04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 ALLECRO Radyo3'te artık hep klasik müzik var îLYAsocLt: DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Artık tümüyle klasik müzik yayını ya- panbir kanalımız var. 88.2'den yayın ya- pan TRT'nin Radyo-3 kanalı. Sabahın erken saatlerinden gece yansına haber- lerdişındatümüyle klasik müzik \e kla- sik caz programlan bulabiliyorsunuz. Üstelık program süreleri daha genişletil- diği ıçin bugüne dek zaman sının nede- niyle tüm çalınamayan uzun yapıtlar da mikrofonagelıyor. Örneğin Brucknerya da Mahler'in bir saatı aşan senfonilerin- den hep bölümler sunulurdu. Özellikle öğle saatlerindeki bir saat kırk beş daki- kalık programlarda upuzun senfonileri. Recjuiem ya da Oratoryolan dinleyebi- lirsinız. A\nı şey operaiar için de geçer- li. Opera se\enler. artık parça parça de- ğil, daha bir bütün halinde duyacaklar operalan. Salı geceleri 23.00'te Radyo- da Opera Saati; Faruk Vener'in pazar günleri >a>ımlanan 12.15'teki Opera Magazin programı, Füsun KocoğhTnun hazırladığıperşembe 19.15"teki Arya\e aynca Liedadlı programlan. AyşeSezer- man'ın cuma 22.15'tekı Mozart. Tutku ve Opera adlı programı. ayrıca opera ve müzikallerden seçmeleri içeren prog- ramlar. opera sanatına ışık tutuyor. Herakşam saat 12.00'den sonra iki sa- atlik Barok Müzik programı ve çarşam- ba 15.00'teyayımlanan Aydın Büke'nın Enigma adlı bilmece programı son za- manlarda en ilgi çeken dinletıler. Bu ara- daA\rupa Yayın Birliği'nin(EBU)gön- derdiği 105 dakikalık konser programla- rı da artık tümü>le yayımlanabiliyor. Böylece günümüzün önemii yorumcu ve bestecılerinın en yeni icralannı hemen duyabilme, düny ada olup bitenlerin nab- zını izleme olanağı doğuyor. Klasık-caz severler. hergün saat 16.00 \e 17.00"de yayımlanan programlarda klasik-caz sa- natının ustalannı bulabilirler. Şu Caz De- dikleri. Dünden Bugüne Caz > a da Dün- yada Caz gıbi başlıklan var bu program- lan n. Değişik kentlerimizdeki klasik müzik konserlerı de canlı yayında ya da mon- tajlanmış şekliyle sunulmakta. Cuma ge- celeri Cumhurbaşkanlığı Senfoni Or- kestrası'nın konserleri canlı yayımlanı- vor. konserarasında ve sonrasında icra- cılarla ve varsa besteci ile söyleşilerdü- zenleniyor. Çarşamba geceleri 20.30"da Bir Konser programıyla Istanbul'da ön- ceki haftanın konserleri \eriliyor. Eğero konsere gitmişseniz ve aklınızda kalan sorular varsa yeniden dinleyip kendi kendinize bir değerlendirme yapma fır- satınız oluyor. Calgılarİa Söyleşi ve ICeman Edebiya- tından gibi başlıklar taşıyan nice prog- ramda Klasik Müzik dünyasının derin- liklerini keşfedebilirsiniz. Böylece Rad- yo-3 ülkemizin klasik mûzik düzeyini. dolayısıyla kültürünü yükseltmek için yeni bir atılım yapmış durumda. Türk Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği Se- verler ise Radyo-4'ü: pop severler de Radyo-l'deki yerli ve yabancı pop mü- ziklerini dinleyebilirler. Istanbul Radyo- su ile irtibat kurmak için 0212-225 85 11 numaralı faksa mesaj gönderebilirsiniz. Istanbul Devlet Senfoni Orkestra- sı'nın bu haftakı konuklan Azerbavcan- lı sanatçılardı Ferhad Badalbeyli'den epeydir dinlemediğimiz bir Saint Saens konçerto dınledik. Degerli bir piyanist Badalbeyli. Son derece müzikal. güçlü bir tekniği \ar. Cumartesi sabahki yo- rumda yapıtın üçiincü bölümünde or- kestra ve solo birbınne daha bir ısındı. Rami/ Melik Aslanov son derece ;>akın bir şef. ateşli hareketlere itibar etmıyor. Başta çalınan Mahler'in \\dagietto\un- daki en önemii özelliklerden bın. yaylı çalgıların tek bir bütün halinde. nefes birliği etmeleriydi. Ancak bu tek nefes olayının gerçekleştiği pek söylenemez. Dvorak'ın Yeni Dünya Senfonısi. her haldeorkestramızınen çokçalmışoldu- ğu yapıtlardan birisi. Cumartesi sabahı salondaki dinleyıcilerin bir kısmı artık buçokbildik senfonısi birkez dahadin- lemek istemediklerini belırtip ıkinci ya- nda gitti. IDSO ise hcryılkindendaha iyi çaldı Yeni Dünya'yı. Istanbul'dageçen cumartesi galasıya- pılan Salome operası. iki kez daha tem- sıl edildi. Son günlerde yalnız sanat çev- releri değil. lıerkcs Salome'den söz edi- yor. Biryerde uluslararası birolay Salo- me Rejısörü ttalyan. Tenor'u Alman, Orkestra sefi Av ustury alı. Kostüm ve de- korcusu Amerikalı! Solistlerımiz ve or- kestramızla biz de uluslararası olma ker- vanına katıldık bu operada. Bütün sanat merkezlenndc rastladığımız bir işbirlıği. Dıleğimız Zehra YıMız'ın ve Suat An- kan'ın dün>anın başka sahııelerinden teklifalmalan.seslcrinıduyıırma.oyun- larını sergıleme olanağı b'ulabilmeleri. Salomeyı lıâlâ izleınedinızse. 2-14 ve 19 aralık tanhlennden bınndeki temsilı mutlaka yakalamaya çalışın. İzmir'de müzik dünvası Geçen hafta İzmir'in müzik dünyası- nı hareketlendıren. kan dolaşimını sağ- layan kışılerle tanıştım. Maria Rita Epik'in kurduğu ve yönettiği bir çeşit özel konservatuvar niteliğindeki müzik okulunu tanıdım. 251 öğrenci ile beş ya- şındaki küçüklerden 55 yaşındaki bü- yüklere kadar kapılarını açmış. Piyano, gitar, flüt. şan. viyola. keman. solfej ders- leriylebirbakımaküçüklerikonservatu- vara hazırlıyor. Mezun ettiğine Milli Eği- tim onaylı bir sertifika veriyor. Aynca konferans dizileri. dınleti geceleri. semi- nerler. yaz okullan ile öğrencilere yeni boyutlar sunuyor. İzmir'de yalnız özel kuruluşlarda de- ğil devlet kurumiannda da müziği can- landırma yolundaki büyük gayretlere ta- nık oldum. Dokuz Eylül Üniversitesi'ne bağlı konservatuvara taze kan getirebil- mek için uğraş. veren müdür Hazar Ala- pınar ile tanıştım. Izmir Devlet Senfoni Orkestrası Müdürü NumanPekdemir'in devlet yardımından öte özel şirketlerden sağladığı mali destek ile orkestrasına ya- bancı sanatçılar getirtebildiğini, turne- lerdüzenleyebildiğini öğrendim. Aynca Önder Kütahyalı'nın bundan böyle Cumhuriyet'e Izmir müzik dünyasınıak- taracağını, İzmır'deki etkinlikleri gün- deme getireceğini duyurmak ısterim. Özetle. İzmir'de müzik dünyasını canlı tutmaya. renkli kılmaya çalışan kişıleri tanımak. bu coşkuya tanık olmak mutlu birolaydı. Cemal Resid Rey SalonıTnda pivano fesnvali Cemal Reşid Rey Salonu etkinlikleri arasında bu yıl birincisi yapılan Ulusla- rarası Pivano Festivali. 2 aralık cumar- tesi gecesi Bilkent Senfoni Orkestrası eşliğindeİdilBiretileaçılıyor. Mısır'dan Rcmzi Yassa, Amerika'dan AJan Gam- pei, Kore'den Kun \\©o Paik. Kanada'dan LouLs Lortie, Fransadan Jean-Marc Lu- isada, Japonya'dan Hiromi Okada. Bre- zilya'dan Edson Elias ve Ingiltere'den Dame Moura L\mpan> gıbi ünlü isim- lenn katılacağı festivalde iki genç yete- neğimiz de ver alacak: Nihan N'apalı ve Sabri Tuluğ Tırpan, 2-10 aralık tarihle- ri arasındakı bu piyano akşamlannı biz dinleyici olarak canlı tutabılirsck önü- müzdeki vıllarda yinelenmesini. hatta gelenekselleşmesini sağlayabiliriz. Hîndemith'in yapıdarı sürgünden döndü Kiiltür Senisi - Hindemith. 1963 yı- lında öldüğünde. Stravinsky ve Bar- tok'la birlikte yüzyılın en etkili müzis- yenleri arasında sayılıyordu. Ancak ölü- münden sonra geçen zamanda Hinde- mith ihmal edilmiş ve unutulmaya yüz tutmuştu. I6kasımdaki 100. doğumyıl- dönümü bu unutulan bestecinin tekrar gündeme gelmesini sağladı. Doğduğu. sürgünden sonra döndüğü ve öldüğü Frankfurt, kendisini 11 kon- serlik bir festivalle anıyor. Londra'da da Kraliyet operası Naziler tarafından ya- saklanan en önemii eserlerinden biri olan "Mathis der Maler'*i sahnelerken, " l luslararası Hindemith \ iyola Festh-a- i r de dikkatlen Hındemithin en sevdi- ği enstruman olan v iyola için yaptığı bestelere çekiyor. 'Mathıs Der Maler'i yöneten Ameri- kalı PcterSellars,"Buyapıtısahnelemek 10 yıldır gündememin en başında yer alı- yordu" derken. Hindemith'ın müzikal zenginliğinin birçok ınsan tarafından an- laşılamadığını vurguluyor. Hindemith. 1. Dünya Savaşfndan sonra Almanya'dan çıkan en heyecan ve- rici müzisyen. llk olarak 1921 yılında sahnelenen "Mörder. HofTnungder Fra- unen" ona büyük bir ün kazandırmış. otoriteler tarafından bir deha olarak ni- telenmişti. Gerçi onun bunlara aldırdığı yoktu. "İnsanların sevip sevmemesi umurumda değil. Önemii olan yapıtımın gerçek ve doğru olması" dıyordu. Nazilerie başı derde girdi Hindemith'in. bir\ahudiolmamasına rağmen Nazilerie arası hiç iyi olmadı. Gerçi başlangıçta onlara karşı değildi. iyi ilişkiler kurmaya çalışmıştı. hatta. "'Mathis Der Maler" operası Hitler'e bir mektup nitelıği de taşır. Ama bu çabalar işe yaramaz. Opera 16. yüzyılda yaşayan Alman sanatçı MatthiasGriinenald'ın yaşamı üzerine kuruludur ve Alman sa- natının zaferlerini över. Fakat eser. bir yandan da sanatçıyla politik ve sosyal konulararasındaki ilişkiy i sorgular. Ese- rin 1934 "deyapılması planlanan Berlin prömiyeri yasaklanır. ve Hindemith'in müziği Naziler tarafından "Dejenere sa- nat" ilan edilir. Hindemith bu gelişme- ler üzerinde 1938 yılında gönüllü bir >e- kilde Almanya'dan aynlır. önce Isviç- re'ye ardından da ABD'ye gider. Eseri tngiltere'de yönetecek olan Sel- lars'a göre ise, yüzyılın şaheserlerinden biri olan opera, binsi onuruna değil. onun ülkeyi birarada tutma isteğinin so- nucu olarak yazılmıştı. Hindemith, Yeni Klasikçi akımın önemii bestecilerinden bin olarak adlan- dınlıyor. Gençliğindebirsüre Romantik- lerin etki.sinde kalan besteci. daha sonra Igor Stra\inski'nin ortaya koyduğu ıle- rici bulu^ları ve caz etkilerini kullandı. Hindemith. "Meryem Ana'nın Yaşamı" (1924) başlıklı şarkı dizisini izleyen ya- pıtlarında w Bach"aDönüş"ilkesineağır- lık vermeye ba^ladı. Müziğc yakla;jimı özgür. genellikle kakı^ımlı (disonans) olan bestecinin müzik dili yansız ve nes- nel olma özelliğini taşıyor. Arnıoni eği- timineönemii katkılardabulunan Hinde- mith, konuyla ilgili görüşlerini. 