Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyelImthaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet
Çetinkaya • Yazıışleri Müdürlen.
IbrahimVıldiz(Sorumlu), DinçTayuıç
9 Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara
9 Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu 0 tstihbarat:
Cengiz Yıidınm • Kûltür Handan Şenköken
• Spor: Abdülkadir Yücelman • Makalelen
Sami Karaören # Düzeltme: Abduüah Yazıcı
# Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu # Bilgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmct Faraç
Yaym Kunılu. İlhan Sdçnk(Başkanl
Orhan Erinç, Oktay Kurtböke
Hikmet Çetiııka> a.Şâkran Soner.
Ergun Bala,Dinç Tayanf, tbrafaim
Yıldız, Orh»n Burulı, Mmtafa
Balbay. Hafcan Kara.
Ankara Temsücısı. Mustafa Balbay 0 Haber Müdürü. Doğan
Akın Atatüıt Bulvan No 125, Kat:4. Bakanlıklar-Ankara
Tel. 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • tzmır Temsılcısı
SenkrKmk,H.ZiyaBlv.l352S 23TeL4411220, Faks.
4419117 • AdanaTemsılcısı: Çetin Yigenoğlu, inönûCd.
119S. NolKat:l,Tel:363 12 11, Faks 363 12 15
Mûessese Müdûrii: Üstün Akmen
•Koonfinaîör Ahmet Korukan •
Muhasebe BülenC Yener •Idare:
Hüseyin Gürer • Işletme Önder
Çelik • BUgı-lşlem Nail İnal •
BilgjsavarSıstem: Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yfinetim Kunılu
Başkanı - Genel Müdür Gülbin
Erduran 0 Koordınatör Reba
Işıtman • Genel Müdür Yardımcıs
Miııe Akdağ Tel 514 07 53 -
51395 80-513 84«Wl,Faks.51384ö-
Yayımknao *e Basu: Yenı Gün Haber Ajansı, Basm \e Yavuıcılık A Ş.
Türkocajj Cad 39 4' Cagaloglu 34334 1si PK 246 Istanbut Tel (0'212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95
11 AĞUSTOS 1997 Imsak: 4.22 Güneş: 6.03 Öğle: 13.16 Ikindi: 17.05 Akşam: 20.16 Yatsı: 21.50
Diana mezarlıkta
• Haber Merkezi - Mayın
kurbanlanna yardım için
Bosna'da bulunan Galler
Prensesı Dıana. diin sabah
erken saatlerde Sarejova
Lion MezarlığTna gıtu.
Diana'nın mezarlıkta yas
tutan bır kadınla
karşılaşması çevredekilere
duygusal anlar yaşattı.
Prenses Diana üç günlük bir
ziyaret ıçm Bosna'da
bulunuyor.
Panaztepe
kazılam
• MENEMEN(AA)-
Izmir'in Menemen
ilçesindeki Panaztepe
mevkıınde 12 yıldır süren-
kazılann bu yılki bölümüne
başlandı. Kazı heyeti başkanı
Hacettepe Üniversitesi
Arkeoloji ve Sanat Tanhi
Bölümü öğretim üyesı Prof.
Dr. Armağan Erkanal, bu yıl
Panaztepe'nın doğu
kısımlannda çalışılacağını
söyledi. Erkanal, Tiirk Tarih
Kurumu tarafından
desteklenen kazıda Mıken
Uygarlığı ve Batı
Anadolu'da yaşayan
kavimlerle ilgilı eserlerin
gün ışığına çıkanlacağını
belirtti.
Kanser
eğitjmi projesi
• BLRSA(AA)-Uludağ
Onkoloji Dayanışma
Derneği (Onko-Day), halkın
kamer konusundaki bilgı
düzeyinin yükseltılmesi
amacıyla 3 yıl sürecek
"Toplumsal Kanser Eğitimı
Projesi" başlattı. Onko-Day
Başkanı ve Uludağ
Üniversitesi Tıp Fakültesi
öğretim üyesi Doç. Dr.
Kayıhan Engın, sağlık
sorunlan arasında kanserin
ilk sırada yer aldığını
belirterek. korunma ve erken
tanının hastalığın
önlenmesınde önemli bir rol
oynadığını söyledi.
Sağlık zipvesi
• ANKARA (AA) - Dünya
Sağlık Örgütü(WHO) ;
Avrupa Bölgesi'ne üye 50
ülkenin sağhk bakanlannın
katılacağı ve "Sağlık
Zirvesi" olarak adlandınlan
"47. AvTupa Bölge Komitesi
Toplantısı". 15-19 eylülde
lstanbul'da
gerçekleştirilecek. Sağlık
Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, toplantıda
Türkiye'nın sağlık
politikalannın dünyaya
kaynağından aktanlma
fırsatının yakalanacağı ifade
edildi. Toplanrı süresince
katılımcılar için teknik gezi
düzenlenecek ve
Türkiye'nın sağlık
sisteminin yerinde
görülmesi sağlanacak.
Kitap okumuyoruz, sinemaya gitmiyoruz, spor yapmıyoruz
Reııksiz yaşatn• Piar-Gallup'un 'Profil 97' araştırması,
halkın kültürel alışkanlıklanmn çok zayıf
olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre
halkın yüzde 90'ından fazlası hiçbir
toplumsal örgütlenmeye üye değil. Spor
yapmak yerine spor televizyondan
izleniyor, kitap okunmuyor, ancak evlerde
ansiklopedi bulunduruluyor.
Istanbul Haber Serv isi
-Türk halkının büyük ço-
ğunluğunun derneklere
üye olmadığı. sinemaya
ve tiyatroya gitmediği, ki-
tap okumadığı, spor yap-
madığı, yürüyüşe çıkma-
dığı, tavla bile oynama-
dıği tespit edildi.
Piar-Gallup'un "Pro-
fd'97" adlı araştırmasının
"Kültürel Faaliyetier, Sos-
yal İlişkikr ve Boş Zaman-
lar" bölümündeki venle-
re göre toplumun en çok
sosyal faaliyette bulunan
kesimini yüzde 63 gibı bir
oranla, kabul günleri ya-
pan ev kadınlan oluştu-
ruyor. Araştırmada, spor
yapmayan. yürüyüşe bıle
çıkmayan Türk halkının.
yaklaşık yüzde 48'lik bö-
lümünün televizyondaki
sporkarşılasrnalannı izle-
diğı, yüzde 45 "inın hıç ki-
tap okumadığı, ama yüz-
de 56.4"ünün de evinde
ansiklopedi bulundurdu-
ğu belirlendi.
Bahçeyi seviyonız
Profil'97 araştırması,
Türk toplumunun, tüke-
tim kalıplannın yanı sıra
manevi değerleri, aile ya-
şantılan, sosyal, kültürel
ve ekonomik davranışla-
n ile bireysel özellikleri
açısından profılıni belir-
lemeye yönelik olarak ha-
zırlandı.'Profil'97,1993'te
yapılan aynı içerikli araş-
tırmayla karşılaştınlarak,
Türk halkındaki değişim-
leri de göstermeyi hedef-
liyor.Araştırmaya göre en
olumlu özelliklenmızden
birisi, yaklaşık yüzde 40
oranıyla 'bahçe ve çiçek
bakımryla ilgilenme alış-
kanhğı' olarak beliriyor.
Kahve yerine bar
Herhangi bir dernek.
kulüp, hayır kurumuna
üye olma oranı son dört
yılda yüzde 2.6 oranında
azalırİcen, 1997venlenne
göre toplumun yüzde
90.8'i hiçbir yere üye de-
ğil. Dını bayramlarda ak-
raba ve yakın dostlann zi-
yaret oranı ise yüzde 82.8.'
Erkeklenn kahvehaneye
gitme alışkanlığında
1993'ten bu yana yüzde
6'lık bir azalma (yüzde
28.7) görülmesi olumlu
sonuçlardan biri. Spor
yapma oranı, "ara sıra ya-
panlar" sayesinde de ol-
sa, yüzde 32'ye kadar yük-
selebilmiş durumda. Üs-
telik 1993'e göre binde
2'lik bir artış bile var. Bir
başka olumlu gelişme ise
sinemaya, tiyatroya, ba-
le-operaya ve konsere git-
me alışkanlığı hâlâ çok
düşük olmasına karşın,
hiç gitmeyenlerin oranın-
da ortalama yüzde 3'lük
bir azalma var. Öte yan-
dan sosyal faaliyetlere ka-
Erkeklerin kahveye gitme alışkanlığı
Devamlı qidenler
Sık sık gidenler
Ara sıra qıdenler
Hıç gıtmeyenler
TOPLAM CEVAP
Profil'93
24.6
19.0
33.5
22.9
992
Profil'97
15.6
16.6
39.1
28.7
988
Sinemaya gitme alışkanlığı
Devamlı gidenler
Sık sık gidenler
Ara sıra gidenler
Hiç gitmeyenler
TOPLAM CEVAP
Profil'93
1.9
3.6
15-1
- 79.4
2000
Profil'97
1.9
3.9
16.6
77.6
1970
• Sinema, tiyatro ve konser gibi
etkinliklere son derece uzak duran
toplumun en sosyal kesimini yüzde 63
oranıyla 'kabul günü' duzenleyen ev
kadınlan oluşturuyor. En çok halk müziği
dinleyen toplumun, gelir dağılımındaki
bozulma nedeniyle son yıllarda şans
oyunlanna yöneldiği görülüyor.
gitmeyenlerin oranı yüz-
de 92.8 iken 1997'debu
rakam yüzde 86.8 olarak
beliriyor.
Yüzde 49.9 oranıyla en
çok Türk halk müziği,
yüzde 27 Türk sanat mü-
ziği, yüzde 19.8 ile ara-
besk müzık ve yüzde 17.4
ile Türk pop müziği din-
leyen Türk halkının, top-
lam yüzde 5.4'ü yabancı
pop ve rock dinlerken,
yüzde 5.1 'lik bölümü ise
müzikten hoşlanmıyor.
Kitap okumayanlann ora-
nında yüzde 8'lik bir azal-
ma olması ve hiç okuma-
yanlann yüzde 44.9 ile
azınlıkta kalması, bir baş-
ka olumlu sonuç.
Ders kitapları dışında en son ne
zaman kitap okuduğu
Hiç okumadım
Uzun zamandır okumuyor
Son 1 yıl-6 ay içinde
Son 6 ay-3 ay içinde
Son 3 ay-1 ay içinde
Son 1 ay içinde
TOPLAM CEVAP
Profil'93
%
52.1
31.2
2.5
1.7
2.3
10.2
1729
Profil'97
%
44.9
23.2
7.2
3.9
5.8
15.0
1631
tılmayan halkın. gece
kulübü ve barlara daha
çok gitmeye başladığı gö-
rülüyor. 1993'ten bu ya-
na bu yerlere gidenlerin
sayısında yüzde 14 gibi
bir artış var. 1993'de bar
ve gece kulübüne "hiç"
Şans oyunlanna
ilgi büyük
Şans oyunlanna yönel-
mede ise yüzde 7 oranın-
. da bir artış görülüyor. Hal-
kın yüzde 52'si Milli Pi-
yango, yüzde 27'si kazı
kazan, yüzde 23 'ü de Spor
Toto oynuyor. Bu verile-
rin ışığında Türk halkının
ekonomik durumu ünlü
romandaki mirasyedi Ob-
lomov'un refahı ile aynı
seviyede değilse de hare-
ket(sizlik) "kabSyeti" açı-
sından, önemli bir örtüş-
me gözleniyor.
tstanbul'da Çırağan Kempinsky Oteli'nin boğaza bakan hav uz başında Sheebagü-
neşin, denizin tadını doya do> a çıkanyor ve durmaksızın yeni dosdar cdiniyor.
Sheeba IsUuılnılMa
• Teksas'ın bir kasabasında yaşayan küçük bir kız, yoksul ailesirûn
gezilere çıkacak parası olmadığından oyuncak ayısı Sheeba'yı dürıyayı
gezmeye yolladı. Elden ele, ülkeden ülkeye dolaşan Sheeba,
maceralannı, gördüklerini mektupla küçük kıza iletiyor. Sheeba bir
haftadır İstanbul'da konuk. Hem de Çırağan Kempinsky Oteli'nde.
AYDIN ENGtN
e-posta : tan (â prizma.net. tr
Adı Sheeba. Kimi-
leri onun bir ayıcık ol-
duğu kanısında, kimi-
leri de minik bir kö-
pekçik. Kimileri de,
"Bir maskara yaraük
işte" demeyi yeğliyor.
Ama herkes onu sevi-
yor.
Sheeba'nın boynun-
da küçük bir mektup-
çuk var. Ingilizce bir
mektup. En üstte adre-
si var: Baylas, 11318
Candle Park, San An-
tonio, Texas 78249.
Sonra da kısa bir not:
'"Merhaba. benim
adun Sheeba. Ailem parasızhktan seyahat
edemiyor, o >üzden onlar için ben geziyo-
rum. Beni 2-3 gün için yanınıza ahp konuk
edin. Maceramı kaleme ahn ve \ ukandaki
adrese bir kartpostal ile birlikte gönderin.
Daha sonra lütfen beni herkese açık bir ye-
re bırakın ki beni başka birisi alsın._"
Sheeba'nın, yoksul çiftçi ailesinin küçük
kızının yanından aynlıp dünyayı gezmeye
başladığından bu yana nerelere gittiği tam
olarak bilinmiyor. Bilinen en son Avustral-
ya'da birkaç gün konuk olduktan sonra Tay-
land'a geldiği ve Bankong'da gezip tozdu-
ğu. Bankong'daki ev sahibi onu bir Ame-
rikalıya, Henry P. Sears'a vermiş ve She-
eba da böylece tstanbul'a gelmiş. Sheeba
şimdi Istanbul'un en güzel göründüp bir
otelde, Çırağan Kempinsky'de konuk. Et-
rafında bir sevgi çemberi. Herkes She-
eba'yı ağırlıyor. Geçenlerde birkaç günlü-
ğüne Bostancı'ya gitti ve 15 aylık Zeynep
Naz Ankan'la tanıştı. Iki bebek pek gü-
zel anlaştılar. Birlikte fotoğraflan çekildi.
Istanbul kartpostallan eklendi. lstanbul'u
anlatan mektuplaryazıldı. Teksas'ın San An-
tonio kasabasındaki yoksul Baylas ailesi-
nin küçük kızı şimdi lstanbul'u az daolsa
tanıdı.
Otelin resepsiyonunda Sheeba'nın öncelikleri var. Yani çok
torpfllirÖteki müşteriler sıralannı beklemek zorunda.
Bu akşam Sheeba için Çırağan otelinin
havuzbaşında bir parti veriliyor. Kempinsky
otelinin resepsiyonunda çalışan güzel ab-
lalar. yakışıklı abilerle birlikte bir güzel
eğlenecek.
Bu bir veda partisi. Çünkü Sheeba cu-
ma günü Berlin'e uçacak. Berlin'den son-
ra? Bu henüz bilinmiyor. Belki Grand Ca-
nana adasında birtatil yapacak, belki Ams-
terdam kanal gezisine çıkacak.
Sheeba'nın dünya turu 20 aralıkta bite-
cek. 24 aralıkta Noel yortusunda evinde
olması gerekiyor. Boynundaki mektupçuk-
ta bu özellikle belirtilmiş: "Beni 20 Arauk
1997'den sonra se\ diklerime gerigönderin.
Geri dönmezsem küçük sahibemin kalbtkı-
nhr"
Sheeba küçücük bir kızın çocuksu bir
mutluluk arayışiyla yollara düşmüş. Ne tu-
haf. Sheeba gittiği her yerde mutluluk sa-
çıyor. Bugünlerde lstanbul'da gözlerinin
içi gülen gencecik kızlar, delikanlılar gö-
rürseniz, Kempinsky Çırağan'ın resepsiyon
ya da danışmasında çalışıp çalışmadıkla-
nnı sorun. Büyük olasılıkJa. "Aaaa, evet,
nerden bfldiniz" diyeceklerdir. Sonra da
Sheeba'yı sorun. Göreceksiniz mutluluk
size de ulaşacak.
LJüşlerdeki
kış geliyor
Beymen 1997-98 sonbahar-kış koleksiyonlannı önceki gün
Svvissotel'de düzenlenen bir defıleyle ba\i ve personeline
tanıttı. "Düşlerdeki kış" temasıyla tanıülan 7 değişik
koleksiyon. aralannda Begüm Özbek, Deniz Pulaş, Boray
Dündar, Derya Tıregül \e çocuklann da bulunduğu 60
manken tarafından 250 metrekarelik si\ah-be>az bir
podvıımda sunuldu. Beymen Genel Müdürü Nur Akgerman
defDe öncesinde yapüğı konuşmada, günün her saatine
alternatif sunan Beymen koleksiyonlan ile düşlerin gerçeğe
dönüşebileceğini belirtirken. bu sezon da özgün
tasanmlanyla Türk modasına yön vereceklerini söyledi.
Defilede Be\men Club, Bejmen Academia. \ersace V2,
Beymen Kadın, Bevmen Erkek ve Bevnıen Kids üriinleri
tanıüldı. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
İlginç olaylar ülkesi
Böyle şeyler
'yalnızca'
ABD'de olur
WASHINGTON (A.\) - ABD, "tuhaf ve il-
ginç'' olaylann yaşandığı ülkeler arasındaki li-
derliğini sürdürüyor. Tennessee eyaletinde bir
adam, eşinin kadınlık organını Japon mucize-
si "süper zamk" ile kapattı.
Franklin James adındaki ."Vmerikalı bu ey-
leminı, başı ağndığı için hap alan eşi uyurken
gerçekleştirdi. Teresa James, ancak sabah
uyandığında olayın farkına vardı ve hemen
bir sağlık kuruluşuna başvıırdu. Kızgın koca,
"Beni aldanyordu, bir ders vennek istedun"
dedi. Teresa James, önce kocasından şikâyet-
çi oldu. Ancak Franklin ile Teresa daha son-
ra banştılar.
Burun ısıran yargıç
West \r
irginia'da bir yargıç, bir eve girmek-
le suçlanan sanığın burnunu ısırdı. Sanık Bifl
Witten'ın kefalet ile serbest bırakılma talebi-
ni reddeden yargıç Joseph Troisi, çılgına dö-
nerek cübbesinı yere attı ve Witten'e önce tü-
kürdü, sonra da burnunu ısırdı. Bill VVitten'in
burnundan küçük bir parça yitirdiği bildiril-
di. FB1 ve eyalet polisi olayı soruşturuyor.
Olay. "Demir Yumruk" MikeTyson'un, raki-
bı ağırsikletboksşampiyonuEvanderHoDy-
field'ın kulağını ısırmasından sonra yasandı.
MkhadZJmmeradlı Amerikalı, kendısıni
öldürmeleri için iki katil kiralayan kansı le-
hinde ıfade verecek. Zimmer, 12 yıla kadar ha-
pis cezasına çarptınlabilecek olan Joyce Zim-
mer için savcılığa suçlamalardan vazgeçilme-
sini önerdi. Michael Zimmer. eşı lehınde mah-
kemede ıfade vereceğini söyledi. Joyce Zim-
merise kocasının 250 bin dolarlık hayat sfgor-
tasını alabilmek için Michael'ın öldürülmesi-
nı planladığım kabul etti. Kiralık katiller, Mic-
hael Zimmer'i bıçaklayarak ve beyzbo! sopa-
sı ile döverek öldüreceklerdi. Mahkeme sürer-
ken, Zimmer, kansı için, "Onun kalbi albn gi-
bidir, ilelebet onunla birlikte olacağun"diye
konuştu.
Harita bırakan mahkûm
Alabama eyaletinde, hapısten kaçan bir
mahkûm, saklanacağı yerin adresinı yazdığı
kâğıdı hücresınde unuttu.
John Patrick. hapisten kaçtıktan sonra doğ-
ruca yakın bir arkadaşının evine gıttı. Ancak
kâğıdı ve üzerindeki haritayı bulan polis. Pat-
nck'i dostunun evinde dınlenırken yakaladı.
lllinois'te BennieCarson adındaki bir adam,
göğüsleri "anormalderecede büyük" striptiz-
ci kızlann dans ettıği birbara gitti. Carson. sah-
nenin dibinde neşeyle birasını yudumlayarâk
gösteriyi izlerken, striptizcı kızın göğüslerin-
den birinı kafasına yedi. Kızın göğüslerinden
her birinin 20 kılo ağırhğmda olduğu kayde-
dildi. Carson önce hastaneye gidip gerekli te-
daviyı gördü ve sonra bar aleyhine dava açtı.
Boynunda ve başında ağnlan olan Carson,
gece kulübünden 200 bin dolar tazminat isti-
yor. Carson, "müşterilerin, kızlann göğüsleri-
nin varatabileceği tehlikeler konusunda önce-
den uyanlmalan gerektiğini" savunuyor.
SÖYLEŞİ ATTİLAİLHAN
NATO 'Yanılsaması'!..
Sonradan duyulmuştu, meraklısı elbette bilir.
1950 seçimlerindeki ağır yenilgiden sonra,
Isrnet Inönü, iktidan Celâl Bayar'a devredecek-
ti: ikisi de aynı siyaset ocağında yetişmiş, yıllar-
ca aynı partide bulunmuş, aynı hükümette yan ya-
na çahşmışlar; açık açık konuşuyoıiar; Celâl Bey,
en çok merak ettiğini Inönü'ye soruyor: "- NA-
TO'ya neden girmediniz Paşam?" Ismet Inö-
nü'nün cevabı pek meşhurdur: "-...a Celâl Bey,
onlar aldılar da, biz mi girmedik?"
Soru ve cevap, ikisi de, Türkiye'nin siyaset ha-
yatına handiyse yanm yüzyıl 'hükmetmiş' iki po-
litikacının, nasıl ve hanği noktada buluştuklannı
pek güzel gösterir. Gâzi'nin aksine, 'Sistem'le
entegrasyon, yâni kaynaşmaanyorlar; nedeni de,
belli: bakmayın siz, CHP/DP arasındaki mücade-
lenin 'şiddetine', bu iki kişiden biri, Ismet Paşa,
ülkemizdeki oligarşik iktidar çekirdeğinin 'bürok-
rat' kanadına; ötekisi Celâl Bayar, burjuva kana-
dına lideriik etmektedir; yâni uyuşmazlıklan yüzey-
de, hele o yıllardaki burjuvazinin henüz emekle-
diği düşünülürse!..
O zaman görülen nedir? Türkiye'yi yönetenler
(bürokrasi+burjuvazi), 'Sistem'in (Bat'nın) hima-
yesini anyoriar. Dikkat isterim, bu 'himaye', Sıvas
Kongresi'nin 'reddettiği' himayedir. lyi de, niçin
lüzum görüyorlar buna? Sebeb malûm, savaş
sonrasında, Stalin/Beria yönetimindeki Rusya,
Doğu'ya ve Batı'ya doğru 'yayılmaktadır'; hem za-
fer kazanmış, üstelik nükleer bir güç; bir bakıma
Türkiye'nin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor; an-
cak Batı'nın savunma sistemine (NATO) katlırsa,
dengeyi sağlamış olacaktır. Çünkü, o da nükleer!
Burası anlaşıldı mı? Böyle bir tehdit ne derece
vardı, o ayn birtartışma konusu; insanın kafasını
kurcalayan soru başka: Türkiye savaş boyunca,
resmen 'silâhlı tarafsızlık' politikasını gütmüştü; Inö-
nü ve Bayar, Ruslardan niye korkuyor? Şundan:
Ankara, -hele Hitler SSCB'ye saldırdıktan son-
ra- Berlin'le Rusya aleyhine bazı gizli ve karışık
ilişkilere girmişti; üstelik, yenilgiden sonra, Mos-
kova'nın bunlan Alman Hariciyesi'nin arşivinden
öğrendiğini biliyordu. Besbelli, o ilk 'tarihi buluş-
ma'da Bayar'ın sorusu da, Inönü'nün cevabı da
bu zeminden geliyor.
Kore 'faturasr...
Sonuç ne oldu? O biliniyor Kore 'faturasını'
ödeyip, Menderes, Türkiye'yi NATO 'şem-
siyesinin' altına sokar; sokar da, ne olur başta Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin 'ulusal savunma anlayışı'o\-
mak üzere, zamanla pek çok şey -Türkiye'nin aley-
hine olmak üzere,- değişir; böyle olduğu da, ko-
lay kolay anlaşılmaz!
Ister misiniz bir örnekle konuşalım: Mustafa
Kemal Paşa, 1 Kasım 1937'de -ölümünden bir
yıl önce-, Meclis'i açarken, bir manada 'vasiye-
ti' sayabileceğimiz, şu sözleri söylemiştir:
"...endüstrileşmek, en büyük millî davalan-
mız arasında yer almaktadır. Çalışması ve ya-
şaması için ekonomik elemanları memleketi-
mizde mevcut olan, büyük küçük, her çesit sa-
nayii kuracağız ve işleteceğiz. (Buraya. dikkat!)
En başta vatan müdafaası olmak üzere, ürün-
lerimizi değerlendirmek, ve en kısa yoldan,
en ileri ve müreffeh Türkiye idealine ulaşabil-
mek için, bu bir zarurettir".
Bunun uygulamadaki adı, ne? Başta savunma
sektörü olmak üzere, 'kamu öncülüğünde hızlı
sanayileşme', öyle mi? Peki, NATO'ya girdikten
sonra, söylenenleri ve yapılanları hatırtar mısınız?
Hiç unutmam, Donanmamızın geliştirilmesi gün-
deme gelmişti; Celâl Bayar, o inanılmaz sözü
söyledi: "-...ABD'nin VI. Filosu Akdeniz'de do-
laşıyor, buna ne gerek var?" Türkiye Havacılık
Sanayii teşebbüsüne girmişti: Kayseri'de Uçak
Fabrikası kurulmuştu; hatta -galiba Mısır'a- uçak
satmıştık; nasıl olsa daha iyisi, daha moderni
VVashington'dan gelecektir diye, o fabrikayı ka-
pattık. Bunlann 'yanlış' olduğu, ancak Kıbns kri-
zinden sonra, Ankara'nın kafasına dank diyebi-
lecektir.
Inönü/Bayar ikilisı artık rahattı: Türkiye'nin sa-
vunması, NATO kapsamındaki 'Topyekûn Muka-
bele Stratejisinin' güvencesi altına alınmıştı; yâ-
ni ne demek, SSCB, hangi NATO üyesinin kılına
dokunursa dokunsun, ittifakın (ABD'nin) nükleer
caydırma gücü devreye girip, Doğu Bloku'nu
yerle bir edecek! Moskova'daki Nomenklatura
'çetesi'nin, Türkiye'ye saldırmadan önce, külâ-
hını önüne koyup düşüneceği varsayılıyordu. Bu
bir. Ikincisi de, şu: belâ kuzeyde olduğuna göre,
Türkiye'nin 'Savunma Anlayışı'r\\n bu konsepte
göre örgütlenmesinin zorunlu olduğu!
Gerçekte bu, ikili biryanılsamadır('Yan//sama',
illusion anlamına); öyle olduğu da, hem soyut, hem
de somut düzeyde, geçen sonraki on yıl içinde
görülmüştür; buna rağmen, Inönü/Bayar ikilisi,
belki komünizm paranoyası, belki ufuklannın dar-
lığı, belki -Fâlih Rrfkı'nın saptamış olduğu- 'ileri
Tanzimatçı' nitelikleri yüzünden, yanılsamada ıs-
rar etmişlerdir.
Pratikte, yanlışlık nasıl mı görülmüştür? Onu
da, ayrıca konuşuruz.
http^/ www. prizma.net tr/ A İLHAN
httpV/www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm