Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 1997 PAZARTESİ
HABERLER
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dokunulmazlıkların kaldınlmamasından ANAP ve DSP'lileri sorumlu tuttu
'Hiıkümet sorunları çözemedT• CHP lideri Baykal, hükümetin 4 aydır sorunlann çözümü
için hiçbir somut adım atamadığını, sorumluluklannı yerine
getirmediğini söyledi. CHP, DYP'nin '98 bütçe tasansı
görüşmeleri sonunda "hükümeti düşürme" planlanna olumsuz
yanıt verdi. Algan Hacaloğlu, beyaz oy vereceklerini, ancak
bütçenin sorumlusu olmayacaklannı belirtti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 55.
hükümetin göreve başlamasından bu
yana. ülkenin içinde bulunduğu sonın-
lan çözmek için taşıdığı sorumlulukla-
nn hiçbırini gerçekleştiremediğini söy-
ledi. Baykal, "Susurluk'un aydınlaül-
manıasının. \ asama organını zor duru-
ma sokacağını'* da kaydetti.
Baykal. CHP Kadın Kollan tarafın-
dan açılacak olan kadın-danış projesini
mali açıdan desteklemek amacıyla dü-
zenlenen kermeste yaptığı konuşmada.
hükümeti eleştirdi. Hükümetin iktidar-
da bulunduğu 4 aydan beri sorunlann
çözümü için hiçbir somut adım atama-
dığını belirten Baykal, Susurluk olayı-
nın Mehmet Ağar ve Sedat Bucak ile
kişiselleştirilmemesi gerektiğini söyle-
di. Baykal. "Susurhık'un aydınlatılma-
sı konusunda karar ahnamıyorsa, yasa-
ma organı Susurluk'un aydınlaülması-
nı engelli>or demektir. Bu çok ağır bir
hüküm olur. TBMM'nin böyle bir du-
ruma düşmesine izin verilmeyeceğini
umuyorum" dedi.
lki milletvekili için TBMM'ye gelen
fezlekelerin görüşüleceği komisyon
toplantısına ANAP ve DSP milletvekil-
lerinin katılmadığını anımsatan Baykal,
dokunulmazlıklann bu yüzden kaldın-
lamadığını söyledi. TBMM Başkanı
Hikmet Çetin'in bu konuda bir hazıriı-
ğı olduğûna değinen Baykal, bu çalış-
maya destek verileceğini umduğunu
bildirdi.
Baykal, Başbakan Mesut Yılmaz'ın
"Bu kış zor geçecek" sözlerini de eleş-
tirerek "Bu laş zor geçecek diye mete-
oroloji haberleri veriyoriar. Yazm w son-
baharın nasıl geçtiğinin farkmda mı bu
hükümet? VeUlerin çoçuklanıu okulla-
ra nasıl kaydettirdiklerinin, nasıl odun
aldıklannın farkmda mı? Hükümetin
görevi bunun uyansında bulunmak de-
ğfl, hazirandan itibaren bunun öıüemk-
rini almaktT diye konuştu.
Arash: kadmlara görev düşüyor
CHP Grup Başkanvekili Oya Arash
da konuşmasında, Türkiye'nin üzerin-
deki kara bulutlann dağılmasında ka-
dınlara çok büyûk görevler düştüğünü
belirtti. Arash, aydınlık düşünen kadın-
lann katkısı sürdükçe gelecek için en-
dişelenmeye gerek kalmayacağını söy-
ledi.
DYP'nin 1998 yılı bütçe tasansı gö-
rüşmeleri sonunda "hükümeti düşür-
me" planlanna, CHP'den olumsuz ya-
nıt geldi. CHP Genel Başkan Yardım-
cısı Erol Çevikçe, DYP Genel Başkanı
TansuÇffler'ineşi ÖzerÇiDerile görüş-
tüğü savlannı yalanlarken "Ne yüzûnü
gördüm, ne 300 metreyaknunda oldum.
Hükümetin düşürülmesi falan da gün-
demdedeğa" dedi. TBMM Plan ve Büt-
çe Komisyonu'nun CHP'li üyelerinden,
İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu
da "Bütçeye ohımlu oy verecegiz, ancak
bu bütçenin sahibi değüiz" diye konuş-
tu.
Bütçe görüşmeleri sürecinde kulis-
lerde, DYP'nin CHP ile hükümet ku-
rup, RP'nin dışandan desteğini sağla-
yarak ülkeyi seçime götürme planlan
yeniden gündeme getirildi. CHP'lilerin
bütçeye olumsuz oy vermesi sağlanarak
hükümeti düşürme planlan yapılırken
CHP tarafindan bu senaryolara destek
verilmedi. CHP Genel Başkan Yardım-
cısı Erol Çevikçe de hükümeti düşürme
senaryolan kapsamında Özer Çiller ile
görüştüğü haberlerini yalanladı. Özer
Çiller'i tanımadığını, >r
üzünü bile gör-
mediğini bildıren Çevikçe, "O çevrey-
le uzaktan yakından Ogün yok. Tansu
Çiller ile de özei bir tanışıkhğım yok.
Hükümetin düşürülmesi de gündemi-
mizde değfl" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nun CHP'li üyelerinden Algan Ha-
caloğlu da bütçeye kırmızı oy verecek-
leri söylentilerini yalanladı. Hacaloğlu,
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken
"Bunlan nereden çıkanyorlar, anlamı-
yorum. Böyle bir şe> söz konusu değiL
Biz bu bütçeyi eleştireceğiz, doğrulan
söyleyeceğiz. Genel Kurul'da oylanırken
ise beyaz oy vereceğiz. Ancak bu bütçe-
nin sahibi değüJz" dedi.
15'iterörîst
21 kişi öldü
• DİYARBAKIR /
PERVARİ (Cumhumet) -
Şırnak'ın Beyrüşşebap
ilçesi kırsal alanında
güvenlik güçleri tarafindan
sürdürülen operasyonlarda
15PKK'liöldürüldü.
Siirt'ın Pervari ilçesi
Doğan Köyü'nde,
ormandan dönen köylüler,
bir grup bölücü teröristin
silahlı saldınsma uğradı.
Açılan ateş sonucu, geçici
köy korucusu Übeyit
Benek ile Ebdullah Benek,
Emin Benek, Yusuf Benek,
Ahmet Babat ve Ömer
Babat öldü. Üç köylüyü de
yaralayıp traktörü ateşe
veren teröristler,
karanlıktan da yararlanarak
kaçtılar.
Sezgin'in uçağı
arızalandı
• ANKARA (AA)-
Başbakan Yardımcısı ve
Milli Savunma Bakanı
lsmet Sezgin'i lstanbul'a
götürecek askeri uçak,
anzalanarak zorunlu iniş
yaptı. Edinilen bilgiye göre
lsmet Sezgin, dün sabah
lstanbul'a gitmek üzere
Güvercinlik
Havaalanf ndan askeri bir
uçakla aynldı. Ancak
uçakta. havalandıktan kısa
bir süre sonra elektrik
anzası meydana geldi.
Askeri uçak, bunun üzerine
geri dönerek Güvercinlik
Havaalanı'na zorunlu iniş
yaptı. Milli Savunma
Bakanı Sezgin. yaptığı
açıklamada. endişe
edilecek bir durum
olmadığını, başka bir uçak
ile lstanbul'a gideceklerini
belirtti.
Tank mermisi 2
çocuğu öMürdü
• GAZİANTEP (AA) -
Gazıantep'te, tugay atış
alanında bulduklan tank
mermisinin altında ateş
yakan 2 çocuk, merminin
patlaması sonucu hayatını
kaybettı. Alınan bilgiye
göre Şahınbey ilçesine
bağlı Geneyik köyü
yakınmdaki 5. Zırhlı Tugay
atış alanında patlamamış
tank mermisi bulan Ahmet
Koyuncu (14) ve Mehmet
Maslak (13), mermiyi iki
taşın üzerine koyarak
altında ateş yaktı.
Merminin, ısınmanm
etkisiyle patlaması sonucu
iki çocuk da yaşamını
yitirdi.
ÇYDO'den 8 yıla
destek
• ŞANLIURFA
(Cumhuriyet) - GAP'ta
incelemelerde ve
görüşmelerde bulunmak
üzere Şanlıurfa'ya gelen
Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği
üyeleri, 8 yıllık kesintisiz
temel eğitime destek
amacıyla Ankara'da
düzenledikleri kermeste
elde ettikleri araç-gereç ve
kırtasiyeleri 11 Nisan
llköğretim Okulu'na
verdiler. Vali Şahabettin
Harput'u makamında
zıyaret eden Dernek Genel
Başkanı Anfe Gürel ve
beraberindekiler, derneğin
amacının Atatürk ilke ve
inkılaplan doğrultusunda,
kadınlann sosyal ve
kültürel haklannı korumak
ve yaşatmak olduğunu
vurguladı.
Eyüp Aşık: Susurluk'un kapatılmasını isteyenler var, işimizin kolay olmadığını biliyoruz
Okuyan: Çiller'den hesap sorulacakANKARA/BURSA (Cumhuri-
yet) - Devlet Bakanı Eyüp Aşık,
Susurluk olayından, bazılannın si-
yaseten zarar görecek olmasına
rağmen gen adım atmayacaklan-
nı belirterek "Susurluk ola>ının
üzerini örtmeyeceğiz" dedi.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Yaşar Okuyan ıse DYP Genel
Başkanı Tansu ÇUlerden TBMM
ve yargı önünde hesap sorulacağı-
nı, bundan dolayı şimdiden hazır-
lık yapması gerektiğini söyledi.
ANAP Bursa ll Örgütü'nün
"Genişletilmiş tl Drvan Toplano-
sı"na katılan Aşık, burada gazete-
cilere yaptığı açıklamada, 3 Ka-
sım 1996'da Susurluk'ta meydana
gelen kaza sonrasında. kamuoyu-
na duyurulan bilgi ve belgelerin
yüzde 80'ini, kendilerinin ortaya
çıkardığını söyledi. Bu belgeler
sayesinde, 2 milletvekilinin doku-
nulmazlığınm kaldınlması için
mahkemelerden talep geldiğini ve
birçok emniyet görevlisinin tutuk-
landığını anlatan Aşık, son gün-
lerde ortaya atılan 'Yeni belgeyok-
tur' şeklindekı ıddialannın doğru
olmadığını kaydetti. Susurluk ola-
yıyla ilgili tüm aynntılann açıklı-
ğa kavuşturulacağını ümit ettiğini,
ancak bunun kolay olmadığını
vurgulayan Aşık, "Bu isin açıkb-
ğa kavuşturuhnasuu isteyenler ka-
dar, istemeyenler de vardır. Dosya-
lann kapaulmasına gayret göste-
renler vardır. Hatta bunun üzeri-
ne vatan sevgjsini katarak,' Vatan
için yapılmış" diyerekörtülmesini
isteyenler de var. O bakundan, işi-
mizin kolay nhnariıgını biüyorum"
dedi.
Yaşar Okuyan ise ANAP Genel
Merkezi'nde düzenlediği basın
toplantısında, yerel yönetim re-
form tasansı üzerinde durdu. Ida-
n yapıda giderek artan merkezi-
leşmenin, en küçük sorunlann bi-
le Ankara'da çözümlenmesini zo-
runlu kıldığına işaret eden Oku-
yan, TBMM'deki bütün minetve-
killerini bu tasanrun kabulü için
katkı yapmaya çağırdı.
Okuyan, bir RP yöneticisinin,
55. hükümeh "El Nino"ya benzet-
tiğini anımsatarak "Peki 54. hükü-
met neye benziyordu? El Hıımey-
niye mi, El yaleUiye mi? El Humey-
ni hükümetinin taraftarhğuu va-
panlann 55. hükümetedi] uzatma-
ya haklan yoktur" dedi.
Çiller'in de "Bindirilmiş krta-
lan topladığı me> danlarda, 'Bu ik-
tidar nüuetin değil, emret genera-
fim iktidandır' " dediğine dikkat
çeken Okuyan, Çiller'in daha 5 ay
önce Genelkurmay Başkanı'na
"Bana destek verin tek başuna ik-
tidara geleyim, RP'yi tasfîye ede-
rim" dedığinı öne sürdü ve "Ç3I-
ler'in o zaman aklı neredeydi? Ni-
ye millete gitmek yerineGenelkur-
may Başkanhğı'nın kaptsında ik-
tidar anyordu" diye sordu. Çil-
ler'in davranışlanrun Alman Fo-
cus dergisinde yer alan "Şeytanı
bile olmayan kadm" tanımına çok
uyduğunu idda eden Okuyan şöy-
le devam etti:
•'Kendisinden 3 aşamah hesap
sorulacak. Şimdiden haarlık yap-
sın. Kendisi de bunu bildiği için ge-
ce mezariığın yanuıdan geçen insa-
nın ıshkçaiması gibi.' Ben burada-
yım, hesap sorun' diye ucuz kaba-
dayıhk yapıyor. Bu hesabuı birin-
ci aşaması hem TBMM'de hem de
yargıda sorulacak. Turban'ın, 400
bin lira> 140 trilyon lira >apmanın.
Tofas'ın, örtülü ödeneğin. Susur-
luk'un hesapı sorulacak. Haberi
obun da şimdiden kendisini savun-
mak üzere en az 100 ceza avukaü
tutsun. İkinci aşaması ilk genei se-
çünde sorulacak. Sandıkta bunca
iddianın hesabını halka nasıl vere-
cek. Sonraki hesap ise AUahın hu-
zurunda. Onda da sınıfta kalacağı
muhakkakür."
Türk medyasında kadın
'DYP lideri
olumsuz bir
örnek oluşturdu'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Alman Kül-
tür Merkezi'nce düzenle-
nen "Türk Medyasında
Türk Kadını" konulu
sempozyumda konuşan
gazetemiz yazarlanndan
Şükran Soner kadınlar
açısından hukuksal alan-
da elde edilen haklann,
toplumsal yaşamda kitle-
selleşmemesinin yaşanan
birçok sorunun kaynağı
olduğunu söyledi.
Alman Kültür Merke-
zi'nde önceki gün düzen-
lenen sempozyumu yöne-
ten 68'liler Birliği Vakfı
eski Genel Başkanı Neda
Ülkü, medyanın, kadınla-
ra, iyi bir eş, kocasını
mutlu eden kadın rolleri-
nin yanında. bir de "bar-
bi bebegi gibi güzel ouna"
gerekliliğini dayattığını
söyledi. Şükran Soner.
sempozyumdakı konuş-
masında, medyanın.
"Türldye'deld hastahkla-
nn en kötü örneğj" oldu-
ğunu söyledi. Küreselleş-
me ve 12 Eylül darbesinin
toplumda büyük bir de-
formasyon yarattığını be-
lirten Soner, kadın hare-
keti açısından yaşanan
olumsuzluklann, kendıli-
ğinden düzelmesıni bek-
lemenin "saflık" olduğu-
nu vurguladı. Soner. ''Çil-
ler, kadınlar açısından
çok olumsuz bir örnek ol-
du. Sanşın, i>i ghlmli baş-
bakanunızuı ABD Başka-
nı'nıgüzettiğiyle nasıletki-
lediğini anlatan köşe ya-
zarlanyla büyüttük yeni
nesK" dedi. '
Milliyet gazetesi ya-
zarlanndan Z«ynep Ond,
konunun "medvanm çab-
şaıu, konusu ve tüketkisi
olarak kadın" şeklinde
ele alınması gerektiğini
belirtti. Medyanın, kadın-
lara sadece tüketici gö-
züyle baktığını söyleyen
Oral, promosyon konu-
sundaki uygulamalann
bu bakış açısından kay-
naklandığını söyledi. O-
ral, "1980'Kvıuardan son-
ra, topluma asılanmaya
çahşılan düşünceler şun-
lardı: Yükselen değerler,
değişim. tşbitiricUik. ide-
olojiler öldü, yaşasnı bi-
reysel özgürlük. Bunlar
demokrasinin kaçındmaz
unsurlan gibi sunutdu"
dedi. Aydınlık dergisi ya-
zarlanndan Şule Perinçek,
medyanın kadına yaklaşı-
mının erkek egemen ba-
kış açısıyla örtüştüğünü
belirtti.
Aydmhk İçin Yurtta; Girişimi Ankara'da Susurluk için Mecfis'i uyanh. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY)
'Suçlukıryargıya tesüm cdils'm'
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Aydınlıklçin Yurttaş Girişi-
mi 'nin Susurluk konusunda Mec-
lis'i uyarmaya yönelik eylemi
dün Ankara'da gerçekleştirildi.
Eylem için Türkiye'nin çeşitli
kentlerinden gelen yurttaşlar,
"Susuriuk'u unutmayahm",
"Suçiananlar yargıya tesBm edil-
sjn" çağnsında bulundular.
Aydınlık İçin Yurttaş Girişi-
mi 'nin dün Güvenpark'ta gerçek-
leştirdiği eyleme yaklaşık 250 ki-
şi katıldı. Beyaz karanfıller ve ba-
lonlar taşıyan protestocular, da-
vul ve zuma eşliğinde halay çek-
tiler. "Susuriuk'u unutmavahm",
"Suçlananlar yargıya teslim edil-
sin", "Ya çete düzeni ya sosya-
Bzm" yazılı pankartlar açılan ey-
lemde, "ÇetelerMedis'te,öğren-
ciler hapiste", "Çetelerin hesabı-
nı emekçiler soracak", "Çüler,
Ağar, Bucak yargılansın'', "Çete-
ler değü, üretenler yönetsm" slo-
ganlan ahldı. Aydınlık İçin Yurt-
taş Girişimi adına yapılan açıkla-
mada; parlamenter, demokratik
sistemin sağlıklı ve ahlakh ışle-
mesinin hedeflendiği kaydedildi.
Açıklamada, milletvekillerinden
dokunulmazlıklann kaldınlması
ve suçlananlann yargıya teslim
edilmesi istendi.
Eyleme, Ankara Bağımsız Mil-
letvekili Gökhan Çapoglu ve ka-
patılan DEP'te milletvekili ola-
rak görev yapmış olan Sum Sakık
da katıldı.
İbrahim Tekbudak'ın avukatı Değirmenci, Danıştay'a başvurarak karara itiraz etti
Kol kıraıı polisler yargdanmayacak
NECATİ AYGIN
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-
tbrahim Tekbudak adlı gencin kolunu
kıran polislerle ilgıli olarak Izmir ll
Idare Kurulu, "yargüanmalanna gerek
yok" karan verdi. Tekbudak'ın avukatı
Nedim Değirmenci, sanık polislerin
belirlendiğini, müvekkılinin kolunun
sanıklar tarafindan kınldığını öne
sürerek karara Danıştay'a başvurarak
itiraz etti. Avukat Değirmenci,
Danıştay'dan olumlu yanıt alamadıklan
takdirde Avrupa Insan Haklan
Komisyonu'na başvuracağını açıkladı.
1996'da Konak Alanı'nda düzenlenen 1
Mayıs kutlamalan sırasında çıkan
olaylarda, güvenlik güçlerince gözaltına
alınan tbrahim Tekbudak'ın kolu
kınlmış, Tekbudak, kolunu kıran
polisler hakkında suç duyurusunda
bulunmuştu. Yapılan soruşturma
sonucunda sanıklar Hakan Kıhçarslan,
Faruk Eröz, Ahmet ÖzdemircL Gültekin
Oğuzhan, Cihan ÇetinkoL, Metin
Menzirciler. Tahir İdare, Adnan Ozcan,
Gökhan Kurt, Aykut Aslan. Erhan
Fescekoğlu, Sülevman Akkurt, Yücel
Başak, Vehbi Ydmaz, Murat Tosun
hakkında Izmir Cumhuriyet
Savcıhğı'nca soruşturma açıldı. Ancak
sanıklann memur olması nedeniyle
soruşturma dosyası görevsizlik
karanyla Izmir ll Idare Kurulu'na
gönderildi.
Vali Yardımcısı Mahmut Kaya
başkanhğında toplanan il idare kurulu.
memurlann yargılanmalanna gerek
olmadığı karannı aldı. Izmir tl İdare
Kurulu'nun sanık polisler ile ilgili
karannda şu görüşlere yer verildi:
"Müşteki tbrahim Tekbudak'm
1^.1996 tarihinde Konak eski balık haB
önünde 1 Mayıs toplanblan nedeniyle
yapılan gösteriye, başka bir noktadan
kanhnak isteyen gruba izin verihnemesi
sonucu çıkan kargaşada, olayla hiçbir
ilgisi olmamasuıa rağmen polis
memurlan tarafindan dövüldüğünü
iddia ve şikâyet etmesi üzerine bu
dunımdan sorumlu sanıklar hakkında
düzenlenen soruşturma dosyası ile
09.07.1997 tarihli fezleke incelenerek
gereği düşünüldü. Samklara isnat
olunan fiilin sübutuna dair dosyada
yeterli delil bulunmadığuıdan, tüm
sanıklann meni muhakemelerine karar
verffldL" Müvekkilinin kolunun sanık
polisler tarafindan kınldığının doktor
raporlanyla saptandığmı savunan
avukat Nedim Değirmenci karara
Danıştay'a başvurarak itiraz ettiğini
açıkladı. Avukat Değirmenci
"Müvekkilimin kolu kınldı. Ameliyat
olduu Bu eylemin polisier tarafindan
işlenmiş olduğu sabit olmasına karşm ve
müvekkilime vuran polislerin
belirlenmelcrine karşm il idare
kurulunun delil yetersizliği nedeniyle
meni muhakeme karan vermesi hem
olaya, hem de toplanan belgelere göre
uygunluk taşunadığmdan Danıştay'a
itiraz ertik. Danıştay 'dan olumlu karar
getmemesi halinde olayı iç hukuk yollan
tükendiğinden Avrupa lnsan Haklan
Mahkemesi'ne götüreceğim'" dedi.
BÎZBİZE
ERDAL ATABEK
Bilim ve Teknik İnsana
Karşı mı?..
Satrancın ustalığına programlanmış bilgisayar (De-
ep Blue 2) uluslararası satranç şampıyonu Kaspa-
rov'u ikinci maçında yenınce ortalık kanştı. 'Makine-
lerin ınsanlan yeneceği korkusu' yeniden gündeme
geldi. Insanın deneyleriyle bcılduğu, deneyleriyle yarat-
tığı sonuçlann yarattığı ürküntünün tarihı eskidır. 'Dr.
Morç'nun Adası' da böyle deneyler yapan bir bilim
adamının yarattığı canavarlara ılişkin bir filmdi. Atom
bombası, bu urkütücü gelişmenin başka bir aşaması
oldu. Şımdi de bilgisayar teknolojisindeki geltşmeler
yeni bir dünyayı, 'sanaldünya'yı yaratırken aynı soru-
yu soruyoruz: Bilim ve teknik insana karşı mı? Birbiri-
mizi görmeden, birbirimize dokunmadan, birbirimizin
yakın mesafesine gıımeden mi yaşayacağız? Ekran
karşısında yaşayıp alışveriş yaparken, egitim görür-
ken, tartışırken, arkadaşlık yaparken birbırimızi sever-
ken ya da nefret ederken mi sevinip üzüleceğiz? Böy-
te yaşamanın sonuçlan ne olacak?
MESS'in 'Değişim Semineri'n\ izlerken aklımı kurca-
layan sorulardan bırisı buydu. MESS, Madeni Eşya Iş-
verenlerı Sendikası. Bu yıl 'Değişim' konulu bir semi-
ner düzenlerken beni de 'ınsan kaynaklan' bölümün-
de bir konuşma yapmam için çağırdılar. Yıllar sonra-
sında bana böyle bir öneride bulunmalan da aslında
'değişim 'in bir göstergesıydi. 'Karşı kamplar' çatışma-
sının yerini 'ortakplatform'un alması da 'değişim' ol-
gusunun sonuçlanndan binsı değil miydi? Seminer sa-
tonunda buluşan işveren temsilcileri, işçi temsılcileri,
akademisyenler, polıtıkacılar birbirierinı 'dıkkatle din-
lediler.' Anlatmaktan çok anlamaya yönelik yeni bir
yaklaşım belki de 'olumlu değişim'\n önemli bir gös-
tergesıdir. Önyargılann yerini akılcı analız ve sentezle-
rin alması başannın tartışılmaz temelı değil midir?
Türkiye, yeni bir yüzyıla, yeni bir binyıla nasıl hazır-
lanmalı, gelişimin önündeki yollan nasıl açmalıdır? Se-
minere götürdüğüm bildın, bu olgunun 'insan boyu-
fu'nu açıklamaya yönelikti.
Gelecek binyılı kuracak olan da mahvedecek olan
da bilim veteknolojideki gelişmeler değil, ınsanın ken-
disi olacaktı. Çünkübilimıdeteknolojiyideyaratan, kul-
lanan, sonuçlannın sorumluluğunu taşıyan insanın ken-
disiydi.
Aslında Türkıye'de herkes, işverenler de işçiler de
polıtıkacılar da bilim yapanlar da eğitimciler de herkes,
ama herkes 'geleceğın nasıl bir gelecek olduğunu'
anlamaya çalışmak zorundadır. Çünkü gelecek herkes
için gelecektir. Onu bugünden göremezsek, bugünden
anlayamazsak geleceğin dünyasındakı değerimiz sa-
dece 'tüketici, yönetılen, ayak uydurmaya çalışan'm-
sanlar topluluğundan oteye gıdemez. Tanm toplumu
gerilerde kalmış, endustn toplumu da aşılmış, bılgi top-
lumuna geçilmiştır. Bugünden Amerika, Japonya, ba-
zı Avrupa ülkelen 'bilgi toplumu'na geçmiş durumda-
dır. 'Bilgi toplumu' demek, parasal sermayenin öne-
minı ve rolünü kaybettiğı, emeğin nitellk değiştirdiği,
bikjının ekonomık ve sosyal değer kazandığı, bilimın
eksen değiştirdiği, politikanın bütünüyie nıtelık değiş-
tirdiği yeni bir toplumsal ılışkılerçağıdır. Ne yazık ki bu
yeni çağın ekonomısıni de sosyolojisinı de psikolojisı-
nı de henüz bılmiyoruz. Bu çağı tanm toplumunun, en-
düstn toplumunun metotlanyla anlamaya çalışıyoruz
ve başansız oluyoruz.
Bu yeni çağın, 'bılgı toplumu'nun anahtar kavramı
nedır ve tşe nereden başlamak gerekir?
Benımyanrtım. anahtar kavramın 'ınsan' olduğudur
ve işe başlanacak nokta 'yetkin kişilikli insan yetiştir-
mefctir. Bunu yapamadığımız zaman, ulaşacağımız
yer, yapılanlan takl'ıt etmeye çalışmak, gelişmenin pe-
şinden koşarak yorulmak, yaratıcılık yerine fırsat kol-
layıcılıkla yetinmektır.
Bıldirirride beş nokta üzerinde durdum:
1. Yetkin kişilikli bırey yetiştirmek,
2. Aıle yaptsmı otokratık eksenden demokratik ek-
sene değiştirmek,
3. Düşüncenın, düşüncelen açıklamanın. kendini ifa-
de etmenin özgür olacağı yeni bir toplumsal değişimi
gerçeklestirmek,
4. Eğıtımı ezbercı eğitimden eleştırel düşünce eğiti-
mıne değiştirmek. Bununla da yetinmeyerek yaratıcı
eğitime geçmek,
5. Geçmişten çok geteceğı düşünmek. Geleceğin
projeksiyonlannı yaparak nasıl bir çağın yaşanacağını
anlamaya çalışmak.
'Değişim' kavramını bir fetiş yapmadan, anlaşılma-
yana duyulan hayranlığa kapılmadan, her zaman akıl-
cı bir yaklaşımla 'neden, niçin ve nasıl değişmek ge-
rekiyor' sorusunun yanrtlannı aramalıyız. Akılcı bir ana-
liz, soğukkanlı bir hız, bırbirimizi anlayan toplumsal bir
ortam hepımız için gereklıdir.
Başarı her zaman otduğı> gibi onu hak edenlenn
olacaktır.
'Yerel Demokrasi Kurultayı'
'Yönetimleri
rant projesi
belirliyor'
Istanbul Haber Servisi -
Istanbul Yerel
Demokrasi Kurultayı,
Kurultay Düzenleme
Kurulu üyesi Celal
Beşiktepe, "Dünya kenti
Istanbul" ka\Tamının
" Uluslararası
sermayenin koridoruna
guTnek*1
demek
olduğunu belirterek
"Bunun emekçilere,
çahşanlara ve kent
yoksullanna getireceği
hiçbir kazanım yoktur"
dedi. Türkiye Mühendıs
ve Mimarlar Odalan
Birliği (TMMOB)
tstanbul Şubeleri
tarafindan dün
Mecidiyeköy Kültür
Merkezi'nde "tstanbul
Yerel Demokrasi
KurultayT
gerçekleştirildi.
Aralannda
TMMOB'nin de
bulunduğu demokratik
kitle örgütleri tarafindan
1998yıhnda
düzenlenmesi planlanan
'Türkiye Demokrasi
KurultayT'nda
tartışılacak konulann
ele alındığı hazırlık
toplantısında, Susurluk
olayı, devietın içindeki
çeteler, RP'nin
kapatılması ve
küreselleşme gibi
konular ele alındı.
Kurultay düzenleme
kurulu üyesi Celal
Beşiktepe. Istanbul
üzerine siyaset
yapmanın artık
"Küresel kent, dünya
kenti" kavramıyla
birlikte ele almdığını
belirterek "Bu kavramla
İstanbul'u nasıl satmah,
bunun hesaplan
yapıhyor" diye konuştu.
Istanbul'da işbaşına
gelen yönetimlerin,
Istanbul'daki rant
projelenyle
belirlendiğini
öne süren Beşiktepe,
bunun göstergeleri
olarak da Istanbul'daki
elektrik dağıtımı ve
haberleşme alanlannın
merkezi kararla
özelleştırildiğini,
üçüncü Boğaz Köprüsü
ve yeni çevre yollanyla
son kalan ormanlık
alanlann yok edilmek
istcndiğini savundu.