01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 KASIM 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET *« SAYFA KULTUR 13 Fııar, DeMer ve IkoıılarZEKİ COŞKUN Aydın Engin. Kitap adlı yazı dizisinde yayıncı. dağıtımcı. kitapçı: yavın sektö- rûndcki herkesın dile getirdiği binbir so- runun ardından şu yargıya vanyordu: "Bu adamlar deli galiba." tstanbul. 14 yıldır kasım başlannda 10'ar günlük "delfler" toplantısına; Kitap Fuan'na sahne oluyor. Bu yıl 242 yayınevi ve ku- ruluşun yer aldıği toplantıyı 350 bin do- layında "merakÎTnın izlemesi bekleni- yordu. Parayla yapılan ve parayla izlenen. gü- nün geçerli değerlerine vurulunca "deli- lik" gibi görünen kitap merakı, kitabın hayatımızdaki yerinin değişimini de gös- teriyor. Biryönden bakılırsabu, kitabın tarih öncesi konumuna dönüş de sayıla- bilir.Endüstriyel üretım (matbaa) önce- sinde kitap. yalnızcailgililerarasıbirdo- laşıma sahipti. Matbaayla birlikte, özel- likle 18. yüzyıl sonrasında yayın endüst- risi oluştu. Endüstriyel ürüne dönüşen kitabın dolaşım alanı eskisıyle kıyasla- namayacak bov utlar kazandı, evrensel- leşti. Görünürde ürün herkese açıldı. Bu, düşünce dünyasında olduğu kadar o dün- yanın dışındaki çe\ relerde de kitabaoto- rite kazandırdı. Şimdilerde kitlesel ilgi- nin gıderek geri çekildiği. daraldığı göz- "leniyor. Daha da ötesi kitabın. kendisiy- le doğrudan ilişki içinde olmayan çevre- lerce de onaylanan. benimsenen ve yüz- yıllarsüren tartışılmaz iktidan sarsılıyor. Artık kitabın dolaşımı. etkisi, iktidan Kitap delüeri KitapseveAer sevgilerini ifmta vardınrlarsa. kitap delisi unvanmdan kendüerini kttrtaramazlar. Örtıeğin, Ingiltlenien LordSpencer bir sene Roma Ua eski hasmalar toplayarak ne Vatikan satayım, ne de Roma 'nın yiice ve iinlü olan nadir ve makbul eseıierini temasa etmeden memlekefine gitmiştir (1473). Kitap delüeri. kimseye ödünç kitap vermez. Kimsenin kiiahından mütaiaa etmez. Kütüphaneleregirmezler. D'AlembeH, heyet (ustronomi) küabı deliterinden biıisini nakîeder ki, bu zat heyctten tek harfbilmez. Ne kendisi okur, ne de kimseye ödünç verirmiş. Saint-Simon (1760-1825) amiannda Kont Istıv admdaki bir herifın 52.500 cilde malik oldıığıı halde okuma bümediğini belirtir. Kitap delüeri kkaplam para vermek ı>e kitap almak için nukut ve vücut itlâfuula kalmazlar. Bunlar namuslanm da tehlikeye koyarlar. İngiliz lordlanndan "Sir Ed\\ard Cenın " kitap mrsızhğı ile i'm ainuştır. Bir kere h'oııi Ceıiand şatosunda kitap çalarken kansı üstiine varmış. bir kere de Paris te çeşitli dillerde basılmıs bir tncil çalarken yakayı ele vererek ikisene hapse mahkıîm olmuştur. Liberi admda bir herif'o zamana kadar görülmemiş bir sekilde. Paris kütüphanelerinin hepsinden, vazma nadir kitaplar çalarak vttbancı ütkelere satmıstır Barcelona kitapçılanndan Don lensant admda birisi yegâne (tek) zannedilen bir kitabın müzayedesi dolayısıyla arkadaşma suikast etmistir Iİ842). Halbuki sonra o kitap yalmz bir nüshadan ibaret olmayıp Paris 'te bîr-iki tane daha bulımduğu muhakeme sırasımia meydana çikmışnr. i'ine bu kitapçı; genç birpapaz, Almanyalı bir öğrenci. bir Ispanvol şairi ile sattıgı kitaplan geri almak için dokuz kitapsever telef etmistir (öidürmüstiir). tdama mahküm olduğu zanuın kitaplarma dokunulmaksaın Barselona Genel Kütüphanesi 'ne teslim edilmesini vasiyet etmistir. Işte, kitap deliligi, mevki ve mizaca göre. birtakım namus kıncı eylemlere ve cinavetlere sebep olmaktadır. (Kitap. 1893) SECtPASIM ilgilisiyle sınırlanmaya doğru gidiyor. Bu da onu yeniden ikonlaştınyor. Tıpkı başlangıçtaki konumuna döndürüyor. Kitap ilk ortaya çtkışından beri ikonik özellikler taşır. Sonuçta simgelere (şe- killere. sembollere. harflere) vebunlann belli çevrelerde kabullenilmiş anlamla- nna dayanan bir karsılığı. değeri var. Üs- tüne üstlük tablet döneminde. sonralan elyazmalannda bu ortak sembollerin ki- şisel uygulama biçimlerı: zenaat boyutu vardı. Aynı şekilde eserin ("anlam"ın. yazının) uygulandığı-sunuldugu biçim; tablet, levha. kâğıt. mürekkep, nihayet cilt \e bütün bunlarda kullanılan malze- me "özerdi. Dolayısıyla ikonluk. kita- bın "içindekiler" kadar "dışı^yla da: ya- pım \e malzemeyle de ilintiliydi. Görece de olsa endüstriyelleşme. kit- lesel üretim bu özelliği kırdı. Kınlmayı ve de kitleselleşmeyi yara- tan önemli biroluşum var: Bilginin. her tür düşünce ürününün kutsanması. Röne- sans-Aydınlanma denen oluşumlarda "insan" ve "düşünce~nın "ilahı güç'"le boy ölçüşür hale gelmesi, galiba en bü- yük etken. Bir başka deyişle "kutsal ki- tap" geriyeitilirken kitap (lar) insanürü- nü ve yeni kutsallıkla donandı. Bu. kita- bın yapısal. dokusal ikonik özelliklerin- den soyunurken içinin öne çıkması. fe- lişleşmesi anlamına gelir. Fetişizm. kitap "kitap" olmazdan ön- ce vardı. Bütün iktidar(lar) her dönem- de özel kitaplık kurar. edinir. Kitaplan yasaklaryadayayarlar. İstilacılar. isyan- cılar: iktidarı değiştirenler kitaplara. ki- taplıktara el koyar. Ya zimmetlerine ge- çirir ya da yakarlar. Kitap. öteden beri "iktidar"dır, iktidar aracıdır. Endüstri- yel üretim bu fetişi-iktidan göreceli ola- rak yaygınlaştırdı. 16. yüzyılda başla- yan, 18. vüzyılda ivme kazanan ve yay- gınlaşma, kitleselleşme süreci 20. yüz- yılla birlikte noktalanacakmış gibi görü- nüyor. Neden? Kitabı fetişize eden etken(ler) neyse, sona gidişi, iktidardan inişi de oralarda aramak gerekiyor galiba. Bilginin içeri- ği. niteliği, üretim, kullanım ve sunum biçimleri değişti. değişiyor. Kimilerinin "bilgi çağı" olarak nitelediği 20. yüzyı- lın özellikle son çeyreğinde. bilginin kut- sandığı *i Aydınlanma*'düşüncesiyle he- saplaşıldı. Onun volontarist -zorlamacı- yapısı yargilandı: "Herinsaneşitzekâ,al- gılama.düşüncegücünesahip midir" so- rusu soruldu. Sarayda yaşayanla kulübe- de yaşayan aynı şeyleri düşünemeyece- ğine göre... Saraylar ve kulübeler bu den- li yaygınlaşmışken! Artık. kitabın şahla- nış döneminde olduğu gibi hiçbirdüzey- de eşitlik. herkese açıklık düşünülemez. Yığınlardan uzaklaşma -kurtulma- süre- ci başlamıştır. Bu e\rede bilginin eski sunum biçim(ler)i de yerini koruyamaz. Bu değişim: kitabın iktıdannı ve ken- dine yönelik ilgiyi yitirişi salt okurun se- çimleriyle. kitle iletişim avgıtlannın ağırltk kazanmasıyla. CD-ROM*ların geliştirilnıesiyle vb. sınırlı değil. Bunlar sonuç. Kitabın konumunun, onunla iliş- kimizin. yasantımızdaki yerinin değişi- mi, kitabı kitap yapan şe\lerle ılişkimi- zin değişmesinden kaynaklanıyor. O nedenle de "khap" artık bir "deK- lik1 * göstergesi haline geli>or. 'Devinim, Eşitlik ve Banş' tartışılacak KühürServisi- Kadınlann dünya genelin- deyasanı düzeylerini geliştirmek \e sosyal. ekonomik. küitürel. siyasal ve yasal plat- formlarda toplumun gelişim sürecine katı- lımlarını sağlamak amacıyla etkınliklerinin önemli btrbölümünü bu alandaki eğıtım ve bılgılendırme aktivıtelerine ayıran Bntish founcıl (İngiliz Kültür Derneği). buamaç- la bir dızı \enı etkınhk düzentiyor. **90'lann tngili/ Kadın \ önctmcnkri ve Türk Sineması \e Kadın'" başlıklı etkinlik- lerdıztsı 20-25 kasım tanhlen arasında Bri- tish Council'ın Beyoglu İstiklal Cadde- sı'ndekı bınasında gerçekleşecek. Program çerçevesinde 20 kasım günü saat 18.00'de John Inin"ın •'VVid<m's Peak" adlı filmi aöstenlecek. Filmin ardından Bogaziçi ve îstanbul Teknik Oniversitelerinde öğretim görev hsi olan Tül Akbal Sunalp bir konfe- rans verecek. 21 kasımda ıse Dewi Humph- reys'in "TenderLo\ingCare'*adlı 1993 ya- pımı filmi saat 18.30"da gösterime sunula- cak. 22 kasım saat 18.00"de ise Sally Pot- ter"ın 1992 yapımı "Oriando" adlı filmi. göstenme gırecek.23 Kasım saat 18.00'de ise Beeban Keaton'in "Antonia and Jane" adlı filmi gösterilecek. Bogaziçi Üniversi- tesi'nden Dr. Selim Eyüboğlu fılm sonrası gerçekleştırılecek tartışmayı yönetıyor. 24 kasımda Mike Nevvell'ın "Enchanted Ap- ril" adlı filmi saat 18.00de gösterilecek. Boğazıçi Lniversitesi Sosyoloji Bölümü ögretım görevlısı Doç. Dr.NükhetSirman. göstenmden sonra yapılacak tartışmayı yö- netecek. 25 kasım günü ise "Türk Sinema- sı \e Kadınlar" başlıklı etkinlikte Ha>-va Kangal'ın "Dört Kadın". Sezgin Türk'ün "Kri Zeliha. Diğeri Avda", İncila Manço Paakdemirın "Hiçlik >a da Her Şey", Na- tali Nieres'ın "Aynalar Suiti"" ve Nur Aka- lının "Bugün Senden Mektup Aldım'" ve •*Med-C'ezir" adlı deneysel filmlerı göste- rilecek. Saat 14.30'da başlayacak gösterim- terden sonra Feride Çiçekoğlu'nun yöneti- mınde gerçekleştirilecek panelde "Türki- ye'de 'Kadın Sinemâsı'ndan Söz Edilebilir mi?". "Türk Sinemdsında Kadının Değişen Konumu" eibı konularele alınacak. Fotoğraf Günleri 11 yaşmda TANERGEZER 1 kasımda başlayan "İFSAK^ın (îstanbul Fotoğrafve Sinema Ama- törlerı Dernegr) düzenlediği "Fo- fograf Günkri"nin on birincısi, İF- SAK'ın 36. dogum günü olan 29 kasımda yapılacak kutlama ile so- na erecek. Aynı gün çeşitli ödüller de sahiplerıni bulacak. llkı 1985 yıhnda 'fotoğraf he>e- canı" yaratmak amacıyla düzenle- nen Fotoğraf Günleri, zamanla uluslararası birboyut kazanarakon birinci vılına ulaştı. Fotoğraf Gün- leri kapsamında sergıler, dia göste- nleri, paneller, söyleşiler ve çeşitli etkinlikler düzenlenecek. FotoğrafGünleri'yle ilgili görüş- meye gitiğimiz İFSAK Ikincı Baş- kaııı Alberto Mo- diano. sanatsal ol- mayan bir ortam- da, dosyalar ve ra- kamlar arasında karşılıyorbizi. Bir süredır. fotograftarihiyle ilgilenen, bu konuda arşiv oluşturma çabala- rı içinde olan Modiano, fotoğraf sa- natı için gerekli masraflan karşıla- yan işini sürdürürken bir yandan da Fotoğraf Günleri için "Fotoğrafçı- lanmudan Nü Çalışmalan" adl ı bir serginın hazırlıklarını. biraz da çe- kinerek, engellemeyle karşılaşma- mayı umarak sürdürüyor. Sergide. 32 sanatçının vapıtları yeralacak. Seminerlerle yayınlarîa yanşma- Iarla kütüphanesi ve arşiviyle fo- toğraf sanatını tanıtabilmeye ve fo- toğrafı geniş kitlelere ulaştırabil- meye çaîışan İFSAK'ın düzenledi- ği Fotoğraf Günleri de bu amaçla- n gerçekleştırmeye yönelik. Fotoğ- rafseverlerın vesanatçıların bilinç- lenmesı gerektigini düşünen İF- SAK'ın amacı,buetkinlikle fotoğ- raf dünvasmdaki geniş yelpaze ko- nusunde insanlan bilgilendirmek. Insanlara fotoğraf sevgisıni ve bilgisini ulaştırabilmek. yeni fotoğ- rafçıların yetişmesini sağlamak ve 'Örtülü Nü' (Fotoğraf: Ani Çelik Arev van) Etkinlik programı Sprpilor: 1-13 kasım Özer Kanburoğlu 1-17 kasım Kazım /.aim-Fuat Hüdaverdi 5-17 kasım Sipa Press 6-29 kasım İFOD 8-22 kasım tstanbul Alroan Kültür Merkczi 13-27 kasım Alberto Modiano 14-25 kasım Uğur Okçu 15-29 kasım Mehmet Koştumoğltı 17-29 kasım Seyit Ali Ak 18-29 kasım MSL ve YTÜ Öğrencileri 18-29 kasım Cemal Ağacıkoğlu 19 kasım Fotoğrafınla Gel Göslerilrr: 2 kasım Sabit Kalfagil 3 kasım lltek 5 kasım Sipa Press 7 kasım Gültekin Çizgen 9 kasım Faruk Akbaş 11 kasım Fotoğraf Kulüplerimizden 16 kasım Cünev t Oğuztüzün 18 kasım Fotoğraf Derneklerimizden 25 kasım Fethi İzan 17 kasım Selim Güneş 28 kasım Kamil Fırat Panel: 25 kasım Fotoğrafta 'Günümüz Bakışıvla" Anlam Aravışları Sövleşi: 10 kasım Atatiirk ve Sanat fotoğrafa gerekli saygınlığı kazan- dırabilmek amacı taşıyan Fotoğraf Günleri'yle IFSAK. 'l 1 yıldır bir fotoğraf heyecanı yaşatıjor, ama çeşitli sorunlaryüzünden tam anla- mıyla amacına ulaşabilmiş değil. "Foto Maraton" ile sokaklara dö- külerek bu heyecanı yaşavacak ve bir ay boyunca fotoğraf konuşacak fotoğrafçılann sorunlarını, Alberto Modiano. bürokratik engeller. me- kan sorunu ve medyanın ilgisizliği olarak sıralıyor. Modiano, medyadan. fotoğraf şenliğınin tstanbula duyurulması için, istedikleri desteği bulama- maktan şikâyetçı. Fotoğraf günle- nnin bu yıl, Kitap Fuan ve îstanbul Bıenali'yle aynı günlere rastlama- sı da ilgiyi azaltan etkenler. Türkiye'nin ilk fotoğraf derneği İFSAK, 1959yıhnda. yani fotoğra- fın bulunuşundan \e dünvada ilk fotoğraf kulüplerinin kuruluşundan yüz yıldan uzun bir süre sonra. ol- dukça gecikerek kuruldu. İFSAK. bu gecikme yüzünden oidukça dur- gun olan Türkiye'dekı fotoğraf sa- natını canlandırmak ve uluslarara- sı boyutlara taşımak yolunda önemli görevler üstlendı. 80'li yıl- lardan sonra, fotoğraf kulüplerinin yaygınlaşması, fotoğraf egitıminın okullara gırraesi ve fotoğrafçılann Batı'ya açılmasıyla fotoğrafçılık Türkiye'de önemli aşamalar sağla- dı. Modiano. teknolojiye bağlı bir ürün olan fotoğrafın, 10 vılda bir teknik aşamalardan geçtikçe. ku- ramsal tartışmalann gündeme gel- diğini anlatıyor. Bilgisayar fotoğ- rafçılığı. fotoğraf sanatçılarım pa- niğe sokan gelişmelerden biri. Or- taya çıkan tartışmalar, zaman za- man. insanlan küstüren düzeylere geliyor. Ama Modıano'nun düşün- cesi bir şeylerın yerine oturması için bu tür tartışmalann gerekli ve yararlı olduğu. 14. TÜYAP Îstanbul Kitap Fuan, kargaşa, izdiham ve abartılı ilgiyle bu yıl da gözde 6 Okur' kitap fiıanııda günah çıkarıyor METİN HAKYERİ Etap Marmara ve Pera Palas'ta konakla- yan tunstler. Çilem Saz pavyonunun kon- somatrisleri. Asmalımescit'ın "AçbirMu- tuk. at bir nutuk"çu müda\ imlen. "Veşil- köy'e iş alınm" azmınde her an kontak çe- virme umudundakı taksicıler. TÜYAP önünde gittikçe "mega u" şekline bürünen kuvTuğa merakla bakıyor. İlk bakışta, pla- za gazetelerinin Rondini haşlama tencere- si dagıtım kuyruğunu andıran kalabalık. giderek artan bir devinimle sürekli yenile- niyor. Meraka mazhar bir durum yok aslında. Bundan önceki yıllarda olduğu gibi. bu yıl da 14. TÜYAP Îstanbul Kitap Fuan kapı- lannı. bir v ıl boyunca kitapla ilişkisini ke- sen, senede bir gün o tedirginliği içinden atmak üzere günah çıkarma kuyruğuna gi- ren, aslında film festıvalisever: filtn sev- mez. müzik festivaliseven müzik dinle- mez, kıtap fuansever: kitap okumaz kitle- ye de\ bir olanak sunuyor. Dışandaki ka- labalık bırazdan ıçerıye girecek, sokaklar arasında dolaşılacak. standlardan birinin önünde rastlanacak eşe dosta, senede bir gün de olsa kitapla kurulan sıcak temas gösterilecek. Eğer alınmışsa, evin bir köşesine atıla- rak bir daha el sürülmeyecek kitaplar, ca- fetarjada ısmarlanan biralann eşliğinde. eni boyu. önsözü, ıçindekilen, arka kapak ön kapağı. ne kadar ındirimle alındığı titiz bir irdefemeyle ıncelenecek. Akşam da, tkitellı basmı Beyoğlu dınlenme tesisleri Kaktüs. inceltilıniş estetık beğenınin kon- yak-kahve elitizmi Pia. Bob Dylan'ın sesi radyosu Sappho. parasal zorunluluktan AhmetRasimekolcülerinın mekanı Yakup ya da müadili Refik. akşam nerde ıçıyoruz projesinın randev u noktası Mepisto ve ün- lülerle iç içeolayım meyhanesı ÇicekBar. türünden statû gösterme mekanlarında. muhtemel "Fuara gittin mi abi" sorulan- na. "Ohnaz bövle bir kalabalık hocam" ya- nıtlan verılecek. Gerçi kimi yayınevi yetkilileri bu abar- tılı ilgiden, kapıdaki "u" kuyruğundan memnun... Üstelik kımı'nin sayısı en azın- dan Çiller'in azınlık hükümetine güveno- yu verebilecek yeterlilikte. İletişim Yayın- cılık'ın editörlerinden Vervart Danzikvan. fuann yayınevleri açısından amacına ulaş- tığı kanısında. Fuar yeni çıkan kitapları okuruyla buluşturuyor ve günden güne sa- yısı artan kitapevleri sayesinde de bilınçli bir okur oluşuyor. Ama elini vicdanıv la temas ettiren kimı yayıncılarda var. Telos Yavıncılık editörü AsafGüven Aksel. o el v icdan temasını ku- ranlardan biri. Aksel, kapının önündeki. "kamu sendikalan Ktalav'da" görüntüsü için şöyle diyor: "Bir moda. gösteriş... Normalde sinema- >-a gitnıe>ip de, fesm algünierinde bikt kuy- ruğuna girenlerie aynı. Medvanın yönlen- dirmesiyle 'Aman böyle bir şe>in gerisin- de kalmayayım' diyor insanlar. Normalde insanlann kitapla ilişkisi yok. Iştesenede bir gün de gelip burada günah çıkanvorlar." "Günah çıkarıyorlar" saptaması kavda alınmayacak önemde değil. Türkiye'nin "korsan >a>ın \-apan* 1 tek yasal yayınevi Korsan Yayıncılık editörü Orhan Kahva- oğlu o saptamaya iki kavramla açıklık ge- tiriyor. Kargaşa ve alışveriş. Ona göre. bir uçta toplumda bir figür olarak yer alan aydın. entelektüel, sanatçı, öbür uçta sıradan halk. Fuar formatına büründürülmüş kitap pazannda. cağın iki temel değeri görsellik ve popilizm bu kargaşa v e alış\ erışın de so- nucu. "Bu okur azlığında hiç degilse bir fuar" gerekçesinde "haksızüğa" vurgu yapanlar olabilir. Ama "mega u" kuyruğuna sayısal katkı yapan "okur"lar bütün bir yıl boyun- ca hangi gişelerin önünde? 'Çınar Yayınlan Onur Ödülü' bu yıl yazar, çevirmen ve düşünce adamı Vedat Günyol'a verildi ^AlçakgöniiDü iıııeee adaım^na onur ödülüKültür Serv isi - Çınar Yayınla- n tarafından iki yıldır düzenlenen ve geleneksel hale gelmesi arnaç- lanan "Çınar Yaymlan Onur Ödü- lü' bu yıl yazar. çevirmen ve dü- şünce adamı YedatGünyoTa veril- di. llkini geçen yıl Toktamış Ateş' in aldığı ödülü kazanan Gün- yol. törene katılanlann. 'edebiyat dünyamızın gerçek çınaıianndan biri' olarak nitelediği, birçok ya- zar v e eleştirmene ömek olmuş bir edebıyatçı.. TÜYAP Kitap Fuan etkmlıkle- ri kapsamında yapılan törende. Günyol'un dostlarından SamiKa- raören. KonurErtop, Mehmet Ba- şaran. Selim İleri. Masis Kürkçü- gü ve llhan Selçuk konuşma yap- tılar.. Törende Günyol hakkında söylenenleralçakgönüllü birıme- ce adamı olduğu yönündeydi... 83 yaşındaki Vedat Günyol. eğı- timini tamamladıktan sonra bır- çok okulda öğretmenlik yaptı. Uzun yıllar Yeni L fııklar IK'rgisi ve Çan Ytninevi'nı yöneten Gün- yol, Babeuf ün "Devrira Yazılan" adlı kitabı nedeniyle Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı ve be- raat etti. 12 Mart döneminde Sa- bahattin Eyuboglu ve ,4zra Er- hat'la sıkıyönetimee tutuklanan Vedat Günyol için açılandava, be- raatle sonuçlandı. Dile Gelseler, Yeni Türkiye Ardında. Devlet İn- san mı, Bu Cennet Bu Cehennem, Çalakalem.Orman Işırsa. Datdan Dala. Bilinç Yolunda. Gülervüzlü Ciddilik. Sanat >« Edebivat Dergi- leri \ e Golgeden Iştga (deneme v e anılar) adlı eserleri ve birçok çe- virısi bulunan Vedat Günyol'un eleştirmen kişiliğiyle de edebiyat dünyamızda çok önemli bir yeri var. Ödülünü Çınar Yayınlan'nın kunıcusu ve sahibı Aydın Ilgaz'dan alan Vedat Günvol konuşnıasında. "Başarüanyla öğrencilerim beni hep murlu ettiler. Ama bu odül baş- ka. Edebivat dünvamızın çınaıia- nndan biri adına veriliyor. 30 yüı aşkın bir süre öğretmenlik yaptı- ğım için 'Hababam SınıtV da ba- na çok şe> ifade ediyor" dedi ve Rrfatllgaz'ın "Bümeyecekler" ad- lı şiirini okudu. llhan Selçuk da yaptığı konuşmada. "Tüm havatL yazdan ve davranış biçimiyle, he- pimizin bocası olmuş bir yazar" diye tanımladı. Selim İlerı, konuşmasında, ya- zarlığı seçmesindeGünyol'unbü- yük payı olduğunu, yalnızlığm ya- ratıcılık anlamına geldiğini ondan öğrendiğini vurguladı. DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Sıralama Televizyonculannçoksevdikleri, büyülü birsözcük var: Rating. Ingilizcede çeşitli anlamların yanı sıra şöyle bir anlama da geliyor: Aşamaya, düzeye, sını- fa göre sıralama. Televizyonda başan "en çokizlenme" ile ölçüldü- ğü için de "rating" deyince anlaşılan, en çok izlen- me sıralamasında üste çıkmak oluyor... Örnekse, "Bu program çok rating aldı!" dendiğin- de, ilgi çektiğini, çok izlendiğini anlıyoruz. Niteliği söz konusu değil... Bir televizyon programcısı, amaç her şeyden ön- ce ilgi çekmek olduğuna göre, izleyicilerin nelerden hoşlandıklarını araştırarak yola çıkmak zorundadır. Kısacası, izleyiciye boyun eğilerek, "Beğendiğiniz gibi" deniyor. Demek ki bu sıra sıra televizyonlan izleyiciler yön- lendirmekte... TrTT devlet televizyonu olduğu için, dinci grupla- nn televizyonlan ise propaganda yapmak amacıyla kurulmuş olduklan için, çok izlenmenin ötesinde de birtakım kaygılar taşıyorlar Ama öbür özel televizyon- lar, bağlı olduklan holdinglerin çıkariarını korumak amacıyla giriştikleri çatışmaların ötesindeki bütün programlarında, hiç kuşkusuz, izleyicilerin beğeni düzeyini yansıtıyoriar... Yüksek rating sağlanıp reklam alınacak... Öyleyse televizyon programlarının izleyici çoğun- luğunun beğeni düzeyini yansıttığı söylenebilir. Bu görüş, bir orarfda doğru elbette, ama pek çok kişinin artık eskisi gibi televizyon izlemedikleri de unutulmamalı... Televizyon çok ucuz bir eğlence. Yalnız bilet para- sı, yol parası filan değil, üstünüz başınız da eskimi- yor. Evinizdesiniz. Beğenmediğiniz bir programa bi- le oyalanmak için bakabilirsiniz. Içkisi, fındık fıstığı, uyuklaması, daha bir sürü kolaylığı var. Gene de bugün birçok kişi televizyon izlemiyor... Sordunuz mu, şöyle diyorlar: - Maçları izliyorum, o kadar. Arada işte haberler, il- ginç bir açıkoturum filan olursa... Aydınlardan gelen yanıtlar genellikle böyle. Kitap okuyamayacak kadar yorgun olunca, yan uyuklar halde geçiyorlar televizyonun karşısına. Yeni film zaten yok. Elde eskiden kalma ne varsa tekrartekraroynatılıyor. Televizyon için çekilmişfilm- ler ise baştan sona şiddet gösterisi... Yerli filmlerde, güldürü programlarında derseniz, birtakım yetenekli oyunculann kötü yönetmenler elin- de ya da hiç yönetmensiz çırpınışları, kaba güldürü bataklığında boğulup gidişleri sergileniyor... Televizyon programlannın sağlıklı 'rating' araştır- malanna dayanılarak yönlendirildiğine, dolayısıyla iz- leyici çoğunluğunun beğeni düzeyini yansıttıklanna inanmak çok güç. Yapılması gereken şuydu: Sanatlar bütün çeşitli- likleriyle, ama düzeyleri düşürülmeden, ucuzlatılma- dan, yirminci yüzyılın bu benzersiz iletişim aracıyla, büyük kitlelere ulaştırılacak, bütün yönleriyle düzen- li olarak sergilenecekti. Geleneksel olanla, çağcıl olan, hep birlikte... Dede Efendi'yi bilmeden, günümüzün bestecile- rini; yada Naşit'i, Dümbüllü'yü bilmeden, günümü- zün güldürü ustalarını değerlendirmek olanaksızdır. Oysa ne yapıldı: Televizyonlarda geçmişin de, gü- nümüzün de güzel örnekleri gösterilmedi. Halk on- dan anlamaz, bundan anlar diye her türlü ucuzluk (her anlamıyla ucuzluk) ortaya sürüldü. Yüksek bir düzey tutturmanın pahalılığı düşünülerek, sanatla ilgisi ol- mayan kimselere yaptırılabilecek gideri az, yapımı kolay programlann ardına düşüldü. Her insanda bu- lunması doğal olan eğilimlerden, özellikle de cinsel- likten yararlanılarak. izleyiciler sıradanlığa, bayağılı- ğa, düzeysizliğe alıştınldı. Sonuç: Beğenilerini başka bir ortamda geliştirme olanağı elde etmiş olanlar, artık televizyon izlemiyor- lar. "Böylesi daha iyi, güzel programlar olsa gene te- levizyonun başından aynlamayacaktık..." denebilir. Öyle ama bu yalnızca belli bir beğeni düzeyine ulaşmış olan, yapılan programlardaki sıradanlığı, ba- yağılığı, düzeysizliği görebilenler için söz konusu... Beğenilerini başka bir ortamda geliştirme olanağını elde edememiş milyonlarca genç insan, bu prog- ramlan izleyerek büyüyoriar, beğenileri bu program- larda gördükleriyle oluşuyor... Böyle sürüp gidecek mi? Seçeneği yok mu? Mimartıktan şiire, geniş bir yelpaze üstünde, sürek- li göle maya çalan, ödün vermez sanatçılar var... Her şey onlara bağlı... Geçmişin de, günümüzün de güzellikleri geleceğe sanattarla taşınacak... Saldırgan haber yazarları, saygısız yorumcuları, sanatlan, sanatçılan aşağılayan 'rating' programla- rıyla, düzeysiz izleyici yaratma yolunda kendinden geçmiş ilerleyen televizyonlann, karşılannda kimse kalmadığını görüp, "Tam da alıştmyorduk" diye dövünecekleri günler uzak değil gibi geliyor bana... Kühür Servisi -Çocuklara öyküler yazan Handan Derya. Mavi Bulut Yayınlan'ndan çıkan üçüncü kitabı "Bir Işık. Bin Işık"ı TÜYAP Kitap Fuan'nda bugün okurlanna inzalayacak. Öğretmenliği nedeniyle çocuk dünyasını çok iyi tanıyan Handan Derya, öykülerinde kendine güveni. arkadaşlığı, insan ve doğa se\gisini temel öğe olarak işliyor. Van Gogh'un tablosuna 27rnUyondolap Kültür Servisi - Van Gogh'un "Sous Bois" (The Thicket) adlı tablosu 27 milyon dolara satıldı. Soıheby's'de düzenlenen açık arttırmada 10 milyon dolardan satışı başlayan yapıt, Van Gogh'un bugüne dek satışı yapılan tablolan arasında en yüksek hasılatı yapan dördüncü tablo oldu. Sanatçının 1990 da yine btr açık arttırmada 82.5 milyon dolara satılan "Portraitof Dr. Gachet" (DoktorGachet'nin Portresi,) sonra en yüksek satış rakamına ulaşan "Sous Bois" adlı tablomm bir özelliği de. sanatçının 1890 vılındaki imihanndan 5 hafta önce yapılmış olması. Behçet Aysan Şiip Ödülü Kültür Servisi - Türk Tabipleri Birlıği'nin (TTB) 2 Temmuz 1993'te Sıvas'ta yitirdiğimiz şair Dr. Behçet Aysan ve 36 insanımız anısına her yıl düzenlemeyi planladığı "Behçet Aysan Şiir Ödülü" yanşmasının bu yıl ikincisi düzenleniyor. Şükran Kurdakul. Ahmet Telli, Hulki Aktunç, Emin'Özdemir ve Ahmet Erhan'rn Seçici Kurulunu oluşturduğu yarışmaya 2 Temmuz 1993-7 Şubat 1996 tarihleri arasında yay ımlanmış bir kitap ya da yayına hazır kitap dosvası ile katılabilinir. Son katılma tarihinin 10 Şubat 1996 olduğu yanşmaya ilişkin aynntılı bilgi Türk Tabipleri Birliği. Mithat Paşa Cad. No: 62/18 Yenişehir Ankara adresinden ya da 418 31 56 numaralı telefondan alınabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle