05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10EKİM1995SALI HABERLER BotfdaMB düştii • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara Akıncılar Ha\a Üssü'nden dün görev uçuşu için kalkan Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı F- 16 uçağı, bilinmeyen bir nedenden dolayı saat 16.45 sıralannda Boiu'nun 15 kiiometre kuzeyindeki Sanmustan mevkiinde düştü. Kazada, uçağın pilotu üsteğmen Hakan Dinç'in ağır yaralandığı bildirildi. llk tedavisi Bolu SSK Hastanesi'nde yapılan Dinç, daha sonra Arîkara GATA'ya sevk edildi. Genelkurmay yetkilileri, gece koşullan nedeniyle enkaz inceleme çalışması yapılamadığını belirttiler. Smırlı hanekât • ANKARA(Cumhuriyet Börosu)-Dışişleri Bakanlığı Sozcüsü Büyükelçi Ötner Akbel dün düzenlediği basın toplantısında. TSK'nin Kuzey Irak'taki harekâtının. PKK'nin son zamanlarda artış gösteren saldınlan, nedeniyle başlatildığim kaydetti. MfiV'ye mahkûmiyet • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi, Milli Gençlik Vakfı'na(MGV) uzun zamandır elektrik borçlannı yatırmadığı gerekçesiyle 50 milyon 551 bin 668 lira para cezası verdi. Davacı avukatının hazır bulunduğu. davalı avukatının gelmediği dünkü duruşmada, karan açıklayan mahkeme başkanı. bilirkişi raporunda verilen abone sözleşmesi ile elektrik faturalannın incelendiğini ve Milli Gençlik Vakfi'nın borçlannı yatırmadığını söyledi. B( kontenjana 70 bin başvuru • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üniversitelerin boş kalan kontenjanlan için yapılması planlanan ek yerleştirmeye yaklaşık 70 bin adayın başvurduğu belirlendi. Ek yerleştirme işlemlerinin hafta sonuna kadar tamamlanarak, ilan edılmesi planlanıyor. Öğrenci Seçme \e Yerleştirme Merkezi'nden (ÖSYM)alınanbilgiye göre, 79 il merkezı ile büyûk ilçelerde yapılan başvurulann tamamının dün akşam saatlerinde merkeze ulaştığı belirtildi. PTT çalışanlarına baskı artıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tüm Haberleşme ve tletişim Çalışanlan Sendikası'ndan (Tüm Haber-Sen) yapılan açıklamada. PTT'nin T'sini özelleştirme çalışmalan başladıktan sonra. PTT çalışahlanna büyük baskılar uygulandığı bildirildi. Su iipünleri yolsuzluğu • İstanbul Haber Servisi - Su Ürünleri Hal Müdürlüğü'nün 11 görevlisi hakkkında "ihtilasen zimmet", halen Beşiktaş Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevini "yürüten eski Büyükşehir Belediyesi Hesap Işleri Daire Başkanı Erdal Kaya için de "denetim görevini ihmal ederek, zimmetin oluşmasına neden olmak" suçundan açılan davaya dün devam edildi. Açıklama Gazetemızın 27 Eylül 1995 tarihli sayısında yayımlanan 'valiler raporu'nda kendisı hakkında 'küçültücü' ifadelere yer verildiğini belirten Burdur Valisi M. Recaı Tosyalı bir açıklama gönderdi. ""Yazan belli olmayan bir rapoTa dayanarak yıllannı idarecilik mesleğine adamış" birinin "eski bir hastalık olan adam yeme mekanizmasının çalışmasına örnek oluşturacak şekilde" yıpratıldığını belirten Tosyalı açıklamasında, hakkında Içişleri Bakanlığı Mülkiye başmüfettişlerince verilen ve olumlu ifadeler yer alan teftış raporuna da yer verdi. Düzettme Dûn bu sayfadaki "'Dimyat'a Giderken..." başlıklı köşe yazısının 4. satınndaki "sol" sözcügü "sağ" olacaktı. Düzeltir, özür dileriz. Nüfus kâğıdımı yitirdim. Hükümsüzdür. SELAY TAŞDÖCEN DEP davasmda çifte standart Yankı dergisine milletvekilerini • Basm savcılığı, DEP'lilerin avukatı Yusuf Alataş ile kendisiyle yaptığı görüşmeyi dergisinde 'DEP davasmda karar 21 eylülde' başhğıyla yayımlayan Yankı Dergisi Yazıişleri Müdürü Can Çevik hakkında altı aya kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Avukat Alataş, savcılığın tutumunu çifte standart olarak nitelendirdi. DEP ANKARA (ANKA)- Kapatılan Demokrasi Partisi (DEP)milletvekilleri hakkındaki Yargıtay karan merakla beklenırken. Ankara Başsa\cılığı, bu dava hakkında yazı yazılmasını. haber yapılmasını suç'olarak gösterdi. Ankara Basın Savcılığı, DEP davasının Yargıtay'daki bir önceki duruşması öncesinde açıklamalarda bulunan dava avukatı Yusuf Alataş ile bu görüşmeyi dergisinde yayımlayan Yankı dergisi Yazıişleri Müdürü Can Çevik hakkında altı aya kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. DEP avukatı Alataş. açılan davayı eleştiren avukat Yusuf Alataş 'Mahkeme bitmeden mahkûm eden Ertürk Yöndem'e neden dava açılmadığını' sordu dava» haberierini yayımlamanın cezasının 6 aya kadar hapis olduğu vurgulandı. savcılığın tutumunu çifte standart olarak niteledi. Ankara Basın Savcısı M. Nihat Ogan tarafından hazırlanan iddianamede tutuklu DEP'liler Leyla Zana, Hatip Dicle, Ahmet Türk. Orhan Doğan, Selim Sadak ile tutuksuz yargılanan S«n Sakık'ın avukatı Yusuf Alataş ile Yankı dergisinin yaptığı ve 14 ağustos tarihli sayısında -DEP davasmda karar 21 eylülde'" başhğıyla yayımlanan görüşmenin basın yasasına aykın olduğu belirtildi. Ankara Ikinci Asliye Ceza Mahkemesi'ne açılan dava iddianamesinde şöyle denildi: "Yayımlanan bu yaoda kapatılan DEP milletvekiUeri hakkında Ankara DCM tarafından verikniş otan ve halen Yargıta> 'da olup kesinleşmemiş bulunan mahkeme karan hakkında yorum yapılmakta, mütalaa verilmekte ve mahkeme karan irdelenmektedir. Oysa basın kanununun 30/2 maddesi hükmün kesinleşmesine kadar hâkim ve mahkemenin hüküm. karar ve işlemleri hakkında mütalaa yayımlanmasını yasaklamış ve suç saymıştır. Kapatılan DEP millervekillerinin avukatı olan sanık Yusuf Alataş, savcılığımızdaki ifadesinde 'DEP milletvekillerinin a\ukatı 'olduğunu. röportajı da bu sıfatı nedeniyle yaptığını, hakkında avukatlık yasası uyannca Adalet Bakanlığı izni oİmadan soruşturma yapılamayacağım' iddia etmişisede Yusuf Alataş'ın yayımlanmak üzere verdiği beyanatın avukatlık göreviyle ilgisi yoktur. Kanun, avukatın görevinin neler olduğunu göstermiştir. "DEP milletvekilleri için karar 21 eylülde' başlığıvla yayımlanan bu yazının yayımlandığı Yankı dergisinin sorumlu yazıişleri müdürü sanık Ertan Can Çevik'tir. Sorumlu yazıişleri müdürü, röportajı yapan muhabirin kimliğini açıklamamıştır. Yargıtav 'da olan ve henüz kesinleşmemiş bulunan Ankara DGM karan hakkında mütalaa yayımlayan sanıklann eyİemlerine uyan basın kanunu 30/2-3 maddeleri uyannca ayrı ayn cezalandınlmalan kamu adına talep edilir." Cezası altı ay Basın savcısının davada uygulanmasını istediği yasa maddesi. bu suçu işleyenlere bir aydan altı aya kadar hapis cezası verileceğini öngörüyor. DEP avukatı Yusuf Alataş. ANKA'ya yaptığı değerlendirmede kendisinin avukatlık görevini sürdürdüğünü yineleyerek, "Eğer bu kadar hassasiyet gösteriliyorsa. dava henüz DGM'de sonuçlanmadan önce, müvekkillerinıizi devlet televizyonundan günler süren yayımlarla önceden mahkûm eden, hem de gerçek dışı kJdialarla bunu yapan Ertürk Yöndem hakkında neden dava açılmadığı, mahkeme karannda olmavan suçlamalan müvekkillerimize yönelten, onları önceden suçlu ilan edenler hakkında neden dava açılmadığını sormak hakkımı/dır" dedi. Sıvas kıyımı 6 polise dava açıldıSIVAS (AA) - Sıvas Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 4 mü- dür ile 2 komiser hakkında. Sı- vas 'ta 2 Temmuz 1993 tarihin- de meydana gelen ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla il- gili soruşturmada, "görevi ih- mal" suçlamasıyla dava açıl- dı.Olaylann birinci derecede so- rumlu sanığı olan ve 9 ay sonra teslim olan YunusKarataş'ın "9 ayelimi kolumu sallaya sailaya do- laştım" şeklindekı ifadesıni de- ğerlendıren Ankara Devlet Gü- venlik Mahkemesi. Sı\ as Cum- huriyet Başsavcılığı'na talimat göndererek adı geçen polislerin ifadelerinebaşvurulmasını iste- di. Bunun üzenne Başsavcılık, sa- nıklan yakalamakla görevli Asa- yiş Şube Müdürü Mevlüt Ars- lan. Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Çilek. şube müdürleri Sami Eceve Mehmet Yıidız. Başkomi- ser Metin Savgın ile Komiser Bülent Türüt'ün ifadelerine başvurdu. Hazırlıksoruşturma- ları tamamlanarak haklarında "göreviihmal" suçlamasıyla As- liye Ceza Mahkemesi'nde dava açılan ve Sıvas'ta bulunan Mev- lüt Arslan ile Metin Saygı. ifa- delerinde "(May sonrasında eü- mizde Yunus Karataş'ın ev ad- resi ilegidebileceği verlerin adre- si vardı. Buraları defalarca ara- dık,ancak kendisini bulamadık. Karataş'ı aradığunız yerterin tu- tanaklan mevcuttur. Biz görevi- mizi yaptık" dediler. Başsavcılık ayrıca, Eskişe- hir'de görevli Ali Çilek. Antal- ya'da görevü Bülent Türüt. Ispar- tacla görevli Sami Ece ile Ağn'da görevli Mehmet Yıldız için tali- mat yazılmasına karar verdi. Toplu Konut îdaresi Başkanı Gülöksüz'den geniş bir rapor istedi Ozer Çîller'in çiftlik tutkusu ESRA YENER ANK.-VRA - Başbakan Tansu Çiller'in eşi Özer UçuranÇiller. Toplu Konut tdaresi (TO- Kt) Başkanı Yiğit Gülöksüz'den, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yapılacak çiftlik evleri için kullanılacak Hazine arazileri ile kamulaş- tınlacak arsalann parsel düzenlemelerini içe- ren geniş bir rapor istetti. Çiftlik evi projesi- nin de hazırlanma aşamasinın ardından Baş- bakanlığa gönderildiğini belirten yetkililer, "Özer Bev, ilk rapor geldikten sonra, Y'iğit Gü- löksüz'den arsalann parsel numaralannı da ice- ren daha geniş bir rapor hazıriayarak kendisi- ne getirmesini istedi" dediler., Özer Uçuran Çiller'in. TOKİ'nin geçen yıl hazırladığı "DoğuveGünevdoğu Anadoluböl- gelerinde yer değiştiren nüfus için kırsal yer- leşmelervvkentsel konut" projesinin kamuoyu- na açıklamasının hemen ardından. TOKİ Baş- kanı Gülöksüz'ü arattığı bildirildi. Özer Çil- ler'in, Gülöksüz'den Başbakanlığa da gönde- rilen proje için kullanılması planlanan Hazi- ne arazileri ileyine aynı nedenle istimlakedil- mesi (kamulaştmlması) düşünülen arazilerin parsel numaralannı da içeren geniş bir rapor istettiği öğrenildi. Proje. Gaziantep, Adıyaman. Sanlıurfa. Mar- • ANAP milletvekili Mehmet Seven, TBMM Başkanlığı'na sunduğu önergesinde Ozer Çiller'in rapor istettiği yönündeki iddiaların açıklığa kavuşrurulmasını istedi. din ve Diyarbakır'da göç sonucu topraksız ka- lan ailelerden kırsal alanda yaşamak isteyen- lere küçük tanm işletmeleri içeren çiftlik ev- leri. kente gitmek isteyen ailelere de konut sağlanmasını öngörüyor. Yaklaşık 12 bin aileye konut sağlanmasına yönelik olarak hazırlanan bu proje için. Hazi- ne arazilerinin yanı sıra özel kişilerin sahip ol- duğu arsalar da kullanılacak. Özel kişilerin sahip olduğu araziler, isteğe göre. rayiç bedel üzerinden satm alınacak. Proje için ilk aşama- da Avrupa Iskân Fonu'ndan bağlantısı yapılan yaklaşık 250 milyon dolarlık kredinin. Başba- kan Çiller'in. çalışmanın "boşaltılan köyler- deki vatandaşlar için hazırlandığı" yönünde- ki açıklaması üzerinekesildiğinedikkatçekil- di. Avrupa Iskân Fonu'nun. ilk aşamada kabul ettiği projeyi. Çiller'in açıklamasının ardından. "loplanıa kamplarınabenzermerkezleryapı- lacak" gerekçesiyle desteklemekten vazgeç- tiğini anlatan yetkililer. krediyi alabilmek için yeni bir proje hazırlandığını bildirdıler. Alınan bilgilere göre yeni proje. sahil şeri- di ve büyük kentlerdışındaki kırsal alanlardan göç eden yurttaşlar için tüm ülke kapsamında yeniden hazırlandı. Avrupa tskân Fonu'nun. pro- jeyi ancak bu ölçekte destekleyebileceğine dikkat çeken yetkililer. "Ancak projenin agır- lığu yine Güneydoğu Anadolu Bölgesi olacak" dediler. ANAP Bilecik Milletvekili Mehmet Seven. dün TBMM Başkanlığına. Başbakan Çil- ler tarafından yanıtlanmak üzere sunduğu so- ruönergesinde, Özer Çiller'in TOKl'den.köy- kent projesinin arsa dökümünü istettiği yö- nünde iddialar bulunduğunu belirtti.Seven, Başbakan Çi Iler'in yanıtlaması istemiyle sun- duğu önergede şu sorulara yer verdi: -Gtzliliği haiz dökümlerin eşiniz tarafından alınması doğru mu? Eşiniz Özer Çiller'in ye- ni yerieşim yerieriyle olan ilişkisini izah eder misiniz? -~Ya bitecek, ya bitecek" diye ağzınıza sa- kız ettiğiniz terörü. eşinizin toplu konuttaki han- gi bilgi ve becerisinden istifade ederek hallet- meyi düşünüyorsunuz? Yoksa yine terör sır- tından rant elde etmeyi mi düşünüyorsunuz? Ecevit-Türkeş işbirliğine tepki sürüyor CEMİLCİĞERİM SAMSL'N - CHP Samsun örgü- tü tarafından düzenlenen •dayanış- ma' toplantısında Ecevit-Türkeş işbirliği tartışıldı. Toplantıda Ece- vit'in Türkeş ve Çiller'in kuraca- ğı azmlık hükümetine vereceği des- tek konuşulurken bu desteğe tep- kiler sık sık dile getirildı. 12 Ey- lül öncesinde CHP'nın genel baş- kanlığını yaptığı dönemlerde, Ece- vit'in adını dağlara-taşlara 'Kara- oğian' diye yazanhr **Bu ihanetin hesabını vermelidir" diverek. Bü- lentEcevitaleyhine tazmınat dav a- sı açacaklannı söylerken. "Kara- oğlan'ın maskesi düştü" demekten degeri kalmadılar. • 12 Eylül öncesinde CHP"nin genel başkanlığını yaptığı dönemlerde. Ecevit'in adını dağlara-taşlara 'Karaoğlan' diye yazanlar "Bu ihanetin hesabını vermelidir" diverek, Ecevit aleyhine tazminat davası açacaklannı söylediler. Samsun Büyükşehir Belediyesi Sosyal Tesislen'nde düzenlenen •dayantşma' toplantısında konuşan CHP Samsun İl Başkanı Av. Cemil Deveci. Türkiye'nın genel seçime hazırlandığını. seçimde CHP'nin başanya ulaşmak zorunda olduğu- nu söyledi. CHP tl Başkanı Deve- ci. başanya ulaşabilmek için önce- likle parti içi dayanışmayı güçlen- dirmek gerektiğini, parti içi de- mokrasiyi ve disiplini sağlamak zorunda olduklannı söyleyerek. "Parti platformlan herkese açık ıJaeak. Kim. nerede, nasıl katkıda bulunmak istivorsa ona olanak ve- rilecektir. Herkesin önü açılacak" dedi. Çiller'in azınlık hükümeti ku- rabilmesi için yaşanan gelişmele- re de değinen CHP Samsun İl Baş- kanı Av. Cemil Deveci şöyle devam etti: "Ilginç ve ibret verici hükü- met kurma çalışmaianna da tanık oluyonız. Türkeş'in bu hükümete olan desteğinin nedenlerini, bek- lentilerini anlayabiliyorum. Ama Ecevit'in Çıller'i kurtarnıa hükü- metine neden destek olduğunu an- lamakta güçjük çekiyonım. Adını, dağlara-taşlara yazdığımız bir dö- nemin Karaoğlanı Ecevit'i ırkçı- milliyetçi Türkeş ile yan yana gör- mek bana acı veriyor. Eski genel başkanımızın geldiği sivasi çizgiyi hep biriikte üzüntü ve ibrede izli- yonız." Sosyal demokrasiye katkılann- dan dolayı plaket alan eski il baş- kanlan. DSP'nin MHP ile işbirli- ği yapması nedeniyle CHP'ye gün doğduğunu söylediler. Eski il baş- kanlanndan Mustafa Başalan da "Ecevit'in Türkeş'le gönül birliği içinde olmasını, el ele olmasını izti- yoruz, CHP Ue MHP eskiden bir- birkrineadeta kurşun sıkıyordu. Pe- ki birim günahımız nevdi" dedi. NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR S iyasi analiz yapmanın ve ciddi sonuçlara ulaş- manın en önemli unsu- ru, verilen gözden geçir- mek ve olgulara dayana- rak gerçekleri araştırmaktır. Sa- bancı'nın Diyarbakır'a giderek Kürt sorununa ilişkin verdiği demeç. ye- nıden ortalığı kanştırdı. Tıpkı. Do- ğu Ergil'ın Türkiye Odalar v e Bor- salar Birliği raporunu hazırladıktan sonrasına benzer tartışmalar mey- dana geldi. Eğer, olaylann derin- liğine tahlilini yapmazsanız Saban- cı'nın Avrupa'nın ve IMF'nin is- tekleri sonucu böyle davrandığını öne sürebilirsinız. Hatta. biraz da solcu cila çekerek hâkim sınıflann ülkeyi kanştırmak ve emekçileri sömürmek amacıyla böyle davran- dığını bile söyleyebilirsiniz. Sabancı, acaba neden Kürt soru- nunun çözümüne kafa yoruyor? Büyük işadamlan neden Güney- doğu "da İOyılı aşan bir süredir de- vam eden savaşa banşçı birçözüm anyorlar?TOBB'un Ergil'ehazır- lattığı rapordan sonra. işadamlan- nın orta ölçekteki temsilcileri için- de de benzer bir eğilimin geliştiği söylenebilir. Özal döneminde. PKK'nin Eruh Banş kime, savaş kime yarıyor? ilçesine yaptığı baskınla başlayan çatışmalar, önceleri pek önemsen- medı ve bir süre sonra bu ayaklan- ma bastınlır diye düşünüldü. Ama aradangeçen İOyılıaşkınsüre.bu konudaki beklentileri boşaçıkardı. Türkiye. bu çatışmalarla, bütün si- yasi yapısını altüst eden bir sürece girdi. Kürt sorunu, ülke içi bir so- run olmaktan çıktı ve uluslararası birboyut kazandı. Çatışmalar, iç ge- rilimi tırmandırdı ve ülke içinde demokratik eğilimleri bastıran, oto- riter eğilimleri güçlendiren bir si- yasi havayarattı. Karşılıklı olarakmilliyetçiliği ve şovenizmi tırmandıran ve ırkçı güç- lerin ekmeğine yağ süren bir yük- seliş içine girdik. Türkiye'nin eko- nomik potansıyeli PKK'yi bastır- mak için yürütülen askeri harekâ- ta akıtılmaya başladı. Köyleri bo- şaltma ve Güneydoğu'daki şehirle- ri kontrol altına almak amacıyla yürütülen operasyonlar, bu bölge- de gündelik hayatı ve ekonomik yapıyı felç etti. Kürt sorunu. uluslararası arena- da bir demokrasi ve insan haklan sorunu olarak Türkiye'nin başını derde sokan ve sıkıştıran bir özel- lik kazandı. Bu süreç, uç radikal siyasi akım- lann güçlenmesini beraberinde ge- tirdi. MHP, RP ve PKK, son on yı- lın güç toplayan kuvvetleri olarak önplana çıktılar. Gelişmeler, Tür- kiye'nin siyasi dengesini bozdu ve parlamenter rejimi kaos içine sü- rükledi. Yaşanan hükümet krizi- nin, artan enflasyonun ve bozulan ekonomik dengelerin en büyük ne- deni hiç kuşkusuz Güneydoğu'da yoğunlaşan çatışmaların neden ol- duğu gerilim ve kaostur. Böyle birtablo, tüm Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik denge- lerini altüst ettiği gibı, işadamları- nın gelecek planlarını da altüst edi- yor. İşadamlan da bu ülke ekono- misine ve sosyal yaşamına bağım- lı olarak ticaret yapıyorlar, istık- rarsızlık v e çatışma onları da endi- şelendiriyor, zor duruma sokuyor. Önların ekonomik çıkarlan da ül- kedeki siyasal ve sosyal dengeye bağlanmış durumda. Patlayan her bomba, dışandan gelen her siyasi v e ekonomik yaptırım onlan da zo- ra sokuyor. İç banş, tüm yurttaşla- n ilgilendirdiği gibi onları da ilgi- lendiriyor. Geçmişte işadamlan askeri dar- beleri desteklemişlerdi. Şu anda bir askeri darbenin koşullan yok ve otoriter bir yönetim her şeyi daha altüst edecek özelliklertaşıyor. Bu nedenle büyük işadamlan. şu an- da bu savaşın banşçı bir şekilde cözümünü kendileri açısından da- ha yararlı görüyorlar. Çünkü sınıf- sal çıkarlan bunu gerektiriyor. On- ların kısa vadeli hedefleriyle. hal- kın hedefleri arasında bugün bir paralellik oluşmuş durumda. Gü- neydoğu'da silahların susması hal- kı rahatlacağı ve demokratikleş- menin önünü açacağı gibi. işadam- lannı da memnun edecek. Karşı cephede ise, bu savaşta çı- karı olanlarbulunuyor. Türkeş. bu girişimlere gösterdiği tepkiyle saf- lann nasıl oluştuğunu da gösteri- yor. Biryandaşiddet ve savaş yan- lılan, biryanda banş taraftarlan. Sa- vaş yanlılan bu savaştan yararlanan- lardan oluşuyor. Kimisi siyasi güç- lenmesinin yolunun buradan geç- tiğinı bildiği için böyle davranıyor, kimisi bu işten maddi çıkar sağlı- yor. Bu. savaşan her iki taraf için de geçerlı. Bölge ülkeleri içinde de. bu savaşı kışkırtanlar ve bun- dan yarar sağlayanlar var. Suri- ye'yi, Irak'ı bu açıdan gözden ge- çırirsek tablo daha netlik kazanır. Devlet içinde savaş yanlısı güçle- rin de bu işten kazanç sağladıkla- n bilinen bir gerçek. Sabancı ile emekçilerin sınıfsal çıkarlan ara- sında uzlaşmaz zıtlıklar olduğu bir gerçek. Ama. şu anda Kürt sorunu bütün Türkiye'yi kanatıyor. işçisi, işadamı, esnafı herkes bundan za- rar görüyor ve bu nedenle bütün bu kesimler bu sorunun bir an önce. daha fazla kan dökülmeden çözü- münü istiyor. Saflara iyi dikkat ede- lim ve Türkeş'in. özel timin, koru- culann ve cümle şahinlerin ne yap- tığına ve dediğine bakalım. Böyle bakmaz ve ciddi sınıfsal analizler yapmazsak, sağımızı solumuzu şa- şırabiliriz. "Ne mozayiği ulan" di- yenleri hoş görmeye başladığımı- zı geç fark ederiz. GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Cevdet Kudrefe Mektuplar Rahmetli dostum, şair, edebiyat tarihçisi Cevdet Kudret'e arkadaşlanndan, tanınmış şair ve yazarlar- dan gelen mektupların bir bölümünü, eşi, eski arka- daşım ihsan Kudret kitaplaştırmış (Ümit Yayıncılık); çok iyi etmiş. Bir solukta okudum. (Yardımcısı Han- dan Inci'yi anmadan geçmeyelim.) Batı edebiyatlannda mektup türü çok önemli bir yer tutar. Öyle ki, batılı büyük yazarlann, şairlerin, düşü- nürlerin. ailelerine, sevgililerine, dostlanna yazdıkları mektuplan okumamış isek, onlara ilişkin bilgimiz ek- sik kalmış sayılır. Onlar da bunun bilincinde oldukla- rı için mektuplarına, yapıtları kadar özen göstermiş- lerdir; bir gün bunların okunacağını biliyorlardı. Kitap, Yahya Kemal'in birteşekkür mektubu ile baş- lıyor: "Aziz ve güzide refıkımız efendim, Hediye ettiğiniz kıymetli mecmuayı C) aldım. Birmil- letin şiiri devirter aşın elden ele gezen bir meş 'aledir. Bu ateşi arkadaşlanmızla beraber, yüksek tutmanızı temenni ederim. Çıktığınız yolun başında yaş farkıy- la, bir görgü mülahazasını ifa etmek kadim bir âdet olduğu gibi hayırhâh-âne bir vazife de telakki edilir- se derim kı şiirde tek olmak yahut da grup olmak ay- nı kuvvettedir. Fikret kendi zamanında tek başına kal- saydı marufolan grubun başında olduğu kadar kuv- vetli olurdu. Yaşlan bir, sıfatlan müşterek gençlerin bir "grup" topluluğu vücuda getirmeleri her memle- kette ve b'ızde görülmüştür. Bunun faydalan vardır: Gençler ideal dostluğu içinde yaşarlar, birbirlerini çabuk anlarlar ve birbiherine kolay anlatabiliher, bu kadarı iyidir; fakat bunun zararlan da vardır Müteka- bil hayranlık havası kesif bir gaflet perdesi gibi iner ve onlan gaflet içinde bulundurabilir. Her genç şair bilmelidir ki şiirine aradığı yakın ve samimi kariler Cl konuştuğu ve kalbini anlattığı arkadaşlar değildir, bi- lakis yüzünü görmediği ve hüvviyetini bilmediği in- sanlardır kı kendisinin şıirini, uzaklarda, tesirlerden aza- de dakikalarda kendi kendilerine okurtar." Benim de birkaç mektubum yer alıyor kitapta. Bun- lardan birinde şöyle diyorum: "Kitabın bir yerinde Yavuz'un, Neyi ki şîve mi ki cevr mi ki naz mı ki dizesini anarken Muhip Dıranas'/n 'Bahar Gökle- ri' adlı şiirinden benzer dizeyi anımsatmışsın. Benim 'Tohum' şiirimdeki Bu küçük deli fişekteki Ne ki, ağaç mı allı pullu : ' Yoksa ayrık mı, başak mı ki? dizeleri ondan öncedir. Ben Yavuz'un beytini Ha- san Âli Yücel'den dinlemiştim. Tohum şiirimde ya- rarlandım. Muhip, Yavuz'un beytinden değil, benim şiirimden etkilendi. Bunu bana söylediği zaman, ben de ona Yavuz'un beytini okumuştum. Gözlerin şivede ebrun ile hembaz mı ki Neyi ki şive mi ki cevr mi naz mı ki" Bu konuyu "Akan Zaman, Duran Zaman" adlı anı kitabımda ayrıntısıyla anlatmıştım. "Cevdet Kudret'e Mektuplar" kitabından daha söz edeceğim. Dil Köşesi: "Polis gözetim altına aldı" diye yazıp söylüyoriar. Polis "gözetim altına" almaz, "gözaltına" alır. "Oldukça sevindi" diye yazıp söylüyoriar. Bu de- yiş, o kişinin "az" sevindiğini gösterir, "çok" anlamı- na gelmez. (*) Yedi Meşale (") Kari: Kıraat eden. okuyan, okuyucu. 45 gün tartışması DemMseçim kmtmndaözgür • A.Ü. SBF öğretim üyelerinden anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. Yavuz Sabuncu, "Cumhurbaşkanı, 45 günlük sürenin ardından seçime gitmek zorunda değil. Birkaç deneme daha yapabilir. Anayasa, Cumhurbaşkanf nın inisiyatifini geniş tutuyor" dedi. ANKARA (Cumhuriyet diye kadar Cumhurbaşka- Bürosu) - Anayasanın. 45 günlük süre sonunda hükü- metin kurulamaması veya güvenoyu alınamaması du- rumunda, seçim karan alma- sı için Cumhurbaşkanf nı "bağlayıcr bir hüküm içer- mediği bildirildi. A. Ü. Si- yasal Bilgiler Fakültesı öğ- retim üyelerinden anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. Yavuz Sabuncu, "Anayasa, Cumhurbaşkanı'nın inisi- yatifini geniş tutuyor. Orta- da bir teamül de yok" dedi. Cumhurbaşkanı'na, TBMM seçimlerinin yeni- lenmesi yetkisi veren ana- yasının 116. maddesi. yeni hükümetin güvenoyu ala- maması durumunda Demi- rel 'e hareket serbestisi tanı- yor. Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulannı yanıtlayan anayasa hukuku profesörü Yavuz Sabuncu. anayasa- nın. "45gün içinde yeni Ba- kanlar Kurulu kunilamadı- ğı veya kunılduğu hakk gü- venoyu alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı, TBMM Başkam'na danışarak, se- çimlerin yenilenmesine ka- rar verebttir" hükmünü şöy- le değerlendirdi: "Cumhurbaşkanı, bu du- rumda hükümeti kurmak üzere yeni bir Başbakan ta- vin edebilir. Kurulamazsa, (meclisi) fesih karan verebi- lir. Ama mecburi değil. 45 gün bir kişi için hükümeti kurmak üzere verilen bir süre de değil. Hükümet ku- rulmazsa Cumhurbaşka- nı'nın yetkisi devam ediyor. Fesih yetkisini kullanabiür veya yeni bir deneme yapar. Birkaç deneme de yapabilir. 45 günden önce olursa, se- çim yetkisi doğmamış oluyor. Cumhurbaşkanı'nın takdir yetkisi var. Türkiye'de şim- nınca seçimlerin yenilen- mesidiy« bir şey ohnadı.Öy- le olduğu için ortada bir te- amül de yok. Hükümet gü- venoyu alamazsa. o zaman ortaya çıkacakböv le bir me- seleolupolmayacağı. Bura- daki hükümler, mevcutdu- rum için yeterli. Orada za- ten 3-5 şık var; problem yok. Bu nomıal bir şev. Hükümet güvenoy u alamaz ve45 gün- le Cumhurbaşkanı bağla- nırsa. 45 günün sonunda başka bir seçenek çıkabiür. Bu mecburi halegetirilirse, zaten "otomatik fesih'olur. 45 gün sonunda başka bir olasılık ortaya çıkabilir. 45 gün doldu diye koşuşturma- nın anlamı yok. Anayasa, Cumhurbaşkanı'nın inisi- yatifini geniş turuvor. Şarta bağlı fesih. otomatik fesih olmamasından daha iyi. 1980 öncesi bu tür bir imkân olmadığı için seçimleryine- lenememişti." Köşk'ün görevi Sabuncu, anayasanın. Cumhurbaşkanı'na hükü- met kurulmasını engelleye- bilecek olanak tanıdığını v urgularken. "Cumhurbaş- kanı 45 günün tamamlan- mamasını sağlayacak bir vöntem izler. kurulmaması için birtakım davranışlar vapar. Burada önemli olan Cumhurbaşkanı'nın. göre- vinin çerçevesi içinde hare- ket etmesi. O görev, hükü- met kurmayıöngöriiyor. Ya- ni güvenoy u alacak bir hü- kümetoluşturmak cumhur- başkanınuıgörevi" görüşü- nüdilegetirdi. Prof. Dr. Ya- vuz Sabuncu. Cumhurbaş- kanı'nın. TBMM Başka- m'na seçime gitmeden ön- ce danışmasının da bağlayı- cı tarafı bulunmadığını kay- detti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle