27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 1997 PAZARTESİ HABERLER CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dokunulmazlıkların kaldınlmamasından ANAP ve DSP'lileri sorumlu tuttu 'Hiıkümet sorunları çözemedT• CHP lideri Baykal, hükümetin 4 aydır sorunlann çözümü için hiçbir somut adım atamadığını, sorumluluklannı yerine getirmediğini söyledi. CHP, DYP'nin '98 bütçe tasansı görüşmeleri sonunda "hükümeti düşürme" planlanna olumsuz yanıt verdi. Algan Hacaloğlu, beyaz oy vereceklerini, ancak bütçenin sorumlusu olmayacaklannı belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 55. hükümetin göreve başlamasından bu yana. ülkenin içinde bulunduğu sonın- lan çözmek için taşıdığı sorumlulukla- nn hiçbırini gerçekleştiremediğini söy- ledi. Baykal, "Susurluk'un aydınlaül- manıasının. \ asama organını zor duru- ma sokacağını'* da kaydetti. Baykal. CHP Kadın Kollan tarafın- dan açılacak olan kadın-danış projesini mali açıdan desteklemek amacıyla dü- zenlenen kermeste yaptığı konuşmada. hükümeti eleştirdi. Hükümetin iktidar- da bulunduğu 4 aydan beri sorunlann çözümü için hiçbir somut adım atama- dığını belirten Baykal, Susurluk olayı- nın Mehmet Ağar ve Sedat Bucak ile kişiselleştirilmemesi gerektiğini söyle- di. Baykal. "Susurhık'un aydınlatılma- sı konusunda karar ahnamıyorsa, yasa- ma organı Susurluk'un aydınlaülması- nı engelli>or demektir. Bu çok ağır bir hüküm olur. TBMM'nin böyle bir du- ruma düşmesine izin verilmeyeceğini umuyorum" dedi. lki milletvekili için TBMM'ye gelen fezlekelerin görüşüleceği komisyon toplantısına ANAP ve DSP milletvekil- lerinin katılmadığını anımsatan Baykal, dokunulmazlıklann bu yüzden kaldın- lamadığını söyledi. TBMM Başkanı Hikmet Çetin'in bu konuda bir hazıriı- ğı olduğûna değinen Baykal, bu çalış- maya destek verileceğini umduğunu bildirdi. Baykal, Başbakan Mesut Yılmaz'ın "Bu kış zor geçecek" sözlerini de eleş- tirerek "Bu laş zor geçecek diye mete- oroloji haberleri veriyoriar. Yazm w son- baharın nasıl geçtiğinin farkmda mı bu hükümet? VeUlerin çoçuklanıu okulla- ra nasıl kaydettirdiklerinin, nasıl odun aldıklannın farkmda mı? Hükümetin görevi bunun uyansında bulunmak de- ğfl, hazirandan itibaren bunun öıüemk- rini almaktT diye konuştu. Arash: kadmlara görev düşüyor CHP Grup Başkanvekili Oya Arash da konuşmasında, Türkiye'nin üzerin- deki kara bulutlann dağılmasında ka- dınlara çok büyûk görevler düştüğünü belirtti. Arash, aydınlık düşünen kadın- lann katkısı sürdükçe gelecek için en- dişelenmeye gerek kalmayacağını söy- ledi. DYP'nin 1998 yılı bütçe tasansı gö- rüşmeleri sonunda "hükümeti düşür- me" planlanna, CHP'den olumsuz ya- nıt geldi. CHP Genel Başkan Yardım- cısı Erol Çevikçe, DYP Genel Başkanı TansuÇffler'ineşi ÖzerÇiDerile görüş- tüğü savlannı yalanlarken "Ne yüzûnü gördüm, ne 300 metreyaknunda oldum. Hükümetin düşürülmesi falan da gün- demdedeğa" dedi. TBMM Plan ve Büt- çe Komisyonu'nun CHP'li üyelerinden, İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu da "Bütçeye ohımlu oy verecegiz, ancak bu bütçenin sahibi değüiz" diye konuş- tu. Bütçe görüşmeleri sürecinde kulis- lerde, DYP'nin CHP ile hükümet ku- rup, RP'nin dışandan desteğini sağla- yarak ülkeyi seçime götürme planlan yeniden gündeme getirildi. CHP'lilerin bütçeye olumsuz oy vermesi sağlanarak hükümeti düşürme planlan yapılırken CHP tarafindan bu senaryolara destek verilmedi. CHP Genel Başkan Yardım- cısı Erol Çevikçe de hükümeti düşürme senaryolan kapsamında Özer Çiller ile görüştüğü haberlerini yalanladı. Özer Çiller'i tanımadığını, >r üzünü bile gör- mediğini bildıren Çevikçe, "O çevrey- le uzaktan yakından Ogün yok. Tansu Çiller ile de özei bir tanışıkhğım yok. Hükümetin düşürülmesi de gündemi- mizde değfl" dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nun CHP'li üyelerinden Algan Ha- caloğlu da bütçeye kırmızı oy verecek- leri söylentilerini yalanladı. Hacaloğlu, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken "Bunlan nereden çıkanyorlar, anlamı- yorum. Böyle bir şe> söz konusu değiL Biz bu bütçeyi eleştireceğiz, doğrulan söyleyeceğiz. Genel Kurul'da oylanırken ise beyaz oy vereceğiz. Ancak bu bütçe- nin sahibi değüJz" dedi. 15'iterörîst 21 kişi öldü • DİYARBAKIR / PERVARİ (Cumhumet) - Şırnak'ın Beyrüşşebap ilçesi kırsal alanında güvenlik güçleri tarafindan sürdürülen operasyonlarda 15PKK'liöldürüldü. Siirt'ın Pervari ilçesi Doğan Köyü'nde, ormandan dönen köylüler, bir grup bölücü teröristin silahlı saldınsma uğradı. Açılan ateş sonucu, geçici köy korucusu Übeyit Benek ile Ebdullah Benek, Emin Benek, Yusuf Benek, Ahmet Babat ve Ömer Babat öldü. Üç köylüyü de yaralayıp traktörü ateşe veren teröristler, karanlıktan da yararlanarak kaçtılar. Sezgin'in uçağı arızalandı • ANKARA (AA)- Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı lsmet Sezgin'i lstanbul'a götürecek askeri uçak, anzalanarak zorunlu iniş yaptı. Edinilen bilgiye göre lsmet Sezgin, dün sabah lstanbul'a gitmek üzere Güvercinlik Havaalanf ndan askeri bir uçakla aynldı. Ancak uçakta. havalandıktan kısa bir süre sonra elektrik anzası meydana geldi. Askeri uçak, bunun üzerine geri dönerek Güvercinlik Havaalanı'na zorunlu iniş yaptı. Milli Savunma Bakanı Sezgin. yaptığı açıklamada. endişe edilecek bir durum olmadığını, başka bir uçak ile lstanbul'a gideceklerini belirtti. Tank mermisi 2 çocuğu öMürdü • GAZİANTEP (AA) - Gazıantep'te, tugay atış alanında bulduklan tank mermisinin altında ateş yakan 2 çocuk, merminin patlaması sonucu hayatını kaybettı. Alınan bilgiye göre Şahınbey ilçesine bağlı Geneyik köyü yakınmdaki 5. Zırhlı Tugay atış alanında patlamamış tank mermisi bulan Ahmet Koyuncu (14) ve Mehmet Maslak (13), mermiyi iki taşın üzerine koyarak altında ateş yaktı. Merminin, ısınmanm etkisiyle patlaması sonucu iki çocuk da yaşamını yitirdi. ÇYDO'den 8 yıla destek • ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - GAP'ta incelemelerde ve görüşmelerde bulunmak üzere Şanlıurfa'ya gelen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyeleri, 8 yıllık kesintisiz temel eğitime destek amacıyla Ankara'da düzenledikleri kermeste elde ettikleri araç-gereç ve kırtasiyeleri 11 Nisan llköğretim Okulu'na verdiler. Vali Şahabettin Harput'u makamında zıyaret eden Dernek Genel Başkanı Anfe Gürel ve beraberindekiler, derneğin amacının Atatürk ilke ve inkılaplan doğrultusunda, kadınlann sosyal ve kültürel haklannı korumak ve yaşatmak olduğunu vurguladı. Eyüp Aşık: Susurluk'un kapatılmasını isteyenler var, işimizin kolay olmadığını biliyoruz Okuyan: Çiller'den hesap sorulacakANKARA/BURSA (Cumhuri- yet) - Devlet Bakanı Eyüp Aşık, Susurluk olayından, bazılannın si- yaseten zarar görecek olmasına rağmen gen adım atmayacaklan- nı belirterek "Susurluk ola>ının üzerini örtmeyeceğiz" dedi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan ıse DYP Genel Başkanı Tansu ÇUlerden TBMM ve yargı önünde hesap sorulacağı- nı, bundan dolayı şimdiden hazır- lık yapması gerektiğini söyledi. ANAP Bursa ll Örgütü'nün "Genişletilmiş tl Drvan Toplano- sı"na katılan Aşık, burada gazete- cilere yaptığı açıklamada, 3 Ka- sım 1996'da Susurluk'ta meydana gelen kaza sonrasında. kamuoyu- na duyurulan bilgi ve belgelerin yüzde 80'ini, kendilerinin ortaya çıkardığını söyledi. Bu belgeler sayesinde, 2 milletvekilinin doku- nulmazlığınm kaldınlması için mahkemelerden talep geldiğini ve birçok emniyet görevlisinin tutuk- landığını anlatan Aşık, son gün- lerde ortaya atılan 'Yeni belgeyok- tur' şeklindekı ıddialannın doğru olmadığını kaydetti. Susurluk ola- yıyla ilgili tüm aynntılann açıklı- ğa kavuşturulacağını ümit ettiğini, ancak bunun kolay olmadığını vurgulayan Aşık, "Bu isin açıkb- ğa kavuşturuhnasuu isteyenler ka- dar, istemeyenler de vardır. Dosya- lann kapaulmasına gayret göste- renler vardır. Hatta bunun üzeri- ne vatan sevgjsini katarak,' Vatan için yapılmış" diyerekörtülmesini isteyenler de var. O bakundan, işi- mizin kolay nhnariıgını biüyorum" dedi. Yaşar Okuyan ise ANAP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, yerel yönetim re- form tasansı üzerinde durdu. Ida- n yapıda giderek artan merkezi- leşmenin, en küçük sorunlann bi- le Ankara'da çözümlenmesini zo- runlu kıldığına işaret eden Oku- yan, TBMM'deki bütün minetve- killerini bu tasanrun kabulü için katkı yapmaya çağırdı. Okuyan, bir RP yöneticisinin, 55. hükümeh "El Nino"ya benzet- tiğini anımsatarak "Peki 54. hükü- met neye benziyordu? El Hıımey- niye mi, El yaleUiye mi? El Humey- ni hükümetinin taraftarhğuu va- panlann 55. hükümetedi] uzatma- ya haklan yoktur" dedi. Çiller'in de "Bindirilmiş krta- lan topladığı me> danlarda, 'Bu ik- tidar nüuetin değil, emret genera- fim iktidandır' " dediğine dikkat çeken Okuyan, Çiller'in daha 5 ay önce Genelkurmay Başkanı'na "Bana destek verin tek başuna ik- tidara geleyim, RP'yi tasfîye ede- rim" dedığinı öne sürdü ve "Ç3I- ler'in o zaman aklı neredeydi? Ni- ye millete gitmek yerineGenelkur- may Başkanhğı'nın kaptsında ik- tidar anyordu" diye sordu. Çil- ler'in davranışlanrun Alman Fo- cus dergisinde yer alan "Şeytanı bile olmayan kadm" tanımına çok uyduğunu idda eden Okuyan şöy- le devam etti: •'Kendisinden 3 aşamah hesap sorulacak. Şimdiden haarlık yap- sın. Kendisi de bunu bildiği için ge- ce mezariığın yanuıdan geçen insa- nın ıshkçaiması gibi.' Ben burada- yım, hesap sorun' diye ucuz kaba- dayıhk yapıyor. Bu hesabuı birin- ci aşaması hem TBMM'de hem de yargıda sorulacak. Turban'ın, 400 bin lira> 140 trilyon lira >apmanın. Tofas'ın, örtülü ödeneğin. Susur- luk'un hesapı sorulacak. Haberi obun da şimdiden kendisini savun- mak üzere en az 100 ceza avukaü tutsun. İkinci aşaması ilk genei se- çünde sorulacak. Sandıkta bunca iddianın hesabını halka nasıl vere- cek. Sonraki hesap ise AUahın hu- zurunda. Onda da sınıfta kalacağı muhakkakür." Türk medyasında kadın 'DYP lideri olumsuz bir örnek oluşturdu' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Alman Kül- tür Merkezi'nce düzenle- nen "Türk Medyasında Türk Kadını" konulu sempozyumda konuşan gazetemiz yazarlanndan Şükran Soner kadınlar açısından hukuksal alan- da elde edilen haklann, toplumsal yaşamda kitle- selleşmemesinin yaşanan birçok sorunun kaynağı olduğunu söyledi. Alman Kültür Merke- zi'nde önceki gün düzen- lenen sempozyumu yöne- ten 68'liler Birliği Vakfı eski Genel Başkanı Neda Ülkü, medyanın, kadınla- ra, iyi bir eş, kocasını mutlu eden kadın rolleri- nin yanında. bir de "bar- bi bebegi gibi güzel ouna" gerekliliğini dayattığını söyledi. Şükran Soner. sempozyumdakı konuş- masında, medyanın. "Türldye'deld hastahkla- nn en kötü örneğj" oldu- ğunu söyledi. Küreselleş- me ve 12 Eylül darbesinin toplumda büyük bir de- formasyon yarattığını be- lirten Soner, kadın hare- keti açısından yaşanan olumsuzluklann, kendıli- ğinden düzelmesıni bek- lemenin "saflık" olduğu- nu vurguladı. Soner. ''Çil- ler, kadınlar açısından çok olumsuz bir örnek ol- du. Sanşın, i>i ghlmli baş- bakanunızuı ABD Başka- nı'nıgüzettiğiyle nasıletki- lediğini anlatan köşe ya- zarlanyla büyüttük yeni nesK" dedi. ' Milliyet gazetesi ya- zarlanndan Z«ynep Ond, konunun "medvanm çab- şaıu, konusu ve tüketkisi olarak kadın" şeklinde ele alınması gerektiğini belirtti. Medyanın, kadın- lara sadece tüketici gö- züyle baktığını söyleyen Oral, promosyon konu- sundaki uygulamalann bu bakış açısından kay- naklandığını söyledi. O- ral, "1980'Kvıuardan son- ra, topluma asılanmaya çahşılan düşünceler şun- lardı: Yükselen değerler, değişim. tşbitiricUik. ide- olojiler öldü, yaşasnı bi- reysel özgürlük. Bunlar demokrasinin kaçındmaz unsurlan gibi sunutdu" dedi. Aydınlık dergisi ya- zarlanndan Şule Perinçek, medyanın kadına yaklaşı- mının erkek egemen ba- kış açısıyla örtüştüğünü belirtti. Aydmhk İçin Yurtta; Girişimi Ankara'da Susurluk için Mecfis'i uyanh. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY) 'Suçlukıryargıya tesüm cdils'm' ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Aydınlıklçin Yurttaş Girişi- mi 'nin Susurluk konusunda Mec- lis'i uyarmaya yönelik eylemi dün Ankara'da gerçekleştirildi. Eylem için Türkiye'nin çeşitli kentlerinden gelen yurttaşlar, "Susuriuk'u unutmayahm", "Suçiananlar yargıya tesBm edil- sjn" çağnsında bulundular. Aydınlık İçin Yurttaş Girişi- mi 'nin dün Güvenpark'ta gerçek- leştirdiği eyleme yaklaşık 250 ki- şi katıldı. Beyaz karanfıller ve ba- lonlar taşıyan protestocular, da- vul ve zuma eşliğinde halay çek- tiler. "Susuriuk'u unutmavahm", "Suçlananlar yargıya teslim edil- sin", "Ya çete düzeni ya sosya- Bzm" yazılı pankartlar açılan ey- lemde, "ÇetelerMedis'te,öğren- ciler hapiste", "Çetelerin hesabı- nı emekçiler soracak", "Çüler, Ağar, Bucak yargılansın'', "Çete- ler değü, üretenler yönetsm" slo- ganlan ahldı. Aydınlık İçin Yurt- taş Girişimi adına yapılan açıkla- mada; parlamenter, demokratik sistemin sağlıklı ve ahlakh ışle- mesinin hedeflendiği kaydedildi. Açıklamada, milletvekillerinden dokunulmazlıklann kaldınlması ve suçlananlann yargıya teslim edilmesi istendi. Eyleme, Ankara Bağımsız Mil- letvekili Gökhan Çapoglu ve ka- patılan DEP'te milletvekili ola- rak görev yapmış olan Sum Sakık da katıldı. İbrahim Tekbudak'ın avukatı Değirmenci, Danıştay'a başvurarak karara itiraz etti Kol kıraıı polisler yargdanmayacak NECATİ AYGIN İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- tbrahim Tekbudak adlı gencin kolunu kıran polislerle ilgıli olarak Izmir ll Idare Kurulu, "yargüanmalanna gerek yok" karan verdi. Tekbudak'ın avukatı Nedim Değirmenci, sanık polislerin belirlendiğini, müvekkılinin kolunun sanıklar tarafindan kınldığını öne sürerek karara Danıştay'a başvurarak itiraz etti. Avukat Değirmenci, Danıştay'dan olumlu yanıt alamadıklan takdirde Avrupa Insan Haklan Komisyonu'na başvuracağını açıkladı. 1996'da Konak Alanı'nda düzenlenen 1 Mayıs kutlamalan sırasında çıkan olaylarda, güvenlik güçlerince gözaltına alınan tbrahim Tekbudak'ın kolu kınlmış, Tekbudak, kolunu kıran polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Yapılan soruşturma sonucunda sanıklar Hakan Kıhçarslan, Faruk Eröz, Ahmet ÖzdemircL Gültekin Oğuzhan, Cihan ÇetinkoL, Metin Menzirciler. Tahir İdare, Adnan Ozcan, Gökhan Kurt, Aykut Aslan. Erhan Fescekoğlu, Sülevman Akkurt, Yücel Başak, Vehbi Ydmaz, Murat Tosun hakkında Izmir Cumhuriyet Savcıhğı'nca soruşturma açıldı. Ancak sanıklann memur olması nedeniyle soruşturma dosyası görevsizlik karanyla Izmir ll Idare Kurulu'na gönderildi. Vali Yardımcısı Mahmut Kaya başkanhğında toplanan il idare kurulu. memurlann yargılanmalanna gerek olmadığı karannı aldı. Izmir tl İdare Kurulu'nun sanık polisler ile ilgili karannda şu görüşlere yer verildi: "Müşteki tbrahim Tekbudak'm 1^.1996 tarihinde Konak eski balık haB önünde 1 Mayıs toplanblan nedeniyle yapılan gösteriye, başka bir noktadan kanhnak isteyen gruba izin verihnemesi sonucu çıkan kargaşada, olayla hiçbir ilgisi olmamasuıa rağmen polis memurlan tarafindan dövüldüğünü iddia ve şikâyet etmesi üzerine bu dunımdan sorumlu sanıklar hakkında düzenlenen soruşturma dosyası ile 09.07.1997 tarihli fezleke incelenerek gereği düşünüldü. Samklara isnat olunan fiilin sübutuna dair dosyada yeterli delil bulunmadığuıdan, tüm sanıklann meni muhakemelerine karar verffldL" Müvekkilinin kolunun sanık polisler tarafindan kınldığının doktor raporlanyla saptandığmı savunan avukat Nedim Değirmenci karara Danıştay'a başvurarak itiraz ettiğini açıkladı. Avukat Değirmenci "Müvekkilimin kolu kınldı. Ameliyat olduu Bu eylemin polisier tarafindan işlenmiş olduğu sabit olmasına karşm ve müvekkilime vuran polislerin belirlenmelcrine karşm il idare kurulunun delil yetersizliği nedeniyle meni muhakeme karan vermesi hem olaya, hem de toplanan belgelere göre uygunluk taşunadığmdan Danıştay'a itiraz ertik. Danıştay 'dan olumlu karar getmemesi halinde olayı iç hukuk yollan tükendiğinden Avrupa lnsan Haklan Mahkemesi'ne götüreceğim'" dedi. BÎZBİZE ERDAL ATABEK Bilim ve Teknik İnsana Karşı mı?.. Satrancın ustalığına programlanmış bilgisayar (De- ep Blue 2) uluslararası satranç şampıyonu Kaspa- rov'u ikinci maçında yenınce ortalık kanştı. 'Makine- lerin ınsanlan yeneceği korkusu' yeniden gündeme geldi. Insanın deneyleriyle bcılduğu, deneyleriyle yarat- tığı sonuçlann yarattığı ürküntünün tarihı eskidır. 'Dr. Morç'nun Adası' da böyle deneyler yapan bir bilim adamının yarattığı canavarlara ılişkin bir filmdi. Atom bombası, bu urkütücü gelişmenin başka bir aşaması oldu. Şımdi de bilgisayar teknolojisindeki geltşmeler yeni bir dünyayı, 'sanaldünya'yı yaratırken aynı soru- yu soruyoruz: Bilim ve teknik insana karşı mı? Birbiri- mizi görmeden, birbirimize dokunmadan, birbirimizin yakın mesafesine gıımeden mi yaşayacağız? Ekran karşısında yaşayıp alışveriş yaparken, egitim görür- ken, tartışırken, arkadaşlık yaparken birbırimızi sever- ken ya da nefret ederken mi sevinip üzüleceğiz? Böy- te yaşamanın sonuçlan ne olacak? MESS'in 'Değişim Semineri'n\ izlerken aklımı kurca- layan sorulardan bırisı buydu. MESS, Madeni Eşya Iş- verenlerı Sendikası. Bu yıl 'Değişim' konulu bir semi- ner düzenlerken beni de 'ınsan kaynaklan' bölümün- de bir konuşma yapmam için çağırdılar. Yıllar sonra- sında bana böyle bir öneride bulunmalan da aslında 'değişim 'in bir göstergesıydi. 'Karşı kamplar' çatışma- sının yerini 'ortakplatform'un alması da 'değişim' ol- gusunun sonuçlanndan binsı değil miydi? Seminer sa- tonunda buluşan işveren temsilcileri, işçi temsılcileri, akademisyenler, polıtıkacılar birbirierinı 'dıkkatle din- lediler.' Anlatmaktan çok anlamaya yönelik yeni bir yaklaşım belki de 'olumlu değişim'\n önemli bir gös- tergesıdir. Önyargılann yerini akılcı analız ve sentezle- rin alması başannın tartışılmaz temelı değil midir? Türkiye, yeni bir yüzyıla, yeni bir binyıla nasıl hazır- lanmalı, gelişimin önündeki yollan nasıl açmalıdır? Se- minere götürdüğüm bildın, bu olgunun 'insan boyu- fu'nu açıklamaya yönelikti. Gelecek binyılı kuracak olan da mahvedecek olan da bilim veteknolojideki gelişmeler değil, ınsanın ken- disi olacaktı. Çünkübilimıdeteknolojiyideyaratan, kul- lanan, sonuçlannın sorumluluğunu taşıyan insanın ken- disiydi. Aslında Türkıye'de herkes, işverenler de işçiler de polıtıkacılar da bilim yapanlar da eğitimciler de herkes, ama herkes 'geleceğın nasıl bir gelecek olduğunu' anlamaya çalışmak zorundadır. Çünkü gelecek herkes için gelecektir. Onu bugünden göremezsek, bugünden anlayamazsak geleceğin dünyasındakı değerimiz sa- dece 'tüketici, yönetılen, ayak uydurmaya çalışan'm- sanlar topluluğundan oteye gıdemez. Tanm toplumu gerilerde kalmış, endustn toplumu da aşılmış, bılgi top- lumuna geçilmiştır. Bugünden Amerika, Japonya, ba- zı Avrupa ülkelen 'bilgi toplumu'na geçmiş durumda- dır. 'Bilgi toplumu' demek, parasal sermayenin öne- minı ve rolünü kaybettiğı, emeğin nitellk değiştirdiği, bikjının ekonomık ve sosyal değer kazandığı, bilimın eksen değiştirdiği, politikanın bütünüyie nıtelık değiş- tirdiği yeni bir toplumsal ılışkılerçağıdır. Ne yazık ki bu yeni çağın ekonomısıni de sosyolojisinı de psikolojisı- nı de henüz bılmiyoruz. Bu çağı tanm toplumunun, en- düstn toplumunun metotlanyla anlamaya çalışıyoruz ve başansız oluyoruz. Bu yeni çağın, 'bılgı toplumu'nun anahtar kavramı nedır ve tşe nereden başlamak gerekir? Benımyanrtım. anahtar kavramın 'ınsan' olduğudur ve işe başlanacak nokta 'yetkin kişilikli insan yetiştir- mefctir. Bunu yapamadığımız zaman, ulaşacağımız yer, yapılanlan takl'ıt etmeye çalışmak, gelişmenin pe- şinden koşarak yorulmak, yaratıcılık yerine fırsat kol- layıcılıkla yetinmektır. Bıldirirride beş nokta üzerinde durdum: 1. Yetkin kişilikli bırey yetiştirmek, 2. Aıle yaptsmı otokratık eksenden demokratik ek- sene değiştirmek, 3. Düşüncenın, düşüncelen açıklamanın. kendini ifa- de etmenin özgür olacağı yeni bir toplumsal değişimi gerçeklestirmek, 4. Eğıtımı ezbercı eğitimden eleştırel düşünce eğiti- mıne değiştirmek. Bununla da yetinmeyerek yaratıcı eğitime geçmek, 5. Geçmişten çok geteceğı düşünmek. Geleceğin projeksiyonlannı yaparak nasıl bir çağın yaşanacağını anlamaya çalışmak. 'Değişim' kavramını bir fetiş yapmadan, anlaşılma- yana duyulan hayranlığa kapılmadan, her zaman akıl- cı bir yaklaşımla 'neden, niçin ve nasıl değişmek ge- rekiyor' sorusunun yanrtlannı aramalıyız. Akılcı bir ana- liz, soğukkanlı bir hız, bırbirimizi anlayan toplumsal bir ortam hepımız için gereklıdir. Başarı her zaman otduğı> gibi onu hak edenlenn olacaktır. 'Yerel Demokrasi Kurultayı' 'Yönetimleri rant projesi belirliyor' Istanbul Haber Servisi - Istanbul Yerel Demokrasi Kurultayı, Kurultay Düzenleme Kurulu üyesi Celal Beşiktepe, "Dünya kenti Istanbul" ka\Tamının " Uluslararası sermayenin koridoruna guTnek*1 demek olduğunu belirterek "Bunun emekçilere, çahşanlara ve kent yoksullanna getireceği hiçbir kazanım yoktur" dedi. Türkiye Mühendıs ve Mimarlar Odalan Birliği (TMMOB) tstanbul Şubeleri tarafindan dün Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde "tstanbul Yerel Demokrasi KurultayT gerçekleştirildi. Aralannda TMMOB'nin de bulunduğu demokratik kitle örgütleri tarafindan 1998yıhnda düzenlenmesi planlanan 'Türkiye Demokrasi KurultayT'nda tartışılacak konulann ele alındığı hazırlık toplantısında, Susurluk olayı, devietın içindeki çeteler, RP'nin kapatılması ve küreselleşme gibi konular ele alındı. Kurultay düzenleme kurulu üyesi Celal Beşiktepe. Istanbul üzerine siyaset yapmanın artık "Küresel kent, dünya kenti" kavramıyla birlikte ele almdığını belirterek "Bu kavramla İstanbul'u nasıl satmah, bunun hesaplan yapıhyor" diye konuştu. Istanbul'da işbaşına gelen yönetimlerin, Istanbul'daki rant projelenyle belirlendiğini öne süren Beşiktepe, bunun göstergeleri olarak da Istanbul'daki elektrik dağıtımı ve haberleşme alanlannın merkezi kararla özelleştırildiğini, üçüncü Boğaz Köprüsü ve yeni çevre yollanyla son kalan ormanlık alanlann yok edilmek istcndiğini savundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle