03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2TEMMUZ1996SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Ekonomik Gelişmenin Kaynaklan Prof. Dr. NURİ KARACAN B uyazınınamacı IMF'yi\e Türkiye denevimi ışığın- da gelişmenin finansma- nını değerlendirmektir. Konu. sosyalizmin harca- malannı da kapsayacak kadar geniş tutulacaktır. I9. yüzyılın başlangıcından günümü- ze kadar dev letin sürekli fınansman araç- ları hiç değişmedi: l) Vergiler. 2) Enflas- \ on | yurtiçi zorunlu tasarruflar). 3) Borç- İanma. Enflasyon da, borçlanma da ancak kı- sadönemli (birkaçyıllık) finansman kay- naklandır. Bır ülkenin uzun sürede enf- lasyon ve borçlanma içindeolması düşü- nülemez. Bugün Türkiye hem enflasyon, hem borç içindeyüzmektedir. IMF. Ikin- ci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmuştur ve sıkışık durumda olan kapitalist iilke- lere borç \erme amacını taşımaktadır. IMF, borç verirken, borç verdiğı ülkenin ABD'ye benzemesi koşulunu öne sür- mektedir. Bu koşula göre sanayi. eğitim \e sağlık kesimleri özel girışime bırakı- lacaktır. Sovyetler Birliği "ninçökmesin- den sonra. l.MF'nin önemi daha da arrtı. IMF bugün Rus\a\a borç \ermekte ve Meltsin'i desteklemektedir. Bugün IMF. Türkiye"de KlT'lerin özelleştirilmesini istemektedir. Ben, bu özelleştirmeye hep karşı oldum. Ne var ki IMF, durup dururken KlT'lerin özel- leştirilmesini istemiyor. Devlet bütçesi açık veren \e enflasyonun büyük ölçüde bütçe açığından kaynaklandığı sağ eğı- limli ülkeler IMF'ye baş vurursa IMF. borç vermek. bütçe açığını kapatmak ve enflasyon hızını düşürmek için özellestir- meönermektedir. Özelleştirme tek yol mudur'1 Hayır iki yol daha var: 1) Devlet harcamalannı azaltmak. 2) Vergileri arttırmak. Özelleştirme ile iki şey birden gerçek- leşir: 1) Dev letin müdahale alanı küçü- lür. 2) Hükümet bir kerelik büv ükbir ge- lir elde eder. Bir başka deyişle. özelleş- tirme, liberal bir ekonomi önlemidir. 1983'te Başbakan Turgut Özal, özelleş- tirmeyi candan benimsedi, ama özelleş- tirmeyi gerçekleştiremedi. Özal ne yap- tı? Devlet harcamalannı azaltıp. vergi ge- lirlerini mi arttırdı? Yoo. bunlaroy kav- bettirirdi. Peki enflasyonu düşüremeyen Özal ne yaptı? Borçlanmayı yeniden keş- fetti: "Borç viğidin kamçısıdır". Bir baş- ka deyişleOzal.IMF'nınönensiniuvgu- lamadı. Özalcılık ile IMF özdeş değildir. Özalcılık IMF'ciligin özel ve akılcı ol- mayan bir dalıdır. Özal'ı izleven sağeği- limli başbakanlar da Özalcı oldular ve borcu arrtırdılar. IMF yetkılileri bugün Türkiye'nin iç ve dış borçlannı çok ağır buldular. Doğru. IMF. zemzemle yıkan- mış bir melek midir'1 Ha> ır. IMF. pivasa güçlerinedayanan resmi bir kuruluş olup ABD ve Chicago okulunun etkisi altın- dadır. IMF, yine Türkiye'de SSK'nin özel- leştirilmesini istemektedir. Türkiye'nin hesaplannı varım saat ınceleven kendi- ne buyruk bir iktisatçı. bugün SSK'nııı kısa sürede özelleştirilemeyeceğini gö- rür. IMF. Özal \e eski Başbakan Çiller'e göre Türkiye. sosyal sigortasistemini ta- mamen özelleştiren Şili"nin vanında ikınci bır inci olacaktı. Çiller bunu öne sürerken Türkive'ye özgü koşulları gör- mekbıleistememıştir. "Gözükapaüsağ- cı" dive buna derler. Avrupa'da 60 yaşın altında emeklilik yokken ve SSK mali yönden çok zayıf olmasına karşın, biz hâl tuvalete atla gidip. 42 yaşında emek- li mi olacağız? Sosyalizm. çalışmav a kar- şı mıdır? Yoo. Tam tersine. Ama biz hâ- lâ "kazanılmışhaklar" masalı okuvoruz. Gerçekçi çözüm sağdan da gelse kabul etıneh> iz. Ülke elden gidiyor. Türkıye'deki gelışmeler. gelişmenin finansmanı ışığında yeniden değerlendi- rilebılir. .MustafaKemal,Türki\e ıçin çok şeyler yaptı. Enerjiyı çok iyi vönlendir- mesi bile büyük bır beceridir. Ne var ki. Mustafa Kemal'in kendineözgü birdev- letgelirkavnağı kavramı yoktur. !920ve 1930 yılları bütçe denkliğı uygulamala- rıvla doludur. Türkiye Cumh'uriyeti. sa- vaş tazminati ödemesine karsin. tamamı \ergilerle karşılanan denk birbütçeve sa- hipti ve bu dönemde fiyatlar. hemen he- men sabitti. 1920 ve 1930"lar sanavi ül- kelerinde enflasyonun değil. ışsızliğin egemen olduğu yıllardı. İnönü kabınesi dönemin ilk yansında savaşla uğraştı: ta- lep yüksek, arz düşük olduğu için enflas- yon oranı yüzde 42've kadar yükseldi. 1945-1950 arasında denk bir bütçe gü- düldü ve fivatlar pek az yükseldi. 1948'de fivatlar düştü. 1^50'de seçimler yapıldı. DP iktidara geldi. DP de kendi- ne özgü bir gelır kaynağına sahip değil- di. 1950-54 döneminde DP'ninşansı ya- vergitti. 1951-52 KorekonjûnktürüTür- kıvenin ilk maddeler dışsatımını (ihra- catını) arrtırdı. Tarım kesiminde iyi bir üriin oldu. Büv üme hızı v üzde 12'ye ka- dar \ükseldi. 1954-60 döneminde. yük- sek gelırliler. demokrasi var diye vergi ödenıek istenıevince, DP. bütçe açığı ve enflasjonu keşfertr. kavbettiği oylan gi- dermek için. düşünce özgürlüğünü kısıt- ladı. 1960'taaskeri birdarbe vapıldı. Bu darbe kolavca "faşist" damgasını taşıya- bilırdi. Gereklı tasfive vapılınca ~dev- rim" oldu Devrnne birçok sıvil katılım oldu. De\rinıeolan talep o kadary üksek- tı kı. Talat A>demir 1963"te genel istek üzerine başarısız bir darbe girişimi yap- tı. Talat A> demir daha .sonra yayımlanan anılarının bır verinde şö\ le der: "...İleri ülkelerin geçnıişini inceledim. Bu ülke- lerde ku\ > etli bir sanayi \e kuvvetü bir or- du birliktc bulunuyor. Türkive'de işe, or- duyu ku\~vedendirmekle başlamaya ka- rar \erdim..."1960'ların ortaMiıda piva- sa özel yüksek okullarla \e özel mua>e- nehanelerle doldu. Ne de olsa. DP. ken- di sermayedarını yaratmıştı. 1960'lann >onunda bazı öğrenciler Türkive'de ge- rilla ovunu o>nadılar. ! 9 T d e ikınci bır askeri darbe vapıldı. Birsosvalistinaske- ri darbeve bel baf layamayacağı iv ıceor- taya çıktı. 1971 'den sonra. eski curcuna sürdü. 1970li vılların sonunda Sayın Ece\it^andalve .satın alarak başbakan ol- du 11 Ev liilİ 980 günü başbakan. Sayın Demirel idi. Aynı günün gecesi TRT 1. Başbakanın birdemecini okudu: Başba- kan Demireî ekranda gözüküyor v.e gü- lerek şöv le diyordu: "Sayın Ecevit iktidar olacağım diyormuş. Olsun da görelim ba- kalııtı. Hah ha." Ertesi günü 1980 askeri darbesi vapıldı. Bu darbe. etkileri en bü- vük ve uzun askeri darbe oldu. 1983'te Özal, Başbakan oldu. Bugün,öbür siva- sal partiler gibi RP de, iktidara geçerse finansman kaynaklarının ne olacağım söylemiyor. Oysa ilk vergi gelıri 1977 Martı'nda. rantiyelerin vergisi de dahil gelirvergisi 1998 vılı Mart ayında topla- nacaktır. RP. voksa lran'dan ve Suudi Arabistan'dan mı borçlanacaktır. Olası bir askeri darbe. kaynağını nereden sağ- layacaktır? Sosyalist ülkelerin finansmanı da. dev- let gelirlerinin finansmanı ışığında veni- den gözden geçirilebilir. Sosyalist ülke- lerin ortaya çıkışı. piyasa mekanizması- nın ortaya çıkardığı büyük sakıncalarla ilgili idi. Piyasa koşullan tekellere, eko- nomik bunalımlara \e işsizliğe, enflasyo- na. çok kötü bir gelir dağılımına yol açı- yordu. Bu sakıncaların temelınde özel mülkiyet yatı>ordu. Öyleyse devletleştir- meye gitmek gerekiyordu. Madimir İ. Lenin 1917'de Rusya'da Sovyetler Birlı- ği adı altında ilk sosyalist dev leti kurdu. Lenin. vergi dışındabirkaynaktan favda- lanamıyordu. Enflasyondan faydalana- mazdı. Hiçbir ülke borç vermeye >anaş- mıyordu. O da vereüerden faydalandı. Mao Ze Dung, 1949'da Çin'de Çin Halk Cumhunyeti'ni kurdu. O da vergilerden vararlandı. Refah Partisi ve Machiavelli L T MİT KARDAŞ Dr. Avuka, R efah Partisi. son örtülü ödenek oyla- masında siyasal parti olarak sav ladı- ğı ahlaksal üstünlüğü: liderkadrosu da. ahlaksal açıdan yerlerinde kalma haklılıklannı yıtirmişlerdir. Örtülü ödenekle ilgili ilk savı. Refah Parti- si Milletvekıli Sav ınŞevketKazanortaya atmış.Sa- v ın Mesut \ ılmaz'ın sav ları ile de bu olay kamuoyu- na mal olmuştur. Sayın Yılmaz oylamadan önce elindeki belge ve bilgileri soruşturma komisyonuna vereceğini be- lirtmiştir. (Kanımca Savın Yılmaz bu bilgileri yeni bir önergeve ekleyerek tekrar Meclis soruşturması için hareketegeçebilirvegeçnıelidirde). Bu durum- da Refah Partisi'nın. Başbakan'ın da açıklamalan- nı göz önüne alarak ve örtülü ödenekle ilgili savı ilk ortaya atan parti olarak bu oylamada kabul oyu ver- mesi ahlaksal bir zorunluluktu. Üstelik bu parti sürekli olarak kendisini sistem par- tilerinden yalıtmakta. din^el motifleri ve sol söylem- leri kullanarak öbür partilere karşı ahlaksal üstün- lük taslamakta idi. Oysa Refah Partisi bu son eyle- miv le asıl takıyyeyi ilkesel ve ahlaksal alanda yap- tığını tam anlamı ile göstermiştır. Çünkü ahlak kuralları geçmişten gelerek bugünü ve geleceği tanımlarlar. Ki bu kurallann önemli bir kısmı da din^el kaynaklıdır. Ahlaksal kurallar gö- rev verir ve kişisel olarak bireylere tercih hakkı bı- rakmaz. Dinsel motiflerle bezeli bir ahlaksal anlayışın (ye- tim hakkı yiyenlerin günahkâr sayılıp cezalandınl- malan gibi) temsileileri olduklannı savlayanlann artık bu alanda takıyve yapacak durumlan kalma- mıştır. Buolaylabırlikte ahlaksal üstünlüksavından vaz- geçmiş olduğu anlaşılan bu partiye çaresizlik ve umutsuzluk nedenleriyle ov veren seçmenlerin dü- şünmelerinin zamanı gelmiştir. Bu partinin de. fark- lılık olarak öne sürdüğü dürüstlük ve adil olmak gi- bi kimlik tanımlamalanndan ne denli uzak olduğu- nu anlaması gerekir. Bu partinin adil düzen söyle- minin ne denli adil olacağı da açığa çıkmış bulun- maktadır. Ahlaksal (etik) açıdan baktığımızda ise bu parti- nin lider ve kadrosunun, eylemlerinde ahlaksal de- ğerleri esas almadıkiarı görülmektedir. Ahlak. bi- reysel bir kav ram olup kişisel tercihi içerir. İyi. doğ- ru. adil olanı tercih ıradi olup. bu tercihler ahlaksal değerı olan davranışlardır. Refah Partisi'ııın lider kadrosu ahlak dışı olan kötü. yanlış ve adil olma- yan somut tercihler ile ahlaksal olmayan bir tercih yapmışlardır. Sonuç olarak bu ahlak dışı davranışlarpartileri- nin kurumsal olarak ahlaksal üstünlük savını yitir- mesine de neden olmuştur Refah Partisi'ııın lidcrı \e partı kadrosu iktidar- da yer almak ve kendılerine vc partilenne yönelti- len suçlamalardan kurtulabilmek için tam bir Mac- hiavellist yöntem izlemişlerdir. Machiavelli. Prensadlı vapıtındaavnen şö>lede- mektedir. "İhrivatlı bir hükümdar, kendisinczararı dokunuvorsa verdiği sözü tutmaz. Söz^ermesini ge- rektiren koşultar değişmişse sö/ünde (Jurmasına y i- negerek voktur. İnsanlar iv i olsalardı bu da\ ranış bi- çimi kötü olurdu. Ama insanlar kötü olduklarına ve onlar verdikleri sö/de durmadıklarına göre si/ de verdiğiniz sözdedurmak /orunda değilsink. İnsan- lar o kadar alışkındırlardır ki, aldatmak isteven bi- ri mutlaka aldanacak birini bulur." Yapıtının başka bir bölümünde devam edivor Machiavelli: "Onu (prens. hükümdar, başbakan >a da parti lideri) gö- riip işitenler merhametin, dogruluğun \e dindarlı- ğın ta kendisi olduğunu sansınlar. Bu niteliklere sa- hipmiş gibi görünmek kadar gerekli bir şe> \oktur. Çünkü insanlar genelh'kle ellerinden çok gözleriyle \argilariar. Herkes sizi siz nasıl görünüyorsanız öy- İe yargılar. Ancak çok az kişi sizi olduğunuz gibi ta- nır. Bu azınlık ise hükümdar tarafından destekienen çoğunluğun fikrine karşı cıkanıa/. Üstelik insanla- nn \e özellikle de bir mahkeme önünde >argılanma olanağı bulunmavan hüküındarın eylemlerinde sa- dece sonuca bakılır. Hükümdar sadece vaşamım \e dev letin >arlığını sürdürnıoi amaçlar. Çünkü halk sadecegörünüse bakar. Dünva da halkv ığınlarından oluşur. Çoğunluğun dayanacağı \tr belli olduğu sü- rece azınlığın hesabı \apilmaz. Adı lazını değil, za- manımızm hükümdarlarından biri doğruluk ve ba- nştan başka söz etmez, ama her ikisinin de düşma- nıdır. Çünkü bunlara uysaydı şöhretinide. tahtını da çoktan kaybederdi." \1achıa\elli'ninbudeğerlendirmelerinedoSrusu bir şey katmak istemiyoruz. Refah Partisi'ne o> ve- ren vurttaşlarımızı bu değerlendirmelerin dışında tutmak ıstiyorum. ama Refah Partisi'nin lider kad- rosu Islamdan çok Machiavelli'ye nç^kadar yakın duruvor. PENCERE Protokolde Eğitimin Püf Noktası... Çağdaş bir devlet yurttaş "lardan oluşur. Birleşmiş Milletler Insan Hakları Evrensel Bildirge- si'nin 15'inci maddesi: "Herkes yurttaşlık hakkına sahiptir." İlk bakışta bu tümcenın. bir önemi yok sanılır; es- kilerin deyimiyle "malumu ılam" gibi görünür; ama. 15'inci madde bir gerçeğin altını çizer. Çünkü sultanın ya da kralın buyurganlığı altında ya da bir sömürgede yaşayan insan "yurttaş" değildi. Kişide yurttaşlık bilincinin oluşması için "Aydın- lanma Devrimi" gerekiyor. Kendini bir ulusun değil, bir ümmetin üyesi sayan, cemaat ya da tankat bilın- ci ağır basan insan. yurttaşlık kimliğinden yoksun- dur. Türk hukukunda "yurttaşlık kavramı" 1924 Anaya- saşı'yla başladı. Öğretim Birliği Yasası (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) Türkiye'de yaşayan herkesin yurttaşlık bilincine ka- vuşması için 1924'te çıkarıldı. Medrese öğretiminin kaldırılması. cumhuriyetçi yurttaş eğitimi içindi. İnsanın kulluktan kurtulup bireye dönüşmesi. Ba- tı'da Aydınlanma felsefesinin ortaya çıkmasından sonra yaşama geçırılebilmiştir. • Çok partili rejimden sonra "Oğretım Birliği Yasa- sı" parçalandı, temel öğretim ilkesi bir yana itildı. imam okullarıyla medrese eğitimi canlandırıldı; imam okulları "meslek öğretimi" niteliğinden çıkarılarak "temel öğretim'' kurumlanna dönüştürüldü. Bugün Türkiye'deki imam okullarında 400 bindep çok erkek, 100 bini aşkın kız öğrenci okutuluyor. Çq- cuklarımız Atatürk düşmanı ve laik cumhuriyet kar- şıtı ümmetçıler olarak yetiştiriliyor. Artık herkesin özünü kavradığı bu gerçek. laik cum- huriyetin kökünü baltalamaktan gayn bir iş değildfr. 1973'ten beri Türkiye'de 8 yıllık zorunlu eğitim uygu- lamasına geçilemiyor. Çünkü bu durumda imam or- taokullan kaldırılacak. 16 yaşına kadar çağdaş öğ- retimle yetişen çocuk, meslek seçimını özgür aklıy- layapmakolanağınakavuşacak!.. Öğrenci, yetişkin- liğin eşiğinde karar verebılecek: Doktor mu olmak ıs- tiyor? Avukat mı? Mühendis mi? Ressam mı? Subay mı? Pilot mu? işletmeci mi? Muhasebeci mi? imam mı? Açıkçası, Türkiye'nin geleceğinı şeriatçılığın ka- ranlığına gömmek isteyenler. çocuklarımızın akılları- nı küçük yaştan körletmek olanakiarını yitirecekler... Beş yıllık zorunlu öğretim, dünyada ancak iki elin on parmağı sayısında ülkede kalmıştır. Salt imam ortaokulları kapatılmasın diye. Türkiye, yaklaşık 20 yıldır 8 yıllık zorunlu öğretime geçemiyor; bunu Mısır'daki sağır sultan bıle biliyor: üikemizin geleceği üzerine kıyasıya bir eğitim kavgası yaşanı- yor. • Refahyol adı verilen "Örtülü Mercümek Hüküme- f/"nde DYR milli eğitimin geleceğini şimdiden şeri- atçılara pazarlamıştır; ımzalanan "Koalisyon ProtO" /co/ü"nün "eğitim" bölümü şöyle başlıyor: Arkası /"*. sayfada 3 yıl arka arkaya şampiyon! ALTAY FENERBAHÇE ANTALYASPOR BEŞIKTAŞ BURSASPOR Ç. DARDANELSPOR DENIZLİSPOR GALATASARAY GAZIANTEPSPOR GENÇLERBİRLİĞİ ISTANBULSPOR KOCAELİSPOR MKE ANKARAGUCU SAMSUNSPOR SARIYER TRABZONSPOR VANSPOR ZEYTINBURNUSPOR Futbolun adresi değişmiyor. 4 büyüklerden Sezonun başlamasını beklemeyin. Şimdiden sonra, şimdi de 1. Lig'in tüm maçları, •ilrf' Ağustos'tan itibaren sadece ÇINE 5'te! isıır sbr Decoderler AEG-BOSCH Bayllerlnde... Hemen Abone Olun (0212) 225 55 55 abone olun, CINE 5'in yaz fiyatlarını kaçırmayın! 1. Futbol Ligi, 3 sene CINE 5'te, unutmayın!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle