Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orban Erinç
# Genel Yayın Koordinatörü Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlen Mudürü tbrahim
Yıldız 9 Sorumlu Müdür Fikret llkiz
9 Haber Merkezı Mudüriı. Hakan
Kara # Görsel Yönetmen. Fikret Eser
tstıhbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomı: Öziem
Yüzak • Kültür Handan Şenköken • Spor.
Abdüfkadir Yıicelman # Makaleler: Sami
Karaören # Duzeltme Abdullah Yazıcı 0
Fotograf. Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge.
Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kurulu llhan Selçuk
(Ba$kan), Orhan Erinç, Okta\
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya,
Şükran Soner. Ergun Balcı,
Ibrahim Yıldız. Orhan Bursah,
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsiicisı. Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı
No: 125, Kat:4, Bakanlıkiar-Ankarâ Tel: 4195020 (7
hat), Faks:41950279tzmirTemsılcisi Serdar Kızık,
H.ZıyaBlv. 1352 S.2'3Tel:4411220, Faks 4419117
• Adana Temsiicisı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119
S. No:l Kat 1. Tel 363 12 11, Faks: 363 12 15
Muessese Müdûrii î«fa
Koordmator Ahm«Konıls*ıı • Muha-
sebe Bulent Yenw»ldare Hüse>in
Gflrer«Işletme Örfw Ç d * • Bılgı-
Işlem >«il İnal • Algı^var Sıstem
Mürmel çyer«>£! FazfletKuza
MEDYA C: • Yönetım i
Başkanı - Genel Müdür G
Erdurao 9 Koordinalor
Işıtman # Genel MüdurYaıdı
SetdaÇoban Tel 514 07
513 95 80-51384*0-61. Faks 51
Vıyımlatan « Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basm ve Yavıncılık A Ş
TürkocağıCad 3941 CagaJoğlu 34334 Ist PK246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513
2^L?fena21^5.2 05 05(201,^ Faks ,0,212)513 85 95 11 KAS1M 1998 İmsak:5.10 Güneş:6.39 Öğle: 11.55 Ikindi: 14.32 Akşam: 16.57 Yatsı: 18.21 www.cumhuriyet.co
Nükleer karşıtlan, Türkiye'deki hukuk savaşımının sonuçsuz kalması üzerine sorunu AİHM'ye taşımaya hazırlanıy(
Akkuyu Avrupa'da yargdanacak
Deneuve'e ödül
• Haber Merkezi - Ünlü
Fransız sinema oyuncusu
Catherine Deneuve. "1998
Trophe des Arts" Ödülûne
değer görüldü. Sinema
sanatına katkılan ve
oynadığı rollerle kültürler
arası yakınlaşma
sağlaması nedeniyle sanat
madalyası almaya hak
kazanan sanatçıya ödülü,
öncekı gece Nevv York'ta
düzenlenen törenle verildi.
(Fotograf: REUTERS)
Discovery
Channel'den
eğitime destek
• tstanbul Haber Servisi -
Türkiye"de 1997'den
itibaren 12 saatlik yayım
yapan Discovery Channel,
gûndüz saatlerinde
okullarda okutulan
derslere kaynaklık teşkil
edebilecek olan yayınlann
rahatlıkla izlenebilmesi
için yayın süresıni 24 saate
çıkardı. Discovery
Channel= doğa, bilim ve
teknik, diinya kültürleri,
tarih, insan ve macera
olmak üzere 5 türde yayın
yapıyor.
TGC'nin eğitim
seminepiepi
• İstanbul Haber Servisi -
Türkıye Gazetecıler
Cemiyeti (TGC) ve
Konrad Adenauer
Vakff nın "Yerel Medya
Projesi" çerçevesinde
düzenlediği e|itim
seminerlerinin sekizincisi,
12-13 Kasım tarihlennde
Sıvas'ta yapılacak.
Semirlere Ağn. Aksaray,
Ardahan, Artvın, Bayburt,
Erzincan. Gümüşhane,
Gıresun, lğdır, Kırşehir,
Nevşehır, Rıze, Sıvas,
Trabzon ve Yozgat'tan çok
sayıda kışi katılacak.
Bilim adamlam
uyardı
• \VASH1NGTON (AA) -
Veremle savaşta yeni
yöntemler geliştirilmezse
2030 yılına kadar dünyada
225 milyon kışinin vereme
yakalanacağı, bunlardan
79 milyonunun ölecegi
uyansında bulunuldu.
Proceedings of the
National Academy of
Science dergisinde
yayımlanan araştırmaya
göre sadece bu yıl içinde
6.7 milyon verem vakası
görülürken yaklaşık 2.5
milyon kişi bu hastalıktan
yaşarrunı yitirdi.
Kan damarcığı
geliştirildi
• DALLAS(AA)-
ABD'de bilim adamlan,
kalp hastalanna destek
olmak amacıyla ilk kez
gen terapisini kullanarak
kan damarcıklan
geliştirdiler. Boston'daki
Tufts Universitesi'nden bir
grup bilim adamı, yeni
teda\ iyı 16 kışi üzerinde
denediklerini ve tedaviden
sonra bu kışilerin daha az
göğüs ağnsı hissettiğini ve
daha az ilaç aldığını
söyledi. Bilim adamlan,
tedavınin, yeni kalp
damarcıklanrun gelişmesi
için vücuda talimat veren
VEGF proteininin
üretimıni kontrol eden bir
genin enjekte
edilmesinden oluştuğunu
belirttiler
Prezervatif
boylarr uzadı
• ANKARA (UBA)-
A\Tupa Topluluğu'na üye
ülkelerde satılan
prezervatiflerin boyutlan
16 santımden 17 santime
çıkanldı. Bu ürünlerin
çaplannda da küçük bir
değişıklığe gidılerek
eskiden 5.4 santim olan
çevresi de 5.6 santime
çıkanldı. Avrupa
Topluluğu prezervatif
üreticilennin aldıklan bu
karann. erkeklerin
penislennin büyümesi
nedeniyle alınmadığı,
amacın, prezervatif
üretiminde belli standartlar
oljşturmak olduğu
kaydedıldi.
• Türkiye'de nükleer santral yapımının yasalara aykın
olduğu yönündeki suç duyurulan reddedilen ve itirazlan
dikkate alınmayan çevreciler, sorunu Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi'ne götürecek. Türkiye'de adil yargı yolunun
tıkandığını belirten avukat Noyan Özkan, çevreciler için
Avrupa'dan başka yol kalmadığını söyledi.
ÜMİTOTAN
İZMİR-Nükleer karşıtlan. Türki-
ye'de yasal mevzuatlara aykın olarak
nükleer santral ihalesi açtıklan ve yü-
rüttükJeri gerekçesiyle yetkililer hak-
kında bulunduklan suç duyurulannın
reddedilmesi. yaptıklan itirazın dak
uy-
gun bulunmaması'nın ardından, Avru-
pa insan Haklan Mahkemesi'ne gidi-
yor. Yeşıl banş örgütü Greenpeace,
hukukçu olan Enerji ve Tabii Kaynak-
lar Bakanı Cumhur Ersümer'ı yasa-
lara uymaya çağınrken Çe\Te Hareke-
ti Avukatlan Grubu'ndan Noyan Öz-
kan, mahkemelerin hiçbır araştırma
yapmadan ve hiçbir gerekçe göster-
meden suç duyurulannı reddetmesini
eleştirdi. Özkan, "Kararlaryanüş. Adil
yargılama hakkı kullanılamıvor. Yar-
gıınız iyi işlemnor. Nükleer karşıüan-
na Avrupa İnsan Haklan mahkemesi
yolu görünüyor" dedı.
Çevre Mevzuatı, Toplum Sağlığı
Mevzuatı ve temel hukuk ilkelerine
uymadıklan gerekçesiyle Bakan Cum-
hur Ersümer, TEAŞ ve TAEK yetki-
lileri hakkındaki suç duyurusuyla il-
gili olarak Ankara Cumhuriyet Başsav-
cılığı 20 Ağustos 1998'de takipsizlik
karan vermiş, nükleer karşıtlan da ka-
rara itiraz ederek sanıklar hakkmda
ceza davası açılmasını istemişlerdi.
Kınkkale Agır Ceza Mahkemesi de 2
Ekim 1998 tarihli karannda nükleerkar-
şıtlannın bu istemlerini uygun görme-
dı. Mahkeme, bakana soruşturma açıl-
maşı için TBMM karan gerektiğine
dikkat çekerken TAEK ve TEAŞ yö-
netim kurullannda bulunanlarla ilgili
olarak da "Atfedilecek suç ve suçtuluk
durumu bulunmadığT görüşüne yer
verdi.
Duyarh yurttaşlara engel
NükJeer karşıtlan, toplumuna ilgi-
li, çevresine duyariı yurttaşlann mü-
cadelesine hukuksal engeller çıkanl-
dıgını belirterek adil yargılama hak-
kınm kullanılamadığını savundular.
Greenpeace Enerji Bölümü Sorumlu-
su Melda Keskin, Türkiye'de çok ko-
mik olaylann yaşandığını ve bu ko-
mikliklerin de gerçekmiş gibi kamu-
oyuna yansıtıldığını belirterek şu gö-
rüşlere yer verdi:
"Bize nükleer santral satmaya kal-
kan Kanada'da nükleer santrallann
değeriendirilmesi yapıldı. Üç yatmm
fırması yapüğı hesaplamada Kana-
da'da bulunan termik ve hidroelekt-
rik santrallanna5 mil>f
ar dolar, Uetim
hatlarınada 10.5milyardolar fivatbi-
çerken nükleer santrallann değerini
sıfir olarak belirledi. Bu saptama To
ronto Star gazetesinde de > a> ımlandt
Almama'da yeni hükümet protoko-
lünde eiektriğin yüzde 30"unu sağla-
yan 19 reaktörfi kapatma karan »h-
yor. Bizde ne oluyor? \etkilileri huku-
ka uynıaya zorlayacak olan suçduyu-
rulanmız reddediliyor. Şimdi Türki-
ve'de hukuk yolunu ükadılar. Avrupa
insan Haklan Mahkemesi'ne başvur-
mak için nefer yapabileceğimizin ha-
zırljgı içindeviz. Enerji Bakanı, hu-
kukçu olarak bizi değU, öncelikle ken-
dini yargüasuı."
'Kararda gerekçe yok'
Izmir Çevre Hareketi Avukatlan
Grubu'ndan Noyan Özkan. TAEŞ ve
TAEK yetkililerinin yargılanamaya-
cağı yönündeki mahkeme karannda
hiçbir gerekçe bulunmadığını, oysa
mahkeme kararlannın gerekçeli ol-
ması gerektiğini belirterek şunljn
söyledi:
"Türkiye'de adfl yargılama hakkıiş-
lemiyor. Hiçbir hukukçu Avrupa
pılanna gitmek istemij'or, ancak"
kiye'de >argı tıkanmış durumda.
rün yollar tıkanınca mecbur ka
yor. Sonra Adalet Bakanı >üzlercı
va yüzünden Türkiye'nin öde\e
miKarlarca lira tazminattan \akin
NükJeer karşıtlannın baş>urulaı
mahkemenin verdiği karar yanlı
Dava açmako kadar mızor? Açuı
\a\ u kamum unda en azından bir
Qşıb>ın. rjayır, buna da izinverUmi
Milletvekili dokunulmazhgı kald
madan Memurin Muhakemat \a
nlmadan Türkiye'de yurttaşlann
araması mümkün değiL Nükleer !•
şıtlan için Türkiye'de hukuk >olu
panlnuş, Avrupa İnsan Haklan M
kemesi yolu açılmıştır. Bundan sor
ki hukuksal girişim ancak Avrupa
san Haklan Mahkemesi'dir."
'UtançDuvarı'nınyüahşuıın 9.yddönümü
,\lman\a'\ı Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra doğu ve
batı olarak ikiye ajıran Berlin'deki "Utanç Duvan"nuı
yıkıhşının 9. yıldönümü kutlandı.
u
L'tanç Du\an"nui 9
Kasım 1989 tarihinde yıkılmasının yıldönümü
nedeniyle başkent Berlin'de, eski Doğu Alman
tstıhbarat örgütü Stasi tarihinin açıklığa
kavuşturulması için bir Stasi Enformasyon ve
Dokümentasyon Merkezi açıldı. Stasi dosyalannın
araştmlması için oluşturulan merkezin açılış törenine
Almanya Cumhurbaşkanı Roman Herzog ve Içişleri
Bakanı Otto Schih de katıldı. Öte \andan >eni
kurulan federal hükümetin küçük ortağı Birlik
90/Yeşiller Partisi, Nazi döneminde /orla çalıştuılanlara
en kısa sürede tazminat ödenmesini istedi.
EN FAZLA EĞİTİMCİİÇ A>ADOLU BÖLGESİ'NDE BUHJNUYOR
Güneydoğu öğretmen yoksulu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
1998 yılı içinde 41 bin 457 öğretmen
atanmasına karşm Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu'daki öğretmen açığı ka-
patılamadı. Bakanhk tarafından yapı-
lan araştırmaya göre. yüzde 20'lik oran
ile öğretmenlerin en büyük dilimi Iç
Anadolu Bölgesi'nde görev yapıyor.
Öğretmenlerin yüzde 8'i Güneydoğu
Anadolu'da. yiizde 9'u da Doğu Ana-
dolu bölgelerinde eğitim hizmeri ve-
riyor. Öğretmenlerin Iç ve Batı Ana-
dolu'da yoğunlaşması ise öğretmen da-
ğılımındaki dengesizliklerin giderile-
mediği sonucunu doğuruyor.
Son 6 yıllık süreçte ülke genelinde
toplam 206 bin 3 77 öğretmenin atama-
sını yapan bakanlık, öğretmen dağılı-
mında bölgeler arasında eşitlik sağla-
maya çalışıyor. Bakanlığın aldığı bazı
önlemler şöyle: "Yönetki kadrolann-
da görev yapacaklar için başan ve li-
>akatı esas almak. Öğretmenlerin hiz-
met bölgelerinde en az 3 yıl süre ile gö-
rev yapması. Tayin ve nakilkrin hiz-
met puanı esasına göre haziran, tem-
muz ve ağustos aylannda gerçeklesti-
rilmesi. Dengesiz dağüınu ve kadro is-
rannıönlemekiçin 'çakılı (norm) kad-
ro' ilkesi. Kurum kadrolanmn okul-
lar taranndan düzenlenmesi ve özüre
da\aünakfl>apönnakiste\en öğretmen-
lerin açık kadro bulununcava kadar
a> lıksız izinli sa\ılmasL
r
'
Bakanlığın 1998 yılında yaptığı ata-
malarla birlikte tç Anadolu Bölge-
si'nde 92 bin 987, Marmara Bölge-
si'nde 86 bin 978, Karaderuz Bölge-
si'nde 79 bin 446, Akdeniz Bölge-
si'nde 66 bin 491. Ege Bölgesi'nde 64
bin 558, Doğu Anadolu Bölgesi 'nde 43
bin 193, Güneydoğu Anadolu Bölge-
si'nde 39 bin 494 öğretmen olmak üze-
re ülke genelinde toplam 473 bin 147
öğretmen hizmet veriyor.
Bu verilere göre, öğretmenlerin yüz-
de 20'si Iç Anadolu Bölgesi'nde. yüz-
de 18'i Marmara Bölgesi'nde, yüzde
17'si Karadeniz Bölgesi'nde, yüzde
14'ü Akdeniz Bölgesi'nde, yüzde 9'u
Doğu Anadolu Bölgesi'nde, yüzde8'i
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gö-
rev yapıyor. Öğretmenlerin ağırlıklı
olarak Iç Anadolu ve Ege bölgelerin-
de yoğunlaşması. dağılımdaki denge-
nin hâlâ sağlanamadığıni gösteriyor.
Yabancı dıl öğretmeni gereksinimi-
nın kadrolu öğretmenler ile karşılaya-
mayan bakanlığın, sözleşme ya da gö-
revlendirme usulü ile 10 bin kişi ata-
yacağı belirtildi. Üniversitelerin ya-
bancı dille öğretim yapan programla-
nndan mezun olacaîc adaylar için Ma-
liye Bakanlığı nezdinde çalışmalar ya-
pıldığı da kaydedildi.
Bakanlığın yapüan yeni düzenleme-
lerle gerekli sayının üzerindeki ortaöğ-
retim öğretmenlerini ilköğretime kay-
dırarak 1998 yılı sonunda 30 bin,
1999'da 50 bin, 2000'de 70 bin yeni öğ-
retmen sağlamayı hedeflediği öğrenil-
di.
Yapılaşma sürüyor, yıkım kararları uygulanmıyor
Uludağ'a bilirkişi incelemesi
LEVTNTGENCELLİ
BURSA-Türkiye'nin en önemli do-
ğal değerlerinden biri olan Uludağ'ın
yüzde 52'sini imara açan Bakanlar Ku-
rulu karanna tepkiler sürerken Danış-
tay'm verdiği yürütmeyi durdurma ka-
ranyla ilgili bilirkişi incelemesi dün
yapıldı. Bakanlar Kurulu tarafından 11
Ocak 1998'dealınanbirkararla, 12 bin
732 hektar olan Uludağ Milli Parkı'nın
6 bin 744 hektan Bursa Uludağ Kış
Türizmi Merkezi ilan edilmişti.
Bu karardan sonra Bursa Akademik
OdalarBirliği'ninyanı sıra duyariı va-
tandaşlar karann iptali için idare mah-
kemesine dava açmışlardı. Davacüar, alı-
nan kararla Uludağ'ın tüketileceğini, su
kaynaklannın kuruyacagını. dünyada sa-
dece Uludağ'da bulunan en az 28 en-
demik türün yok olacağını belirterek Da-
nıştay'ın yürütmeyi durdurma karan
veraıesini ve bilirkişi incelemesi ya-
pılmasını istemişti.
ODTÜ öğretim üyelerinden Prof.
Dr. Ali Türel, Prof. Dr Duran Tarakh
ile Doç. Dr. Baykan Günav'dan oluşan
bilirkişi heyeti, Danıştay 6. Daire üye-
lerinden Yaşar SeBm Asmas ile birlik-
te bölgede incelemeler yaptı.
Danıştay karanna karşın Uludağ'da 16 yerde kaçak yapılaşma sürüyor.
Bilirkişilerin Uludağ'daki yapılaş-
manın olağanüstü boyutlara ulaştığı
bölgede yaklaşık 6 saat süren inceleme-
si sırasında Turizm Bakanlığı kadrola-
nndan emekli olduktan sonra Uludağ
Otelciler Birliği üyeleriyle birlikte ça-
lışan bazı eski bürokratlann davacıla-
n terslediklen ve küçümsedikleri de
görüldü. Bu arada Uludağ'daTurizmBa-
kanhğı eliyle getirilen yapılaşmayı dur-
durma çabalan sürerken 1. Bölge'deki
kaçakbina sayısının da artüğı ortaya çık-
tı. Uludağ Oteller Bölgesi'ndeki 16
yerde kaçak inşaat yapıldığı, bu inşa-
atlar arasında bulunan Ağaoğlu'nun ek
bölümünde çalışan işmakinesinin dev-
rildiği de gözlendi.
Öte yandan Bursa Valiliği Bayındır-
lık II Müdürlüğü tarafından tutulan za-
bıtlaria ilgili yıkım işlemlerinin baskı-
lar nedeniyle yapılamadığı da aktanl-
dı. Bursa Barosu Başkanı AM Arabacu
"Uludağ'daki her türlü kattiam dur-
durulmalıdır" diye konuştu.
İki giinlük etkinlik yarın başlıyor
'Cumhuriyet Döneminde
Felsefe'toplanüsı
METtNHAKYERİ
"Cumhuriyet Döneminde
Felsefe ve Felsefeye Emek Ve-
renler" toplantısı yann istan-
bul Üniversitesi rektörlük bi-
nasında başlıyor. Edebiyat Fa-
kültesi Sistematik Felsefe ve
Mannk Anabilim Dah 'nın dü-
zenledifi toplantı iki gün sü-
recek.
Açış konuşmalannı İstanbul
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğnı ile Siste-
matik Felsefe ve Mantık Ana-
bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Betûl Çonıksöken'in yapaca-
ğı toplantıya bildiri sunacak
felsefecilervekonulan şöyle:
Prof. DrÖnaySözer Fel-
sefı Yeti ve Eğitim, Prof. Dr.
Uhığ Nutku: Cumhuriyetle
Birlikte Gelen insan, Prof.
Dr. Taylan Altuğ: Felsefe,
Cumhura Cumhuriyet Çağ-
nsıdır, Prof. Dr. Ahmet Inam:
Felsefe Yolculugurnun Ba-
şında: istanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi'ndeki Ko-
nukluğum, Prof. Dr. Ö. Na-
d Soykan: Felsefede Gele-
nek Oluşrurmak, Prof. Dr.
Nejat Bozkurt: Cumhuriyet
Döneminde Türkiye'de Fel-
sefenin Gelişmesi, Prof. Dr.
Necla Arat: Aydınlanmanın
Felsefecileri, Prof. Dr. Afşar
Timuçin: Macit Gökberk'in
Felsefeye Bakışı, Prof. Dr.
Doğan Özlem: Macit Gök-
berk ve Türkiye'de Felsefe,
Yard. Doç. Dr. Tüten Anğ:
Takiyettin Mengüşoğlu ve
Felsefe, Prof. Dr. Betûl Ço-
tuksöken: 'Sinoplugıller' ve
Nermi Uygur.
e-posta : tan (a prizma. net. tr
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'Erken Teşhis'in Pahalı 'Bedeli'!
Bu tarihte Korkut Özal açıklamıştır, onun yalan-
cısıyım; bildiğim kadanyla, tekzip eden çıkma-
dı: meğerse bunlar, İstanbul Yüksek Mühendis
Mektebi'nde öğrenciyken; aralannda 'islâmcı' bir
'hücre' kurmuş; o zamanlar yasak olmasına rağ-
men, galiba bir de 'mesçit' uydurmuşlar; namaz
eda ediyoriar; aralannda, dini sohbetler yapıyor-
lar, filân! 'Bunlar'dediğim, kimler? Başta Erbakan,
Turgut ve Korkut Özal biraderler, bir de Süley-
man Demirel! Şu 'kadro'ya bir bakar mısınız?
Türkiye Cumhuriyeti'nin son kırk yılında, 'siyâsi
şahsiyet' olarak, onlann adı yazılı: üç başbakan,
bir bakan, dört parti lideri! Hepsi de, -hadi hafifle-
terek söyleyelim- 'muhafazakâr'!
Aynı kuşağın çocuklanyız. Onlar Yüksek Mühen-
dis'de okurken, bizler İstanbul Ünrversitesi'nin
çeşitli fakültelerinde (hukuk, iktisat, edebiyat, tıp,
vs.) öğretim görüyor; onlar, müstakbel liberal/mu-
hafazakâr partilerin liderliğine hazırtanırken; biz,
haksızlığa uğradığına inandığımız Nâzım Hikmet'i
kurtarmaya uğraşıyorduk: İYTGD (İstanbul Yüksek
Tahsil Gençlik Derneği), tarihe sanınm en çok bu
eylemiyle geçmiştir. Mühendisler'in Inönü 'Cum-
huriyeti'nde kılına bile dokunulmadı; orası, belli;
berikilerin, çil yavrusu gibi dağıtılıp, 'duman edil-
diğini', size ben mi anlatmalıyım?
Hukuk Fakültesi koridorlarında, 'hainleri döv-
mek' amacıyla kol gezenlerden birisi; yıllar sonra,
Ecevit'in maiyetinde 'ortanın solu', o da lâf mı, 'de-
mokratiksol', birsiyasetçi olarak, Izmir'e gelmiş-
ti; 'Demokrat Izmir'in pencerelerinden, Konak
Meydanı'nda halka konuşan Bülent Ecevit'i din-
liyorduk; mahçup, gözlerini benden kaçırarak, de-
di ki: "- ...insan bazı şeyleri geç anlıyor!". Acaba
bazı şeyleri mi? Etiketi ister merkez sağ, ister
merkez sol olsun; Inönü Cumhuriyeti'nin ardı-
lı, 'Soğuk Savaş' politikacılannın; hiçbir şeyi,
hiçbir zaman, doğru dürüst anlayamadıklannın
kanıt; Gâzi'nin Cumhuriyeti'nin, 75 yıl sonra yi-
ne 'ecnebi'den ve 'irtica'dan, 'muhafaza ve mü-
dafaa etmek' mecburiyetinde oluşumuzdur.
Oysa az mı uyanlmışlardı?
'Inkılâp kartalı'nın yıktığı softalık...
O u satırlara, lütfen bir göz atar mıydmız?
O "••• aramızda dolaşan, içimizde yaşayan,
medeniyet ve kültür vasıtalanmızdan faydala-
narak, saçma sapan vaızlara, nasihatlara kal-
kışan, şapkalı yobazlara karşı, halkımızı ve
gençlerimizi uyanık tutmalıyız..."
"... önlerindeki uçsuz bucaksız, yepyeni dün-
yaya; aklın ve kültürün hürriyetini sağlayan,
yepyeni bir âleme karşı, körier gibi bigâne ba-
kanlar, akla, kültüre, vicdana ve insan hakla-
nna, zincir vurmuş devirierin, hasretini çek-
mekteler ve kurtuluş yolunun dönemecinde, hâ-
lâ keçiler gibi ayak diremektedirier..."
"... aramızda dolaşan ve içimizde yaşayan,
bu ileri kültür ve atom asnnın, şapkalı 'yobaz-
lan' istiyoriar ki, atının dizginlerini gevşetip,
ileri milletlerie atbaşı gitmeye karar vermiş
Türk milleti, yine Yemen Çölleri'nde Veysel Ka-
rani olsun; yine Şahmaran'lar, Battal Gazi oku-
sun!..."
Ne dersiniz? Anadolu Ihtilâl ve Inkılâbı'nı teh-
dit eden büyük 'tehlikeye' doğru teşhis konulmuş
mu, konulmamış mı? Bence, 'uyan' çok açık, çok
da yerinde! Hele şimdi lütfen göz atacağınız satır-
larda, daha da ayan beyan ve etkileyici görünüyor:
"... bodrumlann, izbelerin 'kara yılanı' daha
şimdiden kımıldıyor. Kimi 'tarikatlar serbest
bırakılsın!', kimi 'Dindarlıkta Amerika örnek
alınsın!' diye bağınrken, kimi de cami üstüne
cami yaptırmakta önayak oluyor..."
"... böylece 'inkılâp kartalı'nın memleketin-
de, onun yıktığı softalık bütün ellerin işbirliğiy-
le mezanndan çıkanlmaktadır. Sokaklardaki
sanksız başlar, müzelerdeki başsız sanklara iş-
tiyakla atılıyor. Tencere yuvarlanmakta, kapa-
ğı bulmaktadır. Inkılâp ruhu hâmisiz kalınca, tüc-
car partilerinin, müteahhit gruplannın ve sof-
ta bozuntulannın hücumuna uğradı. Yeni vait-
lerle ortaya çıkanlar, Atatürk'e başkalanndan
daha çok bağlı olduklan yaygaralannı koparan-
lar; Anadolu çocuklanna değil, beş on küçük
burjuvaya dayanarak, din yaygaralan kopara-
rak, inkılâbı terk ediyoriar!..."
Hayır, yanıldınız! Bu 'uyanlar", son zamanlann uya-
nlan değil! llki, 10 Nisan 1946'da (12. sayı), ikin-
cisi 17 Nisan 1946'da (13. sayı), henüz kurulmak-
ta-olan Türkiye Sosyalist Partisi'nin 'nâşir-i ef-
kârı' 'Gün' dergisinde yayınlanmıştı; ilkinin yazarı
Esat Adil bey'di, ikincisinin Doğan Rûşenay, yâ-
ni Hasan Tannkut! 'Sosyalist Sol\ -ne kadar
yerinde ve zamanında olduğunu, bugün daha
iyi anladığımız- bu 'uyanlan' yaparken; henüz
'ortanın solunda' olduğunu keşfetmemiş olan,
CHP iktidarda idi; ve Ismet Paşa, parti içinde-
ki 'alafranga ilericiler" 'Hasan Ali Yücel ve ta-
kımını- ya tasfiye etmişti, ya da etmek üzerey-
di!
"Tüccar partileri, müteahhit
grupları ve softa..."
TSP'nin -aslında 'Sosyalist Sol'un- bu uyarısı
üzerine; Gâzi'nin inkılâpçı, halkçı ve lâik parti-
si, ona elini uzatıp; irticaa karşı güçbirliği edece-
ğine; bildiğiniz gibi onu, bir nezarethane, mah-
keme, mahpushane değirmeninde, on beş yıl
boyunca 'öğüfmeye'uğraşmıştır. Gerekçesi, 'ec-
nebiyle işbirliğj'; Parti'nin beraati ise bunun geçer-
sizliğinin 'kanıt'; bazen düşünüyorum da, sakın asıl
gerekçe Hasan'ın (Tannkut) yazısında geçen tek
cümlelik o müthiş 'tesbit' olmasın? Ne demiş bak-
sanıza:
"tencere yuvarlanmakta, kapağına doğru
koşmaktadır; inkılâp ruhu hâmisiz kalınca tüc-
car partilerinin, müteahhit gruplannın ve sof-
ta bozuntulannın hücumuna uğradı..."
Talihsiz dostum Hasan Tannkut, bir tek cümle-
siyle hem bizdeki değişmez 'oligarşi çekirdeğinı"
(bürokrasi + burjuvazi); hem de, yıllar boyu içinde
çalkalanacagımız kaosu, daha o zamandan sap-
tamamış mı7 Klasik Batı demokrasileri, savaş er-
tesinde; alternatifin 'işçi muhalefeti' -yâni sosyal
demokrat, Sosyalist ve komünist partiler- olduğu
ve olacağı, liberal burjuva demokrasisine dönedur-
sun; Türkiye'deki 'totaliter' iktidar, tüccar par-
tilerini ve müteahhit gruplarını' rahatça besle-
yip büyütebjlsin diye, 'softa bozuntulannı' el al-
tndan ortaya salıyor; İşçi Muhalefeti'nin ise, üze-
rinden silindir gibi geçryordu.
Hâlâ öyle /apmazlar mı?
www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://wvw.tda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htim