Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK1996PAZAR
HABERLER
Bahçelievler'de öldürülen Latif Can'ın ailesi, içine gömdüğü acıyı 18 yıl aradan sonra tekrar yaşıyor
Bir oğııldaıı diğerine.•.
BERAT GÜNÇIKAN
-2-
Her şey o tahta ba\ulun
içinde. Nüfus kâğıdı. ilkokul,
ortaokul karnesi. mektuplan.
gazete kupürleri... Latif
Can'ın yırmi yıllık yaşamını
bu tahta ba\ul saklıyor tam
on sekiz yıldır. Contacı İh-
san Can, mektupları uzatıvor.
istiyor kı kendisı değil, yaz-
dıklan anlatsın oğlunu:
•*Kı> metli babacığım.
Göndermiş olduğun kutla-
ma mektubunu aldım. \e ka-
dar üzüldüğünıü bilemezsi-
ni/.Nt-deni ise hâlâ beni anla-
mak isteme\ işinizdir. Ben ilk
zamanlar hariç. hiçbir za-
nıan şan. şeref \e şöhret pe-
şinde koşan bir maceracı.
anarşist olmadım, olmayaca-
ğını da."
Gazete kupürleri çıkarıl-
mıyorbavuldan. N'e Ihsan ne
de Meryem Can'ın oğullan-
nm kurşunla parçalanmtş be-
denini görmeye tahammülü
\ar. Heleyaral'an böyleyeni-
den kanatılıyorken.
Kolav nıı büyütülmüştü o
oğul? Koca sülalenin üniver-
site bıtirmış tek çocuğu ola-
caktı. Övle cana yakın. öyle
müte\azı. öyle akıllıydı ki...
Bir okuldan diğenne...
E\ lenmelerinin üzerinden
bir vıl geçmemişti. Latif"i
doâurduâunda Meryem. Ta-
riffl Şubat I958'dî. Latif i
üçer % ıl arayla Sacıde \ e Tah-
sin ızledi. Kuran kursuna git-
tı önce Latif. bırkaç ay için-
de ezberledi Kuran'ı. lhsan
kararlıydı. Latif okuyacaktı.
llkokuîdakı başansıylagurur
duydu oğlunun. ortaokulda
daha bir arttı gururu. Çalış-
kandı. Ufak tefek olmasına
rağmen futbol. basketbol oy-
nuvordu ve sporda da başan-
lıy'dı oğlu. Ortaokulu bitırdi-
1
ğinde önce Kuleli Askeri Li-
sesi'negözdikti Latif. Müla-
katı kazandı. Aynı tarihlerde
Heybeliada'dakı sınav lara da
girdi, mülakatta yine başan-
MeryemCan,ençok Başbakan Vardımcısı lansuÇiller'in Bahçelievlerkatliamıylaileilgilisorularalafidolandırarakcevapverme-
sine kızıyor. İhsan Can ise kendisini. parlamentoya güveni kalmayan yüzde 90'ın içinde görüyor. (Fotoğraf: ERZADE ERTEM)
ülkeyi kurtarmak, şu okulu tamiregidiyordu. Yinedepa- diğindekızamadıbile. Oğlu-
bitirseönce... Partililerleko- rasızbırakmıyorlardıoğulla- nun yıkanmış. kefenlenmiş
nuşuyordu: "Hepiniz birer rını gurbet elde. Öyle ya sü- bedeniyle döndü Yenişehir'e
X-/atif Can. Bahçelievler'de
öldürüldüğünde yirmi
vaşındaydı. Meryem ve
lhsan Can'ı acıdan koruyan
yeni bir oğul oldu.
Doğumdan iki saat sonra
Meryem'in çığlıklannı
duydu thsan; "Latif im geri
döndü..."
lıydı. ama o hangısıne gıde-
ceğine karar veremedi.
Sıra üniversiteye geldığin-
de sınav »onuç kâğıdında
Bursa Eğitim Enstitüsü Ma-
tematik Bölümü yazıyordu.
Daha lisede sol düşünceden
yanaydı Latif. insandan. eşit-
lik ve banştan... Yenişehir
Kültür Derneğfne katıldı.
Üniversitede de Türkıye İşçı
Partısı'nden yana tavır aldı.
İlçe başkanı seçildi. Genç
Öncüdeyeraldı.Biryılı sar-
dı. bitirse matematik öğret-
meni olacaktı. okulu bıraktı.
Babasına. "Ben" dedi. "bir
daha gireceğim üniversite sı-
navına..."K.orktu lhsan. ka-
zanmak kolay mı? Ama ka-
zandı Latif Bu kez Anka-
ra'da okuyacaktı. Hacettepe
Üniversitesi tstatistik Bölü-
mü'nde.
Daha ortaokuldaydı. çalış-
maya başladı. İnşaatlar, tarla-
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ,',
— Şehir Tiyatroları
30 Kasım'dan itibaren
HARBİYE MUHSİN ERTUĞRUL SAHNESİNDE (240 77 20)
ÇOCUKOYUNU
KÜÇÜK NASRETTİN
YAZAN SERPİL AKILLIOĞLU
YONETEN NEDRET DENİZHAN
SAHNiE TASARİMI AYŞEN AKTENGİZ
GIYSİ TASARIMI AYSEL DOĞAN
MUZIK MELİH KİBAR
MUZIK DUZENLEME MELİH GUZEL -BERRİN AKDENİZ
KOREOĞRAR EFTAL GÜLBUDAK
OYNAYANLAJfc BERR.N AKDEMZ ŞEv-CET A /JAR MEHMET S
USKAN ÇELE& RAHMI ELHAN - ILHAN KîLIMCI
BAŞAK KOKLUKAI'A . AZVZ SARVAN - CEM URAS -
LEVENT oZUrıCU StLÇUK YU<SEL
BILET SATIŞLARI BAŞLAMIŞTIR.
OYUN GÜNLERİ: Her Cumartesi / Pazar saat: I I.OÛ'de
Ulusla rarası
• ı ı
RAMIREZ'in
Flamenko Dans Sınıfına
1996 -1997Öğretim yilı için öğrenci
alınacaktır
PROGRAMİN AMACI
Profesyonel nitelikli flamenco dans sanatçtsı yetisfirmek
ve beden estetigi ile muzilcsel işitme ve riîm duygusunu
geliştirmelc
Aynca başarılı otan ogrencileri uluslararosı flamenco
dans festivallerine, yaz kurslonna ve yanşmalannfl
katılmalannı saglamaktır.
PROGRAMİN İÇERİĞI
Tefcnik, aşamalı olarak 4 yıl boyunca sûreceWtr;
Degerlendirmeler her dûnem sonu yapıiacaktır.
(Dönemler 5 aydır.) Çalışmalarda canlı müzik
(gitarist) eşliğinde olacakfır ve ögrencinin artistik
gelişmesini göstereceksarıne sunuşiarı cjiacaktır.
FLAMENCO DANS BOLUMU - SINAV ŞARTIARI
Tercihen daha ûnce bale veya dans eğitimi almış olan,
Ingilizce, Fransızca, ispanyolca veya italyanca
dillerinden birini bilen,
En az orta okul mezunu olan her yaşta ogrenci giriş
sınavı ile alınır.
I PROGRAMİN SÛRESİ
Haftada 2 gûn 4 saat.
Toplam sure 4 yıldır.
İSONBAŞVURU • SINAV:
28 Aralık 1996 29 Aralık 1996 / saat:
16.00
T.C. M.E.B. OZEL PERA GUZELSANATLAR
Sıraselviler Cad. Billurcu Sok. Billurcu çıkmazı
No. 14 Taksim - istanbul
Tel: 0(212)2454460-2445203-2523082
da çapada. nerede bulursa
orada... Hiç iş bulamadı mı.
bahçelerindeki sebzeyı top-
lar, top sahasının öniinde sa-
tardı. Kadastro Lisesi'nin sı-
nav larına gireceğinde bile, y-
ol parası için amcasının ayçı-
çeği tarlasında çalışmı^tı
ye\miye karşılıgında... Ens-
titüde okuduğu yıldı. Tat
K.onser\e Fabrikası'nda işe
girdı. Biray sonraydı. perso-
nel müdürü lhsan Can'a ge-
lıp "Oğlunu işten çıkaraca-
ğjm" dedi. İrkildı. Kadın iş-
C.İ çoktu. "Bir sarkınûlık mı
yaptı~ diye sordu. "Karşı mı
geldi, çalışmadı mı?" Hiçbirı
değildı. "İşçiyi örgütlemiş"
diye söylendi müdür. "Beni
dinlenıiyortar artık. Latif ne
derse onu yapıyoriar."
Bövle ikna yeteneği olan
biriydı işte. lhsan Can kor-
kuyordu. bukadarönlerdey-
er alması? Ona mı kalmıştı
meslek sahibi olmuşsunuz, siz
geçin başa, oğlum önayak o\-
masın artık..." Onların da ya-
pabileceği bir şey yoktu. ar-
kadaşlan Latif'i istiyordu.
Sadece parti çalışmalan de-
ğildi insanlan ona yakınlaş-
tıran. Ah o insan sevgisi yok
muy du onda? Bitişik komşu-
ları vardı Ul\ iye Hanım. dul-
du. kimsesizdi. Her gün ona
uğrar. "Ekmeğin \ar mı" di-
ye sorardı. yoksa alırdı...
Çalışsa da Ankara'da oku-
mak kolay mı? İhsan Bey
sonradan otobüse ortak olsa
da yetmiyordu para. Annesi
Meryem. çapaya gidiyor.
ye\miyesıni Latif'e gönde-
rilmek üzere kocasına \eri-
yordu.O zamanlar yollarbo-
zuk. Austin marka otobüste
ikide bir anza çıkıyor. para
T.C. Kültür Bakanhgı
İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESİ
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİNPE
Georges Bizet
CARMENopera 4 perde
Orkestra Şefı: Antonio P1ROLLI
Sahneye Koyan: Yekta KARA
Dekor-Kostüm: Dirk HOFACKER
Koro Şefi: Gökçen KORAY
Koreografi: Nil BERKAN
Işık: Ahmet DEFNE
Sanatçılar:
Jaklin ÇARKÇI / Erol URAS / Lynn T. ÇAĞLAR
Mete UöUR (Devlet Sanatçısı) / Suha YILDIZ
Efsun ÖZTOPRAK / Gonül ONAT / Kenan DAĞAŞAN
Nursel ÖNCÜL / Ozlem ABACI / Mine MATER
Şamil GÖKBERK / Bulent ATAK / Ferdi ATUNER
Ali IhsanONAT / Hülya SANCAKLI / Nilgün ARDA
Erkan TEZCAN / Ahmet YAZ1CI
İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ
ORKESTRA VE KOROSU
28 Kasım Perşembe 20.00
30 Kasım Cumartesı 20.00 (Gala)
12 Aralık Perşembe 20 00
14 Aralık Cumartesı 20 00
19 Aralık Perşembe 20 00
26 Aralık Perşembe 20 00
varan
A K M .)ibi- tel: (02121 251 10 23 / 251 5« 00 17 hatl 2S4
Cspitol tel 102161 391 19 20 (10 hat)
Caruseltel I0212) 570 84 34 (10 h.ıt) 144/145
T.C. Kultur Bakanlıgı
İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESİ
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'NDE
S.Balsanyan
LEYLA İLE IVIECIMUIM
b>ale 2 perde
Koreografi ve Sahneye Koyan: Ray BAfKA ' Orkestra Şefı Elşad BAGKOV
3 Aralık Salı 20.00
R.Rodgers / O.Hammerstein
KRAL VE BEN
müzikal 2 perde
Orkestra Şefi: Sardar YALÇIN ' Sahneye Krjyan HjPdun DORMEN
4 - 25 Aralık Çarşamba 20 00
G. Verdi
AIDA
opera 4 perde
Orfcestra Şefi: Orhan ŞAUJEL Sahneye Koyan: Yekta KARA
5 Aralık Perşembe 20.00 / 17 Aralık Salı 20 00
A.l. Haçaturyan
SPARTAKÜS
b>alo 2 perde
Koreografi ve Sahneye Koyan: Youri VAMOS / Orkestra Şefi: Elşad BAGROV
7 Ar»hk Cumsrtesl 1S30/ 11-18 Arahk Çarşamba 20.00
G.Puccini
TURANDOT
opera 3 perde
Orkestra Şefi: Ortun ŞAUJEL ı Sahneye Koyan Ydcta KARA
10 Aralık Salı 20.00
BALEDE ÇEŞİTLEMELER
GELBEMBUL BEYAZ
KoreograU KtMeografi Kofeografi
SıtKİ KASAPOĞLU Haldun YEDİCAN ErdaJ UĞURLU
13 AraiıkCuma 19 00
TAŞİKARDİ BAYRAMSABAHI
A K M (jı^e tel (0212) 2S1 10 23 / ?M S6 00 |7 hat) 2S4
Capitol tel: IO216I 391 19 20 (10 hat)
C^ıusfl Tf\ Ci2^?i
r
.7O }« 34 (10 haTl 144/14S
rasız bırakmıyorlardı oğulla-
rını gurbet elde. Öyle ya sü-
lalede tekti. o güldürecekti
yüzlenni... Son gelişindeydi.
