Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 MAYIS 1998 CUMABTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
ŞtRKETLERDEN
• DARDANEL Fasuli,
tüketicilerin beğenisine
sunuldu. Özel tatlı domates
sosu içinde kiiçiik ve beyaz
fasulyelerden oluşan Fasuli,
hem soğuk hem sıcak
yenebiliyor.
• FORD sponsorluğunda
7-10 Mayıs tarihlennde
2440'ıncı Rotary
Konferansı
gerçekleştirildi.
Rotaryenler. konferans
boyunca Ford'un Ka.
Mondeo. Fiesta ve Escort
modelleriyle deneme
siiriişü yapma imkânı
buldular.
Dünya
Beyin
Kurumu Başkanı Tony
Buzan. 28-29 Mayıs
tarihlerinde Lütfi Kırdar
Kongre ve Sergi
Sarayı'nda meraklılanyla
buluşacak.
• BATA. 1998 yaz
ayakkabı koleksiyonunu
müşterilerin beğenisine
sunuyor. Bata, yaz
sezonuna toplam 20
marka ile giriyor.
• COMPAQ. yeni
masaüstü bilgısayar serisi
Deskpro EP serisinı en
son teknolojiyle tasarladı.
Sen. rekabetçi fiyatlan ve
esnek kasa tasanmıyla
KOBİ'leri de kapsayan
geniş bir kitlenin
ihtiyaçlanna yanıt
vermeyi planlıyor.
• HEVVLETT
PACKARD. LaserJet
8000 yaacı ailesini tanıttı.
HP LaserJet 8000
yazıcılar hızb işleme, basit
iletişim ağı çevre
donanımı yönetimi,
kopyalama becerileri ve
RIP Once teknolojisi
sunuyor.
• COMPAQ'\ndünya
genelinde satışlannın
1997'nin ilk çeyregj ile
karşılaştınldığında yüzde
8'lik artışla 5.7 milyar
dolar, net gelirinin de 16
milyon dolar olduğu
açıklandı.
• EMtRATES
Havayollaru Matsushita
Avionics ile yaptığı
anlaşmayla yıl sonunda
fiJosuna katılacak iki
Boeing 777 \e Ocak
1999 dan 2002 yılına
kadar katıiacak olan 16
adet A330-200 Airbus tipi ,
uçağmı gelişmiş eğlence ve
iletişim teknolojisi ile
donatacak.
• COLGATE-
PALMOLIVE'ın Türkıye
genelinde başlattığı
kampanyada 3 adet Protex
alan herkese Colgate
Total diş macunu hediye
ediliyor.
• MCDONALD'S,
Türkiye'deki 90'ıncı
restoranını açö.
McDonald's
Caddebostan'ın açılışı.
İstanbul milletvekili
Ytldınm Aktuna
tarafından gerçekleştirildi.
• TURCAS Petrolcülük
ile lpragaz tüketicilerin
otogaz(LPG) taleplerini
yaygın bır şekilde
karşılamak amacıyla
sözleşme imzaladı.
Ipragaz ürününü yaygın
bir satış ağı kanalıyla
pazarlamayı, Turcas
Petrolcülük ıse ürün
çeşıdini arttırmayı
hedefliyor.
• SİEMENS, Newbridge
fırmasıyla birlikte, veri
iletişimi konusunda yeni
üriinlerini tanıtmak
amacıyla düzenlediği
~Avrupa 98 Road
Show"un İstanbul etabı
yapıldı. Araçta son
kullanıcı cihazlan. ATM
santrallan tanıtıldı.
• CASTROL'un
katkılanyla dünyanın en
yüksek yaratıcı !Q'suna
sahip Tony
Buzan.
TÜSİAD'm düzenlediği seminerde Avrupa Para Sistemi'nin etkileri tartışıldı
Türldye Euro'ya hazırlamyorEkonomi Senisi - Türkiye ile
Gümrük Bırliğrnın ötesınde bir
ilişkiye vanaş.ma\an A\ rupa Birli-
ğı'nin onak para bırimine geçme-
sinin ardından. Euro'nun doğru-
dan etkıleveeeğı sektörlerde kıpır-
danma başladı. AB'nın para polı-
tıkalannı tek elden belırleyerek.
daha ileri düzeyde bır ekonomık
bütünleşmeve >önelip. tek devlet
haline gelmesı ile birlikte Türki-
ye'nin bu bırlık ıçındeki rolünün
de gelecekte ne olacağı tartıs.ılıyor.
Türk Sanavıcı \e Işadamlan
Denaeğı'ncs (TLSİADl dün dü-
zenlenen -Av rupa'daTek Para Sis-
temTkonulu semınerSvvıssotel'de
gerçekleştirildi. Türk Ekonomi
Bankası Yönetım Kurulu Başkanı
Yavuz Canevinin vönettiği semi-
nere. Merkez Bankası Meclis üye-
si Bilsay Kunıç. De\ let Planlama
Tetjkilatı Müsteşan Orhan Güve-
nen. Dış Tıcaret Müsteşan Yavuz
Ege. Yapı Kredı Bankası Genel
Müdür YardımciM Selçuk Tamer
konuşmacı olarak katıldı.
Merkez Bankası Meclis üye&i
Bilsay Kuruç. Euro'nun Türk eko-
nomısi üzerınde olası etkılerine
karşı Merkez Bankası'nın hazır-
lıklannı değerlendırdı. kuruç. Eu-
ro'nun tersten ınşa edilen bir para
sistemı olduğunu belırterek "Ötı-
ce kaydi sonra banknot ve madeni
para çıkacak. Devletlerin değil pi-
yasalann kabulüv le olacak bir şey.
Euro pivasalann ürünü olmazsa
saun ahnmaz" dedı. Ortak para bı-
riminin 1 Temmuz 2002 yılına ka-
dar süren bır proje olduğunu anım-
satan Kuruç. bunun aslında siyasal
bir proje olduğunu söyledı. Eu-
ro'nun bankalann hesaplama. mal
ve hızmet üreten kurumlan etkile-
yecegıne dıkkaı çeken Kuruç.
"Düma parası imparatorluğa yakı-
şır. Siyasal pmjev i para üzerine in-
şa ctnıtk mümkün değil. İnşa için
döviz kurlannın kalkması. Avrupa
Merkez bankaları sisttminin ku-
rulması. ödemelerin bu paraylaya-
• AB'nin 1 Ocak 1999'da ortak para birimine geçmesi, ister istemez
Türkiye'de bankacılık, mal ve hizmet üreten bütün sektörleri etkileyecek.
Türkiye, para piyasalanna. ticari ve güncel yaşama da doğrudan
yansıyacak Euro'lu günlere hazırhklara başladı.
pılacak şekilde gerçekleştirilmesi,
11 ülkenin ödeme sistemlerinin bir-
birine bağlanması gerekir" dıye
konuştu.
Yeni mevzuat zorunlu
Türkiye'nin 1998 yılında zorun-
lu olarak mevzuat hazırlaması ge-
rektiğini söyleyen Kuruç'un gö-
rüşlenni özetlersek şunlan anlattı:
"Euro'nunçıkışıçıtayıyükselterek
olu>or. Biz de 31 Aralık 1998 tari-
hinderesmiolarak çalışmalannu-
n \apacağız. Türkij e'nin bu oto>o-
la doğrudan girme imkânına sahip
olmasıgerekiyor.Türkiye'yekalite-
yi, istikran getirmek zorundayız.
Bu. AB üyeliği meselesi değil. Tür-
kiye'nin ekonomik ve siyasi disip-
lin sorunu var. Bu da Merkez Ban-
kası'nın çahşmasını etkiliyor.
AB'ye göre projeleıie nkanmış, bir
Türkiye var. Türkiye'nin AB ile
ekonomik, fınansal ilişkileri aro-
yor."
Orhan Güvenen. Euro'nun Türk
reel kesimi üzenndeki etkılerıni
anlattı. Güvenen, Ekonomik v e Pa-
rasal Birliğin (EFB) sadece bir
ekonomik olgu olmadığmı. siyasi
birlik niteliği taşıdıgını anlattı.
Dünyada ulus devlet anla\ ı^ınırf
hızla azaldığını belirten Güvenen.
küresel etkıleşimde kamuoyunun
da buna hazırlıklı olması gerektı-
ğine isaret etti.
Ekonomik ve parasal birliğin
Türkiye için önemine dikkat çeken
Güvenen, konuşmasını şöyle sür-
dürdü:
** Türldye'nin AB ülkeleri ile ge-
leneksel, va/geçilmez ticari ve fi-
nansal bağlan bulunmaktadır. Av-
rupa sermaye ve para piyasalan,
gerek kamu. gereközelsektörün ft-
nansmanında başvurulan önemli
kay nak olmuşrur. Dolayısıyla dış
borç stokunun yaklaşık yüzde 45" i
Dünya, AB ve Türkiye
üçgenindeEuro
HAZALATEŞÇAKIR
Avrupa Bırlıginın ortak para bırimine geçişi ile
para pıyasalan başta olmak üzere bankalar, mal ve
hızmet üreten ^ırketler doğal olarak etkılenecek.
Euro ile birlikte ulus-devletler egemenliklennin
bir bölümünü AB'ye devrederken. dolara karşı
cephe olarak doğan Euro ekonomik, sosyal ve psi-
kolojik devrimleri de beraberınde getirecek.
Türkiye'nin dış tıcaretinin yaklaşık yüzde 50'si-
ne sahip AB'nin ıstikrarlı para politikası uvgula-
ması. enflasyonu ve faızleri aşağı çekmesi yeni
hesaplarıa nasıl yansıyacak?
Türk Lırast'nın Euro karşısında reel olarak de-
ğer kazanmasını önleyicı politikalar AB'ye yöne-
lık ihracatın olumlu gelişmesinı sağlayacak.
Emeğin zarar görmemesı için yapılacak düzen-
lemeler, Türkiye gibi birlik dışmdaki ülkelerde de
emek kullanımına veni düzenlemeler getirecek
Türkive'nin dış borçlarının yüzde 4O'ı Avrupa pa-
ra binmlennden oluştuğundan. bu oranı daha is-
tikrarh b\r para bıriminin oluşturmast dış borç yö-
netımine kolaylık sağlayacak.
AB ülkelerine etkileri nasıl olacak ?
• Döviz bozdurulması esnasında ortava çıkan
işlem maliyetleri ortadan kalkarken, iç pazann de-
rinliği artacak.
• Ekonomik para birliğine üye ülkeler arasm-
dakurnskikavramı ortadan kalkacak veıç fınans
piyasalannda hareketlıliğe neden olacak.
• Ticari ve mali sistemin ABD büyüklüğünde
bir üretim birimi haline gekn derin Euro alanı ulus-
lararası kur dalgalanmalannda hassaslaşacak.
• Finan?» pıvasalarını birbırıne bağlayan TAR-
GET adlı ödeme sisteminin kurulması sonucu pi-
yasaların geçışlıliği sağlanacak.
• Aracüık maliyetleri düşerken. üye ülkelerde
mali varlıklann getirisi düşme eğilimine girecek.
9 Kamu harcamalanndakı kiMtlamalar. bu ül-
kelerdekı yaş oranmdakı farklılıklarla birlikte iş-
sizlik sıgortası. emeklilikte belirsizlik ya$anacak.
\\ rupa parabirinündenoluşmak-
ta. Bu açıdan Euro'nun Türldye'yi
etkilemesi açıkürT
Yavuz Ege. Euro'nun Türki-
ye'nin dış tıcareti, reel sektöre \ an-
sımasını açıklarken. AB ile ticari
bağımlılıgın göz ardı edılmemesi
gerektiğıni anımsattı. Ege şövle
devametti:
"Avrupa tek pazar haline gele-
cek. Turizmde. ticarette işlerin hız-
landığı görülecek. Tüketici refahın-
da gözle görüiür bir arnş olacak.
Fiyatlar. işgücü piyasası 'de ilgili so-
runlar da ortaya çıkacak. Firma-
larda birleşmeler. devrolmalar var.
AB ülkelerinin kendi içindeki gelir
dağılımı mevzuat. ücrerterde.sana-
yi üretiminde. maliyede. bütçe
farklüıklannda. istihdamda farklı-
lıklan da unutulmamalı. Türid-
ve'yi vaptsal reforma. öntem alma-
yazoıiayacak. Türkiye'nin dış tica-
ri yapısında AB ile daha fazla cid-
di bir ekonomik bağımlılığı var."
Dış ticarette düzenleme
Yapı Kredi Bankası Genel Mü-
dür Yardımcısı Selçuk Tamer de
Euro'nun Türk bankacılık ve özel
sektörü üzerindeki etkilermi de-
ğerlendirdi. Tamer. Euro'nun ban-
kacılık sistemine etkılerinin, eği-
tim. teknolojik altyapı. senaryo
analizlerı. muhabirbanka sayılan-
nın azaltılması. yapısal degışıklik.
daha rahat borçlanma ve yabancı
sermaye girişinin artması şeklınde
ortaya çıkacağını anlattı.
Oturumu yöneten TEB Yöne-
tim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi
de 11 AB ülkesınin Euro'nun telaf-
fuzu konusunda bile anlaşamadık-
iannı anlatırken. "Euro'dandönüş
yok. AB ülkeleri baloda smokinle
biz de pijamayla dolaşıyoruz. Siya-
setin. ekonomik gelişimlerdeki du-
yarsızhğına bakın. Euro Türkiye
için bir umut projesi. Bağımstz bir
Merkez Bankası önerilmeli ve enf-
lasyonun düşürülmesi için hedef
konulmah" görüşünü anlattı.
Yeni Astralar
Türkiye
yollarında1991 yılında başarılı Kadett
modelının yerını alarak
piyasaya çıkan Opel Astra o
zamandan 1998 yılına dek
kendi sınıfında en çok satan
ikinci model olma başansını
göstermiştir.
Türkiye'ye üç kapı (Sporhive),
beş kapı (GL ve CD) ve station
(Club) karma versiyonları ile
ithal edilen yeni Astra sadece
iki motor seçeneği sunuyor.
GL, CD ve Club versiyonlannda
kullanılan 1.6 litre 100 HP ile üç
kapılı Sportıve versiyonda
kullanılan 2.0 litre 136 HP'lik
motor.
Yeni Astra'nın boyu eskisine
göre 5 cm artarak 4111 mm'ye
eni ise 1709 mm'ye çıkmış.
Böylece daha geniş ve konforlu
bir iç mekân sağlanmış. 0.29
cvv'lik rüzgâr direnci katsayısı
bu sınıfın en iyilerinden biri.
Astra'nın paslanmazlık
garantisi gövde galvanizle
kaplanarak 12 yıla çıkarılmış.
Sürücü ve yolcu hava yastıkları
Yeni Astra'larınTeknik Ozellikleri
Model
Silındir sayısı
Motor hacmi (cc)
Maksımum (HP-d/d)
Maksimum htz (km/s)
0-100 knvs hızlanma (sn)
Ortalama yakıt îüketimi (lt/100 km)
1.6i GÜCD
4
1598
100-6000
188
11.5
7.4
1.6i Club
4
1598
100-6000
183
12.0
7.7
2.0i Sportive
4
1998
136-5600
208
9.0
8.6
standart olarak sunulan yeni
Astra'da ilginç bir özellik olarak
sunulan orta konsoldaki
teybin radyo dijital ekranı
aynca saati ve dış ısıyı da
gösteriyor. Hidrolik
dıreksiyon, elektrikli camlar,
ısıtmalı ve elektrikli aynalar,
uzaktan kumandalı merkezi
kilit, radyo-teyp,
yükseklik
ayariı sürücü koltuğu da
(asimetrik katlanan arka koltuk)
standart donanıma dahil.
CD versiyonunda bu
donanıma ek olarak BS, yol
bilgisayan, klima, yan hava
yastıkları, sis farlan arka koltuk
kafalıklan da bulunuyor.
Fiyatlan
Astra GL 4 milyar 98 milyon
Astra CD 4 milyar 798 milyon
Club (Station)
4 milyar 458 milyon
Sportive 2.0 5 milyar 522
milyon lira.
2.el otomobil fiyatları (ooo.ooo TU
Marka-Model '97 '96 '95 '94
Ford Escort 1.6 CLX 2.450 2.150 1.850
Opel Astra 1.4 GL 3.200 2.600 2.450 1.900
Opel Vectra 2.0ı 4.000 3.600 3.200 3.100
Opel Corsa 1.4ı 2.200 2.100 2.000 1.800
Renault 12 1.400 1.250 1.150 1.100
Renault 9 Broadvvay 1.800 1.700 1.500 1.350
Renault 191.4 1.900 1.800 1.700
Fiat Uno SX 1.600 1.500 1.350 1.200
Honda Civic 3.300 3.100 2.400 2.150
Lada Samara HB 950 900 850
Mazda 323 Sedan 2.700 1.850 1.700 1.550
Nissan Sunny EX - 1.800 1.650
Peugeot 106XR 1.900 1.600 1.400 1.300
Skoda Felıcıa 1.650 1.500 1.350 1.100
Toyota Corolla 1 6XLİ 2.400 2.150 1.900 1.600
Şahin 1.550 1.450 1.300 1.200
Doğan SLX 1.900 1.800 1.650 1.450
Tempra SX 2.000 1.750 1.550 1.400
ÇİFTÇt DOSTU / SADLLLAH LSUMİ
ANKARA - Hububat alım fiyatlan ı-
lan edıldi, amatartışmaları bitmedi. Bu
gidışle biteceğını beklemek de fazla
iyımserlık olur. Zıra. tanm ürünlen üze-
rinde yüzlerce trılyon liralık çıkar kav-
gası var. Hükumetin alacağı bir karar-
la, bu trilyonlar ya çıftçının kesesine ya
da tüccar ve sanayıcinın kasalarına faz-
ladan akacak...
1980 yılından sonra ışbaşına gelen
hükümetlerın aldığı kararlar. hep tüccar
ve sanayicinin büyük paralar kazanma-
sına neden oldu. Buna karşılık. tanm
kesimi hıçbir yıl hakkını alamadı ve hep
zarar gördü... Nıtekim, bu yıl da deği-
şen bır şey olmayacak... Hükumetin
verdiği taban fiyatlar düşük olduğu için,
sonuçta gene kazanan tüccar ve sana-
yici, kaybeden de çiftçi olacak...
ANAP büyük sermaye çevrelerini
destekleyen bır parti. Hükumetin Baş-
kanı Mesırt Yılmaz da sermayeden ya-
na bir partınin genel başkanı. Yanlış bir
uygulama olmakla birlikte böyle bir hü-
kumetin çıftçılerı dışlaması ve sanayi-
cinin yanında yer alması çok doğal...
Halkımız veya çiftçilerimiz ANAP, Doğ-
ru Yol veya Fazılet Partisi'ne oy verdik-
çe, tanm kesıminin sömürülmekten
kurtulması mümkün değil. Zıra. sağcı
siyasetçilerimızin bir kısmı TÜSİAD'çı-
larla. diğer kısmı da MÜSlAD'çılarla kol
kola...
12 Mart'lar. 12 Eylül'ler neden oldu?
1961 Anayasası çeşıtlı kesimlerin
haklannı aramasına ve ekonomik ör-
gütlenmeye olanak sağlıyordu. sivil
toplum örgütlerı güçleniyordu. Halkı-
mız da hakkını aramayı ve savunmayı
Gerçekler Saptırılıyor
öğrenıyordu. Çıkar çevrelerinin vurgun-
lan toplum içinde konuşulur hale gel-
mişti. Soygun düzeni Türkiye'de sona
ermek üzereydi. Birdenbire 12 Mart
darbesigeldi... Ancak, toplumun geliş-
mesini engellemeye yetmedi... Arka-
sından 12 Eylül. Yapılan ilk seçimde. iç
ve dış sömürüye kapılarını ardına kadar
açan siyasal iktidarlar işbaşına geldi.
Özelleştirme bahanesi ile memuru, iş-
çiyi. emekliyi. çiftçiyi sömürü düzenine
karşı koruyan kuruluşlar tahrip edildi.
Yok pahasına satıldı. Böylece. Türkiye
sömürüye açıldı...
Tanm kesimi kenara itildi
Tabii bu gelişmelerden basın da et-
kilendi. Sermaye çevrelerinin çıkarları-
nı savunmaya soyunan bazı yazarları-
mız gazetelerde etkin köşelere yerleş-
tiler. Mevcut hükümetlerle zaman za-
man sert tartışmalara giren bu yazar-
larımız, holdinglerin yararı söz konusu
olunca, hemen aynı davulun tokmağı
oluverdiler. Yalan yanlış demeden ser-
maye çevrelerinin çıkaiiannı destekle-
meye başladılar.
Orneğin, bu yıl Yılmaz hükümeti enf-
lasyonu gerekçe göstererek tanm
ürünlerine düşük taban fiyat vereceği-
ni açıklayınca basından büyük destek
gördü. Hatta, övgüler aldı... Sonuçta,
basının da desteğini arkasına alan hü-
kümet, hububat fiyatlarını çok düşük
açıkladı. Türkiye ekimi en çok yapılan
buğdayın bir cinsine 47 bin, diğer bir
cinsıne de 53 bin lira verdi. Halbuki.
buğdayın bir kilosunun maliyeti 67 bin
lirayı buluyordu.
Tanm kesimi bu fiyatlara büyük tep-
ki gösterdı. Ama, aldıran olmadı. Gaze-
teler de çiftçinin bu feryatlanna ilgi gös-
termediler... Hatta, çok ters bir tutum
içine girdıler. Bu arada, Tanm Baka-
nı'nın "Tanm ürünlerine dünya piyasa-
larının üstünde fiyat verdik" sözüne bi-
le sahip çıkan yazarlanmız oldu. Bazı
yazarianmız da buğdaya dünya piyasa-
larının üstünde fiyat verdiği gerekçesi
ile hükümeti eleş+irdiler...
Tarım Bakanı'na göre, dünya piya-
salannda buğdayın tonu 135 dolarmış,
Türkiye'de ise yeni verilen fiyatla buğ-
dayın tonu 212 dolara gelecekmiş. Bu
fiyatları bakan açıklıyor... Gazetelerde
doğruluyor...
Hayret... Bin kez. yüz bin kez hayret!..
Bakan ve gazeteci arkadaşlanmızın
bu iddialan tamamen gerçek dışıdır.
Sapla samanı birbirine karıştırmaktır.
Batılı çiftçinin tanm ürünlerinden eline
geçen para, Türk çiftçisinin eline geçen
paranın en azından iki katıdır. Dünya-
da buğdayın iki fiyatı vardır. Birisi bor-
salarda oluşan fiyattır. Diğeri ise buğ-
day üretıcisinin eline geçen paradır. Üs-
telik, borsalardaki fiyatlar da bakanın ve
gazeteci arkadaşlanmızın dediği gıbi
sabit değildir. Nitekım, geçmiş yıllarda
dünya piyasalannda buğday fiyatları
265 dolara kadar çıkmıştır. Ama bu, fi-
yatlar ne olursa olsun üreticiyi ilgilen-
dirmez. Devletler borsa fiyatlannın dı-
şında bir fiyat politikası ızlerler. Örne-
ğin, bu yıl Türkiye'de 47 bin veya 53 bin
liraya satın alınacak buğdayların aynı
cinsi, Batılı ülkelerde tam 63 bin lira
olacaktır. Makarnalık buğdayın fiyatı
Türkiye'de 71 bin 550 lira ilan edilmiş-
tir. Batılı ülkelerde ıse bu yıl 85 bin lira-
nın üstünde satılacaktır.
Dahası da var... Türkiye'de ürünlere
verilen fiyatların garantisi yoktur. Tüc-
car vesanayıci, hükumetin ilan ettiği fi-
yatların altına inebilir. Nitekim. yıllardan
beri inmıştir de... Ama. Batılı ülkelerde
bu mümkün değildir. Eğer. üretici buğ-
dayını destekleme fiyatlannın altında
satmak zorunda kalırsa, devlet arada-
ki farkı karşılar... Ama, şimdiye kadar
Batılı ülkelerde buğday fiyatlannın ilan
edilen rakamların altına düştüğü görül-
memiştir. Çünkü, sistem tıkır tıkır işle-
mektedir...
Daha neler var, neler... Dekar başına,
hektar başına destekler... Yüzde yüz
koruma... Yüzde yüz destekleme...
Üreticilerin özel bankalan ve koopera-
tifleri. Yüzde üç veya beş faizli krediler...
Ithalat yolu ile iç piyasalan vurmak
mümkün değildir. Tüccar ve sanayici-
nin üreticileri sömürmesi imkânsızdır.
Bunu sağlamak için her türlü yasal ön-
lem alınmıştır. Eğer, ciddi bir hesap ya-
pılırsa, Batılı ülkelerde bir kilo buğday
karşılığında üreticinin cebine giren pa-
ra, bugünün koşullannda 110 bin lirayı
geçer... Bu nedenle, Batılı ülkeler tam
bir tanm cenneti haline gelmiştir. Tür-
kiye'de ise çiftçinin yaşamı "cehen-
nem "den farksızdır...
tŞÇtNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAJV SONER
Yüreğimiz Ağzımızda
Haberleri yüreğimiz ağzımızda izlemek zorunda
kaldığımız zaman dilimlerinden birindeyiz.
Yağmur şiddetini artırabilir, sutar altında kalan in-
sanlar, hayvanlar, evler, işyeıieri. tarialanmızın sayısı
artabilir. Inanılacak gibi değil ama Akın Birdal'ın te-
tikçileri yakalanmış. İlk bilgilere göre de çete bağlan-
tılan var. Suharto. ABD Dışişleri Bakanı'nın "çekilsin"
ültimatomundan birkaç saat geçmeden tahtını bı-
rakmak zorunda kaldı. CHP Kurultayı her zamanki gi-
bi sıcak tartışmaları ile başlamadan gundemimize
girdi..
Ve biz Cumhunyet çalışanları, Ekmekçi'nin sevgi-
li öğretmenleriyle. her kesimden çok kalabalık dost-
larıyla birlikte. ölüm yıldönümünde kahkahasını, ya-
şama, gazeteciliğe dosdoğru. yürekli, sevgi dolu. hep
verici, iyimser, ınsan bakışını özledik...
Ülkemizde anımsanan bu en büyük sel felaketi
üzerine gazetecilik olarak yapılacak çok fazla şey
yok. Televizyonlann uçaktan aldıkları görüntüler, su-
lar altında kalmış evler, ışyerieri. araçlar. tarlalar son-
rasında göreceklerimizin acı habercileri. İlk günün-
den sebze meyve fiyatlan. tabiı doğrudan en ufak bir
ilişkisi olmaksızın. açgözlü fırsatçılar, vurguncularsa-
yesinde patlama yaptı.
Borsa yupıleri hemen hesabını yapmışiar Iş Ban-
kası hisselerinin ozelleştirilmesınden bütçeye aktan-
lan pay bir kalemde suya gıtmiş. Asıl acısı sular çe-
kildikten sonra çıkacak. Yıllara mal olmuş emekler,
yatırımlar, bütün altyapı yok oldu.
Daha önce pek çok ülkede benzerleri yaşanan bu
felaketlere gerçekten doğal afet deme lüksümüz var
mı? Gerçek şu ki doğa insanlığın ölçüsüz, acımasız,
hesapsız tahribatının bedelini ağır ödetiyor. Ne var ki
doğanın yok edilmesinden sorumlu olanlarla bedel
ödeyenler genellikle aynı insanlar değil. Doğanın yok
edilmesinden asıl sorumlu tuzukurular yine paçayı
kurtanyor, olan yoksul çoğunluğa oluyor.
• • •
Akın Birdal'ın tetikçilerinin yakalanmasına sevin-
mememız olanaksız. inanamıyoruz. Bır yandan da
hemen düş görmeye başlıyoruz. İster mısiniz bu bir
başlangıç olsun. Faili meçhul cinayetlerin failleri bır
biryakalanmaya başlansın. Çetelerden hesap sooıl-
ması gündeme gelsin. Türkiye demokrasiye, hukuk
devletine doğru kımi önemli adımları atsın. iş sıkı tu-
tulursa neden olmasın kı? Bu ışler biraz da çorap sö-
küğüne benzemez mi? ipın ucundan sıkı sıkı yaka-
larsanız, gerısi sökülmeye devam eder.
Çetelenn yakalanmasının da keşke arkası çorap
söküğü gibi gelse. Ama Suharto'yu tahtan indirten
Endonezya krizinin arkası dünyayı. insanlığı ürkütü-
yor. Gerçi bir boyutu ile "küreselleşme, tek ıdeolojı"
adınayutturulanların ne menem şeyler olduğunu gös-
terme, kirli çamaşırları açığa çıkarma anlamında çok
önemli. İster şekli demokrası, ister diktatorlük olsun,
önce desteklenip sonra da IMF reçetelerinin kurba-
nı edilmiş bu kaçıncı iktidar?
Endonezya'dainsancayaşammdışınaatılmışyok-
sullann patlaması, insanı yok sayan, sadece paranın
gücüne tapan küreselleşmenin ideologlannı, dalka-
vuklarını bıraz düşündürmüş, ürkütmüş müdür? Bi-
lindiği üzere bütün dünyada aslında korku dağları
bekliyor. Prenslerin, yupilerin yaşadıkları alanlar ay-
rılmakla kalmıyor. Olağanüstü güvenlik önlemleri ile
korumalara akıl almaz paralar ödeniyor. Ama görül-
düğü üzere, uzun yıllar diktatörlükle sindirilmiş yok-
sullar bir kez patlamayagörsünler. Güvenlik önlemi.
duvarlar dinlemiyorlar.
Tabıi Endonezya'daki yoksullar ayaklanmasının
yağmaya dönüşen boyutlarında insanlık adına övü-
nülecek bir durum yok. Ufuksuzluk, örgütsüzlük, ça-
resizlik, ofke.. başka ne üretebılirdı ki?.. Suharto'nun
gidişini kutlayan öğrencılerin sevincı yürek bunkuyor.
fşe yaramaz hale duşünce, ağababalar Suharto'nun
gidişine karar verdiler. Ama sonrası ne olacak? En-
donezya'yı küreselleşmenin en acımasız modellenn-
den biri haline getıren. çok büyük zenginler ile çok
fazla yoksul yaratan düzen mi değışecek?
Uzmanlar Suharto'nun gidişi ile krizin noktalanma-
yacağı kanısındalar. Çok daha önemlisi, artık gun
gün kaplan efsaneleri sönen Asya ekonomilerindekı
krizin büyüyerek devam edeceği kanısı ağır basıyor.
Endonezya sermayesinin Japon bankalarma olan
borçlarını ödeyememeleri Japonya'yı, Japonya'daki
kriz de ABD'yı sallayabilirmiş. Kriz dünya ölçeğine va-
rabilir, kuresel krize dönüşebilirmış.
Yıllardırinsananeolupbittığinealdırmadan, "Dev-
let küçülsün, özelleştirme yapılsın, sosyal devletten
vazgeçilsın; sosyal güvenlik, sağlıkhizmetleri, eğitim
de ne ımiş? Her şey paralı olmah, sendikal haklar
kalkmalı, ucuz emek, önce ekonomi, serbest piya-
sa.." dıye tepınenler, ellerini başlarının arasına alıp dü-
şünmeye başlamışlar mıdır? Henüz pek belirtisi yok
ama "Bu düzen böyle sürûp gidemez" diye düşün-
meye başlayanların sayısının hızla artmakta olduğu
tartışılmaz.
Bu tartışmalar bir ucundan olsun, CHP'nin kurul-
tay çalışmalannda da gündeme girecek mi? Sosyal
demokrat bir partide çok da ağırlıklı tartışılması el-
bette gerek. Ama belli de olmaz kı.. Bizdeki rüzgâr-
lar ingiltere ve Almanya'dan. sol partilere sağ parti
programlarını taşıyarak iktidar nefesi kazandırma he-
veslerinde. Türkiye'nin bozulan gelir dağılımı uçuru-
mu, toplumun gereksinmeleri. şeriatın bile Türkiye
gerçeğine baktp sol sloganlarla ayakta durmayı seç-
tiği görmemezlikten geliniyor.
Windows 98'e
talep yağdı
NEVV YORK (AA) -
ABD Adalet Bakanlığı
ile Microsoft firmasi ara-
sında başlayan tartışma
\e bakanlığın şirket aley-
hine anti-tröst davası aç-
ması. \Vindows-98 prog-
ramına olan talebi arttır-
dı.
Windov\s-98 progra-
mı.25Haziran 1998'den
itibaren. ABD'de tüketi-
cilerin kullanımına sunu-
lacak. Programı gelişti-
ren Microsoft firması.
bilgisayar yapımcılanna
programı geçen pazarte-
si gününden itibaren
göndermeye başlamıştı.
Böylece haziran ayın-
da piyasaya çıkacak yeni
bilgısayarlar, Windows-
95 yerine VVındows-98
ile çalışır olarak satıla-
cak. ABD'nin en geniş
bilgisayar ve yazılım sa-
tış mağazalan zinciri
olan CompUSA'nın Baş-
kan YardımciM Lawren-
ce Mondr\, "Bakanlığın
açtıgı davanın \\ indows-
98'e, hiçbir tanıtım prog-
ramının vapamayacagı
kadar reklam yaptiğım"
belirterek "Microsoft'un
bakanlığateşekkür borç-
lu olduğunu" ıfade etti.
Computer City ve
Tandy gibi bilgisayar sa-
tan mağaza zıncirleri de.
VVindovvs-98'e olan tale-
bin beklenenin çok üs-
tünde gerçekleşeceğini
dogruladılar. Adalet Ba-
kanlığı Microsoft aleyhi-
ne açtıgı davada. şirket
haksız bulunsa dahi.
Windov\s-98 yüklenmiş
olarak satılan bilgisayar-
lardan bu programın çı-
kanlması söz konusu
olamavacak.