Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel
Imtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orban Erinç #
Genel Yayın Koordınatorü. Hikmet Yıldmm
Çetinkava # Yazıışlerı Mudurlen
fbrahim Yıldız (Sorumlul. DinçTayanç
0 Haber Merkezı Muduru HakJan Kara
O Görsel Yonetmen Fikret Eser
Dış Haberler Ergun Balcı # tstıhbarat Cengiz
Yld • Ekonomı. Bülent Kızanlık
4 ^ , ^ , , , , | P .
Abdulkadır >. ucelman • Maka cler Samı
K a r a ö r e n 9
Dıueltme Abdullah Yazıcı
* Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge.
Edibe Buğra • Yurt Haberlerı Mehmel Fafaç
Yayın Kunılu' İlhan Sdçuk (Başkan I.
Orhan Erinç. Okt»> Kurtfoöfce.
Hikmet Çctinka> a..•jükran Soner.
Ergun Baku Dinç Ta\anç, İbnüiton
\. ıtdız. Orhan Bursalı, Mustafa
Balbav, Hakan Kara.
Ankara TemMlcısı Mustafa Balba> # Haber Muduru
Doğan Akın Atatürk BuKan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-
Ankara Tel 4195020 l 1
hat). Faks 419502"1
• lzmır
Temsılcısı. S«rdar Kızık. H Zıya Bl\ 1352 S 2 3 Tel
44U220.Faks.44i9117«AdanaTemsılcısı ÇetinYiğenoğlu.
İnonuCd. 11Q S \ o 1 Kat l.Tel 3522550. Faks 35225^0
Muessese Muduru Krol Erkut •
Koordınatör AJımet Korulsan A
Muhasebe Bülent Yener0İdare
HÜM\inGürer#Uletme Önder
Çelîk 0 Bıigı-lıjlem .Naü İnai ft
Bılgı.savarSiMtem Mürüvet Çiler
MEDY A C : t Yonetım
Kurulu Başkanı-Genel
Mudur Gütbin Erduran
• Koordınatör Reha
Işıtman # Genel Mudur
YaıdımcKi MineAkdag
MEDYA G : •
Yoneıım Kunılu
Başkanı - Genel
Mudür Üstün
Aknten # Murahhas
u>e Bora Cönenç
Yı\ımla>aıt *e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yavıncılık A Ş
Tj:kıx.ıiı Civ "- 4' Cjâaluilu "'4334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 han Faks (0 2121513 S5 « 12NİSAN1996 Imsak: 4.52 Güneş: 6.23 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.51 Akşam 19.47 Yatsr 21.12 MEDYA C Tel 51407 53 - 513 95 80 - 513 8460-61. Faks 5118466
Portakal Sanat
Evi müzayedesi
• Haber Merkezi-
Portakal Sanat ve Kültür
E\ı, 14 nisan pazar günü bir
müzayede düzenlıyor.
Conrad International
tstanbul Otelf nde saat
15.00'tebaşlayacak
müzeyedede, Selçuklu-
Osmanlı sanat eserlerinden
hat v e tablolar da yer alacak.
Satışa sunulacak eserler
arasında Osman Hamdi'nin
Türbe Kapısı Önünde Iki
Kadın isimli tuval üzerine
yağlıboya tablosu. Osmanlı
gümüş işçiliginin tiim
özelliklerini taşıyan tuğralı
gümüş leğen ibrik. Bedri
Rahmi Eyuboğlu'nun 1940
tarihli Kabataş ısımlı
yağlıboya tablosu. Ibrahim
Çallfnın Nü isimli
yağlıboya tablosu da
bulunuyor.
Beyoğlu
yemekleri
• Kültür Servisi- Beyoğlu
Çatı Restaurant Cafe Bar'ın
28 mart akşamından bu
yana düzenlediği 'Beyoğlu
Yemeklen Haftası'. yoğun
ilgi nedeniyle ikınci kez 20
nisana dek uzatıldı. Mutfak
Dostlan Derneğı, 5. kuruluş
yılını 28 mart akşamı
kutlayarak;
organizasyondaki başarısı
nedeniyle Çatı Restaurant'ın
sahibi Hasan Özen \e
ekibini birer sertifikayla
ödüllendirdiler.
Araştıpmacılar
Denneğl
• Haber Merkezi-
Pazarlama ve Kamuoyu
Araştırmacılan Derneği
Yönetim Kurulu
Başkanlığı'na Nezih H.
Neyzi seçildi.
Araştırmacılar Derneği 5.
Olağan Genel Kurulu'nda
Mart 1998 tarihine kadar
görev yapacak yeni yönetim
kurulu belirlendi. Buna göre
başkan yardımcılığına
Bülent Gündoğmuş, sekreter
üyeliğine Ayşil And.
muhasip üyeliğe Petek
Çırpılı, yönetim kurulu
üyeliğine de Selim Arbay
getirildi.
Tıp cihazları fuarı
• İstanbul Haber Servisi -
İntertex tarafından
düzenlenen "Tıp '96', 14.
İstanbul Uluslararası Tıp
Cihazlan, Hastane Donanım
ve Gereksinimleri
Endüstriyel Fuan", dün
Hilton otelinde açıldı. Yerli-
yabancı 165 firmanın yer
aldığı tıp fuannda,
teknolojinin en son
gelişmelerine uygun
ameliyat cihazlan, aletleri,
donanımlan, radyoloji
cihazlan, röntgen cihaz ve
malzemeleri görülebılecek.
Tıp fuan. 15 nisan tarihine
kadar her gün 12.00 ile
20.00 saatleri arasında
gezilebilecek.
Bilişim dünyası yetkililerine göre, gazetelerin verdikleri bilgisayarsa sektör başka şey satıyor
'Promosyon bilgısayar'a uzman tepldsi
Emre Berkin: 'Eğer
içinde chip bulunan her
makine bilgisayar oluyorsa
benim kolumdaki saate de
bilgisayar diyebiliriz.'
İZlKOhen: 'Insanlarbir
beklentiyle kupon
biriktirecekler ve sonunda
ne aldıklannı görecekler.
Bizim, bunlann bilgisayar
olmadığını ve bilgisayann
ne olduğunu anlatmamız
lazım.'
İstanbul Haber Servisi - Gazetelerin
promosyon kampanyalan çerevesinde
vereceklerinı 'vaatettikleri' laptop' bil-
gisayarlara, bilişim dünyası sert tepki
gösterdı.
Yayın organlannın bilgisayar adı al-
tında 'organizer' olarak tanımlanan
laptoplann konfigrasyonlannı açıkla-
mamalannın da yurttaşları yanıltma-
ya yönelik olduğu belırtildı.
Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Fa-
ruk Eczacıbaşı. verilecek olan ürünle-
rın bilgisayar tanımına uygun olmadı-
ğını belirtirken Türkiye Bilişim Der-
neği Başkanı Dr. Ali Arifoglu. söz ko-
nusu ürünlerin konfigrasyonlannın
açıklanmaması halinde bu konudaki
açıklamayı ken-
dilennin yapa-
cağını söyledi.
Mıcrosoft Ge-
nel Müdürü
Emre Berkin de
"Eğer içinde
chip buiunan
bir makine bil-
gisayar oluyor-
sa benim ko-
lumdaki saatde
bilgisayar" de-
di. Haftalık
'Computer-
world' dergisi-
ne görüşlerini
açıklayan bili-
şim dünyasının
yetkilileri, Hür-
riyet, Sabah.
Milliyet ve Ye-
ni Yüzyıl gaze-
telerinin bilgi-
savar adı altın-
Gazeteierin promosyon kampanyalanna kablanlar uzun kuynıklar oluşturuyoriar. (Fotoğraf: ALPER TURGUT)
da 'organizer' olarak tanımlanan cihaz-
lara yakın ürünleri promosyon olarak
vermelerinin kamuoyunu yanılttığına
dikkat çektiler. Laptoplara ilişkın bi-
lişim dünyasının görüşleri özetle şöy-
le:
Faruk Eczacıbaşı: "Bu ürünlerin
teknik özellikieri konusunda aynntılı
bilgimiz olmasa da biraz ka>gı duyu-
yoruz. Eğer biz toplumda bir bilgisa-
yar kullanun bilincinin aşılanmasını
isriyorsak. geri teknolojik özellikieri
olan ürünlerie bunun sağlanamay aca-
ğına inanıyoruz. Cördüğümüz kada-
nyla bu ürünler bilgisayar tanımına
uzak bir kavram."
Ali Arifoğlu: "Laptop bilgisa>ar
olarak beiirtilen bilgisayarlann açıkla-
nan teknik özellikieri belirgin ve ye-
terli değildir. Teknik özellikieri olarak
laptoplann kaç bite'uk olduğu, hızla-
nnın ne olduğu, ana beflek kapasrtete-
ri, sabit disk kapasiteleri. ekran özel-
likieri, üzerlerinde hangi tür program-
lann olduğu ve benzerleri gibi bilgiler
kastedilmektedir.Türkiye Bilişim Der-
neği, kampanyalaria ilgili basın kuru-
luşlannı, sos>al sorumluluklan gereği,
bilgisa>ann teknik bilgilerini açıkla-
ma> a da\ et edi>or. Bu \ apılmadığı tak-
dirde gerekli açıklamalann tarafımız-
dan kamuoy una yapılacağını du\ uru-
nız."
TÜBtSAD
Başkanı Prof
Atilla Gönenli:
"•Gazeteler bilgi-
sayar veri>orsa
sektör başka bir
şe> satı\or. Biz
biİgisa\ardapa-
zarda oluşan fi-
yatlardan satı-
yorsak gazeteler
başka bir şey \e-
riyor. Promosyo-
nun PC'satışlan-
nı negatif etkile-
mesini beklenıi-
yoruz. Söz konu-
su sistemlerin e\
pazarının ihti-
>açlarını karşı-
İa\acağınainan-
mıvorum.Tüke-
tici kesiminin
bakımve teknik
destek gibi sorunlannın nasıl çözüle-
cegini merak ediyorum. Z^aman için-
de çıkabilecek tüketici sorunlarına > i-
ne gazetelerin tüketici sa\falarında yer
verilmesi %e tüketici dernekleri tarafın-
dan ilgi gösterilmesi, Türki>e"de bilgi-
sayar kullanunı konusunda bilinçlen-
dirici bir etki de >aratabilir."
Arena Genel Müdürü İzi Kohen:
"İnsanlar bir beklentiyle kupon birik-
tirecekler ve sonunda ne aldıklannı gö-
recekler. Bizim. bunlann bilgisa>ar ol-
madığını \e bilgisayann ne olduğunu
anlatmamız lazım. PC Forum"da orta-
yaatılantanıtım kampanyalannıyap-
manın zamanı geldi. Hatta bu durumu
bir fırsat olarak kullanmamız lazım."
ALBİM Genel Müdürü Mürşit Ar-
palıgil "Ga/etelerin verdiği bu aletler
ev pazannı öldürdü. E\ pazannı oluş-
turan müşteri zaten bilgisiz veya kulak-
tan duyma bilgilerle hareket ediyor.
Siz birkaç yüz dolara gazetelerin ver-
diği aletlerin yerine bu insanlara aynı
ebatlardaki bir bilgisayan iki bin do-
lara satmaya kalkarsınız tabü ki farkı
anlamayacak ve gazeteleri tercih ede-
cektir. Cstelik gazeteler bunu taksitle
veriyorlar."
Emre Berkin: "Bilgisavaradıaltın-
da bilgisayar olmayan makineler veril-
mesinin bilgisayar sektörüne zararı
olur. İnsanlar bilgisayar beklentisiyle
bu makineleri alırlarsa, bilgisayar bu
nıuymuş deyip bilgisayardan soğuya-
bilir. Bilgisayar almayı fıic düşünmey en
imanlann bu makineleri alması bilgi-
sayar kültürünün gelişmesi açısmdan
faydalı olabilir. Ama insanlara ne tür
bir makine aldıklannı söy lemek lazım.
Eğer içinde chip bulunan her makine
bilgisayar oluyorsa benim kolumdaki
saate de bilgisay ar diy ebiliriz. İnsanla-
n bu konuda bilgilendirmek için med-
yada tartışma açmak lazım."
69 yaşındaki Safder Kartoğlu, 1977 yılmdan beri her sabah koşuyor
'Koşarak yaşamak güzel şey be kardeşim'
• Kalkar kalkmaz ilk işi sakal tıraşı olmak. Ardından soyunmak, spor giysilerini
giymek, evden çıkmak, yollara düşmek. Bakırköy'den Ataköy'e, Yeşilyurt'a, Yeşilköy'e,
Florya'ya, Atatürk Ormanrna... Koşmak onun yaşamının bir parçası.
Koşmadığı gün yok. Kimi günler 12 km, kimi günler 30 km.
SERPtLGÜNDÜZ
Kısagünlen koşmalanyla uzatıyor. Her-
kes koşuyor ama onun koşmalan başka. Şı-
ırle koşuyor Safder Kartoğtu... Me\ sım güz
de olsa. kış da olsa koşuyor. 70 yaşına 1 yı-
lı var ama. hayatı bir uzun koşu gibi yaşı-
yor. "Bendekoşuyorum. 1977yılındaııbaş-
layarak. Başkalan ne düşünür bilmem. ben
'Bir şıırdır koşmak' diyorum ve öyle koşu-
yonım." önce Dedeler Yanşı. ardından 5 bın
metre, 10 bın metre, kros. yan maraton,
maraton..."Bu koşmalarunladasınırsızya-
samasevindsağbyorum
n
dıyen,21 Nısan'da
Ingıltere'de Londra Maratonu'nda koşa-
cak olan Safder Kartoglu bu yaşta niçın ko-
şuyor. sabah karanlığında koşarken nasıl
bir Istanbul'la karşılaşıyor? Anlatıyor:
"Emekliyim. Ama.çahşmayı sürdürüyo-
rum. Bir işte çalıştığım için de koşmalarunı
günün sabah saatterindeyapıyorum. Bakır-
köy 'de oruruvorum. Ebüzziya Caddesi'nin
sahile yakın yerinde. Benim için gün sabah
saatCM.OO'lerde baslıyor. Kalkar kalkmaz ilk
işinı sakal nraşı olmak. Ardından soyun-
mak. Spor giysiierimi giymek. evden çık-
mak, yollara düşmek. Bakırköy'den Ata-
köy 'e, Veşüyurt'a, Veşilköy 'e, Florya'ya,Ata-
türk Ormanı'na_"
Koşmak onun yaşamının bır parcası. Koş-
madığı gün yok. Kimi günler 30 km, kimi
günler 12 km. "Usuma,L. Hunt'unbirsö-
zü geüyor" diyor, " *Şiir, güzelliğın soluk
alışıdır". Iste geçtiğim yerler. güzelliklerle
dolu, heryerayn güzel. Güzelliğin soluk alı-
şuu duYuyorum. İşte diyorum, şür!_ Koşu-
yorum." Koşarken gördüğü tstanbul nasıl?
Anlatıyor Safder Kartoglu:
"Doganın güzel görünümlü ortamlann-
da koşuyorum. Ben buralardan geçerken
şiirsel bir ortamdan geçtiğimi düşünüyo-
rum. Öy iesine tat alıyorum. Her türlü hava
koşulunda koşuyorum. Benim koşmalara
çıkabildiğim saatler özellikle günün en er-
ken sabah saatleri oluyor. Ebüzziya Cadde-
si'ndeki evimden Florya yönüne doğru ko-
şuyorum. O saaderde yol ve çev re çok güzel
birgorünüm içindeoluyor.Ataköy 'den Flor-
ya'ya dek ışıklar yanıyor. Gökyüzü zaman
zaman değişik biçimleraiıyor. Mehtabın bu-
lunduğu zamanlar. gökyüzünün kapalı ol-
duğu zamanlar. Bunlargerçekten benim ya-
şadığım güzellikler oluyor."
Koşulan sırasında sevdiğı şıırlen de mı-
nldanıyor Safder Kartoğlu. Özellikle N. Fa-
zd Kısakürek'ın "Kaldınmlar" şıırinı.
"^okakta\ım. kinısesiz bir sokak ortasın-
daA'ürüyorum. arkama bakmadan yürü-
yorum/Yolumun karanlığa kanşan nokta-
sında/Sanki beni bekleyen bir hayal görüyo-
rum."
Koşuyor. dilınde Kaldınmlarşıınnın kı-
mı dızelen yıne: "Karagöklerkülrengibu-
luüaria kapanık/Evierin bacasını kolluyoryil-
dınmlar.'Bu geceyansında iki kişi uyanık/Bi-
ri benim. biri de uzayan kaldmmlar."
"Güzel olan yerler, saltgeçip 0ttiğim yer-
ler, ortamlar mı" dıye soruyor Kartoğlu.
-Degü!
"Ben de güzelim. Sağbkh bedenimle, ha-
va koşuüanna göre değişen giy sikrimk?, ki-
mriuzlı kimi hafif tempolu koşuşumla ben
de güzelim. Ben de güzelliğin, güzeüiklerin
soluk alışını duyuyonım. İştediyorum.şnr!_
Koşuyorum." Yine Kaldmmlar şiırinden di-
zelerle:
"Bir siyah adımdır ki kaldınmlarda ge-
ce/Dalgın birhayal gibi eteğini sürüklerj'Göz-
lerim onun kara gözlerine değince/Ey yo-
lumu bekleyen. haydi düş peşime!"
Koşuyor. Dönüşte güzellıklenn engüze-
li karşısmda duruyor Güneşin doğuşu.
Koşması Bakırköy'de sona eriyor. Çıkı-
yor eve. Hemen bır bardak portakal suyu.
gıriyor banyoya..Dökünüyor sıcak sulan.
soguk sulan.. Ooh! Sonra kahvaltıyı hazır-
lıyor. Kansına sesleniyor.
- Cahide, kahvara bazır!
Eşi Cahide...Yanm yüzyıla yaklaşıyor
birlikteliklen. Kenan Harun'un bır şiiriyle
evlenme önensmde bulunarak evlendiğı:
"Kanm olmalısın Cahide/V'aşamahsın be-
nimle aynı hayatv Ka\ak yelleri halinde es-
melisin başımdan!/Bir şarkı gibi içüne dol-
mahsın."
Güç kaynağı kansı. Yaptığı yemekler. he-
le o hiç eksik olmayan makamalar, üzüm
kompostolan..."tşteşiir" diyor kansı için...
Saat 08.00'dir. 'Dost bakkala' uğruyor, ga-
zetesını aiıyor. Cumhuriyet'ı okumaktan
hıç vazgeçmıyor. Beledıye otobüsüne bı-
nip Haramıdere'dekı ışıne gıdıyor. Yol bı-
ter. Cumhunyet bıtmez. Yol bo> unca dost
yazarlarla söy leşılennı sürdürûyor. "lşteşi-
ir!" diyor bir kez daha. tşine geliyor. Geçı-
yor masasının başına. Orhan VeU'nın Dal-
gacıMahmutşiirindekigibı..."tşimgücüm
budur benimyGökyüzünü boyanm her sa-
bahj Hepiniz uy kuday kenj Lyanır bakar-
sınız ki mavl"
Bu ışı Dalgacı Mahmut yapmıyor sade-
ce. Saat 5'lerde yollara düşen Safder Kar-
toğlu da yapıyor.Halide Nusret Zorlutu-
na'nın dilınden diişürmedigı bır şıin daha
\ardır 70'lik delıkanlının: Günler kısaldı
çocuğum Bahar da olsa yaz da olsa/Günler
kısaAetersizVGünler uzundu bir zaman-
laryGüz de olsa. kı; da olsa/Günler uzundu.
bol bol yeterdi insana:'S«?\ gökler genişli-
ğinceyAğla bulutlarla/Gül güneşleıie bera-
ber/Yaşa yaşayabildiğin kadar!7Günler
uzunduyVe\erdJ!_/Şimdi me\sinı bahar!/Ne-
ye yarar?/Bahar da olsa, yaz da olsaAakit
dar/Günler kısayKısa-.
Kartoglu. "Bir şiirdir koşmak" diyor.
"Ben bu şiiri şimdiye dek yurdumun türlü
kentlerinde daha çok İstanbul'da söy tedim.
Yurt-dışında ^unanistan'da Selanik'tesöy-
ledim. Geçen yıl da 10 haziranda Isveç'te
Stockholm Maratonu'nu koşarak söyledim.
Bu yıl 21 nisanda Ingıltere'de Londra Ma-
ratonu'nu koşarak söyleyeceğim."
Koşuyor. Amacı kendısıy le yanşmak de-
gil, başkalanyla da yanşmak degıl. Amacı
saglıklı yaşam için koşmak. Koşuya sağlık-
lı olarak başlamak. saglıklı olarak bitırmek.
Derece o denli önemli değil. Yanşlan biti-
rebılmek apayn bir mutluluk. Hele bekle-
yenleri. güç kaynaklan, kansı, çocuklan.
torunlan..."Koşuyor. koşuyorum" diyor Saf-
der Kartoğlu. Nâzjm Hikmet'in deyişini bi-
raz değiştırerek. "Koşarak yaşamak güzel
şey be kardeşim!"
Hanı kiv ı meyvesının bıle ortalıkta görün-
mediğı zamanlardan kalma dostluklar var-
dır. 'Kuruş'un bir değer ve 1 lırantn oldu-
ğu zamanlar. Bırlıkte güzel şeylere inandı-
ğınız dostlannız. Dünden kalan bir av uç de-
Öer içinde asla vazgeçemedığınız insanlar.
işte o dostların. yanı ûç güzel insanın
Güven'ın. Ümit'in ve Can'ın da babasıdır
Safder Kartoğlu.
Safder Kartoğlu"nun amacı kendisiyle ya da başkalanyla yanşmak değil.
Amacı saglıklı yaşam için koşmak. Koşuya saglıklı olarak başlamak, sağhklı
olarakbftirmek.Dereceodenliönemlidegil.(Fotoğraf: KUBlLAYTÜNTÜL)
TASL.4K HAZIRLIĞI
Promosyona
çekidüzen
gelecek
ANKARA (.\A) - Sana-
yi ve Ticaret Bakanlığı, ga-
zetelerin promosyonlarını
düzenlemekamacıyla birön
kanun taslağı çaiışması baş-
lattı. Konuyla ilgili AA mu-
habirine bilgi veren Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı Müste-
şan Ersen Yavuz,gazete pro-
mosyonlanntn 9 Ocak 1996
tarihinde çıkanlan bir teb-
liğ ile düzenlendiğini, an-
cak bu tebliğin herhangi bir
yaptınmı içermediği için kâ-
ğıt üzerinde kaldığını bildir-
di.
Gazetelerin promosyon-
lannı tebliğ ile düzenleme-
nin imkânsızlığını ve bu ko-
nuda kanuni birdüzenleme-
ye ıhtiyaç olduğunu anla-
dıklannı belırten Yavuz. bu
amaçla ön kanun taslağı ça-
iışması başlattıklannı bildır-
di. Yavuz, söz konusu çalış-
ma kapsamında, Avrupa ül-
kelerinin gazete promosyon-
larını nasıl düzenledikleri-
nin incelendiğini belirtti.
Gazete promosyonlannın
"sağlam ve işler" bir sisteme
ka\uşturulmasını amaçla-
dıklannı belırten Yavuz. söz
konusu çalışma kapsamında
çok alternatifli birön kanun
taslağı hazırlandığını ve ya-
pılacak son değerlendirme
ile bu alternatifler arasında
bir tercih yapılarak taslaga
son şeklinin verileceğini an-
lattı.
Bilgisayar promosyonu
Gazete promosyonlannın
son günlerde bilgisayar ve-
rilmesıyle kızıştığinı da be-
lirten Yavuz, bakanlık olarak
gazetelerin vermeyi taahhüt
ettikleri bilgisayarlara iliş-
kin tüm teknik özellikieri
Sanayi ve Ticaret Bakanlı-
ğı'na bildirmelerini ve bu
özellikieri gazetelerinde de
açıklamalannı istediklerini
bildirdi. Yavuz, bu arada. ve-
rilen bilgiler çerçevesinde
promosyona konu bilgısa-
yarlann teknik özellikleri-
nin zayıf olduğunun anlaşıl-
dığını kaydetti.
Çokeşli yaşayan erkekler kondom kullanmıyor, AIDS testi yaptırmıyorlar
Ya önlem ahnacak ya da AIDS patlayacak•Erkeğin namusunun,
kadınm iffetinin kutsal
olduğu aile'düzenimiz bizi
AIDS'ten kurtarmıyor.
Kansını, kızını, kardeşini
başka erkeklerden uzak
tutarak namusunu koruyan
erkek, başka kadınlaria
birlikte olmakta özgür.
ŞÜKRAN SONER
AIDS'e ilişkin bütün bilinenle-
rin. araştırma sonuçlannın ortaya
konulduğu uluslararası toplantı. en
çok Türkiye'de AIDS'e ilişkin bi-
linmeyenlerin ne kadar çok oldu-
ğunu, yapılmış çalışmalann. alı-
nan örüemlerin ne kadar yetersız
kaldığını göstermeye yaradı.
Türkiye'de, AIDS'ten korunma-
nın ne kadar kolay ve ayııı zaman-
da çok zor, hatta bu tabloda olanak-
sız olduğu ortaya çıktı.
Sıyası otoritenin işi ciddiye al-
ması, gereken yatınmlann yapılma-
sı, AIDS'le savaşıma çok büyük
paralann aynlması, ciddi araştırma
ve egitimin yapılması, halkın her
bireye kadar uzanan doğru bilgilen-
dirilmeden geçirilmesi. çokeşli iliş-
ki ağında kondom kullanımının
sağlanması. seks yolu ile yayılan
hastalıklann tedavi edilmesi. kan
yolu ile geçişın önlemlerinin alın-
ması. HIV-AIDS'ın hastalanma de-
ğil, hastalık kapıldıgı, henüz taşı-
yıcı konumda olunduğu aşamada
yakalanarak yayılmanın engellen-
mesi.. gibi önlemler Türkiye'yi
AIDS salgınından kurtarabilir.
Geiin göriin ki AIDS'e karşı ya-
pılması zorunlu olup da yapılma-
yanlar. Türkiye'de yakın gelecek-
te bir patlamanın kaçınılmaz ol-
duğunu ortaya koyuyor.
AIDS riskine karşı Türkiye'de
ailenin güvence altında olduğunu
öne sürenler, özellikle dinci kesim,
AIDS'in ancak yabancılarla cinsel
ilişki kuranlar, çokeşli yaşayan mar-
jinal gruplar, sosyete.aydınlar. fu-
huş yapanlar. eşcinseller ve uyuş-
tunıcu kullananlar arasında yayı-
labıleceği savındalar.
Oysa yapılan araştırmalar, Tür-
kiye'deki gizli seks trafığinin, bu
kesimlerle. saygın ailelen buluştur-
duğunu. sonuçta her kesim ve her
kültürden aileyi AIDS riski altına
soktuğunu ortaya koyuyor.
Aslını ararsanız işin vahameti-
ni ortaya çıkaracak gerçek araştır-
malar, ne siyasi iktidarlann ne de
bilim insanlannın, ilgili kurumla-
nn işi hâlâ yeterince ciddiye alma-
malan nedeni ile hâlâ yok. Türki-
ye'nin AIDS yayılma haritası çıka-
nlabilmiş değil.
Vesikalı çalışanlar arasında ya-
pılmış küçük küçük araştırmalar.
paralı seks dünyasında bile AIDS'e
karşı en önemli koruyucu olan kon-
domun kullanılmadığını ortaya ko-
yuyor. Paralı seks sektöründe ça-
lışan kadınlar. kondomu bazen kul-
landıklannı. bazen kullanmadık-
lannı. müştenlerinin önemli ço-
gunluğunun bunu istemediklerini,
aynca kendı erkekleri ile kondom
kullanmayı hiç düşünmediklerini
anlatıyorlar.
Nataşa turizmi
Çok kısıtlı araştırmalar, "Nata-
şa" adı altındaki seks turizminin
hem Türkiye'nin her tarafına ya-
yıldığıru hem de bu kadınlarda çok
fazla cinsel yolla bulaşan hastahk-
lar görüldüğünü ortaya koyuyor.
tkiyüzlü ahlakımızda hep görme-
mezlikten gehnmiş bir başka bü-
yük tehlike kaynağı. erkeklerin
kendi cinslen ile de olan seks iliş-
kileri. Araştırmalar, paralı kadın
seksi kadar paralı kadın kimliğin-
de erkek seksinin yaygın olduğu-
nu ortaya koyuyor.
Bir başka önemli risk, iç ve dış
turizm. Turizme yönelik araştır-
malar. otellerde görevli gençlerimi-
zin, yılda ilişki kurduklan kadın
sayısı ileö\ünüp40-50'lirekorlar
peşinde olduklanm ortaya çıkan-
yor. Tabü ki cinsel yoldan bulaşan
hastalıklar ve AIDS'e karşı koru-
masız, kondomsuz ilişkıler. Sade-
ce seks açhğı ıçindeki gençlermı?
Saygın eşlerin, işadamlannm iş ge-
zilerini, küçük tatil kaçamaklannı
sakın küçümsemeyin. Araştırma-
lar. en yoksul kesimden gelenlere
de seslenen, fabrika gibi çalışan
küçük küçük otel ve motellerın
yayginlığını ortaya koyuyor.
Araştırmalar, AIDS'ten kork-
mayan maço kültürlü erkeklerimi-
zın hemen hemen hiç kondom kul-
lanmadıklannı da ortaya koyuyor.
Bu tabloda kendilerini korumak
üzere kadınlann harekete geçme-
si düşünülebilir. Kadınlar kondom-
suz. korumasızcinsel ilişkiyekar-
şı çıkabilir. Orada da tekeşli aile ka-
dını ve sevgililer için sorun, erke-
ğin kaçamaklannın, ihanetlerinin
yüzlenebilmesı. Çünkü tekeşli ka-
dın erkekten kondom kullanması-
nı istediğinde. erkek de bunu ka-
bul ettığinde kaçamaklannı. ihanet-
lerini de itiraf etmiş olacak.