23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 1998 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Doğumunun 450. Yılında Don Kişot'un Yazan Cervantes Prof. Dr. Yük. Müh. İLHAIVIİÇETÎN İTÜ Elektnk-EIektronik Fakültesı Öğretim L'yesı Y ıl 1568. ay Aralık. Madrid'de ya- şayan ve bır yazın ustasının ya- randa kendini yetiştiren yirmi bir y aşında yeteneUi bır İspan- yol delikanlı, bironursorunu ne- deniyle bir genci yaralamış, mahkûm olaca- ğını anladığından kaçmıştı. Mahkeme ken- disini, yokluğunda. krallıktan on yıl sürülme ve sağ elinın kesilme cezasına çarptırdı. Bu arada kaçak genç, Roma'ya gitmiş ve geçı- nebılmek içın iş aramaya başlamıştı. Genci- miz serüvenı sevıyor. askerhğe karşı büyük bır ilgi duyuyordu. Osmanlılar'a karşı Is- panya. Venedık \e Vatıkan'm gırdiği birkut- sal bırlik kuran Papa V. Pius. bır Haçlı sefe- n düzenleyınce, lspanyol genç, 1570'te Na- poh'deki Haçlı donanmasma katıldı. Haçlı donanması 7 Ekim 1571 günü Os- manlı donanmasına Inebahtı'da saldırdı. Gen- cimiz savaş günü hasta düşmüştü ve ateşı \ardı. Komutanının ve arkadaşlannın bütün ısrarlanna karşın gihertenin altında dınlen- meye çekilmeyi reddetmışve savaşakatılmak- ta direnmiştı. Osmanh donanmasının büyük bır yenılgıye uğradığı bu deniz savaşı. çok zorlu geçmiş, çok kan dökülmüş ve lspan- yol asker olaganüstü bır yüreklilikle çarpış- mıştı. Bu esnada göğsünden ıki yara alrruş \e sol elini kaybetmişti. Uzun bir iyileşme süresınden sonra bırçok sefere katılmış ve yı- ne büyük kahramanlıklar sergilemiştı. Kar- deşi Rodrigo da onunla beraber savaşmış ve büyük yararhk göstermışti. Onernli hızmetlerden sonra kardeşler yur- da dönmeye karar \erdıler \e Eylül I575'te bır kadırga ile Napoli'den lspanya'ya hare- ket etriler. Ancak serüveni se\en kardeşlere yazgı ağlannı örmeyı sürdürüyordu. Yolda önlerini kesen korsanlar tarafından tutsak edildıler ve Cezayır'de köle olarak satıldılar. Burada yaşamını izlediğimız kardeşı daha son- ra Cezayir Bey "i HasanPaşa aldı. Cezayır'de geçirdiği beş yıl boyunca bazen hapsedildi, zincıre vuruldu, pranga taşıdı, bazen şehir- de dolaşrnasına izin verildi. Daiha ilk günden itibaren kaçmayı düşündü. Ölüm cezasını göze alarak birçok kez kaçmayı denedi. Ha- san Paşa bile bu olaganüstü lspanyol'a hay- rankalmışveonuhepkollamıştı. Ancak kur- tuluş parası bir türlü gelmeyince tutsağımız Istanbul'a götürülmek üzere Eylül 1580'de bır kadırgaya zincirlendi. Son anda evladı- nın özlemiyle yanan annesı gerekli kurtuluş parasını sağlamayı başardı. Kahraman asker artık tspanya'daydı. Da- ha sonra "Benim kanıma göre dünyada kay- bedilmiş özgürlüğü tekrar kazanmak kadâr büyük bir mutluJukolamaz"* diyecektir. Ye- ni yaşamında askerlik mesleği bitmiş, sivil mesleğı başlamıştı. Bu kahraman şimdi iş an- yordu, iş peşınde koşuyordu. Yurda dönen- Ier çoktu. Her yerde sefıllik vardı, her yer sa- katlar, yoksullar ve dilencilerle doluydu. Bu ortamda sahte kahramanlar türemiş, sahte lnebahtı kahrarnanhğı ticaret aracı olmuştu. Ortada acıklı bir tablo vardı: Sakatlığı nede- niyle orduda görev alamıyordu. Saray göre- vi içın ilende "Saray hjzmetineuyımıyonım, çünkü utanma duygum >ar ve dalkavukhık etmeyi bflımyonım" diyecektir. Bir ara Ame- rika'ya göç etmeyi düşündü. Umutsuzluk ve düş kınklığı içinde yazın sevgisini ve yete- negini anımsadı. Okumaya ilgisi o kadar yüksekti ki sokaklarda yerlere atılmış kâğıt parçalanm bile okumaktan kendini alamıyor- du. Artık yazın alanında kendini sınamaktan başka çaresi kalmamıştı. Önce tiyatro ile yo- ğun bir biçimde ilgilendi. 1584'te ilk roma- nı La Galatea yayımlandı. 38 yaşına gelen yazar, yine umduğunu bulamadı ve yirmi yıl hiçbir şey yazmadı. Bu arada donanma için satınalma komiseri oldu. Hesaplannda açık çıkınca Sevilla hapishanesine atıldı. Burada mutsuzluk içinde mutluluk sayılabilecek önemli bir olay oldu. Hapiste özgürleşen ve bütün benliğini saran yaratıcılığının etkisiy- le yazar tekrar yazına dönmeye karar verdı, kendini tümüyle yazına adadı ve yeni bir ya- pıtını yazmayakoyuldu. Yedi ay kadar süren hapishane yaşamı ile yazar elli yaşında iken gerçek kişiliğini buldu. Bu yazar kısaca Cervantesdediğimiz Mi- guel de Cervantes Saavedra'dır. 450 yıl ön- ce 29 Eylül 1547 günü Madnd'ın yaklaşık otuz kilometre doğusunda bulunan Akala de Henares kentinde doğmuş ve yazın tari- hine Don Kişot'un yazan olarak geçmiştir. Savaş ve savaşımla geçen uzun yıllardan son- ra Cervantes, ancakyaşamırun son bölümün- de dehasmın büyüklüğünü kanıtlayan yapıt- lar yaratabildi. En güzellerini ömrünün son on sekız yılında verebildı. Bu y ıllarda zama- nın hızla azaldığını anlayarak olaganüstü bir çaba ile yapıtlannı tamamlamaya çalıştı. Şe- ker hastasıydı. Korktuğu ölümün yaklaşan adımlannı duyarken ve yaşam gücü bir mum gibi giderek tükenirken bitirmeyi başardığı Persiles ve Segismunda için ölüm döşeğinde yazdığı önsöz ınsanı son derece etkıler. Kor- karak beklediği ölüm, kendisini altmış do- kuz yaşında iken 22 Nisan 1616 günü bul- muş ve naaşı kurtuluş parasmı veren manas- tıra gömülmüştür. Buradaki mezannın yeri bilinmemektedir. Cervantes'ın büyük bir dünya klasıği ve ilk modern roman olan baş- yapıtı Don Kişot (Fransızca okunuşudur. Doğrusu Don Quijote'dir. 'Don' bay, bey de- mektir. Sevilla hapishanesinde yazılmaya başlandı. 1605'te yazan 57 yaşmdayken ya- yımlandı ve derhal olaganüstü bir başan, en iyi satılan kitap oldu. Aynı basım yılı içmde kitabın ikinci baskısı yapıldı, Lızbon ve Va- lensiya'da korsan baskılan çıktı. Kitabın ünü hızla yabancı ülkelerde de yayıldı. Belçika ve Italya'da yayımlandı. I6l2'de lngilizce. 1614'te Fransızca çevirileri çıktı. Bu büyük başan karşısında Cervantes, Don Kişot'un ikinci cildini yazmayakoyuldu. fakat bu ara- da gerçek kimliği bugün bile bilinmeyen bir yazar, bu cildin sahtesını çıkardı. Bir yıl son- ra I615'te Cervantes hakiki cildi bastırdı. Don Kişot, bugüne kadar 60'tan fazla di- le çevrildi, yaklaşık 2500 baskısı yapıldı. In- cii'den sonra en çok okunan kitap unvanmı kazandı.Yazan da yazın dünyasının gök kub- besinde parlayan Homer, Vergilius, Dante, Shakespeare, Goethe gibi yıldızlann yanın- da kalıcı yerinı aldı. Eğer Cervantes, Sevil- la hapishanesine girmeden ölseydi, bugün ken- dısıni kimse tanımayacaktı. Kitabının uyan- dırdığı ilgi ve kazandırdıği derin anlamlar, 450 yıldan beri hiç azalmadı. Atlı şövarye Don Kişot ve eşeğe binmiş şişman uşağı Sanço Pansa, uslarda silinmez imgeler, günlük ya- şamda karşılaşılan tipler oldular. Neydi bu inanılmaz ve eşsiz başannın sırn? Kitap na- sıl birkaç yıl ıçinde on iki bın adet satılmış- tı ve neden hep güncel kalmıştı? 450 yıl ön- ce dogmuş bir yazann bu denli güncel kal- masına, günümüz ınsanma bu denli çok şey söylenebilmesine, evrensel degerleri bu öl- çüde koruyabilmesine ve yazann yüreklili- ğine şaşmamak elden gelmez. Yazar ve duşünürlere karşı yeterince hoş- görünün gösterilmediğı, anlatım ve düşün- ce özgürlüğünün sınırlandığı devirlerde ku- rulu düzenleri eleştırmek çok kez ölümü gö- ze almak demek olduğu halde, yazar bır şö- valyenin serüvenlerini anlatırgibi görünerek kahramanlannı resim yapar gibi gerçeklik- le betimleyerek toplumu ve çagını dennliğı- ne ve özgün bir biçimde eleştirebilmektedir. Hedefpolitika. kilise ve yazın çevTeleri özel- likle usdışılıktır. Ülke, Katolik Hıristiyanlı- ğın ve Engizisyonun kalesidir. Binlerce in- sana eziyet edilmiş, binlerce insan yakılarak öldürülmüştür. Bu tür yazarlar günümüz Tür- kiye'sinde bile diri diri yakılabildiğı halde, 450 yıl önceki Katolik tspanya'da bir yazar usdışılık ile alay edebiliyor, projektörlerini toplumun her kesimindeki aksaklıklara, çok değişik ve çok sayıda kişilere tutabiliyor, bü- yük yankılar uyandırabiliyor, binlerce oku- yucu bulabiliyor ve peşinden sürükleyebili- yor. Yapıt bir Rönesans ürünü, okuyucular- da uyandırdığı yankı matbaanın olaganüstü etkinlığinin bir kanıtı. Oysa Osmanh toplu- mu o devirde hem Rönesans"tan hem de mat- baadan habersız yaşamaktadır. Onun için Inebahtı'da bozguna uğramıştır. fakat bu ta- nıyı koymaktan çok uzaktır. Don Kişot'un san- ki dün yaalmış gibi taze gelen önsözünde Cer- vantes kıtabı için "zihnimin çocuğudur" der ve "her varhğın ancak kendi benzerini yara- tabflmesüıe izin veren doğal \asaya" uygun- luğunu \nrgular. Bu yasaya göre ülkemizde- ki ufuksuz politikacılann, çıkarcı yan ay- dınlann ve sözde profesörlerin neler ürete- bildikleri daha kolay anlaşılabilir. Önsöz, ay- nı zamanda ilginç bır yergidir. Bol kullanı- lan latince tümceler ve bilimsel gözüken açıklamalarla okuyucunun gözünü boyama- nın ve bilgiç görünmenin ne denli kolay ol- duğu alaycı bir biçimde anlatılır. Günümüz Türkiye'sinde aynı yöntemin uygulanması sürdürülüyor. Düşünce ve çözüm üreteme- yen çıkarcı politikacılar, işbitirici yan aydın- lar ve şarlatan, bezirgân ve uyutan sözde pro- fesörler ceplenni rahatça doldurabilmek için eğitimsiz halkımızı uyutmayı hüner sayıyor, lngilizce sözcüklerie, "transformasyon" söy- lemleri, yalan veya boş sözlerle yetersizliİc- lerini örtmeye çalışıyor. Özünde Don Kişot özgün biryöntemle insanlan uyarmayı, eğit- meyi ve aydınlatmayı amaçlamaktadır. Sü- rükleyici ve şaşırtıcı olaylarla insanlar görü- nürde eğlendırilmekte, bu yoldan yeni düşün- celer uslara taşınmakta ve yerleştiriuTiekte- dir. Ulusumuzun Rönesansı yaşamamış, mat- baadan ve çağdaş bır eğitimden yüzyıllarca yoksun bırakılmış olması nedeniyle okuma alışkanlığının, sorgulama, düşünme, eleştir- me ve görece anlama yeteneğinin yeterince gelişmemiş olduğu ülkemizde, Cervantes yöntemine göre yazılacak kitaplar büyük ya- rar sağlayabilir. Bu bakımlardan Cervantes, ülkemizde daha fazla okunmalı ve ıncelen- meli, ınsanlanmızı uyandırmada ve aydın- latmada etkin bir araç olarak kullanılmalıdır. orsa Akbank'ta! 4 **% Akbank, hisse senedi alım satımında 506 şubesiyle hizmetinizde. Size özel en uygun koşullar, yasal olan en düşük komisyon Akbank'ta! Siz de Türkiye'nin neresinde olursamz olun, size en yakın Akbank Şubesi'ne gelin, güven içinde ve hızla hisse senedi alın, satın, paranızı değerlendirin. Dilerseniz, Aktel ya da AkPC ile evinizden ya da işyerinizden de tüm borsa işlemlerini yapabilirsiniz. En hızlı ve güvenli borsa Akbank şubelerinde! Her Akbank şubesi borsaya açılan bir kapıdır. Aynntlll bilgi için: Akbank şubelerine danışabilir ya da (0212) 243 60 24 - 245 51 38 - 252 89 89 no'lu telefonları arayabilirsiniz. Her Akbank şubesi bir AKMENKL1 Değerler ve Yatırım AŞ Acentesidir. AKBANK G ü v e n i n i z i n E s e r i PENCERE Kadın Eli Sıkmayan Kaymakam... 14Mayıs1950... Demokrat Parti "Beyaz lhtilal"\ gerçekleştirerek sandıktan çıkmış... Her yerde "7908 Meşrutiyet /nfa/a£»"ndakine benzer bir bayram sevinci yaşanıyor; horon çeki- liyor; göbek atılryor; çünkü "27yıllık tek parti ikti- dan" noktalanmış; "jandarma dayağına ve tahsil- dar zulmüne paydosi." • Ancak aradan çok geçmeden, düş kınklığı yay- gınlaşıyor. Muhalefet köpürmeye başlıyor; mizah dergileri zehir zemberek!.. O günlerde Yusuf Ziya Ortaç "Akbaba" dergisinde bir kapak karikatürü yayımlıyor; Başbakan Adnan Menderes, çok süs- lü bir karyolada, demokrasi perisinin ırzına geçiyor. Karyolanın ayak ucunda, Adnan Menderes'in adının ilk harflerini taşıyan kocaman bir marka gö- rülüyor: "A.M" Zamane bugünküne benzemiyor; Ankara'dan hemen uyanyorlar. Istanbul Valisi Yusuf Ziya'yate- lefon ediyor; aklınca Ortaç'ı fırçalayacak: - Yusuf Ziya Bey size yakıştıramadım... - Ne oldu Vali Bey?.. - Yakışır mı size!.. Beyefendi'nin (o zaman Ad- nan Menderes böyle anılırdı) karyolasının ayak ucundaki o müstehcen marka nedir?.. Yusuf Ziya durumu anlar, cin gibidir, hemen kar- şı saldınya geçer: - Aman Vali Bey, aklınıza neler geliyor?.. Siz uzun süre kaymakamlık yaptınız değil mi?.. - Evet. - Peki, size kaymakam bey diyenler, bu sözcü- ğü ikiye ayınp düşünseler müstehcen olmaz mıy- dı?.. - Anlayamadım?.. - Yani kaymak-am diye vurguladığınız zaman aklınıza negelir?.. Yusuf Ziya olayı bana anlattığı zaman şaşıp kal- mış, gülmekten kınlmıştım. • Aradan kırk yıl geçti... Kırk yılda demokrasi perisini genelevde çalışan sermayeye benzettik... Bu nazlı perinin "bikrini izale eden" Menderes'ti; ama daha sonra gelenler de kızın canına okudu- lar; bugün artık zavallının ilertutaryanı kalmadı; ga- zetelerin yazdıklanna bakılırsa devletin kaymakam- lan arasında kadın eli sıkmayan mürteciler var- mış... Şimdi deniyor ki: "Kadın eli sıkmayan kaymakamlann görevleri- ne son vehlecek..." Mürtecilerle entellerimize yeni iş çıktı; tartışma başiayacak: "Adam kadın elini ister sıkar, istersıkmaz!.. De- mokrasi varsa ne kanşıyorsun?.." • Sen kaymakamdaki erkekliğe bak!.. Bizde ne kaymakamlar varmış ki kadın eli sıkınca hazretin aptesibozuluyor... .) Ama kaymakamın suçu ne?.. Adamı çocuk yaş- ta bağnazlığın rahle-i tedrisi önünde diz çöktüren, imam-hatip okulunda tezgâhtan geçirdrkten son- ra tarikata aşılayıp Içişleri Bakanlığı'nın emrine ve- ren irtica gücüne maşallah!.. Nedenir?.. Kadın eli stkmayan mürteci, adının önündeki "kaymakam" sözcüğünden de huylanır mı, huyian- mazmı?.. ÇAĞDAŞ YAY1NLARI llhan Selçuk Kitaplan İSKELE SANCAK 2. BASI 500.000 TL DUVARIN ÜSTÜNDEKİ TİLKİ 3. BASI 6O0.000 TL JAPON GULU 7. BASI 600 000 TL # ZİVERBEY KÖŞKÜ 13. BASI 450.000 TL DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VURUN 24. BASI 500.000 TL GÖRÜLMÜÇTÜR 8. BASI 500 000 TL AĞLAMAK GÜLMEK 10. BASI 500.000 TL YÜZBAÇI SELAHATTİN'İM R0MANI (İKİ ciLT) 6. BASI 1.500.000 TL CumhuriyeC kitap kulübü Coğ Pozorlamo A.S. Türkocagı Cod. Ho:39/41 Cağaloğtu Istonbul Tel Sl401 9. Türkiye Gazeteciler Cem.iyeti'nin yayınladığı gürük Bizim Gazete Ülke sorunlanna ilışkin raporlarıyla, araştırmalanylt köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumlann gastesi. Düzenlı okumak içın atxDne olun. Tel: 0.212. 511 (8 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle