Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
ALLECRO EVİN İLYASOĞLU
İstanlnıTda ild şef, ild orkestra"£
Geçen hafta İstanbul'da epeydir izle-
mediğimiz iki değerli orkestra şefimizi
âfhleme olanağını bulduk: Gürer AykaL
Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrasf nı.
Rengim Gökmen Akbank Oda Orkestra-
sfnı yönetti. Iki konserin ilginç ortak pay-
dalan vardı.
fl
Gürer Aykal'ın yönettiği Cemal Reşit
R'ey Orkesfrası'nın herzamanki çahştın-
c'ısı ve kurucu şefi Fahrettin Kerimov.
Coşku dolu bir gençlik orkestrası. Arala-
rinda öylesine gençler var ki orkestra bir
öğrenci topluluğu izlenimi verebiliyor.
Oysa disiplinli çaiışmalan ve müzikalite-
leriyle nice olgun topluluğun başansını
paylaşmaya hazırlar. Orkestraların zaman
zaman değişik şeflerle yönetılmesi gere-
ğîni düşünürsek bu genç orkestranın da
Gürer Aykal gibi bir şef ile çalması büyük
şanstı. Gerek Hasan FeritAlnar'ın Prelüd
ve İki Dans"ı, gerek Bruch konçertosu-
nun eşliği. gerekse Brabms'ın ikinci sen-
Çmisi adeta bir sına\ gibiydi. Başkeman-
cılan Pelin Halkacı ile her bir yapıtta gös-
terdikleri titizlikle bu sınavı hem Gürer
Aykal'a karşı hem de dinleyıcilere karşı
yerdüer. Gürer Aykal'ı nicedir İDSO ile
dinleyemeyen lstanbullular ıçin Cemal
Reşit Rey Salonu'ndakı bu konser hoş bir
sürpriz oldu. Konserin önceden plardanan
solisti Suna Kan'ın kolu kınlınca yerine
bir başka deneyimli kemancımızı, Ayla
Erduran'ı dinledik.
Solistlerimizin nazara geldiğini söyle-
mek belkı de doğru olacak. Ayru gün kon-
serini beklediğimiz piyanist VerdaErman
da Paris'te geçirdiği bir trafik kazası ne-
deniyle lstanbul'a gelemedi. (Böylece Is-
tanbul Devlet Senfoni Orkestrası da iki
solist olarak planladığı konserini, bir so-
listi eksik olarak, doiayısıyla yılın kısa
konserlerinden birini seslendirdi. Televız-
yondan izleyebildiğım kadanyla Ionescu
Galati yönetiminde Rossini'nın Hırsız
Saksağan Uvertürü. KemalSünder"ın kor-
nist Ertuğrul Köse solistliğindeki korno
konçertosu ve Zoitan KodaUy'ın Hari Ya-
noş süiti vardı programda. Konser arasın-
daki ve sonrasındaki söyleşilerneredeyse
müzik süresiyle eşitti.)
Akbank Oda Orkestrası
Rengim Gökmen de bu yıl tDSO ile
hafta istanbul'da iki değerli orkestra şefimizi izleme
olanağı bulduk: Rengim Gökmen Akbank Oda Orkestrası'nı,Gürer
Aykal Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrasf nı yönetti. Her iki
konserin de ilginç ortak paydalan vardı. Akbank Oda Orkestrasf nın
konser solisti oboist Taşkın Oray ise, Alman disiplini, Fransız
zarafeti ve Türk kıvraklığı ile bütünleştirdi yorumunu.
konseri olmayan şeflerimizden. Akbank
Oda Orkestrasrnm genç kadrosunu yö-
nettiği konserde zevkli bir program dü-
zenlenmiştı. Konserin ilk yansı iki ayn
kuşaktan iki Türk bestecisine aynlmıştı.
Nevit KodaUVnın Yaylı Çalgılar için Sin-
foniettası (1949) ve Turgay Erdener'in
Obua için Konçertinosu'nu (1992) dınle-
dık. Nevit Kodallı. 1949'lu yıllann sesıni
yakalamış. Zamanın Şostakoviç- Prokofi-
yev izlerinden, savaş sonrasınm karanlık
renlderinden, ara ara yaktığı Anadolu mo-
tiflerinin canlı ışıklannadek 1949'u yan-
sıtıyor. Turgay Erdener ise 1990"lı yılla-
nn sesini duyuruyor. üç bölümlü konçer-
tınoda obua ve topluluk arasmda dengeli
bir söyleşi yer alıyor. Karşıtlıklann devi-
nimi ile başlayan yapıt ara bölümdeki gi-
zemli makamların yayılımını ve bunu
ören minimal bir yapıyı sergiliyor. Son
bölümdeki çocuksu coşkuda çağın getir-
diği pek çok rüzgânn esintisi var. Erdener
de 1992'nin sesini yansıtmış. Kodallf nın
ve önceki kuşaklann birikimi üstüne ya-
pılandınlmış yeni kuşaklan duymak çok
güzel.
Konserin ikinci yansında Johann Se-
bastian Bach'ın 3 numaralı Brandenburg
Konçertosu'nu. Telemann'ın Obua
d'Amour ve Yaylı Çalgılar Konçertosu'nu
ve Edward Elgar'ın Serenad'ını dinledik.
Erdener ve Telemann'uı solisti oboist Taş-
kın Oray harika bir müzisyen. lzmir Dev-
let Konservatuvan'nda başladığı obua
eğitimini Essen'deki Folkwang Müzik Ko-
lejfnde ve Paris Ulusal Konservatuva-
n'nda tamamlamış. Halen Düsseldorf'ta
Robert Schumann Müzik Akademisi'nde
öğrerim üyesi. Alman disiplini. Fransız
zarafeti ve Türk kıvraklığı ile bütünleşti-
riyor yorumunu. Rengim Gökmen'in di-
namizmi ile orkestra üyelerinin coşkulu
alışverişi sonucunda zevkli birkonserdin-
ledik Akbank Oda Orkestrası'ndan. Özel-
likle birinci kemanda Hakan Şensoy, ikin-
ci kemanlartn başmda Bahar Biricik. bi-
rinci viyolada Çimen Karaömeroğullan
ve birinci çelloda MuratBerk,dengeli bir
dörtlü oluşturmuşlardi.
Gerek Gürer Aykal yönetimindeki Ha-
san Ferit Alnar'ın yapıtı gerekse Rengim
Gökmen yönetimindeki Kodallı ve Erde-
ner'in yapıtlanndaki yorum gücü, çağdaş
Türk müziği adına ö\ündürücü. Aynı haf-
ta içinde Kemal Sünder'in Korno Kon-
çertosu'nun seslendirilişi de güzel birrast-
lantı. Zira orkestralanmız Türk bestecile-
rini çalmazlar. dinleyicilerimiz de Türk
bestecisi varsa konsere gelmezler gibiler-
den bir tutum vardır. Galiba bugüne kadar
şef ve orkestralanmız Türk bestecilerinin
çağdaş anlayışına yeterince yakm olama-
mışlardı. Bu genç orkestralanmızın taze
kan, yeni coşku bir yana. eğitimleri de ye-
ni yazıyı kolay sökmeye elverişli. Teknik
yönü de bir yana bırakın. artık Türk bes-
tecileri istekli ve güleç yüzlü yorumcu-
larla seslendıriliyor. Bir de genç kuşak
bestecilenmiz daha sık tanıtılsa... O za-
man belki yeni bir dinleyici kitlesi de ka-
zanacağız. Bugünün sesini duyuran bes-
tecimize gelecek bugünün gençleri.
Çağdaş bestecilerimızden söz ederken
bu konuda güzel bir haberi de aktaralım:
bu akşam Köln'de, Betin Güneş yöneti-
mindeki Köln Senfoni Orkestrası tarafın-
dan tlhan Lsmanbaş'ın L'ğur Mumcuanı-
sına besteledıği senfonik yapıt seslendiri-
liyor.
Not: Geçen haftakiyazımııda piyanist
Ömer Refık Yallkaya 'nın adı dizgi hata-
sıyla Yaşkaya olarakçıkmış, düzeltir, özür
dileriz.
'Bizans'm Düşüşü'ne çalgı buhmamadı
AHMETSAY
" ANKARA - Şu ışe bakar mı-
sınız. acaba nerede görülmüş?
Şef Tadeusz Strugala, Cumhur-
başkanlığı Senfoni'nin geçen
hafta yapılan ilk provasına Kâ-
muran lnce'nin senfonik yapı-
tıyla başlayacaktı, ama görüldü
ki partisyonda yer alan bazı vur-
malı ve ezgisel vurmalı çalgılar
getirilmemişti. Strugala. orkest-
ra müdürü ve yardımcısından
açıklama istedi: "Çalgıların sağ-
lanamadjğT yolunda fütursuzca
bir yanıt gelince orkestra üyele-
H bu sorumsuzluğa, umursa-
mazlığa tepki gösterdiler. Başla-
namayan provaya "15 dakika
ara" v erildikten sonra. Strugala
kararını bildirdi: "Çalgısız mü-
zik yapamayız."
Genç besteci Kâmuran ln-
ce'nin merakla beklediğimiz
"Bizans'ın Düşüşü" adlı senfo-
nik yapıtının programdan çıka-
rılmasına ilişkin kısa öykü bu-
dur. Yıllardan sonra ilk kez C-
SO'nun konserine gitmedim.
Bir müzik istiyoruz
' Başımıza daha neler gelecek?
CSO'nun yıllık programını ka-
rjştınp duruyorum. Dizgi yan-
lışlanyla dolu bir cep takvimine
benzeyen programda. önce "ba-
şmıza gelenler"den birkaç ör-
nek vereyim. Fındıkkıran Bale
Süiti, Hafif Süvari Uvertürü,
Macar Rapsodisi, Romeo Juliet
fantezi Uvertürü. Rhapsody in
Blue gibi popüler klasik yapıt-
lara diyecegimiz yok, ama bu
y!apıtlann üç ay içinde ikişer.
Hatta üçer kez seslendirilmesi-
ne ne dersiniz? CSO'nun müdü-
riyeti çocuk mu kandınyor^ok-
sa kendini mi kandınyor0
Usrü-
r)e üstlük. henüz sezonun yansı-
na gelmeden caz, pop. napoli-
ten şarkılar. dans parçalan. rum-
balar. svvingler gibi yapıtlardan
Muşan "sulandınlmış" prog-
amı dört hafta izledik. CSO
vlüdüriyeti gazetelere verdiği
jPop konseri" ilanlanyla avuna-
qursun, başına "Cumhurbaş-
kanlığı" sözcüğünün geldiği
4senfonik" bir orkestranın yıllık
rjrogramı. "Televole"nin anons-
l^nyla yanşıyor.
• Programa göre. Leonard
İernstein'ın "Batı Yakasının Hi-
pyesi" orkestra yapıtının bes-
tecisi Gershwin'dir. Geçen haf-
ta programdan çıkanlan "Bi-
âans'ın Düşüşü" ise "İstan-
r>ul'un Düşüşü" olarak yazılmış.
Şöyler misiniz, Istanbul'u kim
aüşürmüş, ne zaman düşürmüş?
Sorumsuzluk. umursamazlık ve
bilgisizlik harmanıyla hazırla-
narı programlann adı. olsa olsa
"CSO'nun Düşüşü"dür.
Bu düşüşe bir yanıt vermek
gerekiyordu. onu da dogal ola-
rak orkestra üyeleri verdi: Ge-
çen hafta yapılan Filarmoni
Derneği seçimlerinde gençler-
den oluşan yeni yönetim, büyük
çoğunlugun destegiyle göre\e
getirildi. Genç arkadaşlanma
başanlar diliyorum. Bir müzik
eleştirmeni için önde gelen
"müzik"tir. CSO'dan biz "mü-
zik'' istiyoruz; müzigin gerçek
"programı"nı istiyoruz: müzi-
gin yöneticilerini, müzigin
u
müdüri>'eti''ni istiyoruz. Ünlü
birsözN'ardır: "*Her topluluk. la-
yık olduğu lideri $eçer." Bız. C-
SO'ya layık müdürü, yönetim
kurulunu istiyoruz.
CSO Dostlan Dernegi ~
CSO'lu gençlerden viyolon-
selci Tufan Tolga ile arpçı Çağa-
tay Akyol'un on gün önceki re-
sitalinin üzerinden on yıl geçse
bıraktığı derin izleri unutamaz-
dım. Ender yaşadıgımız böyle-
si bir müzik akşamının düzenle-
yicisi ise giderek gelişen bir
"fan kulüp" özelliğindeki "C-
SO Dostlan Derneği"ydi. Arpın
büyülü tmısını Çagatay Ak-
yol 'un "Ebruli bir ipliği iğneden
geçirir gibi" duyurması kadar
değerli olan, viyolonselci Tufan
Tolga'nın yakalandıgı agır gri-
be karşın 41 derece ateşle pod-
yuma çıkıp üstün performansın-
dan fire vermemesiydi. Bir mü-
zikçiye konser öncesi "ballı su"
içirilerek doping yapıldıgını
duymamıştım. Tufan, bal gibi
müzigi su gibi akıttı. Ama asıl
u
doping"CSO'yagerekli. Hay-
di gençler!
"Kemanın Oz Şartası"
Geçen yıl And Vakfı'nın
Onur Ödülü Altın Madalyası'nı
alan kemancımız Suna Kan üze-
rine Müşerref Hekimoğlu'nun
yazdığı "Öz Şarkısını Duyuran
Keman"adlı kitabı okurken ki-
mi paragraflarda içim titredi. Bi-
ri şöyle: "Vücudumun bir par-
çası gibi. diyt>r. Boynumun. kolu-
mun. patmaklanmın uzantısı gi-
bi. Parmaklardan sonra yeniden
vücuda dönüyor, sağ ekkn aşa-
ğıya, sağ eile sol elin uyumu. ku-
lağın duyduğu. beynin algıladığı
bir bütün olarak görüvorum ke-
manı. Kimi zaman karabasanlar
olur, yanhşlıkla kemanın üzerine
oturduğumu görüriim düşüm-
de ya da birisi elinden düşürür
kemanı. Ter içinde uyanınm bu
düşten."
Sanatçı birikiminin verdiği mutluluk ve acı
ÖNDER KÜTAHYALI
İZMİR- 1976-77 sanat mevsi-
minde iki yaşına basmış olan
LZDSO, güç koşullar altında ça-
hşmaktaydı. Konservatuvarsalo-
nunda çoğu kez 15 günde bir ve-
rilen dinletilerde orkestra. çalıcı
bakımından bu kurumun ögret-
men ve ögrencileriyle desteklen-
mekte, gerektiginde dışarıdan da
sanatçı çağnlmaktaydı.
Almanya'daki bestecilik ve
şeflik eğitimini tamamlayıp kon-
servatuvarda görev alan genç sa-
natçı Zeki E\yapan'ın, İZDSO
ile dinletı vermesi uygun bulun-
muştu. Tanhi anımsavamıyorum:
ama dinletinin solocusu, o sıra-
larda yeni yeni adı duyulmakta
olan Cülsin Onay'dı ve Mo-
zart'ın K.\'. 466 re minör piyano
konçertosunu çalmıştı. Genç bir
şefle genç bir piyanistin dinleti-
si. dostlar arasında duygusal bır
hava estirmişti. Dinleti sonrasın-
da birevde toplanılmış. dertleşil-
miş, herkes sanatçılara güzel bir
gelecek dilemişti. -*
Böylece Gülsın Onay. zorgün-
lerinde IZDSO'nun yanında olan
vefalı sanatçılar arasındaki yeri-
ni aldı. O tarihten sonra birçok
kez tzmır'e geldi ve müzigin gü-
zelliklerinden eşsiz tablolar sun-
du.
Geçen hafta IZDSO'nun konugu yi-
ne Gülsin Onay'dı ve S. Rahmaninof un
Op. 30 re minör konçertosunu seslendir-
di. Yapıt. lirik söyleyişi. romantik duy-
gulanmanın en abartılı anlatımını ve pi-
yano çalma sanatının üstün teknik saye-
sinde ulaştığı eşsiz güzellikleri kaynaş-
tırmaktadır. Onay. böylesine karmaşık
bir metnin koşullannı yerine getiren us-
ta işi bir Rahmaninof yorumunu ortaya
koydu. Her şey evrensel düzeydeydi. Sa-
natçı, aynı zamanda senfoni sayılan ya-
pıtta orkestranın da büyük katkısıyla he-
yecanı ve mutlulugu birarada yaşattı ve
coşkuyla alkışlandı.
'ZDSO'nun konugu Gülsin Onay Rahmaninof'un Op. 30 re minör
konçertosunu ustahkla seslendirdi. Her şey evrensel düzeydeydi.
Sanatçı, aynı zamanda senfoni sayılan yapıtta
orkestranın da büyük katkısıyla heyecanı ve mutlulugu
birarada yaşattı ve coşkuyla alkışlandı.
Orkestrayı Azerbaycanh dostlanmız-
dan Yalçın Adıgüzel yönetti. Sanatçı
ikinci yanda Fikret Amirorun 'Gülis-
tan,Bayatil
Şiraz'başlıklı 'Senfonik Mu-
gam'ını seslendirdi. Azerbaycan halk
ozanlannın yaptığı makamsal doğaçla-
malar olan Mugam, bu ülkede 20'nci
yüzyılda yetişen besteciler sayesinde ev-
renselleşmiştir. Amirof'un yapıtı. ma-
kamlan. çağdaş armoniyle ve zengin or-
kestra renkleriyle kaynaştırmaktadır.
Adıgüzel'in yorumu yer yer duygulu.
bazen de devinimli ve göz kamaştıncıy-
dı. Orkestra, genişbirgürlükpaletini ge-
rektiren senfoniyi başanyla çaldı.
Son yapıt ise Ferit Tüzün'ün 'Esinti-
ler'iydi. Adıgüzel. aynntılan atlamayan
titiz bir Tüzün yorumunu ortaya koydu.
Özellikle son bölümü iyice hızlı aldı.
Coşan dinleyicilere teşekkür olsun diye
sanatçı bu bölümü yineledi.
Gördüğünüz gibi lzmir'de artık Avru-
pa standartlannda çalan bir senfoni or-
kestrası var. 1975-76 sıralannda böyle
bir şeyi düşlemekle yetiniyorduk. O dö-
nemde orkestranın sanat sorumluluğunu
üstlenen Sayın Hikmet Şimşek, oimaz-
lan olur kılma yolunda büyük çabalar
harcamıştı.
Bugün senfoni orkestralarımıza ek
olarak bir başka olanağa da sahibiz.
1994 "ten beri kurumlann eşigini aşındı-
ran fakat sonuç alamayan genç-
lerin yarattığı birikimle her an bir
senfoni orkestrası kurulabilir.
Geçen yıl tzmir'de Ege Gençlik
Senfoni Orkestrası'nın ortaya çı-
kışı ve birkaç dinletiyle bütün
dikkatleri kendi üzerinde toplayı-
şı. bunun bir kanıtıdır.
Birkaç gün önce sevgili Önder
Sakpınar'la konuşuyorduk. Sa-
natçı. EGSO'nun kurumlaşması
yolunda çeşitli girişimler yap-
maktadır. Görüştügü kuruluşlar-
dan birinin yetkilisi, "Biz bir ya-
zıda okuduk; bu orkestra dağıl-
mış" demiş. Sakpınar. anılan top-
lulugun savunucusu olan bana,
böyle bir şey yazıp yazmadığımı
sordu. 7 Ocak 1998 tarihli Cum-
huriyet'te çıkan yazımda,
1997'nin umutsuzluklan arasın-
da 'Sonuç vermeyen Ege Gençlik
Senfoni Orkestrası girisinıi' de y-
er almaktaydı; ama bu açıklama,
orkesrramn dağıldığı anlamını ta-
şımaz. Kaldı ki dagılsa bile yeni-
den kurulması için birkaç gün ye-
ter.
Bizim bu orkestra için düşün-
dügümüz statü. Bursa Senfoni
Orkestrası modelinde olduğu gi-
bi bazı kuruluşların ona sahip
çıkması. böylece orkestrayı kalı-
cı kılacak bir kurumlaşmanın
gerçekleştirilmesidir. Şimdilik,
geçici nitelikte bazı dinletiler önerilmek-
tedir ki bu da kurumlaşmayı sağlamaz.
Üniversiteler. belediyeler ve özel giri-
şimciler bir konsorsiyum oluşturarak
EGSO'yu sanat yaşantımıza kazandıra-
biürler. Böylece ülkemizin kültür kal-
kınmasını anlatan tarih kitabına adlan-
nı j'azdırabilirler.
Öte yandan bu beklentiye ek olarak
devlet. tıpkı Atatürk döneminde oldu-
ğu gibi ekonomik koşulların kötülüğü-
ne bakmadan evrensel müziğe öncelik
verip, yüzlerce genci değerlendiren bir
atılım yapabilir. Verilen söz tutulur ve
yeni sanat kurumlan açılır. Şimdilik
umutla ve özlemle beklemek gerek.
Lysenko Yaylı Sazlar Dörtlüsü
CRR'de
• Kültür
Servisi-
Lysenko
Yaylı Sazlar
Dörtlüsü 3
Şubat Sah
günü saat
19.30'da
Cemal Reşit
Rey Konser
Salonu'nda bir konser \erecek. 1951 yılında Kıev'de
kurulmuş olan Lysenko Yaylı Sazlar Dörtlüsü.
Budapeşte'de düzenlenen 7. Uluslararası Leo Weiner
yanşmasında birincilik ahrken 1977 yılında da
Ukrayna'nın külltürel gelişimine yaptığı katkılarla
Shevchenko De\let Ödülü ile onurlandınlmıştı. Rusya,
Doğu Avrupa, Almanva. İngiltere. Finlandiya. Afrika
ve Kanada'da konserler \eren dörtlünün üyeleri.
konser etkinliklerinin \anı sıra Kiev
Konservatuvan'nda akademik kariyerlerini sürdürüyor.
Lysenko Yaylı Sazlar Dörtlüsü. CRR'deki konserinde
Haydn, Şostako\ıç ve Borodin'in yapıtlarını
yorumlayacak.
Pmar çocuk resim yarışması
• Kültür Servisi - Pınar Gıda Grubu. 1981 yılından bu
yana geleneksel olarak düzenledıği İlköğretim
Öğrencileri Arası Resım Yanşması'nın 17'ncisini
gerçekleştırıyor. İlköğretim çağındaki tüm öğrencilere
açık olan yanşmamn bu yılki konusu daha güzel bir
yaşam ıçin 'Saglıkİ! Dünya Çızin". Yurt çapında
düzenlenen yarışmaya öğrenciler her tür boya
malzemesiyle yapabileceklen 25x35 \e\a 35x50 cm.
ölçülerinde resimlerle katılabilecekler. Yanşmada
'Üstün Başarf ödülü kazanacak 3 öğrenci bilgisayar,
"Başan' ödülü kazanacak 7 öğrenci de bisiklet sahibi
olacak. Yanşmaya katılmak isteyenlerin. resimlerini en
geç 6 Mart 1998 Cuma akşamına kadar. Pmar Gıda
Grubu AŞ. PK. 904. 35214 - lzmir adresine
göndermeleri gerekiyor.
Şubafta İzntit Şehir Tıyatrosu
• Kültür Senisi - İzmit Büyükşehır Belediyesi Şehir
Tıyatrosu, şubat ayında 5 oyun sahneleyecek. Turgut
Özakman'ın yazıp Şakir Gürzumar'ın yönettiği "Töre'
adlı oyun 6-7-13 \e 14 Şubat ta. Işıl Kasapoğlu'nun
sahneye koyduğu "Hamlet' 8-15 \e 22 Şubat
tarihlerinde sahnelenecek. Aziz Nesin'in yazdığı 'Hadi
Öldürsene Canikom' adlı çocuk oyunu 20-21 Şubat,
'Devamı Olan Rüya' adlı çocuk oyunu ise 18-24 ve 25
Şubat tarihlerinde sergilenecek. Anton Çehov'un
yazdığı "Evlen-me" adlı oyun ise 27 \e 28 Şubat
farihlerinde izlenebilir. Oyunlar, İzmit SEKA Sineması
Salonu'nda sahnelenecek.
Zehra Çobanlı seramik sergisi
• Kültür Servisi - Zehra Çobanlı'nın seramik sergisi,
2 Şubat tarihinde Istanbul Menkul KiNTnetler Borsası
(İMKB) Sanat Galerisi'nde açılıyor. Sergi 24 Şubat'a
dek görülebilir.
Halk Sahnesi'nde tiyatro atölyesi
• Kültür Servisi - Halk Sahnesi. bilimsel temellere
dayanan bir öğretimi ve düzeyli sanat üretimini
gerçekleştirebilmek amacıyla bir 'Tiyatro Atölyesi'
kuruyor. Atölye, özelleştirmeve karşı parasız. kendi öz
dinamiklenne dayanan araştırmacı. özgürleşmiş bir
sanat üretimi ihtiyacını karşılamayı hedefliyor.
Çalışmalannı Ortaköy Idil Kültür Merkezi'nde
sürdürecek olan Halk Sahnesi-Tiyatro Atölyesi. 15
Şubat tarihinden itibaren kapsamlı bir tiyatro öğretim
programına dayanan çalışmalan için öğrenci kayıtlanna
başlayacak. Baş\-uru formlan Idil Kültür Merkezi'nden
temin edilebilir. (261 32 19)
Bilkenfte vvorkshop
• Kültür Servisi - Bilkent Cniversitesi Müzik ve
Sahne Sanatları Fakültesi. düzenlediği \vorkshop'larla
lisans ve lisansüstü öğrencilerine. dünyaca ünlü
sanatçılarla pratik yapma olanağı sağlıyor. Bilkent
Üniversitesı, yetiştirdiği genç sanatçılan uluslararası
düzeye taşıyabilmek amacıyla \vorkshop çalışmalan
başlartı. llkini. halen Berlin ve Viyana Müzik
Akademileri'nde viyolonsel dersleri \eren Rus Mark
Varshavsky'nin gerçekleştirdiği workshop'lardan
ikincisi 10 Mart tarihinde Bilkent"te konser verecek
olan keman sanatçısı Laurent Korcia'nın katılımıyla
gerçekleştirilecek.
Sami Güner fotoğraf yarışması
• BURSA (AA) - Bursa Büyükşehir Beledıye
Başkanlığı'nca bu \ıl yedincisi düzenlenen Sami
Güner Uluslararası Çağnlı Fotoğraf Yanşması
sonuçlandı. Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu
(FIAP) ve Türkiye Fotoğraf Derneklerı Çalışma
Kurulu tarafından desteklenen yarışmada. FIAP Altın
Madalya Ödülü'ne Lüksemburg'tan Jean Jacques
Lucas layık görüldü. Prof. Dr. \fehmet Bavhan.
Nusret Nurdan Eren \e Tuğrul Çakar'dan oluşan
jürınin değerlendırmesıne göre. FIAP Gümüş
Madalyası Jıri Platenka (Çek Cumhuriyeti) ile Herbert
Sternberger (Almanva). Bronz Madalya ise
Türkiye'den Arzu Filiz Güngör \e Fethi Sabunsoy
arasında paylaştırıldı. Ali Bora\alı (Türkiye), Signe
Drevsjo (Norveç), Janis Gleizds (Letonya). Paul
Martin (Fransa) ve Joseph A. Vella'nın FIAP
Mansiyon Ödülü'nü kazandığı yanşmada,
Bü>ükşehir Belediyesi Özel Odülü Manfred Kluger'e
(Almanva). Sami Güner Fotoğrafçılık Özel Ödülü
Martin Gabler'e (Almanva) ve Fotoğrafçılık Derneği
Çalışma Kurulu Özel Ödülü Vasil Titov'a (Beyaz
Rusya) venldi.
Cevdet Kudret Ödülü, Civan
Canova'nın
• Kültür Servisi - Bu yıl 'Tiyatro' dalında \erilen
Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü'nü Civan Canova,
"Sokağa Çıkma Yasağı' adlı o\unu ile kazandı.
Seçici Kurul'da. Füsun Akatlı. Güngör Dilmen,
Prof. Dr. Zehra lpşiroğlu. Seçkin Selvi,
Dr. Dikmen Gürün Uçarer ve Engin Uludağ
yer aldı. Yanşmaya katılan 26 sahnelenmemiş
tiyatro oyunu arasından Civan Canova'nın 'Sokağa
Çıkma Yasağı' adlı oyunu. etkileyici dramatik
kurgusu. tipleri biçimlemekteki başansı ve sağladığı
eleştiri-komedi dengesi ile ödüle lavık görüldü.