Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19AFALIK1995SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Türkiye
Araştırmalar
MerkeziiOyaşmda
• Ekonomi Servisi-
Merkezi Almanya"nın
Essen kentinde bulunan
Türkiye Araştırmalar
Merkezi'nin 10'uncuyılı.
dün Essen"de düzenlenen
bır törenle kutlandı. 1985
yılında Dr. Faruk Şen
tarafından bir model proje
olarak kurulan merkezin
10'uncuyıl kutlama
töreninde, Merkez Yönetim
Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Enno Vocke, Türkiye'nin
Almanya Büyükelçisı
Volkan Vural. Kuze> Ren
Vestfalya Eyaletı
Başbakanı Dr. Johannes
Rau ve Merkez Direktörü
Prof. Dr. Faruk Şen bir
konu^ma yaptılar.
Zonguldak nasıl
kurtıriur?
• Ekonomi Servisi-
Seçımlere altı gün kala
"Zonguldak \e Ereğli'yi
Kurtarma Projesi'ni
açıklayan Anavatan Partisi.
ışsizliğe doniik çözüm
önerisini kısa vadede "kırsal
gırişimciliği destekleyerek.
köylüyü köyünde iş sahibi
yapmak". orta vadede ise
yerü ve yabancı yatınmcryı
teşvik ederek sanayide
ıstihdam yaratmak olarak
ortaya koydu. tstanbul'da
Ereğli Sanayi ve Ticaret
Odası Başkanvekili Fethı
Sesli"nin de bulunduğu
basin toplantısında projeyi
anlatan Zonguldak
milletvekili adayı Mustafa
Ank. ilın politik
çekişmelerin kurbanı
olduğunu \e orgamze sanayi
bölgesinin engellendiğıni
savundu.
Seçim sonrası İngiltere'nin 1970'lerde yaptığı gibi bir "yeniden değerlendirme" tartışıhyor
Gümrük birliğine
4
revizyon' istemi
•I ANKARA (Cumhuriyet
Bfirosu) - Gelecek yılın
ta$ıt alım ve motorlu taşıt
vergileri el \akacak.
19%"da. 1-6 > aş arasmda
950 kilonun altındaki araçlar
ıçin 4 ınılyon 449 bın lıra.
950-1200'kiloolanlariçın
de 6 milyon 603 bın lira
\ergi ödenecek. Yeni taşıt
aiacaklar 950 kilonun
alîındakiler içın 39 milyon
580 bin. 950-1200 kilo'luk
araçlar ıçın de 66 milyon 94
bın lira vergı verecekİer.
AHMET ÇELİK
Başta Kıbns konusu olmak iizere hüküme-
tm gümrük birliğine girebılmek içın verdiği
ödünler kamuoyunu rahatsız etmeye başla-
yınca. bazı sıyası partiler Avrupa Birliği
(AB)ileyap;lananlaş.manm yeniden gözden
geçıriimesi tartışmasını gündeme getırdiler.
ÂByetkilıleri,gümrük bırliğı konusunun ye-
niden tartışmaya açılamayaeagını ileri sürer-
ken. Türkiye'de 6 mart metninın hükümle-
rinden rahatsız olan kesımler. lngiltere'nin
1970"li yıllann onasında AB ile ılişkılerini
yeniden gözden geçiren yaklaşımını örnek
gösterivorlar.
Konunun yeniden ele alınması gerektiği-
ni savunan ANAP. DSP \e RP bunun güm-
rük birliğinden vazgeçmek değil, sadece ko-
şullan yeniden belirlemek olduğunu vurgu-
luyorlar..
Bilindiği gibi tngiltere. Edward Head'ın
Başbakanhğı dönemine rastlayan 1973 yılın-
da AB'ye tam üye oldu. Bu dönemde iktıda-
ra geldiİclerinde AB üyeliğini yeniden sorgu-
layacaklarını belirten İşçi Panisi 1974 yılın-
da Harold VVilson başkanlığında iktıdarol-
dukran sonra AB ile ilişkileri ele alarak 1975
yılında lngiltere'nin AB'ye tam üyeliğı ko-
nusunda referanduma gitmışti.
ANAP gümrük birliği anlaşmasınm yeni-
den gözden geçirılmesi gerektiğine dikkat
eekerken. DYP ise buna kesınlikle karşı çı-
kıyor. Gümrük bırliğı aniaşmasında AB ile
Türkiye'nin üstlendiğı yükümlülüklenn den-
geli olmadığına dikkat çeken ANAP'a kar-
$ılık yapılabılecek her ^eyın yapıldığını ile-
ri süren DYP. 6 martta alınan ortaklık kon-
seyi kararlannın hiçbır eksiğınin bulunma-
dığına ınanıvor. ANAP tam üyelık başvuru-
sunun kendi partılerı tarafından yapıldığını
ancak gümrük bırliğı anlaşnıasında tam üye-
likleılgilibirmaddeninyeraimamasınıeleş-
tinrken DYP ise gümrük bırliğınin tam üye-
liğın önünü açtığını ileri sürüvor. ANAP'ın
işgücünün serbest dolaşımı konusundaki
eleştirıleri de yine DYP tarafından. "Ser-
best dolaşım İ986"da gündeme geldiğin-
de ANAP iktidarı tarafından Avrupa'ya
Dısisleri Bakanlığı Miıstesarı öymen:
Küçük işletmeleri
AB'de evlendireceğiz
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Dışişlen Bakanlığı Müs-
teşan Büyükeleı OnurOymen.
Avrupa'daki Türk şirketİerinin
cıddı bir güç olduğunu belirte-
rek."Küçük ve orta bo> işlet-
meleri (KOBİ) bu şirketlerle
evlendireceğiz. Ortaya büyük
bir güç doğacak" dedi. Oymen.
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB)
ile gümrük birliği
(GB) anlaş,ması
yapmasının Orta
Asya cumhuriyet-
leri bakımından da
büyük önem taşı-
dığını vurguladı.
Çillerın Vlad-
ridgezisi sırasında
Cumhurivet'm
sorulannı yanıtla-
yan Öymen. GB
anlaşmasının ke-
sinlikle küçümsen-
memesi gerektiğı-
ni belirterek. "*Bu-
fükSi^ttBüyüke.çiOnurOvmen.
telikten büyük bir güç doğa-
cak. Almanya"daki gözlemleri-
me dayanarak söylüyorum ki,
Türkiye'deki KOBİ'lerin pek
çoğu Avrupa ile rekabet edebi-
lecek güçtedir. Şu anda Avru-
pa'daki Türk sayısı 3 mil-
yondur. Onların çoğu Türkiye
ile işbirliği vaparak GB ola-
naklanndan yararlanmayı dü-
şünecektir."
Türkiyenın
GBileAvrupa'nın
vönetımine girdi-
ği iddiasının da
doğru olmadıgını
söyleyen Öymen.
"Â\rupa Birliği
\dalet Diva-
m'nın (ABAD)
alacağı kararla-
ra uyacağız. Bu
tamam, ama biz
de ABAD'ı kul-
lanabiliriz. Ter-
düşünmeli-
G iBen GB için
vası yaşanıyor. Bizim hedefimiz
bu savaşta Avrupa pazarına
rahatça girebilmektir" dedı.
Sadece Almanyada 30 bıni
aşkın Türk şırketı bulunduğunu.
Avrupa bankalanndakı Türk
yurttaşlanna ait mevduatın 50
mılyar marka ulaştığını söyleyen
Öymen. şu deöerlendirmevı yap-
tı: "Türkiye
r
deki KOBPferle
Avrupa şirketİerinin işbirliği
yapmasınısağlayacağız. Birba-
kınıa evlendireceğiz. Bu birlik-
renlere birşey demiyorum. Ta-
bii ki eleştiri olacak. Aksi da-
ha kötü. Ama haksızlık etmeye-
linı. Kendi kalemize gol atma-
yalım" dıve konuştu.
Öymen. Türkiye'nin AB'ye
tam üye olması durumunda nü-
fusa göre hesaplama yapıldığı
ıçin Avrupa Parlamentosu'na
(AP) 80 üye vereceğinı. başta ^'u-
nanistan olmak üzere pek çok ül-
kenın bu güçten çekındıgini sö>-
ledı.
Çiller, AT^Koordinasyon Kurulu'nu topladı
KOBIleri kurtanna \Aıun
ANKARA (Cumhuriset Bürosu)
-Avrupa Birliği (AB) ile gümrük bir-
liğine. sıyasi ve ekonomik alanda ve-
rilen ödünler karşılığında girilmesını
kabul eden Başbakan Tansu Çiller.
pazarlık görüşmelerinde aynca ele
alınmayan küçük ve orta bo\ işletme-
leri (KOBtt ağır bir bunalımdan kur-
tarmak ıçin destek arayışına girdı.
Madrid'deneli bosdönen Çiller. Baş-
bakanlık Konutundatopladığı AT ko-
ordinasyon Kuruluna. Avrupa ülke-
lerı ve uluslararası kuruluşlardan KO-
Bllerekredi sağlannıası için proje ha-
zırlanması talımatı verdi.
Başbakan Çiller. dün tüm müsteşar-
lar ile çok sayıda nıeslek kııruluşunun
tembilcilerınden oluşan AT Genı>letıl-
nıış Koordinasvon Kurulu'nu topladı.
Gümrük birliği çerçevesınde. 5 vılda
2 mılyardolarkredi kredıyleyetinmek
zotunda bırakılan Ankara. bu süıeçte
en çok zarar görecek kesım olarak gö-
rülen KOBt'ler içın de.stek arayışına
gırdı. Çiller. AT Koordinasyon kuru-
lunda. Fransa.Almanvaveltalva'ııın.
KOBİ'lere proje karşılığı destek vere- ğı öğreıııldı
bileceklennı belirterek. özel sektör ile
kaınu kııruluşlannın bu amaçla ortak
pro|elerhazırlama.sını ıstedi. Toplantı-
ya katılan üst düzev bir bürokrat. üre-
time \üzde 37 katkı sağlayan KOBİ'le-
rin, Türkive'deki >anayı kuruluşlannın
yüzde 48'ıni oluşturduğuna dikkat çe-
kerek. GB nedenıyle bazı işletmele-
nn kapanacağı uyansında bulundu.
"KOBİ'ler hem Avrupa'da. hem
de Türkive'de ekonnmik dinamizmi
oluşturu>or" diyen aynı bürokrat. bu
i^letmelenn yenı koşullara uyum sağ-
layabılmelerı ıçin ülke içinde program
hazırlanırken. uluslararası kuruluşla-
ra dd pıoıe sunulması gerektiğıni söy-
ledi. Aynı yetkili. gümrük birliği mev-
zuatının taınamlanmaması nedeniyle
de ocak av ı içinde gümniklerde Mkı-
>ıklık vaşanacağını kaydetti.
24 aralıktaerken seçim yapılmasına
karşın.toplantıda.ocakayı içinde Ital-
ya'ya gıtmeyı planladığını açıklayan
Çıllcr'm. "Ben büfün bunlardan so-
rıımlu> um. > ürü\tn ve yürümeyen
konuları bana getireceksiniz" dedı-
baskı yapılmadı. Bizim sorumluluğumuz-
da değildir" şeklinde yanıtlanıyor.
Konuy la ilgili görüşlenne başvurduğumuz
Prof. Dr. Erol Manisalı. yeni iktıdann güm-
rük birliği anlaşmasını reddedebıleeeğini
soyledı. Bunun bir ortaklık konseyi karan ol-
duğunu kaydeden Manisalı. "Bunun için
hiçbir engel yok. "Esas taahhütlerimize sa-
dığız, gümrükleri ındirdik. ona dokunmuyo-
ruz. Ama ortaklık konseyi kararlannın bazı
maddelenni yeniden gözden geçıreceğız"
şeklinde bir yakiaşımı benimseyebilirler"
dedı. AB'nin bu tür bir yakiaşımı olumlu
karşılamayacağını belinen Manisalı, "Tep-
ki göstereceklerdir. Çünkü \ar olan an-
laşmayla Türkiye'nin elini kolunu bağla-
mış durumdalar"dedı.
Konu hakkında yapılan
açıkJamalan hayretle kar-
şıladığını belirten eski İKV
Başkanı DYP milletvekili
adayı Sedat Aloğlu."'Bun-
lar ya bilgisizlik sonucu
yapılan açıklamalardır.
\a da özellikle saptırma-
dır. 6 martta yapılan bun-
dan sonra yapılacak or-
taklık konseylerine baz
teşkil eden kararlardan
biridir. Eğer eksik görü-
len bir taraf varsa bir da-
haki toplantıya getirilir
ve makul bir şeyse dûzel-
tilir. Ama biz 6 martta
hiçbir eksiklik görme-
dik" dıye konuştu.
Özellikle mali yardımlar
konusunda dengesizlikler
olduğuna dikkat çeken Tür-
kıye'nın Avrupa Konseyi
eski Koordinatörü ve
ANAP milletvekili adayı
Ali Tigrel. "Mali yardım-
lar yetersiz. tam üyelik
konusunun ne zaman
gündeme getirileceği bile
belli değil. Devletin sü-
rekliliği esastır. Gümrük
birliği anlaşmasını red-
detmiyoru/, ama dengey i
tesis edebilmek için hu-
kuk kuralları içinde her
türiü girişimi yapacağiz"
dedi.
Bu arada \\ rupa Komıs-
yonu Başkanı Jacques
Santer, gümrük birliğinın
yeniden müzakere edile-
meyeceğinı >öy ledi. De-
mokratık ülkelerın ulusla-
raası ilişkılerde devletler
arası devamlılığaönem ver-
dıklenne değinen Santer.
32. Gün progranıma yaptı-
ğı açıklamada. anlaşmanın
yenilenmesinın imkânsız
olduğunu ileri sürdü.
ÇffTÇI DOSTU SADLTİAH USLM
AB'ye girmemize en büyük engel Çiller.
G
ümrük birliği ile ilgili
tartışmalar yoğunlaştı.
Destekleyenler kadar,
karşı çıkanlar da var.
Çiller hükümeti, zamanında ye-
terlı bılgi vermekten kaçındığı
için, halkımızın büyük çoğunluğu
hâlâ kesin bir karara varabilmiş
değil!.. 25-30 yıl önce gümrük
birliği kimsenın aklından bile
geçmediği için. herkesin kafa-
sında Avrupa Birliği vardı. He-
saplar hep ona göre yapılıyor-
du... Ancak, 1995 yılına doğru
Avrupa Birliğı'ne girmemiz gün-
deme gelince, birden bıre güm-
rük birliği lafı ortaya atıldı. Once
hiç kimse bu lafları cıddıye al-
mak istemedi. Zira, şimdıye ka-
dar hiçbir ülke Avrupa Bırîiği'ne
girmeden önce gümrük birliği gi-
bi bırsınava tabi tutulmamıştı.
Böyle bir yöntem ılk defa Tür-
kiye içın uygulanacaktı. Türk hü-
kümeti de bu öneriye karşı çıka-
cak bırtavır koyamadı ve sonuç-
ta pazarlıklar başladı... Çiller'in
sabırsızlığı ve işgüzarlığı yüzün-
den gümrük birliği bile lütuf ola-
rak sunuldu...
işin en acı yanı, Başbakan Çil-
ler uzun süre Avrupa ve gümrük
birliği arasındakı farkı kamu-
oyundan gizlemeyeçalıştı. Basın
ve televizyonlar da Çiller'in bu
tutumuna yardımcı oldu. Öylesi-
ne bır kamuoyu oluşturuldu ki,
gümrük birliğine karşı çıkmak,
hatta bazı yönlerıni eleştirmek
vatana ıhanet gıbı gösterildı...
Türk halkı hâlâ "Avrupa Bırli-
ğı 'ne girseydik ne olacaktı" veya
"Gümrük birliği ne getirecek. ne
götürecek" sorusunun yanıtını
verecek bir bilgiye sahıp aegil.
Ama, biz gümrük birliğine girdik
bile!..
Çiller yanlış bilgi veriyor
ÖrneğİP, Avrupa Bırlığı çiftçi
ıçin tam bır cennet... Ama, güm-
rük birliği tam bır facıa... Buna
rağmen Çiller. gümrük birliğinın
Türk tanmını gelıştireceğinı söy-
lemekte ısrar ediyor...
Bir başbakanın gümrük birliği
ile Avrupa Birliği arasındakı farkı
bılmemesi düşünülemez. Ama,
Başbakan, gümrük birtiğıni anla-
tırken, Portekiz ve Yunanıs-
tan'dakı ekonomik gelişmeyi ör-
nek göstermeye çalışıyor. ıki ay
öncekı Tanm Bakanı Refaeddin
Şahin de şöyle diyordu:
"Gümrük birliği çiftçımizı zen-
gın edecek. Yunanıstan 'ın bugü-
ne kadar aldığı destek 9 milyar
dolar (500 trilyon lira)... Şu anda
Yunanistan'a gidin bakın, çiftçı-
ler şehirtılerden daha zengin ha-
le gelmış..."
Bu açıklamalarda önemli bir
aldatmaca var. Zira, o ülkelerde-
ki ekonomik gelişmelerin nede-
ni gümrük birliği değil, Avrupa
Birliği... Her ıki ülke de gümrük
birliği faciasını yaşamadan Av-
rupa Birliği'ne ortak oldular. Bir
sabah kalktılar ve Avrupa Birii-
ğı'nın nimetlerinden yararlanma-
ya başladılar. Kısa süre içinde de
zengin oldular.
Eğer, AB'ye doğrudan gırebil-
mış olsaydık biz de bu tatlı ha-
yallere katılırdık. Hatta, daha da
ileri giderek "1980yılından son-
ra deviet ve özel sektörişbirliği ile
sömürülen ve ezılen Türk çiftçisi
kurtuluyor" diyebilirdik...
Gerçekten de Avrupa Birli-
ği'ne bağlı ülkelerde deviet, çift-
çisini el üstündetutuyor... Akıl al-
maz destekler yapıyor. Öylesine
bır sistem kurulmuş ki. deviet de,
özel sektör de çiftçınin hakkı
olan bir tek kuruşa bile el uzata-
mıyor. Çiftçi örgütlenmiş... Ülke-
sinın en güçlü kooperatiflerını
kurmuş... Alacaklarını kolaylıkla
tahsıl edebılmeleri için özel yasa-
lar çıkarılmış... Cennetı deylet
yaratmış!..
Ancak. Türkiye bu cennet pa-
zara alınmadı. Girdiği yer güm-
rük bırliğı.... Eğer bu tehlikelı sı-
navdan olmez de sağ çıkarsak,
belki günun birinde cennete ula-
şabilirız. O da 5 sene sonra mı.
10 sene sonra mı olur bellı değil.
Belki de hiç alınmayabiliriz...
Avrupa Birliği pazarlarında
ciddi bır rekabet var. Rekabet ise
güçlü olan ülkelere şans tanır.
Özellikle tanm kesimi senelerden
beri aldığı desteklerle öylesine
güçlendi kı... Borç-harç içinde
kıvranan, ıcra kapılannda sürü-
nen, örgütlenmesı engellenen,
horlanan, sömürülen Türk çıftçı-
sinın onlarla rekabet etmesi
mümkün değil!..
Türk tarımı çöktü... Hayvancı-
lık bıttı... Dünya ülkeleri, tarımı
ve hayvancılığı desteklemek içın
oluk gibi paralarakıtırken. Tansu
Çiller. hâlâ köstek olmakta de-
vam ediyor. Üstelik, tarıma bır
tek kuruş destek vermemekle
övünüyor!.. Gümrük birliğine
tam gireceğımız sırada. hayvan-
cılığa en büyük desteği veren
SEK ve Et-Bahk Kurumu gibi iki
güçlü kuruluş satıldı. Tarımsal
KİTIerın bır tek kuruş özkayna-
ğı yok. Tanm satış kooperatifteri
iflasın eşiğınde... Buğday, çay.
fındık, pamuk, ayçiçeği. mısır, et
ve süt üretıcıleri perişan...
Böylesıne bıtik bir tarım kad-
rosu, Avrupa ülkelerınin zengin
çıftçıleri ile rekabet edemeyecek
ve en kısa zamanda yok olup gi-
decek... Avrupa Birliği'ninTürki-
ye'yi ıçıne almayışının ıki önem-
ii nedenı var. Birincısi yasaları-
mızdakı fikri suç sayan antide-
mokratik hükümier ve insan hak-
larına ters düşen uygulamalar...
Ikıncisi ise tanm kesimindeki
sefaletimiz... Hem 1963 hem de
1973 aniaşmalarında Türkiye'nin
AB'ye alınabılmesi içın "ortak ta-
rım poiitikalarına uyum sağian-
ması" koşulu var.
Buna rağmen 1980 yılından
sonra Türk tarımının gelişmesı
için bir tek olumlu adım atılma-
dı. Aksıne. Avrupa ülkeleri verim
ve kalitede harikalar yaratırken
Türkiye, gerileme dönemine gir-
di. Nüfusunun yarısından çoğu-
nun geçimi hâlâ toprak ve hay-
vancılığa bağlı... Hükümetler,
devletin ve özel sektörün sömü-
rüsünü engelleyeceğıne teşvik
ediyor...
Avrupa Birlıği bu kadar bozuk
düzenın düzeleceğine inanmı-
yor... Böylesıne bır yıkıntıyı kal-
kındırmak için gerekecek para
yardımını da göze alamıyor... Al-
sa bile Tansu Çıller'e güvenmı-
yor... Çünku. tanm kesimıne ya-
pılacak yardımların gene başka
kesimlere aktarılmasından kor-
kuluyor... Avrupalıların niyeti
doğru veya yanlış... Bunu zaman
gösterecek... Ama, kesin olarak
bilinen bir şey var ki. Türk tarımı
kalkınma surecine girmeden Av-
rupa Birliği'ne tam üye olmamız
mümkün değil!..
Demek ki Avrupa Birliği'ne gir-
memize en büyük engel Tansu
Çiller... Zira, Çiller ış başında kal-
dıkça tarıma destek olmayacak
ve cennetin kapıları Türk çiftçisi-
neaçılmayacak!..
Işte.. Avrupalı dostlarımızın da
hesabı bu... gümrük birliği ile
oyalayarak Türkiye'yi ömür bo-
yu sömürmek!.. •
İgÇIMN EVREMTNDEN
ŞUKRAN SONER
Sabancı Olmak Varmış
Sayın Sabancı nın ne servetine ne de şöhreti-
ne göz dikmediğime yemin edebılirim. Ama ağ-
zından çıkan her sözün "kehanet" sayılmasını kıs-
kanmamak elde değil.
Sayın Sabancı "Doğu insanı ya dağa çıkmak ya
da başka yerlere göç.mek alternatifiyle karşı karşı-
ya kalmıştır" saptamasını yapınca, bu gerçeği de-
ğiştirmek üzere harekete geçilmese bile, herkes
işin ciddi olduğunu düşünmeye başlıyor.
"Türkiye'nin Düzeni" gibi büyük bir araştırma-
nın üstesinden gelen Doğan Avcıoğlu nun ke-
mikleri sızlıyor mudur? Ya da "Doğu Anadolu 'nun
Düzeni" gibi bir başka büyük araştırmayı bu top-
luma sunmuş, ömrünü cezaevlerinde geçiren İs-
mail Beşikçi "Ben ne demiştım ki?" türünden bir
şeylerı aklından geçiriyor mudür?
Doğu-Güneydoğu Anadolu ekonomik. sosyal,
siyasal politikaları üzerine, kimi zaman patlak ve-
ren büyük olayların ardından yapılmış, öylesine
çok araştırma, rapor. gazetecılerin, sivil toplum ör-
gütlerinin gözlemlerini içeren yazı dizileri, belge,
saptamalar var ki... Bunların birçoğu günün siya-
sal ortamında. "dostlar alışverişte görsün" üslu-
bunda olsa da önemli pek çok sorunu gözler önü-
ne seriyor.
Doğu insanı "ya dağa çıkmak. ya başka yerlere
göçmek" açmazına ilk kez düşmüyor. 12 Eylül
sonrası bu çifte baskt boyutlanmış. katlanmış bu-
lunuyor.
Kendi adıma Sayın Sabancı'nın sözünü ettiği te-
röre dayalı ekonomınin gelışme tehlikesini 1980'li
yıllarda Elazığ, Bingöl, Diyarbakır. Gaziantep ge-
zilerinde dehşetle gözlemiş, halkın PKK cephesi-
ne adeta zorla itildiğini. hayvancılığın yok edilip
kamu ve özel yatırımlarının tüketildiğıni. tek tek ve
dizi yazılarda oralara gıdip gördüklerini yazmaya
çalışan herkes gibi ben de aktarmaya çalışmıştım.
1980'li yıllann ikinci yarısında bölgede yaşayan
insanlarımız için seçeneksizlik boyutlanmış, saf-
lara ayrılma surecine girılmişti. Diyarbakır Üniver-
sitesınde tıp bayramı kutlamasında PKK'ye bağ-
lılık andı, Kürtçe olarak polıs kordonu altında ya-
pılabiliyor ve gazetede de yayımlanıyordu.
Boşaltılan köylerden indirilmiş aileler. aşiretleri-
nin hayvanları satılarak açılan ahırlarda yaşıyor,
Kürt kadınları korku duvarını aşmış olarak. komu-
tanların yanında, kendilerine yapılan maddi ma-
nevi baskıyı anlatabiliyorlardı. "PKK'ye askeri, lo-
jistik desteği engellemek gibi bır gerekçeye de
dayalı olsa, devletin halka yaşayacak, barınacaky-
ersağlamadan, hayvancılığa alternatifgeçim kay-
nağı yaratmadan, köyleri boşaltma hakkının olma-
dığı" uyarılarına kulak asan olmadı.
Son yıllann zorunlu hızlı göçü, Adana'da, iz-
mir'de, istanbul'da. en son örneği Gazi Mahalle-
si türü kanlı olaylara mekân olunca ancak, ciddi
sorun olarak gündeme geldi.
Şimdi kimileri gürültü koparsa da Odalar Birli-
ği, TÜSİAD, TlSK'in raporlarına da Kürt sorunu,
Doğu-Güneydoğu Anadolu. sıcak göç sorunları
girince, Sabancı gibi isimler ağızlarına almaya
başlayınca, herkes insan haklarından, barışçı çö-
zümden yana oldu.
Hele de seçimlere gün sayarken, oy avına çık-
mış siyasilerimiz, ağızlarına bal çalmışçasına, ba-
rışçı, siyasi çözüm önerilerinde öylesine sıkı bir ya-
nştalar ki. Sahi Meclıs'ten DEP'lıleri cezaevine
gönderen kararın sahip ve sorumluları siyasi par-
tiler, liderler neredeler?
Sayın Sabancı. madem ki o söyleyınce "keha-
net" oluyor, bir on yıl önce Diyarbakır'a gitse, eko-
nomik-sosyal kalkınma politikaları üzerine rapor-
lar hazırlatsaydı fena mı olurdu?
Bugün HADEP'i parlamentoya kabul etmeye
hazır olduklarını söylemekte yarışan parti büyük-
lerimiz, 2 yıl önce DEP'e aynı hoşgörüyü göste-
rebilselerdi, en azından pisı pisine dünyaya hesap
vermekten kurtulmuş olurduk.
Ve Sayın Sabancı. işadamlarımız, bir on yıl ön-
ce Kürt sorunuha, Doğu-Güneydoğu Anado-
lu'nun ekonomik, sosyal soruniarına bugünkü il-
giyi göstermiş olsalardı, en azından boyutları kat-
lanmış sorunlara ilişkin rakamlar çok daha küçük
haneli raporlara girmiş olurdu.
Seçim sonrası için umut verici birtablo mu bu?
Erenlerin sağı-solu belli olsa. Havalardeğişme-
se, rüzgâryön değiştirmese... Söylenenler iş yap-
ma, olumlu adım atma anlamına gelmese bile, in-
sana dönük yaklaşımlar, insancıl, barışçı. gerçek-
çi yaklaşımlar, güzel sözler insanın içini ısıtıyor.
Güzel, doğru sözlerin insanlara ulaşması ıçin
bile günümüzde galiba zengin olmak, parti büyü-
ğü olmak gerekiyor.
Doğrusu Sayın Sabancı'nın servetini değil, ama
ağzından çıkan her sözün "kehanet" sayılmasını
kıskanmamak elde değil. Bu dünyada Sabancı
olmak varmış...
Mersin'de CHP ve DSP'lilerden Çağıı
"Önce Türkiye" diyen, "Önce bağımsızlık" diyen. "Laıklik. emek \e
kardeşlik" diyen, biz aşağıda imzası bulunan CHP il delegeleri ve üyeleri olarak
"Oylarımız İşçi Partisi'ne" diyoruz.
Mehmet Suday CHP il delegesi, Ali Taş CHP il delegesi, Yusuf Teraiz CHP il
delegesi. Celal Atügan CHP il delegesi. Adem Toksoy CHP il delegesi-eski il
yöneticisi. Kamil Temiz CHP üyesi. Kemal Karakuş CHP il delegesi. Selahattin
llkyaz CHP il delegesi, Feyzullah Duran CHP üyesi, Mustafa Kovan CHP üyesi-ilçe
yönetim kurulu üyesi, Abidin Doğan CHP üyesi, Mühübet Beyaz CHP üyesi. Adem
Ünsal CHP üyesi, Ahmet Eren CHP üyesi. Rıza Güneş CHP* üyesi. Döndü Kaya
CHP üyesi. Hatice Vükselir CHP üyesi. Latif \ ükselir CHP üyesi. Alhas Yümaz
CHP üyesi. Yusuf Buldu CHP SilifkeBelediye Başk. aday adayı.' Ahmet Meral CHP
üyesi, Mustafa Ayaz CHP üyesi, Mehmet Ekinci CHP üyesi. Hüseyin Soylu CHP
üyesi. Gülden Aydemir CHP üyesi, Ali Aygün CHP üyesi, Filiz Çiİek CHP üyesi,
Necmi L'luçay CHP üyesi. Hasan Avcı CHP üyesi. Fahri Örs CHP üyesi. Özlem Örs
CHP üyesi. Ekrem Halaç CHP üyesi. Süleyman Yurt DSP eski il başkanı. Hüseyin
Delibaş DSP eski merkez ilçe başkanı. Karani Sözen DSP İçel belediye başkan adayı
(eski), Lmit Aksu DSP yönetim kurulu üyesi.
ILAN
T.C.
AKSARAY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Esas No: 1995 269
Davacı Mustafa Öztürk v ekili Av. llhan Ercetin aleyhine açılan icra takibinin dur-
durulması davasmda verilen ara karan gereğince:
Davalı İlhan Erçetin'in İstanbul Tahtakale Tomruk Sok. Eryaman, Kat: 5 adresi-
ne çıkanlan davetiyenin bila tebliğ iade edildiği. başkaca da tebligata sarih adresi
bulunmadığından. davalı aleyhine açılan icra takibinin durdurulması davasının du-
nışması 28.2.1996'da saat 09.30'da olup belli edilen gün ve saatte davalının duruş.-
mada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, olmadığı takdir-
de yargılamanin HUMIC'nin 213. ve 377. maddeleri gereğince yoklugunda devam
edilip karar verileceği ilanen tebliğ olunur.
Basın: 62081
Av. Halit Çelenk ve
Arkadaşları
"Seçimlere katılma olanağını yasal olarak sağlayan tek sosyalist
partinin İşçi Partisi olması nedeniyle bizler
Oylarımız İŞÇİ
PARTİSİ'ne
çağrısını benimsiyoruz." .
Av. Şekibe Çelenk, Av. Halit Çelenk, Hamdi Konur
(eğitimci), Dr. Yavuz Erkoçak, Metin Demirtaş (şair),
Vahap Erdoğdu (yayıncı-yazar), Neslihan Karanfil
(felsefeci), Hamit Aygün (matematikçi), Serpil Güvenç
(mühendis-öğretmen), Mete Akalın (miihendis), Kaya
Güvenç (TMOB Eski Gn. Sk.)
Niçin İŞÇİ PARTİSİ
IMF recetesine kar^ı bır dırenme hattı
kurmak ve ABD güdümlü dış maceralara
dur demek ıçin oyıımuz
İŞÇİ PARTİSİ'ne .
Hamiyet Kızıler
Halkevleri eski Genel "»"önetını Kurulu Üvesı
Kurtulu^ Sa\a^ı ve Cumhuriyet Devnmı'yle elde
ettığımiz kazanımlar. Dun>a SermayeMnın
salılınsı altında Bu idldırının önünü kesnıek ıçın
bıitiin vıımajlarmıızı
İŞÇİ PARTİSİ'ne
ov \eimeve çjgın>onim.
Prof. Dr.CAHİTCAN
ATTILAILHAN:
Çünkü "Bu Mustafa KemaPin Tercihi"
İŞÇİ r 3rtlSI nin önce Türkiye
diyebilmesi son derece önemli. Çünkü pek
çoğu söyler gibi yapsalar da akıllanyla
önce Amerika diyebiliyorlar. Türkiye'nin
asıl çelişkisinin
emperyalizmle ilgili
olduğunu anlayanlar bu
tercihi yapmak
zorundadır.
Çünkü bu,
Mustafa Kemal'in
tercihi