Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22. MAYIS 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Yugoslavya'yı parçalayan iç savaşta, Saraybosna'da yaşanan dramlardan çarpıcı bir demet
Savaş ımüıabiriııiıı gözünden.•.Savaş ertesinde, başkan Tito'nun on-
ca çabasıyla harcı tutmuş ne var ki so-
nuçta parçalanarak fanatık milliyetçıli-
ğe kurban edilen (eski) Yugosiavya iç sa-
vaşının ilk döneminde, 1991 'in sonun-
da. Bosna'da, Sırplann cehennemi bom-
bardımanı sonunda düşen, yıkık dökiik
Vukovar kentine gırdiğimiz. sarsik, so-
luk, titrek haber filmi görüntülenne da-
yanan bırjenerikle açıfıyor 'Weteometo
Sarajevo- Saraybosna'ya Hoşgeldiniz'.
Ardından "sniper" denen keskın nişan-
cılann yol açtıgı dehşetle irkiliyoruz an-
sızın. beyazlar içindeki kızmı gelin eden,
• takmıştakıştırmışbıranneninkarnınaye-
diği kurşunla devrildiğı sahnede.
Canını kurtaranın Saraybosna'ya ka-
çıştığı yörede görev yapan TV muhabir-
lenrun ızlediği. ama bütün dünyanın ne-
redeyse görmezden geldiğı. Avrupa'nın
tam da göbeğinde olan biten bu kaosun
cehennemı boyutlara ulaştığı 1992"dey-
se, ıç savaş olanca şiddetiyle harabeye
dönmüş kent sokaklanna yansımıştırar-
tik.
Ne var ki aralannda rekabete girişmiş
Batılı muhabırlenn canlannı dişlerine
lakarak, lkinci Dünya Savaşı'ndan beri
yaşanan en büyûk insanlık dramı sayı-
İacak bu savaştan geçtikleri haberlerin,
örneğın lngiliz Kraliyet ailesinden bir
prens AndrevOe Leydi Fergie'nın en
kıvtınk ev lılik dedikodulan kadarbıle kıy-
metı harbiyesı yokturtelevızyonlann ha-
ber bültenlennde.
Gündüzlen Sırp bombardimanından
soluk alamayan ve kan gölüne dönen
Saraybosna'nm dört köşesinde. sürekli
canlan pahasına haber kovalayıp gece-
len de yaşadıkları korkunç olaylann şo-
•kunu unutmaya baktıklan barlarda takı-
larak meslek ahlakını sorgulayan savaş
muhabtrlennin gözünden anlatılmış 'Sa-
raybosna'ya Hoşgekliniz'. geçen yıl me-
lankolik Thomas Hardy uyarlaması ve
usta ışı bir dönem filmı panoraması ni-
vvelcome to
Sarajevo /
Yönetmen: Michael
VVinterbottom /
Senaryo: Frank
Cottrell Boyce /
Kamera: Daf Hobson
/ Müzik: Adrian
Johnston /
Oyuncular. Stephen
Dillane, VVoody
Harrelson, Marisa
Tomei, Kerry Fox,
Emira Nusevic,
James Nesbitt,
Emily Lloyd, Goran
Visnjic, Juliet
Aubrey, Gordana
Gadzic/1997
ingiltere-ABD (FilmArt)
telıgindekı 'Jude' filmiyle bağnmıza
bastığımız. yetenekli, yeni kuşak tngi-
liz yönetmenlennden Michael Wlnter-
bortom'un dördüncü filmi.
Oxford öğrencısiyken televizyon mon-
tajcılığına geçerek mesleğe başlayıp
Bergroan hakkında 2 belgesel, Channel
4 için TV filmlen çeken. ama asıl 1995
yapımı 'Butterfh Kiss'le adını duyurup
'Jude' ve TV fıîmı 'Go Now'la (1996)
sıvrılen Michael VVinterbottom, ITN
TV'nın deneyımlı savaş muhabın Mic-
haelN kholson'un sa\aş kargaşasına gö-
mülmüş Saraybosna'da başından geç-
miş, gerçek olaylara dayanan 'Natasha's
Ston" adlı otobiyografık kitabından
uyarlamış •Saraybosna'ya Hoşgeldiniz'i.
gedikli senaristi FrankCottrettBo\ee"la
birlikte.
tnsana bir türlü kurtulamadığı bir vı-
rüs gibi yapışan ve haberciler ıçın yoğun
dramatik malzeme içeren. kana. şidde-
te yenik dûşmüş Saraybosna'dan artik ül-
kesine dönmek iizere olan. kurt İngıliz
televizyon savaşmuhabirı MichaelHen-
dersonun (Stephen Dillane) öyküsünu
aktanvor 'Saraybosna'ya Hoşgeldiniz'.
Savaşın korkunç atmosferinde her an
ölebilecek 50 çocuğun aç açınabanndı-
gı. döküntü bir yetimhanedekileri kur-
tarmak derdıne düşen Henderson, söz ver-
diği. 10 yaşındakı kimsesız Boşnak kı-
zı Emire'yı (Emira Nusevic) bu cehen-
nemden kaçınp evlat edinerek Lond-
ra'daki ev ine. ailesine götürmeye takıyor
kafayı; çocuklara sevgıyle sıcak bir yu-
va verecek varlıklı Fransız, Alman aile-
lerbulma uzmanı. sosval hızmet görev-
lısı bırkadının (MarisaTomei) vardım-
BilimkurgusalbirfelaketfilmiBugün dünya sınemalanyla bir-
likte bizde de göstenme giren.
ABD'deki yaz mevsimi için ha-
zırlanmış 'Deeplmpact-DerinDar-
heVRtanic'in gişebaşansmagöz
dikmiş. son dönemin en göz alıcı
Hollyvvood üstün yapımlanndan
bın, belki de başlıcası. 'Derin Dar-
be'de. uzaym dennlennden kopup
gelerek dünyaya çarpacak ve ge-
zegenimızi yerle bir edecek cins-
ten. neredeyse New York metro-
polü büyüklügündeki kocaman bir
kuyruklu yıldızın tehdidi altında,
tehlikelı ve genlımlı saatlere ge-
be. ABD'nın patronluğunu çoktan
kabullenmış yaşlı dünyamız.
Yoğun efekt bombardımanı
Tıpkı bınlerce yıl öncesinde
yoğun bir göktaşı bombardıma-
nına maruz kalarak dünyadan si-
linmiş dinozorlann ortadan yok
olması gibi. insan soyunun kökü-
ne kibnt suyu ekecek tûrden ve
yine uza>dan gelen. büyük bir
tehhkenin pençesinde kalakalı-
yor insanlık, Spielberg ekürisin-
den. "The Peacemaker-Banşcf
adjı aksıyon-macera filmiyle öne
çıkan Mimi Leder'ın yönettiğı
'Deep Impact-Derin Darbe'de.
Nicedir dünya sinemasev erle-
nnın 'hayalgücüneambargoko-
yup her şeyi bizim yerimize hayal
eden* Hollyvvood rüya fabrika-
smdan. bilgisayar ürünü, mucize-
vı özel efektlerle bezenip 'High-
tec* albenisiyle tezgâhlanarak ta-
ze taze önümüze süriilen, iki sa-
atı aşkın. bilimkurgusal kotanl-
mış bu yepyeni felaket filmı. ye-
dmci sanat bakımından çokça
önemsenmese de kuşkusuz ge-
nış seyirci yığınlanna ulaşacak
cinsten, ortalama seyircinin gar-
dsnı düşüren. son derece sürük-
leyici. Spielberg tarzı, patlamış
msırtüketimini arttıracak, gısgı-
cırbir sevirlik.
Son çeyrek yüzyılda, kuşku-
suz yönlendirmese de sinemanın
gdişine etkili olmuş ve piyasa-
rm geçerlı akıl yaşını (zekâ kat-
si> ısını) oldukça düşürmüş, coş-
kisunu hiç yitirmemiş, çocuk gö-
rullü, yaşlanmayan usta yönet-
men-yapımcı Steven Spielberg'in
üç ortağından biri olduğu
yeni yapım şirketi Dream-
Work adına tezgâhlanan,
özel efekt büyücülerının
yine bütün hünerlerini dök-
türdükleri 'Derin Darbe".
yıne bildık klışelere da-
yandınlarak, bilimkurgu-
ya özgü. malum 'dünya-
nın sonu durumu'nu ele
alıyorbırkezdaha.
Mimi Leder'ın yöneti-
mınden çok. cılalı teknik
düzeyiyle, ılgisiz kalına-
mayan görüntü ve ses
efektleriyle. Michael Tol-
kin-Bruee Joel Rubin se-
narist ikilisınin beylık se-
naryosuyla ve hatın sayı-
lır bir etki uvandırmayı
amaçlayarak, ağzı açık bı-
raktığı seyırciyi anında
kavrayıveren hızlı anlatı-
mıyla gişeye yönelik, dev
bütçeli, bol yıldızlı bir büyük
stüdyo filmi izlenimi veren bu
şık şıkırdım Paramount yapımı,
zaman içinde 'Tıtank' mav al-ma-
salını ikıye katlayıp geçebılir ha-
sılatta.
Annesiyle babası (benzersiz
\anessa Redgravç'le epeyce tanm-
maz olmuş bir Maximüian Schefl)
çoktan aynlmış. babasmın tutul-
duğu, hemen hemen yaşıtı olan
Deep impact /
Yönetmen: Mimi Leder/
Senaryo. Michael Tolkin,
Bruce Joel Rubin /
Kamera: Dietrich
Lohmann / Montaj: David
Rosenbloom / Oyuncular:
Tea Leoni, Robert Duvall,
Elijah Wood, Morgan
Freeman, Vanessa
Redgrave, Maximillian
Schell, Leelee Sobieski /
1998ABD(UIP)
yeni annesinden pek hazzetmeye.
erkeksız hayatını bütünü>ie işiy-
le dolduran. maliye bakanının ka-
nştığı bir seks skandalının peşi-
ne düşmüş. büyük haber yakala-
dığını zanneden ve FB1 tarafm-
dan başkanın huzuruna çıkanlan.
geleceği parlak. genç ve güzel
bir TV habercisi (Tea Leoni).
Gökyüzünü teleskopla tararken
tesadüfen dünyanın başına bela
olacakkuvrukluyıldızı keş-
feden>enivetmegençle( Eli-
jah Wood) gönlünü kaptır-
dığı sınıf arkadaşı sevgılisı
(Leelee Sobieski) \ebirbırle-
nni zıyaret eden aılelen. Yük-
lendıği sorumluluğu taşıya-
bılen. kuyruklu yıldız sırn-
nı ekran başına geçip halkıy-
la pa^la^an \e dünyaya hız-
la yaklaşan felaketı engelle-
mek üzere 7 kez uzaya gıdip
dünyaya dönmüş. deneyim-
lı, emeklı bir kaptan pilotun
(Robert Duvall) komuta ede-
ceğı. Messıah adlı bir uzav
gcmısının kuvruklu yıldızı
parçalama görevını üstlen-
dıği. çok rtbkh bir uzay ha-
rekâtının başarıv a enşeceğı-
nı uman. dertlı zencı ABD
başkanı (>on haftalarda sık sık
karşımıza çıkan 'baba' Mor-
gan Freeman). Kuyruklu yıl-
dızın çarpması sonucunda imha
olacak dünvadakı hayatı. hiç de-
ğilse sınırlı savıdakı insan, hay-
vanveherçe^itcanlısıvladevam
ettirebılme amacıyla bırtakım ko-
runaklı. mağaramst sı|ınaklarda
tufana maruz kalmış bir Hz Nuh
harekâtını gerçekieştırmeyi he-
defler zenci başkan Ve kimi sı-
ğınaklara seçilen. kımı kadenne
razı mılvonlarca otekı dün\alı.
Gıderek iç içe geçen, hikâyelen
kesışen bütün bu kahramanlan
barındıran 'Derin Darbe',
1990'larda resmen yeniden hort-
layan ve görünürde Hollywood'u
ihya eden. büyük bütçeli felaket
filmlen türünün. seyirci ve gışe
rekorlan kırmaya adav son iddi-
alı örnegı
Tıtanic'i gişede
sollayabilir
Kuvruk >ıldızlar, göktaşları,
u?ay. \b. hakkında seyircıyi bıl-
gılendırmeyi de ıhmal etmeyen,
N ASA'nın y ardımlany la gerçek-
leştinlmiş, dünyanın sonu olgu-
sunu işleyen. alabıldiğine göste-
rışlı bu bılımkurgu-felaket filmi
bulamacı, kimi unutulmaz sahne-
lerivle sinema tanhine geçebilir
kanımızca. Tıpkı 'Maymunlar
Cehennemi'nin sonunda, kum-
sala gömülmüş, sadece başı se-
çılen. yıkıntı Hürnyet Heykeli
görüntüsü gibi. 'Derin Darbe'de
de ilk çarpma sonucu oluşan dev
dalganın Nevv York'u yuttuğu
unutulmaz sahne ya da mahşerim-
sı otovolda panık bölümü akılda
kalacak herhalde bu felaket üstün-
şapımından.
Kuyruklu yıldızı ancak ikiye
bolebılen Messıah uzay gemisin-
deki kahramanlann kendilerini
fedakârca feda etmeleriyle ikin-
ci büyük çarpmadan kurtulan yaş-
lı dünyamızda, birbırine paralel
anlatılmış. çok kahramanlı bu il-
gınç eğlencelik. türün klişelerini
usturupluca yınelivor sonuçta.
Özel efekt büv ücülennin de dev-
reye girmesiyle yenilir yutulur
halegetirilen 'Derin Darbe'. yıl-
lardır NASA'vla birlikte, uzay
konusunda epeyce yol alan Ame-
nkan sinema endustrisinın ve tek-
nolojmin vardığı son aşama sa-
yılabilirşimdilik. Meteorlaraaşi-
na olduğumuz felaket filmi-kur-
gubilım türünde ilk kez kuyruk-
lu yıldızlara el atan 'Derin Dar-
be'-. Amerıkan sinemasmın sıra-
dan yapımcı-yönetmenlerinden
Paul Leder'in kızı olup. popüler
T\' dizisi 'ER'le yönetmenliğini
kabul ettiren Mimi Leder'in yıl-
dızını daha da parlatacağa benzer...
lanyla. Ekibe sonradan katılan gayretli.
vatansever, genç bir Boşnak şofor (Go-
ran VTsnjic) de anlamsızca 'Niyaa' ola-
na kadar, TV'cı Michael Henderson'la
arkadaşlannın gerçekleri görmelerine,
bilinçlenmelenne katkıda bulunuyor ken-
di çapında...
Nazilerden farksız Sırplar
Merkez karakter Henderson'u başany-
la oynayan. yeteneklı aktör Stephen Dil-
lane'in ve yan rollerdeki 'firiama' Wo-
ody Harrelson, Marisa Tomei, Kerry
Fox, Emih Lloyd gibi tanınmış oyuncu-
ların yanı sıra filmin başrolüne, havada
sniper kurşunlannın vızıldadığı. feci kat-
lıamlann yaşandığı. bombalanan, tna-
yınlanan, yıkıntıya dönüşen bir zaman-
lann güzelım kentıni, Saraybosna'yı yer-
leştirmiş yönetmen Winterbottom, aç,
perişan, sürekli kınlan ama direnci kı-
nlmayan kent halkıyla birlikte.
Sadistlik gösterisi rasgele cinayetlerin,
dehşetin. vahşetin, şıddetın kol gezdiği,
kimsenin güvende olmadığı, Sırp baskı-
sı altında acılara, ölümlere gark olmuş,
iç savaşın kör kuyusuna düşmüş bu elem-
li kentte hayat her şeye karşin sürüyor kör
topal. Yerlerde vurulmuş, parçalanmış ce-
set görüntülerine ya da iskelet haline
gelmiş, biçare tutsaklann kameraya doğ-
ru yanaşıp uyurgezercesıne poz verdik-
leri, ürkünç Nazi temerküz kamplann-
dan farksız, irkıltici belgesel film par-
çalanna, yıkık kentte düzenlenen birgü-
zellik yanşmasından sahnelerin kanştı-
ğı 'Saraybosna'ya Hoşgeldiniz'. otantik
vekurgusalbirgerçekçilikyaklaşımının
ürünü, yalın, dürüst ve etkileyici bir film
sonuçta.
Savaşın sona ermesinden 2 yıl sonra,
vaktiyle ekrana gelen haber filmlerinde
ızlediğimiz Saraybosna'daki insanlık tra-
jedisini bu kez beyazperdeye taşıyan yö-
netmen NVınterbottom, müzikçisi Adri-
an Johnston'la birlikte. Tommaso Albi-
noni'nin Adagıo'suyla des-
tekli. rock ağırlıklı bir so-
undrrack döşemiş filmine.
'Saraybosna'>a Hoşgeldi-
niz'ın 'kötü kişileri\ se. gad-
darlıkta Nazüen pek aratma-
yan Sırp Çetnıkler kuşku-
suz. (Zalim Çetnıklerin. Sırp
ismi taşıyan çocuklan oto-
büsten zorbaca indirdikle-
ri sahne dehşetengızdi örne-
ğm.)
Aslında Batılı diplomat-
larla politikacılann da Sırp
Çemikler kadar kötü kişiler
olduklannı, kenti kan gö-
türürken hâlâ. uygar dünya
tarafından kulak arkası edil-
miş 'Saravbosna'nın,dün-
yadaki, fokur fokur kayna-
yan en tehlikeli 14. bölge'
olduğunu yınelemekte ıs-
rar eden. şık giysili Birleş-
miş Milletler heyetiyle dal-
gasını geçtıği bölümde sez-
diriyor Winterbottom açık
açık. Dozunda bırakılmış
birduygusallıkla, yürek kal-
dıran sahnelerle süren. gün-
celliğe yaslanan, yer yer şo-
ke edıcı ve düşündürücü
olabilen bu polıtık filmde,
nesnel tavnnı giderek Bos-
nalılardan yana koyuyor.
duruma müdahale etmede
geç kalan Batı'ya eleştiri
oklannı yöneltiyor yönet-
men.
YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR.
jacHie Brown
Tarantino'nun veni filmı 'Jackie Brtmn'
gistenmde. Jackie Brown, son dönemin en moda
AÖnetmenı ve Hollyvvood'un 'yükselen' degeri'
dan. ünlü Quenrin Tarantino'nun son filmi 'Jackie
Inmn' bugünden itibaren sinemalarda gösterime
gnyor. 'Jackie Brown'da orta yaştan zenci
<yuncu çıftı Pam Grierie yönetmenin fetiş aktörü
5amuel L. Jackson'un yanı sıra, fonda klanmdan
»ridget Fonda, Robert De Niro, Michael Keaton, bir
lenarda unutulmuş oyunculardan Robert Foster ve
v
lichael Bowen rol alıyorlar. Yazar Elmore
Leonardın 1995 yılının en çok satan kitabı olan
lum Bunch'tan Quentin Tarantino'nun
enaryolaştınp beyaz perdeye aktardığı 'Jackie
lrown'. hem bir komedi hem de yasallık sınırlannı
»riayan (ve kimi zaman da aşan) gerçek insanlann
serüvenlerini aktaran bir macera filmi. 'Jackie
Bıtovn'da. yanm mılyon doların peşıne düşen beş
karizmatık karakter, tek bir sorunun cevabını
anyorlar baştan sona "Kim kiminle o>nu\or?'
Quentin Tarantino tutkunlannı mestedeceğe benzer
'Jackie Brown'.
Para Konuşur
Money Talks. Yönetmenliğini Brett Ratner'ın
üstlendigi, bol gn^ırla kanşık, Amerikan >apımı
bu sürükleyici, yeni macera filminde ChrisTucker
ve deneyımli Charlie Sheen rol alıyorlar
Şaklabanlığa eğilimli. yerinde duramayan,
hareketli ve sev imli. her kılığa girebılen yeni bir
zenci aktör olan Chns Tucker ı lanse eden "Mone>
Talks-Para Konuşur' geçirecek boş vaktı olanları
oyalayabilecek cinsten. sıra ışi, tipik bir Amerikan
eğlenceliği.
Bosna trajedisi
Siyasal ve tarihsel bir
'analiz' yapmaktansa,
1992'den 1996'ya kadar Av-
rupa'nın ortasını yakıp yı-
kan bu kâbusu gerçek bo-
yutlanylayansıtmayı dene-
yip tepkilerini görüntü di-
line döken Michael Wın-
terbottom'a doğrusu bra-
vo! Televızyoncu Michael
Nicholson'un (fılmde Hen-
derson) gerçek hikâyesine,
Saraybosna üstüne başka
hikâyeler anlatan başka kah-
ramanlar ekley ip gerçek gö-
rüntülerle yeniden canlan-
dınlanlan harmanlayarak.
Geçen yıl Cannes'da ya-
nşan ve Bosna trajedisi üs-
tüne çekilen filmlerin seç-
kinbirörneğı niteliğindeki
bu yapıt. özetle savaş acıla-
nnın giderek 'savaştan ka-
zanan' muhabir kahraman-
larımızı da alttan alta de-
ğiştirdiği insancıl özüyle,
canlı karakterleriyle ve baş-
tan sona belgeselimsı bir
gerçekçiliğe bürünen anla-
tımıyla akılda kalıyor.
Üçüncü bin yılın, yani 21.
yüzyılın kapısını çalan in-
sanlık âlemi için kolayca
silinemez, çağdaş bir utanç
sayılacak bir iç savaşa ka-
mera tutan Winterbot-
tom'un dürüst tavnyla, ba-
şanlı oyunculuğu da unut-
mamalı. Benzer konuda çe-
kılmiş, Bosnalı yönetmen
Ademir Kenovk'ın son !s-
tanbul festivalindekı 'Ku-
suı-suz Çember'ini izleye-
medikten sonra. sinemalar-
da kaçırmadığımız bu sert
ve sarsıcı 'Saraybosna'ya
Hoşgeldiniz'i meraklısı sa-
nınz es geçmez.
KEDt GOZU
VECDİ SAYAR
Cannes - Turkish Style
Her işi kendimıze benzetiriz ya... Cannes'da da
Türk işj bir tanıtım yapmayı başardık.
Türk devleti ilk kez Türk sinemasmın dış tanıtımı
için ciddi bir bütçe ayırdı ve pazar açısından dünya-
nın en önemli sinema dergisi sayılan "Variety", Türk
sinemasına ilişkin özel bir dosya yayımladı.
lyi ya işte, yıllardır devletin sinemanın dış tanıtımı
için kaynak ayırması gerektiğini söyleyen sen değıl
misin dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Güzel de, bu kaynaklan biraz daha akıllıca, bıraz
daha işlevsel kullansak fena mı olur?
İki ayn kaynaktan Türk sinemasına destek sağla-
dı devlet. Kültür Bakanlığı Sinema Destek Fonu'ndan
Cannes'daki uluslararası pazarda bir stand açılma-
sı için yaklaşık on beş bin dolariık bir bütçe; Başba-
kanlık Tanrtma Fonu'nan da Variety'de yayımlanacak
reklamlar için tam yüz bın dolar.
Çarşamba günü Hürriyet'in ilk sayfasında Turkıye'nın
müthiş başansı olarak tanıtıldı bu olay. Olayın arka
planını bilmeyenler ıçın gerçekten hoş bir şey.
Şimdi diyeceksiniz kı, ne yanı, gögsün kabarmadı
mı Türk bayrağını Variety'nin kapağında görunce?
Kabarır kabarmasına da, bence farklı bir kapak
çok daha yararlı olurdu Türkiye adına...
Nasıl mı? Anlatayım... Dinlemeye niyeti olanlar için
elbette...
Cannes'a ya da diğer uluslararası festival ve pa-
zarlara gidenler bilir, buralarda ülke tanıtımı sinema
aracılığı ile yapılır. Yani sinemant ne kadar etkin tanı-
trsan, ülkeni de o kadar iyi tanrtmış olursun.
Ama, bizde nedense. "resmi reWam"lann ağııiık-
ta olduğu dosyalar geçedidir Sanılır ki. parayı bas-
tırdık mı, iştamam... Artık herkes Türkiye'yi konuşa-
cak.
Tanıtma Fonu'nun bu konuda son derece iyi niyet-
li olduğunu düşünüyorum. Sinemanın dış tanıtımımız-
da oynadığı olumlu rolün bilıncinde bir bakan var ba-
şında çünkü. Çeşitli festivallere sağtanan destek Can-
nes'da 'Variety" gibi birderginın özel sayı hazırlama-
sı için ödenek ayırması hep olumlu girişimler...
Ne var ki, sinemamızı dış dünyada tanıtmakta esas
rolü üstlenmesi gereken Kültür Bakanlığı için aynı
şeyi söylemek zor. "Variety" dosyası bakanhğın ılgı-
sizliğinin en tipik göstergesi.
Cannes'da şu anda Türk sinema sektörunden el-
linin üzerinde temsılci var. Bu dosya onlann karşısı-
na sürpriz olarak çıkacağına. onlann görüşlerı alına-
rak hazıriansa fena mı olurdu?
Sinema Eserieri Meslek Kuoıluşu'ndan (SESAM)
Film Yapımcılan Derneği'ne (FİYAP) kadar pek çok
sinema kuruluşunun temsilcisı hatta başkanları bu-
rada. Böyle bir dosya karşısında hayretlenni gızlemi-
yor hepsi de.
Sektörün tanıtımı hedeflenmedığine gore, hangı
tecimsel çıkartar var bu işin ardında, diye araştırıyor-
lar. Ama, fazla bir ıpucu elde edebıldiklerı söylene-
mez.
"Variety"ri\o Turk sineması dosyası için ayrılan
ödeneğin yararını bir kez daha vurgulamak isterim;
keşke daha fazlası verilebılse. Ama. bizim gönlümüz,
pazardaki standımızda tanıtılan. sekız ayn gösteri
düzenlenen frimlerimızin tanıtılmasını isterdi bu dos-
yada. Düşünebiliyor musunuz. devlet bir yandan
Cannes'da stand açıyor Türk sineması tanıtılsın di-
ye, bir yandan da "Vanefy"nin özel dosya hazırlama-
sı için ödenek ayınyor, ama bu dosyada Cannes'da-
ki standdan tek kelime bile bahis yok. Cannes'da gös-
terilen filmlerimizden, hatta Uluslararası Kısa Film
Yarışmasfna seçilme başansı gösteren Ebru Yapı-
cı'nın filminın varlığından bile habersız dosyayı ha-
zırlayanlar.
Bu büyük koordinasyon başansının ardında sakın
bir "iyi niyet" yatmasın?
Kültür Bakanımızın sivil toplum örgütlerine pek sı-
cak bakmadığı biliniyor. Kaymakamhğından kalmabir
alışkanlık olmasın sakın...
Peki, meslek kuruluşlarının haberi yok da, ilgili res-
mi kuruluşlar mı hazııiamış dosyayı? Kültür Bakan-
lığı Telif Haklan ve Sinema Genel Müdürü'nün bu
dosyanın nasıl hazırlandığından haberi yok; Can-
nes'daki stand çalışmalannı orgutleyen Kültür Bakan-
lığı'nın Paris'teki Kültür Müşaviri'nin de yok.
Peki kim koordine etti kardeşım bu ışi?
Yok, "Variety" kendi hazırladı, bız bılmeyız deyıp
çıkamazsınız işin içinden. Çünkü, bu ışı yıllar önce
biz de yaptık, bırakın böyleyüz bın dolan, birkaç say-
falık ilan vererek, dosyanın oluşmasında söz sahıbi
olabilirsiniz... Ve, bu rakamın çok altında bir bütçe ıle
çok daha etkili, hedefe yönelik bir dosya hazırlaya-
bilirsiniz...
Kültür Bakanımızın, dergide "Türkıye'ye Açık Da-
vet" başlığı ile yayımlanan "reklam"\ çok guzel de,
herhalde başka birdergi için hazırlanmış olmalı: koy-
lanmızın güzelliğinden, uygariıkların beşığınden falan
söz ediyor ama, bırakın "Türk sıneması"n\, sinema-
dan bir tek kelime bahis yok...
Sayın Bakan'ın tepkisinı merak ediyor musunuz?
Ben hiç etmiyorum... Aynen "Susuriuk" gibi olacak;
iddiaları araştırmak yerine, bunları söyleyen hakkın-
da soruşturma açılacak. Bakın. buraya yazıyorum...
"Devlet memuru konuşamaz" yasası ne gune duru-
yor; halkın parasının ya da ülkenin onurunun hesa-
bını sormaya kalkışacak gafiller için!
"Variety" dosyasını hazırlatanlar kimlerse. Türk si-
nema sanatına karşı pek olumlu hisler beslemiyorol-
malılar; dosyada özel televizyonculann, multiplex sa-
hiplerinin görüşlerine yer verilmiş ama, Türk film yö-
netmenlerine, yapımcılanna. yazaıiarına söz hakkı
verilmemiş. Üstelik, reklam için ödenen para da Türk
sinemasmın ürünlerinin, Türkiye'deki uluslararası fes-
tivallerin tanıtımına ayrılmamış. Tesadüfen dosyadan
haberi olup da kendilerine yer verilip verilmeyeceği-
ni öğrenmek isteyen festivallere "Kendi reklamınızı
kendiniz verin" cevabı verilmiş.
Yüz bin dolar karşılığı alınan reklam sayfalarında
bakın neler var:
İki bakanımızın vesikalık fotoğrafları ile süslü yazı-
ları, "Hünkâr Beğendiyı Denediruz mı" sloganı ve ye-
mek fotoğraflan ile süslü bir Türkiye reklamı. Istan-
bul üstüne cami fotoğraflı bir başka Türkiye sayfası
ve iki sayfa TRT reklamı (bir sayfası "Cumhuriyet" fil-
mine aynlmış). Kapakta ise. "Türkiye Cumhuriye-.
ti'nin 75. Y//ı" amblemi.
Her gün binlerce sayfalık yayının okur karşısına
çıktığı Cannes'da, sanki özellikle yapılmış: "İşte bir
resmi yayın daha" diye bir kenara atılması ıçın dü-
zenlenmiş bir dosya. Bayrağımızı kapak yaptık diye.
övunenler birazcık düşünseler, birazak çevrelenne bak-
salar, Cannes'daki tanıtımlarına milyonlarca dolar
ayıran ülkeler acaba nasıl yapıyoıiar bu ışı...
Fatih Attaylı'ya bir gönderme yapmanın sırasıdırl
Hani, "Ne Zaman Adam Oluruz" diye soruyor ya iz-
ni olursa, bir cevap da bu kediden:
Uluslararası bir film pazarında, bayrak, bakan ve
hünkârbeğendi ile değil, sinemamızla tanıtım yapıl-
ması gerektiğini öğrendığımiz zaman...