28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 1995 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Toplusözleşmeler konusunda Türk-Iş yönetiminin aptallıkla suçlanması gerginlik yarattı Tarbşmalar kavgaya döndü• Türk-Iş'in "düzen partilerinin dümen sırvuna girmekle" suçlandığı genel kurulda Başbakan Tansu Çiller'e "faşist" yakıştırması yapıhrken Türk-Iş Genel Başkanı Bayram Meral de "Çiller'den merhamet bekleyerek sendikacılık yapmakla" suçlandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-İş Genel Kurulu"nun 2. gününde, delegelerin konuşmalan, kavgaya dönü- şen tartışmalara yol açarken liste bildi- riminin 9 aralık cumartesi gününe erte- lenmesi. taraflar arasındaki aday ve de- lege kapma mücadelesini hızlandırdı. Türk-tş'in "düzen partilerinin dümen suyuna girmekte" suçlandığı genel ku- rulda Başbakan Tansu Çiller'e "faşist" Genel kuruldan notlar yakıştırması yapılırken Türk-İş Genel Başkanı Bayranı Meral de "Çiller'den merhamet bekleyerek sendikacılık yap- makla" suçlandı. "Seçime endeksli" olarak nitelendin- len kongrede, Türk-Iş yönetimi ıle mu- halefet arasındaki gerginlik, Türk-İş yö- netiminin "aptallıkla" suçlanması üze- rine, saflan keskinleştirdi. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Me- ral'in listesindeki genel sekreterlik yan- şı. aday sayısının 3"e çıkması üzerine kı- zışırken Meral'in rakibi Tes-lş Sendika- sı Genel Başkanı Fanık Barut'un liste- sınde. genel teşkilatlandırma sekreterlı- ğinin Beledıye-İş Sendikası"nın belirle- yeceği bir isme venlmesi konusunda an- laşma sağlandı. Listeler. taraflann birbirlerinden aday ve delege kapma mücadelesinın "adam adama markaj" çalışmalanna dönüşme- sı nedeniyledündekesinlikkazanmadı. Genel başkan adaylan Meral ve Ba- rut'un yanı sıra. ortada olan \e alterna- tıf liste çıkarma eğilıminde olan sol ka- nattaki sendikalar da önceki gece kulis çalışmalannı, delegelere verdiklen ye- meklerle sürdürdü. Liste oluşturma çalışmalarının. cuma günü sonuçlanabıleceği belirtılirken dünkü kulıslerde. Meral'in listesindeki genel sekreterlik yanşı kızıştı. Türk-tş Genel Eğıtim Sekreteri Salih Kıhç ile Türk Harb-İş Sendikası Genel Başkanı İzzetÇetin'in yanı sıra. Türkiye Maden- İş Sendikası Genel Başkanı H. Hüseyin Kayabaşının da genel sekreterlığe aday olabileceği ileri sürüldü. Barut'un listesinde. genel teşkilatlan- dırma sekreterliğinın Belediye-lş Sen- dikası'nın belirleyeceğı bir isme veril- mesi konusunda anlaşma sağlandı. Bu göreve Belediye-lş Sendikası Genel Başkan Yardımcıst Mustafa Solmaz ya Kirli çamaşırlar çıkanlıyor ŞÜKRAN SONER AMCARA - "Türk-İş genel kurulu çalışma- lan çok tatsız-tuzsuz bir havada başladı" de- dikse. canlandırmanın yolu kavga çıkarmak mı olmalıydı? Dün konuklar gidip. sendıka- lann kura sırasına göre konuşmaya başlama- lan ile birlikle kavga-gürültü de başladı. Hem de en ağza alınmayacak küfurler, karşı tarafin kırli çamaşırlannın birbirçıkanlması ile. Genel kurulun ortada görünmesi. ıttifakla- nn ilkesızliğı. herkesın aslında kendıyle, yap- tıklanyla banşık olmaması. genel kurul hava- sını iyiceelektriklendırdi. Hem kulislerdehem de kürsü konuşmalannda, bırbırlerinin kirlı çamaşırlannı ortaya dökerek kendi ayıplannı kapatma eğılimi ağır basıyor. Sadece seçime endekslenmiş başkan ve de- legeler, geçen üç yılın hesaplaşmasına gırdi- ler. -"Bizi sözleşme satmakla, ihanetie suçla- dınız. Disiplin kuruluna verdiniz. N'e oldu? Biz aptal mıyız ki bizim için sizin imzaladıgınızdan daha iyi bir sözleşmeye imza atmay alım? Hem dahaçok zam aldık hem de paramızı aldık. Siz ne aldınız?.." -Gen zekâlı sensın. Sözünu gerı al. 'Yuh'larprotestolar. bırbırlerinegıren dele- ge gruplan. Ayırmaya çalışanlar. Ağza alın- mayacak küfurler... Ortalık bıraz yatışıyor. Derken konuşma süresinin dolması tartışma- sı başlıyor. Bu kez kürsüden bıri divan başka- nı dıgeri konuşan sendikanın başkanı "Sus u- ton", "İn ulan aşağT tüninden zanf (!) söz- cüklerle birbirlerine derslerini veriyorlar. Ders ahnmayınca. ortalığın bıraz yatışması için otu- ruma ara veri- Dün konuklar gidip, sendikalann kura sırasına göre konuşmaya başlamalan ile birhkte kavga- gürültü de başladı. Genel kurulun ortada görünmesi, ittifaklann ilkesizliği, herkesin aslında kendiyle, yaptıklanyla banşık olmaması, genel kurul havasını iyice elektriklendirdi. liyor. Derken baş- ka cepheden bir sendika başkanına söz sırası gelıyor. Bu kez kendi toplu pazarlık ve grev hakla- nnı yasaklat- mak için hükü- melle ışbirliği yapmış sendi- ka başkanlan- nın kirli çama- şırlannın dö- külmesine sıra gelmiş bulunu- yor. Yine dele- geler arasında roller değişmiş olarak ateşlı bir kavga. Yumruklaşmalar bırbirlerine tampon olma ile durduruluyor. Daha sonra söz alan bir başka sendika baş- kanı. ılk büyük suçun, bir önceki toplusözleş- me ıle hak edilmiş ücret zammında hüküme- te venlen ödün olduğunu anlatıyor. 6 aylık geç ödemeye "evet" diyen Türk-İş yönetiminin. sonraki kötü gelişmelere kapı açtığını söylü- yor. lşın terslığine bakın kj konuşmayı yapan sendika başkanı, Bayram Meral listesinde a- day bulunuyor. Delegelerden onay ve protes- to seslen bırlikte gelıyor. Söz sırası yıne Faruk Barut listesinden bir başka başkanda. Bu kez kamu sözleşmelerin- deki kötü sondan asıl Türk-İş' in bugünkü baş- kanının sorumlu oldugu, asıl kapalı kapılar arkasındaki gizli uzlaşmaların bu cephenin ışı olduğukanıtlanmayaçalışılıyor. Karşıhklı kir- li çamaşırlar bir birortaya dökülürse, daha ne- ler neler çıkar dersıniz? Bu arada bu yolla sa- dece Türk- lş'in yaralanmakta. ışçinin umut- lannın daha fazla kararmakta olduğunu vur- gulayanlar, gündem değişiklığı yapılması ge- rektiğıne işaret edenler de var. Dün sabahki gerilimli, bol kavgalı, ağır suç- lamalı oturumdan sonra kongrenin devamı ü- zerine yorum yapılırken ıki farklı sonuca ula- şılıyordu. Kimileri bu işi burada kesmenin. suçlamalardan vazgeçmenın gereği üzerinde duruyor. kimileri de kazanma hu-sı ve kaybet- me riskinin bundan sonraki oturumlara dö- nük olarak daha da ağır suçlamalar yapılma- sını getireceğini düşünüyordu. THY'nin ük kadınpilotu Istanbul Haber Servisi- Türk Hava Yollan'nın 560 erkek pılotunun arasına ılk kadın pilot katılıyor. THY'nın ılk kadın pilot adayı Emel Arman, her zaman hayal ettığı mesleğe kavuştuğunu söylerken. THY Genel Müdürii Atılla Çeîebı de. bayanlann da rahatlıkla bu ışı yapabıleceklerını ve en az erkekler kadar başanlı olabileceklenni ifade ettı. THY'nın ılk kadın pilot adayı Emel Arman. dün Genel Yönetım Bınası'ndadüzenlenenbir toplantıyla basına tanıtıldı. 560 kışılik erkek pilot elemanına sahip THY'nin ılk kadın pilot adayı Arman henüz 23 yaşında. Atilla Çelebi. Arnıan'ın Eskışehır Anadolu Cnıversıtesı Sıvıl Ha\acılık Yüksek Okulu Pılotaj Böliimü'nü bırıncılıkle bitirdiğıni. ıvi derecede Ingılızce ve Almanca bıldiğıni söyledı. Arman'ın sadece kadın olsun dıye pilot olmadığını vurgulayan Çelebi. "Biz kadınlar için "eîının hamuruyla e\de otursun' diyen erkeklerden değiliz. Emel'in erkekler kadar başanlı olacağından eminiz. Vcni uçaklarda fiziki bir güç gerekmiyor. Beceri ön planda" dedı. Ilk bayan olmaktan gururduyduğunu söyleyen Emel Arman da. "Sınıfta tek bayandım. Başlarda yadırgadılar. Ama sonra kendilerinden biri gibi gördüler" dıye konuştu. Arman, şu ana kadar 270 saat uçuş tecrübesı olduğunu söyledı. Atılla Çelebi, Türk Hava Kuvvetleri'mn kaynaklan sınırlı olduğu ıçın sivıl pilotlardan yararlanma yoluna gidildığini belirtti. Uçuş Işletmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Oktay Öztekın de. 18 aralıkta eğitim için Ingıltere'ye gönderilecek adav pilotlann, buradaki 5 aylık eğitımden sonra THY'de de ikınci bir eğıtim göreceklennı söyledı. da Genel Mali Sekreter Mahmut Hamt- toğullan'nın aday olarak verileceği be- lirlendi. Genel Eğitim Sekreterliği görevini. Meral'in listesinden "aday çalmak" için şimdilik boş tutan Barut'un. bu görevi Teksif, Ağaç-tş. Toleyis ve Haber-fş sen- dıkalanndan birine verebilecegi öğrenil- di. Haber-İş, delegeleri kızdırdı ~ Tes-lş Sendikası Genel Başkanı Faruk Barut'un listesinde yer alan Haber-tş Sendikası Genel Başkanı Cengiz Te- ke'nin. "Biz toplusözleşmeyi sizinle bir- likte imzalamayı bekleyip aptalhk etme- dik" demesı, Yol-lş ve Tezkoop-lş dele- gelerinın yogun tepkisine y- ol açtı. Türk-tş'ten bagım- sız olarak toplusözleşme imzalayan Teke'nin sözleri- ne, ayağa fırlayarak "Biz ap- tal mıyız?" diye bağıran de- legeler. Haber-tş'in delege- lenyle birbirine girdi Delegelerin birbirlerini tartaklaması ve yumrukla- masıyla tırmanan gerginlik üzerine. divan başkanı ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, "Ben stze aptal demedim" diyen Teke'ye. "Sizin gibi aptal değiüm dediniz" yanı- tını verdi. Liman-tş Sendi- kası Genel Başkanı Hasan Biberde Teke'nin sözlerine. "Bütün salona aptal demeye hakkı var mı? Düzelterek konuşsun" dıyerek tepkı gösterdi. Konuşması sıra- sında sık sık Meral'i eleştı- ren Teke. imzalanan toplu- sözleşmeleri, işçilere atılan bir "kazık" olarak nıtelen- dırdi. Teke. sadece "kendi gele- ceğinin pazartığını > apmak- la" ve "Istiklal Marşı'nı \u- halayan anlayışlara tesİim olmakla" suçlayarak "Her gün gidip bir sivaşi partiye yalvarmak. Türk-İş Başka- nı'nın göre\i mivdi acaba? Eğer bu uinetim, Haber- İş'in imzaladığı sözleşmeden daha iyi sözleşme > aptun di- vorsa hodri me\dan" dedi. Düzen partilerinin dümen suyu Düşünce suçlusu olarak yargılanan ve geçen gunler- de cezaevinden çıkan ve kongrede ıki adayı da des- teklemeyen Hava-tş Sendi- kası'nm eski genel başkanı Atilay Ayçin de konuşmasın- da. ülkeyi. yönetenlerin çö- zümsüzlüğe götürdüğünü. işçi sınıfının bunda payı ol- madığını vurgula>arak "Onların