Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
LÛenel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç #
rGenel Yayın Koordınatörü: Hikmet
LCetinkaya • Yazıişlerı Müdürleri:
Tbrahim Yridız, pinçTayanç (Sorumlu)
• Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara
# Görsel Yönetmen Fikret Eser
Dış Haberler Ergun Balcı # Istıhbarat. YalçınÇakır
9 Ekonomı. Bülent Kızanlık • Rad>o-TV Uygar
tremektar • Kültur Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücelman 9 Yurt Haberien Mehme»
Saraç 9 Makaleler Sami Karaören 9 Çevırı
Sevfettin Turhan 9 Düzeltme Abdullah Yazıcı
Yayın Kurulu İlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun
Balcı, Dinç Ta>anç. İbrahim Yıldız,
Orhan Bursalı, Mustafa Balbay.
Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay 9 Haber Müdürü Doğan
Akın Atatürk Bulvan No: 125. K.at.4. Bakanlıklar-Ankara Tel:
4195020(7 hat), Faks: 4195027 9 IzmirTemsılcısı: Serdar Kızık,
H. Zıya Blv. 1352 S 2<3 Tel. 4411220, Faks: 4419117 9 Adana
Temsilcısi Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S No 1 Kat:l, Tel
3522550. Faks: 3522570
Muessese Müdürü ErolErkut#K.oortknatör
AhmetKorulsan9Muhaöebe Bülent Yener
9 Idare Hüsevin Gürer 9 lşletme: Önder
Çelik 9 Bılgı-lşlem: Nail Inal 9 Bilgısayar
Sıstem Mürfivet ÇUer 9 Reklam: Reha
Işıtman 9 Halkla tlışkıler Nurten Berksoy
Yayunlayan ve Buan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş
TürVoeagı cad. 3<> 41 Cagalofclu Î43Î4 Isl PK. 246 Istanbul Te! (0.212) SI2O5 05 (20 hat) Faks (0 2121513 85 95 14OCAK 1995 tmsak:5.50 Güneş:7.21 Öğle: 12.20 Ikındi: 14.44 Akşam: 17.05 Yatsı: 18.30
Avşar podyumda
• İstanbul Haber Servisi -
Güzelliğinin yanı sıra
aşklanyla da ünlencn sinema
yıldızı ve şarkıcı Hülya
Avşar, yardıma muhtaç
çocuklann eğitimlerini
sağlamak amacıyla kurulan
Tuvana Okuma Istekli
Çocuk Eğitim Vakfı'nın dün
Hyatt Regeny Oteli'nde
düzenlediği defılede
podyuma çıkarak Gottex
firmasının 1995mayove
bikini modellerini sundu.
Deniz Pulaş, Merve fldeniz
ve Sibel Tan gibi ünlü ve
deneyimli mankenlerin yer
aldığı defilede Hülya Avşar
'"top model" görüntüsünü
yansıtü. (Fotoğraf: AHMET
ŞIK)
Tarık Akan'dan
yalanlama
• Kültür Servisi - Aktör
Tank Akan. birgazetede
Kadir İnanır'la aynı fılmde
oynayacaklan yolundaki
haberi yalanladı. Akan, öyle
bir projeyle ilgili senaryoyu
okuduğunu ancak yetersiz
bulduğunu belirterek,
" Aslında gerçekleşseydi iyi
olurdu. Kadir İnanır'a iyi bir
oyunculuk dersi verirdim"
dedi.
AlainDelon'a
'AltınAyı'
• Kültür Servisi -9-20 şubat
tarihleri arasında
düzenlenecek 45. Berlın Film
Festivali'nde Altın Ayı Onur
Ödülü Alain Delon'a
verilecek. Festival Başkanı
Morilz De Hadeln, Delon'un
ödüle oyunculuk, yapımcılık.
ve yöneımenlik yönleri
değerlendirilerek layık
görüldüğünü açıkladı.
'CamiFM'
• MUĞLA (Cumhuriyet)
-Muğla Müftülüğü. Radyo
Televizyon Üst Kurulu'na
başvunı yapmadan yasadışı
radyo yayınına başladı.
Muğla'nın tarihi Kurşunlu
Camii'nde kurulan ve
şimdilik cuma günleri yayın
yapan 'Cami FM' için Muğla
Valisi Dr. Lale Aytaman
sonışturma başlattı.
Akçalı fuar açtı
• İSTANBUL(AA) - Yeni
Asya Yayınlan ıle Elmas
Reklam Ajansı'nca ortaklaşa
düzenlenen, "Fatih 1. Kitap
Fuan", dün Çeyre Bakanı
Rıza Akçalı ve İstanbul
Büyükşehir Belediyesi
Başkanı R. Tayyip Erdoğan
larafından Fatih Camii
avlusundaaçıldı.
Jftal
GAP TV'nin yayınlannda Güneydoğu şivesi konusunda esnek davranılacak
Kiirtçe TV için ük acbmHÜLYA KARABAĞLI
ANKARA - Başbakan Tansu
Çiller, GAP TV'de müzik ve eğ-
lence ile sözlü programlarda Do-
ğu ve Güneydoğu Anadolu böl-
gelerindeki yaygın şive için es-
neklik tanınmasını istedi. TRT
Yasası ve yayın ilkeleri, prog-
ramlarda, bölgesel ağız ve taklit-
leri yasaklıyor. Yasada, tipleme
gereği de olsa, güzel bir Türkçe
kullanımı şart koşuluyor. Konu-
ya ilişkin uygulamanın. yasa de-
ğişikliğini beklemeden, dene-
timlerde esnek davranılarak baş-
latılması planlanıyor. Lehçe ve
şiveyle sağlanacak esneklik.
"Kürtçe ya>ına doğnı ilk adım"
olarak yorumlanıyor.
Doğu ve Güneydoğu'da yapı-
lan yayınlarda benimsenecek po-
litika için yapılan toplantıda. Çil-
ler'in, radyo ve televizyon ven-
cilerinin yeniden TRT'ye devri
konusunda talimat verdiği ve
•Başbakan Çiller, GAP TV'de müzik ve eğlence ile sözlü programlarda
Güneydoğu şivesi için esneklik tanınmasını istedi. Lehçe ve şiveyle
sağlanacak esneklik, "Kürtçe yayına doğru ilk adım" olarak yorumlanıyor.
TRT Yasası ve yayın ilkeleri, programlarda, bölgesel
ağız ve taklitleri yasaklıyor.
GAP Televizyonu"nda, bölgesel
şıvenin kullanımına esneklik ta-
nınmasını önerdiği bildinldı.
Oneri KTUK'ye gdeceİT
Başbakan'ın önerisi ile başla-
yan yoğun trafik hızlı gelışmele-
re yol açtı. Çiller baskanlığında
toplanan Milli Güvenlik Koor-
dinasyon Kurulu'nun ardından
öncekı gün de. Milli Güvenlık
Kurulu Genel Sekreteri Orgene-
ral Doğan Bayazıt TRT yönetı-
miyle bıraraya geldi. Toplantıda,
GAP TV'ye ilişkin görüşler ile
Başbakan'ın önerisi değerlendi-
rildi. Önerinin önümüzdeki gün-
lerde de Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu'nun (RTÜK) onayı-
na sunulacağı kaydediliyor.
Lehçe ve şive için GAP TV'de
tanınacak esneklik, "Kürtçe ya-
yına doğru ilk adım" olarak yo-
rumlanırken, TRT Yasası ve ya-
yın ilkeleri, programlarda bölge-
sel ağız ve taklitleri yasaklıyor.
Yasada, tipleme gereği de olsa,
güzel bir Türkçe kullanımı şart
koşuluyor.
Radyo ve Televizyon Üst Ku-
rulu'nun öneriye olumlu göriiş
bildirmesi halinde, TRT, yöreye
has türkü ve şarkılarda "doğru
Türkçe" aramayacak. Program-
lan, bölgesel özellik taşıdığı ge-
rekçesiyle ılımlı değerlendirecek
ve denetim mekanizmalannda
"aran makasrnı işletmeyecek.
TRT Yasası ve yayın ilkeleri uya-
nnca. programlarda lehçe ve şi-
ve kullanımı yasak.
2954 sayıh TRT Yasası'nın 5.
maddesinın "g" bendi, "KoJay-
ca anlaşılabilir, doğru, temiz ve
güzel bir Türkçe kullanına"hük-
münü içerirken, Radyo Yapım ve
Uygulama Talimatı'nda şu dü-
zenleme yeralıyor:
Yayın ilkeleri
"Türk dilinin milli vaıiığının
birttk ve berabeıiiğinin temel un-
surlanndan biri olduğu benimse-
necek.dili bozucu örnek ve uygu-
lamalara yer verilmeyecektir. Ya-
yınlarda bölgesel ağız taklitleri,
toplumun bazı kesimlerini renci-
de edki tarzda kuUaıulmayacak.
ancak, tipleme gereği kullanılan
bölgesel ağız, sadece tipi ve yöre-
yi beUrtmek amacıyla belli söyle-
yiş ve deyimlerle sınırlandııila-
cak."
1995 yılı Genel Yayın Planı
Müzik Programlan Hedefleri
bölümünde de, "Türk müziği
türlerinden yararlanılarak dil ve
kültür biriiğinin pekiştirilmesi-
ne, Türkçe'nin doğru ve yaygın
bir şekilde kullanılmasına" dik-
kat çekiliyor.
Kürtçe yayın
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in karşı çıktığı Kürtçe
televizyon yayınına, Çiller'in
ılımlı baktığı bir süre önce ka-
muoyunun gündemine gelmişti.
Çiller, Kürtçe yayına ilişkin bü-
rokratlanna hazırlattığı rapor ko-
nusunda, Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu'nu (RTÜK) bilgilen-
dirmişti.
ABD Başkam'nın benzeri Ingiliz Kay, îstanbul'da 'ikizinin' yerine efkâr dağıttı
Clinton'ım gayri resmi kaçamağı
•Kanal D'de
yayımlanacak 'Sünnet
Holding' adlı dizi için
Türkiye'ye davet edilen
tngiliz vatandaşı Bill
Kay, ABD Başkanı Bill
Clinton'a olan
benzerliğiyle, görenleri
şaşkınlığa uğrattı. j.
MUHARREM AYDIN ~
Atatürk Havaalanı'nda önceki
gece yapılan "British Ainvays'e
ait 21.45 uçağı şu anda alanınu-
za inmiştir" anonsu, aynı uçağ
bekleyenlerin dışındakiler için
pek fazla anlam ifade etmiyordu.
Ancak herkes çok sayıda gazete-
ciyle, televizyon kameralannı
görünce içlerinden, "Galiba
önetnli bir konuk getecek" diye
düşünüyordu.
Bu sırada elektronik kapı açıl-
dı ve 'BiUClinton' göründü. Her-
kesin yüzünde müthiş bir şaşkın-
lık okunuyordu. Gelen kişının -
fiziksel görüntüsü bir yana- ger-
çekten kim olduğunu bilen med-
ya mensuplan ise vatandaslann
şaşkınlığım görünce içlerinden
"sinsi smsi" gülüyorlardı. Çünkü
söz konusu kişi, yapımcılığını ti-
yatro sanatçısı Ali Poyrazoğ-
hı'nun üstlendiği ve Kanal D'de
yayımlanacak "Sünnet Hokting"
adlı dizi için Türkiye'ye davet
edilen, Glinton'un benzeri tngi-
liz Bill Kay'den başkası değildi!
Bill Kay, kendisinı karşılayan
AU Po>Tazoğlu ile birlikte Türk
ve Amerikan bayraklanyla bir
süre "klasik poz" verdikten son-
ra dışanda kendilerinı bekleyen,
ABD bayraklı ancak Türk pla-
kalı limuzine bindi. Gazeteciler
ise ilk kez korumasız ve eskort-
suz bir "Başkan^ı izlemenin ra-
hatlığını yaşadılar! Ataköy'deki
Holiday Inn Crov»ne Plaza Ote-
li'nde bir basın toplantısı düzen-
leyen Kay'in, rolüne iyice ısın-
mış bir halde, çevresine gülücük-
ler dağıtıp, eliyle ise Glinton usü-
lü selam vermesi dikkat çekti.
Londra'da yaşayan Bill Kay,
Almanya'da davetli olduğu bir
müzikalin açılışında Bill Clin-
ton'a olan benzerliğı nedeniyle
ölümle tehdit edilmiş. Ancak gü-
venliğinin sağlanmasıyla oîay
önlenmiş. Gerçek mesleğini yıl-
Havalimanında 'Ba> Başkan'
olarak geleneksel biçimde Türk
bayrağıyla kalabalığı selamlay an
Bill Kay (yanda). Susam Bar'da
Türk usulü bir gece geçirirken
dansöz Sibel Banş'tan yakın
ilgisini esirgemedi (üstte).
başı ve yaşgünü kartlan üreten
bir fabrikanın sahibi olarak tanı-
tan Bill Kay'in yaşamında, Bill
Clinton'un ABD Başkanı seçil-
mesinin ardından "hissedilir öl-
çüde" değişiklik olmuş. Herkes
Bill Clinton'a ne kadar çok ben-
zediğini söylemiş. Televizyonlar
röportaj için uzun kuyruklar
oluşturmuş. Ancak Bill Kay,
Clinton'la ilgili kendisine teklif
edilen işlerdenbirbölümünüka-
bul ettiğini söylüyor. Çünkü,
özellikle Bill Çlinton'ın çapkın-
lıklanndan cesaret alan çok sayı-
da kadın Bill Kay'e "ahlaksız
teklif
r
'ler de bulunmuş. Ancak
Bill reddetmiş. Gerekçesinı ise,
"Bunlar Clinton'ı kötü duruma
düşürme amacını tasıyoriar. Bu
yüzden kabul etmiyorum. Zaten
Çlinton'ın başında yeterince be-
la var!" sözleriyle açıkladı.
Bill Kay, "gerçekten" ABD
Başkanı olmak istemiyor.
u
Çün-
kü" diyor, u
çok rizikolu bir gö-
rev!" Bill Kay, bir gazetecinin
kendisine yönelttiğı, ziyaret ön-
cesi bilgi vermediği için Başba-
kan Tansu Çiller'in üzüldüğünü
içeren esprili soruyu ise "Çiller
hakkında çok az şey biliyorum.
\ncak gizli serviskr aracıltğıyla
haberleşebiliyoruz! Bu özel bir
/iyaret olduğu için kendisine ha-
ber verme gereğiduymadun!"di-
>e yanıtladı.
45 yaşındaki Bill Kay, Bill
Clinton'un eşi Hillarv Clinton'ı
"nasıl bulduğu" sorusuna ise
"Güzel ve seksi" olarak yanıtla-
dı. Ali Poyrazoğlu, televizyon
çekimi için Türkiye'ye getirilen
Bill Kay'e ödenen parayı açıkla-
madı. Poyrazoğlu'nun "Para
vermedik, başka şeyler vereceğiz.
Daha doğrusu başka şeyler \aat
ettik!" demesi üzenne; "başka
şeylerden" akıllanna hep "aynı
şeyi" getiren gazeteciler kahka-
halanyla salonu çınlattılar! Bill
Kay'in yalnızca ABD'de bir ben-
zerrakibi olduğunu söyleyen Ali
Poyrazoğlu, hemen ardından ga-
zetecilere şu "medyatik" öneri-
yi yaptı:
KayM bekleyen sürpriz
"Şimdi "Üçün bırı istan-
bul 'daydı!' diye başlık atabilirsi-
niz." Ancak Bill Kay. "Türkusu-
lü" tüm esprilere doğal olarak
"Fransız" kaldı! Türkiye'den
sonra iki haflalık bir gezi için,
(yine Bill Clinton olarak!) Do-
minik Cumhuriyeti'ne gideceği-
nı belirten Bill Kay, Clinton'un
dublörlüğünü ne zaman ve nere-
lerde yaptığına ilişkin soruları
"ulusal güvenlik" ve maddi ge-
leceği açısından sakıncalı bula-
rak yanıtlamaktan kaçındı. Clin-
ton ile aynı kilo ve aynı boya sa-
hip olduğu vurgulanan Bill Kay,
daha sonra Cihangir'deki Susam
Bar'a giderek, "Türk usulü" bir
gece geçirdi. Türk rakısı içen
Bill Kay. ünlü dansöz Sibel Ba-
nş'ı masasındaoynattı, göğüsle-
rinin arasına dolar yapıştırdı ve
Sibel Banş ile uzun süre göbek
attı. Susam Bar'da hayatından ol-
dukça memnun ve mutlu görii-
nen Bill Kay, ertesı gun kendisi-
ni bekleyen "küçüksürpriz"den
habersizdi. Çünkü Bill Kay, Ka-
nal D için hazırlanan, "Sünnet
Holding" adlı dizinin çekimleri
gereği, dizide sünnetçi Mahmut
Civelek rolündeki Ali Poyrazoğ-
lu tarafından Holiday Inn Crovv-
ne Plaza Oteli'nde "sünnet"
edildi!
Nesin, ödül için
Isveç'e gidiyor
•Hiroşima Vakfı tarafından verilen 1994 yılı "Banş ve
Kültür" ödülüne değer görülen Aziz Nesin ve Tunuslu
bilim adamı, felsefe ve tarih profesörü Muhammed
Talibi 22 ocakta Stockholm'de düzenlenecek törenle
ödüllenni alacaklar
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - 22 ocakta,
Stockholm'deki Ulusal Müze'de
farklı bir ortam yaşanacak. Ya-
zanmız Aziz Nesin, Tunuslu bi-
lim adamı, felsefe ve tarih pro-
fesörü Muhammed Talibi ile
birlikte. 1994 yılının "Banş ve
Kültür" ödülünü alacak. Yaza-
nmızı konuklara, Alman yazar
Günter Wallraff tanıtacak.
Amerikalı yazar Ira Morris
ve onun Isveçlı eşi Edha Mor-
ris anısına oluşturulan Hiroşi-
ma Vakfı, her yıl "Banş ve Kül-
tür" dallannda ödül veriyor.
Uluslararası bir jüriye sahip
olan vakıf, Morris çiftinin. Hi-
roşima faciasına gösterdıkleri
insancıl tepkinin süresini amaç-
lıyor. Edita Morris, "Hiroşima
Çiçekleri" adlı öykü kitabıyla
büyük ilgi görmüştü.
"Edita ve Ira Morris'in Hiro-
şima Vakfi". Aziz Nesin'in
ödüllendirilmesinin gerekçesi-
nı şöyle dile getiriyor: "Isveç'te
de iyi tanınan Aziz Nesin, dinci
ve politik fundamentalizme, fa-
natizme karşı, anlayış >« hoşgö-
rü getirmek için, yaşamını bile
tehlikeye sokarak birçok tehdi-
de göğüs gerdi."
Tunuslu Profesör Muham-
med Talibi ise "Müslümanlar
ve Hıristryanlar arasında bir di-
yalog oluşturulmasını sağladıgı
için" ödüllendinliyor.
22 ocakta, Stockholm'ün en
gözde müzelerinden Ulusal
Müze'de yapılacak olan ödül tö-
renine, lsveçli ve yabancı çok
sayıda aydın çağnldı. Ünlü Al-
man yazar Günter NVallraff da
törene katılacak ve yazanrruzı
tanıtan bir konuşma yapacak.
Ardından Nesin ve Talibi, birer
konuşma yaparak konuklara gö-
rüşlerini iletecekler.
Teknoloji, hekinıi
hastadan kopanyor
Çeviri Servisi- "Hastaneler v«
ameliyathaneier, kadrolaru has-
talara insan olarakyaklaşma be-
cerisinden yoksun doktoriardan
oluşan süpermarketler haline
geldi."
Böyle diyor tngiliz Oxford
Üniversitesi'nin kraliyet hane-
danınca ihdas edilmiş eczacılık
kürsüsü başkanı Prof. Sir David
VVeatheralU. Bu kadarla da ye-
tınmıyor. ardından ekliyor:
"Doktorlar, hasta yatağına
yaklaşma alışkanhklannı yitir-
diler, hastalanyla ilgilenme ko-
nusunda düşüncesiz ve kaba oi-
dular."
Ingiltere'nin saygın eczacılık
eğitimcilerinden biri olan Sir
David, bunlan bir sohbet sıra-
sında dostlanna söylemiyor, bu
alanda en ciddi yayın organı
olan British Medical Journal'da
çıkan yazısında söylüyor.
Oxford Üniversitesi'nin mo-
leküler eczacılık enstitüsünün
başındaki kişi olarak hekimlere
böyle bir suçlama yönelten Sir
David, yazısında bu durumun
çok dar alanlarda derinlemesine
uzmanlaşma sonucu meydana
geldiğini belirtmeyi de ıhmal et-
miyor. Bunun doğal sonucu
hakkında ise şunlan söylüyor:
"tyileştirici bakım sistemi. Ue-
ri derecede hasta kişilere yar-
dımcı olmada yetersizdir."
Sir David'ın gözlemlerine ve
saptamalanna göre kanserli has-
talarda tümörle ilgili işlemler,
kişiyi ölümün sınınna yaklaştı-
nyor. Çağdaş yüksek teknoloji,
tüm iyileştirme alanlannı sar-
mış durumda.
Belirli durumlarda hastanın
doktordan insancıl yaklaşım
beklemesine karşılık İcişi çoğu
zaman çaresizliği yalnız yaşa-
mak zorunda kalıyor. Hasta,
doktorunun yolunu gözlerken,
doktor bu beklentiye karşılılık
vermiyor.
talya'nın ünlü "temiz eller ope-
rasyonu"nun tanınmış savcısı Di Pi-
etro Türkiye'ye çağnlmış. TÜSİ-
AD'ın davetlisi olarak gelip bir de
konuşma yapacakmış. Doğrusu ce-
saretli bir girişim. TUSİAD için de-
ğil, Di Pietro için. TÜSİAD -Italyan
savcı bilmez ya- bizde hükümet kur-
durur, hükümet devırir bir kuruluştur
ki herdaim güçlüdür. Demek ki şim-
dilerde el yıkama meselesini progra-
mma aldı. Orası tamam, bize göre bir
Pietro buralara gelip de ne yapacak?
Buralann huyunu bilmez, suyunu bil-
mez. dilini anlamaz, işaretini çakmaz.
Buralarda iş onun bildiği gibi yürü-
mez. Gene de kendi bileceği şey. Bız
ona bir iki ipucu verelim de yanlış bir
düğmeye basıp başını derde sokma-
sın.
Bazı memleketlerde dosyalar ikiye
aynlır: Bu bir.
Incelenecek dosyalar /
hcetenmeyecek dosyalar
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Di Pietro gelsin de öğrensin...
a
iş. Peki, bu yürekli savcı Di Piet-
ro'nun kalkıp da buralara gelmesine
ne demeli? Futbolcu olsa neyse, ken-
di memleketinde emekli olunca bura-
ya gelip yıldız olur. Reklamcı olsa
gene birderece. Yıldızı sönen birpar-
ti onu getirtir, reklamını yaptınr. Di
yle her dosyaya hop diye at-
lanmaz. Dikkatli olacaksın, dosyayı
iyice evirip çevıreceksin. Sadece için-
de ne var diye bakmak yetmez azizim
Di Pietro. Onünde arkasında, yanın-
da yöresinde kim var diye baİcacak-
sın. Bu dosyayı sana neden verdiler
diye düşünüp duracaksın. Yoksa aya-
ğını.bataklığa sokasın diye mi verdi-
ler; biraz kafa yoracaksın. Demek ki
neymiş, önce dosyanın kendisi ince-
lenecekmiş. Dosya kimi memleket-
lerde çok tehlikeli bir şeydir. Hatta
'dosya' sözü bile kendi başına tehli-
kelidir. Birisi için "Onun dosyası var"
demek. başı belada demektir. Içinde
ne olduğunun hiç önemi yoktur.
"Dosyası olmak" yeterli bir suçtur.
"O kişi" neden pasaport alamadığını
da bilemez, neden iş verilmediğıni de
anlayamaz. Onun için de sakın 'dos-
ya' deyip geçmeyesin. Eline veriien
dosyayı iyice soruşturup 'tehlikeli'
olmadığmı anlarsan incelemek için
masanın üstüne koyabilirsin. Genede
ara sıra "güvenilir yerier"den, bu dos-
yanın sende olmasının sakınca yara-
tıp yararmayacağını test etmen akıl-
lılık olur. Oyle. adın biliniyor falan
diye böbürlenmeye kalkma, her yer-
de ne savcılar vardır ki dudak uçuk-
latır. ama sistem onlan es geçmiştir.
Onun için kendine güvenip bılmedi-
ğin yerlerde horoz olmaya kalkmaz-
san senin için daha iyi olur. Şimdi de-
mek kı elindeki dosya "inceknecek
dosyalar"danmış, bunu öğrendin.
Ama bitmedi. Her dosyanın iki bölü-
mü vardır: Bu iki.
bcelenecek bö'lüm /
InceJenmeyecek bölüm
aemek ki neymiş, her dosya-
nın her yanı "incdenmezmiş!." Anla-
şılıyor mu "temiz eller savcısı?" Öy-
le her şeyi kurcalayayım derken ada-
mın eli yanar ki o kadar olur. Önce
elini nereye sokuyorsun; bakacaksın.
Akıllı adam kestaneleri ateşten eliy-
le almaz, maşayla alır. Sen de şimdi
dosyanın orasına burasına bakayım
derken olmaz bir yerine bakmış olur-
sun, başına iş açarsın. Şimdi yapaca-
ğın ilk iş, elindeki dosyanın "incelen-
meyecek bölüm"ünü bulup orayı iyi-
ce bantlamak olacak. Dosyanın ora-
sını iyice kapatacaksın ki kazayla
açılmasm. Aslında Italyanlar da bu
işleri iyi bilirler ya sende bir Fransız-
lıkvargaliba. Bu işleri pekçakmıyor-
sun. Dosyayı bantladıktan sonra geri
kalan bölümüne bakabilirsin. Burası
"ıncelenecekbölüm"dür. Şimdi ince-
le bakalım. Önce "olay"a bakacak-
sın, sonra "yazıh belgeler*'i inceleye-
ceksin, sonra "şahitfcr" var mı, araş-
tıracaksın. Bildiğimızden değil ca-
nım, herhalde öyledir diye söylüyo-
ruz. Şimdi sen dersin ki "Bilmiyorsan
neden benim işime kanşıp kafa ütü-
lüyorsun? Senin başka işin yok mu?"
Işte bak onu da bilmiyorsun. Bizim
buralarda herkesin bir işi vardır, ama
kimse kendi işiyle uğraşmaz, başka-
lannın işiyle uğraşmayı çok sever.
Biz de öyle yapıyoruz. Hem sen de
başkalannın işiyle uğraşmayı meslek
diye seçmişsin ya. Sana ne kardeşim
"kimin eli temiz, kimin eli değU" di-
ye. Hem bakalım senin elin temiz mi?
Elin temizliği marifet değil, elini iyi
ovuşturuyor musun bakalım? Bu iş-
lerden pek çakmadığın anlaşılıyor.
Daha öğrenecek çok şeyin var savcı
bey. Şimdi işimize bakalım. Demek
ki dosyanın "incelenecek bölüm"ünü
buldun. Hemen "tamam,arük işimi-
ze bakalım" demeyeceksin, "zama-
naşımi var mı?" bakacaksın. bu da
üç.
Zamam geçmiş dosya
karıştımlamaz
aynlır: 1. Zamanı geçmiş dosyalar, 2.
Zamanı gelmemiş dosyalar, 3. Ne za-
man ele alınacağı bilinmeyen dosya-
lar. Bunlan hukuk fakültelerinde -ne
yazık ki- öğretmezler. Sen de belki
Pisa Üniversitesi'ni bitirmişsindir.
Öyle Roma hukukunu faian öğren-
mekle olmaz, onlan buralarda da öğ-
retirler, ama asıl eğitim fakülteden
sonra başlar. Şimdi bakacaksın, bu
dosya zaman bakımından hangi kate-
goriye giriyor. Bunu sen bilemezsin,
"güvenilir yerler"e sorarsın. onlar sa-
na söylerler. "Daha zamanı değil"
derlerse dosyayı kaldınp rafın arka-
sına koyacaksın. "Zamanı geçmiş"
dediler mi, hiç bekleme; dosyayı ra-
fın en arkasına koy. "Belli değil" der-
lerse, dosyayı kasaya koyup bekle.
Acele etme. Bak bizde bir atasözü
vardır, "Acele işe şeytan kanşır" de-
riz. Acele etmek acemılerin işidir sin-
yor. Şimdi bunlan dinleyip de "öytey-
se ben gelip de oralarda ne yapaca-
ğım" dersen. onu da seni çağıranlar
nasıl olsa söylerler ya, biz de küçük
öneriler yapalım.
DiPfetrone
yapsn?..
A,nladınız mı sinyor Di Pietro?
Zamanı geçmiş dosyalan kanştınp
da insanlann canını sıkmayacaksın.
Dosyalar "zaman" bakımından üçe
nce özel bir televizyon kana-
)ı hemen uyanıp 900'lü telefonlarla
bir mini anket düzenler. "Di Pietro
burada ne yapsm?"diye sorar. Sana
da bu arada bir organizatör Napoliten
şarkılar söyleyeceğin bir program
ayarlar. Sesinin güzel olup olmama-
sının hiç önemi yok canım; mikro-
fon. hoparlör falan derken durumu
idare edersin. tşe Napoliten şarkılar-
la başlarsın. Biraz ağdalandınp hafıf
arabeske kayarsan artık kimse elini
tutamaz. Köşeyi dönersin ki o kadar
olur. Ara sıra da koşturulup önüne ge-
tirilen bir lavaboda ellerini yıkarsın,
çok hoş olur. Baktın ki artık işin su-
yu çıkıyor, çav deyip memleketine
dönersin. Bu gezi de hoş bir anı ola-
rak belleğinde kalır.
Tamam mı sevgili Di Pietro. Yolun
açıkolsun...