Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10EKİM1995SALI
HABERLER
BotfdaMB
düştii
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Ankara Akıncılar
Ha\a Üssü'nden dün görev
uçuşu için kalkan Türk
Hava Kuvvetleri'ne bağlı F-
16 uçağı, bilinmeyen bir
nedenden dolayı saat 16.45
sıralannda Boiu'nun 15
kiiometre kuzeyindeki
Sanmustan mevkiinde
düştü. Kazada, uçağın
pilotu üsteğmen Hakan
Dinç'in ağır yaralandığı
bildirildi. llk tedavisi Bolu
SSK Hastanesi'nde yapılan
Dinç, daha sonra Arîkara
GATA'ya sevk edildi.
Genelkurmay yetkilileri,
gece koşullan nedeniyle
enkaz inceleme çalışması
yapılamadığını belirttiler.
Smırlı hanekât
• ANKARA(Cumhuriyet
Börosu)-Dışişleri
Bakanlığı Sozcüsü
Büyükelçi Ötner Akbel dün
düzenlediği basın
toplantısında. TSK'nin
Kuzey Irak'taki harekâtının.
PKK'nin son zamanlarda
artış gösteren saldınlan,
nedeniyle başlatildığim
kaydetti.
MfiV'ye
mahkûmiyet
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 9. Asliye
Hukuk Mahkemesi, Milli
Gençlik Vakfı'na(MGV)
uzun zamandır elektrik
borçlannı yatırmadığı
gerekçesiyle 50 milyon 551
bin 668 lira para cezası
verdi. Davacı avukatının
hazır bulunduğu. davalı
avukatının gelmediği dünkü
duruşmada, karan açıklayan
mahkeme başkanı. bilirkişi
raporunda verilen abone
sözleşmesi ile elektrik
faturalannın incelendiğini
ve Milli Gençlik Vakfi'nın
borçlannı yatırmadığını
söyledi.
B( kontenjana 70
bin başvuru
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Üniversitelerin
boş kalan kontenjanlan için
yapılması planlanan ek
yerleştirmeye yaklaşık 70
bin adayın başvurduğu
belirlendi. Ek yerleştirme
işlemlerinin hafta sonuna
kadar tamamlanarak, ilan
edılmesi planlanıyor.
Öğrenci Seçme \e
Yerleştirme Merkezi'nden
(ÖSYM)alınanbilgiye
göre, 79 il merkezı ile
büyûk ilçelerde yapılan
başvurulann tamamının dün
akşam saatlerinde merkeze
ulaştığı belirtildi.
PTT çalışanlarına
baskı artıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Tüm Haberleşme
ve tletişim Çalışanlan
Sendikası'ndan (Tüm
Haber-Sen) yapılan
açıklamada. PTT'nin T'sini
özelleştirme çalışmalan
başladıktan sonra. PTT
çalışahlanna büyük baskılar
uygulandığı bildirildi.
Su iipünleri
yolsuzluğu
• İstanbul Haber Servisi -
Su Ürünleri Hal
Müdürlüğü'nün 11 görevlisi
hakkkında "ihtilasen
zimmet", halen Beşiktaş
Belediyesi Başkan
Yardımcılığı görevini
"yürüten eski Büyükşehir
Belediyesi Hesap Işleri
Daire Başkanı Erdal Kaya
için de "denetim görevini
ihmal ederek, zimmetin
oluşmasına neden olmak"
suçundan açılan davaya dün
devam edildi.
Açıklama
Gazetemızın 27 Eylül 1995
tarihli sayısında yayımlanan
'valiler raporu'nda kendisı
hakkında 'küçültücü'
ifadelere yer verildiğini
belirten Burdur Valisi M.
Recaı Tosyalı bir açıklama
gönderdi. ""Yazan belli
olmayan bir rapoTa dayanarak
yıllannı idarecilik mesleğine
adamış" birinin "eski bir
hastalık olan adam yeme
mekanizmasının çalışmasına
örnek oluşturacak şekilde"
yıpratıldığını belirten Tosyalı
açıklamasında, hakkında
Içişleri Bakanlığı Mülkiye
başmüfettişlerince verilen ve
olumlu ifadeler yer alan teftış
raporuna da yer verdi.
Düzettme
Dûn bu sayfadaki
"'Dimyat'a Giderken..."
başlıklı köşe yazısının 4.
satınndaki "sol" sözcügü
"sağ" olacaktı.
Düzeltir, özür dileriz.
Nüfus kâğıdımı yitirdim.
Hükümsüzdür.
SELAY TAŞDÖCEN
DEP davasmda çifte standart
Yankı dergisine
milletvekilerini
• Basm savcılığı,
DEP'lilerin
avukatı Yusuf
Alataş ile
kendisiyle yaptığı
görüşmeyi
dergisinde 'DEP
davasmda karar 21
eylülde' başhğıyla
yayımlayan Yankı
Dergisi Yazıişleri
Müdürü Can Çevik
hakkında altı aya
kadar hapis cezası
istemiyle dava açtı.
Avukat Alataş,
savcılığın
tutumunu çifte
standart olarak
nitelendirdi. DEP
ANKARA (ANKA)-
Kapatılan Demokrasi Partisi
(DEP)milletvekilleri
hakkındaki Yargıtay karan
merakla beklenırken. Ankara
Başsa\cılığı, bu dava hakkında
yazı yazılmasını. haber
yapılmasını suç'olarak gösterdi.
Ankara Basın Savcılığı, DEP
davasının Yargıtay'daki bir
önceki duruşması öncesinde
açıklamalarda bulunan dava
avukatı Yusuf Alataş ile bu
görüşmeyi dergisinde
yayımlayan Yankı dergisi
Yazıişleri Müdürü
Can Çevik hakkında altı aya
kadar hapis cezası istemiyle
dava açtı. DEP avukatı Alataş.
açılan davayı eleştiren avukat Yusuf Alataş 'Mahkeme bitmeden
mahkûm eden Ertürk Yöndem'e neden dava açılmadığını' sordu
dava» haberierini yayımlamanın cezasının 6 aya kadar hapis olduğu vurgulandı.
savcılığın tutumunu çifte
standart olarak niteledi.
Ankara Basın Savcısı M. Nihat
Ogan tarafından hazırlanan
iddianamede tutuklu DEP'liler
Leyla Zana, Hatip Dicle,
Ahmet Türk. Orhan Doğan,
Selim Sadak ile tutuksuz
yargılanan S«n Sakık'ın
avukatı Yusuf Alataş ile
Yankı dergisinin yaptığı ve 14
ağustos tarihli sayısında
-DEP davasmda karar 21
eylülde'" başhğıyla
yayımlanan görüşmenin
basın yasasına aykın olduğu
belirtildi.
Ankara Ikinci Asliye Ceza
Mahkemesi'ne açılan dava
iddianamesinde şöyle denildi:
"Yayımlanan bu yaoda
kapatılan DEP milletvekiUeri
hakkında Ankara DCM
tarafından verikniş otan ve halen
Yargıta> 'da olup kesinleşmemiş
bulunan mahkeme karan
hakkında yorum yapılmakta,
mütalaa verilmekte ve mahkeme
karan irdelenmektedir.
Oysa basın kanununun 30/2
maddesi hükmün kesinleşmesine
kadar hâkim ve mahkemenin
hüküm. karar ve işlemleri
hakkında mütalaa
yayımlanmasını yasaklamış ve
suç saymıştır. Kapatılan DEP
millervekillerinin avukatı olan
sanık Yusuf Alataş,
savcılığımızdaki ifadesinde 'DEP
milletvekillerinin a\ukatı
'olduğunu. röportajı da
bu sıfatı nedeniyle yaptığını,
hakkında avukatlık yasası
uyannca Adalet Bakanlığı izni
oİmadan soruşturma
yapılamayacağım' iddia
etmişisede Yusuf Alataş'ın
yayımlanmak üzere verdiği
beyanatın avukatlık göreviyle
ilgisi yoktur. Kanun, avukatın
görevinin neler olduğunu
göstermiştir.
"DEP milletvekilleri için karar
21 eylülde' başlığıvla
yayımlanan bu yazının
yayımlandığı Yankı dergisinin
sorumlu yazıişleri müdürü sanık
Ertan Can Çevik'tir.
Sorumlu yazıişleri müdürü,
röportajı yapan
muhabirin kimliğini
açıklamamıştır.
Yargıtav 'da olan ve henüz
kesinleşmemiş bulunan
Ankara DGM karan
hakkında mütalaa
yayımlayan sanıklann
eyİemlerine uyan basın
kanunu 30/2-3 maddeleri
uyannca ayrı ayn
cezalandınlmalan kamu
adına talep edilir."
Cezası altı ay
Basın savcısının davada
uygulanmasını istediği yasa
maddesi. bu suçu
işleyenlere bir aydan altı aya
kadar hapis cezası
verileceğini öngörüyor.
DEP avukatı Yusuf Alataş.
ANKA'ya yaptığı
değerlendirmede kendisinin
avukatlık görevini
sürdürdüğünü yineleyerek,
"Eğer bu kadar hassasiyet
gösteriliyorsa. dava henüz
DGM'de sonuçlanmadan önce,
müvekkillerinıizi devlet
televizyonundan günler süren
yayımlarla
önceden mahkûm eden, hem de
gerçek dışı kJdialarla bunu
yapan Ertürk Yöndem
hakkında neden dava
açılmadığı, mahkeme karannda
olmavan suçlamalan
müvekkillerimize yönelten,
onları önceden suçlu ilan edenler
hakkında neden dava
açılmadığını sormak
hakkımı/dır" dedi.
Sıvas kıyımı
6 polise
dava
açıldıSIVAS (AA) - Sıvas Emniyet
Müdürlüğü'nde görevli 4 mü-
dür ile 2 komiser hakkında. Sı-
vas 'ta 2 Temmuz 1993 tarihin-
de meydana gelen ve 37 kişinin
ölümüyle sonuçlanan olaylarla il-
gili soruşturmada, "görevi ih-
mal" suçlamasıyla dava açıl-
dı.Olaylann birinci derecede so-
rumlu sanığı olan ve 9 ay sonra
teslim olan YunusKarataş'ın "9
ayelimi kolumu sallaya sailaya do-
laştım" şeklindekı ifadesıni de-
ğerlendıren Ankara Devlet Gü-
venlik Mahkemesi. Sı\ as Cum-
huriyet Başsavcılığı'na talimat
göndererek adı geçen polislerin
ifadelerinebaşvurulmasını iste-
di. Bunun üzenne Başsavcılık, sa-
nıklan yakalamakla görevli Asa-
yiş Şube Müdürü Mevlüt Ars-
lan. Emniyet Müdür Yardımcısı
Ali Çilek. şube müdürleri Sami
Eceve Mehmet Yıidız. Başkomi-
ser Metin Savgın ile Komiser
Bülent Türüt'ün ifadelerine
başvurdu. Hazırlıksoruşturma-
ları tamamlanarak haklarında
"göreviihmal" suçlamasıyla As-
liye Ceza Mahkemesi'nde dava
açılan ve Sıvas'ta bulunan Mev-
lüt Arslan ile Metin Saygı. ifa-
delerinde "(May sonrasında eü-
mizde Yunus Karataş'ın ev ad-
resi ilegidebileceği verlerin adre-
si vardı. Buraları defalarca ara-
dık,ancak kendisini bulamadık.
Karataş'ı aradığunız yerterin tu-
tanaklan mevcuttur. Biz görevi-
mizi yaptık" dediler.
Başsavcılık ayrıca, Eskişe-
hir'de görevli Ali Çilek. Antal-
ya'da görevü Bülent Türüt. Ispar-
tacla görevli Sami Ece ile Ağn'da
görevli Mehmet Yıldız için tali-
mat yazılmasına karar verdi.
Toplu Konut îdaresi Başkanı Gülöksüz'den geniş bir rapor istedi
Ozer Çîller'in çiftlik tutkusu
ESRA YENER
ANK.-VRA - Başbakan Tansu Çiller'in eşi
Özer UçuranÇiller. Toplu Konut tdaresi (TO-
Kt) Başkanı Yiğit Gülöksüz'den, Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde yapılacak çiftlik evleri
için kullanılacak Hazine arazileri ile kamulaş-
tınlacak arsalann parsel düzenlemelerini içe-
ren geniş bir rapor istetti. Çiftlik evi projesi-
nin de hazırlanma aşamasinın ardından Baş-
bakanlığa gönderildiğini belirten yetkililer,
"Özer Bev, ilk rapor geldikten sonra, Y'iğit Gü-
löksüz'den arsalann parsel numaralannı da ice-
ren daha geniş bir rapor hazıriayarak kendisi-
ne getirmesini istedi" dediler.,
Özer Uçuran Çiller'in. TOKİ'nin geçen yıl
hazırladığı "DoğuveGünevdoğu Anadoluböl-
gelerinde yer değiştiren nüfus için kırsal yer-
leşmelervvkentsel konut" projesinin kamuoyu-
na açıklamasının hemen ardından. TOKİ Baş-
kanı Gülöksüz'ü arattığı bildirildi. Özer Çil-
ler'in, Gülöksüz'den Başbakanlığa da gönde-
rilen proje için kullanılması planlanan Hazi-
ne arazileri ileyine aynı nedenle istimlakedil-
mesi (kamulaştmlması) düşünülen arazilerin
parsel numaralannı da içeren geniş bir rapor
istettiği öğrenildi.
Proje. Gaziantep, Adıyaman. Sanlıurfa. Mar-
• ANAP milletvekili Mehmet
Seven, TBMM Başkanlığı'na
sunduğu önergesinde Ozer
Çiller'in rapor istettiği
yönündeki iddiaların açıklığa
kavuşrurulmasını istedi.
din ve Diyarbakır'da göç sonucu topraksız ka-
lan ailelerden kırsal alanda yaşamak isteyen-
lere küçük tanm işletmeleri içeren çiftlik ev-
leri. kente gitmek isteyen ailelere de konut
sağlanmasını öngörüyor.
Yaklaşık 12 bin aileye konut sağlanmasına
yönelik olarak hazırlanan bu proje için. Hazi-
ne arazilerinin yanı sıra özel kişilerin sahip ol-
duğu arsalar da kullanılacak. Özel kişilerin
sahip olduğu araziler, isteğe göre. rayiç bedel
üzerinden satm alınacak. Proje için ilk aşama-
da Avrupa Iskân Fonu'ndan bağlantısı yapılan
yaklaşık 250 milyon dolarlık kredinin. Başba-
kan Çiller'in. çalışmanın "boşaltılan köyler-
deki vatandaşlar için hazırlandığı" yönünde-
ki açıklaması üzerinekesildiğinedikkatçekil-
di.
Avrupa Iskân Fonu'nun. ilk aşamada kabul
ettiği projeyi. Çiller'in açıklamasının ardından.
"loplanıa kamplarınabenzermerkezleryapı-
lacak" gerekçesiyle desteklemekten vazgeç-
tiğini anlatan yetkililer. krediyi alabilmek için
yeni bir proje hazırlandığını bildirdıler.
Alınan bilgilere göre yeni proje. sahil şeri-
di ve büyük kentlerdışındaki kırsal alanlardan
göç eden yurttaşlar için tüm ülke kapsamında
yeniden hazırlandı. Avrupa tskân Fonu'nun. pro-
jeyi ancak bu ölçekte destekleyebileceğine
dikkat çeken yetkililer. "Ancak projenin agır-
lığu yine Güneydoğu Anadolu Bölgesi olacak"
dediler. ANAP Bilecik Milletvekili Mehmet
Seven. dün TBMM Başkanlığına. Başbakan Çil-
ler tarafından yanıtlanmak üzere sunduğu so-
ruönergesinde, Özer Çiller'in TOKl'den.köy-
kent projesinin arsa dökümünü istettiği yö-
nünde iddialar bulunduğunu belirtti.Seven,
Başbakan Çi Iler'in yanıtlaması istemiyle sun-
duğu önergede şu sorulara yer verdi:
-Gtzliliği haiz dökümlerin eşiniz tarafından
alınması doğru mu? Eşiniz Özer Çiller'in ye-
ni yerieşim yerieriyle olan ilişkisini izah eder
misiniz?
-~Ya bitecek, ya bitecek" diye ağzınıza sa-
kız ettiğiniz terörü. eşinizin toplu konuttaki han-
gi bilgi ve becerisinden istifade ederek hallet-
meyi düşünüyorsunuz? Yoksa yine terör sır-
tından rant elde etmeyi mi düşünüyorsunuz?
Ecevit-Türkeş işbirliğine tepki sürüyor
CEMİLCİĞERİM
SAMSL'N - CHP Samsun örgü-
tü tarafından düzenlenen •dayanış-
ma' toplantısında Ecevit-Türkeş
işbirliği tartışıldı. Toplantıda Ece-
vit'in Türkeş ve Çiller'in kuraca-
ğı azmlık hükümetine vereceği des-
tek konuşulurken bu desteğe tep-
kiler sık sık dile getirildı. 12 Ey-
lül öncesinde CHP'nın genel baş-
kanlığını yaptığı dönemlerde, Ece-
vit'in adını dağlara-taşlara 'Kara-
oğian' diye yazanhr **Bu ihanetin
hesabını vermelidir" diverek. Bü-
lentEcevitaleyhine tazmınat dav a-
sı açacaklannı söylerken. "Kara-
oğlan'ın maskesi düştü" demekten
degeri kalmadılar.
• 12 Eylül öncesinde CHP"nin genel başkanlığını yaptığı
dönemlerde. Ecevit'in adını dağlara-taşlara 'Karaoğlan'
diye yazanlar "Bu ihanetin hesabını vermelidir" diverek,
Ecevit aleyhine tazminat davası açacaklannı söylediler.