dümen suyunda sendikacılık yaptık" dedı. Sorun yaratmak istemeyen Türk-İş Genel Başka- nı'ndan hesap sorulması ge- rektiğini vurgulayan Ayçin. "Tansu Çiller. bir faşisttir düşüncesi de faşizmdir. Tan- su Çiller'den merhamet bek- leyerek sendikacılık yapıl- maz" dedi. Ayçin. Meral'in listesin- de genel sekreter adayı olan Harb-Iş Sendikası Genel Başkanı lzzetÇetin'indele- gelerine de "Günahı da ve- balidesiandir" dıye seslen- di. YÖK Başkanlığı'na atanan Gürüz, şeriatçı kadrolaşmaya karşı verdiği savaşla tanınıyor Öğretim üyelerinden Gürüz'e destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MilleUekıllıği adaylığı için görevinden istifa eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam' ın yerine ODTÜ öğre- tim üyesı ve eski TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürûz'ün atanması. öğretim üyeleri arasında genelde olum- lu karşılandı. Öğretım Üyeleri Derneği Genel Sek- reteri Tahir Hatipoğlu. Gürüz'ün. TÜ- BİTAK Başkanlığı döneminde şeriatçı kadrolaşmaya karşı verdiği savaşla ta- nındığını belırterek üniversıtelerde de köklü kararlar almasım beklediklerini söyledı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel'in, pölitikaya atılan eski YÖK Baş- kanı Mehmet Sağlam'm yenne ODTÜ öğretim üyesi Kemal Gürüz'ü atama- sıyla üniversite çevrelennde yaşanan bekleyiş de sona erdi. Cumhurbaşkanı Demirel. yasa eereei 24 YÖK Genel •Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, milletvekilliği adaylığı için görevinden istifa eden YÖK Başkanı Mehmet Sağlam'ın yerine ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Gürüz'ü ataması. öğretim üyeleri arasında genelde olumlu karşılandı. Kurulu üyesinden birisinin başkan ola- rak atanması yerine. tercihinı genel ku- rulun dışındakullandı. Demırel. Kemal Gürüz'ü Mehmet Sağlam"dan boşalan genel kurul üyelığine, ardından da YÖK Başkanlığı'na atadı. Kemal Gü- rüz'ün. YÖK Genel Kurulu üyesiyken, bir yıl önce diğer üyelerle anlaşamadı- ğı için eörevinden aynldığı belirtildi. YÖK Başkanlığı "na "Kemal Gü- rüz'ün atanması, üniv ersite çevreleri ve öğretım üyeleri arasında "memnunluk- la" karşılandı. Öğretım Üyeleri Derne- ğı Genel Sekreteri Tahir Hatipoğlu. Gü- rüz'ün özelhkle TÜBİTAK Başkanlığı döneminde şeriatçı güçlere karşı verdi- ği savaşımla tanındığını belirterek "Bu kurumdaki şeriatçı kadrnları. başkan- lığı döneminde temizlemiştir ve bu kad- rolar tarafından hedef alınnııştır. Lni- versitelerin sorunlaruıı ve eğitimi çok iyi bilen ve yaraıiı işler yapabilecek olan bir kişidir" dedi. Hatipoğlu, Gürûz'ün atanmasını çok isabetli bulduklannı kaydederek şu gö- rüşleri dije getirdi: "TÜBİTAK'taki çalışmalarının üni- versitelerede ömekolmasını isteriz. Üni- versitelerdeki tarikatçı ve şeriatçı kad- rolann yükseköğretimin geleceği için bir an önce temizlenmesi gerekiyor. Kemal Gürüz, YÖK'tekiçalışmalaıi sırasında, diğerleriyle sürekli çabştığı için hep yal- nız bırakıldı. Şimdi. Y ÖK'teki kokuş- muş şebekeyi temizleyeceğini ümit edi- yoruz. Başanlı olacağına inanıyoruz.'" Eski Öğretım Üyeleri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altıntaş, Gü- rüz'ün atanmasını "hi bir seçim" ola- rak değerlendirerek Atatürkçü ve laik tavnyia Refah Partisi'nin Gürüz'e tep- kıli olduğunu söyledi. Altıntaş, Gü- rûz'ün MHP çizgisinde, ancak Atatürk milliyetçisi olduğunu kaydederek "Bu atamadan, tarikatçı >« şeriatçı rektör ve dekanlann çok büyük tepkileri olabilir. Sanıyoruz, büyük bir tedirginlik içinde- dirler" dedi. Öğretım Elemanlan Sendikası Genel Başkanı Atilla Erden. kavramsal olarak YÖK'e karşı olduklannı belirterek YÖK Başkanlığı'na atanan kışılerin kimliklerinin önemli olmadığını söy- ledı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Tarih Yazmak Milletçe tarih yazma merakına düştük. Birileri, ken- dince ha babam "tarih yazıyor"... Bu "maraz", yanı hastalık sanıyorum Özal'la başlamıştı. Her gün tarihi yenıden yazar, her gün bir devrim yapardı... "Sosyal devlet öldü" der, devrim yapar ve tarih ya- zardı. • "Devlet, baba değildir" derdi. Hadi bakalım yeni bir devnm, tarihin yeniden yazılışı. (Bu arada kimileri kö- şeleri dönerdi ama, bunun nedenı devletin bunlara "baöaWc"etmelerı değil, köşe dönücülerın "vizyonsa- hibi" olmalanydı). "Benim memurum ışıni bilır" dıye bir "vecıze" yu- murtlardı, kimi "medya gulleri" bunu da devrim hane- sine yazarlardı. Yasalan değiştinr ve önceden kaçakçılık olarak isim- lendirilen kimi uygulamaları kaçakçılık dışı sayardı, sonra da "Kaçakçılığa son verdik" diyerek, kasım ka- sım dolaşırdı. Tabii medyadaki o zamanki "kalemşor- /an"yürektenalkıştutarlardı. "BüyüksünüzSayınOzal" derterdi, "bir tarih daha yazdınız." Yıllarca bu kafayla yönetildi Türkiye. Insanlar şaşkı- na çevrildiler. Sapla saman birbirine kanştı. Ve tüm bunlann ardından, benzertiplertüremeye başladı. Her yaptıklan şeyın tarih yazmak olduğunu sanan, attıkla- n her adımın devrim olduğunu düşünen tipler. Ama her yaptıklannı "alkışlayacak" birılerinı de buluyorlardı... Futbolculanmız bir maç kazanıyorlardı. Tarih yazmış sayılıyorlardı. Bir haltercimiz peşpeşe rekorlar kınyordu. Kimileri bunu da "tarıhi değiştirmek" olarak yorumluyordu. Bir hakemimiz Avrupa'da bir maç yönetıyordu. El- bette tarihi yeniden yazmış oluyordu. İşler sonunda öyle bir noktaya geldi ki; tanhıyte övün- mesini çok seven ınsanlarımız, tarıhine karşı en say- gısız bir konuma düştüler. Ve görkemli tarihımizin say- falan arasında bir virgül bile olamayacak kimi "pesten- kerani" şeyler, tarıhsel olaylar ve adımlar olarak yorum- lanır oldu. Sürekli olarak "tarihyazdığım" sanan kimileri bunu, tarihte olumlu bir biçimde yer alacaklan düşüncesiy- le dile getiriyoriar. "Başarılannın" tarihe geçecek ba- şarılar olduğuna ınanıyorlar... Aslında "koca sakallı yaşlı tarih" her şeyi yazar. her şeyı not eder. Yazar kı gelecek kuşaklar ıbret alsınlar. Not eder ki yann sapla samanı biribirine kanştırmak is- teyenler olursa. buna fırsat bulamasınlar... Ama tarih kitaplarını okuduğumuz zaman. o kitap- larda ismı geçen ınsanların önemii bir bölümunün, yer- den yere vurulduklarını görürüz. Bilmiyorum tarih ki- taplannda bugün adı geçenlerden kaçta kaçı yaşar- ken, "tarihe geçtım"d\ye düşünmüştür. Ve acaba bu ınsanlardan kaçta kaçı tarihteki bugünkü konumlann- dan memnundur? Kim bilebilir? Bu maraz Sayın Çiller'de de ileri derecede var. Za- tenanladığımkadarıyla, buaıletümüyle tarihe merak- lı. Özer Bey de bir ara tarihsel kışiliklerin mırasçısı ola- rak yaşadığını dıle getirirdi. "Yeniden doğuş" (Reen- karnasyon - Basübadelmevt) teorilerine fazla "takı- lan" Ozer Bey, yanlış anımsamıyorsam Çar II. Niko- la'nın ruhunun kendınde yaşadığını falan vehmetmek- teydi. Ne diyelım, Allah şıfa versın. Fakat Tansu Hanım'ın tanh merakı bıraz daha fark- lı. Tansu Hanım, tarihteki kimi önemli ya da adı geçen insanların ruhlarının kendınde yaşadığını düşünmu- yor; doğrudan kendini tarihte adı geçen insanlar ara- sına koyuyor. Geçecek, geçecek ama, acaba tarihe nasıl geçecek?.. örneğin Türkiye'nin gümrük birliğıne gırmesi tarıh- sel bir olaydır. Yanı tarıhimiz bunu yazacaktır. Ama acaba nasıl yazacaktır? Eğer Türkiye, gümrük birliği macerasını oluşumun- da "katkısı olmayan" kararlar çerçevesınde yaşaya- caksa, bunun pek de hayırlı olmayan sonuçları olaca- ğını düşünebiliriz. Zaten çok değerlı meslektaşım Prof. Dr. Erol Manisalı'nın önderliğinde hazırlanan bir bil- diri ile gümrük biriiği konusundaki göruşlenmızi kamu- oyuna duyurmaya çalıştık. Ama kim okuya, kim dın- leye... Tek tek konuştugumuz zaman herkes bize hak veriy- or. Bu koşullar altında gümriik bırliğinin getirebileceği sakıncalan herkes görüyor. Ama iş karşı çıkmaya gel- diği zaman, kimse karşı çıkamıyor. Herkes "tarih yaz- manın" büyüsüne kapılmış durumda. Deniz Baykal da aynı hava içinde. Aslında işin sakıncalarını eminim o da gorüyor. Ama bu konuda e- sen "ruzgârdan" yelkenlerini doldurmak istiyor. Ne kadar başaracak. hep birlıkte göreceğız. Ve bu karmaşıklık içinde Türkiye sürekli kan kay- bediyor, zaman yitiıiyor. işin kötüsü kısa dönemde "g- elecekgıbıgörünenler", gidenleri de aratabilir. Artık bir tarih de onlar yazarlar... Halkımız nefesıni tutmuş gelişmeleri izliyor. Bazen anlamaya çalışarak, bazen de bazı şeylen çok iyi an- lamış olarak. TOBB raporuna takipsizlik karan ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsav cılığı. Türki- ye Odalar ve Borsalar Birli- ği'nce(TOBB). Sıyasal Bıl- giler Fakültesı öğretim üye- lennden Prof. Dr Doğu Er- gil'e hazırlatılan "Doğu So- runu, Teşhislerve Tespitler" adlı özel araştırma raporun- da suç öğesıne rastlanmadı- ğı gerekçesiyle takipsizlik karan verdı. Başsav cılık ta- rafından hazırlanan takip- sizlik karannda. raporda bö- lücülük propagandası yap- mak kastı ve suç unsuru bu- lunmadığı belırtilirken "Her Türk vatandaşının et- nik köken itibanyla Türk ot- madığı açık bir gerçektir" denıldı. Ankara DGM Başsav cı Vekili Talat Şalktarafından hazırlanan kararda, Doğu Raporu'nda. PKK ile müca- dele eden devletin eleştınl- diğı behrtilerek. PKK'nın şiddeti benımsedıği. şıddet- le gerçekleştırdiğı terör ey- lemlen ıleyörehalkı üzenn- de baskı kurduğunun vurgu- landığı kaydedıldı. Düzeltme • Gazetemizin üçüncü sayfasında önceki gün yayımlanan Zekeriya Sertel adına verilen "Demokrasi Ödülü" ile ilgili haberde yazanmız Ilhan Selçuk'un sözleri arasında "Hâlâ sağ ile sağın. sol ile solun niye çatıştığını çözebilmiş değiliz" cümlesi, yanlışlıkla "Hâlâ sağ ile solun niye çatıştığını çözebilmiş değiliz" şeklinde yayımlanmıştır. Düzeltir. özür dileriz. MHH|: 9HMHMMI . Yalı Çetesını ÜPÜRGİTSİN! TEMIZLIĞE PARTISI 1383 GUN KALDI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle