Katalog

SAYFA CUMHURİYET 21 ARAUK 1995 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER Banşı koruma görevinde BM'den çok daha etkili olması bekleniyor NATO, Bosna'yı devraldı • Dün Saraybosna'da yapılan devir teslim töreniyle NATO Banşı Uygulama Gücü IFOR, Bosna'da göreve başladı. Bosna'da banşı sağlama görevi Biıieşmiş MilJetkr'den NATO'ya geçti. Hın atistanın kuzev doğusundaki Zupanja kasabasında. Amerikalı askerler trenden indirdikleri Abram tankından çevreyi denetüyor. Dışişleri Bakanlığı'ndan su sorunu ile ilgili yalanlama: Suriye'nin iddiaları asılsızANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Sunye'nin. GAP kapsamın- daki sulama projelennm Fırat'ın su- lannı kirlettıği yolundaki iddialannı asılsız olarak değerlendırdi. Dışişlen Bakanlı&ı Sözcüsü Büyü- kelçi Omer Akbel, GAP bölgesmde- ki barajlann kirlenmeye yol açtığı id- diasının cıddiyeahnamayacağını kay- dederek yakınma konusu olan Ata- türk Barajı'nınalt bınmiolan Birecık Barajfnın. suyu düzenlemeye ve elektrik enerjisini üretmeye yönelik olduğunu anımsattı. Akbel, Tiirki- ye'nin sınır aşan sulannın Suriye ve Irak'a hakkaniyete uygun bir şekilde bırakılmasını saglamak üzere bilımsel ve teknik çalışmalarla gerçekleştiri- lecek üç aşamalı birplan önerildiğinı söyledi. GAPçerçevesindeki sulama- nın 100 bin hektan bulmadığını belır- ten Akbel, "Bu sulamanın kirlenme- ye yol açması mümkün değUdir" dıye konuştu. Akbel, Sunye'nin Fırat üze- rinde yapılmakta olan barajlarla ilgi- li olarak kendisine bilgi verilmemesi yönündeki iddialannı da asılsız olarak nitelendırdi. Uluslararası nehhierleil- gilı bir düzenlemenin olmadığını be- lırten Akbel. "Buna karşın Türkiye, 1987 yılında akt etmiş olduğu proto- kokte öngörüldüğü şekilde Suriye'ye su bırakmaktadır. Türkiye, bo\ loce i>i komşuluk, zarar vermeme ilkeleriyİe hakkaniyeti gözettigini sergilemiştir" görüşünü kaydettı. Dış Haberler Servisi - NATO'nun Uygulama Gü- cü (IFOR). dün Bosna'da banşı koruma görevını bır yıllık süreyle Bırleşmiş Mılletler'den devraldı. Bosna'da üç yıldır süren BM misyonunun yetkılen- ni lFOR'a devretmesı Sa- raybosna ha\ aalanında dü- zenlenen bır törenle ger- çekleşti IFOR komutanı Amiral Leighton Smith'in uçağı yoğun »i* yüzünden rötar yapınca. devır teslim törenı ikı saat gecıkti. Eski Yugoslavyatoprak- lanndakı BM gücünün ko- mutanı Fransız General Bernard Janvier ile Smith arasında yerel saatle 11.00'de gerçekleşen kısa törenle NATO. tarihinın en büyük kara operasyonuna resmen başlamı^ oldu. 20 bını Amerikalı. top- lam 60 bın askerden oluşa- cak IFOR'un göre\ i, geçen ay ABD"nin Dayton ken- tınde parafe edılen. 14ara- lıkta da Pans"te ımzalanan banş anlaşmasinın uygu- lanmasını saglamak. An- laşmaya imza koyan taraf- lar, 1992 yılından beri sür- mekte olan sava^ı sona er- dirmek \e NATO'nun bir yıl boyunca topraklannda üslenmesine izın vermeyi taahhüt etmişlerdı. 44 ay süren savaştan sonra ul'kenın yeniden ima- n ıçın yardımlar ve serbest seçimlerın yapılabilmesi içın uygun ortam sağlama planları arasinda. Bosna ilk kez barışa bu kadar yakın duruyor Ağırsılahlarlado- nanmış IFOR. aynı zaman- da kendisine yönelik her- hang: bır saldınya hemen cevap verebılecek esnek- Iiktekurallarlagöre\ yapa- cak. Amerikalılar, kuzeydo- ğu Bosna'yı Tuzla'dan, In- gilızler batı Bosna'yı Gornjı vakuf'tan, Fransız- larda güneydogu Bosna'yı Mostar'dan kumanda ede- cek. NATO'nun konumu, daha önce burada görev yapan BM'^en daha farklı olacak. Hafifsılahiariado- nanmış BM askerlen savaş süresince sık sık utanç ve- nci durumlarla karşılaş- mışlardı Bosna'daki taraf- lan savaşmaktan caydıncı etkiye ve güce sahip olma- yan BM askerleri olaylan önlemekte aciz kalmıştı. BM'nin acizü^* Geçen yıl mayıs ayında NATO hava saldınlanna nıisilleme olarak yüzlerce BM askeri Bosnalı Sırplar tarafından rehin alınmış, Saraybosna çevresindeki sılah kontrol sistemı tü- müyle çökmüştü. BM'nın güvenli bölge ılan ettiği Srebrenica ve Zepa'da da BM banş gücü askerleri- nin mevcudıyetine rağmen çogunu Sırplann katlettiği sanılan 8 bin kişi kaybol- muştu. Bosna şimdı, on bınler- ce insanın hayatını kaybet- tiği bu korkunç savaşın so- na erdirilmesınde NA- TO'nun ne kadaretkili ola- cagını bekliyor. NA- TO'nun günlük operasyon- larından sorumlu olacak Acil Müdahale Gücü'nün komutanı Korgeneral Mic- hael VValker, karşılaşacak- ları sorunlann bilıncinde olduğunu ancak bu görevi yenne getirebilmek için el- lennde yeterli malzeme ve ımkân bulunduğunu söyle- mışti. Türkiye! Ülkemiz tarihinde çok önemli bir seçime yaklaşıyoruz. CHP Genel Merkezi'nde siz seçmenlerimiz için bir danışma hattı kunıldu. Fakslarımız, tüm mesajlarınız için, her gün, 24 saat açık. Tüm Türkiye'ye, tüm seçmenlere açık: (0-312) 468 59 69 (0-312)468 09 96 Bu önemli seçim öncesi, yeni CHP hakkında öğrenmek istediklerinizi; Türkiye, dünya, politika, yeni sol konulanndaki görtiş ve önerilerinizi, yukarıdaki numaralara faks çekerek bana doğrudan iletebüirsiniz. . Ben, Deniz Baykal. Türkiye, seni dinliyorum! DünyadaYeni Sol,Türkiye'deYeni C H P POLONYA DA SİYASİ BL'NALIM Walesa, başbakanı casuslukla suçladıDış Haberler Servisi - Po- lonya'da yann yapılacak cumhurbaşkanlığı görev tes- limi öncesinde ülkede cıddi bır siyasi kriz patlak verdı. Yerini Aleksander K«asni- «vski'ye bırakmaya hazırla- nan Cumhurbaijkanı Lech Walesa. giderayak ulusal gü- venlığın büyük bır tehdit al- tında olduğunu açıkladı \e dolaylı olarak Başbakan Jo- zefOteksy'i casuslukla suçla- dı. Walesa'nın talebıyle ola- ğanüstü olarak gerçekJeştın- len kabine toplantısında de\ - letin güvenliğinın çok cıddı bir tehdit altında bulunduğu belgelerle ortaya konuldu Oleksy 'nın çağrilmadığı top- lantının ardından cumhur- başkanlığınca bir bıldin ya- yımlandı Bıldinde. Içışfen Bakanı Andrzej \lilczanov\s- ki'nın, de\letın gü\enlıgıne yönelik bır tehdidın bulun- duğunu kanıtlayan bazı bel- gelen göstererek konuyla ıl- gili bir soruşturma açılması- nı talep ettiği açıklandı. Bil- diride, başbakanın adının geçmemesine karşılık VVale- sa'ya yakın kaynaklar. suçla- malann ana hedefînin başba- kan Oleksy olduğunu doğru- Cumhurbaşkanlıgı göre\ini yann Aleksander Kwasni- evvski'ye de^retmeye hazırianan Walesa (solda). Başba- kan Oİeksv '\i (sağda) dolaylı olarak casuslukla suçladı. ladılar. Aynı kaynaklar. Oleksy "nin önce SoN'yet son- ra da Rus ıstihbarat birimle- nyle çalıştığından kuşkula- nıldığını kaydettıler. t Bdgeier sahte' Başbakan Oleksy'nin söz- cüsü Aleksandra Jakubovvs- ka, televızyondan yaptığı açıklamada. başbakan hak- kındakı raporların "hayret verici" olduğunu ıfade ettı. Sözcü Jakubowska. toplantı- da sunulan belgelerin sahte olabileceğını ima ederek "Modern tekniklerin yardt- mıyla her türlü belgenin ha- zırlanması mümkün" dıye konuştu. Geçen ay yapılan seçim- lerde yenılgiye uğrayan Cumhurbaşkanı Walesa'nın bugün görevini eski komü- nıst Kwasneiewski'ye dev- retmesi gerekiyor Polonya anayasasına göre cumhur- başkanı ulusal gmenliğin tehdit altında olduguna ina- nırsa üç aya kadar sıkıyöne- tım ılan etme hakkına sahip. Kvsasniewski'nın geçen ayki cumhurbaşkanlığı seçimle- rinde elde ettiği zafen kabu- le yanaşmayan VValesa'nın bu denlı cıddı bir kararalma- yı düşünüp düşünmedığı he-; nüz bilınmıvor. Başbakan \e Bordeau\ Belediye Başkanı. Alain Juppe'nin reform planına karşı dü- zenlenen protesto gösierisi sırasında bir öğrenci polisin karşısına geçmiş ka\al çalıyor. Fransa'nın vuııuchı 6 sosyal doruk'ta ! MİŞEL PERLMAN P\RİS - Yaklaşık 3 hafta süren grevlerden sonra gün- lük yaşamın normale döndü- ğü bır sırada Başbakan Alain Juppe, bugün öğleden sonra sosyaldorûktoplantısına baş- kanlık edecek. Zırvede sosyal sıgortalar sıstemındekı düzenlemeler ve işsizlık konulannın görü- şüleceğini hatırlatan sıyası gözlemcıler, Maastricht An- laşmasfnın ortak para bın- miyle ilgili ölçüleri yüzün- den, Juppe'nin elının bağlı olduğunu belirterek görüş- melerde başbakanın fazla manevra olanağının olmadı- ğına dıkkatı çekıyorlar. Söz konusu toplantıda ışverenler- le sendıka konfedarasyonlan temsilcileri arasında sert mü- zakerelere tanık olunacağı tahmm edılıyor. • Juppe'nin sosyal güvenlik reformu ve grevlerin yeniden başlayıp başlamaması bugün yapılacak 'sosyal doruk'a bağlı. Noel bayramı arifesınde düzenleyicılere göre 15 bin. Fransızlar bu kez gerçekten buruk bır hasa ıçınde bulu- nuyor. Tüm meslek kollann- da yapılan hesaplar. 3 hafta- lık gre\ lerin ülke ekonomısi- ni oldukça sarstığını gösteri- yor Öte yandan SNCF de- mıryolu şirketine yeni genel müdür atandı Fransız ulusal gaz şırketinın genel müdürlü- ğünden SNCF'ye atanan 52 yaşındakı Loik Le Floch- Prigent'in sosyalist duşün- celen ile demıryolu sendıka- lan ile yapılan görüşmelerde uzlaştıncı bır rol oynayacağı ılen sürülüyor. Aynca CGT ile FSU sen- dıka konfedarasyonlannın şahsen katılmadıklan öncekı akşamki protesto yürüyüşü, polıse göre de4 bin 500 kişi- yı bır araya getirdı. Son olarak. Paris Match dergısinde yayımlanan bır kamuoyu yoklamasında, Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın 5 puan kazandığı- nı, Başbakan Juppe'nin ise 2 puan kaybettığıni. fakat ikisi- nin de çok düşük düzeyden hâlâ kurtulamadıklarını gös- terdi. Öte yandan Fransızla- rın yüzde 54'ü, Juppe'nin sosyal sıgorta reformu planı- nı geriye çekmesıni istıyor. Sert grev hareketlerinden sonra, kamuoyu, Cumhur- başkanı Jacques Chirac'ın. halka yönelik bır konuşmada durumu açıkça anlatmasının beklentisi içınde. M #• •• (urÖRUŞ/Prof. Dr. EROL Bu süreç durdurulmazsa... i - 2 - Bu belgenin anlamı şu idi: Adada ikı ta- raf yoktur, sadece Rum hükümetinin yö- netimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti vardır. Rum hükümetinin Türk cemaatı ile olan sorunu bir iç sorundur. Bu iç sorunda Türk cemaati, Rum hükümetinin AB ile olan üişkilerine ve üyeliğine engel olamaz." Iş- te bu nedenle 24 şubat belgesınin, Anka- ra tarafından sessız kalınarak kabul edil- mesi, Kıbns uyuşmazlığının yeni ve çok tehlikelı bır raya oturtulmasına neden ol- muştur. Nıtekım AB'nin üçlü heyetı (tro- ika), ilkbahar 1995'teki Ankara ve Lefko- şa ziyaretlerinde şu açık mesajı vermişler- dir: Iki taraf arasında anlaşma olmasa da biz Rumlar'ı, adanın bütününü temsılen AB'ye tam üye yapacağız. Zaten 6 Mart Belgesi ileTürkıye'nın eli kolu bağlanmak- tadır 16. maddeye göre Turkıye, Rum yö- netimi ile 5 yıl içinde ticarı entegrasyona uymak zorundadır, 64. maddeye göre de anlaşma yürürlüğe girınce KKTC'ye tıca- ri ambargo uygulamak durumundadır. 12 Haziran 1995'te toplanan Rum-AB ortaklık konseyi de Rumlar'ın ABye tam üyelik göruşmelerinın hızlandınlacağını ve siyasi işbırlığınin yoğunlaştırılacağını açık- ça ılan ediyordu. Bu süreç durdurulmazsa neler olur? Bu süreç durdurulmaz ıse 1996da Rumlar AB ile, adanın bütunünu temsıl eder bir statude masaya oturacaklar ve en kısa sürede de tam uyelik ışını sonuç- landıracaklardır. O zaman AB'ye göre Kıb- ns Türkler'i, sadece bır cemaat olarak, aynen B.Trakya'da olduğu gibi azıniık sta- tusu içinde degerlendirileceklerdir. AB'ye üye olan Rumlar ile Yunanıstan arasında serbest dolaşım hakkı da doğa- cağından butün adaya Yunanlılar, siyasi ve hukuki olarak gelme ve yerleşme öz-1 gürlüğüne sahip olacaklardır. Bu da ada- nın dolaylı yoldan Yunanistan He birleşme-; si anlamına gelir. Bütün bu inanılmaz ve acı gelişmeler son bir yıl içinde gelişirken Ankara'dan etkili bır girişimin olmaması, işi Bruksel'e havale ederek adanın Yunanistan'a ilha- kına göz yummak demektir. j 1996'da Clinton'ın başkanlık seçimleri. dolayısıyla ABD, bu sürecı hızlandrrıpî Rum ve Yunanlı seçmenlerin sempatisini, toplama çabasındadır. i Inanılmaz ödünler Ankara'daki yönetim, son bir yıl içinde verdıği inanılmaz ödünlerte işi bu nokta- ya getıımiştir. Mevcut süreç değiştirilmez ıse yarın adada kan gövdeyi götürür ve Türkiye ile Yunanıstan savaşın eşiğine ge- lir. Zayıf ve zayıf olduğu kadar da, bazı dış çevrelere fazla bağımlı yönetimler Kıbrıs uyuşmazlığını kısa vadelı rahattamalar pa- hasına uzun vadedetamamen çözümsüz hale getırmektedirler. Bu anlayışın dışın- da olan. ciddi ve uzun vadeli değeriendir- [ meler yapabilen yönetimler işbaşına gel-' medikçe sorunun çözülemeyeceği artık , anlaşılmış bulunmaktadır. BİTTİ !