Samsun Büyükşehir Belediyesi
Sosyal Tesislen'nde düzenlenen
•dayantşma' toplantısında konuşan
CHP Samsun İl Başkanı Av. Cemil
Deveci. Türkiye'nın genel seçime
hazırlandığını. seçimde CHP'nin
başanya ulaşmak zorunda olduğu-
nu söyledi. CHP tl Başkanı Deve-
ci. başanya ulaşabilmek için önce-
likle parti içi dayanışmayı güçlen-
dirmek gerektiğini, parti içi de-
mokrasiyi ve disiplini sağlamak
zorunda olduklannı söyleyerek.
"Parti platformlan herkese açık
ıJaeak. Kim. nerede, nasıl katkıda
bulunmak istivorsa ona olanak ve-
rilecektir. Herkesin önü açılacak"
dedi. Çiller'in azınlık hükümeti ku-
rabilmesi için yaşanan gelişmele-
re de değinen CHP Samsun İl Baş-
kanı Av. Cemil Deveci şöyle devam
etti: "Ilginç ve ibret verici hükü-
met kurma çalışmaianna da tanık
oluyonız. Türkeş'in bu hükümete
olan desteğinin nedenlerini, bek-
lentilerini anlayabiliyorum. Ama
Ecevit'in Çıller'i kurtarnıa hükü-
metine neden destek olduğunu an-
lamakta güçjük çekiyonım. Adını,
dağlara-taşlara yazdığımız bir dö-
nemin Karaoğlanı Ecevit'i ırkçı-
milliyetçi Türkeş ile yan yana gör-
mek bana acı veriyor. Eski genel
başkanımızın geldiği sivasi çizgiyi
hep biriikte üzüntü ve ibrede izli-
yonız."
Sosyal demokrasiye katkılann-
dan dolayı plaket alan eski il baş-
kanlan. DSP'nin MHP ile işbirli-
ği yapması nedeniyle CHP'ye gün
doğduğunu söylediler. Eski il baş-
kanlanndan Mustafa Başalan da
"Ecevit'in Türkeş'le gönül birliği
içinde olmasını, el ele olmasını izti-
yoruz, CHP Ue MHP eskiden bir-
birkrineadeta kurşun sıkıyordu. Pe-
ki birim günahımız nevdi" dedi.
NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR
S
iyasi analiz yapmanın
ve ciddi sonuçlara ulaş-
manın en önemli unsu-
ru, verilen gözden geçir-
mek ve olgulara dayana-
rak gerçekleri araştırmaktır. Sa-
bancı'nın Diyarbakır'a giderek Kürt
sorununa ilişkin verdiği demeç. ye-
nıden ortalığı kanştırdı. Tıpkı. Do-
ğu Ergil'ın Türkiye Odalar v e Bor-
salar Birliği raporunu hazırladıktan
sonrasına benzer tartışmalar mey-
dana geldi. Eğer, olaylann derin-
liğine tahlilini yapmazsanız Saban-
cı'nın Avrupa'nın ve IMF'nin is-
tekleri sonucu böyle davrandığını
öne sürebilirsinız. Hatta. biraz da
solcu cila çekerek hâkim sınıflann
ülkeyi kanştırmak ve emekçileri
sömürmek amacıyla böyle davran-
dığını bile söyleyebilirsiniz.
Sabancı, acaba neden Kürt soru-
nunun çözümüne kafa yoruyor?
Büyük işadamlan neden Güney-
doğu "da İOyılı aşan bir süredir de-
vam eden savaşa banşçı birçözüm
anyorlar?TOBB'un Ergil'ehazır-
lattığı rapordan sonra. işadamlan-
nın orta ölçekteki temsilcileri için-
de de benzer bir eğilimin geliştiği
söylenebilir.
Özal döneminde. PKK'nin Eruh
Banş kime, savaş kime yarıyor?
ilçesine yaptığı baskınla başlayan
çatışmalar, önceleri pek önemsen-
medı ve bir süre sonra bu ayaklan-
ma bastınlır diye düşünüldü. Ama
aradangeçen İOyılıaşkınsüre.bu
konudaki beklentileri boşaçıkardı.
Türkiye. bu çatışmalarla, bütün si-
yasi yapısını altüst eden bir sürece
girdi. Kürt sorunu, ülke içi bir so-
run olmaktan çıktı ve uluslararası
birboyut kazandı. Çatışmalar, iç ge-
rilimi tırmandırdı ve ülke içinde
demokratik eğilimleri bastıran, oto-
riter eğilimleri güçlendiren bir si-
yasi havayarattı.
Karşılıklı olarakmilliyetçiliği ve
şovenizmi tırmandıran ve ırkçı güç-
lerin ekmeğine yağ süren bir yük-
seliş içine girdik. Türkiye'nin eko-
nomik potansıyeli PKK'yi bastır-
mak için yürütülen askeri harekâ-
ta akıtılmaya başladı. Köyleri bo-
şaltma ve Güneydoğu'daki şehirle-
ri kontrol altına almak amacıyla
yürütülen operasyonlar, bu bölge-
de gündelik hayatı ve ekonomik
yapıyı felç etti.
Kürt sorunu. uluslararası arena-
da bir demokrasi ve insan haklan
sorunu olarak Türkiye'nin başını
derde sokan ve sıkıştıran bir özel-
lik kazandı.
Bu süreç, uç radikal siyasi akım-
lann güçlenmesini beraberinde ge-
tirdi. MHP, RP ve PKK, son on yı-
lın güç toplayan kuvvetleri olarak
önplana çıktılar. Gelişmeler, Tür-
kiye'nin siyasi dengesini bozdu ve
parlamenter rejimi kaos içine sü-
rükledi. Yaşanan hükümet krizi-
nin, artan enflasyonun ve bozulan
ekonomik dengelerin en büyük ne-
deni hiç kuşkusuz Güneydoğu'da
yoğunlaşan çatışmaların neden ol-
duğu gerilim ve kaostur.
Böyle birtablo, tüm Türkiye'nin
siyasi, sosyal ve ekonomik denge-
lerini altüst ettiği gibı, işadamları-
nın gelecek planlarını da altüst edi-
yor. İşadamlan da bu ülke ekono-
misine ve sosyal yaşamına bağım-
lı olarak ticaret yapıyorlar, istık-
rarsızlık v e çatışma onları da endi-
şelendiriyor, zor duruma sokuyor.
Önların ekonomik çıkarlan da ül-
kedeki siyasal ve sosyal dengeye
bağlanmış durumda. Patlayan her
bomba, dışandan gelen her siyasi
v e ekonomik yaptırım onlan da zo-
ra sokuyor. İç banş, tüm yurttaşla-
n ilgilendirdiği gibi onları da ilgi-
lendiriyor.
Geçmişte işadamlan askeri dar-
beleri desteklemişlerdi. Şu anda
bir askeri darbenin koşullan yok ve
otoriter bir yönetim her şeyi daha
altüst edecek özelliklertaşıyor. Bu
nedenle büyük işadamlan. şu an-
da bu savaşın banşçı bir şekilde
cözümünü kendileri açısından da-
ha yararlı görüyorlar. Çünkü sınıf-
sal çıkarlan bunu gerektiriyor. On-
ların kısa vadeli hedefleriyle. hal-
kın hedefleri arasında bugün bir
paralellik oluşmuş durumda. Gü-
neydoğu'da silahların susması hal-
kı rahatlacağı ve demokratikleş-
menin önünü açacağı gibi. işadam-
lannı da memnun edecek.
Karşı cephede ise, bu savaşta çı-
karı olanlarbulunuyor. Türkeş. bu
girişimlere gösterdiği tepkiyle saf-
lann nasıl oluştuğunu da gösteri-
yor. Biryandaşiddet ve savaş yan-
lılan, biryanda banş taraftarlan. Sa-
vaş yanlılan bu savaştan yararlanan-
lardan oluşuyor. Kimisi siyasi güç-
lenmesinin yolunun buradan geç-
tiğinı bildiği için böyle davranıyor,
kimisi bu işten maddi çıkar sağlı-
yor. Bu. savaşan her iki taraf için
de geçerlı. Bölge ülkeleri içinde
de. bu savaşı kışkırtanlar ve bun-
dan yarar sağlayanlar var. Suri-
ye'yi, Irak'ı bu açıdan gözden ge-
çırirsek tablo daha netlik kazanır.
Devlet içinde savaş yanlısı güçle-
rin de bu işten kazanç sağladıkla-
n bilinen bir gerçek. Sabancı ile
emekçilerin sınıfsal çıkarlan ara-
sında uzlaşmaz zıtlıklar olduğu bir
gerçek. Ama. şu anda Kürt sorunu
bütün Türkiye'yi kanatıyor. işçisi,
işadamı, esnafı herkes bundan za-
rar görüyor ve bu nedenle bütün bu
kesimler bu sorunun bir an önce.
daha fazla kan dökülmeden çözü-
münü istiyor. Saflara iyi dikkat ede-
lim ve Türkeş'in. özel timin, koru-
culann ve cümle şahinlerin ne yap-
tığına ve dediğine bakalım. Böyle
bakmaz ve ciddi sınıfsal analizler
yapmazsak, sağımızı solumuzu şa-
şırabiliriz. "Ne mozayiği ulan" di-
yenleri hoş görmeye başladığımı-
zı geç fark ederiz.
GUNDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET ANDAY
Cevdet Kudrefe Mektuplar
Rahmetli dostum, şair, edebiyat tarihçisi Cevdet
Kudret'e arkadaşlanndan, tanınmış şair ve yazarlar-
dan gelen mektupların bir bölümünü, eşi, eski arka-
daşım ihsan Kudret kitaplaştırmış (Ümit Yayıncılık);
çok iyi etmiş. Bir solukta okudum. (Yardımcısı Han-
dan Inci'yi anmadan geçmeyelim.)
Batı edebiyatlannda mektup türü çok önemli bir yer
tutar. Öyle ki, batılı büyük yazarlann, şairlerin, düşü-
nürlerin. ailelerine, sevgililerine, dostlanna yazdıkları
mektuplan okumamış isek, onlara ilişkin bilgimiz ek-
sik kalmış sayılır. Onlar da bunun bilincinde oldukla-
rı için mektuplarına, yapıtları kadar özen göstermiş-
lerdir; bir gün bunların okunacağını biliyorlardı.
Kitap, Yahya Kemal'in birteşekkür mektubu ile baş-
lıyor:
"Aziz ve güzide refıkımız efendim,
Hediye ettiğiniz kıymetli mecmuayı C) aldım. Birmil-
letin şiiri devirter aşın elden ele gezen bir meş 'aledir.
Bu ateşi arkadaşlanmızla beraber, yüksek tutmanızı
temenni ederim. Çıktığınız yolun başında yaş farkıy-
la, bir görgü mülahazasını ifa etmek kadim bir âdet
olduğu gibi hayırhâh-âne bir vazife de telakki edilir-
se derim kı şiirde tek olmak yahut da grup olmak ay-
nı kuvvettedir. Fikret kendi zamanında tek başına kal-
saydı marufolan grubun başında olduğu kadar kuv-
vetli olurdu. Yaşlan bir, sıfatlan müşterek gençlerin
bir "grup" topluluğu vücuda getirmeleri her memle-
kette ve b'ızde görülmüştür. Bunun faydalan vardır:
Gençler ideal dostluğu içinde yaşarlar, birbirlerini
çabuk anlarlar ve birbiherine kolay anlatabiliher, bu
kadarı iyidir; fakat bunun zararlan da vardır Müteka-
bil hayranlık havası kesif bir gaflet perdesi gibi iner
ve onlan gaflet içinde bulundurabilir. Her genç şair
bilmelidir ki şiirine aradığı yakın ve samimi kariler Cl
konuştuğu ve kalbini anlattığı arkadaşlar değildir, bi-
lakis yüzünü görmediği ve hüvviyetini bilmediği in-
sanlardır kı kendisinin şıirini, uzaklarda, tesirlerden aza-
de dakikalarda kendi kendilerine okurtar."
Benim de birkaç mektubum yer alıyor kitapta. Bun-
lardan birinde şöyle diyorum:
"Kitabın bir yerinde Yavuz'un,
Neyi ki şîve mi ki cevr mi ki naz mı ki
dizesini anarken Muhip Dıranas'/n 'Bahar Gökle-
ri' adlı şiirinden benzer dizeyi anımsatmışsın. Benim
'Tohum' şiirimdeki
Bu küçük deli fişekteki
Ne ki, ağaç mı allı pullu
:
'
Yoksa ayrık mı, başak mı ki?
dizeleri ondan öncedir. Ben Yavuz'un beytini Ha-
san Âli Yücel'den dinlemiştim. Tohum şiirimde ya-
rarlandım. Muhip, Yavuz'un beytinden değil, benim
şiirimden etkilendi. Bunu bana söylediği zaman, ben
de ona Yavuz'un beytini okumuştum.
Gözlerin şivede ebrun ile hembaz mı ki
Neyi ki şive mi ki cevr mi naz mı ki"
Bu konuyu "Akan Zaman, Duran Zaman" adlı anı
kitabımda ayrıntısıyla anlatmıştım.
"Cevdet Kudret'e Mektuplar" kitabından daha söz
edeceğim.
Dil Köşesi:
"Polis gözetim altına aldı" diye yazıp söylüyoriar.
Polis "gözetim altına" almaz, "gözaltına" alır.
"Oldukça sevindi" diye yazıp söylüyoriar. Bu de-
yiş, o kişinin "az" sevindiğini gösterir, "çok" anlamı-
na gelmez.
(*) Yedi Meşale
(") Kari: Kıraat eden. okuyan, okuyucu.
45 gün tartışması
DemMseçim
kmtmndaözgür
• A.Ü. SBF öğretim üyelerinden anayasa hukuku
uzmanı Prof. Dr. Yavuz Sabuncu, "Cumhurbaşkanı,
45 günlük sürenin ardından seçime gitmek zorunda
değil. Birkaç deneme daha yapabilir. Anayasa,
Cumhurbaşkanf nın inisiyatifini geniş tutuyor" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet diye kadar Cumhurbaşka-
Bürosu) - Anayasanın. 45
günlük süre sonunda hükü-
metin kurulamaması veya
güvenoyu alınamaması du-
rumunda, seçim karan alma-
sı için Cumhurbaşkanf nı
"bağlayıcr bir hüküm içer-
mediği bildirildi. A. Ü. Si-
yasal Bilgiler Fakültesı öğ-
retim üyelerinden anayasa
hukuku uzmanı Prof. Dr.
Yavuz Sabuncu, "Anayasa,
Cumhurbaşkanı'nın inisi-
yatifini geniş tutuyor. Orta-
da bir teamül de yok" dedi.
Cumhurbaşkanı'na,
TBMM seçimlerinin yeni-
lenmesi yetkisi veren ana-
yasının 116. maddesi. yeni
hükümetin güvenoyu ala-
maması durumunda Demi-
rel 'e hareket serbestisi tanı-
yor.
Cumhuriyet'in konuya
ilişkin sorulannı yanıtlayan
anayasa hukuku profesörü
Yavuz Sabuncu. anayasa-
nın. "45gün içinde yeni Ba-
kanlar Kurulu kunilamadı-
ğı veya kunılduğu hakk gü-
venoyu alamadığı takdirde
Cumhurbaşkanı, TBMM
Başkam'na danışarak, se-
çimlerin yenilenmesine ka-
rar verebttir" hükmünü şöy-
le değerlendirdi:
"Cumhurbaşkanı, bu du-
rumda hükümeti kurmak
üzere yeni bir Başbakan ta-
vin edebilir. Kurulamazsa,
(meclisi) fesih karan verebi-
lir. Ama mecburi değil. 45
gün bir kişi için hükümeti
kurmak üzere verilen bir
süre de değil. Hükümet ku-
rulmazsa Cumhurbaşka-
nı'nın yetkisi devam ediyor.
Fesih yetkisini kullanabiür
veya yeni bir deneme yapar.
Birkaç deneme de yapabilir.
45 günden önce olursa, se-
çim yetkisi doğmamış oluyor.
Cumhurbaşkanı'nın takdir
yetkisi var. Türkiye'de şim-
nınca seçimlerin yenilen-
mesidiy« bir şey ohnadı.Öy-
le olduğu için ortada bir te-
amül de yok. Hükümet gü-
venoyu alamazsa. o zaman
ortaya çıkacakböv le bir me-
seleolupolmayacağı. Bura-
daki hükümler, mevcutdu-
rum için yeterli. Orada za-
ten 3-5 şık var; problem yok.
Bu nomıal bir şev. Hükümet
güvenoy u alamaz ve45 gün-
le Cumhurbaşkanı bağla-
nırsa. 45 günün sonunda
başka bir seçenek çıkabiür.
Bu mecburi halegetirilirse,
zaten "otomatik fesih'olur.
45 gün sonunda başka bir
olasılık ortaya çıkabilir. 45
gün doldu diye koşuşturma-
nın anlamı yok. Anayasa,
Cumhurbaşkanı'nın inisi-
yatifini geniş turuvor. Şarta
bağlı fesih. otomatik fesih
olmamasından daha iyi.
1980 öncesi bu tür bir imkân
olmadığı için seçimleryine-
lenememişti."
Köşk'ün görevi
Sabuncu, anayasanın.
Cumhurbaşkanı'na hükü-
met kurulmasını engelleye-
bilecek olanak tanıdığını
v urgularken. "Cumhurbaş-
kanı 45 günün tamamlan-
mamasını sağlayacak bir
vöntem izler. kurulmaması
için birtakım davranışlar
vapar. Burada önemli olan
Cumhurbaşkanı'nın. göre-
vinin çerçevesi içinde hare-
ket etmesi. O görev, hükü-
met kurmayıöngöriiyor. Ya-
ni güvenoy u alacak bir hü-
kümetoluşturmak cumhur-
başkanınuıgörevi" görüşü-
nüdilegetirdi. Prof. Dr. Ya-
vuz Sabuncu. Cumhurbaş-
kanı'nın. TBMM Başka-
m'na seçime gitmeden ön-
ce danışmasının da bağlayı-
cı tarafı bulunmadığını kay-
detti.