babasına "Ben nişanlanaca-
ğım" dedi. "N'^le** diye sor-
du thsan. "Biliyorsunzorge-
çiniyoruz." Giiİdü Latif. öyle
para falan gerekmiyordu, yü-
zükleri takacaklardı o kadar.
tören mören istemezdi. Ama
o\üzük de takılamadı...
O gün,haber
geldiğinde...
Sık sık mektuplaşıyorlar-
dı baba-oğul. L'\anvorduoğ-
lıınu "Ortalık kanşık, anıan
dikkatet™" ^'anıt sakınleştı-
ricıydi. "Korkma baba..." A-
ma yine de... O gün. yani 9
ekim sabahı. Meryem yine
çapaya gittı. aklında iki gün
öncekı sıkıntı. Ramazandı,
tebarekede fenalaşmış. e\e
dönünce "Oğlumuzun başı-
nabirşeygelirse"*demiştı ko-
casına. "Gider Ece\it'i, De-
mirel'i tartaklanz_."Ihsan
Bey. terzi arkadaşının dükkâ-
nındaydı. o güne kadar elıne
silah almamıştı. ama arkada-
^ındaki kırma tabanca ilgisi-
ni çekti. "Ortalıkkanşık"dı-
ye söylendı. "Bi/ de alsak
otobüse..." O sırada dükkâna
giren oğlunun arkadaşlannı
görünce şaşırdı. Biri koluna
ginp "Şöyle bir yürüyelim"
dedi. Oğluna bir ^ey olup ol-
madığını sordu. Yanıtı bek-
lenıedi. yüzleri ne oldu»unu
anlatıyordu. Meryem. kay ın-
biraderinı motorla tarlanın
içinde görünce bir çığlık at-
tı. "Latirdiyebıldı. "Oğlu-
ma ne oldu?"lhsan Anka-
ra'\ a gitti. Partının "Burada
bir tören düzenJeyelim" iste-
ğıne rağmen o Venişehir'de
gömülmesinden vanaydı.
Eve gidip baktı. sonra da
Bahçelie\ ler Karakolu'na. i-
ki mi. üç mü pırpırlı. şimdi
anımsayamadığı komiserso-
rulannı yanıtladı. Partililer
olanlan anlatmıştı. biliyordu,
bu vüzden komiser, "Onlar
kız >üzünden ka\ga etmiş,
birbirlerini \urmuşlar" de-
Meryem kendinde değildi.
Birgecee\indeyatmasını is-
tedi yine de oğlunun. Latif
büyük odada v erde yatarken.
cinayeti soruşturmakla yü-
kümlüdört kişi e\i anyordu.
Kitaplartektekkans.tırıhyor
ne \ar. ne yok bakılıyordu.
O göre\ lilerden biri. yıllar
sonra Polatlı'da karşılaştığı
bir şoförle Ihsan'a selam
gönderecekti:
"Araştırmalanmız bize ço-
cuklann pankartasmadışın-
da bir e> lenıe katılmadıkian-
nı gösterdi. Hiçbir suçları
yoktu. Katillerin bir kısmını
yakaladık. ama Milli>etçi
Cephe hiikümeti bi/i dağıttı.
Çiinkii bu olayın çok daha
\ ukanlara gittiğini fark ettik.
Ben de kahrettim. istifa et-
tim_" Cenaze tören i. başsag-
lığı dilekleri arasında geçti
ilk günler.Bu acı dayanıhr gi-
bi değildi. Sacide. ağlamayı
unutacaktı. Tahsin ne olup
bıttiğıni anlamaya çalışacak-
tı. Meryem, yine çapaya gi-
diyordu. Bir kız \ardı el ıçı-
ne kan^acak. ona çeyiz ha-
zırlanmalıydı. Bütüna\untu-
lan. Latif'in ölümünden bir
ay sonra dogan eltisinin oğ-
luydu. Ona da Latif adını \ er-
mişlerdi. Ama yine devetmi-
>ordu.
Sarılacak. sığınılacak baş-
ka bir ^ey olmalıydı. Mer-
yem. kırkındaydı. ama bile
isteye hamile kaldı. Doğum
vaktı geldiğinde. doktorlar
rahminin büyüdüğünü kente
gitmesı gerektığini söyledı-
ler. Doğumhanevealındıktan
iki saat ^onra haber geldi İh-
san'a. "Bir oğlunuz oldu..."
Bursa De\let Hastanesi'nde
kansının yattığı oda\a gırdı.
Onu görünce bağırdı Mer-
yem. " Latif"im geldi. Latif
geri döndü..."
El bebek gül bebek büyü-
dü Latif. "Beniözelyaptınız"
diyordu annesiyle babasına
"Özel okutacaksınız..." Bir
gün. kuzenleriyle ders çalı-
şırken halası. "Ah keşke La-
tif olsaydı. o çalıştınrdı sizi"
demişti. Latif de mınldan-
mıştı "O>aşasa\dıbendoğ-
mazdım." Nleryem. ağlasın
mı. gülsün mü bilememişti.
İhsan. otobüsü sattı. Oğlu ak-
lına geldiğinde kafası kanş,ı-
yor, korkuyordu. "Allah ko-
rusun"di\ordu. "Kırkkişita-
şıyorum, \a bir kaza yapar-
sam bu dalgınlıkla..." Veğe-
ni\ le birlikte bir conta atölye-
si açtı. Meryem yüreğinde
sakladığı acıları on yıldan
sonra çıkardı. Tansiyonu yır-
miye çıktı. bedenini kontrol
edemiyor. sürekli çırpınıyor-
du.
I2E>lüiöncesindeCHPıl
meclisi > önetiminde yer alan
İhsan. sıyasetı bıraktı. acım.
kararlanmı etkılerdiyekork-
tu. Arkadaşlannın. "Boşadü-
şersin, sıkıürsın" uyarılanna
rağmen yönetimden aynldı.
Ne sağa gü\eni \ardı artık.
ne de sola. Bir gazetede oku-
mus.tu. "Halkın yüzde dok-
sanı pariamentoya güvenmi-
yor" diye. o da o yüzde dok-
sanın içindeydi. Oğlunun ka-
tılleri dışardaydı, neler oldu-
ğunu en iyı bilenler. kı bun-
lardan biri Ecevıt'ti susuyor-
du. Hele şimdi... Katiller
kahraman kesilmişken...
Meryem evden çıkmıyordu,
İhsan neler olup bittiğini an-
layamıvordu... İlk bir hafta
tele\ izyonlarda yeniden
oğullarının ölüsünü görmek.
varalarını kanatmıştı... Şim-
di de\let elden gidiyor diye
hayıflanıyorlardı. Hele Çil-
ler'in Bahçelievler katli-
amıyla ilgili sorularsoruldu-
ğunda lafı döndürüp dolaş-
tırması. en çok bu kızdırıyor-
du Meryem'i. Beyni uyuşu-
yordu. Torunlar birbirlerine
soruyordu. "Amcamıkimöl-
dürmüş. neden?" Dedeleri-
nin telev izyon karşısında ağ-
lamalannı bir türlü kavraya-
mıyorlardı. Neden? Nasıl?
Işin kötüsü İhsan da ne anla-
tacak bilemiyordu... Ya kü-
çük Latif O büyüyor: aklı-
nın bir yerinde hiç tanımadı-
ğı. ölü bir ağabeyin izlerini
saklı tutarak...
Savcılar sınavı veremedi
Tansu Çiller, Çatlı'yı
dayanaksız savundu
EVİNGÖKTAŞ
ANKARA - Mahkeme kararıyla aranan kat-
liam mahkûmu ülkücü Haluk Kırcı'nın canlı
yayınlara katılmasına \ e sıvasılenn de aralann-
da bulunduğu pekçok kişının, 18 >ıldır aranan
katliam zanlısı ülkücü Abdullah Çatlı >la \ıl-
lardır görüştüklenni açıklamalanna karşm. \ ar-
gının hiçbir işlem yapmaması eleştırı oklannın
savcılara yönelmesine neden oldu. DYP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çil-
ler'in. "mahkûmivcti ohna-
dığı" gerekçesiyle savundu-
ğu Çatlı'nm. uyusturucu ka-
çakçılığı nedenıyleyurtdışın-
da 5 yıl ceza aldığı ortaya çık-
tı. Savcılar. 7 TİP'linin öldü-
rüldüğü katliam \e yurtdı^ın-
da uyuşturucu kaçaİcçılığı ne-
deniyle aldığı 5 yıHık mah-
kumiyet nedeniyle aranan
Abdullah Çath'yla yıllardır
görüştüklerini açıklayan ki-
şilenn ifadesine bile başvur-
mazken. canlı vayında saatler
süren programlara katılan \e
mahkeme kararıyla aranan
katliam mahkûmu Haluk Kırcı'nın yakalanma-
sı için de harekete geçmediler. Bahçelievler
katliamında öldürülen 7 TİP'linın avııkatı Er-
şen Sansal. "Bu ülkede cumhuriyet savcıları
\ük mu. neden KuTi'nın adresini tespit edip ya-
kalamıyorlar?" dedi. Sıkıyönetım Askeri Mah-
kemesı'nce ıdam cezasına çarptınlan \e 1991
vılında tahlıve olan Haluk Kırcı hakkında da-
ha sonra yeniden tutuklama karan verildiğini
anımsatan Sansal, şunlan söyledi: "HalukKır-
cı. Bahçelievler katliamı davası başladıktan iki
• Savcılık ve emniyet
mahkeme kararıyla
aranan katliam
mahkûmu Haluk Kırcı
hakkında, canlı
yayınlara katılmasına
karşın hiçbir işlem
yapmıyor. Katliam
zanlısı Çatlı konusunda
da yanlış araştırma
yapıldığı ortaya çıktı.
yıl sonra yakalandı. Sıkıyönetim Askeri Mah-
kemesi'nde aynca yargılandı, ancak daha son-
ra bu dava ana davayla birleştirildi. Kırcı mah-
kemede idama mahkûm edildi. Bu karar \ar-
gıtay'ca üç kez onandı. Ancak 1991 vılında çı-
kan Terörle Mücadele \a.sası ile Kırcı. 10 >ıl
yattıktan sonra şartlı tahliye oldu. Çünkü vasa.
idam cezasına mahkûm edilenlerin 10 >ıl yat-
tıktan sonra tahlivesini gerektiriyordu. Öldü-
rülen 7 kişi olduğu için. öldürülen her bir kişi
için 10 yıl vatması gerektiğine karar verilerek.
Kırcı hakkında daha sonra ye-
niden tutuklama karan çıka-
rüdı. Kırcı'nın yıllardan beri
aranmasının nedeni bu." Avu-
kat Erşen Sansal. Dışişleri Ba-
kanı ve Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller' ın. Çatlı konusun-
da verdiği bilgilerin yanlış ol-
duğunu açıkladı. Çatiı'nın.
uyuşturucu kaçakçılığı nede-
niyle İsv içre'de 5 > ıl hapis ce-
zasına mahkûm olduğunu
anımsatan Sansal. Türk Ceza
Yasasf nınlTCYl-UeS.mad-
deleri u\arıncayurtdışındaaiı-
nan bir nıahkûmiyetın >urtiçinde de geçerli ol-
duğunu kaydetti. Avukat Erşen Sansal. bırçok
skandalı ortaya çıkaran Susurluk kazasıyla il-
gili şu ana kadar ciddi bir soruşturma başlatıl-
madığına dikkat çekerek. "Bahçelievler katli-
amı davasında aranmakta olan Abdullah Çat-
lı.yakalanıp adalete teslim edilmesi gerekirken.
bugün 'şerefli ve kahraman bir Türk evladf
olarak karşımıza çıkıvor. Bu katliamın sonım-
lulannda bugüne kadar sürekli artış olnıuş.
Devletin en yetkililerini kapsar hale gelmiş" de-
di.
ANKARA NOTLARI
MLSTAFA EKMEKÇİ
Cenaze Töreninde...
Faşıstlerın canavarca öldürdükleri altı genç toprağa
verildiler. Beşinin ölüsü. ailelerce alınıp çeşitli araçlarla
gençlerın dogdukları yerde gömüldüler. Ankara'dakı tö-
rende bulundumlmamışlardı. Söylentılere göre hükü-
met ya da yöneticiler. Ankara'da tören düzenlenmesın-
den yana değıldiler. Kışkırtmalar olmasından, olaylar
çıkmasından çekınıyorlardı. Cenazeler kaldırılırken de
yeni ölüler olur muydu?
Polis. daha olay günü. ölüleri Karşıyaka Mezariığı'nın
morguna taşımıştı. Olaysız oradan kaldırılsın işte, de-
meyegelirdi bu tutum.
TİP Genel Başkanı Behice Boran. Başbakan'layap-
tığı konuşmada ondan ıkı şey ıstedı Biri ölenlerin ce-
naze törenlerınin yapılması, öbürü katillerin elinden ya-
ralı olarak kurtulan Serdar Alten'ın bakımının güvenlik
içinde yapılmasıydı...
- Aman ya cenaze töreninde olay çıkarsa ? sorusu bir
ölçüde yılgınlığa. yöneticılerı. TİP yöneticilerine güçlük
çıkarmaya değın götürdü.
- Aılelen ızın vermiyor, ölülerini törensiz, kendileri gö-
mecekler denildi.
Jandarma Genel Komutanlığı'ndan gelen bir albay,
tören sabahı, Karşıyaka Mezarlıgı'na gelip cenazeler-
den birıni erlerle götürdü. Tören yaptırılıp yaptırılama-
yacağına bir türlü kesın karar verilemiyordu.
Behice Boran. telefonla (Başbakan) Büient Ecevit'i
aradı, durumu anlattı. Çıkarılan güçlüklerı de... Tören-
ler yapılmalıydı.
Oncekı akşam. cenaze töreninin yapılmasına izin çık-
tı. Ancak bir Salih Güvendi'nin cenazesi kalmıştı...
Cenaze törenı büyük oldu Ankara'da. Solun bütün
kesımlerı, cenaze töreninde buluşmuşlargibıydi. Kuru-
luşların temsilcıleri, eskı TİP'lıler. tabıı senatörler, yazar-
lar. sanatçıların çoğu oradaydılar. TlP'in eskı genel baş-
kanlanndan Şaban Yıldız ıstanbul'dan gelmışti. Tur-
gut Kazan da törenlerın yapılması ıçın nasıl çırpınmış-
tı? Sadun Aren, "Barış Derneği" Genel Sekreteri Enis
Coşkun, Niyazi Ağımaslı belleğimde kalanlardı tören-
de. Behice Boran'ın yanında Nihat Sargın ile TİP yö-
neticıleri yürümekteydıler.
Gençlik kesimi, ayrı ayrı kendi sloganlarını söyledi. 01-
dum olası. sloganlarla, duvar yazılarına tutulduğumu,
yer yer -gençlik sloganlarla yetişiyor- diye eleştirdığimi
okurlar bılır. Ama bu ayrılık en az göze çarpar bıçimdey-
di cenaze töreninde. Ağırbaşlılık bozulmadı. TlP'liler:
- Silahımızpartimız, öndehmiz Boran sloganını söy-
lüyorlardı.
Ortak sloganlar vardı:
- Katiller bulunsun, hesap sorulsun!
- MHP, ÜGD kapatılsın. kahrolsun faşızm!
Gençlik kesimlerinın temsılcileri arasında CHP'Iİ
gençler de vardı. CHP'Iİ Ankara Beledıye Başkanı (AJi
Dinçer) başsağlıgı dilemiştı. Hükümetten kimse yoktu.
Maltepe yolunda on binler yürürken. balkonlarda in-
sanlar. yaşlı gözlerle bakıyorlardı. Bir kadın ağlıyordu.
Büyük kalabalık. Maltepe'de Ülkü Ocakları önünden
geçerken. balkonda daha bıyıkları terlememış ıkı ülkü-
cünün guldüğünü, sıgara içerek geçenlere baktığını gö-
renler çok kızdılar. Balkona dogru bağırdılar:
- Kahrolsun faşızm!
Polısler Ülkü Ocakları önünde geniş önlemler almış-
tı. Olay çıkmadı...
Karşılaşan dostlar. hüzünlü konuşuyorlardı, fısıldargi-
bı:
- Hep cenazelerde buluşuyoruz!
Doğan Öz'ün eşı oradaydı.
Dışarda gençler bağırıyorlardı.
- MİT, MHP. Kontrgehlla, Ülkü Ocaklan kapatılsın! Ka-
tiller bulunsun, hesap sorulsun!
Cenaze törenı. sınmış halkın bir yılgınlığını gideriyor
gibiydt...
Sadun Aren, ilk bu Maltepe yolundan 27 Mayıs'ta
"Devrim şehitleh"n\n cenaze töreninde geçtiğıni anla-
tıyordu.
Tören Tandogan'da sona erdi.
Behice Boran. yaptığı konuşmada şöyle dedi:
- Gencecik arkadaşlanmızdı. Yaşamlan çok kısa sür-
dü. Ama anlamlı biryaşamdı bu. Yaşları küçüktü ama,
yüreklen büyük, bilinçlen yuksektı. Yaşamlannın ama-
cının ne olduğunu, ne için dövüştüklenni, bir gün öle-
ceklerse eğer, ne için öleceklerini bıliyorlardı. Kendi
yaşam ve kavgalannın ışçı sınıfının. geniş emekçı kit-
lelerin, tüm ilerici, yurtsever güçlerin yaşam ve kavga-
lannın bir parçası olduğunun, o kavganın önünde yer
aldıklarının bilincındeydıler. Bu ıçenkle ve o bilınçle ya-
şanan biryaşam, olgun bıryaşamdır. Gerçekten yaşan-
mış biryaşamdır. Uzun, boş, anlamsızyıllarla süren ya-
şamlann hiçbir zaman olamadığı kadar...
Törende düşünüyordum...
Törenin olaysız geçmesi bile, beğenmedığimiz Ece-
vit hükümetinin. geçmış MC (Milliyetçi Cephe), Ye-Me-
Ce (Yenı Milliyetçi Cephe) hükümetlerinden degişık ol-
duğunu göstermekteydı.
Bir yandan katil sanıkları saptanmakta, gözaltına alı-
nıp tutuklanmakta... Türkiye'de umutlarını hükümetin
gitmesıne bağlayanların umutları kursaklarında çörek-
lenmekteydi.
Dogan Öz'ün katil sanığı (Ibrahim Çiftçi), hükümet
düşerse gelip teslim olacagmı söylüyor. Yakalanıp po-
lıse, savcıya açıklamalarda bulunan sanıklar. amaçları-
nın hükümeti düşürmek olduğunu saklamıyorlar...
(Cumhuriyet, 13 Ekim 1978. "Ankara Notlan")
• • •
Ankara Adliye Sarayı'nda dün on tutanak yazmanı
(zabıt kâtıbi) için yapılan sınav çokönemliydi: 35P0 kişi-
den kımın kazanacağı da belli miydi! Unutmadım, du-
racağım üzerinde daha. Tutanak yazmanı bahane. a-
maç Refah'ın Adalet Bakanlığı'nda örgütlenmesi. Takıy-
ye bayım, takıyye!..
B U L M A C A SEDAT YAŞ
SOLDAN SAĞA:
1/ Anadolu'nun.
dolayısıv la da As-
ya kıtasmın batı-
dakı en uç noktası
olan burun. 2/"- -
- kaşlann çatar
Gamzesı sineme
batar"(Karacaoğ-
lan)... Sakağı da
denilen ölümcül
hayvan hastalığı.
3/"Pezevenk" an-
lamında kullanı-
lan bir sövgü sö-
zü... Temel. esas.
4/Maksat... L'tanç
duyma. 5/ Soytanlığa. ru-
haflığa. karıkatüre verdiği
öncelikle ayırt edılen ede-
biyat ve sanat türü. 6/ Çıt.
perde... "Allah'a sığın
şahs-ı halimıngazabindan
yumuşak huylu atın 5
çiftesipektır"(ZıyaPaşa). 5
II Briçte bir roberi oluştu-
ran iki bölümden her b\ri...
Bir maymun cinsı. 8/Acın-
ma. yennme... Teşhis. 9/ ç
Bir türbılve oyunu.
VLK.ARlb.4N AŞAĞIVA:
1/Avcı kulübesı... Merkez. 2/Telefon sözü... On iki düzine.
3/ Halk arasında tohuma verilen ad... Mimarlıkta "sahın"
anlamında kullanılan sözcük. 4/ Hırıstıvanlıkta kılise tara-
fından venlen ""cemaatten kovma" cezası... Birnota. 5/Söv-
gü. 6/Mezopotamya"dakurulnıuşen büyük sitelerden biri...
Ayakkabı çekeceği. 7/ İskambılde bir kâğıt... Atların alın-
lannda bulunan beyaz leke. 8/Hindistan'da yaygın olan Sıh
dıninin, XVI. yüzyılda yaşamış kurucusu... Hatıra. 9/Çıkar
yol. çare... Bir mevsim.