kilığina soktuklan uşakları-
nı kullanan iki komikadamınöyküsüan-
latılıyor. Ancak bu iki komik adam so-
nunda kuyruklannı sıkıştınp kaçmak
zorunda kalıyorlar. İki kibar kadın dane
yazık kı, evde kalnıış kız kurulan ola-
rak yaşamlannı sürdürüyorlar. Sonuç
olarak sahnede bir fars izliyoruz. Bir
Moliere farsını kendi ülkesinin ünlü sa-
natçılanndan ızlemek ayn bir tat \ere-
cek seyirciye. Macha Makeieff "ın hazır-
ladığıkostümlerdöneminhavasınıyan-
sıtıyor ve Mascarille'in ortaya çıkışıy-
la insanlargülmekten kınlıyorlar. Mas-
canlle ınsanlan guldürdükçe onlar da-
ha çok gülmek ıstıyorlar Jerome Desc-
hamps ve ekibı, Moliere karakterlerinin
nasıl canlandınlacağmı çok iyi bıliyor-
lar.
Donuklaşmamış. özgür bir üslupla
sahnelenen 'Gülünç KJbariar'. elektro-
nik üst yazı kullanıldığı için dil enge-
liyle karşılaşmayacak olan lestival se-
yircisine de Fransa'mn bu ünlü grubu-
nu yakından tanıma olanağı verecek.
"Moliere'i güncelkştinnek fikri hoşu-
magrtmhvr" dıy en Jerome Deschamps'a
göre "Moliere'i günceUeştirmek demek,
ona, sen artik tek başına > ar olamazsın.
modera düşünce> i yardınıa çağıracağız.
O sana vardım edecek. sen de modern
çağımızda ancak yardımla avakta dura-
bileceksin demektir."" Sanatçı sözlerine
dev'am ederek "Sahnelediğim q>unlar iz-
leykfleri rahatsız etmeli" diyor.
Istanbul'darı sonra Vıyana Festiva-
li 'ne ve Japony a tumesine gidecek olan
'Gülünç Kibarlar'. komedi sanatından
beslenen. gulunç sahnelerle dolu bır
oyun. Yapıtın Pans'tc kazandığı başarı-
dadüşgücü ve hıcıv le süslü neşelı bir ru-
hun payından sıkça söz ediliyor.
Simgekrdünyası, aynalarve
E4KİY E ÖZSOVSAL ÇAV UŞ
Insan, var oluş deneyimını sim-
gelerle ve simgelere yüklediği an-
lamlarla mı biçilendiriyor? Bu an-
lamlann ardında kendi de kendi-
sinın bir eyretılemesı halıne mi
gelmiş yoksa? lçine doğduğumuz,
kuralları belli, hazır bır oyun oda-
sı mı bu dünya? Kendi düşlenmiz.
ideallerimız olarak ortaya koydu-
ğumuz şey. ınsanl ığın bınlerce yıl-
dır kurguladıklanndan. kemikleş-
tirip yüceltmelerle simgelere sığ-
dırdıklanndan gerçekten farklı mı?
(Cımin düşünü yaşıyoruz?
10. Utuslararasi Istanbul Tiyat-
ro Festivali'nde Fryatro Stüdyosu
yapımı olarak ızleyeceğımız. Ba-
şar Sabuncu'nun sahnelediği Je-
anGenet'nın "Balkon" adlı oyu-
nuna konu olan, Madam Irma'nın
Büyük Balkon Genelevı. kurgunun
gerçeğe. gerçeğin kurguya dönüş-
tüğü bir dünya. Insanlığın bılinç-
dışının simgelerle »omutlaşmış
halı. lktidar arzusunun gölgesm-
de kalan insanlığın görüntüsü.
Çarpıcı görselük
Geneleve fantezilerıni gerçek-
leştirmeye gelen sıradan insanla-
nn gırdığı rollerde temsil edılen,
Başpıskopos'un, Yargıç'ın, Gene-
ral'ın aynadakı görüntülen ken-
dileri mi yoksa ıktıdarla, güçle öz-
deşleştirdikleri bir kurumun, bır
sungenın, mutlaklaştınlmış bıran-
lamın görüntüsü mü? Belkı de bu
yüzden Polis Şefi kendısınin ge-
nelev in odalannda sıradan msan-
lann fantezılerinde temsil edilme-
miş olduğuna üzülmektedir, gö-
rüntüsü çoğalırsa şiddet dolu ki-
şıliği yerinı bulacak ve yüceltile-
cektir.
Gücünün kendi boyunda birfal-
lusla temsi] edilmesi hayalini bi-
le kurmaktadır. lnsanlar üzerinde
baskı kurmak için belki de tek ge-
reken onlann kafalarmda bir sim-
geye dönüşmek ve bu simgeyi
ayınlerle, göstenşh törenlerle bes-
lemektir. Böylece ış aslından uzak-
laşır. yabancılaşır. ulaşılmaz bır
yere konur ve kurgulanan anlam
aranılan gerçeklığin kendisı olma-
ya başlar. Mutlaklaşır. Sonrasıysa
kolaydır; simge, kendini karşıny-
la var ederek peşınden sürükler
yığınlan.
Simgeleştirilenin varlıgını koru-
ması için oyunun kurallara göre oy-
nandı|ından emin olunması gere-
kır ki Madam trma da salonlarını
sürekli gözetler zaten. Polis Şe-
fı'nin adamlan her yerdedir. Dı-
şandan mitralyöz seslen gelmek-
tedir. lmparatorluğa karşi başlatı-
lan ısyan. kraliyet elçisinin isteği
üzenne, genelev müşterilerinin
girdikleri rolleri dışandaki ger-
çekliğe taşımalan ve trma'nın da
krahçe rolünü üstlenmesiyle bas-
tınlır. Ama izleyicı bunun da ay-
nadaki bır görüntü mü > oksa ger-
çek mi olduğu arasında gidıp ge-
lir.
Oyunda isyancılar da bır simge-
nin peşine takıldıklanndan kay-
bederler. Madam Irma'ya ihanet
ederek onun salonlanndan kaçan
Chantal, ısyancılann sımgesı ola-
rak öldürüldiiğünde. aslmda ge-
nelevde öğrendiğı. fantezilere gö-
re rollere gırme eyleminin bir baş-
kabıçimini gerçekJeştirmiştir. Bel-
ki de simgelerle aramaya başladı-
ğımızda yitırdığimiz şe> dir o ara-
nılan.
Işte trma'nın salonunda Polis
FANBUL
• Madam îrma'nın
Büyük Balkon
Genelevi, kurgunun
gerçeğe, gerçeğin
kurguya dönüştüğü bir [ / \ • I I I „
dünya. insanlığın )m*mW>.*-*«*.
bilinçdışının simgelerle somutlaşmış hali. lktidar
arzusunun gölgesinde kalan insanlığın görüntüsü.
Şefı rolüne gırmek ısteven ılk kı-
şinınChantarınsevgılısı. isyancı-
lann liden Roger olması da bu
yüzden anlamlıdır. Roger, gitdigi
rolü oynarken gerçekte iktidar ıs-
teğinın bır gölgesı olduğunun bi-
lıncıne vararak kural dışı bır ey-
lemdebulıınurve kendini, dolayı-
sıyla gırdiğı rolde Polis Şefi'nı.
ıgdişeder. Bır anlanıda lktidar ar-
zusunucezalandınr. Ama kastras-
yon da bir simgedır bu oy un oda-
sı içinde. Genelev in anırmezar oda-
sında Polis Şefı de artık temsil
edilmiştir ve ıktidarı. şiddeti yü-
celtılmiştir. Dışarıdan mitralyöz
sesleri hâlâduyulmaktadıı. 0>un
nerede başlar nerede bıter. gerçek
ve kurgu birbirıne karışır.
Ba>ar Sabuncu'nun çevirip yö-
nettıği oyunda Genet'nın metnin-
dekı ritüel ha\ası, gerçek kurgu iç
ıçelığı. grotesk tıpler çarpıcı bırgör-
sellik ve o\ unculukla da \ urgula-
nıyor. Sahnelemede özellikle Kra-
iiçe, Piskopos, Yargıç, Gcneral.
Polis Şefi ve Elçfnın adım adını
balkondan izlcy icıve doğru \ ürii-
düğü törensel güçgösterisinm mü-
zıklebirleşen ihti^amı. ısvanı bas-
tıran yücelhlmış \anılsamanın gü-
cünü de gösterıvor -\ynı sahne-
nin oyurjun sonunda selamla bü-
rünleştinlmesı. onlaıı alkışladık-
lan ikilemini yaratırken yıne kur-
gu \ e gerçeklığin bırbırı ıçine gir-
mış kaygan yapısı \ urgıılanıyor.
Izleyici de bır anlamda az önce
izlediği oyunun kurgusu ıçine çe-
kilivor ve kendı gerçeklığının ne
olduğunu sorgular halde alkışlav ıp
Jİkışlamama tereddütünu bile >a-
şayabilivor. Çünkü az önce ızledi-
ğı sahnelerde bu törenin oluşum >a
da kurgulanma aş^nıasının da göz-
lerönüne serildıği açık
Aynada gördüğümü/ kim?
Bunun >anı sıra ızley ıci>e bel-
kı de en önemlı ıpucunu \ermesi
gereken ısyancı Roger'ın Polis Şe-
fi rolüne girdığı sahnede yaşadı-
ğı çelişkı ve bir çeşıt öç alma> a dö-
nüsen kastrasyon ötekı sahneler-
ie karşıla^tınldığında za> ıflatıl-
mı^ ve etkisı azaltılmış görünü-
>or. Ov sa temsil ettıklerıyle bırbi-
nnin karşıtı gibı görünen Roger
ve Polis Şefi, özde aynı noktada
sıkışıp kalarak birbirine dönüşür
ve aslında yüzeydekı a>nı kurgu-
v u yeniden üretır. Genet, merkez-
siz bıryapı kullanarak tarafolma-
dan içinde >aşanılan aldatmacanın
altını çızmekte.
Duvgu Sağıroğlu'nun dekor ta-
sanmında kullandığı, bordo ve si-
vah renk ağırlıklı kurnaş parçala-
rı. kadın ıç çamaşırları. manken
gövdelen. dev ıskambil kâğıtlan
ve irıli ufaklı aynalarla bezenmi^
paravanlar. o\ un boyunca değışme-
yen bır fon oluşturuyor Bır an-
lamda genelevin yanılsamalar dün-
yasının sürekli içinde kalındığı-
nın göstergesi gibı. Dekorun önem-
lı bir parçası olan bov aynal.in ,sa-
londakı izleyicinin görüntüsünü
de içıne alır konumlarda yer değış-
tıriyor. İzleyicı Pıskopos'un yada
bir başkasının aynadakı görüntü-
sünün bırparçası olarak kendini de
izlerken belkı de onların kendılc-
rinı var etme bıçınılerınde vennı
alıyor.
Dıs.andakı mıtralv öz sesleri ara-
sında kurgulanmış bır dünyayı.
Madam Irma'nın salonlanııda tek-
rar kurgulayan bir oyun ve onu da
kurgulavan "Balkon" oyuııu \e
bütün bunlara tanıklık eden bızız-
leyiciler. Bu gece aynava bır ba-
kalım. bız kımız, a\ nada gördüğü-
müz kim? Bılınçdışımızı oluştu-
ran. bizi arzuya iten ve o>nayaca-
ğımız rolü belirleyen şey toplum-
sal yüceltnıelerin yanılsaması mı'
1
Acaba bu dünv a. bız böv le kurgu-
iadığımız ıçın mı böyie? Metindeki ritüel hava. çarpıcı bir o> unculukla vurgulanıvor.
Hafta boyunca yazarlar 'öykü saatleri' ile okuyuculanyla buluşacak
2. Ankara Oykü Giinleri başbyor
ANKARV (Cumhurivet
Bürosu) - Dü^ler
Övküler Dergibi'nın,
Bılim Sanat ile Imge
kıtapevlen. Çağdaş
Sanat Merkezi \ e
gazetemızin katkısı ile
düzenlediğı "2. Ankara
Öykü Günleri". 1-7
Haziran tanhlen
arasında
gerçekleştırılecek.
Hafta boyunca. yazarlar
"öyküsaatleri" ile
okuyuculanyla
buluşacak. çok say ıda
söyleşi ve konferans
yapılacak.
2. Ankara Öykü Günleri
açılış kokteylı 4
Haziran Peı^embe günü saat 20.00'de
Çağdaş Sanat Merkezi'nde yapılacak.
Açılışta Demir Özlü'ye onur ödülü
verilecek. Öykü Günleri kapsamında
hafta boyunca Bilim Sanat Kitabevi.
Çağdaş Sanat Merkezi ve lınge
Kıtabevi'nde yazarlann katılacağı 1
saatlik "Ö>kü Günleri"
gerçekleştırılecek. Öykü Günleri'ne
katılacak olan yazarlar şöyle:
Afşar Çelik, Sururi BaykaU Sevgi Özel,
Mustafa Pala. Mldan Ertürk, Tacim
Çiçek, Vüs'at O. Bener. Sevil Kcsinıal,
Halit Suiçmez, Ayla Kutlu. İbrahim
Karaoğlu, Se\inç Özer, Lütfivt A\dın,
Ahnıet Telli, Bema Kutlar. İsmail
Gümüş, Adnan Azar. Ahmet Önel,
Cemil Kav ukçu. Abdullah Nefes,
Demir Özlü Sabahattin Ali Sait Faik Abasıvanık
Necati Mert, Fanık Duman. Tahir C'n,
Çerin Öner, Işık Kansu. Demir Özlü.
Gürhan Uçkan, Erendiz Atasü, İnci
Gürbü/atik. Remzi Özmen, Kadir
YükseL ıM. Sadık Vslankara. V'usuf
Eradam. Semih Gümüş, Fahrettin
Demir, Bilal Ka>aba>, Feridun Andaç,
Adnan Ö^er, Fethii Naci, Çetin
V'iğenoğlu, Erdal Öz, Saliha Vadigar,
Hüseyin Ferhad, Hasan Öztoprak,
Erhan Bener, Öner Yağcu Yeşim
Eyüboğlu, Hasan l'ysal.
"Çocukluğa Yolculuk" başlığı altında
düzenlenen etkinliklere de Vüs'at O.
Bener. Ayla Kutlu. Cemil Kavukçu ve
Burhan Günel konuk edılecek. Sadık
Aslankara'nın vereceğı "Sabahattin
Ali Öykücülüğü" adlı konferans. 1
Haziran Pazartesi günü saat lS.OO'de
Harb-İş Salonu'nda yapılacak. Yusuf
Eradam'ın yöneteceğı SevinçÖzer,
Dilek \alçın, Halil Gökhan ve Lütfiye
Aydın'ın konuşmacı olarak katılacağı
"Kısa Öyküye Kuramsal Yaklaşımlar"
başlıklı panel de 2 Haziran Salı günü
aynı yerde düzenlenecek.
"Çağdaş tsveç Edebiyatı" başlıklı
konferans da Gun Ekrpth. Ulla
Lundström ve Demir Özlü'nün
katılımıyla gerçekleştirilecek Harb-lş
Salonunda 4 Haziran Perşembe günü
saat 18.00'de başlayacak konferansı
Gürhan L'çkan yönetecek.
Özcan Karabulut'un yöneteceği.
Semıh Gümüş. Aydın Dogan. Cengi/
Öndersever ve Kadir Yüksel'in
katılacağı "Türkiye'de
Öykü Dergiciliği \e Öykü
Kitabı Yayıncıiığı"
konulu konferans 5
Haziran Cuma günü aynı
yerde yapılacak.
Çankaya Belediyesı
Salonu'nda 6 Haziran
CumarteM günü saat
15.00"te başlayacak olan
"GünümuzTürk
Öykücülüğü" konulu
paneli Sadık Aslankara
yönetecek. Panele
konuşmacı olarak Erdal
Öz. Fendun Andaç.
Burhan Günel ve Semih
Gümüş katılacak.
Fethi Naci'nın vereceği
"Sait Faik Öykücülüğü*'
konulu konferans da aynı yerde saat
17.00'de izlenebilecek.
Öykü Günlen 7 Haziran Pazar günü
düzenlenen 2 etkmlik ile son bulacak.
"Şiirde Öy küleme \v Anlatımcılık"
konulu paneli Salih Bolat yönetecek.
Çankaya Belediyesi Salonu'nda saat
15.0ü'te başlayacak olan panelde
Ahnıet Tellı. \dnan Özer.
Şükrü Erbaş, Halil Gökhan. Hüseyin
Ferhad ile Gökhan Cengizhan
konuşacaklar. Burhan Günel'in
yöneteceği "Öyküde ve Romanda
Şürsellik" konulu panele de
Erhan Bener, Öner Yağcı. Erendiz
Atasü ile Abdülkadir Budak
katılacak. Panel. aynı yerde saat
17.00'de başlayacak.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAIN KURDAKUL
Öncekı cumartesı Kadıköy Belediyesı Cadde-
bostan Kültür Merkezi'nde Turgut Acar, Refika
Bezirci, Ahmet Miskioğlu, Mehrizat Poyraz, Na-
im Tirali, Muzaffer Uyguner'le birlikte Asım Be-
zirci'yı andık.
Sıvas'ın eli kanlı şeriatçılanna inat ölümün uygar-
lık bilincinden bir şey alamayacağını kanıtlayan di-
renç birleşmelerınden bin yaşandı o gün.
Paslanmış düzene karşın. ~
Kirli hava üreten düzenbaz kalabalığına karşın.
• • •
ilkyazılannı, çevirilennı Esat Adil Müstecaplıoğ-
lu'nun çıkardığı -başyazarlığını da yaptığı- Gerçek
gazetesinde yayımlamaya başladığı 1950 yılında "po-
lis kayıtları"na geçti Asım Bezırcı adı.
Istanbul Ünıversitesi Edebiyat Fakültesı'ninTürk
Dıli ve Edebiyatj Bölümü'nü bitirmişti. Tabandan
gelıyordu.
Sıyaset tacırlerinin ıstediğı, okumuş köleliğe aday-
lığını koymuş olsa "ilertemesı" "gözde adam lar ara-
sına girmesı engellenebilir miydi?
Düşündüğü doğruların ınsanı olduğu için birkaç
kez Sultanahmet Cezaevi'nde tutukluluk nöbeti tut-
tu Asım.
Düşünen adam kimliği dalından kopanlamadı
ama.
Gençliğinde de. yaşamın öteki evrelerinde de kı-
min yapıtlannı çevırmek istediyse onları kazandır-
dı dilımize.
Jean-Paul Sartre, Bertolt Brecht, Paul Eluard
gıbi...
Hangi ustanın sanatının özelliklerini tüm aynntı-
lanna kadar vermek istemişse, yıllarını esirgemeden
armağan etti o ustaya.
Tevfik Fikret gibı Nâzım Hikmet gibı.
Eleştırmence yaklaştığı 1960lı yılların genç şair-
lerınden, öykü yazarlarından da esırgemedi kendi-
ni.
Edip Cansever, Ferit Edgü, Demirtaş Ceyhun
gıbi.
Kaç yıl önce Varlık dergisinde kitaplanndan biri-
ni eleştirdiğim zaman, Tank Zafer Tunaya, bir si-
tem tümcesiyle yanrtlamıştı beni.
"Fransız kadını bütün güzelliğini verir. ama ne ka-
dar güzelse."
Asım da nesi varsa, ne biriktırmışse yazıya, kita-
ba dönüştürme çabasma verdı kendini.
Nerdeyse eksık bulamayacağımız inceleme kitap-
ları bıraktı:
Abdülhak Hamit, Ahmet Haşim, Sabahattin Ali,
Orhan Veli, Rrfat llgaz, Orhan Kemal, Metin Eloğ-
lu
Yazılarını topladığı yapıtlar bıraktı:
Çok Kapılı Oda, Günlerın Getırdıği Götürdüğü
(Hüseyin Cantürk'le birlikte), Bılimden Yana Sos-
yalizme Doğru, II. Yenı Olayı, Halk ve Sosyalizm İçin
Kültür ve Edebiyat...
Ve geniş inceleme yazılanyla donanmış antoloji-
ler bıraktı:
Dünden Bugüne Türk Şiiri, Halkımızın Diliyle Ba-
nş, Şairterlmizin Ditiyle Banş. Temele Güf Dikenler...
• • •
Ötedenberi Marksistlerin yaratı olayına bakar-
ken, bireysel olana uzak kaldıkları söylenir. Söyle-
yenlerın amaçları sanatçının bağımlılığı yolundaki
savları doğrulama çabasıdır çünkü.
Genç Demir Özlü, 1961'de. belki de. durum be-
lirlemesi olanağı vermek ıçın şu soruyu sormuştu
Asım'a:
"Yazarın düşlerı, bılınçaltı ve ıç duygutannın da
yaşaması var. Yazdıklarıyla yaşadıklan arasındaki
uyuşmayı bu açıdan da düşünmek gerekli değil
mi?"
Asım'ın verdiğı yanıtı okuyalım:
"Yaşamak derken, bunu çok geniş ve aynntılı
olarak tasarlıyorum. Elbette ınsan; düşlen. inanç-
lan, düşünceleri bilinçaltı ve bilinç üstüyle de ya-
şar. Yaşantı hem iç, hem dış, hem bireysel hem top-
lumsal öğelenyle bir bütündür. Parçalanamaz "
Eleştirilerinde bu bütüne ulaşmaya çalıştı Asım.
Elinden geldiğince.
• • •
Yazıyı, Naim Tirali'nin Asım'ı anma toplantısında
okuduğu Can Yücel şiiriyle bitırmek ıstiyorum:
"Can Yoldaşıma
Gülmek bir erdemse, Asım
Gülerdı, gülmek içın değil
Papatyalar açarcasına
O Erzincanlı yüzünde.
Çalışmanın şavkıyla ışırdı gözleri.
Bugün tek başına da olsa
Yarın el ele,
Garip bir kuştu Asım:
Zümrütü Anka ,
Küllerini seveyim
Öpe savura.
Murathan Mungan Grand Streefte
I Kültür Servisi - Amerıka'nın en önemli kültür ve
sanat dergilerinden olan \e edıtörlen arasında Edward
Saıd'ın de bulunduğu Grand Street'ın 'Bellek' konulu
64. sayısında Murathan Mungan'a geniş bir yer aynldı.
Ülkemız edebiyatmdan daha önce Onat Kutlar'ın bir
öyküsüne ve Bilge Karasu'tıun çeşjtli yapıtlarına yer
vermış olan dergının bu sayısında Murathan
Mungan'ın Murathan 95'tekı Vesikalık Aşk
Fotoğraflan'ndan Aron Aji'nın çevirdiği ÇC.
Boyacıköy de Kanlı Bır Aşk Cinayetı. Hedda Gabler
Dıye Bır Kadın ve Murathan ile Sehihan ya da Bir
Biîlur Köşk Ma^alı yayımlandı. Derginin bu sayısında
ayrıca Tennesse VVilliams'ın b'.ıîıınrrjş birerken
dönem oyununa ve Nina Berbero'. ?. Pnblo Neruda,
Janıes Laughlin'in yapıthnna yer ver'miş.
Nedim Giipsel'in Paris'i
I Kültür Servisi - Nedim Gursel'in son romanı
"Pans'le ilgilı olarak katılacağı söyleşi bugün saat
19.00'da Fransız Külıür Merkezi Kütüphanesı'nde
gerçekleşecek. Khalkeidon yayınlanndan çıkan 'Paris'
adlı roman. yazann Pans'i algılayışı özerine kurulu.
'Gençlik ve Edebiyat'
• Kültür Servisi-Gençlık Haftası nedeniyle
İstanbul tl Halk Kütüphanesı Müdürlüğü'nce
düzenlenen Gençlik ve Edebiyat" konulu panel •
yann saat 14.00'te kütüphanenın konferans
salonunda gerçekleştirilecek. Felsefecı yazar Tansu
Bele'niıı yöneteceği panele, eğıtınıcı yazar Tufan
Ata Türkyılmaz. eğitimcı yazar Meral Dalaman ve
araştırmacı yazar, Istanbul Üniversitesi öğretim
üyesi Yusuf Çotuksöken konuşnıacı olarak
katılacak.