Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 EKİM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CHP'li kadınlar
daha fazla hak
istiyor
• ANKARA (ANKA)-
Yaldaşan seçimlerin sık
sık ""kadınlann ve
gen«;lerin seçimı"'
olaoağını dile getıren
CHP'de kadınlar daha
fazla temsil hakkı istiyor.
Partinin yönetim
kadrolannda uygulanan
yüzde 25'lik kadm
kotasının beledıye
mec lislerinden
parlamentoya kadar tüm
seçilme noktalannda
geçerli olması
gerektiğine ışaret eden
CHP Kadm Kollan Genel
Başkanı Güldal
Okuducu. siyasi partilerin
devletten aldığı para
yardımının belirli bir
bölümünü, kadmlann
siyasal sürece katılımını
sağlamak için
kullanabileceğini ifade
etti.
Polaftan
sözteşme
güvencesi
• EDJRNE (AA) - Teksif
Sendikası Genel Başkanı
Zeki Polat, lO3bin
üyeleri adına
yürüteceklen toplu iş
sözleşmesi görüşmelerini
masada bıtirmek
istedikJerinı bildirdi.
Sendikanın Edirne
şubesinin 10. olağan
genel kurulunda konuşan
Polat, ilde bulunan
Mensucat Santral
Fabrikası'nın eski sahibi
Halil Bezmen'i, işçilerin
kıdem tazminatlannı
Amerika'ya götürdüğû
gerekçesiyle eleştirerek
"Çünkü bu adam
Amerika'ya kaçarken
işçinin 68 milyar lirasını
da yanında götürdü" dedi.
Atatüpk ilk kez
sahnede
• ANKARA (ANKA)-
Atatürk'ün ilk kez tiyatro
sahnesinde
canlandınlacağı. "Saat
Dokuzsıfırbeş" oyunu
bugün ve 13 Ekim günü
Şinasi Sahnesi'nde
sergflenecek. Atatürk'ûn
ölûmünün hikâyesini
anlatan Can EKİndar'ın
San Zeybek isimli
belgeseli Nezihe Araz
tarafindan "Saat
Dokuzsıfırbeş" adıyla
sahneye aktanldı.
Vakıfbank'm
Cumhuriyet'in 75'inci
yıldönümü etkinlikleri
çerçevesinde sergilenecek
"Saat Dokuzsıfırbeş"
oyununda, Atatürk'ûn son
300 günü anlatılıyor.
Oyunda Atatürk'ü Haluk
Kurdoğlu, Zübeyde
Hanım'ı Tomris Oğuzalp,
Latife Hanım'ı Sermin
Hürmeriç, Ismet Inönü'yü
de Ayberk Atilla
canlandınyor.
Mudanya
Mütarekesi
• MUDANYA (AA) -
Mudanya Mütarekesi'nin
76. yıldönümü, Bursa'nın
Mudanya ilçesinde
törenlerle kutlandı.
Atatürk Anıtı'na çelenk
konulup saygı duruşunda
bulunulması ve Istiklal
Marşı eşliginde göndere
bayrak çekilmesinin
ardından törene katılanlar,
mütarekenin imzalandığı
Mütareke Evi'ni ziyaret
ettiler. Bina önündeki
tsmet Inönü Anıtı'na da
çelenk konulup saygı
duruşunda bulunuldu.
Günün anlam ve önemini
belirten konuşmalardan
sonra resmi geçit töreni
düzenlendi.
Öğrenciler şiirler okudu,
mehter takımı ve
halkoyunlan ekipleri
gösteriler sundu.
Konvoyda kaza
• BURSA (Cumhuriyet) -
Başbakan Mesut
Yılmaz'm Bursa'dan
Yenişehir Havaalanı'na
gidişi sırasında eskort
görevi yapan Bursa
Emniyet Müdürlüğü Çevik
Kuvvet Şube
Müdürlüğü'ne ait 16 A
6372 plakalı minibüs,
Seymen köyü çıkışında
kontrolden çıkarak
levrildi. Kazada, 4 polis
memuru çeşitli yerlerinden
%aralandı. Bursa Devlet
Hastanesi'ne kaldınlan
varalılann durumlannın
ıyi olduğu bildirildi.
Başbakan Mesut Yılmaz,
tazadan sonra olay yerine
dderek ilgililerden bilgi
ildı.
4
Irtica eğitmıle geldf
Eski Cezayir Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Cabbar: Eğitimde çok hatalar
yapıldı. Dini okullar açıldı. Öğretmenlerin ideolojik profili dikkate alınmadı
EBRUTOKTAR
ANKARA - Eski Cezayir Milli Eğitim
Bakanı, Güney Paris Üniversitesi Matema-
tik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet
Cabbar, ülkesinde eğitimde uygulanan
yanlış politikalar nedeniyle "irticanın kök-
leşmesine" zemin hazırlandığını belirtti.
Bağımsızlık hareketinden sonra dini okul-
lar acıldığını ve Ortadoğu ülkelerinden ge-
tirilen öğretmen ve profesörlerin 'ideolo-
jik'' profiline dikkat edilmediğini kayde-
den Cabbar, bazı Batılı devletlerin de ba-
ğımsızhğını Ulusal Kurtuluş Savaşı ile el-
de eden tek Arap ülkesi Cezayir'in bölge-
deki gücünü kırmak için köktendinciliğe
destek verdiğini kaydetti.
Eski Cezayir Milli Eğitim Bakanı, şeri-
atçı parti FlS'nin kapatılması ve seçimle-
rin iptal edilmesinin ardından oluşturulan
yeni yönetimin Cumhurbaşkanı Muham-
med Budiyaf'ın eğitim, kültür ve iletişim
danışmanı Prof. Dr. Ahmet Cabbar, Ba-
tı'nın Cezayir politikasını ve ülkesinde ya-
pılan eğitime ilişkın hatalan gazetemize
anlattı. Cezayir'dekı tek partı dönemi süre-
since gericiliği önleyecek örgütlü sosyal
güç olmadığını kaydeden Cabbar, milli eği-
tımi köktendinciliğe karşı korumada etkin
olunamadığını belirtti. Cabbar, "diniokul-
iann" oluşturulduğunu ve göreve getirilen
profesörler ile öğretmenlenn ideolojik pro-
filinin araştınlmadığını vurguladı. Bağım-
sızlık savaşuıdan sonra "eğitimin sosyalya-
pıdakT en önemli araç olarak dikkate alın-
masına karşın büyük hatalar yapıldığını
söyleyen Cabbar şu açıklamalan yaptı:
"Cezayir, flk olarak hem kız hem erkek
öğrenciler için 10 yılhk zorunlu temel eğiti-
me karar verdL (1962 yılında). Çünkü sa-
\-as,lar\esömürgecilik, Cezayir'de sadece 10
ulusal okul bırakmışu. Bu nedenle hızlı bir
eğitim seferberliğine girildL 1980'lere kadar
16 bin okul açıkü. 8 mihon öğrencisiyle Tu-
nus'un tüm nüfusu kadar bir potansiyel ya-
raüldı. Cezayir'de bu büyük öğrenci kitlesi
karşısında yeterli sayıda öğretmen yoktu.
Bu nedenle Ortadoğu ülkelerinden Müslü-
man profesörler, öğretmenkr gctirildL An-
cak bunlann ideolojik kökeni denetlenme-
dL Böylece, çok sayıda gerici, okullara so-
kulmuş oldu. Bu noktada da tuzağa düşül-
dü."
Cabbar, Cezayir'de 30 yılhk tek parti yö-
netimi süresince yapılan hatalardan gerici-
liğin büyük yararlar elde ettiğini vurgular-
ken Batılı ülkelerin teokratik devlet kurul-
ması yönündeki gınşimlere göz yumduğu-
na dikkat çekti. Batılı ülkelerin ikırcikli po-
litikasını eleştiren Cabbar, Cezayir'in ba-
ğımsızlığını Ulusal Kurtuluş Savaşı ile el-
de etmiş tek Arap ülkesi olduğuna işaret et-
ti. Akdeniz'de yer alan Cezayir'in jeopoli-
tik önemine ve geçmişte SSCB 'ye olan ya-
kınlığına dikkat çeken Cabbar, şu görüş-
lereyer verdi:
"Cezayir, Arap ülkeleri arasında her açı-
dan bir semboldü. Ulusal bağımsızlık sava-
şını kazanmış ve ekonomikkurtuluş için de
mücadele veren bir ülkeydi. Aynca SS-
CB'ye de yakındı. Bazı Baölı üİkeler, bu
sembolü kırmak ve Cezayir'in Arap ülke-
leri içindeki lider vasfını yıkmak istedi. Ya-
ni nülliyetçUikyerine ümmetçiliğe dayalı te-
okratik devlet, onlann işine daha çok geli-
yordu. Çünkü şeriata dayab tslam dünya-
sının liderleri Suudi Arabistan, Pakistan gt-
bi ülkeierdi. Böyle bir İslam dünyasmda Ce-
zayir, zaten lider olamayacakü."
'Batı, irticava göz yumdu'
Cabbar, bazı Batılı devletlerin de Orta-
doğu'da köktendinciliği beslemediğini, an-
cak iktidara gelmesine göz yumduğunu
söyledi. Ortadoğu politikasının Batılı ülke-
lerin "ideolojik çıkarlan" ile şekıllendiği-
ni kaydeden Cabbar, "Ozeflikle terorizmin
kendi ülkeierinesıçrayacağı korkusuyia ge-
ricileregözyumuyorlar" dedi. Cabbar, Av-
rupa'daki demokratlann demokrasiyi sa-
vunurken köktendinciliğe karşı çıkmama-
sını "çitfe standart" olarak değerlendirir-
ken SSCB"ye karşı verilen soğuk savaşa
dikkat çekti.
SSCB'ye karşı verilen mücadeleyi "de-
mokrasT adına gerçekleştirdiklerini belir-
ten Avrupalı demokratlann demokrasiyi
yıkmak isteyen gericilere gelince durduk-
lannı söyleyen Cabbar, "Neden,Cezayir'de
demokrasi adına gericiliği alt etmeye çahş-
mryorlar" dedi.
Cabbar, köktendinci hareketlerin "uhısal
ve uluslararasT stratejileri olduğunu, tek
hedefın tüm Müslüman ülkelerde "teok-
ratik bir devtetüT kurulmasına kilitlendi-
ğini anlattı. Islami terorizmin uluslararası
stratejisinın Afganistan'da belirlendiğine
ışaret eden Cabbar, burasının ideolojik ve
askeri eğitim merkezi olduğunu kaydetti.
Cabbar, köktendincilerin amaçlanna ulaş-
mak için ızlediği 3 farklı stratejiyi de şöy-
le anlattı:
"Kimi zaman şiddet kuDanarak hareke-
te geçerler. Bu amaçla savaş başlatular. İkin-
ci strateji olarak da ekonomik krizden ya-
rarianarak sosyal kuvveüeri narekete geçi-
rir ve halk ayaklanması yaratırlar. Cçüncü
olarak, demokratik kunımlan kullanarak
teokratik devleti kurmak isterier. Demok-
rasiyi kuUanarakdemokrasiyi yıkarlar. On-
lar için önemli olan milleün değü, AUah'ın
ideolojisidir. Allab'ın isteğini yerine getir-
mek de şeriatia olur düşüncesiyle demok-
rasiyi yok ederler.''
Denizer
'Suni
gündem
yaratılıyor'
ZONGULDAK
(Cumhuriyet) - Türk-lş
Genel Sekreteri Şemsi
Denizer, Sağlık-lş
Sendikası'nın Zonguldak
şube kongresinde
yaptığı konuşmada, suni
gündem yaratarak
özelleştirmenin ve
çetelerin gündemden
düşürülmek istendiğini
belirtti. Demokrasinin iyi
işlemesi için terörün
temizlenmesinin ve
çetenin açığa •
çıkarttlmasınm
gerektiğini vurgulayan
Denizer, "Terörü
değerlendirirken işsizliği,
açlığı, özelleştirmeyi ve
çeteyi yok sayamazsınız.
Her sorun kendi
mecrasında tartışılmah,
sonuçlandınlmalıdır.
Birilerinin çıkarlan için
çoğunluğun çıkarlannı
unutturmaya kimsenin
hakkının olmadığını
düşünüyoruz" dedi.
ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART
CHP'den araştırma onergesi
'EmlakBankası
veTOKİihaleleıi
amştmlsın'
• CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet
Sevigen, dün düzenlediği basın
toplantısında "Bu dönem aydınlanırsa çete
ilişkileri de ortaya çıkacaktır" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP,
Refaiddin Şahinin
bakanhğı döneminde
Emlak Bankası
şubelerinden kredi ve
teminat mektuplannın
kimlere verildiğinin ve
Toplu Konut tdaresi
(TOKl) ihalelerinin
araştınlması için Meclis
araştırması onergesi
hazırladı. CHP Genel
Sekreter Yardımcısı
Mehmet Sevigen, "Bu
dönem aydınlanırsa çete
ilişkileri de ortaya
çıkacaktır'' dedi.
CHP Genel Sekreter
Yardımcısı Sevigen, dün
düzenlediği basın
toplantısında, Şahin'in
Emlak Bankası ve
TOKl'nin bağh
bulunduğu Devlet
Bakanlığı'ndan
istifasıyla sonuçlanan
sürecin pek çok soru
işaretini beraberinde
getirdiğini belirtti.
Bankanın 20 yıldır
yolsuzluk, çete ve mafya
ilişkileriyle Türkiye'nin
gündeminde olduğunu
vurgulayan Sevigen,
banka ve TOKİ ile ilgili
iddialann ortaya
çıkanlması için
verdikleri Meclis
araştırması önergesinde
şu sorulan yöneltti:
9 Emlak Bankası'nı
"rantyeri
vapmayacağuu"
açıklayan bakan, geçmiş
dönernlerle ilgili hiçbir
yolsuzluk iddiasını
araştırmamış, karanlık
noktalan
aydmlatmamıştır. Tam
tersine "rant yeri
yaptığı'' iddialan ortaya
atılmışnr. Kendi parti
grubu bile bu noktada
isyan eden bir bakan, bu
rantı kimlere, hangi
çevrelere, kimlerin
talimatıyla dağıtmıştır?
• Şahin döneminde
bankadan kirrüer, ne
miktarda kredi ve
teminat mektubu
almıştır. Bunlann akıbetı
ne olmuştur? Bankanın
Gürcistan ve diğer
yurtdışı şubelerinden
kimlere kredi ve teminat
mektubu
kullandınlmıştır?
Bunlann akıbeti nedir?
9 Parti grubunda
atanmasına karşı çıkılan
genel müdürü atamakta
ısrar edip birkaç ay sonra
neden görevden almıştır?
Kendi döneminde üç kez
genel müdür değişikliği
neden yapmıştır?
9 Bankanın kaç aracı
kayıptır? Banka araçlan
kimlere tahsis edilmiştir?
TOKl tarafindan yapılan
inşaat ihaleleri kimlere
verilmiştir? Kendi partisı
bu ihalelere neden karşı
çıkmıştır? TOKl'nin
yaptığı bina ve arsa
saüşlannda kayırma
olmuş mudur?
9 Eleman alımında
bölgecilik, partizanlık
yapılmış mıdır? Yasalara
aykın eleman alınmış
mıdır? Parayla iş takibi'
yapılmış mıdır?
"Sayın bakan başbakana
mı yoksa başbakamn
arkasındaki bazı
güçlere mi hizmet
etmiştir" diyen
Sevigen, bu
sorulann aydınlığa !
kavuşturulması
durumunda çete ilişkileri
ve bağlantılannın da
ortaya çıkanlacağını >;
söyledi. TBMM'ye 657*
sayılı Devlet Memurlan
Yasası'nda değişiklik
öngören bir yasa önerisi
de vereceklerini ,;
kaydeden Sevigen,
Cumhuriyetin 75.
kuruluş yıldönümü
nedeniyle kadro ve
öğrenim koşulu
aranmaksızın kamu
görevlilerine bir derece
ilerleme verilmesini
istediklerini söyledi.
Sevigen, "Zor
koşullarda, öz\eriyle ve
büyük bir sonımluluk
içinde görev yapan
kamu görevlilerine
sahip çıkmak ve onlara
destek vermek tüm
toplum olarak ortak
görevimiz oünalıdır.
Kamu görevtUerinin,
demokratik laik
cumhuriyetin güçlenerek
sürdürülmesinde paylan
büyüktür" dedi.
DYP'li Gölhan 'Suriye gerekeni yapmazsa savaş çıkar' dedi
6
Blöf yapnuyoruz, kararhyız9
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - DYP Genel Başkan Yardım-
cısı Mehmet Gölhan, Suriye yö-
netimini, "addiyiz, Möf y^pmıyo-
ruz. tstekkrimiz yerine gelmezse
çaOşma çıkar" dıye uyardı.
Hükümetin iç ve dış kamuoyu-
na Suriye konusunda haklıhğını
anlatamadığını vurgulayan Göl-
han, "Gündem sapnrmakamacry-
la. ya da seçimi erteletmek için bu
konunun ortaya aüldığı söy leniyor.
3-5 günlük bir çaûşma için seçim
ertefenmez" dedi. Gölhan, dün dü-
zenlediği basın toplantısında, Tür-
kiye- Suriye ilişkilerindeki son du-
rumu değerlendirdi. Türkiye'nin
mesaj ve önerilerine Suriye yöne-
timinin yanıt vermediğine dikkat
çeken Gölhan, "Hafız Esad sus-
pus oldu. Suriye herhalde kararlı-
tığunızı kav rayamadı, umursamı-
yorveyakendbininişkttiği cinayet-
lere ortak olmayı göze alarak des-
tek veren bazı komşulanna güve-
niyor. Bunlar bizi frenlemez. Tür-
kiyekararndır"* dedi. Gölhan, Su-
riye yönetimini uyanrken sözleri-
ni şöyle sürdürdü:
"TürkiyeciddJdir.Yabuistekler
yerine gelecek, ya da çaüşma çıka-
cak. Biz sav-aş istemiyoruz. Ancak
bunu zafıyetimize verenler yanıh-
yor. Toprağımıza göz dikenlere
müsamaha etmeyiz. Gereldrse
bunlara dersini veririz. Suriye yö-
netimi terör örgütünü bertaraf
edemezse Türkiye gereğini yapar.
Daha ne kadar bekleyeceğiz, daha
ne kadar sabredeceğiz? Fatura 15
yıldır Türkiye'ye çıkü, bundan
sonra Suriye'ye çıkar. Blöfyapmı-
yoruz. tç politikada mücadele ede-
riz birbirimizle, ancak dış politi-
kada tek vücut halindeyiz."
DYP Genel Başkan Yardımcısı
Gölhan, çatışmaya meydan veril-
meden sorunun banş içinde çözül-
mesi için Suriye'nin üstüne düşe-
ni yapmasını istedi.
Gölhan, hükümeti de "Bu konu
gündem sapormakya da kaset sa-
vaşlannı unutrurmak için günde-
me georildi diye yorumlar yapıb-
yor. Seçimi erteletmek jstiyoıiar, di-
yenler de var. 3-5 günlük bir çatiş-
ma için seçim ertelenmez. Ancak
hükümetin Türk ve dünya kamu-
yonu bu konuda hazuiamadığı da
ortada" diye eleştirdi.
IRMIKI AYDIN E N G t N "«9ln <Ş posta. cumhuriyet com. tr
Yıllar Sonra Kızıl Meydan'da...
Siz bu satırlan okurken, bu satırlann ya-
zan Moskova'ya çoktan inmiş, ilk geceyi
geçirmiş ve sabahın köründe "Kızıl Mey-
dan'agitmişolacak.
Kızıl Meydan'a...
Masallafdan çıkjp gelmişe benzeyen ki-
lisesi, yakut tozundan kıal yıldızlar ışılda-
yan Kremlin kuleJeri, "Dünyayı sarsan on
gün"e damgasını vurmuş devrimcilerin
adlannın kazındığı plaketlerie bezeli Krem-
lin duvarlan ve Lenin Mozolesi ile yüzyı-
lın en büyük dönüşümüne tanıklık etmiş
Kızıl Meydan'a...
...Ve geri dönmez sanılan tarihin teker-
leğinin geri dönüp, "kapitalizmden sos-
yalizme geçiş" çabalannın başkentinde,
"sosyalizmden kapitalizme dönüş"e ta-
nıklık etmiş Kızıl Meydan'a...
Hâlâ "kızıl" olup olmadığını bile bileme-
diği Kızıl Meydan'a...
Kusurlan ve kazanımlanyta, berbat yan-
lışlan ve görkemli doğrulanyla, yiğitlik ve
kısırlıklanyla, coşkulan ve donup kalmış-
lıklanyla, umutlan ve düş kınklıklarıyla,
yengileri ve yenilgisiyle 1917'den bu ya-
na devrimin yüreğinin çarptğı Kızıl Mey-
dan'a...
Daha uçağa binerken yüreğinde kendi-
ne bile itiraf etmekten çekindiği çarpıntı-
larla, ürküntülerie...
•••
Acep Kızıl Meydan'da kürklere bürün-
müş mafya şeflerinin, en görgüsüz otomo-
billerde, yanlanna oturttuklan "orospulaş-
tınlmış" Slav güzelleri ve tetikçileriyleye-
ni düzenin efendileri olduklannı ilan ediş-
lerine mi tanık olacak?
Soluğu ve sakalı votka, salamura balık
ve soğan kokan bir Ortodoks papazının,
Lenin'in mozolosinin önünden kara cüp-
pesinin eteklerini savura savura ve muzaf-
fer geçtiğini mi görecek?
Gorki Caddesi'ndeki o güzelim Gürcü
lokantasının yerinde acep McDonald's mı
açılmış? Gürcü konyağı ile hamburger yi-
yenlere mi rastlayacak? Az ötede Maya-
kovsky Anrtı'nın önünde hep kitap okur-
ken gördüğü o dal gibi incecik kız, şimdi
yırtmaçlı mini eteği ile müşteri bekliyor ol-
masın?
Görkemli Bolşoy binasının arkasındaki
konservatuvann önündeki banka oturup
içeriden gelen ezgilerte vakit öldürmeyi
severdi bu satırlann yazan. Acep o bank
gene orada duruyor mu ve acep konser-
vatuvarda hâlâ Çaykovsky, Haçaturyan,
Mussorsky, Korsakov, Borodin'in nağ-
meleri kanatlanıp, pencerelerden süzülüp
o banka uzanıyor mu?
Devrim Müzesi'nin arkasındaki dar sc-
kakta Moskova Sanat Tıyatrosu hâlâ per-
delerini açıyor mu acep? Stanis-
lavsky'nin, Boleslavsky'nin, Meyer-
hold'un torunlan, gene Çehov'dan bir
"ldasik"\, gene en klasik yorumuyla sunu-
yoriar mı? Acep gene üç hafta sonrasına
bnlet bulanlann kendini şanslı saydığı tiyat-
ronun gişesinde, o somurtuk suratlı, ama
tek kelime Rusça bilmeyen bir "yabancı
gazeted'nm eline, suratını olağanüstü se-
vimli kılan bir gülücükle çaktırmadan bir
bilet tutuşturan o yaşlı kadın mı oturuyor?
Moskova Üniversitesi'nin kocaman ka-
pısının merdivenlerinde, gazeteciye anne-
sinin "yalancı puf böreklerini" anımsatan
"proşky"\er satan ninecik gene orada mı-
dır? O proşkylerden beş taneyi beş daki-
kada yiyip kadıncağızı şaşkına uğratmak
gene mümkün olacak mıdır acaba?
Halklann Kardeşliği Çeşmesi'nin hemen
arkasındaki açık hava kahvesinde, o çe-
kik gözlü Kırgız, şişman Özbek, melanko-
lik bakışlı Litvanyalı ve ağaçtan el oyması
piposunu tüttüren Rus, Moskova kışının
ısırgan ayazına aldırmadan turşuyia vot-
ka içerierken, tek sözcüğünü anlamadığı
sohbetlerine katılmak mümkün olacak mı-
dır?
•••
Besbelli evdeki hesap çarşıya, Yeşilköy
Havaalanı'na giderken kurulan düşler
Moskova'ya uymayacak. Besbelli o isti
balık, turşu ve votkalı öğle atıştırmalanntn
eski tadı olmayacak.
Besbelli Ermeni konyağı yerine bir şişe
Johnny VValker viski bulmak daha kolay
olacak ve daha ucuz...
Besbelli Devrim'in Moskovası yerine,
mafyaya teslim olmuş bir Moskova karşı-
layacak bizi.
Bari Kremlin kulelerinin yakut tozundan
dövülmüş kızıl yıldızlannı sökmemiş ol-
sunlar...
Bakalım...