Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12MAYIS1998SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Eurogold şirketi Bergama'daki siyanürlü altın madenini çalıştırmak için her yola başvuruyor
Işçîlerle köylüler karşı karşıyaIZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Si-
yanüriü altın madenini çalıştırmak içirt
her yolu deneyen Eurogold, bu kez ma-
dende çalışan işçilerle yöre köylülerini
karşı karşıya getirebilecek bir girişimde
bulundu. Eurogold'un "ücretsiz izne"
ayırdıgı ışçiler. dün Bergama ginşınden
kent rnerkezine yürüyüş gerçekleştirmek
istediler. Olaydan haberdar olan yöre
köylülerinin kent merkezinde ışçileri
beklemesi sırasında ortam gerginleşirken
emniyet güçleri. maden işçilerinin yürü-
yüşünü "izünsiz" olduğu gerekçesiyle en-
gelledi. Bergamalılar, ışçilerin yürüyüş.ü-
nü, Eurogold'un düzenlediğıni savunur-
ken Bergama Belediye Başkanı, "CMay
EurogokTun provokasyonu" dedi.
Danıştay'm. "siyanürle alnn madenci-
liğinin insan sağbğma ve çevTe>« zararfa oi-
• Eurogold'un "ücretsiz izne" ayırdığı işçiler, dün Bergama girişinden kent merkezine
yürüyüş gerçekleştirmek istediler. Olaydan haberdar olan yöre köylülerinin kent merkezinde
işçileri beklemesi sırasında ortam gerginleşirken emniyet güçleri. maden işçilerinin
yürüyüşünü "izinsiz" olduğu gerekçesiyle engelledi.
duğu* gerekçesiyle Çevre Bakanlığı'nın
iznini iptal etmesinin üzerinden geçen bir
yıl içinde işçi çıkarmayan Eurogold şir-
keti, bırdenbıre işçi çıkarmaya karar ver-
di. Geçen günlerde art arda basın açıkla-
ması yapan Eurogold. bir yandan Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın, verdi-
gi izin ve ruhsatlann geçerli olduğunu
doğruladığını bıldirirken, diğer yandan
da " 120çalışanıru ücretsiz izne ayırma ka-
ran almak zonında kaldıgmı" açıkladı.
Madenci şirket, açıklamalarında Orman
Bakanlığı'nın da "orman alanı tahsisiz-
nini iptal etmediği"nı ve maden sahasın-
daki orman alanının boşaltılması emrini
geri aldığını vurguladı.
Eurogold'un. maden için "olumlu"
olarak gösterdiği bütün bu gelişmelere
karşın, bir yıl önce alınan Danıştay kara-
nnı gerekçe göstererek 120 işçisini ücret-
siz izne ayırma karan "kuşkuyla" karşı-
lanırken. şırketin, "Bu tşçilerimizin işe
dönmeleri madenin aktif olarak üretime
başlaması ile mümkfln olabilecektir"
açıklaması da dikkat çekti.
Eurogold'un 6 Mayıs 1998'deçalışan-
lannı ücretsiz izne ayırdığını duyurduğu
açıklamasından beş gün sonra beklenen
gerçekJeştı. Dün, 70 kadar maden işçısı
ve aileleri Bergama girişinden kent mer-
kezine kadar bir yürüyüş gerçekleştirmek
istedi. Bergama Endüstri Meslek Lısesi
önünde toplanan işçiler ve aileleri, yürii-
yüşe izin verilmemesi üzerine Bergama-
Izmir karayolunda basın açıklaması yap-
tılar. işçiler. "ekmek ve bukuk mücade-
lesi" verdiklerini belirtirken girişimi ha-
ber alan ve pazar nedeniyle Bergama'da
bulunan köylüler, kent merkezinde top-
lanarak işçilen beklemeye başladılar. Ma-
den işçilerinin yürüyüş hazırlığı, Berga-
ma'da ortamın gerginleşmesıne neden ol-
du. Polis. işçilerle köylüler arasında ça-
tışma yaşanabileceğı olasılığı nedeniyle
Cumhuriyet Alanı çevresinde ve ilçede
yogungüvenlikönlemlerialdı.tşçiler ba-
sın açıklamasından sonra dağılırken kent
merkezinde bulunan köylüler de alandan
aynldılar.
Bergama Belediye Başkanı Sefa Taş-
kın. ışçilerin yürüyüş girişıminin ''Euro-
gold'un provokasvonu" olduğunu belirte-
rek. "Türidye bir hokuk devletkttr. Ma-
denci şirket, yargı kararlanna rağmen
Bergama'dan aynlmak yerine istihdam
ettiği işçiler ile köylüler arasında gergin-
Uk yaratarak huzursuzluğa yol açıyor"
dedı.
Azeri uzmanlar eğitim gorecek
ÎÜ diyabet referans
merkezi oluyor
Istanbul Haber Servisi -
Dünya Sağlık Örgütü. pro-
jelerinde Türkiye'yi refe-
rans merkezi olarak seçti.
KKTC ve Azerbay-
can'dan gelecek diyabet
uzmanı, oftalmolog. diyet
uzmanı ve diyabet hemşi-
releri tstanbul Üniversitesi
Deneysel Tıp Araştırma
Enstitüsü (IÜ DETAE) Di-
yabet Araştırma ve Uygula-
ma Ünitesi'nde eğitim gö-
recekler. IÜ DETAE Diya-
bet Ünitesi. aynca bu uz-
manlann ülkelerinde kura-
caklan diyabet merkezleri-
nin altyapısını oluşturmada
destek sağlayacak ve bu ül-
kelerdeki diyabet araştır-
malannın yürütülmesi için
kıtap, dergi, kaset, broşür
vb. gibi yayrn organlannın
hazırlanmasmda yardımcı
olacak.
Bu amaçla Azerbay-
can'dan gelen Dr. Ali tbra-
himov başkanlığındaki he-
yet için IÜ Senato Salo-
nu'nda bir toplantı düzen-
lendi. Toplantıda konuşan
IÜ Rektörü Prof. Dr. Ke-
mal Alemdaroğlu, lÜ'nün
bu gibi projelerle uluslara-
rası bilimsel arenada hak et-
tiği yeri alacağını söyleye-
rek iki kardeş ülke arasın-
daki bilimsel alışverişe Is-
tanbul Üniversitesi 'nintam
destek olacağını belirtti.
Çetin 'den kan
bağışına destek
TBMM Başkanı Hikmet Çetin,
Eczacıbaşı-Baxter firması
tarafindan Cej lan Inter
Continental Otel'de düzenlenen
"Kızuav Kan Haftasf ru
Destekleme Toplantısı"na kaükh.
Çetin. toplantıda yaptığı
konuşmada sağlığv yerinde olan
tüm \ urttaşlara kendi ihtiyaçlan
doğmadan kan vermeleri
çağnsında buldu. Hikmet Çetin
daha sonra Kı/ılay Genel Başkaru
. Kemal Demir'in çağnsına uyarak
Eczacıbaşı Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı
ile birlikte Kızılay'a kan bağışında
bulundu. "Meclis'e taze kan gerekli
mi" sorusunu **Taze kan her
zaman var
r
diye yanıtlayan Çetin,
kan verirken basının izdiham
yaratması üzerine "Şimdi hepinize
kan bağışı yaptıracagım" dedi.
(Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
YAYIMLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI'NDAN
ÇUMHURİYETÎMİZtN 75. YILDÖNt MÜ VE ULU ÖNDER ATATÜRK'ÛN
ÖLÜMÜNÜN 60. YILI NEDENİYLE 14 DALDA DÜZENLENEN ESER YARIŞMASI
(DUYURU)
AMAÇ - - . - . „ " r nnar---—.-.-
a) Cumhuriyetimizin 75. kuruluş yıldönümûnde. cumhuriyetin kunıluşu, bugüne kadar geçirdiği evreler göz önünde tutularak, top-
lumumuz ve kültür birikimimizı ırdelemek; cumhuriyetin geleceğine ilişkin öngörülenn ışıgında. ulntal bilinifsahip. çagdaj. demok-
rarik. laik. sorunlannı bılgi ile çözen ve bunu bir ya$am bıçimı olarak gören. yurtsever bireyler yetiştinlmesine katkıda bulunmak,
b) Ulu öndenmız Atatürk'ûn 60 ölüm yıldönümûnde. Atatürk"ü toplumumuzun her kesimine. özellikle geleceğımizin teminatı ço-
cuklanmız ve gençlerimıze tarutmak ve sevdirmek. edebıyatımıza yenı \e özgün eserlerle katkıda bulunup yazın dünyamızın zengın-
leştirilmesini sağlamaktır.
YARIŞMA DALLARI
Yanşmalar aşagıda belirtılen dallarda yapılacaktır:
ÖDÜL DERECELERİ VE MİKTARLARI
a) Roman.
MÖykü,
c) Şiir.
ç) Çocuk Edebiyatı
(1) Resimli Kitap
(2) "Masal" ya da "Oykü" g) Karikatür
Her dal için "Büyük Ödül" ve 2 adet "Başan Ödülü" ve Başan Belgesi verilecektir. Buna göre:
Büyük Ödül 400.000 000.- TL
Başan Ödülü 250 000 000 - TL
14 dalda toplam . 12.600.000.000.- TL ödül verilecektir.
DEĞERLENDİRME KURl'LLARl
Değerlendınlme Kurullan aşağıdakı şekilde oluşturulmuştur:
ı) ROMAN
(3) Çocuk Romanı
(4)ÇocukOyunu
d) Deneme
e) Inceleme
ğ) Biyografi
h) Bilimsel Içenkli Araştırma Eser
Yanşması, Konu: "75 Yılında
Cumhuriyet Türkıyesi"
0 En lyı Tasarlanmış Kitap
Talıp APAYDIN
Muzaffer IZGÛ
Hıdjyet t«ıR.\KUŞ
b) ÖYTCt
Fmdun ANDAÇ
Mehmet BASARAN
BurhanGLNEL
c)ŞİİR
Sına AKYOL
AMûlludir BUDAK
EmınÖZDEMtR
ç) ÇOCUK EDEBİYATI
(1) RESlMLİ KİTAP
Doç.Dr.NazanERKMEN .
Prof. Dr. lsmaıl ICAYA
Prof. Dr Nilüfer R.'NCER
(2)MASALnd«ÖYKÜ
Mustafa BAİEL
Fatıh ERDOGAN
MevlûtK.M'LAN
f1\ DOU A\
Gûlten DAYIOCLU
Mübeccel GÖNEN
Mehmet GÜLER
(4)OYUN
RehaBtLGEN
Dr Tûrel EZİC!
Murat K.AR.\HCSEYtNOĞLU
Al HFVITVIir
Q) UE-.ıt >lt
Tansu BELE
Mehmet YaşarBlLEN
İsmet Kemal KABADAY1
tltNCELEME-ELEŞTTRİ
Prof. Dr. Mustafa DURAK
Prof. Dr. Sıtkı ERİNÇ
CengizERTEM
ft nvıı\
IIUH1
'
Prof. Dr. Nurhan KARADAû
Doç.Dt.SeldaÖNDCL
>rof Dr SevdaŞENER
î)KARİK.\TXIR
•emıh DOĞAN
3edn KOR.AMAN
ktetmPEKER
ÜBİYOGRAFt
-lüse\m ATABAŞ
MıCENGlZKAN
/ *—.._ rnT/^Ö
(Em. Ögretmen. Şair. Yazar)
(Em. Öğretmen. Yazar)
(Ögreımen. Şaır Yazar)
(Yayıncı. Yazar)
(Em. Ögretmen. Şaır. Yazar)
(Yaymcı. Gazsteci. Yazaı)
(Şaır)
(Ed. Der Gend B?k. Yrd.. Şaır)
(A.Ü. tletısım Fak. Em. Ûgr Gör.. Yazar)
(Marmara Cniv. Guze! San
Fak Graf Böl Öğr. Üv )
(H.G.Graf.Böl Cto.Üv.)
(H 0. Kûtüphanecılık Böl. Öğr. Cy.)
lYazar)
lEdıtör. Yazar)
(Yazar. E|ıtımcı|
(Yazar)
(Yazar)
1 Ögretmen)
(Ist. Masal Gerçek Tı>. Sahibı. Yazar)
(H.Ü.Dev.Kons.Tıy.Böl.
Prof. Dr Oka\ ÖNERTOY
ÖnerYAGCI
Samı »CARAÖREN
Osman ŞAHIN
Kemal ÖZER
Tugrul TANYOL
Nuran TURAN
Serpıl URAL
Doç.Dr SedatSEYER
VedatYAZICI
Tank Dursun K.
Turan YÜK.SEL
Tülın SAÛLAM
HalukYÜCE
•ıiKcnı univ. ugr. uv.j
(Yazar, Yön. ASİTEJ Tür. Mer. Yön Kur Ü>.|
(Yazar)
(Yazar)
(Yazar)
(Urudag Oniv. Ögr Cy.)
(.Anadolu Cnıv. Gûztl San Fak Ögr L )
(H.C.Ed.Fak.Ögr.Gör)
(A.Ü.D T.C.F. Tiv. Böl. Bşk. Yön. Tıv. Ar)
(A.Ü.D T.C.F Tiv. Böl. Ögr. Üv.. Tiv. Elş 1
(A.Ü.D.T.C.F. Em. Ögr. Ûy., Tiv. Arş.
ve ticşıırmen!)
(Kankatûr Der. Oy. Kankatünst)
(Kankatûr Der. Üy. Kankatüristı
(Kankatûr Der. Bşk. Kankatünst)
(Şair, Yazar, Eleştimıen)
(Edebıyatçılar Der. Gen. Bjk., Şair)
Conuı hK 1 Ur (ı MJU }
l) BtLİMSEL İÇERİKLI AR.\§TTRMA ESERİ
>rof. Dr. Sına AKŞİN
'rof. Dr. Enzün AYBARS
:>rof Dr.AıİılÇEÇEN
(Sivasal Bil. Fak. Kamu Yön, Ögr. U\.)
(tzmırDolcuzEylûlÛnn Ögr. Uv.ı
(A.C. Hukuk Fak. Öftr. Oy)
ı) EN İVİ TASARLANMIŞ KİTAr
VurdâerALTINTAŞ
3ûlentERK£N
SadıklCARAMUSTAFA
(Mımar Sınan Ümv. Ögr. Gör. l
(MımarSmanÜni\ Ögr.Gör)
(MımarSinan Üni\ Öğr. Gör)
Ahmet ÖZER
ŞEVKET YÜCEL
Prof. Dr. KavaÖZSEZGIN
tkram SARAÇ
Sıtkı TEKMEN
Prof.Dr Eysegûl\t)KSEL
Turhan SELÇUK
Tonguc YAŞAR
SemihGCMÜŞ
Alpay KABACALI
Prof Dr. Nejal KAYMAZ
Prof Dr. Ahmet MUMCU
Doç- Dr Namık
Kemal SARIK.\VAK
Prof Dr. BemnYURDADOG
lA.C.D.T.Ç.FTürkDılEd Böl Ögr.Ü.ı
(Yazar)
(Gazeteci. Yazar)
(Ögretmen, Yazar)
(Şaır. Yaymcı)
(Marmara Ümv Ögr. Gör. Şaır)
(Yazar)
(Yazar, Grafiker)
[AnkaraÜniv E| Bil Fak. Ögr.Üy.)
(Yazar)
(Yazar)
(Yazar)
(A.Ü.D.T.C F. Tn Böl. Ar$. Gör ASİTEJ
Tûrkıye Mer. Gerİ. Sek )
(Yazar, Kukla ve Karagöz San.)
(Bılkent Ün Insanı Bı. ve Ed. Fk. Ög. G.)
(Yazarl
(H.Ü. Güzel San Fak. Öğr Cy.)
(Yazar)
(R.T.Ü.K 'te Uzman. Metın Yazan)
(A.Ü.DT.T C F Tıy Böl. Ögr Üy )
(Karikatür Der. Cy. Kankatürist)
(Karikatür Der. Üy. Kankatürist)
(ADAMÖYKÜ Der. Yön., Eleştırmen)
[Pen Yazarlar Dem. Bşk.. Yazar)
(A.C.DT.CF Ö6.Üy.ı
(T.B.M.M. Başkan Dan.. Ana. Ün. Ö.Ü )
(H.Ü. Gaz. San. Graf. B. Ögr. Üy.)
(HÜ. Başkem Lnıv. Ögr. üy.)
BAŞU'Rt
Konayu dısıplınlerarası yaklaşımla ele alan telıf eserlerle ilgılı basvunılar, Bakanlıgımız Yayımlar Dairesı Başkanlıgı'na en gec 1 Eylül 1998 Salı günü saat 17 30'a
udar yapııacaktır
Baj\"uralar, esenn sahibı veya yetkili kıldığı kışi tarafindan bızzat > a da posta ile yapılabilır. Yanşmayla ilgılı daha gems, bilgı almak ısteyenler. yanşma sartnamesını
icretsız olarak Kültür Bakanlıgı Yayımlar Dairesı Başkanlıgı (Hanımelı Sok. No HKat 3 lOSıhhıyeAnkaraTel 232 19 65-8 hat.Faks: 231 50 36), ıllerde Kültür
Müdüriükieri ve Halk Kûtüphanelerindea yurtdısında ıse vurtdısı temsılciliklenmızden alabıbrler.
Basın. 20861
6
Devlet Tîyatrolan
kan kaybediyor'
TOBAV, KültürrSen ve Konservatuvar Mezunlan Dayanışma
Derneği, Kültür Bakanı İstemihan Talay'ı göreve çağırdı...
.•VNKAR.4(Cumhuriyet 1997- 1998 döneminde neleri hiçbir teknik sorun
Bürosu)- Devlet Tiyatrola-
n, Opera ve Balesi Çalı-
şanlan Yardımlaşma Vak-
fı (TOBAV), Kültür-Sen ve
Konservatuvar Mezunlan
Dernegi. Devlet Tiyatrola-
n konusunda ortak bildiri
yayımlayarak, Kültür Ba-
kanı İstemihan Talay'ı gö-
reve çağırdılar.
TOBAV Başkanı Tamer
Levent Konservatuvar
Mezunlan Derneği Başka-
nı Rahmi DUligil ve Kül-
tür- Sen Ankara Şube Baş-
kanı Erhan Gökgücü im-
zasıyla yayımlanan bildi-
ride. cumhuriyetin 75. yı-
lında Devlet Tiyatrola-
n'nin "kanağladığı''belir-
tildı.
Devlet Tiyatrolan'nın
"plansız ve keyfi" yönetı-
minin, çalısanlann sanata
ulaşma çoşkusunu köreltti-
ği belirtilen bildiride.
"Türkiye tiyatrosu kan
kaybediyor; ama genel mü-
dür bunlan göre göre ora-
da oturmakta ısrarediyor"
denıldi.
Sanatçı ve teknik perso,-
nelin özgür yaratım süreci
ve özlük haklan sorunlan-
na dikkat çekilen bildiride.
yanlış seçimler nedeniyle
bazı oyunlar dışında
u
ölü
birsezon" yaşandığı sav u-
nuldu.
Kültür Bakanı Talaya.
Devlet Tiyatrolan Genel
Müdürlüğü'nün demokra-
tikleştirilmesi konusunda
girişimde bulunması çağn-
sı yapılan bildiride yer alan
bazı göriişler şöyle:
- Tamamladığımı/ sezon
içinde Devlet Tiyatrolan se-
>irci oranı, yogun davetli
sayısını da katarak yüzde
65'in üzerine çıkmamıştır.
- Sergilenen oyunlann
büyük bölümü seyırci ve
eleştırmenlerden kötü pu-
an almıştır.
- Daha öncekj sezonda 8
rejisör görev taleplerine
karşın boş oturtulmuş ve
kurum dışından başrejisör
ve genel müdiir onay ıvla 9
konuk rejisöregörev verile-
rek ortalama 5 mirvar lira-
lık bütce kaybı yaratümış-
ken. bu sezon yine 9 rejisö-
re görev \erümemiş ve ku-
rum dışından 5 rejisör gö-
revlendirilerek biitçenin
kötüye kullanılması sürdü-
rülmüşrür.
-1 lan edilen yurtdışı tur-
yokken. yönetimin keyfi
tasarruflan sonucu değişti-
rilmiştir.
- Rol dağüımlan,gençre-
jisör adaylanna fırsat ver-
me doğruItusunda taraftar
var etme politikası ile sür-
dürülmüştür.
- Bazı oyunculara görev
\erilmeyerek, onlann ku-
rum dışı çalışmalanna
ağırlık vermeleri politika-
sı sürdürülürken. bazılan-
na ise geçerli bir neden ol-
madığı halde izin verilme-
miştir.
- Sezon içinde Devlet Tî-
yatrolan'nın bölgeleri da-
hiL, çok savıda temsiLseyir-
cisizlikten iptal edilmiştir.
- Bazı oyunlara görkem-
li galalar düzenlenirken.
birçoklarına basın galası
bile yapılmamıştır.
- Kunımun basınla ve
meslek örgütleriyle ilişkisi
>ine kopuktıu*.
- Ilan edilen teknik per-
sonel alımı sınavlan. nede-
ni açıklanmaksızın belirsiz
bir tarihe ertelenmiştir. Bu
sezon içinde yapilan ben-
zeri sınavlarda torpil me-
kanizmasının işledıği yo-
lunda şaibeler vardır.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Devrimci Olmak
Türkiye'de sağ ve merkez sağ siyasetlerin var-
dıkları nokta artık çok net bir biçimde görünüyor.
Cumhuriyetimizin ideolojisini "Türk islam Sente-
a"nedönüştürmek isteyenler için.artık "deniz tü-
kendi". Fakat bu kez "devrimcisloganlara" sanl-
dılar. Hem de inanılmaz bir "pışkinlikle" ve inanıl-
maz bir "yüzsüzlükle".
Büyük bir sendikanın başkanını anımsıyorum.
1980 öncesinde sendikasına çağrılan bir toplum-
bilimci, "sosyal sınıflardan" söz ettıği için. o top-
lumbilimciyi seminere davet eden eğitim uzmanı-
nın gırtlağına sarılmış ve "Bu komünistleri sen
topluyorsun buraya, bak adam sınıflardan bah-
sediyor" diye yeri göğü birbirine katmıştı.
Aynı sendikacı şimdi meydanlarda, "işçi sını-
fııı..." diye nutuklar atıyor. Belki bazılan, "adam
kendini geliştirmiştir" diye düşünecek. Ama doğ-
ru değil. Adam aynı adam. fakat söyleyecek baş-
ka şeyi kalmayınca devrimci kesildi. Maksat kol-
tuğuyitirmemek...
Yaşamını genel çizgileriyle bildiğim bir Alevi ya-
zar var. Tüm yaşamı boyunca köşesinde miskin
miskin oturan ve gençlerin her türlü eylem girişim-
lerini engellemek için elinden gelen her şeyi ya-
pan biri. Zaten ağzını açtığı zaman da, ne miskin
ve uyuşuk bir adam olduğunu anlamamak için
budala olmak gerek. Şimdi konjonktürü uygun
gördüğü için, o da devrimci kesildi.
Tüm yaşamları boyunca bambaşka "vadiler-
de" kanat çırpıp yorulduktan sonra. son üç beş
yılda Atatürkçü ve devrimci geçinmeye başlayan
nice isimler bilirim. Şimdi bunlar herkesten daha
"keskin" devrimci oldular. Kendilerinden başka
kimseyi beğenmıyorlar.
"Devrimci olmak" bu kadar kolay mı? "Sen
devrimciyim" demekle devrimci olunuyor mu?
Bunun bir "parent bürosu" mu var?
Bir insanın "Sen devrimciyim"diyebilmesi için,
yaşamını o devrimci çizgiye adaması gerekir. Dev-
rimci olmak; negençliğinin bir döneminde "heves
ederek" kımi devrimci hareketlere katılmak, ne de
bir "ikbal kapısı aralayabilmek umudu ile" 40 ya-
şından sonra devrimciliğe sıvanmaktır.
Devrim; bir toplumdaki ekonomik paylaşımın
ve ekonomik fırsat eşitliğinin ve siyasal katılımın,
toplumun geniş kesimleri lehine hızla değişimidir.
Devrimci olmak demek, bu "hızlı değişimi" sağ-
lamak için sürekli çabalamak demektir.
Bu "değişim" ancak değişimi hedefleyen, dev-
rimci örgütler kanalıyla mücadele ederek sağla-
nabilir. Zira toplumlarda, değişimi engellemeye
çalışan "güç", çok daha bilinçli ve örgütlüdür. E-
mek-sermaye çelişkisinin yaşandığı toplumlarda,
sermayenin "para" gücü karşısında emekçi sınıf
"örgütlü kitle gücünü" koymak zorundadır.
Devrimciler açısından en kolay örgütlenebılecek
katman "sanayiişçileridir". Zira gerek çalışma ve
gerekse yaşam koşulları, bu insanlarda kolay ör-
gütlenebilmenin potansiyelini ortaya çıkartır.
Bilinçlenme açısından, eğitimli memurlar ve
özellikle öğretmenler çok daha ileri düzeydedir.
Ancak çalışma koşullarındaki "dağınıklık" kolay
örgütlenmelerini engeller.
Bugün yaamı bu konuya ayırmamın nedeni, ge-
çen cumartesi günü katıldığım bir toplantıda,
gençlerimizde gördüğüm kötümserlik ve karam-
sarlık oldu.
Görebildiğim kadarıyla çoğu pırıl, pırıl gençler-
di. Aydınlanmacı ve Atatürkçü idiler. Gerek ülke
koşullarını ve gerekse dünyadaki gelişmeleri ya-
kından biliyorlardı. Ya da en azından iyi nıyetle
öğrenmeye çabalıyorlardı. fakat biraz yukarda de-
ğindiğim gibi, müthiş karamsar ve hatta umutsuz
idiler.
Bir takım eski devrimcilerin bugünkü durumla-
nnı ve savundukları şeyleri gündeme getiriyor ve
"nerede yanhş yapıldı?" diye düşünerek "karan-
yoriardı."
Aynı biçimde, bugün devrimci geçinen kimi "tip-
lerin ", yaşamlarının başka dönemlerindeki soyta-
nlıklannı anımsatıyor ve "Bunlaria nereye kadargi-
dilebilir" sorusunu ortaya atıyorlardı.
Gerek toplantıdaki konuşmam öncesinde yap-
tığımız özel sohbette, gerek toplantıdaki konuş-
mamda, gençlerimizin ruhunu karartan karam-
sarlık perdesini yırtmaya çalıştım. Başannın temel
koşulunun her şeyden önce "kendilerine güven-
mekten" ve düşüncelerinin doğruluğuna inan-
maktan geçtiğini anlattım. Kendini devrimci ola-
rak ilan eden herkesin devrimci olmadığını, mem-
leketimizde Atatürk'ûn de ticaretinin yapıldıını
söyledim. Doğru bildikleri yolda yılmadan yürü-
melerini önerdim.
Bazılan, "Ya hafayap/yorsak" sorusunu yönelt-
ti. "Olabilir" dedim, "ama eğerdürüst vesamimiy-
seniz, hatalannızı da düzeltebilirsiniz."
Bilmiyorum, gençleri ne derece lyimser kılabil-
dim. ama 500 kilometre bir kara yolculuğunun
yorgunluğunun ardından yaptığım sohbet ve ko-
nuşmanın, devrimci mücadelenin bir parçası ol-
duğunu düşünüyorum. Ve bunu sizlerle paylaş-
mak istediğim için bu yazıyı kaleme aldım.
Basm Müzesi'nin kuruluşunun 10. yıldönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı
^Medyadaki hastahk tedavi edilmeli'
İstanbul Haber Servisi - Medya-
da, sermaye arttıkça bağımsızlığın
ve meslek ahlakının azaldığı belirti-
lerek artık basın özgürlüğü yerine
promosyon özgürlüğünün savunul-
duğuna dikkat çekildi. Medyanın
hastalandığının kabul edilmesi ge-
rektiği vurgulanarak tedavisininse
ancak elbırliğiyie sağlanabileceği
belirtildi.
Basın Müzesi'nin kuruluşunun
10. yıldönümü dün çeşitli etkinlikler-
le kutlandı. Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti. (TGC) kutlama etkinlikleri
kapsamında Basın Müzesi'nde "Ga-
zeteci kimdir? Gazetedlerin görevle-
ri nelerdir" konulu bir panel düzen-
ledi. Gazeteci Recep BilgiDer'in yö-
nettiği panelde konuşan gazeteci Or-
han Duru. bir gazetenin dün promos-
yon olarak ekmek verdiğini örnek
gösterdi ve Türk medyasının gidişa-
tının son derece kötü olduğunu söy-
ledi. Duru, merak ve kuşkuculuğun
bir gazetecinin en önemli erdemleri
olmasma karşın günümüzde gazete-
cilerin "demeç habereiliği*' yapma-
yıalışkanlıkhalinegetirdiklennibe-
lirterek haber müdürlerinı de bövle-
si haberleri yayımlamakla eleştirdi.
Panelde konuşan gazeteci Ahmet
Güner Elgin ise gazeteci tanımının
çok iyi yapılmasmı istedi. Elgin.
kadrosu yapılmayan. basm kartı ve-
rilmeyen, meslek örgütüne üye kabul
edilmeyen ve sendikası bulunma>an
gazetecilerin, ancak dayak yiyince,
çalıştığı kuruluş, meslek örgütleri ve
siyasiler tarafindan sahıplenilmesi-
nin büyük birçelişki olduğunu anlat-
tı. Elgin. "Rutin haber dışında gaze-
tecilerin artık bir görevi kalmamışnr.
Yok böyle birşey. Gazeteciler büyük
medya kuruluşlannda ofisbo) gibi
çalışnrıhyor" dedi.
Yazılannın yaytmlandığı gazete-
nin karton bir promosyon verdiği dö-
nemde normalin 6 katı fazla satma-
sının gazeteciler adına üzüntü verici
bir durum olduğunu anlatan Hakkı
DevTİm de artık gazetelerin gazete-
ciye gereksinimleri kalmadıgını vur-
guladı.
Gazetemiz Yayın Kurulu Başkanı
tlhan Selçuk da konuşmasında ser-
maye-medya ilişkisine değinerek
medya gruplannın artık siyasi parti-
lerden daha güçlü hale geldiklerini
söyledi. Selçuk, medyadaki çürü-
müşlüğü anlamak için medya kuru-
luşlannın başka hangi kuruluşlarla,
bankalarla ortak olduklarının ve
kimler tarafindan desteklendikleri-
nin de ortaya konması gerektiğini be-
lirtti. Konuşmasında söz konusu
medya kuruluşlanyla bu kuruluşlar-
da çahşan pek çok meslektaşını ayn
değerlendirmeye dikkat eden Sel-
çuk. "Medyamızda bir sürü adamgi-
bi adam var. Medya politika gibi de-
ğil. Bah gazeteleriyle yanşabilecek
değerde gazetecuerimizin sayısı çok.
Ancak nasıl oluyor da Türk medyası
bu dunıma düşüyor, anlamak müm-
kün degü" dedi. Selçuk, medya için-
de denetimin olmadığını, denetimin-
se ancak örgütlenmeyle sağlanabile-
ceğini vurgulayarak sendikanın
Cumhuriyet dışında hiçbir gazetede
var olmadığına ve TGC'nin yıllar
içinde tüm kaynaklannın yok edildi-
ğıne dikkat çekti. Medyanın bu or-
tamda bile görevini yerine getirdıği-
ni söyleyen Selçuk. "Aslında çok
güçlü bir rüzgâr esmeseydi medya
bugün yerine getirdiği görevini de ya-
pamavacak bir dunıma gelebilirdi"
diye konuştu.
Panelın ardından Basın Müze-
si'nin kuruluşuna. yasatılmasına kat-
kıda bulunan 17kişi\e I6kuruluşa
teşekkürbelgeleri verildi. Basın Mü-
zesi'nin kuruluşunu gerçekleştiren
eskı TGC Başkanı ve Gazete Sahip-
leri Derneği Başkanı Nezih Demir-
kent'e teşekkür belgesini TGC Baş-
kanı Nail Güreli sundu. Güreli. Ba-
sın Müzesi'nin hem teknolojik hem
de yayın tarihinı bir arada sergıleme-
si açısından dünyanın sayılı uzman-
lık müzelerinden bın olduğunu söy-
ledi. Daha sonra Demirkent de Gü-
reli'ye kıtap bağışı nedeniyle bir te-
şekkür belgesi sundu.
Kutlama etkinlikleri çerçevesinde
TGC bir kokteyl verirken resim \e
koleksıyon sergileri açıldı. Sergiier i-
ki hafta süreyle gezilebilecek.