15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 OCAK 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özbey'in otomobiline saldırı • İstanbul Haber Servisi - Günaydın Gazetesi Genel Yaytn Koordinatörü Mustafa Özbey'in otomobiline molotofkokteylli saldın yapıldı. Dikilitaş Söğüt Sokak'ta dün sabah saat 05.00 sıralannda meydana gelen saldında. Özbey'e ait oldugu belirtilen 34 S 9512 plakalı otomobile, kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişılerce molotofkokteyli atıldı. Diyanet medyadan rahatsn • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz. medyadaki dini tartışmalardan rahatsızlık duyduğunu. Islam dini hakkında yetkili ve yetkisiz bazı kişilerce yapılan değerlendirmelerin yurttaşlan huzursuz ve rahatsız ettiğini söyledi. Yılmaz, dün yayımladığı Şeker Bayramı mesajmda "Her konu kendi platformunda tartışılmalı" dedi. Toprakbank • İstanbul Haber Servisi- Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı, 'lcra Iflas Kanunu'na muhalefet ettikleri' öne sürülen ve aralannda işadamı Halis Toprak'ın kızı Ayla Toprak'ın da bulunduğu Toprakbank'ın 5 yönetim kurulu üyesi hakkında yürüttüğü soruşturmada 'takipsizlik' karan verdi. Otoyolda cinayet • İstanbul Haber Servisi - 0-1 Otoyolu Merter mevkiinde Hüseyin Altan (35), 34 YJZ 75 plakalı otomobilinin içinde, önceki akşam kimliği ^ belirlenemeyen kişiler .|«..v- tarafından düzenlenen - silahlı saldın sonucu öldiirüldü. Emniyet yetkilileri. görgü tanıklannın ifadelerine göre bariyerlere çarparak duran otomobilden inen iki kişinin olay yerinden kaçtıklannm belirlendiğini bildirdi. Bahçelievler'deki Esin Otomotiv adlı galerinin sahibi Altan'ın, alacak- verecek meselesi nedeniyle öldürülmüş olabileceğı ihtimali üzerinde duruluyor. Et itiıalatına tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Grup Başkanı Mahmut Yılbaş, 9 Ocak 1998'deçıkanlanbir Bakanlar Kurulu karan ile parça et ithalatının yeniden serbest bırakılması ile Türkiye'nin 'deli dana hastalığY riskiyle karşı karşıya kalacağını söyledi. Yılbaş, 'AB Menşeli Bazı Tanm Üriinlerine Tarife Kontenjanlan Uygulanması' hakkındaki Bakanlar Kurulu karan ile bazı tanm ürünlerinin 'sıfır gümrük' ile ithalatına olanak tanındığını belirtirken. "Ancak 200 ton gibi sembolik düzeyde ithalatı öngörülen çay için yüzde 45 oranında gümrük vergisi alınıyor. Bu dikkat çekici" diyerek Başbakan Mesut Yılmaz'ın Rizeli hemşerilenni koruduğu imasında bulundu. DÜZ Susurluk raporunu beğenmeyen Çiller, 'Bizim hazırlayacağımız daha iyi olacak' dedi DYP de rapor hazırhyorANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. Kutlu Savaş tarafından hazırlanan Susurluk raporunun ciddiyeti bulunmadığını belirterek DYP'nin, 1993 yılı öncesini de kapsayan yeni bir rapor hazırlayacağını bildirdi. Çiller, "Bizim raporumuzdan çok daha iyisi çıkar. Çünkü hazırlanan raporun kanıtı. belgesi hiçbir şeyi yoktur. Bizim raporumuz bundan çok daha fazla bilgi içerecektir" dedi. Tansu Çiller, dün akşam iftar öncesi Yeniköy'deki evinin önünde basın mensuplannın sorularını yanıtladı. Susurluk olayının cıddi bir konu olduğunu kaydeden Çiller. Savaş 'ın raporuna değinerek "Mühim olan, konuya siyaset kanştırmamaktır. Burada siyaset kanştırma eğilimini çok açık görüyoruz" dedi. Çiller. ANAP döneminde hayali ihracata trilyonlar, katrilyonlar aktanldığını iddia ederek şöyle konuştu: "Biz bunlara dur dedik. Nakit teşvikleri ben durdurdum. Ama milletin karrilyonlan gitnıiştir. Bunu hasıraitı eden kişinin hazırladığı rapordur bu." Rapordan sonra Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'in. "Belgeleri ortaya çıkann. Bu iddialar bizi büyük ölçüde yaralamıştır" dediğini hatırlatan Çiller. Başbakan Mesut Yılmaz'ın, ana muhalefet lideriyken Budapeşte'ye yaptığı ziyareti incelettiğini söyledi. Çiller. bu amaçla iki milletvekilini Budapeşte'ye göndereceğini açıkladı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı dün düzenlediği basın toplantısında, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı raporun 'siyasi bir garezin ifadesi' olduğunu belirtti. Paçacı. "Öncesinde hiçbir şey olnıamış gibi, sadece 1993-19% dönemini karalamaya >önelik olan bu raporun açıklanma biçimi de tam bir skandal. Bu rapor, Sayın Yılmaz'uı özel eseri ya da haoralan değil. İstediği, tercih etüği bir yayıncıya vermeye hakkı yok" dedi. Paçacı, raporun dedikodu ve şantaj konusu haline getirildiğini vurgulayarak Başbakan Mesut Yılmaz'ı devlet sırn kavramını bilmemekle suçladı. Paçacı, "Anlaşılan odur ki, geçmiş yıllarda Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı yapan Yılmaz, nelerin devlet sım kavraınına girdiğini öğrenememiş ya da siyasi çıkariaruıa alet ediyor" diye konuştu. RP'nin Anayasa Mahkemesi'nce kapatılması karannda yürürlük tartışması sürüyor CHP, Refah'la bayramlaşmayacak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Aralannda Anayasa Mah- kemesi üyelerinin de bulunduğu bazı hukukçulann "RP'nin hu- kuken kapandığı ve gerekçeli ka- rar beklenilmeden bu partinin rüzelkişiliğine son verilmesi ge- rektiği'' yönündeki açıklamala- nyla başlayan tartışma sürerken CHP, RP'nin Şeker Bayramı ne- deniyle bayramlaşma talebinin kabul edilmediğıni bildirdi. RP'nin kapatılmasıyla ilgili gerekçeli karann en geç 15 Şu- bat'ta Resmi Gazete'de yayım- lanması beklenirken bu tarih beklenilmeden karann gerekle- TUSIAD Kayhan saydamlık rinin yerine getirilmesine yöne,- lik görüşler yeni bir tartışmaya yol açtı. Eski Anayasa Mahke- mesi Başkanı YektaGüngörÖz- den ve bazı mahkeme üyeleri. karann verildiği tarihten başla- yarakTBMM Başkanlığı'nın is- tediği an RP'nin Meclis'teki tü- zelkişiliğini sona erdirebileceği tezini savunurken TBMM Baş- kanı Hikmet Çetin, "Anayasa Mahkemesi kararlannın gerek- çeli karar olarak yayımlanma- dan yüriirlüğe girmeyeceği şek- linde genel bir hüküm var" dedi. Çetin. dün Danıştay Başkanı Firuzan Çilingiroğlu'nu kabulü sırasında gazetecilerin konuya ilişkin sorulannı yanıtlarken şunlan söyledi: "Anayasa Mahkemesi verdiği kararia RP'yi tüzelkişi olarak kapattıysa devietin verdiği para ile ilgili tedbiri uzatma karanna niye gerek duydu? Tüzelkişilik sona ermiş olsaydı böyle bir ka- rara gerek kalmazdı. Yani tüzel- kişiliği bitnıiş olan bir kuruma veya bir partiyeverilecekolan pa- raya ihtiyari tedbir karan koy- masına gerek kalmazdı. Anaya- sa Mahkemesi karaıianmn ge- rekçesinin yayımlandığı tarihte yürürlüğe girecegi şeklindegenel bir hüküm oldugu belirtildi. Ve- rilen karan Resmi Gazete'de ya- >ımlamadılar. Eğer o karan ge- rekçesiz olarak yayımlamış olsa- lardı yine geçerii olurdu." Öte yandan CHP Genel Sek- reteri Adnan Keskin, RP'nin. Şeker Bayramı nedeniyle bay- ramlaşma talebinde bulunduğu- nu, ancak bu talebi kabul etme- diklerini bildirdi. Hukuken var olmayan bir partiyle partiler ara- sı bayramlaşma yapmayı uygun görmediklerini belirten Keskin, "RP, Anayasa Mahkemesi tara- fından, yürürlükteki pozirif hu- kuk kurallannı ihlal ettiği gerek- istedi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - TÜSlAD Başkanı Muharrem Kayhan. '•Çürkiye'nin dı$ politikasırKJfl,,! sûrekJi öuüne çıkanlan .... demokratikleşme ve insan haklan konusunda çözümler üretmesi gerektiğini, aksi takdirde giderek yalnız kalacağını söyledi. Türkiye'ııin demokratikleşmede çağm ortalamasının çok atnnda" olduğunu belirten Kayhan. "Kredisi yüksek ülke olmak zorundayız. Şeffaf, demokratik, isrikrarlı siyasetle kendimizi beğendirebiliriz" diye konuştu. Ege Genç Işadamlan Derneği'nin düzenlediği "Türkiye Dünyanın Neresinde" konulu toplantıya katılan Kayhan. burada yaptığı konuşmada. "Temiz toplum, temiz siyaset istiyorsak, Susuriuk'la ilgili kovuşturma işJemlerine vakit geçirmeden başlanmalı. Gayri kanuni kişilerie. devlerin birlikte oldugu olaylar var. Toplumsal yargı yapıldı. Kamu vicdanında bundan sonrası sorgulanacak" dıyen Kayhan. Türkiye'nin Ikinci Dünya Savaşı'ndan bu yana demokratikleşme. insan haklan, ekonomik özgürlükler gibi konularda hep gende kaldığına dikkat çekti. Türkiye'nin bu konularda yanştığı ülkelerle çıtayı sürekli düşürdüğünü belirten Kayhan, Türkiye'nin bu konuda daha iyi performans göstermesi gerektiğini de savunarak "Türkiye'de demokratikleşme çağın ortalamasının oldukça altında" diye konuştu. TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Danıştay Başkanı Firuzan İkincioglu'yla bir görüşme yapö. (A A) çesiyle kapatılmıştır. .Anayasa Mahkemesi tarafından kapatı- lan bir partiyi değişik gerekçe- lerle kapatümamış gibi topluma sunma gayretleıini doğru bulmu- yoruz'*dedi. 1982 Anayasasfnın miman Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı ise Anadolu Ajansı'na yaptığı açık- lamada bu tartışmalarla ilgili olarak şunlan söyledi: "Bu durum gerçekten yorum meselesi, ama Anayasa Mahke- mesi'nin karan değişmez. Mah- keme de bu değişmez karannı açıkladı. Evet, Resmi Gazete'de yayunlandıktan sonra yüriirlüğe giretek. Yani karar, adı ge- çen miUetvekillerinin par- tiyle ilişkilerini koparacak. Bu milletvekilleri yeni bir statüye tabi tutulacaklar. A- ma burada 'şimdi hemen eşyalara el konulur mu. ko- nulmaz mı" sonısu tartışı- labilir. Bu tamamen şahsi bir yoruma bağİL Anayasa Mahkemesi'nin karan de- ğişmez bir karardır. Resmi Gazete'deyayımlanması da bir şekil sorunudur." RP'nin hukukçu millet- vekillerinden Şeref Mal- koç, anayasanın 153. mad- desinin açık olduğuna dik- kat çekerek karann Resmi Gazete'de yayımlanmasıy- la yüriirlüğe gireceğini sa- vundu. Malkoç, "Çok acelesi olanlar var herhalde. Ana- yasada var olan bir hak, RP'ye çok görülüyor. Bu bir şekil sorunudur, ancak hukukta şekil çok önemli- dir. Türkiye'yi aşiret gibi yönetmek istiyoıiar, ancak bunu başaramazlar" diye konuştu. Türkiye Dünyanın Neresinde' araştırmasında sonuçlar dikkat çekti EGIAD: Türkiye sınıfta kaldı MERİH AK İZMİR - Türkiye, çeşitli araştırmalarda aldığı puanlarla 1997'de de sınıfta kaldı. De- mokrasi ve insan haklan gibi konularda oldukça gerilerde yeralan Türkiye'nin. yoksulluk sıralamasında üst sıralarda bu- lunması dikkat çekti. Ege Genç işadamlan Derne- ği'nce (EGlAD) hazırlanan "Türkiye Dünyanın Neresinde" başlıklı araştırmada şaşırtıcı so- nuçlar dikkat çekti. Prof. Dr. Coşkun Can Aktan tarafından hazırlanan raporda, demokrasi. piyasa ekonomisi, insani geliş- me. yoksulluk, rekabet gücü, global ekonomik entegrasyon, kredibilite ve risklilik. bilim ve teknoloji. riişvet ve yolsuzluk- lar ele alındı. EGİAD araştır- masına göre Türkiye demokra- si yönünden 191 ülke arasında 136, piyasa ekonomisi sırala- masında 75, insani gelişme açı- sından Bulgaristan, Iran, Eston- ya, Ekvator. Suudi Arabistan'ın ardmdan 74. yoksulluk sırala- masında 26. rekabet gücünde 38. hızla globalleşen açık eko- nomilerde 6, kredibilite ve risk- lilik yönünden yüksek riskli ül- keler kategorisinde 20, makro ekonomik performans yönün- den 44, riişvet ve yolsuzluklar- da da 15'inci sırada bulunuyor. Araştırmada demokrasi yö- nünden yapılan incelemede, "Freedom House" adlı bağım- sız uluslararası sivil toplum ku- ruluşu tarafından yayımlanan Dünyada Siyasal ve Sivil Öz- gürlükler Raporu'na göre Tür- kiye'nin 191 ülke arasında sivil özgürlükler yönünden 136. sı- rada yer aldığına araştırmada dikkat çekildi. Türkiye'nin ra- porda "kısmen özgür" ülkeler arasında oldugu ve siyasal öz- gürlük indeksinde 5 puan aldı- ğına dikkat çekilerek aynı pu- anı, Haiti. Kuveyt, Fas. Tanzan- ya, Zimbabvve'nin de aldığı vurgulandı. Türkiye'nin demokratikleş- me yönünde daha fazla adım at- ması gerektiğinin belirtildiği araştırmada, "Türkiye'nin ana- yasalı de>1et olmaktan çıkıp, anayasanın; hukuk devleti ol- ması için mutlaka temel insan haklannı etkin bir şekikle gü- vence altına alması şart. De- mokrasi. şüphesizsadece anaya- sa ve yasalarla da garanri edile- mez. Demokrasi kültürünün kurumsallaşması için sivil top- lumun demokrasinin temel de- ğerierine sahip çıkması önem taşıyor" denildi. Raporda, Türkiye riişvet ve yolsuzluklarda da "hi bir yer- de" bulunuyor. Merkezi Al- manya'dabulunan Uluslararası Şeffaflık Kurumu'nun gerçek- leştirdiği ankete dikkat çekildi. Kurumun araştırmasına göre I997'de riişvet ve yolsuzlukla- nn en yaygın oldugu ülkeler ka- tegorisinde ise Türkiye 52 ülke arasında 15. sırada yer alıyor. EGlAD araştırmasında Tür- kiye'nin karnesinde bir "iyi", sekiz "orta" ve sekiz de "zayrf" not bulunduğuna dikkat çekil- di. YAZII ORHAN BtRGİT Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Refah Partisi'nin Anayasa Mahkemesi'nce ka- patıldığından haberli değil mi? Mahkeme Başkanı'nın, ka- patma ile ilgili özet kararı, 16 Ocak 1998 gününün hemen ertesinde yasama ve yürütme organlanna yazı ile bildirmesi- ne karşın, TBMM'de halen "Refah Partisi Grup Başkanlı- ğı" diye bir tüzelkişiliğin çalış- ması, yukarıdaki soruyu Hik- met Çetin'e yöneltmek zo- runluluğunu doğurdu. Yüksek Seçim Kurulu, RP'nin kapatıldığını öğrendiği gün, bu partinin il ve ilçe se- çim kurullannda temsilci bu- lunduramayacağı yolunda ka- rar aldı ve bu kararını Resmi Gazete ile de duyurdu. Yani bu partiyi, siyasal partiler sici- linden sildi. Bu demektir ki ya- rın bir seçim olsa RP bu seçi- me katılamayacak. Seçime Meclis'i Kilitleyen Karar katılamayan parti, parlamen- tcKİa bütün görevlerini yerine getirebilir mi? Bakanlar Kurulu da yüksek mahkemeden gelen yazı üze- rine, ancak kapatılmış bir tü- zelkişilik için uygulanabilecek yöntemi yürürlüğe sokarak Maliye Bakanlığı'ndan, Refah Partisi'nin mallannın tasfiyesi- ne gidilmesini istedi. Ama TBMM Başkanlığı, Re- fah'ın kapatılması kararı ile il- gili olarak kendisine düşen görev için parmak kıpırdatmı- yor. Harekete geçmek için ge- rekçeli karann yazılıp Resmi Gazete'de ilanı koşulunun ye- rine getirilmesini bekliyor. Oy- sa Anayasa Mahkemesi'nin, Resmi Gazete ile üçüncü kişi- lere duyurulması gerekli ge- rekçeli kararı çoğunlukla ya- salann iptali ile ilgili olanları. Mahkemenin başka öyle ka- rarlan var ki Resmi Gazete ile ilan şöyle dursun, ancak ilgili- lerine duyurulmakla yetiniliyor. Örnek mi? Hem de ilk kez bu sütunda açıklanarak ka- muoyunun malı olacak tür- den: O zaman Doğru Yol Partisi üyesi olan bugünkü Bayındır- lık Bakanı Yaşar Topçu, 1992 yılında dönemin Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ın vatan ha- inliği suçlaması ile görevinden alınması için Cumhuriyet Baş- savcısı'na başvurmuştu. Baş- savcı, Topçu'nun başvurusu- nu reddedince, Sinop Millet- vekili Anayasa Mahkemesi'ne itiraz etmiş, mahkeme hem iti- razı geri çevirmiş, hem de üçüncü kişiler karşısında cumhurbaşkanını mahcup et- memek amacı ile bu konudaki karannı Resmi Gazete'de ilan şöyle dursun, taraflardan baş- kasına açıklamamıştır. Dünkü "Cumhuriyet"Xe Anayasa Mahkemesi üyeleri, Refah'ın 16 Ocakt'an bu yana hukuken kapalı olduğuna dik- kati çekiyorlardı. Ne demektir, hukuken ka- palı olmak? 16 Ocak 1998 günlü karar, Meclis'in yapısını da etkile- miştir. TBMM'de o güne ka- dar var olan siyasi parti gru- bunun sayısı altı idi.. temsil edilen parti sayısı da dokuz. Refah, aynı zamanda en fazla sandalye sahibi olarak ana muhalefet partisi görevini de yapıyordu. Dahası Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Başkanlık Divanı ve Meclis Komisyonları, parti- lerin milletvekili sayılarının oranlanna göre kurulurlar. Re- fah Partisi, Başkanlık Diva- nı'nda bir başkanvekili, bir idare amiri, sanınm iki de kâ- tip üye bulundurmaktadır. Ko- misyonlarda da bu partili mil- letvekilleri, belirli oran ile gö- rüşmelere ve oylamalara katıl- maktadır. Meclis Başkanlığı'- nın tüm bu durumları dikkate almaması, yarın herhangi bir yasa ya da yasama organı ka- rarının iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması- nı gerektirebilir. "Hukuken ka- patılmış bir partinin" grup ola- rak katıldığı görüşme ve oyla- malardan doğan iptal kararları da bugünkü duruma sessiz bir izleyicilik yapan TBMM Başkanı'nın omuzlanna çöker. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, 16 Ocak 1998 gü- nünden bu yana uygulamış olması gereken Anayasa Mahkemesi karanna sırt çevi- rir gibi bir havanın içinde midir ki Refah Partisi grubu adına Erbakan ve arkadaşlarının imzaladığı bir genel görüşme önergesini de Kanunlar Mü- dürlüğü evrak defterine kay- detmekten geri kalmıyor. Benim bildiğim Anayasa Mahkemesi yasama organını denetleme yetkisini ve görevi- ni anayasadan almıştır. Oysa Erbakan ve arkadaş- lannın genel görüşme önerge- leri ile yasama organının mah- keme kararını "hukuk faciası" adı altında hallaç yayının al- tına yatırmasındaki asıl amacın üzüm yemek değil, bekçi dövmek olduğunu da bilmeyenimiz yok. POIİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yağma••• Arkadaşımız Oktay Ekinci, yıllardır Cumhuri- yet'te 'Orman ve Hazine' yağmalamalannı yazı- yor... Oktay'la birlikte 1983-1985 yıllarında Ege ve Akdeniz kıyılarının nasıl yağmalandığını yazmış, o güzelim koyların ve büklerin holdinglere nasıl peşkeş çekildiğini anlatmıştık... O yıllar, ANAP iktidardaydı ve Başbakan Tur- gut Ozal'dı... Şimdi ANASOL-D iktidarda ve Başbakan Me- sut Yılmaz... Bakanlar Kurulu'nun 6 Ocak 1998 tarihli kara- rıylayapılaşmaolanağı sağlanan İstanbul-Sanyer Mavramoloz Ormanı çevresinde 'turizm alanı' kapsamına giren alanlann vârisleri kimler? Yanıtını verelim: Öldürülen kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal'ın vârisleri... Devlet içinde örgütlü çetenin öldürdüğü öne sürülen Ömer Lütfü Topal'ın Rumelifeneri ile Kil- yos arasında edindiği 'imara yasak' alanın, Turizm Bakanlığı'nın önerisiyle 'turizm alanı' kapsamına alınması, akıllara ister istemez şu soruyu getiri- yor: "Topal'ın imara yasak arazisinin imara açılma- sıyla vârislerinden devlet adına özürmü dilenmek isteniyor?" ANASOL-D iktidannda gerçekten ilginç geliş- meler oluyor. Dün DYP lideri Tansu Çiller'i suç- layanlar, bugün 'imaryasaklı' alanlan 'turizm ala- nı'na dönüştürerek birilerine 'kıyak' çekiyor... Rumelifeneri ile Kilyos arasında salt Ömer Lüt- fü Topal'ın mı arazisi bulunuyor dersiniz? Iddialara göre birinci derece SfT alanı olarak ko- rumaaltına alınan bu yörede 'turizm alanı' olarak imara açılan araziler arasında, ANAP İstanbul il Başkanı Erdal Aksoy'un ve Uzanlar grubunun yerieri var... • • • Oktay Ekinci, yıllardır hiç yılmadan 'yağma'yı yazıyor... Ben 1970'li yıllarda orman ve Hazine yağma- sının nasıl başladığını, Ege ve Akdeniz kıyılarının nasıl birilerine peşkeş çekildiğini yazmıştım... Aradan 25-30 yıl geçmiş, ama değişen bir şey yok!.. O yıllar bakanlar, bürokratlar, savcılar, yargıçlar 'kooperatif kurarak ören'den Çeşme'ye; Bod- rum'dan Marmaris'e dek tüm kıyılan yağmaladı- lar... Bir orman genel müdürü tanırım ki -sonradan Adalet Partisi'nden parlamentoya girdi- izmir Gü- müldür'de orman alanını narenciye bahçesine çevirip yargı kararıyla tapu aldı... Oktay Ekinci'nin 'ÇED Köşesi'ni okuyuncayağ- ma olayını yeniden anımsadım... Artık Ege ve Akdeniz kıyılannda yağmalanacak yer kalmadığından sıra istanbul'a gelmişti... Oktay anlatıyor: "Hiçbir ülkenin bakanlar kurulu üyeleri, bizim- kiler kadar keodüerini 'şehircilik uzmanı 1 görmü- yoriardır. örneğin yasalar ve kent planlan Çatalca'daki içme suyu havzasında, Istanbul'u düşünerek in- şaatyasağı getirmiş olsa bile, bizim BakanlarKu- rulumuzaynı havzada 'ucuza kapatılmış' bir özel mülkiyetteki araziyi 'özel serbest bölge' ilan ede- rek bir çırpıda 'yaP'laşrn 8 ve rant alanı' haline dönüştürebiliyor. Böylece yakın geçmişte tanm ve hayvancılık bile yapamadıklan için köylülerin satmak zorunda kaldıklan Büyükçekmece Gölü koruma bölgesindeki araziyi şimdi 'tapu ve bina güvencesiyle' pazarlamaya başlayan serbest böl- geciler, tam sayfa gazete ilanlannda 'çevreyedu- yariı' (!) müşteriler için 'vergi muafiyeti' bile sağ- ladıklannı duyurabiliyorlar... Benzer şekilde SİT alanlannda 1. sınıf tanm topraklannda ve hatta Boğaziçi kıyılannda yine imar yasağından ötürü ucuza arazi edinen 'nüfuzlu' kişi ve şirketler de aynı yasaklan 'de\en' yapılaşma olanaklanna ka- vuşmakiçin (belediyenin imaryetkilerini aşan bir durum varsa) soluğu Ankara 'da alıyorlar. Bakan- lar Kurulu bu kez aynı arazileri 'turizm merkezi' i- lan ederek yürürlükteki imar planlan ve hukuku- nun dışına çıkanp 'ayncalıklı inşaat' hakkı sağlı- yor..." Birilerine devlet desteğiyle köşe döndürülüyor, imar yasaklan, 'turizm alanı' ilan edilip deliniyor... Türkiye'de yıllardır aynı oyun oynanıyor... • • • Avcılar'da gece yarısı yurt basan çeteleri, kim- ler destekliyor? önceki gece Star TV'de saldın olayının görün- tülerinde ortaya çıkan özel güvenlik görevlisi ki- mi okurianmızın dikkatini çekti... Cebrail adındaki bu kişi Elazığ doğumlu. 1995- 1996yıllannda Bingöl'de ne iş yaptı Cebrail? Kar- lıova ilçesinde Özkarabağ Oteli'nde mi kaldı? Kendisini halı tüccan olarak tanıtan Cebrail'in kim olduğunu polis araştınyor mu? E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 RTUK yasa tasarısı ANAP TV patronlan için destek anyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - tktidann bü- yük ortağı ANAP: medya patronlanna. dev let ihale- lerine girme. birden fazla radyo-televızyon kurulu- şunda ortak olma yolunu açan RTÜK Yasası deği- şikliği konusunda ortağı DSP'yi iknaya çalışıyor. ANAP'ın muhalefetine karşın, DSP'lilerin de oy- lanyla kurulan TBMM Anayasa Alt Komisyo- nu'nun dünkü toplantısın- da Aydın Milletvekili Yüksel Yalova'nm hazırla- dığı rapor taslağı tartışıl- dı. Alt komisyon rapor tas- lağmda, özel radyo ve te- levizyon kuruluşlarının menkul kıymetler borsala- nnda işlemde bulunama- malan önerildi. Taslak ra- porda, izlenme oranlannı RTÜK'ün belirlemesi ge- rektiği görüşüne yer veril- di Taslak raporda. yabancı kişi ve kuruluşlann gerek bir şirketteki gerek yerel, bölgesel. ulusal tüm TV şirketlerindeki hisseleri toplamının hiçbir şekilde yüzde 49'u aşamaması ge- rektıği görüşüne de yer ve- rildı. Toplantıda. DYP'li Ahmet himaya. tüzelkışi- lerin radyo ve televizyon- larda hisse sahibi olama- maları ve radyo televiz- yonlarda hissesi olanlann devlet ihalelerine gireme- melerine ilişkin görüşünü yineledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle