Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 1998 SALI
HABERLER
]flzel sektör
ülkeye zarar
veriyop'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - 2 haftadır
incelemelerini sürdüren ve
bugün Türkiye'den aynlacak
olan Uluslararası Para Fonu
(IMF) heyeti, dün Ankara'ya
gelen fonun Türkiye
Direktörü Willy Kiekens'in
de katılımıvla Devlet Bakanı
Güneş Taner'le görüştü.
Taner. IMF heyetinin
enflasyondaki kalıcı düşüşün
sürmesi için 1999
programında ncier
öngörüldüğü üzerinde
durduklannı belirtti. Taner,
enflasyonla mücadelede tüm
kesimlerin fedakârlık
yapması gerektiğini
belirtirken yüzde 5O'!ik yıl
sonu enflasyon hedefine
göre ayarlama yapmayan
özel sektörün f ürkıye'ye
zarar verdiğini söyledi.
Mayın patladı:
2 yaralı
• ULUDERE(AA)-
Şırnak'ın Uludere ilçesınde
evlerinin önündeki talı
yoldaki topraklan
temizlemek ısteyen 13-15
yaşlanndaki Şemı ve
Nurettin Encü isimli 2
kardeş, kullandıklan
kazmanın "topuk koparan'
cinsi mayına rastlayarak
patlatmasıyla ağır şekilde
yaralandılar. Yaralı çocuklar.
Şırnak Devlet Hastanesi'ne
kaldınlarak tedavi altına
alındılar
Murat
operasyonu
• DtVARBAKIR
(Cumhuriyet) -
Güneydoğu'da bölücü terör
örgütüne yönelik başlatılan
'Murat Operasyonu'nda,
bugüne kadar 99 PKK'li
öldürüldü. Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği'nden yapılan
açıklamaya göre 24 Nisan'da
başlayan operasyon sırasında
etkisiz haie getırilen terörist
sayısı I22'ye yükseldi.
SMMMO
seçimleri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirler
Odası (SMMMO)
başkanlığma, Mehmet Çelik
yeniden seçildi. Çelik
önderliöindeki Çağdaş
Muhasebeciler Grubu 1000
oy alarak seçımi kazanırken
diğer iki gruptan Meslekte
Birlik Grubu 800. Dçmokrat
Muhasebeciler Grubu ise
700 oy aldı.
Ttevgi Bayrağı'
yolda
• SAMSUN(AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e. 19 Mayıs
Atatürk'ü Anma Gençlik ve
Spor Bayramı kutlamalan
sırasında teslım edılecek
'Sevgi Bayrağı'. Samsun'dan
bugün yola çıktı. Bayrak;
Tokat, Sıvas, Kayseri.
Nevşehır, Kırşehir ve
Kınkkale güzergâhını
izledikten sonra Ankaralı
atletler tarafından Demirel"e
törenle teslim edilecek.
Nurcan Gülabi
gözaltına alındı
• AJVKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çağdaş
Hukukçular Demeği (ÇHD)
üyesi avukat Nurcan
Gülabi'nin dün. bürosu
basılarak gözaltına alındıâı
bildinldi. ÇHD Ankara Şube
Başkanı Hıncal Tezcan. olay
üzerine yaptığı açıklamada.
Gülabi'nmavukatlık
bürosunu basan terörle
mücadele ekiplerince dava
dosyalarına el konulduğunu
kaydetti.
SfP'lîlere beraat
• İstanbul Haber Servisi -
Beyazıt Meydanı'nda
başörtüsüeylemine
tepkilerini dile getırmek için
bır basın açıklaması yapmak
isteyen Sosyalist tktıdar
Partisi'ne üye 20 öğrencı.
"2911 sayılı Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşlen
Kanunu'na muhalefet"
suçundan yargılandıklan
davada delil yetersizliği
nedeniyle beraat etti.
Bektrik kesintisi
• İstanbul Haber Servisi -
Istanbul'un bazı semtlerinde
12-13 Mayıs tarihleri
arasında elektrik kesintisi
uygulanacak. 07.00-19.00
saatleri arasında elektrik
\crilemeyecek semtler
şunlar: Kumburgaz'a bağlı
Değirmenköy beldesi.
Seymen Köyü ve enerji nakil
hattından beslenen
fabrikalarla Çanta beldesi ve
enerji nakilhattından
beslenen fabrikalar.
'Yüksekova çetesi' davası sanıklanndan özel timci Enver Çırak DGM'ye ifade verdi
4
Çete haraç için otel rokededT
Özel tim
Yurt Haberteri Servisi - Diyarbakır 4
No'lu DGM'de göriilen 'Yüksekova çe-
tesi' davasında gizlilik karan kaldınl-
dıktan sonra çetenin eylemlen ortaya
çıkmaya başladı. Davanın iddianame-
sinde. Yüksekovalı ışadamıAbdurrah-
man Düşünmez'in çete mensuplarma
10 bin Mark vermediği için sahibi oldu-
ğu Esen Oteli'nin roketlendiğine yer ve-
rildi. Sanıklardan özel timcı Enver Çı-
rak. saldın için PKK itirafçısıKahra-
man bilgk; ile Üsteğmen Bütent Yetüd' ü
bir polis aracıyla otelın önüne bıraktı-
ğını. eylem öncesı çevredeki nöbetçi
polıslenn de "Çahşmaya kanlmamala-
n için ikaz edildiğini" ıddia etti.
Yüksekova çetesi sanıklanndan özel
tım polisı Enver Çırak. Diyarbakır
DGM Savcılığı'nda verdiği ifadede,
oteleroketatmaeylemininhazırlıkaşa-
• Özel tim görevlisi Enver Çırak ifadesinde, Esen Oteli'nin roketlenmesi eylemini
gerçekleştirmek için Binbaşı Yurdakul'un emriyle itirafçı Kahraman Bilgiç'le Üsteğmen
Bülent Yetüd'ü, emniyete ait bir araçla Esen Oteli'nin yakınına bıraktığmı, kendisinin de aynı
araçla ilçe merkezine doğru gittiğini belirtti.
masını aynntılanyla anlattı. Çırak. ifa-
desinde. 25 Ağustos 1995 günü Yükse-
kova 'daki PTT binası. trafo merkezi ile
bir çok resmi binaya PKK tarafından
saldın düzenlendiğıni anımsattı. Bu
olaydan sonra, Yüksekova Dağ ve Ko-
mando Tabur Komutanı Binbaşı Meh-
met Emin Yurdakul'un, kendısini tele-
fonla aradığını anlatan Çırak, Yurdakul
ile makamında kısa bir süre görüştüğü-
nü belirtti. Görüşmede binbaşının ken-
disine; "PKK sakiınsına karşılık ola-
rak. örgüte yardım, yataklık yapan ve
eleman gönderen birini tespit eftiğini, bu
şahsın cezaiandırüması gerektiğini1
' söy-
lediğinı kavdeden Çırak. yasal olmadı-
ğı için bu teklifi reddettiğıni v urguladı.
Çırak ifadesinde, binbaşıyla aralannda
geçen kısa konuşmanın ardından, oda-
ya Yüksekova davasının diger sanıkia-
n Yüzbas.ı NihatYiğiter, Üsteğmen Bü-
lent Yetüd ve PKK itırafçısı Kahraman
Bilgiç'ın geldığinı. hep birlikte ev lem-
le ilgili olarak bir saate yakın tartıştık-
lannı belirtti.
Tartışmada. Binbaşı Yurdakul'un.
otelin roketlenmesinde ısrarlı olduguna
dikkati çeken özel timci Çırak. saldın
halinde ilçede pusu kuran polısler ile
askerler arasında çatışma çıkabilecegi
gerekçesiyle eyleme karşı çıktığmı öne
sürdü. Çırak. ifadesinde. daha sonra
Binbaşı Yurdakul'un "Pusudakiteri
ikazeder$in,çatışmaya katümazlar" de-
dığinı bunun üzerine polis-asker çatış-
ması yaşanmaması için eylemi kabul et-
mek zorunda kaldığını itiraf etti.
Esen Oteli'nin roketlenmesi eylemi-
ni gerçekleştirmek için, Binbaşı Yurda-
kuJ'unemriyle itirafçı Kahraman Bil-
giç'le Üsteğmen Bülent Yetüd'ü. emni-
yete ait bir araçla Esen Oteli'nin yakı-
nına bıraktığını. kendisinin de aynı araç-
la ilçe merkezine doğru gittiğini belir-
ten Çırak. kısa bir süre sonra patlama se-
si duyması üzerine tekrar otelin yakın-
lanna giderek Bilgiç ve Yetüd'ü araca
aldığını ve Tabur Komutanlığı nizami-
yesine götürdüğünü kaydetti. Özel tim-
ci. bu olay sırasında Kahraman Bilgiç'le
Üsteğmen Bülent Yetüdte sılah görme-
diğini. otele kımin ateş ettığini görme-
diğıni belırterek Binbaşı Yurdakul'un
bu olaydan sonra ne yaptıgını da bılme-
diğini ifade etti.
Çırak. ıfadesinin sonunda. Esen Ote-
li sahibi Abdurrahman Düşünmez'i ta-
nımadığını. Düşünmez'den istenen pa-
rayı vermediği için otelin roketlendigı-
ne ilişkin bilgisi olmadığını ılen sürdü.
Binbaşı Yurdakul'un makamında geçen
tartışmada para konusunun geçmediğı-
ni dile getiren Çırak, kendisinin olayda
polis-asker çatışmasını önlemek için
"mecburen" rol aldığını öne sürdü.
Bakanlar Kurulu
ÖzeUeştirme
geliriyatmmlara
aktardacak
ANKAR.\ (Cumhu-
riyet Bürosu) - Bakan-
lar Kurulu. güvenlik ve
asayişle ilgili bazı sa-
kıncalann ortadan kal-
dınlması için İstan-
bul 'da yeniden yapı lan-
maya gidılmesi, tanm-
sal destekleme fıyatla-
nnın yüzde 60 arttınl-
ması, özelleştırmeden
elde edılen 400 trilyon
liralık gelirin beklen-
meden yatırımlara ak-
tanlması yönünde ka-
rarlar aldı. Bakanlar
Kurulu'nda uluslarara-
sı tahkim konusunda
uzlaşmaya vanlamadı.
Bakanlar Kurulu,
dün Başbakan Mesut
Yılmaz başkanlıgında
toplandı. Yaklaşık 3 sa-
at süren toplantının ar-
dından açıklama yapan
Devlet Bakanı ve Hü-
kümet Sözcüsü Şükrü
Sina Gürel, Şanlıur-
fa'da büyükşehir bele-
diye başkanlığı kurul-
masına ilişkin yasa ta-
sarısının TBMM'ye
sunulmasına karar ve-
rildiğini belırterek İs-
tanbul'da güvenlik ve
asayişle ilgili bazı sa-
kıncalann ortadan kal-
dınlması için yeniden
yapılanmaya gidilece-
ğinı bildirdi.
Gürel. süne zararlı-
lanyla mücadele için
Tanm B.akanlığı'na
350 milyar liralık ek
ödenek aynlacagını,
hububat destekleme fi-
yatlanna da geçen yıla
göre yüzde 60"ın üze-
rinde artış sağlanması-
na karar verildiğini
söyledi.
Bakanlar Kurulu' n-
da aynca. özelleştirme-
den gelecek ödenekle-
rin durumunun da tar-
tışıldığını anlatan Gü-
rel. bütçe yasası gereği
özelleştirme gelirleri-
nin yatınmlar için kul-
lanılacağını söyledi.
Toplantıda. özelleştir-
melerden yatırımlara
aynlacak400 trilyon li-
ralık gelirin bütçeden
hemen aktanlması ka-
rarlaştırılırken gelirin
ağırlıklı olarak karayo-
lu ve enerji alanında
kullanılacağı belirtildi.
Uluslararası tahkim
konusunu da ele alan
Bakanlar Kuruhı, bu
konuda uzlaşmaya va-
ramadı. Bakanlar Ku-
rulu'nda Adalet Baka-
nı Oftan Sunguıiu. ko-
nuya ilişkin bilgi ver-
di. Devlet Bakanı Işuı
Çelebi'nin, OECD ül-
kelerindeki MA1 ve
uluslararası tahkim ko-
nusunda sürdürülen ça-
lışmalara dikkat çeken
Sungurlu'nun. "Bize
bir ülkeçekince koydu-
ğu zaman biz de onlara
çekince koyacağız. Tek
tek ülkelcri bağlayacak
bir $ey değil. Eğer,
"Evet" dersek, bütün
uygulamalan da kabul
etmek dunımundav ız"
dediği öğrenıldi.
Başbakan Yılmaz,
Başbakanlık'tan ayn-
lırken gazetecilerin so-
rulannı yanıtladı. Yıl-
rhaz özelleştirme gelir-
lerinin nasıl kullanıla-^
cağına ilişkin bir şonı-
yu yanıtlarken "Özel-
leştirme getirlerinden
400 trilyon lira yatırım-
lara ödemeyi daha ön-
ce kararlaştırmıştık. O-
nun zamanlaması ko-
nusunda ilgili arkadaş-
lanmız bir çauşma >a-
pacaklar. Önemli yab-
runlan aksatmayacak
şekilde özelleştirme ge-
lirlerini zamanında il-
gili bakanüklara tahsis
edecegiz'' dedı.
Maliye Bakanı Zeke-
!!>•» Temizel de, özel-
leştirmeden elde edilen
gelirin borçlann kapa-
tılması mı, yoksa yatı-
nmlara mı kullanılaca-
ğı sorusu üzerine "Hü-
kümetin böyle bir seçe-
neği Bakanlar Kuru-
lu'nda tartışmak gibi
bir lüksünün olmadıgı-
nı" söyledi. Temizel.
"Şimdi ÖzeUeştirme ge-
lirieri geidikçe, ödenek,
belnienen oranlarda bu
kunımlara aktarda-
cak" dedi. Temizel, bu
oranın en büyüğünün
karayollanna tahsis
edildiğini biidirdi. Ver-
gi reformunun Mec-
lıs'ten bu yasama döne-
minde çıkıp çıkmaya-
cağının sorulması üze-
rine de Temizel, "Ke-
sinlikle çıkacak. Çıka-
cagını umuyorum" kar-
şılığını verdi.
îki yetkili El Ezher Üniversitesi'nin neden kurulduğuna açıklık getirdi
4
Tek atnaç şeriaü yaymak'
• tki görevli, özellikle
REFAHYOL
hükümetinin Milli
Eğitim Bakanı
Mehmet Sağlam
döneminde
Türkiye'den çok
sayıda öğrencinin
gönderildiğini söyledi.
YUSUFZİYAAY
Mısır'daki şeriatçı eğitim
veren El Ezher
Üniversitesi'nde örgütlü
Mısır Eğitim ve Bilimsel
Araştırma Sendikası üst
düzey yetkılıleri Farouk
Abdeen ve Hassan Amer
Khadranni. El Ezher
Ünıversitesi'nin "tek
amacuıın Islam
kültürünün ve şeriatın
dünyaya yayılması'
1
olduğunu itiraf etti.
Sendika yetkilileri, Türk
öğrencilere ücretsiz
eğitim, bannma, beslenme
olanağının yanı sıra aylık
maaş da baglandığını
açıkladılar Özellikle
REFArfTOL hükümetirrtn
Milli Eğitim Bakanı
Mehmet Sağlam
döneminde Türkiye'den
çok sayıda öğrencinin gönderildiği Mısır'ın
en büyük üniversitesi El Ezher'de görevli
Mısır Eğitim ve Bilimsel Araştırma
Sendikası 1. Başkanı Farouk Abdeen ve 2.
Başkan Hassan Amer Khadranni. şeriat
üniversitesiyle ilgili sorulanmızı yanıtladılar.
Ortadoğu'nun bin yıllık en bü>oik şeriat
üniversitesinin El Ezher olduğunu
vurgulayan Abdeen ve Khadranni,
amaçlannın, "halkı Müslüman olan ülkelerin
vatandaşlanna şeriat egitimi vcrerek. İslam
kiiltürünü dünyaya yaymak olduğunu"
vurguladılar. Mısirlı sendikacılar.
"köktendinciltği
1
karşı okluklannı" da
Mısır'daki El Ezher yetkilileri, üniversitenin Türkiye'den giden öğrencilere maaş verdiğini açıkladı.
savunarak. "El Ezher. dini terörist amaçla
kullananlara kapalıdır" ıddiasında
bulundular.
El Ezher Üniversitesi'nin dinsel eğıtimle
birlikte öğretmenlik. mühendislik, medya.
temel bılimler, edebiyat gibi dallarda da
eğitim verdiğini anlatan sendika yetkilileri,
ilkokuldan başlayarak eğitim veren
üniversıtede ilkokulun 6. ortaokulun 3.
lisenin 4, üniversite lisans eğitiminin de 6 yıl
olduğunu söylediler. El Ezher
Üniversitesi'nde yaklaşık 100 bin öğrencinin
eğitim gördüğünü anlatan Abdeen ve
Khadranni. üniversıtedekı Türk öğrencilerin
sayısının "çok fazla" olduğunu v urguladılar.
Sendika yetkilileri. Türk öğrencilere ücretsiz
eğitim. bannma. beslenme olanağının yanı
sıra aylık maaş da baglandığını açıkladılar.
El Ezher Üniversitesi'ni Mısır Devleti ve
vakıflann finanse eftiğini kaydeden Abdeen
ve Khadranni. üniversitenin bütçesi ve
öğrenciler için harcanan para miktannı
söylemekten kaçındılar. Sendıkacılar.
"Mısır'da eğitime özel önem veriliyor. Askeri
harcamalar için eğitim bütçesinden kısıntı
yapılmıyor. El Ezher'de en son teknoloji
ürünü cihazlar var. Bu üniversiteye çok
büvük finansman a\nh\or" dedı.
Hasan Hüseyin Ceylan'ın iddianamesinde Said-i Nursi'nin sözleri yer aldı
6
Sank ancak kelle ile çıkar'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Ankara Cumhuriyet Başsav-
cılığı'nın. eski RP Ankara Millet-
vekili Hasan Hüseyin Ceylanhak-
kındaki iddianamesinde Nurculuk
cemaatinin kurucusu Said-i Nur-
si'nin "SankancakkeUeileçıkar"
sözleri yer aldı.
Atatürk'e hakaretten hakkında
1.5 yıldan 4.5 yıla kadar hapis. ce-
zası istemiyle dava açılan kapatı-
lan RP milletvekili Hasan Hüse-
yin Ceylan'm yargılanmasına dün
başlandı. Ankara 19. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde göriilen davanın
dünkü ilk oturumunda kendisini
"tarihçiyazar" olarak tanıtan Ha-
san Hüseyin Ceylan ve avukatı ka-
tildı.
Cumhuriyet Savcısı LeventTa-
cer tarafından hazırlanan iddiana-
mede. sanık Ceylan'm 1992 yılı
ıçınde Almanv a'da yaptığı konuş-
mada şunlan söylediği kaydedil-
di:
"Bediüzaman hep böyle bağın-
yordu. Sanğı çok haşmetü gözii-
kiiyor tabi... Mustafa korkmuş,
kendisini Meclis'in öniinde yaka-
hyor." Ya molla Said. ben senı çok
aydın birdin adamı sanırdım. Ça-
ğırdım Meclis'e, büyük hizmetler
bekliyordum senden. Ama sen hâ-
lâ bu sanğı çıkarmadın. cübbeyi.
Derhal bu sanğı çıkarmanı istiyo-
rum." Bediüzaman,' Bak Paşa. bu
sank ancak bu kelle ile bırlikte çı-
kar bunu bilesin ha!'._)"
Iddianamenin okunmasının ar-
dından sorgusunu veren Çeylan.
iddianamede belirtildiğı gibi 1992
yılında Almanya'va aitmediğini.
İ992- 1997 yıllan arasında sade-
ce Suudi Arabistan ile Fransa'ya
ziyarette bulunduğunu öne sürdü.
Almanya'ya 1986 yılında gitti-
ğini savunan Ceylan, o dönemde
tslam dergisinin genel yayın yö-
netmenı olduğunu ve bır grup ar-
kadaşıvla birlikte derginin abone
ka>ıtlan için bu ülkeye gittiğini
söyledi.
Bu zıyaretı sırasında 20-25 ki-
şilik Türk topluluğuyla yaptığı
sohbette. Saıd-i Nursi ile ilgili bir
soruyu yanıtladığını söyleyen
Çeylan. Türkiye'nın Kurtuluş Sa-
vaşı'nagirdiği sıralarda Nursi'nin
bu mücadelede yer alan bir kah-
raman olduğunu söylediğini ve 9
Kasım 1922'de Atatürk'ün baş-
kanlık ettiği Meclis'te ilk kez bir
sivilin ayakta alkışlandığını dile
getirdiğini öne sürdü.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
1960'lardan itibaren Türkiye,
ciddi bir iç hesaplaşma yaşıyor.
Bu iç hesaplaşma, idamlar-
lajşkencehanelerle isyanlarla,
umutsuzluk ve umutlarla sürüp
gidiyor. Süreci derinden yaşa-
yanları umutsuzluğa sevk ede-
cek o kadar çok neden var ki...
Dünyanın son 40 yılda hallettiği
birçok rrfesele, bizim hâlâ karşı-
mızdaduaıyor. Doğal demokra-
tik haklar, Türkiye'de ölümüne
kayga konusu haline geliyor.
Örneğin ifade ve örgütlenme
özgürlüğü... Yürürlükteki kanun-
lar ve devlet alışkanlıkları en bü-
yük engel olarak karşımıza çıkı-
yor. Güvenlik güçleri, yargı ku-
rumlan, bürokrasi yerinden oy-
namıyor. 40 yıldır biradım atmak
mümkün olmuyor. Bolu'da ülkü-
cülerin bıçaklı saldınyla cinayet
işlemeleri ve buna devlet kurum-
larının gösterdiği tepki, birçok
şeyi aydınlatıyor. Bir ülkücünün
tutuklanmasıyla sonuçlanan so-
ruşturma dosyasının akıbetinin
ne olacağı şimdkjen ortaya çık-
mışoldu. Cinayet bireysel birey-
Türkiye'nin Demokratikleşme Süreci
leme indingeniyor. Büyük olası-
lıkla, daha önceki ömeklerde ol-
duğu gibi dosya, mahkemeterin
tozlu raflarında kaderine terk
edilecek.
Metin Göktepe, Baki Erdo-
ğan, Gazi Mahallesi davalarında
yaşananlar, devletin ne halde
bulunduğunu göstermesi bakı-
mından önemli dersler içeriyor.
Susurluk sonrası, bürokrasinin
labirentleri içinde kaybolan ada-
let duygusu da, yaşadığımız ger-
çeğin boyutlannı gözler önüne
seriyor. Türkiye, boğazına kadar
battığı bu bataklnğın içinden na-
sıl çıkacak? Çıkma olanağı gö-
rünüyor mu? Tabloya bakarsak
umutsuzluk için her türlü neden
olduğunu saptayabiliriz.
Bu tabloya bakarak ne yapa-
biliriz, diye tartışılıp duruyor. Ön-
ce bir gerçeği saptayalım: Tür-
kiye'nin yönetimine hâkim grup-
lara bakınca, aralannda ciddi bir
aynlık olmadığı görülüyor. Kim-
senin özgüriük ve demokrası di-
ye bir sorunu yok. Bütün ege-
men taraflar, kendi iktidar he-
saplan içinde. Bu kargaşadan
herkes kendisine bir iktidar çı-
karmayı planlıyor. Tartışmalan iz-
lediğimizde, muhalefete düşen-
lerin "demokrasi savaşçısı" ke-
sildikleri görülüyor. Daha düne
kadar "tak-şakpaşalaria", "ça-
kıl taşı" edebiyatı yapanlar, şim-
di farklı konuşuyortar. Daha dü-
ne kadar, "komünist bölücüler"
edebiyatı yapanlar "mazlum" ro-
lüyle karşımıza çıkıyorlar.
Karşı tarafa bakıyoruz, Mec-
iis'e bakıyoruz, herkesin kendi-
ne göre bir hesabı olduğu orta-
ya çıkıyor. Bu hesaplann hiçbiri-
si "demokrasi ve özgüriük" ala-
nını kapsamıyor. "Tak-şakpaşa-
cılann" da, karşılarındakilerinde
böyle dertleri yok. Yurttaş ise
şaşkınlık içinde bir çıkış yolu gö-
remiyor. Bir çıkış yolu görünme-
diği zaman neler yaşadığımızı
geçmış örneklerden biliyoruz.
Acaba yine mi bır yertere sürük-
leniyoruz endişesi gelip karşımı-
za oturuyor.
Bu kargaşanın içinde birtara-
fı seçmek zorunda mıyız? Bu
kargaşalık, yapay bir kamplaş-
maya neden oluyor. Herkesin
elinde kutsal bır gerekçe var.
Kutsallıktan geçilmıyor. Hırçın,
iddialı ve arkasını bir yertere da-
yayanlann cesaretı(l), her türlü
özgüriük ıhtiyacının dışında bir
başka kavgaya doğru Türkiye'yı
sürüklemeye devam ediyor.
Bu arada Susurluk'tan söz et-
tiğinizde yüzünüze garip garip
bakıyorlar. Türkiye'nin temel so-
rununun hâlâ demokrasi ve öz-
güıiük olduğunu söylediğinizde,
"Ben onun için mi demokrasi ıs-
teyeceğim?" diyerek, ilgisiz bır
cevapla karşılaşıyorsunuz. Dev-
letin bir kesimi, sıyasi Islamla
mücadeleyi bir hedef olarak
önüne koyuyor. Bıldik yöntem-
lerle bu sürdürülmek isteniyor.
Siyasi islam, bu ülkenin yarım
yüzyıllık sorunu. Nasıl geliştirildi-
ğini biliyoruz. Onu yenmenin yo-
lunun da ne olduğu bellı. Ona
destek veren ıdeoloji ve siyasi
tercihler terk edilmeden siyasi
İslam, bir iktidar odağı olmaktan
çıkabilir mı?
Susurluk'u örten anlayış, si-
yasi Islamla kalıcı bir hesaplaş-
ma içine girebilır mi? Bolu'daki
cinayete yeterince tepki verme-
yen devlet bürokrasisi, onun bir
başka ayağı olan siyasi Islamla,
köklü bır mücadele yürütebilir
mi? 'Sizi kurtaracağız', dıyen an-
layış, sol gösterip yine sağ mı
vuracak? Özgüriük kavgası,
devletin temel tercihleri değişir-
se bir anlam kazanabilır. Hele
sotcular için. Gelir dengesizliği-
nin bu kadar korkunç boyutlara
ulaştığı noktada, kimin nerede
durduğu önemli değıl mı? Tab-
loyu ve duruşları bir de bu açı-
dan gözden geçirmek önemli
değıl mi?
Birdüşünelim isterseniz...
Cinayete
komık
ceza
• K.Maraş'ın
Cennetpınan köyünde
Mustafa Dölek'i evinde
öldüren özel tim
görevlisi Soner
Ağababa'nın 8 yıllık
cezası 1 yıl 1 ay lOgüne
indirildikten sonra
ertelendi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kahramanma-
raş'ın Pazarcık ilçesine bağ-
lı Cennetpınan köyünde sa-
baha karşı kapısını çaldığı
evde köylü Mustafa Dölek'i
öldüren özel timci cezaev in-
de yatmasını gerektirmeyen
bir "cezayla" kurtuldu. An-
kara 8. Ağır Ceza Mahkeme-
si. 2 yıl süren duruşma sonu-
cunda adam öldürdüğü ke-
sinleşen özel tımcı Soner
Ağababa için verdıği 8 yıl
hapis cezasmı 1 yıl I ay 10
güne indirerek. erteledi.
24 Haziran 1995 günü
Cennetpınan köyündeki
ev inde uyurken, Mustafa
Dölek'in kapısı çalındı. Ka-
pıyı eşı Suhan Dölek 2-3 da-
kika sonra açtı. Evın önünde
duran özel tımciler, "Kapıvi
niye geç açüıuz?" dıye köy-
lülere çıkıştılar. Sultan Dö-
lek. uv kuda olduklan için se-
sı duymadıklannı belirtir-
ken. evi basan özel timciler
bir süre tartışttktan sonra
Mustafa Dölek'i önce baca-
ğına sonra göğsüne ateş ede-
rek öldürdüler.
Otopsi sonucu
Özel tım görevlıleri mak-
tulün cesedini arabalanna
alarak Kahramanmaraş'a
götürdüler. Burada yapılan
otopsi sonucu. "sol bacagın-
daki kurşun yaralanmasına
bağlı olarak kan kaybı sonu-
cu hipovokmik şok" nede-
niyle ölüm olduğu şeklinde
rapor hazırlandı. Adana Ad-
li Tıp Kurumu'nun otopsi tu-
tanağında ise "ölümün göğüs
sağ yanına isabet eden mer-
mi çekirdeğinin neden oldu-
ğu sağ akciğer, karadğer ve
diğer iç organ lez>onunun iç
kanaması etkisiyle mevdana
geldiğj" saptandt
Olay sonrası Kahraman-
maraş'ta açılan ve güvenlik
nedeniyle Ankara'ya nakle-
dılen davanın karar duruş-
ması dün Ankara 8. Ağır Ce-
za Mahkemesi'nde görüldü.
Ankara cumhuriyet savcısı,
"özel timcinin kendisini ko-
nımak ve görevini yapmak
amaayla ateş ettiğini" sav u-
narak beraat istemişti.
Mahkeme başkanı, sanık
Soner Ağababa'nın eylemi-
ne uyan TCK'nin "kasb aşan
adam öldürme" fiilinı dü-
zenleyen 452-1. maddesine
göre 8 yıl ağır hapis cezası-
na mahkûm edildiğini açık-
ladı. Mahkeme, cezanm. ön-
ce TCK'nin "müdafaaveza-
ruret sınınnın aştlması" hük-
münü düzenleyen 50. mad-
desine göre 5 6 oranında. da-
ha sonra "takdiri azaloa se-
bep" fiilini içeren 59-2.
maddesine göre 1/6 oranında
indmlerek, sanığın 1 yıl 1 ay
10 gün ağır hapis cezasına
çarptınldığını biidirdi. Mah-
keme. sanığa verilen hapis
cezasının. ilgili yasa hükmü-
ne göre ertelenmesıne karar
verdi. Karar. oy birliği ile ve-
rildi.
Kahramanmaraş'ın Pazar-
cık ilçesi Cumhuriyet Baş-
savcılığı'nca hazırlanan id-
dianamede ise özel tim gö-
rev lısmin "kasü aşan şekilde
adam öldürdüğü'' gerekçe-
siyle. 25 yıla kadar ağır ha-
pis cezası ilecezalandınlma-
sı istemınde bulunuluyordu.
TIHV'nuı işkence
sergisi kapandı
tZMİR (Cıunhuriyet Ege Bürosu) - Türkiye Insan
Haklan Vakfi (TtHV) Izmir Temsilciği'nin Dokuz
Eylül Üniversitesi Sabancı KüJtür Merkezi'ndeaçtı-
ğı sergi kapandı. TİHV Izmir Temsilci Prof. Dr. \%li
Lök, serginin açılmasından Izmir Emniyet Müdüriû-
ğü'nün rahatsız olduğunu. güvenlik güçlerinin sergi-
nin açılmasma yardımcı olan Dokuz Eylül Üniversi-
tesi yönetimine baskı yaptıgını belirtti. Sergide insan
haklan iblallerinin çeşitli yapıtlar, video bant göste-
rimi ve animasyon gösterileriyle topluma tanıtılma-
ya çalışıldığını vurgulayan Prof. Dr. Veli Lök, kapa-
tılan serginin aynısmı bir başka mekânda yine aça-
caklannı söyledi. Serginin ilk açıldığı gün büyük il-
gi gördüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Lök şöyle ko-
nuştu:
"Serginin açıiışında.enınivetin serginin içeriğmden
rahatsız okjuğu görülüyordu. Ancak, direkt olarak
serginin kapanJmasına ait bir yasal gerekçe olmadığı
için güvenlik güçlerinin, bize ev sahipüği yapan DEU
yetkilüeriru /orlanıası ortaya çıkn. Bunun sonunda
klare. serginin kakiınlnıası önerisini yapö.
r
Bu arada kültür merkezi yaptığı açıklamada
TlHV'nin "İnsan Haklan" konulu sergisinin, diğer
etkinlikleri güçleştirdiği mazeretine sığındı.