1937-39 yılları arasında kaleme aldığı "Müzik YazmaBecerisrdJntervveisung im Ton- satz) baîjlıklı kitabında topladı. Müzik sanatına hizmetlerinden ötürü 1955'te Jean Sibelius. 1962'de Roma'da Balsam ödüllerine deeer bulunan Hindemith. T" T"nlü besteci Paul / / Hindemith, V—/ doğduğu ve öldüğü kent olan Frankfurt'ta 11 konserlik bir festivalle anılıyor. Sanatçının Nazilerce "dejenere" bulunan "Mathis der Maler" adlı operası ise. şu sıralar Londra'da Kraliyet Operası tarafından sahneleniyor. Bir etkinlik daha var. Hindemith'i bir kez daha gündeme getiren: Uluslararası Hindemith Viyola Festivali"nde, bestecinin en sevdiği enstrumanlardan viyola için bestelediği yapıtlar yorumlanacak. Barok \e klasik dönem bestecileri gibi sanat dünyasına çok say ıda beste arma- ğan etti. Bestecilerin topluma karşı so- rumluluk taşıması görüîjüyle "işlevsel mü/Jk~ (Gebrauclımusik) ilkesıni orta- ya attı. Bu ilke çerçevesinde mekanik org. pıy anolar ıçin parçalar. filnı ve tiyat- ro müzikleri besteleyen Hindemith. kontrbas. trombon \e saksofon gibi çal- gılar için de eserler yazdı. 1935"te Türkiye'ye gelmişti Türkiye'ye ilk kez I935'te gelen sa- natçı. ozamanki adıyla Riyaseticumhur Filannoni Orkestrası. Musiki Muallim Mektebi. Riyaseticumhur Armoni Mı- zıkası \e Halkevlerini inceleyerek gö- rüs.lenni. "Türk Müzik Yaşamımn Kal- kınması İçin Öneriler" başl ı kl ı bı r rapor- da topladı. İki yıl boyunea 4 kez Türki- ye'ye gelen sanatçının hazırladığı rapor- ların müzik yaşamımızın gelişimine önemii etkileri oldu. 1936'da çıkarılan Müzik ve Temsil Akademisi Yasası. An- kara Devlet Konscrvatuvan'nın kurul- ması. Musiki Muallim Mektebi'nin Ga- zi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'ne dönüşmesi. izmir Devlet Konservatu- an'nadönü'jen Müzik Okulu'nun kurul- ması ve Carl Ebert, Ernst Praetorius gi- bi sanatçıların Türkiye'ye çalışmaküze- re gelmesi. Hindemith'in sunduğu ra- porların uzantılan olarak gösteriliyor. Yeni Klasik akımın en önemii beste- cilerinden Paul Hindemith'in 100. do- ğum yıldönümü. ülkemizde de dört bü- yük şehrımizde düzenlenecek birdizi re- sitalle kutlanıyor. **20 yüzyılın Bach'r olarak gösterilen Hindemith'in 100. do- ğum yıldönümü resitallerinin ilki 14 ka- sım salı günü Ankara Cumhurbaşkanlı- ğı Senfoni Orkestrası Konser Salo- nu'nda gerçekleştirildi. 16 kasımda İz- mir'de tekrarlanan resitalde ünlü beste- cinin "Viyola ve Piyano için Sonat Op. 25 No: 4, Piyano için Sonat No: 2, Viyolon- sel ve Piyano için Sonat" adlı yapıtlan seslendirildi. Yapıtlan piyanodaCanÇo- ker. v iyolada Çetin Aydarve v iyolonsel- de Çağlayan L'nal yorumiadı. Siemens firması tarafından düzenlenen etkinlik- ler çerçevesinde. 22 kasımda Adana. 7 aralıkta ise İstanbul'da birer resital verı- lecek. Bilkent Senfoni Orkestrası da ünlü sa- natçının 100. doğum yılı nedeniyle dün bir konser verdi. Bilkent Konser Salo- nu'nda gerçekleştirilen konseri ulusla- rarası üne sahip İsviçrelı şefKari Anton Rickenbacher yönettı. Hindemith'in "Senfonik Metamorfoz" başlıklı yapı- tıyla başlayan olan konsere Prag Devlet Operası sanatçısı Anda Louise Bogza katıldı. Orhan Pamuk'a Isveçli eleştirmenlerden övgü GÜRR\N LÇKL4N STOCKHOL.M - Orhan Pa- muk, "Beyaz E\ "den sonra bu kez de "Kara Kitap" ile Isv eç- li okurlannkarşısınaçıktı. Ama ııe çikış! Isveç'in tanınmış eleştirmenleri. Pamuk'u yoğun bir övgü seline tabi tııttularUl- kenin en ağırlıklı iki gazetesin- den şu başlıkları hemen aktara- lım: "Orhan Pamuk: Poe'nun, Proust'un ve Benjamin'in izin- den nefis bir yazar" - Svenska Dagbladet. "Fe\kalede zevk verici" - Dagens Nyheter. Dagens Nyheter'in eleştir- meni Bengt Holmqvist. şöy le yazıyor: "Buvazılar.hemciddi. hem de şaka dolıı. Konulan. acekşi/ce yansıtılan ya da bir hanılede koşuluviTİk'iı. çe\re>e etkileyici aynntılaıia veriliyor. Bu son ö/cilik. İstanbul'un bit- mv/ tükenmez kent manzara- sından kaynaklanıvor." Orhan Panuık'un okurvınu. "ya bir başkası olmak.ya da bir başkasının geçmişinde kaybol- mak" ikilemi ıçınde kendinı bulmaya çağırdığını da vurgu- layan Holmqvist. yazısını şöy- le bitiriyor: "Orhan Pamuk fevkalede zevk verici bir yazar. Bir sihir- baz gibi bilgili, fazla zahmet et- meden Dante'y le İbni Arabi'yi, Dostoye\ski'yle Rumi"\i pusu- lanın bütün ara yönlerindc bu- luşturabilivor. buluşturmayabi- liyor. Ama her şeyden önce. ya- zariann yazan; başdöndürücü düşüncelerde bile, son derece et- kileyici, eğlendirici. Kişi onu okuduktan sonra, artık fümüy- le eskisi gibi olamıyor." Svenska Dagbladefin eleş- tırmeni Magnus Eriksson ise, "İstanbul: Ğizli Bir Yazı" adlı yazısında. "Orhan Pamuk'un •Kara Kitap' adlı romanı. ls\>eç- cc ularak <;ii/ dönenıinde ya- y ımlanan kitaplann en iy ilerin- den. Pamuk. İstanbul konusun- da ntTıs bir roman y a/mış. Kla- sik. polisiye romanlardan (Poe, D«yle) ödünç aldığı modelle, za- manı ve eşyay ı Pnmsfa ve Ben- jamin'in izinde karşılaştırı- vor"divor. Steinbeck^in kahramanı müzîkle dirildi • Günümüz rock müziği içinde önemii bir yere sahip olan Bruce Springsteen. son albümü "The Ghost of Tom Joad"da Steinbeck'in "Gazap Czümleri"nden esinlenmiş. Kültür Senisi- BrueeSpringsteen. onbirincı stüdyo albümü "The Ghost ofTom Joad" (Tom Joad'un Hayaleti) ile hayranlarınm karşısında. Günümüz rock'ının en önemii ısımlerinden biri olan Springsteen'in son çalı^nıasında pek çok rock grubunun çığlık atarcasina yaptığı gürültülü müzıkten eser yok. Aksine, akıistik bir temele oturtnıuş albüıııünü Springsteen. Amerika'nın "grunge" ve tngilizlerin "Britpop" salgınından etkilenmemiş göriinen ünlu şarkıcı tercihini rock mıizığiııden yana kullanıyor son albiıınüııdede. Colombıa plak şirketi albüm ıçin " işte 1990'lann Amerikan müziği" gibi övgulerde bulunsa da. "The Ghost of Tom Joad". sanatçının tarzında önemii bir değişikliği giindctiK" getınniyor. Kı-<acası Bruce Springsteen 80lerde ne ıdiyse. buszündc o... \Vood\ Guthrie ve Leadbelly'nin baladlanna hayran olduğunıı söyleyen ünlü şarkıcı bu albümünde de geçen yıiın Grammy ödülünü alan parçası "Streetsof Philedelphia" da olduğu gibi sıradan ınsanlann, sokaklann öyküsünü anlatıyor. Sanatçınm hemen her çalışmasında şarkılannın sözleri dikkat çekiyor. Bu özellik önceki albümü "Nebraska"da oldukça belirgin. "The Ghost of Tom Joad" ile, sözlerin müzik karşısında daha güçlü. lirık bir yapıy a sahip olduğu görülüyor. Sprinsteen'ın albümünün adının bir özelliği var. Tom Joad, Steınbeck'iıı Gazap Üzümleri romanının kahramanı. (Dikkatli okurlar belki de hemen farketmişlerdir) Springsteen adını 70'lerde kurduğu E-Street Band ile duyurdu. Adından da anlaşılacağı gibi grup. sokaklarda gezici olarak şarkı söylüyordu. Ama Sprinsteen o döncmın physcodelic- rock modasına uyum göstermemeyi yeğledi 80'lerde asıl çıkişinı yapan şarkıcı. "Born İn The l SA" gibi. 20 milyon adet satan bir hit'e imzasını attı." Tunnel of Love", "Lucky To\>n", "Huınan Touch" gibi albiimleri ardı ardına piyasaya çıktı. Bursa'da Neler Oluyor? Ulusal takımın sevgı ortamı bitti, şimdi de Bur- saspor'un timsah yürüyüşüne mi geldi sıra? Yok, bu kez değişik bir yönünden söz edeceğiz kültürümüzün...Bursaspor. Trabzonspor'dan son- ra, Anadolu'nunistanbul'adiklenenikinci büyük ta- kımı oldu, orası tamam da, başka bir alanda, kim- seye çaktırmadan en öne geçiverdi bu kentimiz: Türkiye'nin tek çeviri dergisi Bursa'da çıkarılıyor. Üç ayda bir yayımlanan "Tömer Edebiyat Çevi- ri Dergisi"ri\n şu günlerde beşinci sayısını okuyo- rum. Ozenerek hazırlanmış. büyük emek ürünü bir dergi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Tercüme Mecmu- as/"ndan bu yana elden ele geçen, en son "Metis Çeviri"n\n taşıdığı bayrak şimdi Bursa Tömer'de. Tömer nedir? Tömer 1984'te Ankara Üniversite'ne bağlı bir Türkçe öğretim merkezi olarak Dil ve Tarih-Coğraf- ya Fakültesi'nde çalışmaya başlamış. Amaç dilimi- zi öğrenmek isteyen yabancılara, ya da anadilini bil- meyen Türk çocuklanna eğitim vermek. 1989-1990 öğretim yılında İngilizce, Almanca, Fransızca öğretimine de geçilince, Türkçe Öğretim Merkezi, bir dil öğretim merkezine dönüşmüş. Ar- kasından İspanyolca, Italyanca, Rusça, Macarca, Arapça, Çinçe, Japonca gelmiş; bunları Kazak, Öz- bek, Türkmen, Kırgız lehçeleri ızlemiş. Öğretilen dillerin sayısı on beşe yükselirken. Tö- mer şubelerinin sayısı da yirmiye yükselmiş: Anka- ra (3), istanbul (2), Izmir (3). Bursa, Antalya, Edime, Trabzon, KonyaSamsun. Kayseri, iskenderun, Ka- raman, Ordu, Gaziantep, Frankfurt (Almanya). On yıl gibi kısa bir sürede büyük gelişme... İşte Türkiye'nin günümüzdeki tek çeviri dergisi- ni Ankara Üniversitesi Tömer Bursa Şubesi çıkarı- yor. Bursa'da hep vardır sanat çevrelerinin ilgisini çe- ken bir şeyler. Örnekse Ali Cengiz Çelenk'in kılı kırk yaran ti- tizliğıni bir gelenek olarak sürdüren Bursa Devlet Ti- yatrosu'nun başanları her zaman övgüyle izlenmiş- tir. Sonra "Biçem", "YeniBiçem", "Bir YeniBiçem" adlarıyla, eleştirmen Ramis Dara'nın yayın yönet- menliğinde çıkarılan aylık yazın dergisi de sanat dünyamızda seçkin bir yer edinmıştir. Diyeceğim, Bursa'nın herhangi bir kültür etkinli- ğınde böyle en öne geçmesınde şaşılacacak bir şey yok. Aynca bu işin daha başka yönlere de dal bu- dak salacağı anlaşılıyor. ikıncı yılının içinde olan "Tömer Edebiyat Çeviri Dergisi" bu yaz kendisine bir de küçük kardeş edindi: "Semender"... Çeviri dergisinde yazına yeterince yer veremedik- lerini gören, ilerki sayılarda içeriğin daha da çeviri- bıhme doğru kayacağını sezen yönetmenler, salt yazına, sanata yer veren ek bir dergi çıkarmayı dü- şünmüşler. "Semender" adının altına şu sözler eklenmış: Tö- mer Çeviri Dergisi'nin Yazın-Sanat Yayınıdır. "Semender"inhersayısındabiryazıncıyıeleaJan bir dosya yayımlanacagı bıldiriliyor. ilk sayı Melih Cevdet Anday'a ayrılmış. Gençler sanatçıyla bir konuşma yapmışlar, ünlü yazarlara yazılar yazdır- mışlar, daha önce yazılmış yazılardan parçalar seç- mışler. ortaya Melih Cevdet Anday'ı çeşitli yönle- riyle anlatan bir dosya çıkmış. Bütün bu işlerı bir yayınevine, ya da büyük bir anamala dayanmadan başarmanın tadını da yan- sıtmışlar dergiye. Böyle özveriyle yapılan etkinlik- lerin genç insanlara ne büyük bir mutluluk verdiği- nı biliyorum. "Semender" de, "Tömer Edebiyat Çeviri Dergi- si" ile birlikte üç ayda bir yayımlanacak. Aydınlarımızın Bursa'daki etkinlikleri izlemeleri, Türkiye'nin tek çeviri dergisıne katkıda bulunmala- rı gerekir diye düşünüyorum. Istanbul dışında yayımlanan dergilerin dağıtımı genellikle iyi değildır. Onları düzenli elde etmenin en sağlıklı yolu abone olmaktır. Bu ış için iki dergide de aynı telefon numarası verilmış: (0-224) 250 72 97. Bir de faks numarası var: (0-224) 256 03 03... Bu arada, kasımın ortalarına doğru çıkacağı bil- dirilen, Era Yayıncılık'ın üç aylık öykü dergisi "Düş- Ier/Öykü[er"\n neden hâlâ çıkmadığını araştırdım. Adnan Özer yurt dışındaymış, herhalde onun dö- nüşünü bekliyorlar. "Adam Öykü" ise Kitap Fuarı'nda Adam köşesi- nin en çok satılan yayını olmuş. Orhan Veli'nin 6ü- tün Şiirieri'rit bile geçmiş. Sokaklarda silah atmak yok... 'Etüdler' fotoğnaf sergîsi Kültür Ser\isi - İstanbul Fransız Kültür Merkezi (İFKM) 1-22 Aralık tarihleri arasında genç fotoğrafçı Mehmet Akifin 'Etüdler" konulu fotoğraf sergisine ev sahipliği yapacak. Bugüne değin çe^itli karma sergilere katılan sanatçının İFKM'deki bu sergisi ilk kişisel sergisi. BİLAR'da bugün Kültür Ser\isi - BİLAR'da bugün saat 18.30'da Suat Parlar 'Kontrgerilla Tarihı' konulu bir konuşma yapacak. Yine saat 18.30'da Jak Kanılıi ve Mustafa Arslantunalı 'Internet' seminerlenne ekran başında devam edecekler. Saat 20.00'de "Aydınlanma'dan Post-Moderniznıe Ç'ağdaş Düşünce'de. Sungur Savran, Aydınlanmanın ekonomı politiği: Smith. Ricardo üzerine konuşacak. (0-212-249 42 86) Karma resim sergisi Kültür Servisi - Ortaköy \adya Sanat Galerisi'nde karma resim sergisi açılıyor 30 Kasım - 30 Aralık tarihleri arasında görülebilecek olan sergide şu isimler yer alıyor' Cihat Aral. Avni Arbaş. Ahmet Umur Deniz, Neşe Erdok. Eren Eyüboğlu. Nuri İyem. Fikret Mualla. Nedret Sekban. Ereüment Tarhan. Sabahattin Tuncer ve Burhan L'ygur. Belçikada Emirdağ Sergisi BRÜKSEL(AA) - Brükserde. özellikle Afyon- un ilçesi Emirdağ'dan gelen Türklerın çok yoğun bıılundukları Schaerbeek Beledıyesi'nde "Emirdağ ile Buluşmak' adı altında kilını ve fotoğraf sergisi açıldı. Serginini açılışına Schaerbeek Belediye Başkanı Francis Duriau ve Emirdağ Belediye Başkanı Ismct Güler ile birlikte Türk diplomatlar ve çok sayıda davetli katıldı. Emirdağ kılimlerinın ve fotoğraflarını içeren sergi ile çocuk resimleri sergisi. gclecek sene düzenlennıesi planlanan T.mırdağ Kültür llaftası'na kadar açık kalacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle