Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24OCAK1995SAU
HABERLER
Erdogan
mahkeme yolunda
• İstanbul Haber Servisi -
Hükümetin hazırlamakta
olduğu yasa tasansıyla
yetkileri kısıtlanacağı iddia
edilen istanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Tayyip
Erdoğan. böyle bir yasanın
çtkanlması durumunda
Anayasa Mahkemesrne
başvurmanın yollannı
arayacaklannı söyledi. Yasa
tasansı hakkında henüz tam
birbılgi sahibi olmadıklannı
vurgulayan Erdoğan.
"Hükümet, önce kendı
üzerindeki yüklerin hakkını
yerine getirsin" dedi.
İnsan haklarında
rekor dava
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMM Başkanı
Hüsamettin Cındoruk.
Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesfnde Türkiye
aleyhine açılan davalann
rekor düzeye ulaştığını
vurgulayarak, "Bu ayıbı
telafı etmelıyız" dedı. İnsan
haklanndan sorumlu Devlet
Bakanı Azimct Köylüoğlu
ile Başbakanlık bünyesinde
eönüllü olarak çalışan
îoanna Kuçuradi
başkanlığındaki tnsan
Haklan Yüksek Danışma
Kurulu üyelerinin kendisini
zıyareti sırasında
KöylüoğlıTnun
yetkisızlikten yakınması
uzerine Cindoruk, insan
haklan bakanlığı teşkilatının
kurulmasına ilişkın tasannın
öncelikle ele alınması
konusunu TBMM Danışma
Kurulu'na götüreceğinı
söyledi.
6 PKK'Iİ
olduruldu
• DİYARBAKIR(AA)-
Mardın"in Nusaybin
ilçesinde sürdürülen
operasyonlarda 6 PKK'li
teröristin öldürüldüğü
bildirildi. Olağanüstü Hal
Bölge Valilği'nden yapılan
açıklamaya göre. Elazığ'da
14 Aralıkl 994te Binbaşı
Fuat Çık'ın silahlı saldın
sonucu öldüriilmesi olayiyla
ılgili olarak yürütülen
çalışmalarda da. olaym
faılının de aralarında olduğu
belirtilen yasadışı bir sol
örgüte üyc 6 kişinin
yakalandığı da açıklandı.
Şirinevler'de
bombalı saldın
• İstanbul Haber Servisi -
Şınnevler Mahmutbey Yolu
üzerindeki Tekpaş
Elektronik'e dün akşam saat
21.15 sıralannda kimliği
belirlenemeyen kışı ya da
kışilerce bomba atıldı.
Yapılan saldında ölen ya da
yaralanan olmazken. bınada
maddi hasar meydana geldi.
Emniyet yetkilileri olayla
ılgili soruşturmanın
başlatıldığını belirtirken.
saldınyı ERNK-Marmara
Komitesi üstlendi.
Tecavüz olayı
intihar getirdi
• (AA) - Emirdağ'da inşaat
işçisi Alı Gücenmez'in
tecavüz ettiği M.D.'nın
ablası Dudu Aktan. ilçenin
Sığıcık köyündeki evlerinde
eşi Ercan Aktan'a ait av
tüfeğiyle intihar etti.
Yetkililer. Aktan'ın tecavüz
olayının basın ve
televızyonlarda geniş şekilde
yer almasından sonra şoka
girdığini ve olayın
etkısinden kurtulamadığını
belirterek. bu sebeple intihar
etmiş olabileceğini
söyledıler.
Eğitim sendîkalan
birleşti
• İstanbul Haber Servisi -
Eğitim iş kolunda iki büyük
sendika olan Eğit-Sen ve
Eğitim-tş sendikalan
"Eğitım-Sen" adı altında
birleşti. Sendıkanın kurucu
yönetim kurulu üyeleri,
kuruluş başvurusunu dün
Ankara Valiliğı'ne yaptılar.
Egitım-Sen'in ilk genel
başkanı Eğit-Sen Kırşehir
Şube Başkanı Yıldınm Kaya
oldu.
ANAP lideri Mesut Yılmaz, darbe söylentileri ve ANAYOL arayışlan
konusundaki görüşlerini Cumhuriyet 'e anlattı
Çîfler ve DYP'yi kurtarmaın
ANAYOL dayatması, rejimi yaralar. Yılmaz,
ülkenin koşullanna ilişkin açıklamalannın, 'ilkeF bir
tutumla 'darbe çığırtkanlığı' olarak yofumlandığını söyledi.
Yılmaz, ANAYOL telkinlerinin "ekonomik ya da başka güç
kullanan kesimlerce veya medya tarafından sistematik
olarak yapılmasının rejimi yaralayacağına" dikkat çekti.
DOĞAN AKIN
ANKARA- ANAP Genel Başkanı Me-
sut Yılmaz. ülkenin ıçinde bulunduğu
olumsuz koşullara ilişkin açıklamalan-
nın "ilkel" bir tutumla "darbe çığırtkan-
lığı'" olarak yorumlandığını söyledi. Yıl-
maz. "ANAYOL" telkinlerinin. "ekono-
mik ya da başka güç kullanan kesimler-
ce veya mett>a tarafından sistematik ola-
rak vapılmasının rejimi varalavacağına"
dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirerın. endışelerini kamuoyuna
açıklamak yerine. anayasal görevi uya-
nnca toplayacağı Bakanlar Kurulu'nda
hükümete iletmesi gerektiğini vurgula-
yan Yılmaz. inisiyatifi ele alması konu-
sunda Çankaya'ya iletilen önerilere,
"Bunu Başbakan1a konuşun" yanıtı ve-
rildigini bildirdi
ANAP lıden, hükümetin ülkeyi getir-
diğı noktanın tespitıni yapmadan girişi-
lecek çözum arayışının. "bazı çevrelerin
Başbakan Tansu Çiller ya da DYP'yi kur-
tarma operasvonu" olarak değerlendiri-
lebileceğını soylerken "Benim.ne Tansu
Hanım'ı ne de DYP'yi kurtarmaya niye-
timvar1
* dedı.
Mesut Yılmaz, "muhtıra iması" olarak
basınayansıtılanaçıklamaları ve DYPıle
ANAP arasındaki ortak hükümet arayış-
lan konusunda Cumhuriyet'in yönelttiği
sorulara şu yanıtları verdı:
- Başbakan'ın. endişelerinizi paylaşan
Tİ Sİ VD ile ortak hareket ettiğinizi ima
eden sözlerini nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
- En azından aramızda böyle bir ileti-
şim yok. Aynca öyle bir paralellik aranı-
yorsa. bu bızimle Türk-lş arasında da var.
t İSK arasında da. Hak-lş arasında da var.
Yanı, TÜSİADla bızım aramızda oldu-
ğu gibı diğer meslek kuruluşlanyla ara-
mızdaki ortak yargı, bu hükümetin son
derece başansız olduğu ve bir an önce
Türkiye'nin bu hükümetten kurtulması
gerektığidir.
- L Ikedeki kötüye gidis karşısında, av
keri ya da diğer kesimlerden bazı telkin-
ler gelebileceğini söv lediniz. Bu yönde bir
telkin, şahsınıza yapıldı mı?
- Süreklı yaptlıyor. Yanı şunu söylüyo-
rum. Uzun süreden beri bfr ANAYOL
arayışı var. Örnek olarak söylüyorum. Bu
bize de yapılıyor Tahmin ediyorum.
DYP"ye de yapılıyor. Şimdi bu. ekono-
mik güç kullanan v eya başka bir güç kul-
lanan belli odaklar tarafından veya med-
ya tarafından sistematik bir şekilde yapı-
lırsa o zaman rejim yara alır. Aslında de-
mokratık sistemde baskı gruplan. tabii
ki kendı arzulannı dile getirirler, kendi çı-
karlanyla ilgili telkinlerde bulunabilir-
ler. Ama bunlann baskıya dönüştüğü yer-
lerde demokrasiden bahsedilemez. Ben
böyle bir tehlike gördüm Türkiye için.
Onu söyledım Bence burada kusurlu
olan siyasilerdir. en başta da bugünkü hü-
kümettir Ne çözüm üretiyor ne de çö-
züm arayışı içın demokratik kanallan ça-
lıştınyor. Llke tam bir çıkmaza. bir tı-
kanma ıçıne girmış. Yine bu hükümetle
bir yere vanlamayacağı toplumda genel
Yılmaz: Biz belli bir süre iktidara ortak olma peşinde falan değiliz. Türkiye'nin bu
kötü gidişini tersine çevirmeye bizim katkımız olabilir mi.. bu egzersize haanz.
bir yargıya dönüşmüş. hükümete güven-
sizlik had safhaya gelmiş. Buna mukabil,
bu duruma çözüm getirmesı gereken si-
yasiler arasında hiçbir danışma mekaniz-
ması yok, bir iletişîm yok. Cumhurbaş-
kanı'nın belki burada bir inısiyarif alma-
sı düşünülürdü. Cumhurbaşkanı da böy-
le bir ınısiyatif almak yenne, sadece ken-
di hoşnutsuzluğunu yansıtan sözler veri-
yor.
- Cumhurbaşkanı'na, böyle bir inisiya-
rif alması için Sayın Kâmran tnan aracı-
uğıyladilekiletildimi?
Demirel: BaşbakaıTla konuşun
- Evet iletmiş Kâmran Bey, bana da
söyledi. Ama Cumhurbaşkanı da demiş
ki, "Bunu Başbakanla konuşun." Şimdi
demek istediğim, geçmişte bir sürü se-
vimsiz olay yaşamış. böyle tıkanıklıkla-
n aşamamış bir ülke olarak bugünkü si-
yasetçilerin bu durum karşısında farklı
davranmalan gerekir. Daha uzlaşmacı,
gerekirse daha özveriye hazır. ama her
halükârda kendi çıkarlannı aşan bir yak-
Demirel kabineyi toplasili: Bakanlar Kurulu'nu
başkanlığında toplamanın Cumhurbaşkanı için anayasal bir
görev olduğunu kaydeden Yılmaz, "Endişelerini
kamuoyuna açıklamak yerine, doğrudan hükümete
söylemeli. Inisiyatif almak yerine, sadece kendi
hoşnutsuzluğunu yansıtıyor" dedi.
randevuda, özel görüşmede söyleyece-
ğim şeyler, kamuoyuna söylediklerim-
den farklı değil kı.
- Cumhurbaşkanı, sizce neden inisiya-
tif almak istemedi?
- Herhalde sonuç alamayacağı düşün-
cesi var. Şu anda bclki siyasi koşullan
uygun görmüyor. Olgunlaşmış görmü-
yor. Mesela anayasada kendisine sağlan-
mış bir imkândır, hatta bana göre veril-
miş bir görevdir.
Sayın Cumhurbaşkanı. endişelerini
kamuoyuna açıklamak, basın toplantıla-
nnda dile getırmek yenne, kendi başkan-
lığında hükümetı toplayıp doğrudan doğ-
ruya hükümete bu endişelerini dilegetir-
melı. Ve çözüm konusunda önerileri var-
sa, onlan da hükümete söylemeli.
- İnisiyatifi TBMM Başkanı Hüsamet-
tin Cindoruk afaıbilir mi sizce?
- Tespit ve endişelerimizi Cindoruk'u
ziyaretimizde, ona da söyledik. Ama
onun böyle bir ınısiyatif ahp almayaca-
ğını bilemem.
"ÇUlerM kurtarmam"
- ANAP'ın, elini taşın altına koyma ko-
şulu nedir?
- Bence Sayın Başbakan çok çelişkili
bir tutum içindedir. Bir yandan hüküme-
tin büyük işler başardığmı söylüyor.
Ama bununla çelişkili olarak da yeni
hükümet arayışlannı gündeme getirecek
beyanlarda bulunuyor. Bütçe konuşma-
sında da bizi ortak sorumluiuktan kaç-
makla, elimizi taşın aitına sokmamakla
suçladı. Bu ikisi birbiriyle bağdaşan şey-
ler değil. Demek ki Başbakan itiraf etme-
se de ortada başansız bir hükümet var ve
bir çözüm aranıyor. Ben böyle bir çözüm
arayışına. ANAP olarak bizim katkıda
bulunabileceğimizı söylüyorum Bu ge-
nel bir ıfadedir. Bu katkımızın ne şekil-
de tezahür edeceğı, nasıl olacağı duru-
mun doğru bir tespitine bağlıdır. Evvela
teşhisi doğru koymamız lazım. Hüküme-
tin. ülkeyi getirdiği noktanın tespitını
yapmadan girişilecek çözüm arayışı. ol-
sa olsa. bazı çevrelerin Tansu Hanım'ı
veya DYP"yi kurtarma operasyonu ola-
rak değerlendinlebilir. Ama benım. ne
Tansu Hanım'ı ne de DYP'yi kurtarma-
ya niyetim var. Biz belli bir süre iktidara
ortak olma peşinde falan değiliz. Biz
içinde veya dışında. Türkiye'nin bu kö-
tü gidişini tersine çevirmeye bizim kat-
kımız olabilir mi.. bu egzersize hazınz.
- Ülkeyi secime götürecek hükümet he-
saplannın tümünde DYP var mı?
- DYP'nın kurduğu hükümet ne kadar
uyumsuzsa DYP'yi dışlayacak hükümet
de aynı şekilde uyumsuz olur.
- Asgari müştereklerde anlaşarak ku-
rulması olası bir hükümette Savın Çiller
ile biriikte görev alır mısınız?
- O şu anda görüşülecek konu değil.
Şahıslardan yola çıkıp bir yere varama-
yız. Ewela şablonu doğru koymamız la-
zımdır. Bu hükümet niye başansız ol-
muştur, bu hükümetin başarısını engel-
leyen unsurlar nelerdir? Bunlan doğru
tahlil etmemiz lazımdır. Bunlann teker-
rürüne meydan vermememiz lazım.
laşımla konuya eğılmeleri gerekir. Ma-
alesef hükümet kanalından bu yönde ce-
saret venci hiçbir işaret alamadım.
- Bu uyanlannızdan sonra bir girişim
oldu mu?
- Hayır, olmadı. Tersine, suçlamâlar ol-
du. Sanki ben askerleri çağınyorum ve-
ya darbe çığırtkanlığı yapıyorum gıbı de-
ğerlendirmeler oldu. Bunlan da yadırga-
madım. Çünkü. bunlan yapanlann mese-
leye ne kadar ilkel baktıklarını zaten da-
ha önceden de biliyorum.
- Sizin inisiyatif almanız ya da sizin böy-
le bir girişimde bulunmanız söz konusu
olabilir mi?
- Yani ben bir muhalefet lideri olarak.
marjımın tümünü kullandtğım kanısın-
dayım. Bu işler tek taraflı yürümez. As-
lında burada inisiyatifalmak iktidara dü-
şer. Ama dediğim gibi bu yönde hiçbir
şey görmedim. cesaret vericı bir işaret
alamadım hükümetten.
- Başbakan'dan randevu istemeniz için
telkinler var...
- Yani niye randevu isteyeyım? Benim
GUNDUZGOZUYLE
MELİH CEVDET ANDAY
Sıraya Dizmek
Gazetemizin dış haberler bölümünde çıkan şu haber
beni düşündürdü:
"İsveç 'in başkentı Stockholm yakınındakı Huudinge Ce-
zaevı'nde bulunan dört mahkûm, masrafian vergimükel-
leflerine ait olmak üzere bir haftalık tatile çıkacak.
Expressen gazetesinde yayımlanan habere göre ceza-
evi yönetimı ikısi hırsızlık, birı şiddet eylemine katılmak,
öteki uyuşturucu kaçakçılığı suçundan hükümlü dört mah-
kûmun Norveç sınırındakı Taenndalen'de bulunan kış
sportan merkezine bir hafta süre ile gitmelerine izin ver-
di."
Bu demektir kı, isveç'te devlet, cezalandırdığı yurttaşı-
nın insan olduğunu unutmuyor.
Gerçekten de, bir suçtan hüküm giyen kişi, özgürtükle-
rinin belli bir bölümünden yoksun bırakılmakla hatasını
ödemiş olmaktadır; artık onu, insan kalarak yaşamanın
vazgeçilmez koşullanndan uzak tutmaya kimsenin hakkı
yoktur.
Aynca, çok iyi bilındiği gibı, hukukun cezalandırma ilke-
si, ayağı sürçmüş kişiyi yeniden topluma kazandtrmaktır.
Böyle ise, kötü ve zalim davranılarak ınsanlıktan çıkanl-
mış kişi nasıl kazanılır?
• • •
Yazımın başına aldığım haber ıster ıstemez, beni birta-
kım karşılaştırmalara yönelttı.
Çok değil, birkaç ay önce. cezaevlerimizden birinin tu-
tuklulan, hastalandıklannda hekime çıkarılmadıklanndan
yakınarak eyleme kalktılar. Bunu gene gazete haberlerın-
den öğrendim.
Bu durumda, ben nasıl kalkıp da mahkûmlanmıza kış
sporları ızni verilmesini öne sürebılirım?
Böyle bir girişimde bulunsam. aklı başında kişilerden bi-
le olumsuz yanıt almaz mıyım? Bana, "Daha suçsuz yurt-
taşlanmızı bile insan gibi yaşatamazken, sıra suçlulan eğ-
lendirmeğe mi geldi?" demezler mı?
• • •
Buraya dek yazdıklanm, toptumumuzda yerleşik bulu-
nan yanlış bir göruşe getirdi beni.
Bu görüş, gereksemelenmızı sıraya dizmektir: önce
okul, sonra tiyatro... Ya da once hastahane, sonra okul,
sonra tiyatro... Ya da önce tiyatro, sonra okul, sonra...
Bu tür bir sıralamaya kalkmayanlar sadece şeriatçılar-
dır. Onlara göre, önce cami geliyor, sonra cami. daha son-
ra gene cami.
• • •
Diyeceğim, uygar bir toplumda böyle bir sıralamaya kal-
kışılmaz; uygar bir toplumda gereksemeler, eksiksiz ola-
rak bir arada sağlanır; "Daha dur bakalım, ona sıra gel-
medi" mantığı tümden geçersizdir.
Mahkûm, hekime görünmek için sıralamanın süresini
beklemez, beklememelidır.
Bir yerde daha yol yokken tiyatro açılmalıdır. Açılmalıdır
ki yol gecikmesin.
Gereksemelerın başta geleni, sona bırakılanı olamaz.
Daha suçsuz yurttaş kayak sporu yapmadan da, talih-
siz hükümlülere kış iznı venlebilır.
"önce bizim karnımız doysun, ondan sonra fakir fuka-
raya sıra gelir" mantığının iler tutar bir yanı var mıdır?
Konumuzdan biraz aynlmış olacağız, ama gene de an-
latayım:
İsveç'te oturan, İsveç yurttaşı olmuş bir dostum geçen
yaz buraya gelmıştı, bana yolculuk masrafının İsveç hü-
kümetınce ödendığını söyledi. Nedenıni sormam üzerine
de,
- Yasa var, dedi. Yabancı ülkelerden gelip İsveç yurtta-
şı olanların, özlemlerinı gidermek için yılda bir kez yurtla,-
nna gitmeleri halinde masraf İsveç hükümetince ödenir.
Bana, "Ama İsveç zengin" denecek olursa, şunu söy-
lerim: İsveç bu yüzyılın başında yoksul bir ülke idi.
Kuzum, yoksulluk bizim yazgımız mıdır?
Başkanlara soruşturma
ZONGULDAK (Cumhuriyet) -Gösteri ve Yürüyüş Yasasına
aykın hareket ettikleri gerekçesiyle Zonguldak'taki memur
sendikalan şube başkanlan hakkında soruşturma başlafıldı.
Geçen yıl 20 aralık günü. işveren olarak hükümetten toplu iş
sözleşmesi hakkı verilmesi için Tüm-Bel Sen. Egit-Sen,
Haber-Sen. Maliye-Sen. Maden-Sen. Orkem-Sefi. BTS, Tüm
Sosyal-Sen. Sosyal Hizmet-Sen ve Genel Sağlık-lş Sendikası
başkanlannın önce emniyet müdürlüğünde sonra nöbetçi
savcılıkta yapılan sorgulanndan sonra önceki gün haklannda
soruşturma açıldı
PlAR- GALLUP Yönetim Kurulu Başkanı Tanla, bu sistemle seçime gidilmesi halinde RP'nin yükselişinin önlenemeyeceğini söyledi
Türkiye'de radikal sağ süratle iktidara gidiyor
LEYLA TAVŞANOĞLU
- Kamuoyu araştırma kuruluşu PİAR-
GALLLP'un Başkanı Bülent Tanla, 1995'i se-
çım yılı olarak gördüğünü söylüyor. Tanla.
"Ama bugünkü seçim kanunuyla seçime gidil-
diği takdirde Türkiye'de bir RP iktidan ya da
radikal sağ iktidan görmemiz kaçınılmazdır"
diyor. Bakanından mılleKekiline. işçısınden
ışadamına kadar herkesin şikâyetçi oİduğuna
dikkat çeken Tanla, "Ortak pavdamızı kaybe-
diyoruz. Türkiye'de çok ciddi dağılma sinyalle-
ri var. Türkiye artık ortalamanın altında insan-
lar tarafından yönetiliyor" görüşlerinin altını
kalın çizgilerle çıziyor. Tanla'yla görüşmemı-
zin bugünkü bölümü, sorulu-yanıtlı şöyle ge-
lişti:
Siyasetçilerin sizce bu du-
rumda nasıl kararlar alabilme-
leri gerekiyor?
TSIIİS - Burada alınabıle-
cek bir karar, siyasetçilerin
kendı aleyhlerine olacak bir-
takım davranışlann erdemini
gösterebilmeleridir. Ben, 1995
yılını bir genel seçim yılı ola-
rak görüyorum Seçim olması
gerekir, halk bunu böyle isti-
yor. diyorum. Olacak. diye bir
falcılık yapma durumunda de-
ğilim. Fakat buradakı en
önemlı aynntı bugünkü siyasi
kompozisyonla seçime gidil-
diği takdirde. bugünkü seçim
kanunuyla seçime gidıldiği takdirde Türki-
ye"de bir RP iktidan ya da radikal bir sağ ikti-
dan görmemiz kaçınılmazdır. Türkiye buraya
doğru süratle gitmekte.
Aynca son zamanlarda Türkiye'nin genldı-
ğini hissediyoruz. Yani Türk-Kürt, laık-şeriat,
Alevi-Sünni saflar arasında çatışmalar arttı.
Bence bunu arttırmakta siyasi yarar gören
gruplar var. Seçim yöntemine bel bağlanması-
na rağmen bu dönemde siyasi gerginliğin artı-
şı bazı partılerin işıne geliyor. Bugün halkın.
parlamentonun yenilenmesini istemekle bir-
iikte birbinne yakın partilerin birleşerek ve se-
çim kanununda belirli değişikliklerin yapı İma-
sı şartıyla bu yıl seçim yapılması arzusunda ol-
duğunu ifade etmek istenm.
- Sizce seçim kanununda ne gibi değişiklik-
ler yapılmalı?
Tanb - Yasal düzenlemeden önce, solda ve
sağda birbirine benzeyen partıleıin mutlaka
sandıkta ya da yapıda birleşmeleri kaçınılmaz-
dır. Yani Türkiye, merkez sağ ve merkez sol-
da tek partiyle seçime girmek zorundadır. Bu-
nun dışındaki bütün arayışlar yapaydır. Türki-
ye, siyasi bakımdan istikrarlı. dört-beş yıllık bir
hükümete muhtaçtır.
- Sizce halk bu konuda ne düşünüyor?
• Türk ınsanı istıkrarsız ve güvensiz
bir ülkede yaşadığı duygusuyla her gün yata-
ğından kalkıyor. Artık Türk
insanının ütopyası kalmadı.
Türk insanının bireysel he-
defi kalmadı. Her gün. "Bu-
gün ne olacak acaba" kaygı-
sını duyuyor. Bu çözülmeli-
dır. giderilmelidir. Toplum
olarak ortak paydamızı kay-
bediyoruz. Artık bunu her-
kesin görmesi lazım. Bunu
siyasetçinin de görmesi la-
zım. Ortak paydası olmayan
bir aile, bir belde. bir kasaba,
bir şehir, bir köy, bir ülke ne-
reye varabilır? Türkiye'de
çok ciddi dağılma yaşanıyor.
Bunu. siyasette, etnik, teolo-
jık, bir de toplumun ciddi bi-
çimde yer değiştirmesinden
kaynaklanan göç olaylannda görüyoruz. Bu
dağılmayı demokratik biçimde toplayabilecek
davranışlara girilmesinde, parlamentonun ve
siyasetçilerin bu basireti göstermesi lazım.
Yoksa, bu kişisel davranışlara ya da kişisel çı-
karlara dayalı siyasi davranışlara ya da toplu-
mun hiçbir kesimının kabul etmediği türde çö-
zümlere dayalı kilıtlenmiş olan siyasetin açıl-
masını beklememek, bu yollara da başvurma-
mak gerekir
-Sizce kamuoyu ve pariamentonun gündem-
leri çakışıyor mu?
• Kamuoyunun ve parlamentonun
gündemleri arasında fark var. Birincisi gün-
dem farklılığı. Ikincisi, siyasetçi Türkhalkının
gerisıne düştü ya da Türk toplumunu temsil et-
miyor. Üçüncüsü de bugün Türkiye'dekı siya-
si kompozisyon Meclis'te temsil edilmiyor.
Kamuoyu çatışma çıkmasın, başına daha bü-
yük problemler açılmasın diye tepki de göster-
miyor. Herkes kendi çözümünü kendi buluyor.
Demokrasinin en temel unsuru siyasi yansıma-
lann yönetime sürekli aktarılabilmesınden
geçmektedir. Yoksa sertlikler doğar.
- Pek çok yayın organında yaşanan bu kririn
askerin ayak seslerini yeniden duyurmaya baş-
Iadığı mesajını veren yazılar yayımlanıyor...
Tflülfl •Tabıı ben ınsanlann kulaklanyla ne-
yı duyduğunu, gözleriyle neyi gördüğünü bil-
miyorum. Kim. nasıl duymuş, onu dabilmiyo-
rum. Hatta bu, televizyonlarda da tartışılıyor.
Ama ben bir araştırmacı olarak kamuoyu araş-
tırmalannda hiç böyle bir unsura rastlamıyo-
rum. Halkın. "Askergelsinvebiziaskeryönet-
sin'"beklentisı yok. Araştırmalarımda sordu-
ğum, "Türkiye bu krizi nasıl arJatır" sorusunun
cevap alternatiflennden bırisı de askerdir. Ama
aldığım cevaplarda özellikle böyle bir şey söz
konusu değil. Yüzde beş-altı gibi bir oran var.
Ama bu oran yıllardan beri aynı. Biz değerle-
rin zaman içinde nasıl değiştiğine bakarız. Do-
layısıyla ben böyle bir şey görmüyorum.
- Türkiye'de yönetkileri nasıl değeıiendiri-
yorsunuz?
T8IIİ9 'Türkiye artık ortalamanın altındaki
insanlar tarafından yönetiliyor. Bırakın vasa-
tı... Vasat düştü. "Türkiye'nin sorunlanna han-
gi lider çözüm bulabilir" diye soruyoruz. Ce-
vap verenlerin yüzde 4O'ı "Hiçbiri bulamaz"
diyor. Yüzde 7 ile 16 arasında ise diğer lider-
ler sıralanıyor. Böyle bir dağılımın anlamı çok
açık. Kimsenin kimseye güveni yok. Peki, kim
çıkacak da bunu toparlayacak? Burada önem-
li olan iktidan ele geçirenin kendi gücünden
değil. çevrenin güçsüzlüğünden faydalanarak
yönetime devam ettiğidir. Yani bugün iktida-
nn gücü seçmen gücüne dayanmıyor; etrafın-
daki siyasilerin güçsüzlüğüne dayanıyor. Tür-
kiye'de çok önemli bir bürokrat demeç veriyor.
Cevrcdedeönemli karar alıcılar, üstdüzeyyö-
neticileronu izliyor. Soruyorlar: "Türkiye'de
enflasyon yüzde kaç olur?" Diyor ki: "Yüzde
22^ da olabilir. yüzde 25 de olabilir. Ama şart-
lar değişirse yüzde 125 de olabilir." Hıç kımse.
"Ben Türkiye'de enflasvonu yüzde 45 vapaca-
ğrnı" deyip masaya vurmuyor. Yapamasa da is-
tifaermiyor. tddiasız ınsanlann ehven-i şeran-
layışıyla idare-i maslahatçı birtakım kişilerin
yönetimiyle gidiyor. Siyasetçilerden ve eko-
nomi yöneticilerinden duyuyoruz. "Bazı eko-
nomik büyüklükler tuttu" deniyor. Peki, bun-
lartuttu da bu halk Afrika'da mı yaşıyor? Bun-
lann faydası Pakistanlıya mı yoksa lraklıya
mı? Tutturulan bu hedeflerin sonuçlan Türk
halkına neden yansımıyor? Türk insanı buna
layık değil. Türkiye'de herkes şikâyetçi. tkti-
dann bakanlan. milletvekilleri televizyona çı-
kıyor. şikâyet ediyor. Halk neredeyse bir900'lü
telefon arayıp "Aman
sayın bakanım, sakın
üzülmeyin" diyerek şi-
kâyetçi bakanı rahatla-
tacak.
- Bu hükümetin bu yıl
da ikridarda kalması du-
rumunda sizce ne olur?
- Işçi. işadamı.
memur. yönetici, halk
ve dev let mutsuz. "Hü-
kümet Türkiye'ye sahip
olamıyor. Türkiye'nin
hakkına sahip çıkamı-
yor, sorunlanna yetemi-
yor, Türkiye'yi kavraya-
mıyor" görüşü çok yay-
gın. Çok ciddi sorunla-
rımızı erteliyoruz. Ama bu, uluslararası plat-
formda ertelenmiyor. Onlar, meselelen ciddi
biçimde planladıklan gibi götürüyorlar. Bize
bunlan erteliyormuşuz gibi geliyor; ama yanı-
lıyoruz. Bu tabii ileride daha büyük sorunlar
doğuracak. Gelecek sorunlan kestirmeyi bıra-
kın, şu andaki sorunlarla bile doyum noktası-
na gelmiş durumdayız. Bir başka gerçek Tür-
kiye'nin çok ciddi biçimde radikal sağa kaydı-
ğının gözle görülmesidir. Bugün yaptığımız
araştırmalar radikal sağ. yani RP ve MHP'nin
ana parti DYP'yi geçtiğini gösteriyor. Türki-
ye'nin radikal sağa kayışına karşı önlcmlcri
söylemek bana düşmez. Ama sorun; halkın is-
tekleri, sağda ve solda bütünleşmek, seçim ka-
nunu ve diğer seçme ve seçilme sistemi üze-
rinde değışiklik yaparak seçime gidilmesidir.
- PİAR. 20. kuruluş yıldönümünü ağustos
1994te kutladı. Pİ \R bû 20 yıl içinde neler ba-
şardL neler başaramadı?
Tailla - PİAR. NezUı NeyzTnin başladığı yol-
dan dev am ederek Türkiye'de piyasa araştırma-
lan konusunda karar mekanizmasında sağlık-
lı venlerin kullanılması için gereken çalışma-
lan ve bu prensipleri fırma bazında yerleştir-
me başarısı gösteren kuruluşlardan bir tanesi-
dir. Kamuoyu araştırmalarında da 1983'lebaş-
layan önemli bir başan elde ermesi ve bunun
da o dönemin iktidarlan tarafından desteklen-
mesıyle Türkiye'de kamuoyu araştırmalannı
gündeme getirmekte önemli katkılan olan bir
kuruluştur. Bunun yanı sıra Türki-
ye'de bu mesleğin yayılmasına ve
birçok gencimizin bu meslekte ça-
lışmak için eğitimlerini yapmalan-
na, bu sektörde iş bulmalanna. on-
lann çalışmalannın özendirilmesi-
ne katkıda bulunan kuruluşlardan
bir tanesidir. PİAR. Türkiye'de
önemli biryabancı ilişki gerçekleş-
tirmıştir. GALLUP gibi bir kurulu-
şun Türkiye'ye gelmesine, Türki-
ye'dekı araştırma sektörünün dışa-
rıya açılmasına ve uluslararası plat-
formlarda temsil edilmesine neden
olan kuruluşlardan birisidir.
PİAR-GALLUP bu yirmi yılda
milyonlarca insanla görüşmüşrür,
binlerce rapor yazmıştır. Bunlan
yaptıklarımız olarak sayabiliriz. PİAR-
GALLUP'un Türk pıyasalan ve Türk kamu-
oyunda edindiğimiz ve elde ettiğimiz itibar ve
başansını uluslararası platforma taşımak ister-
dim Uluslararası çapta. uluslararası düzeyde
bir araştırma yapmak isterdim. Böylece Türk
araştırmacılığının yurtdışında da başansından
söz ettırmek isterdim. Sektörümüzde birçok
araştırma kuruluşu çalışıyor; hepsi de basanlı
işler yapıyor. Bunlann önemli kısmı PlAR
kökcnli araştırmacılardır. Bu durum beni
ziyadesiyle sev indiriyor ve gururlandınyor.
İÎTTİ