02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 KASIM 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Çimento fabrikaları satılıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Hasan Akyol'un da altında imzası bulunan Özelleştirme Yüksek . K.urulu'nun (ÖYK) karanyla Özelleştirme . ldaresi Başkanlıgı'na (ÖJB)satılmaküzere de\ redilen Çimento Sanayi AŞ'yeait 11 çimento fabrikası satışa çıkanlıyor. Akyol, karann yayımlandığı tarihte. bakanlıgına bağlı çimento fabrikalannın satılmak üzere idareye devredilmesi konusunda "Biryanlışlık oldu" açıklamasını yaparken fabrikalann satış ilanı bugün yayımlanıyor. ÖİB'den dün yapılan açıklamada. ıhalelerde son öneri verme tarihi 1 aralık olarak belirlendi. fabrikaları özelleştirilsin' • ANKARA (Cumhurivet Bürosu)- Yaklaşık450 bin pancar üreticisinin üye olduğu Pancar L'reticileri Bıriiği "Pankobirlik". "Devlete ait şeker fabrikalannın '.özelleştirilmesi ve pancar j tanmının önündeki j engellerin kaldınlmasını ı-istiyoruz" dedi. Pankobirlik'in hafta içinde yapılan Genel Kurulu'nun sonuçlanna ilişkin dün yapılan yazılı açıklamada. sanayi ile entegrasyonun mutlaka sağlanması gerektiği belirtildi. Yabancı sermaye gınşı az• ANKARA (AA) - Yabancı Sermaye Koordinasyon Dernegi (YASED)Başkanı Yavuz Canevi. mevzuat açısından gösterilen bütün esnekliğe rağmen. Türkiye'ye yabancı sermaye girişinin arzu edilen seviyeye ulaşamadığını ifade ederek, "Ancak 1996'dan itibaren yabancı sermaye açısından biratılım donemi başlayacak" dedi. Canevi. 1989öncesindeki 26 yıl içinde toplam 220 milyon dolar olan yabancı sermaye girişinin. 1989 yılından itibaren yıllık 1 milyar dolara oturduğunu. ancak bu noktada durağan hale geldiğini söyledı. TİSK, kıdem tazminatından şikâyetçi • ANKARA(ANKA)- Türkiye Işveren Sendikalan Konfederasyonu (TİSK). işyerleri üzerindeki "potansiyel kıdem tazminatı yükü'nün 1 katrilyona yaklaştığını, yükün ocak ayında da bu düzeye ulaşacağını öne sürdü. TlSK'ten yapılan açıklamada. kıdem tazminatlannın en büyük işletmelerin bile malvarlığı ile karşılayamayacağı boyutlara ulaştığı ıfade edılerek "Ekonominin kurallanna göre" yeniden düzenlenme yapılması istendi Açıklamada. kıdem tazminatı konusu yeniden düzenlenmeden işsizlik sıgortası uygulamasının getinlmmesine de "•mükerrer ödeme" olacağı savıyla karşı çıkıldı. Bu durumda ekonominin rekabet gücü kalmayacağı savunuldu. konferans verecek • Ekonomi Servisi - \ssociazione Iniversitaria Studi Europei (EUSE)'nin davetlesi olarak Palermo'da "Türkiye - AB ilişkılen ve Kıbns sorunu" konusunda bir konferans vermek üzere davet edilen Lefke A\ rupa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu, Italya'ya hareket etti. Toplantıya ttalya'daki tüm ünhersitelerde AB konulannda der.s \eren 200'den fazla profesör katılacak. Rektör Prof. Dr. Kabaalioğlu. "Kıbns konusunun da ele alınacağı toplantıda önemli bir AB üyesi olan ttalya'da etkin konuma sahip üni\ersite öğretiın üyelerinin Yunanistan'ın yaıılış yönlendirmelerine karşı bilgilendirilmesi gerekir" dedi. Kamu finansmanı tıkandı, döviz hareketlendi, hiperenflasyon kapıda Ekonomi bunahma koşuyorESRA YENER ANKARA-Temel göster- gelerde tehlike ışaretleri ve- ren ekonomi. seçim yatınm- lannın da etkisiyle büyük bir bunalımın eşiğine geldi. 1 katrilyon 184 trilyon li- ra iç, 56 milyar dolar da dış borç yükümlülüğü olan Ha- zine. son seçim yatınmlarıy- la büyük bir kaynak arayışı- na girerken. uluslarası piya- salann yanısıra. faiz oranla- nnı yük'seltmesine karşın iç piyasadan da borçlanma sı- kıntısına girdi. Yılsonıına kadar borç ve maaş ödeme- lerinden doğan 385 trilyon li- ralık yümümlülügü bulunan Hazine'nin faiz oranlarını artırması. bankalann da kre- di ve mevduat faiz oranlan- nı son 1 ayda 3-5 puan yük- seltmelerine neden oldu. Fa- izlerin yanısıra döviz kurla- n da son 1 haftada yüzde 3 oranında yükseldi. Merkez Bankası yetkilileri. ağustos sonu itibanyla 8 milyar do- lan âşan dış ticaret açığına dikkat çekerken. "KİTzam- lannın dondunılmasına kar- şın ekim ayı enflasyonunun yüzde 7-8 oranlannda ger- çekleşmesi bekleniyor. Y'ılba- şından itibaren yüksek oran- lı bir dmalüasyon sinyali ar- tık beürginkşti" dediler. Lluslararası risk değerlen- dirme kuruluşu Standard and Poors'un geçen hafta. Türki- ye'nin "yatınm yapılabilir iilke" düzeyinın aİtında olan "B artı" kredi notunu artır- mayacagını ve Türk ekono- misinin djrgunluga girdıgi- ni açıklamasıntn ardından. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) da Stand-by anlaşma- sınıaskıyaalmasıdışpiyasa- larda kredi kapılarının ka- panmasına neden oldu. IMF. Stand-b> kredisinin kasım ayı dilıminı iptal eder- ken. uluslararası piyasalara da Türkiye'nin güvenilmez olduğu masajını \erdi. Ulus- larası piyasalardaki olumsuz gelişmeler yılsonuna kadar T.4 milyar dolara yakın dış borç ödemesi gereken Hazi- ne'nin dış kredi şansını da azalttı. Hazine'nin. Türki- ye'nin "3 milyar dolara ula- şan dış borç stoku içindeki payı da 56 milyar dolara u- laştı. Hükümetinyalnızgele- cek yıl yapacağı dış borç ana para ve faiz ödemelerı 11 milyar dolan bulacak. Hükümetin. yılbaşından beri kurlardaki artışı baskı altına alma politikasının ya- nısıra dış ticaret dengesınde oluşan 8 milyar dolarlık açık. piyasalardagergin birbekle- yiş başlattı. Döv iz rezerv i 1 ^ milyar dolara ulaşan Merkez Barıkasfnın döviz sürerek piya>alara müdahaleetmesi- ne karşın. kurlar son 1 hafta- da yüzde 3 oranında arttı. Merkez bankası yetkilileri, IMF'ye \erilen paket doğ- rultusunda kurlardaki artış- lann yılsonuna kadar tutula- cağını belirtirkeıı. -Ancak. yılbaşından itibaren piyasa- lardaki bu gerginlikle kurlar tutulamaz. Ocak a\ ı için > ük- sek oranlı de\alüas\on bek- lentisi şjmdiden piyyasalan sardı" açıklamasını yaptılar. Yetkilıler. Hazine'nin ön- ceki gün yaptığı 154 günlük ihaledefaizoranını lOpuana yakın yükseltmesıne karşın. ancak 845 milyar lira düze- yinde borçlandığına dikkat çekerek. "Hazine borclana- mıyor. Piyasalarda likidite artıyor. Enflasyon da > üksel- me eğiliminde" uvarısında bulundular. Toptaneşya fiyatlanndaki ÇjÖRÜŞ EKONOMİ POLİTİKALARI ÇALIŞMA GRUBU <*> Ekonomi yatırım ve tasarruf çıkmazmda T ürkiye'de 80'li yıllann başın- dan beri ekonominin üretim kapasitesi önemli bir dura- ğanlıkgöstermektedir. CKinyadaçok önemli teknolojik geiişmelerin oldu- ğu 1980 yılından 1993 yılına kadar- ki dönem içerisinde, Türkiye'de özel yatırtmların ulusal gelire oranı yüzde 10'dan sadece yüzde 13'e yüksete- bilmiştir. Dış ticarete konu olan sek- törierin yatırımları, aynı dönemde yüzde 5 civannda kalırken dış tica- rete konu olmayan hizmet sektörle- rinin yatınmlan ise yüzde 6'dan yüz- de 8 e çıkmıştır. Bir başka deyişte, izlenen dışa açılma politikalannm beklentilerinden farklı olarak üretim kapasitesinin genışlemesi. ihracata yönelik sektörlerde gerçekleşme- miş, aksıne, göreli fiyatlardakı geliş- meler ve sermaye maliyetindeki ar- ttşı fiyatlara yansıtabilen iç talebe yönelik sektörlerde kârlıhğın artma- sı, ticarete konu olmayan sektörle- re yönelik yatırımları teşvik etmiştir. Buniann yanı sıra, 1990'dan son- ra spekülatif sermaye girişi nede- niyle yaşanan aşırı değerli kur poli- tikasının ihracat üzerindeki olumsuz etkisi de dikkate alındtgında ihraca- ta yönelik sektörierde yatırımların artması için selektıf politikalann öne- mi yeniden gündeme gelmektedir. Türkiye'de artık, yatırım ve tasar- ruf yetersizliğıni yabancı tasaı ruflar- la gidermenin mümkün olmadığı or- taya çıkmaktadır. Artan dış borç yiı- kü, dış dünyaya yapılan net kaynak transferine yol açmakta, işçi döviz- lerinin dışarıya yapılan kaynak trans- ferini telafi etme gücü ise giderek azalmaktadır. Yabancı tasarruflarda büyük ölçüde kısa vadeii sermaye hareketlerine dayanarak sağlanan artışlar ise farklı sorunlar yaratmak- tadır. Yabancı tasarrufların yurtiçi ta- sarruflan azaltıcı etkisi Latın Amerı- ka ülkeleri kadar Türkiye için de ge- çerii olmakta, dış borçlanma yatı- nmlan degil, artan ölçüde tüketimi ve cari harcamaları finanse etmek- te kullanılmaktadır. Türkiye, spekülatif sermaye girişi- nin gerek aşırı değerli döviz kuru ne- deniyle dış ticaret dengesi üzerinde- ki ve gerekse faiz ödemejeri nede- niyle kamu dengesi üzerindeki olumsuz etkılerini gidermek amacıy- la, birçok gelişmekte olan üikenin sermaye hareketleri üzerinde sür- dürdüğü kontrolleri terk etmiştir. Ay- nca sıkça başvurulan "zorunlu kar- şıhk oranı" ve aşın sermaye girişinin parasal tabanda yarattığı genişle- menin emilmesi için Merkez Banka- sı yoluyfa "stenHzasyon" uygulama- larına yetennce önem verilmemek- tedir. Türkiye'de, sermaye hareket- lerinin serbestleşmesinden beri ko- lay bulunabilen yüksek maliyetii bu fonların, vergi reformu yapılmaksızın artan kamu harcamalannı karşıla- mak amacıyla kullanılması, kamu dengesizliğini pekiştirmekte katali- zör rol oynamaktadır. Orta/uzun dö- nemde sürdürülemeyecek olan bu fınansal politikalar sonucu ortaya çı- kan her krizin maliyeti ise esas ola- rak ücretli kesime yüklenmektedir. (') Ekonomi Polıtîkaiarı Çalışma Grvbu: Hacer Ansal. Serap Aşık, Korkut Boratav, Nazım Ekınci, Fıkret Gorün, Alper H. Gu- zel, Gûlten Kazgan, Yakup Kepenek, Oğuz Oyan. izzetttn Önder, Lerzan Ozkale, Erdal Özmen. Şevket Pamuk, Veysı Sevığ. Cem Somel, Umıt Şenesen, Fıkret Şenses, Erol Taymaz. Oktar Turel. Erınç Yeidan, Nurhan Yentürk. artı^ın ekim ayında yüzde 7- 8 düzeyinde oluşmasının beklendigini anlatan Merkez Bankası yetkilileri. "Olağan KİT zamlan yapılmadığı halde. yüksek enflasyon <du- >or. Se^iniin ardından KİT'ler ürün fiyatlanna zo- runlu olarak yüksek oranlı zam yapacaklar. Beklenen de\alüasyonla birlikte piya- salartutıilamaz" dediler. Se- çimlenn 24 aralıktd yapılma- sı durumunda. KlT ürenleri fiyatlanna ocak ayından iti- baren y üksek zamlar yapıla- cağına ışaret edildi Yetkililer. yılsonuna kadar 385 tnKon liralık iç borç ve maaş ödemesi yükümlülüğü bulunan Hazine'nin. özellik- le seçim ekonomisıuygulan- ması \e tüm üst düzey eko- nomi bürokratlannın istifa etmeMiıin ardından borçlan- makta zorlandığını belirtti- ler. Hazine'nin borçlanabil- mek için faiz oranlarını "fa- hiş"oranlaraçıkardığını vur- gulayan \etkililer. "Asılteh- Hkc. faiz oranlanndaki artış- larda kendisini gösterdi. Pi- yasalar hiperenflasy ona doğ- ru gidiyor" dediler. Tüketici fiyatlanndaeylül a\ında bir önceki aya göre yüzde 8 düzey ine ulaşan ar- tışlar ve Hazine'nin faiz oranlannı artırmaM üzerine bankalarson l ayda. kredi \e mevduata uyguiadıkları faiz oranlarını 2-5 puan arasında yükselttiler. Hazine'nin haf- ta içinde düzenlediği 2 ihale- de de faiz oranlannı yüksel- mesi. bankalan venıden ha- rekeılendırdi. Küçük banka- lar dün faiz oranlannı 2-4 puan arasında yükseltıklen- ni açıkladıljr. Yaklaşan seçim nedeniyle önemli KlT zamlarının ertelenmesi de fayda etmedi Enflasyon, tümüyle kontrolden çıkbCANAN SOYSAL Geçen eylül ayında Devlet Istatistik Enstitüsü'nce yüzde 4.8 olarak açıklanan toptan eşya fiyat artışlannın. ekım- de yüzde 4 ile yüzde 5 arasın- da bir orana yükselmesi bek- leniyor.Piyasa yetkilileri. ey- lül ayının sonlanna dogru y a- pılan bazı KlT zamlannın ve özellikle şekerde yaşanan grevle ilgili doğan fiyat artı- şının yüzde 150'ye varan oranlarda gerçekleşmesinin ekim ayı enflasyonunun yük- sek çıkmasında etkili olaca- gını savunuyorlar. Ancak, başta akaryakıt olmak üzere, beklenen ve etkisi tüm mal gruplannda hıssedilecek bü- yük KİT zamlannın ertelen- mesinin fiyat artış hızını kes- medigine. bu zamlann seçim sonrası devreye sokulmasıy- la enflasyonun daha da tır- manacagına dikkat çekihyor. Bugüne kadar hemen he- men bütün piyasalarda ey lül. ekim ve kasım avlannda tü- • Mal piyasalarında ekim enflasyonunun toptan eşyada yüzde 4-5 arasında gerçekleşeceği belirtiliyor. ketimın hızla arttığı v ıırgula- nırken. bu yıl ilk kez tersine birdurumyaşandığını söyle- diler.Üretici firmalann vees- nafın 1995 yılı kârhedefleri- nin gerçekleşmesi için fiyat- lanna zam yapmak zorunda kalacaklan da kaydediliyor. Önümüzdeki aylan da de- ğerlendiren piyasa yetkilileri. kasım ayında enflasyonun y i- ne yüksek çıkabileceğini. an- cak aralık ayında enflasyo- nun durgunlaşacagını belirt- tiler. Temel gıda maddelerin- de ekim ayındaki en yüksek fiyat artışı şekerde yaşandı. Şeker Fabrikalan ndakı grev- ler nedeniyle. grev süresınce şeker fiyatlannın devamlı yükselmesı sonucunda. şeke- rin eylül ayı başında 925 bin lira olan fiyatı 2 milyon 100 bin liraya kadar yükseldi. Hububat \e bakliyat pıya- sasının ekim ayı içinde zam gören tek üriinü olan pınnç- te fiyatlar yüzde 6.5 oranın- da yükseldi. Ekimde en yüksek fiyat artışı görülen ürün grupların- dan birisi de temizlik madde- leri. Toz ve matik deterjan- larda fiyatlar y üzde 6.25 ora- nında yükselirken. bulaşık ve diğer deterjan çeşitleri fivat- ları ekim ayında yüzde 6.5 oranında arttı. Diger ürün gruplanndaki fiyat artışlan- na gelince.. Ekim ayı içinde margannde yüzde 5.5. sıvı yagda yüzde 2.5. unlu ma- müllerde ise yine yüzde 2.5'luk bir artış yaşanırken. yumurta fiyatlan 2.3 oranın- da yükseldi. Bu arada ekim ayı içinde makarna. peynir ve et fiyatlarında herhangi bir artış yaşanmadı. Et fiyatlan- nın artmamasında. ithal et girdısınin yüksek olmasının rol oynadığı bildiriliyor. Ürün adı pzıhiûûıgı Ekim ayı fiyat artışı (%) Toz ve matık deterjanlar Bulaşık ve diğer deterjanlar Margarın Sıvı yağ Bakliyat ıPınnç) Makarna Unlu mamüller Peynir 6 6.5 5.5 2.5 6.5 - 2.5 ea Şeker 150 Yumurta Enflasyona seçim desteği I994"tekiekonomik durgunluktan nasibini alan inşaat sektörü. bu yıl içinde de aynı daralmayı yaşamaya devametti. 1995'in ilk 6 ayında ruhsatı olan inşaat sayısında yüzde 15.8. yapı kullanma izin belgesi alan inşaat sayısında ise yüzde 30.4 oı jnında bir azalış kaydedildi. Bu durgunluk nedeniyle inşaat malzemelerinin fiyatlan ekim ayında yüzde 3 olarak aerçekîeşti. Yapı Bilgi lletişim'in yaptığı araştırmaya göre inşaat malzemelerinin fiyatlan yıllık bazda ise yüzde 7 9.2 oranında belirlendi. Bu arada seçimler nedeniyle inşaat sektöründe canlanma olacağı. bu yüzden sektördeki büyümenin gerçekleşmesi bekleniyor. Otomobil halka iniyor ERKAN ALTtNSOY Yeni Mobil Süper S M obil'in madenı yağlar aileşine yeni bir yağ eklendi: Mobil Süper S. Ünlü Mobil 1 yağının üretimi sırasında gelıştırilen özelliklere sahip performanslı bir yağ. Tam sentetik motor yağlarının avantajlarından büyük kısmını sağlamasının yanında iyi motor temizliği ve hertürlü koşulda ideal yağlama sağlıyor. Katalitik konvertörün de daha iyi çalışmasına olanak tanıyan Mobsil Süper S, 15W - 50'lik vizkozitesiyle motorun soğuk havadan olumsuz olarak etkilenmesini önlüyor. • Alfa Romeo'nun yeni modelleri E konomik knzin ardından Türkiye'de yeniden atağa geçen Alfa Romeo, bir yandan bayi ve servis teşkilatını genişletme çalışmalannı sürdürürken diğer yandan da yeni modellerıni Türkiye'de italya'dan çıktıktan çok kısa bir süre sonra sunuyor. "Cuore Sportıvo" (Sportif Yürek) sloganıyla insanların duygularına hitap eden otomobiller ürettiğini vurgulayan Alfa Romeo'nun 96 modelleri, yapılan tanıtımda özellikle ilk kez kullanan basın mensuplarının hayranlığını kazandı. Kısa bir süre önce Türkiye'ye getirilen 145 ve yeni çıkan sedan versiyonu 146 kendi sınıflanndaki diğer otomobillere benzemeyen dış gorüşleriyle dikkat çekiyor. AJmanya'daki pist yarışlannda Mercedes'e kök söktüren 155 ise bu yarışlardan elde edilen tecrübelerle yenilenmış. Alfa Romeo'ların fiyatları 1 milyar 97 milyon ile 3 milyar 360 milyon arasında değişiyor. • D ünya ekonomisinde önemli bir yere sahip olan otomobil endüstrisi. son yıllarda yavaş yavaş doyum noktasına ulaşan gelişmiş ülke pazariarı nedeniyle pazariama ve üretim stratejilerinde değişiklikler yapıyor. Doğu Avrupa. Güney Amerika ve Asya'daki otomobil satışlannın önümüzdeki on yıl ve sonrasında katlanarak artacağı öngörüsü üreticilerin buralarda üretim yapmaya yönelmesine neden oldu. Gelişmiş ülkelerdeki otomobiller "/ü/fs/ü/c"lerınden arındınlmış otarak gelişmekte olan ülkelerde üretilmeye başlandı. Şu anda otomobil üreticilerinin yer almaya can attığı en önemli pazar ise Çin. Geçen yıl yaklaşık 4475 bin otomobilın satıldığı Çin'de satışların 2004'e kadar 2 milyon adedi geçeceği tahmin ediliyor. 20 yıl sonra ise Çin'in dünyamn en büyük otomobil pazan olabileceğı belirtiliyor. Çin hükümetinin bu ülkede kendisiyle ortak olarak yeni bir 'a//e otomobili" üretilmesi için açtığı ihaleye Mercedes- Benz'den Ford'a, Nissan'dan Porsche'ye kadar birçok ünlü otomobil üretıcisi katıldı. Bu sayede Çinlilerin uygun fiyatlarla otomobil sahibi yapılması planlanıyor. Çin hükümetinin yakında yapacağı bir açıklamayla 1 milyar doların üstünde harcama gerektiren bu ihaleyi General Motors'un kazandığını duyurması bekleniyor. Şu anda Çin'de Daihatsu, Volkswagen, Suzukı, Cıtroen. Peugeot. Subaru, Mazda, Chrysler ve Audi yerli ortaklarla birlikte otomobil üretiyor. Yeni pazarlarda mücadelenın kızışması Fiat'ın da itiraf ettiği gibi bu pazariar için eski teknolojili ucuz otomobiller üretilmesi geleneğinı yavaş yavaş değiştirıyor. Mercedes-Benz, Batı Avrupa için geliştirdıği A sınıfının değişık bir versiyonunu üretme teklifini Çin hükümetine iletırken Porsche de VW Tosbağa'yı üreten firma olarak Çin pazarı için yeni bir otomobil geliştirdi. Otomobil üreticileri artık sadece Üçüncü Dünya ülkeleri için geliştirilmiş otomobilleri de piyasaya sunmaya hazırianıyor. Fiat'ın C 178 kod adı verilen modeli Brezilya. Hindistan, Türkiye ve Polonya gıbi ülkelerde üretilecek ve satılacak. Bu otomobilin Avrupa'da satılması düşünülmüyor. Türkiye'de mevcut eski teknolojili yerlilerin yerıni alması beklenen model aşağı yukan Fiat Tipo'nun boyutlarında. Böylece yeni teknoloji hesaplı birfıyatla sunulacak. Türk otomobil pazanndaki satışların da 2000 yılında yaklaşık 700 bin adede ulaşması bekleniyor. Gelir düzeyi düşük ülkeler için yeni modeller üretilirken Batı Avrupa pazarı için daha da "halka ınecek" otomobiller hazırianıyor. Mercedes- Benz ünlü isviçreli saat üreticisi Svvatch ile birlikte "Swatchmobil" adı verilen ve yılda 200 adet üretilmesi planlanan bir mini otomobil hazırlıyor. Ford, GM (Opel) ve VW mevcut otomobillerinden daha küçük "subcompact" adı verilen ürünlerini hazırlıyoriar. Geleceğe çevreci Avrupa otomobil pazannda mini şehir ıçi otomobillerinin daha çok talep göreceği tahmin ediliyor. Öte yandan BMVV'nin 3 serisinin bagajını keserek oluşturduğu yeni ve daha ucuz hatchback otomobili Compact ile "prestiji" biraz daha halka indiriyor. Bunu yaparken, Mercedes- Benz gıbı o da kendi prestijinı de düşürme riskini göze alıyor. Ama kazanılacak paralar bu tür risklerin göze alınmasını kolaylaştınyor. Gelişmekte olan ulke otomobil pazarlannda gelecekte büyük artışlar görülecek olması bu ülke tüketicilerini otomobil firmalartnın gözünde önemli bir konuma getırdi. Gelecekte bizim de içinde bulunduğumuz bu ınsanlar. sınırlı bütçelerine karşılık daha iyi ve hesaplı otomobillere bınebilecekler. • KISA KISA • FORD'un ürettiğı transit serisi araçlann 30. yılı kutlanıyor. ilk kez 1965te Belçika'da üretimine başlanan transit serisi araçlar yolcu ve yük taşıyan pratik bir araç olarak bugüne kadar 3 milyon adet üretildi. • Suzuki Otomobil Pazariama ve Ticaret AŞ'nın genel müdürlüğüne Kimya ve Yönetim Yüksek Mühendisi A. Orhon Tümer getirıldı. • Merce- des-Benz yeni fiyatlarını açıkladı. Yeni Mercedes fiyatlan 2.9 milyar ile 17 milyar arasında değişiyor. • Ingıliz otomobil dergisi "Car", Renault'nun Kalite ve Tasarım Sorumlusu Patrick le Ouement'i yılın otomobil tasarımcısı seçti. 1988'denberi Twingo, Ludo, Spider, Megane serisi ve Initiale gibi ürünleri yaratan Ûuement'a yaratıcılığı nedeniyle bu ödülün verildiği belirtildi. • Volks- wagen AG'nin Türkiye distribütörü Doğuş Otomotiv VVV'nin ticari aracı Transporter'ı da satışa sundu. Mınibüs ve Panel Van olarak iki değişık modeli bulunan Transporter, Avrupa'da kendi sınıfında önemli bir pazar payına sahip. • Birincı yaşını kutlayan Adapazarı'ndaki Toyota fabrikası yeni Corolla Statıon VVagon'u üretiyor. İŞÇİNİNEVRENİNDEN ŞUKRAN SONER f Yok BirbiPimizden Farkımız' Seçim yasası Anayasa Mahkemesi'nde ıptal olmaz. seçimler 24 Aralık'tayapılırsa, hemen gündeme girecek seçim kampanyasında, siyasi partilerimiz. "Yok birbiri- mizden farkımız, ama biz... partisiyiz" diyecekler. Kimlik ve ideolojileri uzun bir zamandan ben erozyo- na uğramış siyasi partilerimiz arasında zaten pek de bir fark yoktu, diyeceksiniz. Bugünkü partamentoyu oluşturan seçim kampanya- sında, sağ partiler sol ve sosyal demokratlann slogan- lannı kapmışlar. demokratıkleşmede ilen birçizgıçizmiş- lerdi. İdeolojileri demokrasi karşıtı, ırkçılığaveşeriatada- yalı radikal partiler bile takıyye yaparak demokrasi ha- varisi kesilmişlerdi. Sağ ve sol içinde bölünmüş partile- ri ayırmak kolay olmasa da her şey birbınne bu kadar kanşmamıştı. Sağ liberal-sosyal demokrat koalisyon ortaklığından ise program ve protokollerde yer aldığı üzere, asgari öl- çüleri ile demokratikleşme. 12 Eylül yasaklı düzeninden annma. sosyal devlet yaklaşımı bekleniyordu. iktıdar uygulamalan, gelir dağılımında geçmişi ara- tan. çoğunluk. çalışanlar aleyhıne büyük bir yoksullaş- mayı, haksız kazancı. rant vurgununu getirdi. Çok sınır- lı bırkaç kazanım dışında demokratıkleşmede umutlar Kafdağı'nın arkasında kaldı. Yine de koalisyon ortaklı- ğının sınırlı demokratikleşme adımları yanında, daha da kötüye gıdışte fren olduğu inancı yaygın. Bir yandan da resmi koalisyon yanında fiilen yürütü- len koalisyon ve ıttıfakların önemli sonuçları var: Parla- mentoda, koalisyon ittifakından daha güçlü olan sağ it- tifak içinde alınan karariar hep baskın çıktı. Dışardan or- tak MHP'nin DYP ve Çiller hükümetine verdıği desteğin bedelini tam görebilmiş değiliz. Gerçek olan şu ki gün gun boyutları büyüyen, ırkçılı- ğa ve radikal dinciliğe dayalı bir gelişme, bu doğrultu- da verilen sıyasal ödunlerin sonuçları yaşanıyor. Geçen dönemin seçim kampanyalarının "12 Eylül'ün yasaklı düzeninden kurtulma, demokratikleşme, sosyal dev- let" sloganları artık öncelikli değıl. Hele de sağ partiler "daha milliyetçi. daha mukaddesatçı" olduklarını kanıt- lama üzerine yarışacaklar. Moral değerlerini yıtırmiş çalışanların. halk yığınlannın oylarının her tür ayrımcılık kullanılarak çalınması hedef- leniyor. 12 Eylül düzeninden kurtulma, demokrasi öz- lemlerinın ikincıl plana düştuğü hesaplanıyor. 12 Eylül'ün devamı nıteliğindeki Özal ve ANAP ıkti- darianna karşı, 12 Eylül'ün mağduru, köylü ve esnafa da dayanan bir parti olarak. demokrasi ve sosyal hak- lar sloganları ile. sağ-liberal kimlikle çıkan DYP, şimdi söyledikleri ile çatışan kendi iktidar uygulamalarının ar- dından bu ilkeleri unutturmanın peşinde. Yeni seçim şansını. öncelıkle iktidar gücünde görüyor. asker-polis ve özelleştirme, pazar ekonomisı uygulayıcısı bürokrat adaylara. ünlü işverenlere bağlamış bulunuyor. Çiller bir yandan da Özal gibi. dört koldan birbiri ile çatışan gruplara uzanmaya, hem Fethullah Hoca'dan destek almaya, hem de MHP ile seçim ittifakı yapmaya çalışıyor. Bu kez muhalefette de olsa. gelişmeyi aynı doğrultu- da açılmakta gören ANAP ile DYP giderek birbirine da- ha fazla benzedikçe, liderter ve partililerin kişisel çıkar çatışmalan, birdığeri için 'yo/(ed(c/"olmanitelıkleriart- tıkça, kazanma. ayakta kalma uğruna verilen ödünler de büyüyor. Tabii çetişkiler de. Çiller'in. iktidarda iken, MHP'nin sürekli desteğine karşı verdiği, vereceğı ödünler. MHP'nin devlet bürok- rasisinde kadrolaşması öncelikliydi. Aynı tür ödünler şe- riat. tarikat eğilimlerı ıçın de geçerli oluyor, emniyet ve Güneydoğu özel timınde bozkurtçuluğu ile, eğitimin her kademesinde tarikatçılığı ile övünen militanlann saytsı katlanıyordu. Medyanın Çiller'in vefa borcu olarak sun- duğu Menzir'in adaylığı. genelde asker-polis adaylan- nın kimlıkleri, teröre karşı devlet adına yargısız infaz ya- pılmasını, hukukun çiğnenmesini haklı gören çok tehli- keli bir anlayışın parlamentoya taşınması degil mi? DYP veANAP'ın sözdesağ liberal partiler olarak ayak- ta kalma, birbirierinı yeme kavgasında ırkçılığa ve şeri- ata verdikleri ödünler açık seçim ittifakına dönüştüğün- de. Özal - Demirel - Çiller ıktıdarlannın verdikleri ödün- lerden de daha tehlikeli bir boyut kazanıyor. Seçmene, milyonlara, "sağ liberal. milliyetçi, mukadoesatçı, şeri- atçı, tarıkatçı.." gibi inanç ve ıdeolojiler arasında hiçbir fark olmadığı mesajının da verılmesi oluyor. Oysa içinde sermayenin gelişmesi, üretim ve yatın- mın büyümesini hedeflemış ve demokrasiye dayanmak zorunda olan. Batılılaşma. çağdaşlaşma hedefındeki bir sağ liberal parti ile geri kültür ve inançlara dayalı ırkçı ve şerıatçı ideolojilenn bir arada olamamasını gerekli kılan çelişkilerı vardır. En önemlısi. demokrasi rejıminden yana, laikliği, çağ- öaş devlet anlayışını benimsemek, vazgeçilemez ilke- leri ile insan haklanna, hukuka saygılı olmak ile buniann tam karşısında yer almak gibi temel bir çelişki söz ko- nusudur. Sermaye cephesı, DYP ve ANAP'a doğrudan ünlü iş- verenleri, meslek örgütü yöneticilerini aday vererek bu partileri daha açık denetime alabilecegini sanıyorsa bü- yuk bir yanılgıya düşuyor. iş dünyasından milletvekili sayısını ıstediğiniz kadar katlayın. bugünkünden çok daha fazla ırkçılığa, şeriata, tarikatlara prim veren bir siyasal yapılanma, parlamen- to geliyor. Hırsları her şeyin üstune çıkmış liderlerın pe- şinden sürüklediği sağ partiler. çağdışı ideolojilenn gü- dümünde bir başka kulvara sürükleniyor. Ne yazık ki sol partiler de kendilerine dönük kimlik ve ideolojılerinden ve de ilkelerinden. örgütlülüklerinden, inandıncılıklarından çok fazla şey yitirdiklerınden, Tür- kiye için bu çok tehlikeli gelişme karşısında güvence oluşturamıyortar. "Yok birbirimizden farkımız, ama biz... partisiyiz." Pamukta alun da fiyat da düştü MERİH AK İZMİR- Fonu kaldırma- makta dırenen \ e Ege pamu- ğunun ihracatını yasaklavan hükünıet. pamuk üreticisinı tekstılcinın "insaftna" bırak- tı. Izmir Ticaret Borsası'nda I07 bin lıravla açılan stan- dart l pamugun fiyatı. teks- tılcınin alım yapmaması üze- rine ^6 bin liraya geııledi. Pamukta yıllaıdır tartışı- lan fon u\gulamasi bu yıl da sıkıntılara yol açıvor. Bir yandan ıhracatın ya^aklan- nıası. bir yandan tüccann ih- tıvacı kadar pamuk alması fi- yatlann düşmesıne \ol açtı. Bir a\ önce I07 bin liradan açılan pamuk piyasasında üretıcinın ılerlenıe beklenti- sinın aksine büyük bırdüşüş vaşanıyor. Iznıır Ticaret Borsası'nda dün yapılan işlemdestandart l pamıjğun fiyatı % bin lıra- \;ı kadar ıııdı. Pamuk fiyatı- nın dü>nıe>inııı en büy ük ne- denı olarak. pıyjsanın teks- tilcinin "•insafina*bırakılma- sı göstenlıyor. Ihracatçının piyasaya girememesi. tücca- nn spekülatıf alım yapma- ması pamuk fiyatlarını düşü- rüyor. Stoklama yoluy la spe- külatif kazanç elde edilmesi- nin eski çekicilığinı yitırme- şi fıyatlann düşmesınde di- ğer bir neden olarak gösteri- liyor. Geçen yıldan kalan sto- kun fazla oluşu, bunun >a- mnda rekoltenin de son yıl- lann en yük;.ek düzeyine u- laşması pamuk fiyatlarını aşağıya çekti. İzmir Ticaret Borsası'nda günde bin 500-2 bin ton do- layında pamuğun ışlem gör- me>i gerekirken bunun bin tonun altınj düşme.M piyasa- nın durağanlaştığının göster- geM olarak değerlendiriliyor. Işlem azlıgının bırdığergös- tergesi de ıthalut. Tekstilcısi- nin ilk açılışında dünya fi- yatlannın üzerine çıkan stan- dart I 'e karşı pamuk ithalıne gidebileceği bildiriliyor. Ge- çen yıl 23l ) bin ton pamuk ıt- hal eden tekstileıııın. bu fi- yatlar kapjiMnda ıthalatayö- nelmışolabileceğı savunulu- vor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle