18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12EKİM1998PAZARTI Çakıp havalimamm denetledi • İstanbul Haber Servisi - Atatürk Havalimaru DJŞ Hatlar Terminali'ni dün denetleyen istanbul Valisi Erol Çakır. yaptığı işin denetlemeden ziyade "hizmetleri yerinde görmek" olduğunu belirtti. Kısa incelemeleri sonunda aksayan bir durumla karşılaşmadığını kaydeden Çakır, "yeni dış hatlar terminalinin devreye girmesiyle her şey bugünkünden daha iyi olacak" dedi. Taner Türkiye'ye döndü • İstanbul Haber Servisi - Uluslararası Para Fonu (IMF)ileDünya Bankasf nın sonbahar toplantılanna katıltnak üzere ABD'de bulunan Devlet Bakanı Güneş Taner, Türkiye'ye döndü. Taner, görüşmelerde Türkiye'nin izleyeceği ekonomik politikalar hakkında finans çevrelerine bilgi vermiş ve yabancı yatınmcılan Türkiye'ye yatınm yapmaya çağırmıştı. Telsefe fiünleri' sona erdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mersin Üniversitesi ile Içel Sanat Kulübü'nce düzenlenen "4. Geleneksel Mersin Felsefe Günleri", Silifke Uzuncaburç'taki antik Zeus Tapınağı'nda yapılan söyleşi ile sona erdi. Ofcul duvarlarına resim • ANKARA (AA)- Cumhuriyetin 75. yılı kutlamalan kapsamında okul duvarlanna serbest konulu resim yapılması şöleni düzenlendi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgesi dogrultusunda MESA Koru Sitesi llkörerim Okülu öğrencüeri, okullannıri duvarlannı çeşith resimlerle süsledi. Genelge uyannca, okul duvarlanna yapılacak resimlerin yanı sıra uygun göriilen bölümlerine 75. yıl logosu ile ilçe logosu konulacak. Öğrencilerin resimleri fotoğraflanarak 16 Ekim 1998 Çarşamba gününe kadar değerlendiritmeye alınmak üzere Milli Eğitim müdürlüklerine gönderilecek. Hbindava • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Hukuk Müşavirliği'nin temmuz, ağustos ve eylül aylannı içeren 3 aylık faaliyet raporu tamamlandı. Rapora göre Başbakanlık aleyhine açılan dava sayısı 11 bin 289'a ulaşırken, 3 aylık dönemde 1289 dava açıldı. Başbakan Mesut Yılmaz, 1998'i "hukuk yılı" ilan ederken 8 bin 239'u halen devam eden davalann çogunluğunu "'yargı kararlannın uygulanmaması" oluşturdu. Kamukurum ve kuruluşlannda sorunlanna çözüm bulamayarak Başbakanlığa başvuran yurttaş,lann büyük bölümü iş istiyor. Prof. Aydın yaşamını yitirdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahdet Aydın, yaşamını yitirdi. Bilim dünyasının dün kaybettiği Aydın için bugün Kocatepe Camii'nde ,öj*Ie namazının ardından jijirü tören düzenlenecek. Aydın 'ın cenazesi daha sonra Karşıyaka ,Mezarlığı'nda toprağa yerilecek. Demlrel nikâh HABERLER 'Cumhuriyetin 75. Yılında Batı ve İrtica' konferansı ,• İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Süleyman Pemirel, Etiler Aydm $itesi 'ndeki komşusu, Talat-Bedia Yıldınm çiftinin kızlan Banu Yıldınm'ın önceki gün Çırağan Saray'ında yapılan nikâh töreninde şahidi oldu. Gazeteci Çetinkaya (L Fethullahçılann gerçek amacını açıkladı Devlet erldııi ele geçirmek istiyorlar'• Gazetemiz Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya'nın konuşmasından önce, salona bomba konulduğu yönünde ihbarda bulunuldu. Katıhmcılara ihban daha sonra bildiren Hasan Fehmi Güneş, bütün sorumluluğu alarak konferansı devam ettirdiğini açıkladı. ANKARA (CumhuriyetBürosu) -Aydınlık ga- zetesinin düzenlediğı "Ban ve İrtica" konferansı dün sona erdi. Ankara Cniversıtesı Siyasal Bilgi- ler Fakültesi Öğretim C'yesi Prof. Alpaslan Işıkü, Fethullahçılığın, Nurculuğun yeni dünya düzeni (YDD) içindekı versiyonu olarak ifade edilebile- ceğini söyledi. Gazetemiz Genel Yayın Koordi- natörü Hikmet Çetinkaya da, Fethullahçılann medyada egemenlik kurduklannı, devlet erkini de ele geçirmek istediklennı vurguladı. "Cumhuriyetin 75. Yıhnda BaD ve Irtica" ko- nulu konferansın "'Fethullah Gülen Örgütü ve Oımlı lslanT başlıklı ılk oturumunu yöneten es- ki fçişleri Bakanı, CHP Parti Meclisi üyesi Ha- sanFehmi Güneş. Köy Enstitüleri'nin kapatılma- sıyla ortaya çıkan boşluğu imam-hatıp üseîerinın doldurduğuna dikkat çekti. Güneş. "Kimseçocu- ğunu bu okullara imam olsun diye göndermiyor. Sadece yatacak yer, givecek ve kitaplannı veriyor diye gönderiyoriar" dedi. Aydınlık Gazetesi Haber Araştırma Müdürü AdnanAkfirat, Fethullah Gülen tarafuıdan dün- yanm çeşitli yerlerinde açılan okullann "CIA is- tasyonu" gibi çalıştığını belirterek "ABD btırala- n resmi kurum sayıyor" diye konuşru. Gazeteci- yazar Faik Bulut, "Fethullah Gülen Örgütür 'nün 1954'ten sonra Adnan Menderes döneminde dev- letle banştığını ve devlet içindeki ilk ayağını Ha- zıne Müsteşarlığı'nın, ikinci ayağını ise Devlet Planlama Teşkilatı'nm oluşturduğunu söyledi. Örgüte, devletin yardım ettiğini savunan Bulut, örgütün dış kaynâklı yardım, Komünizmle Mü- cadele Dernegı adı altında sağlanan gelirlcr ve çe- şitli yerlerde kurduklan kamplarla bu hale geldi- ğıni kayderti. Gazetemiz Genel Yayın Koordinatörü Hikmet TBMM Yoğun denetim haftası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP'lilenn Ba>"ın- dırlık \e fskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında verdıği gen- soru önergesi görüşmeleri TBMM Genel Kurulu'nda bugün yapılıyor. Görüşmeler sırasında güvensizlik önerge- si verilmesi durumunda. 13 Ekim Çarşamba günü oyla- ma yapılacak. ancak CHP'nin oylamaya girme- mesi nedeniyle Topçu'nun düşürülmesi olanakh görün- müyor. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de 15 Ekim gü- nü TBMM Malvarlığı Soruş- turma Komisyonu'na bilgı verecek. TBMM Genel Ku- rulu'nda yann da yenı genso- ru ve sbruşturma önergeleri ^. eleahnaeak.'' ' l ' Izmit körfez girişi ihalesfö" ile ilgili olarak DYP'lilerirr Topçu hakkında verdiği gen- soru önergesinin gündeme alınması geçen hafta kabul edilmişti. TBMM'de bugün yapılacak görüşmeler sırasm- da Topçu hakkında güvensiz- lik önergesi verilmesi veya Bakanlar Kurulu'nun güven istemesi durumunda bir tam gün geçtikten sonra oylama yapılacak. 13 Ekim Çarşamba günü yapılacak oylamada sadece güvensizlik oylan sayılacak. Topçu'nun düşürülmesi için 276 oy gerekirken, CHP'nin oylamaya katılmaması nede- niyle muhalefetin bu rakamı bulmasının olanaksız olduğu bildirildi. Önergenin günde- me alınması oylaması sıra- sında CHP'den sadece 5 mil- letvekili muhalefetle birlikte oy kullanmıştı. DYP lideri Tansu Çiller, 15 Ekim günü TBMM'ye gele- rek soruşturma komısyonu- na bilgi verecek. Çiller. ko- misyonun kendisine yazılı olarak gönderdigi sorulara yazılı yanıtlar hazırlıyor. Ilk kez bir komisyon karşısına çıkacak olan Çiller'in iyi bir smav verebilmek için kur- maylanyla çalışma yürüttü- ğü. eşi Ozer Uçuran Çiller' in verdiği ifadeleri ezberlediği öğrenildı. Türkiye sosyalist hareketinin önde gelen isimle- rindenDoktor Hikmet KıvTİcımiı ölümünün 27. yılında Topkapı Mezarhğı'ndaki kabri başuıda dü/enlenen törenJe anıldı. 12 Eylül cuntası tarafuıdan ka- paülan Türldye tşçi Partisi'nin (TİP) lideri Behice Boran ise Sosyalist tktidar Partisi (SİP) üyelerinceöJü- münün 11. yılında Zincirükuyu Mezarhğı'ndaki mezan başındâ aruldı.YaptIan konuşmalarda Kıvücım- h ve Boran'ın Türk sosyalist hareketi içindeki yeri veönemi vurgulandı. (Fotoğraf: ÛGUR GÜNYÜZ) Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu'ndan yapılanma raporu 'SistemA'danZ'ye EVtNGÖKTAŞ ANKARA - Erzincan Valisi Re- cep Yazıaoğlu, Türkiye'de yönetim sisteminin A'dan Z'ye bozulduğu- nu, bu yüzden de halkın sürekli ağ- ladığını belirtti. tçişleri Bakanlığı'na "Demok- ratik Kaohm ve Yeniden Yapılan- ma" konusunda rapor sunan Yazı- cıoğlu."Yönetim sistemimizşuan- da çürümüş ve okanmış durumda. fakat 'Çıkmamış canda umut var- dır' yaklaşımıyla bötükpörçük.ya- malama ve kurcalama yöntemle- riyle ömrünü uzafmak için çabalar devam etmektedir" dedi. Yazıcıoğlu, raporunda. sorunla- n yerinde çözecek yetkiler ve yet- kililer olmadığı için milyonlarca gereksinim ve istemin başkente u- laştığını kaydederek, bu nedenle yoğun evrak trafığinde işler kilitle- nip sorunlar çözülemediği gibi bü- yük kaynak israfirun ortaya çıktığı- nı bildirdi. Yönetim sisteminin A'dan Z'ye bozulmasına karşın yeniden yapı- lanma ve yönetim reformunun bir türlü gündeme gelmediğini belir- ten Yazıcıoğlu, "Bu anlamdaki arayışlar, haykınslar, merkezdeki idari. sivasi ve elit kadronun hiç de hoşuna girmemektedir" görüşüne yer verdi. Yazıcıoğlu. ıdan reformun so- nuçta merkezdeki idan, siyasi ve ekonomik yapının daraltılmasını hedeflediğini anımsatırken. dola- yısıyla bu yapıya hükmeden oli- garşik, elit idari ve siyasi yapının, YaB Yazıcıoğlu, dev letin yeniden yapdanmasını istivor. bu olanaklann halka ve yerel mec- lislere devredilmesine yanaşmadı- ğını ileri sürdü. Devletadamlann- dan yönetim reformu beklemenin ham hayal olduğunu savoınan Yazı- cıoğlu raporunda şunlan belirtti: "Bu kavramlar halkın önünde tartışılmadan, belirü bir biünç ve talep voğunluğu > aranlmadan, hal- kın özlemi ve aravışı ve davarması olmadan. düzenin değiştirümesi ve veniden \apılanması mümkün de- ğildir. Dümanın her verinde böyle ohnuştur. Kendigücünün farkında olmayan halk. nkanan sistemi, çö- zümlerinivedünyadaki uygulama- lannı da net aigılamadığı için idari siyasi ve elit yapıya tavır ko\ ma- makta. hesap soramamakta, çö- zümlerini de davatmamaktadır. Halkm gücü ve dayatması olmadan bu sistem değismeyecektir." .. v "Patron devletin, halkına ideolo- ji sunan devletin \erini. demokra- tikvç teknikdevletalmandır" diycn Yazıcıoğlu daha sonra şunlan kay- defti: "Sistemin dışına itflea ve yaban- cılaşan halk. sistemin içinde yetkili ve sorumlu ohnalıdır. Bu modeUe kararlan politikacı ve teknisyen birlikte alacaknr. Planı. projevt fi- zibiu'tevi bürokrat, teknisyen hazır- lavacak; karar veönceüklerinj. hal- kın seçtiği temsilciler belûievecek- tir. Türkiye'de U savısının 100'e çı- karümasL çok çekinüen eyalet sis- temine geçişin ön adımı olacak; böt- ge valiliğini gündeme getirecektir. Bu nedenle il savısının 100'e çıka- nlması yerine40'a indirilmesi gere- kir. Halkın yönetime katılması için eyalet sistemine geçmek şart değil- dir. Yeniden yapılanma ile ilde, ilçe- de ve belediyelerde verel topluluk- lann yönetime kaülması kâfidir. Türkive'de vanhş bir anlayış med- yanın etkisiyle ya}ihnaktadır. 'Be- İediyelerin ağırhklı olacağı bir yö- netim modeli oluşsun' gibi yakla- şımlar görüyoruz. Halbuki ü ve il- çe, alan vönetimidir, beledive şehir yönetimidir. İl özel idaresinin bu- günkü örgütsüz, semboUk bütçeli vesınırfa j etldlerle,etkisiz görün tü- sü vanhşfikirlere neden olmaktadır. Belediy eeüiği veniden elealmak ge- rekir. fller Bankası'nın vetkileri ile beraber eğitim ve sağlık başta ol- mak üzere bircok yeni görev bek- diyeye verihnelidir. Seçilmiş dere- beylerine bizde ihtivaç vwktur." Çetinkaya'nın konuşmasından önce, salona bom- ba konulduğu yönünde ihbarda bulunuldu. Katt- lımcılara ihban daha sonra bildiren Hasan Fehmi Güneş, bütün sorumluluğu alarak konferansı de- vam ettirdiğini söyledi. Çetinkaya konuşmasında, Fethullahçı hareke- tin hız kazanmasuun çok önceki yıllara dayandı- ğını, 196O'lı yıllarda Ege ve Akdeniz Bölgesi 'nde Kaz Dağlan eteklerinde Nurcu kamplann kurul- duğunu, 1970'lerin başuıda da Gümüldür'de ko- mando kamplan oluşrurulduğunu anımsattı. Kamplan, Hüseyin Orhun (Turgutlu'nun AP'li belediye başkanı) ve Komünizmle Mücadele Der- neği Başkanı Fahri Tanman'ın fuıanse ettiğini söyledi. Örgütün, Türk Silahlı Kuvvetleri ve po- liste etkinlik kazanmak istediğüıi belirten Çetin- kaya, medyada da egemenlik kurduğunu vurgu- ladı. Asıl amaçlannın devlet erkini ele geçirmek olduğuna işaret eden Çetin- kaya, "bişldler zincirin haJ- kalan gibi" dedi. Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, Fethullahçılığın Nurculuğun yeni dünya düzeni versiyo- nu olarak ifade edilebileceği- ni söyledi. Işıklı, ılunlı Islam dediklerinin Atatürk karşıt- lığı ve kaduı erkek eşıtliğine karşı olmak anlamma geldi- ğini, açtıklan okullan YDD misyonunu dünyaya yaymak için kullandıklannı kaydetti. Konferansta daha sonra, "trtka Karşjsında TürkMD- livetçiliginin Konumuve Üm- metçi Sapmaiar" başlıklı o- turuma geçildi. "Bati Desteldi Irticava Karşı Türkiye'nin Mücadele BİrikimT başlıklı oturumu yöneten, eski ADD Başlcam SuphiGörsovtnık, irticai fa- liyetleri sürdürenlerin "Ata- türkçülük, ulusalhk brtmiş- tir. Ihmh Islam yaşama geçi- rflmeh'" dediklenni anunsa- tarak mikro milliyetçiliğin harekete geçirilmeye çalışıl- dını söyledi. Ankara Üniversitesi Hu- kuk Fakültesi Öğretim Üye- si Prof. Dr. AnılÇeçen. "Ku- vayi lsiamiye"nin Atatürk 'ün Samsun'a çıkışıyla ulusal in- isiyatife döoüştüğünü kay- detti. Prof. Dr. Çeçen, ikinci cumhuriyetçilik adı altında empoze edilen görüşlere ba- kıldığmda ABD'deki gibi başkanlık ve eyalet sistemi- nin geurilmeye çalışıldığırun görüleceğini kaydetti. Küre- selleşmenin iflas ettiğini vur- gulayan Çeçen, bölgeselleş- menin gündemde olduğunu söyledi. "Belediyeler ve Irtka" başlıklı oturumu yöneten Çankaya Belediye Başkanı Dogan Taşdeien son yıllarda artan irticai faliyetlere karşı Atatürk ilke ve inkılaplanna sıkı sıkı sannılması gerekti- ğini vurguladı. Anakent belediye meclis üyesi Muzaffer Saraç da An- kara'da irticanın yan yolu aş- tığını söyledi. Saraç, 75 yılık cumhuriyetin yarattığı en bü- yük çeterün "frtfcai Çete" ol- duğunu belirterek ekonomik boyutunun da 1 katrilyon li- ra olduğunu söyledi. tP Genel Başkan Yardım- cısı Tayfun Tabakoğlu. bele- diyelerin ellerinde tuttuklan fon ve kaynaklann yarattığı rantlarla irticai faliyetlelerin örgütlenmesinin sevk ve ida- re edilmesine parasal destek sunduklannı belirterek "Ay- nı zamanda şeriatçı kadro- laşma, yeni ov potansrveli ya- rafma gibiönemlî birişlevye- rine getiriyx»rlar" dedi. Yürürlüğe giren gözaltı yönetmeliği, hukukçular tarafından olumlu bulundu Işkence, yeni yönetmelikle yasaklandıİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ada- let ve Içişleri bakanl±lan tarafından yayun- lanan yeni Yakalama, Gözaltına Alma ve İfadeAlma Yönetmeliği hukukçular tarafin- dan olumlu karşılandı. Bu arada yönetme- likteki vurgulamalann zaten yasalarla önce- den belirlendiğine dikkat çekihrken "Yeni bir yönetmeük çıkanuna gereği mevcut ya- salann uygulanmadığuu da gösteriyor. Vıne de yönetmelikte yapılan vurgular yerinde- dir" denildı. Yönetmeliği değerlendiren_ Izmir Baro Başkan Yardımcısı Hüseyin Ozgür, "Son derece olumlu bir geüşmedir. Zaten bunla- ım tümü yasalarda yer alan, uyuunası zo- runlu olan hükümJerdir. Bu yönetmeh'ğm çı- karümış olması, vasalann gereğince uygu- lanmadığını göstermektedir. Bir hukuk dev- letindeöncelikle uv gulanması gereken bu ya- salardır. Buna karşın jayımlanan genelgeyi son derece olumlu bir gelişme olarak görü- jorum" dedi. Eski Izmir Barosu başkanlanndan Güney Dinç de yönetmeliği olumlu karşıladığmı belirtirken ancak kâğıt üzerinde kalmama- sını istedi ve şunlan söyledi: " Yönetmelikte yer alan konulann büyük çoğunluğu yasalanmızda düzenlenmiştir. Yeni vönermelik içerik açısından yenifik ge- tirmemektedir. Ancak özeüikle kolluk gö- revlileri jönermelikler doğruitusunda vön- lendirildiklerinden. bence büyük önem taşı- maktadır. Soruşturmavı yüriitenlerin elle- rindeki dosyalan. geçersizkanıtlarladoldur- mamaianamaçlanmaktadır.Zoradayah an- nan ifadeleri yasamn geçersizsavmasına kar- şın bu rür kanıtiardan olusan soruşturma dosyalan sanıklar hakkmdaönvargılara ne- den olabilmektedir. Aynca henüz sanık ko- numuna bile gebneyen, gelecekte hakkmda dava açıhp açümayacağı bih'nemeven kişile- rin televizvonlarda. radjolarda, gazetelerde fotograflanvla birlikte suçlu olarak taıunl- malanmn ve kamuoyu önünde küçük düşü- rülmelerinin, soruşturma dosvasındaki bil- güerin basında yavımlanmasuun önlenmesi olumlu bir geüşmedir." Haklannda dava bile açılamayan kişilerin toplum önünde küçük düşürülmeleri, suçlu olarak sergilenmelerinin son derece sakin- calı olduğunu yeniden vıırgulayan Dinç, yö- netmeliğin bu yönden çok önemli olduğu- nu söyledi. Dinç aynca, mahkeme salonla- nnda yürütülen şovlann önlenmesi konu- sunda da Adalet Bakanlığı'nın yeni girişim- lerde bulunmasmı istedi. Adalet ve tçişleri bakanlıklannca yayun- lanan yönetmeliği olumlu bir adnn olarak değerlendiren Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) tzmir Şube Başkanı Nedim DegJr- menci. bunun aynmsız uygulanmasını iste- di ve şu görüşleri dile getirdi: "CMUK'ta yapılan değişiklik sonucunda yasak sorgu yöntemleri olarak gözaltmda maddi ve manevi, psikolojik. fizyolojik, ce- bir,şiddetve baskının uygulanmaması kabul edilmiş olup. yasadaki yasak sorgu yöntem- lerinin, sadece küçüklere ve adlL isnat nede- niyle gözalona ahnanlara değil DG.\f 'ler de dâhil olmak üzere aynmsız olarak rüm gö- zaltılara uvgulanması kabul edilmiştir. Fakat buna ragmen gözaltındaki baskı ve işkence- lerdevam ederek, yasa a\nmcıbir şekilde uy- gulanmaktadır. Bakanuklann söz konusu yönetmeliği, lasmen devletin masumiyet it- kesineavkunsuçişledigininbirnevitescflini- teBğmdedk" Eski DGM Savcısı avukat Gü- ner YîgJtbaşı da var olan bir yasanuı bugü- ne dek işletilememesinın yüz kızartıcı oldu- ğunu vurgularken şunlan kaydetti: "Anayasamızın 2. maddesine göre, de- mokrarik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetf nde yasama orgamnca çıkart- hp yürürlüğe sokulan tüm yasa maddeteri jürütme veyargı organlarmı bağlar ve buya- sa maddeleri mutiak surette uygulaıur. Ak- sine bir davranış, hukuki sorumluluğu ge- rektirir. CMUK'un 3842 savüı vasavla geti- rilen 135/a maddesi deyürürlüğe girdiğı an- dan iü'barenflgüilerceresen uygulanması ge- rekirdL CMUK'un 135/a maddesinin uygu- lanabiknesi için Adalet ve Içişleri bakanlık- lannca bir yönetmelik çıkarümasL amlan yasanın bugüne dek gereğince uygulanma- dığmı açıkça göstermektedir ki bu da insan haklanna davalı hukuk devleti ilkeleri adı- na bizhukukçulann viizünü kızartmaktadır. Bu itibarla yavımlanan yönetmeliği olumlu karşdamakla birlikte, yürüriükteki bir yasa maddesinin, hukuk devleti olan ülkemizde layıkı ile uvugulanabihnesi için ilgili bakan- hklanngenelgeçıkarma zorunluluğunu his- setmiş olmalanndan duyduğum kaygı ve üzüntüyü de aynca belirtmek isterim." BtZ BÎZE,., ERDAL ATABEK Cumhırîyet Değepteri (I). 'Cumhuriyet değerieri' konusunun 'toplumsal d ğer sistemi' içinde incelenmesinin önemini vurgul mıştık. Geçen haftaki yazımızda 'kişilikdeğerieri'rv i lemiştik. Bu hafta 'işlev değerteri'ni ele alacağız. 'İşlev değerieri', bir toplumun, bir kurumun, bir c gütün en önemli değer sistemidir. Çünkü, insanlar iı lerinde duyduklan 'işlev değerieri' modelinde ken yaptıklanndan mutlu ya da mutsuz olurlar. 'Kendih rinin ne işe yaradıklan?' sorusuna bu değer yargıİE ile karar veririer. Insanın kendine duyduğu saygı, ö; saygı, bu değer sisteminden büyük ölçüde etkileni 'İşlev' (fonksiyon), bir insanın, bir kurumun, bir ö gütün, bir toplumun 'ne yaptığı?', 'ne işe yaradığı? 'hangi işlerle değer kazandığı?', 'hangi amaçlar içi çalıştığı zaman kendini mutlu ve doygun hissettiği', gibisorulann yanıtıdır. Kurumsallaşma, toplumsallaş ma, topluluğu saran, topluluk tarafından paylaşılaı 'işlev değerieri' üzerinde gerçekleşir. 'Cumhuriyet insanı'nm işlev değerieri: I.Çalışkanlıktır, 2. Toplumuna, çevresine yararlı olmaktır, 3. Toplumda ve çevresindeki yararlı işlere katılmak tır, bu işlerde görev almaktır, 4. Yaptığı işlerden beklediği en önemli mutluluk, ya rariı işleryaptığının kabul edilmesi'd'ır. 5. Bu işlerden sağlanacak ekonomik değer, her za- man için sosyal hizmet değerinden sonra gelmelidir Ekonomik beklentiyi öne çıkarmak, 'Cumhuriyet de- ğerieri' içinde yer almamaktadır. Bu değerler sistemi, açıkça görülmektedir ki günü- müzün 'işlev değerieri'nden çok farklıdır. Günümüzün 'işlev değerieri', 'çalışkanlık değil so- nuçta ne kazanıldığı?'Ğ\r, 'toplumundan ve çevresin- den önce kendineyarariı olmaktır', 'toplumda ve çev- resindeyarariı olan işlere kendi çıkan varsa katılmak- tır', 'yapılan işlerden duyulan mutluluk kazançla bağ- lantılıdır', 'yapılan işlerden beklenen de kişisel çıka- nn öncelikle sağlanmasıdır.' Bu beş eksenli değerlendirmede görülen odur ki 'Cumhuriyet değerieri'nm toplumsal yaran önde tut- masına karşın günümüz işlev değeri, kişisel çıkan ön- de tutmaktadır. Hemen belirtmeliyiz ki, 'Cumhuriyetdeğerieri', eşit- likçi bir toplumda, sınrfçelişkilerinin derin olmadığı bir toplumda, emeğin ve insanın değer taşıdığı bir top- lumda gelişip yaygınlaşabilir. Günümüz toplumlan ise, Amerikan modelinde ge- lişen liberal-kapitalist sistemin 'işlev değerieri'ne yö- nelmişlerdir. Çünkü, toplumun yaran diye karşılık bek- lemeden yaptığınız işlerin arkasında kârsağlayan ku- rumlan bulduğunuz zaman emeğinizin sömürüldü- ğünü anlamaktasınız. Bu durumda siz de kendi çıka- nnızı bu kâr mekanizmalanna karşı korumak zorun- da kalırsınız. Bu davranış, sizin kendi çıkannızı düşün- meniz değil, kendi emeğinizi kâr için çaiısan kurum- lara karşı korumaktır. 'Cumhuriyet değerieri', Cumhuriyet Türkiyesi'nin kuruluş yıllannda herkes tarafından seve seve payla- şıldığı halde, sonrakı 1 dönemlerde kapitalist sistemin gelişmesi, toplumdaki sınrf farklılıkJannın büyümesi, insanlann kendi hakJannı, kendi emeklerinin karşılığı- nı, kendi hayatlannın güvenliğini korumak için bu de- ğerlerden uzaklaştığını düşündurmüştür. Oysa durum böyle değildir. .u • cr\? Bugün kapitalist ekonomi tarafından şiddetfe da- yatılan 'parantn insana egemenliği', böylece de her- kesin 'daha çok kazanmak için', 'daha pahalı şeyler alabilmesi için', 'daha çok paraya ve mala sahip ol- mak için' çalışması gerektiği öğretisi insanlar arasın- daki bütün insanca ilişkilen 1 bozmuş, gerçek bir top- lum olma özelliğini azaltmıştır. İnsanlar artık güven du- yabilmek için gruplar olarak, cemaatler olarak, etnik kültürlerine sanlarak, dinsel temellerde toplanarak ya- şamak zorunda kalmaktadırlar. Yeniden 'Cumhuriyet değerieri'nm işlev alanında- ki sistemine kavuşmak isteniyorsa sosyal ve ekono- mik yapının bütün kurum ve kurallanyla yeni işlevier üstlenmesi zorunludur. Yoksa, böyle 'gücün güce yettiği', 'altta kalanın canının çıktığı'düzenlerde top- lumun yaran değeri' öncelik kazanamaz, insanlar da bundan sorumlu tutulamaz. Bugün kamu görevlilerinin haklan verilmemektedir Bunun gerekçesi olarak da 'devletin imkânlannın sı- nıriı olduğu'öne sürülmektedir. Devletin imkânlannır hiç de sınıriı olmadığı, para sahiplerinin kredi adı al- tnda meşru-gayrimeşru hertüriü yolta beslendiği or- taya çıkmaktadır. Durum böyle iken, kamu görevlis doktorlara, öğretmenlere, yargıçlara, mimartara, mü- hendislere, üniversite öğretim üyelerine, para sahip- lerinin 'bahşiş' saydıklan miktanan aylık ücret diye vermek tek sözcükle ayıptır. 'Cumhuriyet değerieri'ni yıkıp etkisiz duruma geti- ren de bugünkü sistemin işlev karakterleridir. Hele de '80 sonrası değerlerin bütünüyle üçkâğrt- çılık, köşedönmecilik, kişisel çıkarcılık üzerine kurul ması, Cumhuriyet değerierinin anlamsız kalmasın£ yol açmıştır. Cumhuriyet değerierinin neolduğunu düşünmeder Atatürkçü olduğunu sananlara duyurulur. İstanbul DCM Susurluk davasına devam ediliyor İstanbul Haber Servisi- DYP Şanlıurfa Milletveki- li SedatEdip Bucak ile es- ki Özel Harekât Dairesi Başkanvekili fbrahim Şa- hin'in de aralannda bulun- duğu 14 sanığın, Susur- luk'taki trafik kazasuıdan sonra ortaya atılan iddi- alarla ilgili yargılanmala- nna bugün devam ediliyor. Istanbul 6 No'lu DGM'de yapılacak 11. du- ruşmada, bu suçtan dolayı dokunulmazlığı kalduılan Bucak ile Şahin, özel tjm- ci polis memurlan Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersov. Ayhan Akça, Ziva Bandirmahoğlu, Mustafa Amınok ve Enver Ulu, Sanyer'de öldürülen Ömer Lütfü Topal'ın iş ortaklan AB Fevzi Bir ve Sami Hoştan, başka suç- tan tufukl u ujoışturucu ka- çakçısı Yasar Öz, Sedat Bucak'm şoförü Abdulga- ni Kızdkaya ve eski MIT görevlısi Korkut Eken tu- tuksuzolarak yargılanıyor. İstanbul DGM Cumhu- riyet Başsavcılığı'nca ha zırlanan ana veek iddiana melerde Şahin, Çarkır Akça, Ersoy, Yorulmaî Ulu, Altunok, Bandırmalı oğlu, Kızılkaya, Eken, Bi ve Hoştan 'ın 5-9'ar yı arasında ağır hapis cezası na çarptmhjıalan isteni yor. Yaşar Öz'ün ise 2- yıl arasında ağu" hapis ce zasına çarptmlması tale edilen iddianamede, Sed£ Bucak'm da 11-20 yıl ara smda ağu" hapis cezasın çarptınlması öngörülüyo Danıştay, TBMM'c dokunulmazhğı kaldınla DYP milletvekili Mehnu Ağar'm dosyasının Me murin Muhakematı Yasa sı'na göre, öncelikle Içişle ri Bakanlığı'nda oluştun; lacak. SoruşturmaKomis yonu'nun yapacağı kovu< turmadan sonra hazırlans cak fezlekeyle Danıştay' gönderilmesi gerektiğin dikkat çekmişve eksüdü* lerin giderimıesi için doj yayı Içişleri Bakanlığı'n havale etmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle