02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19ARALIK1995SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Nerdesin Ey Atatürk! Dileğimiz. tüm partilerimizin Atatürkçü oimalan değil. Atatürk'ü aşmaları. onun gerisinde kalmamalandır. Çünkü Atatürk'ün gerisinde kalmak demek. çağın dışına çıkmak. akıldan, sağduyudan ve erdemden uzaklaşmak demektır. M. İSKENDER ÖZTURAıNLI Atatürkçü Düşünce Derneği İzmir Şubesi Başkanı B undan önceki yazılanmdan birindc "Ncrdcsin Ey Akıl". ıkincısınde "Nerdesin E> Sağdmu", üçüncüsündc de ~Nerdesin Ev Erdem" diyc sormu^. bize çağdaşlığın. uygarlığın. aydınlaıımanın volunu ac;an Mustafa Kemal'ın getırdığı ılkelerden ödünler vere vcrc. yapıtlannı yıka yıka ne- relcre geldiğımızı vurgulamaya çalı^mış- tım. Sımdi de "Nerdesin Ey Atatürk" di- ye sormak gereğım duyuyorum. Evet. nerdesin ey Atatürk?! Öncelıkle bir gerçeği belirtmeliyim: Çok ıyi bılıyorum kıyervüzünebirkezda- ha belkı ne Atatürk gelecektır. ne de Ata- türk gıbi birdcv letadamı. Böyloıncbıris- tek hayalden bajka bir jcy dcğildır. O tıal- de "NerdesinEy Atatürk"dedığım zaman. daha çok günümüz olaylan karşısındaduy- duğunı tepkıyı. kendı kendıme bir yakın- mayı dile getirmek ıstedığım anlasılmalı- dır. (,'ünkü artık aramızda Atatürk yoktur ve her türlü sorunumu/u ulusca çözmeve çalışmak. bırlıkte yönctımın crdcmını ara- mak \e bulmak zorıınday ız. Ancak bu su- retle mutluluk \e esenlığe ula^ahılırız. "Her an tarihe karşı. düny ay a karşı da» - ranışımızın hesabını vervcek bir durumda olmamı/ gerekir." Yayırken böyle söy lcıııı^tı Mustafa Kc- mal. Tarihe kar$ı da.dünvaya kar^ı da. ulu- suna karşı da yaptıklannın \e yapamadık- larının hesabını \crerek ayrılmıştı dünya- rnızdan. "l lusu,şimdiye kadarsöylediğim sözle- rimle ve e> lemlerimle aldatmamış olmak- la münüvıırum" dıyvn Atatürk. >övle ta- mamlanııştı sözlerinı: ^apacağım,yapa- cağız. yapabiliriz dediğinı zaman. onlann gerçekten y apılabileceğine aklını \ atmış ve inanmıştım ' Bılındiği gibı siyasanın (polıtikanın) ıkı türü\ardır. Birincisi. "Amacaulaşmakicin düşürıdüğünden başka bir hiçimde konu- şarak ve davranarak işjni yürütme"dir. (kıncisi ısepolitikanın bıroyun değil. top- lumu yönetme sanatı olduğudur. Bu an- lamdaki polıtika "Aslanın postunun eriş- mediği yere tilkinin postunu eklemek" de- ğil. dürüsılük ve tutarlılıktır Olaylan ön- ceden görme yeteneği. dü^ünce \e akıl işi- dır. Ki^tscl \e partisel çıkarlann üstüne ül- ke çıkarlannı koymaktır Ne ya/ık kı gü- nümüz dünyasında polıtikanın bu ıkı ee>ı- dine de ver verılmcktcdır. Bırıncı türün yanda^lan ayaküstüsiyasayapmaktadırlar. Siyasanın bir bilim ve sanatdeğil. oyun ol- duğu kanısındadırlar. Bunlardaıı bırı kür- süyeçıkıp "24 Aralık'taseçimevarmısın** dıye sorduğunda ötekı hemen"\anm, ka- çarsam namerdim" bieımınde yanıt ver- mektc. ı>o noktada bıtırılmektedır. Hesap kitap. kural. vol \e yordam yoktur. ük yay- dan çıkmış. karar ıki kışi arasında \erilmı>- tır. Sorunun partı organlanna götürülme- sı. görüşülmesı \e tartı^ılması >öz konusu değıldır. Vlustata Kemal. daha 1<> 1l )'larda "Ben- ce", diyordu. "muhalefi't sayjjıya dcğer- dir. (,'ünkü o da bir inceleme. bir araş- tırma sonunda ıırtay a çıkmıştır. Ama bir göriişe karşı çıkanlar. akla uygun, ölçü- lü \c haklı nedenlere dayanma/larsa. muhalef'etin hiçbir değeri kalma/" Yal- nız bu sözler bıle Atalürkün akla. bilıme ve gerçeğe dayanan bir polıtıkadan yana oldıığunu kanıtlayacak değerdedir. Bu durum karsisında gelın de benim gı- bı "Nerdesin Ey Atatürk" demeyııı baka- lıın' Bundan 70 yıl önce Mustafa Kemal. "Biz ilhamlanmızı «ökten ve bilinmeyen, görünnıeyen düşüncelerden değil, doğru- dan doğruya yaşamdam almış bulunuyo- ruz" dıyor \e Nunlan eklıyordu sö/lerıne: "Bi/imyolumuzu çizen; içindeyaşadığımız yurt bağnndan çıktığımız Türk ulusu. bir de uluslar tarihinin binbir sıkıntı >e acı do- lu yapraklarından çıkardığımız sonuçlar- dır." Bugün böyle düşünen. böyle konuşan bir devlet yönetieısi gösterebilır misinız bana'.' Devlet adamiarınıızın "ezan. bay- rak. Kuran" sloganlarıyla din sömürüsü yaptığı. Nak^ibendilerın. Nurcuların. Sü- leymaneıların at koşturduğu bir ortaında sız de benım gıbı "Nerdesin Ey Atatürk" bieımınde konuşmak uereğinı duy maz mı- sınız? I97()"lı yıll ml.ı \akup kadri kara- osmanoğlu'nun "Bi/don elli yıl önce yaşa- mı<) nlnıasına karşın bi/den yüz yıl ileride- dir" dedığını anıms.ayarak. MuNtat'a Ke- nıal'in bugünkü yönetıeilerdcn ikı yüz yıl ilerıde olduğunu düşiinme/ mİMnı/.' Özel tele\izyon kanallanndaellenndeasaları ve kapkara giysilcrıyle Atatürk"e "Deccal" demek suretıy lc lıakarct edeıı insanların ya^adığı bir ülkede"NerdesinEy Atatürk" dıyc haykırmaz mısınız'.' Atatürkçülük. her şeyden önce bir düşü- nüş. bıçımı. bir diinya görüsü \e bir ıdeolo- jıdir. Çağdaşlığın. uygarhğın ve insanlığın y anındadır "^ürtta banş. dünyada banş" özdcyiiji doğrultu>unda. özuürlükle c^ıtlı- ğı bırlıkte anıaelayan bir dü^ünce dızgesi- dır. Atatürkçiilüğün tınsel ınıancvi) kay- nağında erdem. maddı kaynağında ulusun egetncnlıği. halkın mutlııluğu \e gönenei \ardır. Herhangı bir kışi Atatürkçü olmak z<v runda değildir. Böyle bir istek öncclikle Atatürkeülüğün özgürlük telsctesıne aykı- ndır. Her kişi istcnç özgürlüğüne sahiptır Bu. doğal bir hak. doğal bir özgürlüktür. Ne var ki hiçbir ki^i, Atatürk'e sövmc vc ona hakaret etnıe özgürlüğüne sahip değil- dir. Böyle bir davranışaneyasalanmız. nc de ahlak kurallarımız izin verir. Böylesine bireylem özgürlük değil. olsaolsadüşün- ce özürlülüğü olabılır. Atatürk'ü yıkma ve yok etme özgürlüğü de olamaz. olmama- lıdır. Ne yazık ki. onu yıkmak isteyen ki- şıler ve kuruluşjar \ardır. Bu nedenledir ki. Atatürk ilkeleri uzun süredir uygulama alanındankaldırılmı^. yapıtian tekerteker yıkılmıştır. Laıklik ılkesı örselenmi^ veyıpratılmış- tırönce. Izinlı veizınsizkurslarda. yurtlar- da \e yuvalarda engızisyon papazları gibi dü^ünmeleri ıstenen gençler yetistirılmiş- tir ve yetiştırilmektedır. Anayasanın koru- masında ve değıştirılmesı olanaksız "Öğ- retim Birliği Nasası"delik de^ik edilmiş.tır Halkçıiık vedevleteılık gündem dışına çı- kanlmıştır. Milliyetçılik. bir yandan mu- kaddesatçılığa, öte yandan etnik ayrımcı- lığaçekilmektedir. Bütün bu nedenlerle la- ık cumhuriyet zaman zaman tehlikelere atılmıştır. Vlustata Kemal'ın bırdevrım kalesı ola- rak dü^lediğı Halkev leri ve Halkodalan ar- tık yoktur. 45 yıl önee tarıhe karışmiîjtır. Köye ışık, köye aydınlık götürecek. tüm köylenmızi birer kente dönüştürecek olan Köy Knstitülen 1950'lerdeacımasızcaka- patılmıştır. Birer bilim yuvası olarak kur- duğu T ürk Dil Kurumu ve Türk Tarih Ku- rumu. 1983 yılında çıkanlan bir yasa ile Atatürk gibı bir devlet adamının vasiyet- namesı de iptal edilerek ortadan kaldınl- mıştır. Hvrensel hukuk kurallarına olduğu ka- dar. Türk pozitıf hukukuna da aykın bi- çimde. Atatürk"ün istenç özgürlüğü deçiğ- ncnerck. taşınır tasınmaz malları. araç, ge- reç. kitap ve kitaplıklan devlete bağlı bir kuruluşa aktanlmıştır. Kurum üyclerinin üyelik hakları ellerinden alınmıştır. Oysa Atatürk. bunları özcrk birer kurum veöztl hukuk tüzel kişisi olarak dü^ünmüş. ınal- varlığını da bu nedenle kurumlara bağış- lamıştır. Böylesine hukuk dışı birdavTanış- ta tüm partilerimizin az ya da çok sonım- luluğu yok mudur? Atatürk kurumlannın kimilerini zama- nın siyasal ıktidarları yıkıp atmış. ötekile- rin yaşamına da darbelerle (12 Mart - 12 Eylül) son verılmıştir. Ne var ki. bugûne değin hiçbir siyasal parti. Atatürk'e yapı- lan bu haksızlığa son vermeyi, Atatürk ku- rumlannı yeniden canlandırmayı düşün- memiş, düşünse bıle bu düşüncesini uygu- lama alanına getirememiştir. Atatürk'ü 10 Kasım'dan 10 Kasım'a anımsayan siyasal partilerimiz, Atatürk'ün istenç özgürlüğü doğrultusundabiradımbileatmamışlardır. Böyle bir ortamda dileğimiz, tüm parti- lerimizin Atatürkçü oimalan değil. Ata- türk'ü a^malan. onun gerisinde kalmama- landır. Çünkü Atatürk'ün gerisinde kal- mak demek. çağın dışına çıkmak: akıldan. sağduyudan ve erdemden uzaklaşmak de- mektır. Devletintemelinehalkıkoyarakbizeöz- gür ve bağımsız yaşay acağımız bir cumhu- riyet armağan Eden. o cumhuriyetın yanı- na aklı da getirerek ulusumuza laıkliği ka- zandıran Atatürk'ün Türkıyesi'nde. dev- letın temeline dinsel kuralları sokmaya ve "egemenlik ulusundur" tümcesini "ege- menlik Allahındır" biçimine dönüştürme- ye çalışanların laik cumhunyetı nerelere götürmek ıstediklennı söyiemeye bile ge- rek yoktur. Bu nedenlerle günümüzün en önemli so- runu. devlet yönetiminde ve siyasal ya- şamda din kurallannın ve şeriat yasalan- nın mı. yoksa akıl ve bılımin mi geçerli olacağıdır... Hiç kuşkusuz bırıncı yol orta- çağın karanlığı. ikincisi ise çağdaş uygar- lık doğrultusunda laik cumhuriyetin yaşa- tılmasıdır. Türk ınsanının gelecek günlerde büyük bir acı ve umutsuzluk içinde "Nerriesin Ey Atatürk" diye yazıklanmasını iStemiyor- sak.yönetılenı veyönetıcisiyle bırlıkteak- lın yolunu. bilimin yolunu ye Atatürk'ün yolunu seçmek zorundayız. Hem de hiç vakit geçirmeden. Türkiye'yi yeniden kurmak yine CHP'nin işidir. Yeni CHP'nin işidir. DenİZ Baykal CHP Genel Başkanı Türkiye'de devlet, yurttaşla karşı karşıya değil, yanyana olmak zorundadır. CHP, tek tek her yurttaşın görüşüne, inancına ve yaşama hakkına saygı gösterecek bir devlet yapısı kurmak için en cesur çözümlere hazır ve kararlı. Yeni solun özgürlükçü bakış açısıyla cesur, insana saygısıyla kararlı. Devletin yurttaşın hizmetine girdiği Türkiye'yi CHP kuracak. DünyadaYeni Sol, Türkiye'deYeni C H P PENCERE Fili Yuttu Bir Yılan... Filozof demiş ki: - Kuşlann yürürken bile kanatlan vardır. Öğrencisi: - Hocam, diye yanıtlamış, kuşlann uçarken bile ayaklan olduğunu unutmayalım... Filozof: - Her politikacı kendi yalanını yutarken ölür... Öğrenci: - Doğrudur ustam, demek ki politikacının ölmesi için kendi yalanını yutması gerek... Filozof: - Dünya, sonsuzluğun içinde bir parantezdir... Öğrenci: - Parantez, sonsuzluğun içinde bir dünyadır... Filozof: - Kimi insan sürüne sürüne doruğa çıkar, kimisi de kartal gibi yukardan konar... Öğrenci düşünmüş... • Doruğa varmak için sürüngenleşmek güzel değil; ama, iktidarın doruğuna nasıl çıkarsın?.. Tepeden in- me daha mı erdemli?.. Yoksa halkın içinden çıkıpya- vaş yavaş koltuğa tırmanmayı mı yeğlemeli?.. Yanar söner özdeyişlerin çarpıcılıkları, mantığın te- razisinde tartıldıklan zaman pırıltılannı yitirirler. Girdi- siyleçıktısıyla irdelenmesi gereken gerçekliklerin kar- maşık dünyasında yaşıyoruz. Insanın doğruları kav- raması için, gün geçtikçe daha çok beyin teri dök- mesi gerekiyor. Yerel ile evrensel arasındaki bağı kurarken de özen- li bir yaklaşıma gerek var... • Küreselleşme ile evrenselleşme aynı anlama ge- len iki sözcük mü oluyor?.. Küreselleşme hep vardı... Ingiliz sömürge imparatorluğunun üzerinde güne- şin batmadığı söylenirdi. Uzaklan yakın eden düzenlerin anlamlannı irdele- mek, çağdaş insanın vazgeçemeyeceği birtutkudur. Gerçi altımızdaki uçakla günübirliğine Avrupa'ya gi- dip geliyoruz; ama, dış ilişkileri ilkel bir terazinin ke- felerine vurarak hileli bir yöntemle tartmaya kaJkmak, evrenselliği hiç anlamadığımızı gösterir. Türkiye'yi büyük bir yutturmacanın ağına düşür- mek için sanki tuzak kuruluyor. • Gazetelerde bir fotoğraf çıkıyor, Fransa Cumhur- başkanı bizim Başbakan'ın elini öpmüş!.. Başbakan, Clintonla mı görüşmüş?.. Kohl ile ayaküstü mü ko- nuşmuş?.. Major ile el mi sıkışmış?.. Sıradan birtop- lantıya mı katılmış?.. Medya bunu iç politika piyasa- sında satmak için kullanıyor. Küreselleşmenin evrenselliğinde değil, kendi ken- dimizi aşağılamanın çukurunda nasibimizi arıyoruz. Türkiye'nin insanı, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döne- minde bu denli küçülmenin siyasetine bağlanma- mıştı. Biz içerde ülkemizin siyasal iktidarını seçerken, hangi politikacının Batı'da ne kadar kabul gördüğü- ne bakarak mı karar vereceğiz?.. Kendisini Avrupa'nın devlet adamlarına beğendir- mek için her şeyi göze alan bir politikacıyı, en kısa sürede iktidar koltuğundan uzaklaştırmak, boynu- muzunborcu olmakla kalmıyor, onurumuzu kurtar- makjçeriği kazanıyor. Filozof demiş ki: - Her politikacı kendi yalanını yutarken ölür... 24 Aralık'a beş gün kaldı; filozofun haklı olup ol- madığını göreceğiz. Zonguldak'tan Sendikacı'ların Çağnsı Çetin .\Jpdiindar (Emekli-Sen Genel Yönetim Kurulu Üyesi): "tnsandan ve sosyalizmden umudu kesmediğimiz için oyumuz İŞÇİ PARTiSİ'ne." Nihat Ayçiçek(Belediye-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı): "Emek cephesini savunan sadece teorisiyle değil pratiği ile de emeğin yanında olan tek parti olduğu için, oyum İŞÇİ PARTİSİ'ne." Zeki Hazoğlu (Genel Sağlık-lş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı): "'Bu kokuşmuş sermaye düzeninde, umudun, emeğin, banşın, kardeşliğin, laikliğin, bağımsızlığm ve gerçek demokrasinin tek ve kararh savunucusu olduğu için, oyum İŞÇİ PARTİSİ'ne." İşveri Tenısilcilerinden (,'ajîrı Huri Tülüncü (Gripin ilaç Fab. Baştemsilcisi): "Bir ışçı olarak 24 Aralık seçimlerınde smıf tavn almak gerektigini düşünüvorum. Bu tavnn gereği olarak da seçımlerde İŞÇİ PARTlSj'ni desteklıyoram." Mehmet Ersoy(Deva tlaç Fab Baştemsilcisi): "Çahşıyorsak, işçıysek. emekçıysek bunun geregmi yapmak zonuıdayız. Bugün için bunun yolu İŞÇİ PARTlSıni desteklemekten geçiyor." Fahri Fırat (Karayollan 17. Bölge Miidürlügû Işyen Temsılcisi): "Grevlenmız sırasmda anladım ki diğer partılerle herhangi bir yakınlığımızyok. Hepsi birbirimn ayrıi. Bir tek tşçı Partisi mücadelemizin her safhasında vanımızda oldn. Bizı destekledi. Ben de bizı temsıl eden partımn Işçi Partisi olduğunu anladım. Bu nedenle bütün vatandaşlan İŞÇİ PARTİSİ'ne oy vermeye çağınyorum" Aygül Çokan (Siimer Holding Bakırköy Konfeksiyon Fabrikası Temsılcisi): "Geleceğı gûvenilır bir parti olduğu için destekJıyorum. Çocuklanmızın. kendimizın geleceğı için lşçi Partisi desteklenmeli. A>Tica özelleştirmeye karşı çıktığı ve emekçilere çok yakın olduğu için oyumu Işçi Partisi'ne verıyorum." ]\ecl«Mi İşçi Partisi? Mehmet Kan (Tek Gıda-tş 11 No'lu Şube Başkanı): Sendikacı olarak İşçi Partisi'ne oy vermemiz çok doğal. İşçi sınıfının mitingine, eylemine en yakın, samimi, işçi sınıfının sorunlannı çözebilecek bir parti olduğu için İşçi Partisi'ni destekliyorum. FATİH BİRİNCİ ASLÎYE HUKUK HÂKtMLİĞİ 1995/550 Davacı Meryem Salgın vekili tarafindan davalı K. H. aley- hine açıtan gaiplik davasında: Davacı vekili dava dilekçesin- de müvekkilinin eşı Mehmet Salgın'ın 14.7.1991 günüGül- hane önlerinde denize girerek bir daha çıkmayarak kaybol- duğunu, bir daha da ortaya çıkmadığını bu nedenle gaipligi- ne karar verilmesini istemiş olmakla ve mahkemece de ilan yapılmasına karar verilmiş bulunduğundan Mehmet Salgın'ın hayatta olup oimadığı hakkında malumatı olan kişilerin MK'nin 32. maddesi gereğince ılan tarihıni müteakip 1 yıl içinde mahkememıze müracaat etmelerı ilan olunur. 1.12.1995 Basın: 62485 Romanlannız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel.: 554 08 04
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle