25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31MAYIS1994SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yardıma geldi can verdi •ESKİŞEHtR (Cunhuriyef) -Anadolu Üniversitesi'nin istimlak edip yıktırdığı Mehmet İpek'e ait Şirintepe Mahallesi Ömek Sokaktaki evin malzemelerinin tasfiyesi can aldı. Meslek Lisesi öğrencisi 19 yaşındaki Mehmet Güdücü. aileceçalışükları inşaatın tasfıyesmdeçöken duvann altında kalarak can verdi. Münci Kapani ödülleri • Haber Merkeri -Aybay Hukuk Araştırmalan VakfTnca düzenlenen "Münci Kapani İnşan Haklan İnceleme Ödülleri" vakıfmerkeande düzenlenen törenle sahıplerine verildi. Yanşmanın bu yılki konusu "Kitle İletişım Âraçlan Karşısında Bireyin Korunmasfna aynldı ve konunun özelliği gereği de lleştişim Fakültesi öğrencilerine açık tutuldu. Yanşmada, birinciliği A.Ü. Hukuk Fakültesi'nden Metin Kayaçağlayan ile A.Ü. İleşnişim Fakültesi öğrencisi İlkay Algediklin ortak çahşması. ıkinciliği Askeri Hakim Sıajyeri Kamil Sevimli. üçüncülüğü Adli Yargı Hakim Sıajyeri Turgay Keskin'ın çalışmalan aldı. Yanşmada. A.Ü Hukuk Fakültesi öğrenciieri Banu Kava ve Tolga Durutunaileİ.Ü. Ileşitiş Fakültesi öğrencisi Melek Yel ve M .Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İleşitim Bilimleri Ana Bilim Dalı Y üksek lisans öğrencisi Nurhal Yel Kavaklı da mansiyon aldılar. Amkan üçüncü kez başkan • Haber Merkezi -İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasf nın (İSMMMO) 5. olağan genel kurulunda Başkan Yahya Ankan'ın ekibi, seçimleri açık oy farkı ile kazandı. Genel kurulda, Ankan'ın ekibi ile iki büyük muhalif grubun yaptığı ittifak, oylann yüzde 64'ünü alarak yÖnetime geldi. 2500 üyenin İcatıldığı genel kurulda. lSMMMO"da yeni yönetim şöyle oluştu: Başkan Yahya Ankan. üyeler Nail Sanlı. Mustafa HaTputluoğlu, Serpil Zorbozan, Numan Sağ. Bağ-Kup'dan 308icra • ZONGULDAK (AA) - Bağ-Kur Zonguldak İl Müdürlüğü, sigorta prim borçlanm ödemeyen 308 esnafı icraya verdi. Zonguldak ve ilçelerinde yaklaşık 36 bin aktif Bağ-Kur üyesi bulunduğunu belirten İl Müdürü Saffet Demirbağ. üyelerine sürekli olarak sigorta prim borçlannı ödemeleri konusunda uyanlarda bulunduklannı. ancak cevap alamadıklannı söyledi. SafTet Demirbağ, 308 esnafın borçlannın 3.5 milyar lirayı aştığını kaydetti. Emekli albay ölû bulundu • ÇATALCA(AA)- Çatalca'da emekli bir deniz albayı, evinde ölü bulundu. Kaleiçi mevkii Karanfıl Sokak'taki evinde yalnız yaşayan emekli deniz albayı HalukErtan"ı(66), 10 gündür göremeyen ve dairesinden gelen pis kokulardan şüphelenen komşulan, durumu polise bildirdiler. Daire kapısını kırarak eve giren polis. Ertan'ın çürümeye başlayan cesedini buldu. Emekli deniz albayının şeker hastası olduğu belirlendi. Efes 94 Tatbikatı • İZMİR(AA)-TürkSilahlı Kuwetleri"nin planlı tatbikatlanndan Efes "94 Tatbikatı, 1-15 haziran tarihleri arasında Ege Denizi'nin uluslararası sulannda ve hava sahasında gerçekleştirilecek. Tatbikatta Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri arasındaki işbirliği esaslan ile çeşitli savunma taktikleri denenecek. PTT'nin yalnızca İstanbul'daki telefon abonelerinden alamadığı para 1.5 trilyonu buluyor "FnintrilyonlııkyüzsüzleriHALİLNEBtLER Özelleştirilmesi aylardır kamuoyunu uğraştıran PTTnin "T'sinin sadece İstanbul'da 1.5 trilyon liraya yakın batık alacağının bulunduğu öğrenildi. Aralannda Suudi Arabistan Prensi Ab- dullah Al Faisal, Banker Kastelli, Kürt İdris, Hema Traktör, İbrahim Tathses, Turan Çevik gibi ünlülerin de bulundu- ğu binlerce kişinin, PTT'ye olan borç- lannı yıllardır ödemedikleri ve buna karşın yeni telefon alabildikleri saptan- dı. Kurum içinde "PTT yüzsüzleri" ola- rak adlandınlan borçlular arasında çok sayıda ünlü isim de bulunuyor. Bun- lann arasında hemen dikkati çekenler- den biri de Suudi Arabistan kralivet ai- lesinden Prens Abdullah Al Faisal... Prens Faisal'ın 1988 yıbnda 20 milyon lirayla başlayan ve bir türlü tahsil edile- meyen borcu. bugün 100 milyonlu ra- kamlarla ifade ediliyor. Prens Faisal'- ın Türkiye'deki temsilcileriyle konuşan PTT görevlileri, borcun ödenmesi ko- nusunda hiçbir yanıt alamadıklannı açıkladılar. Faisal'ın Türkiye'deki umumi vekili Salih Özcan'm da PTTye "borç takan- lar" listesinde yer aldığı biliniyor. Salih Özcan. Rabıtat-ül Alem-i İslam adlı şe- riatçı Suudi örgütünün iki Türk üyesin- den bin. Özcan, 1983 yılında kurulan Faysal Finans"ın kuruculuğunu da üst- lenmiş. Borçrekortmenlerindenbiri de Express Gazetecilik ve Güçlü Gazeteci- lik şirketlerinin sahibi Mustafa Küpeli. Küpeli'nin milyarlarca liralık borçlan, onlarca dosyayla takip edilmeye çalışılı- yor. Banker Kastelli olarak bilinen Cev- ler özden ve oğlu Ahmet Deha özden, PTT'ye borçlannı ödemediği halde yeni telefon alabilen ender kişiler. 10-15 mil- yon liralık anaparalarla başlayan borç- lannın kat kat faizlerinin silinmesini is- teyen, faizler silinmediği için borçlannı ödemekten kaçınan Kastelli. bir PTT yetkilisini, "Siz yıllarca faizden para ka- zanan biri olarak nasıl alacağımızın faiz- lerinin silinmesini istersiniz" sorusu üze- rine. "Btzim temel kuralunız faiz ödeme- mektir" yanıtını veriyordu. Bir kamu bankasını dolandırmak savıyla hakkında çok sayıda dava açılan Eska Holding"in. PTT'ye de yüklü mik- tarda borç taktığı belirlendi. Unlühaya- li ihracatçı Turan Çevik, 50'nin üzerinde takip dosyasının muhatabı Hema Trak- tör, İSKI müteahhitlerinden Suzi Er- tem, Toros Havayollan, İbrahim Tatlı- ses'in Tatlıses Turizm adlı otobüs fir- ması, kamuoyunda kendisini Şeyh Bedii olarak tanıtan Bedii Cihaner, Abdi Ipekçi davasına adı kanşan müteahhit Mustafa Kemal Derinkök, Star televiz- yon kanalının avukatı olarak tanınan Münci İnci, hayali ihracata kanştığı be- lırlenen Süzer Elektrik. PTT'nin peşin- den koştuğu borçlulardan bazılan. İstanbul'daki binlerce borçlunun peşin- den 18 avukat koşuyor. PTT'nin para- lannı kurtarmak için çalışan avukatlar- dan her biri 5 bin ile 7 bin 500 arası dos- yaya bakmakla yükümlü olduğu için de işlemler her gün biraz daha gecikiyor. THK: Türkiye'yeHizmetKurumu Kurban derisi nedeniyle şeriatçılann hedefı olan Türk Hava Kurumu, gelirini ülke yaranna kullanıyor CENGİZ YILDIRIM Mustafa Kemal Atahîrk'ün isteğiyle 1925 yılında kurulan ve ayakta kalan birkaç kurum- dan birisi olan Türk Hava Ku- rumu (THK). kuruluşundan sonraki ilk 10 yılda halkın bağı- şlanyla 351 adet uçak satın aldı ve bunlan Türk Hava Kuvvet- leri'ne bağışladı. THK. Sılahlı Kuvvetler personelinden 4 bine yakın paraşütçü, bine yakın planörcü ve çok sayıda modelci yetiştirdi. THK, birçok faaliye- tinin yanı sıra oımanyangınlan na müdahale ediyor, havadan lanmsal ilaçlama yapıyor vc denizleri kirleten gemileri belir- liyor. Kurban derisi ve bağırsağı toplamada "tek yasal kuruluş" olan THK, deri toplama kam- panyasında. "tarikatçı örgütle- rin" saldınsına uğradı. Ha- vacılığın önemini yıllar önce- sinden gören Atatürk'ün iste- ğiyle 16 Şubat 1925 yılında ku- rulan Türk Hava Kurumu. 1935yılınadektoplam351 adet uçak satın alarak bunlan Türk Hava Kuvvetleri'ne bağışladı. Türkkuşu Genel Müdürlüğü'- nün açılmasıyla ha\acılık faali- yetlerini kendi bünyesinde sür- dürmeye başladı. Türkkuşu Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan uçuş-planör-paraşüt ve model uçak okullannda gençle- re havacıhk eğitimi vermeye başladı. Söz konusu egitimler, 1935 yılından günümüze dek aralıksız sürüyor. Silahlı KuYvetler'e katkT 1991 yılından itibaren her yıl Kara ve Hava Harp Okulu öğ- rencileri ile astsubay hanrlama okullan öğrenciieri paraşütçü ve model uçakçı olarak THK'- ce yetiştirilerek Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kazandınlıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin uçaksavar eğilimlerinde THK model uçaklan ve öğretmenleri kullanılıyor. Türk Silahlı Kuv- vetleri'ne yapılan destek çerçe- vesinde. 1992 yılında Hava Harp Okulu'na ilk kez alınan 56 bayan öğrenciye eleminas- yon uçuşu yaptınldı. THK'ce; 1992'de 1146, 1993'te 780, 1994'te de 1483 olmak üzere Si- lahlı Kuvvetler personelinden toplam 3 bin 309 paraşütçü. 833 planörcü ve 45 kişi de mo- del uçakçı olarak yetiştirildi. Yangın-ilaçlama-gözlem Türk Hava Kurumu, havacı- lık eğitimlerini Türkkuşu/Eti- mesgut Tesisleri, İnönü Eğitim Merkezi, Akşehir Eğitim Mer- kezi ve Efes Eğitim Merkezi ol- mak üzere dört ana merkezde yapıyor. Kurum. sportif amaçlı havacıhk kurslannın yanında ormanlanmızın söndürülmesi- ne müdahale ediyor. zirai ilaç- lama (ot. süne. pamuk. sinek, zeytin) yapıyor ve denizlerimizi kirleten gemileri belirleyerek ülke ekonomisine büyük katkı- da bulunuyor. THK'ce. 1991 yılında İzmir ve Çanakkale böl- gelerinde 768 saat, 1992 yılında 113 saat, 1993 yılında ise 736 saat olmak üzere toplam 1617 saat uçuş gerçekleştirilerek or- man yangınlannın söndürül- mesine müdahale edildi. 1989-1991 döneminde yılda ortalama 800-900 bin dekarlık alanda yapılan zirai ilaçlama. 1991-93 döneminde 1 milyon dekar seviyesi üzerine çıkanldı. 1993 yılında 644 saat uçuş ger- çekleştirilerek 1 milyon 180 bin 225 dekarlık zirai ilaçlama yapıldı ve havadan 1 milyon 979 bin 560 litre ilaç atıldı.'Bu ilaçlamanın 75 bin dekan. Ku- zey Kıbns Türk Cumhuriyeti"- nde (KKTC) gerçekleştirildi. Denizlerimizi kirleten ge- milerin tespiti, 1993 yılından iti- baren Turizm ve Içişleri ba- kanlıklan ile ortaklaşa THK uçaklan (doğal afet, hasta- yaralı. organ nakli) ile yapılı- û t n ı ı h ı ı l l i ı K ı r ı K ı i v i i h > r l i J a P ° n F e s t i v a l i 1 9 9 4 ö n c e k i 8"" > a P d a n Şenüklerle sona erdi. I S i a U D U l I U i a n D U y U i e a i Türk-Japon Kültür Demeği tarafından düzenlenen festivalin son gününde Dragon Dansı, Shanshan Kasa Odori, Taiko Davullan. Hanagasa Odori, Awa Odori. Akeade Higan Jishimai ve Su- dama Kai Genji Taiko adlı dansları sunan Japon halk dansları ekipleri ayrıca Dolmabahçe Sarayı'nda onurlarına verilen yeme- ğekatılarakgeceyansınakadareğlendiler.(FOTOĞRAF: YILMAZKARABACAK) yor. 1993 yılında Çanakkale Körfezı'nden Adana'nın Yu- murtalık Koyu'na dek kıyı şeri- dimiz THK uçaklannca hava- dan kontrol edildi. Temmuz- eylül aylan arasında günde 4 sorti olmak üzere toplam 1 mil- yon 449 bin 50 saat uçuş yapıldı ve denizlerimizi kirleten gemiler kamera ile belirlenerek Sahil Güvenlik'e bildirildi. THK. bu çok masraflı olan havacllık hizmetlerini devlet bütçesine yük olmadan yalnı- zca hayırsever yurttaşlann bağış ve yardımlan ile kurban derisi, bağırsak, fıtre ve zekat gelirlerinden elde edilen gelirle- rin yüzde 4O'ı ile yapmaya çalışıyor. THK, gelirinin yüzde 25'ini Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflanna, yüzde 15"ini Kızılay'a, yüzde 15'ini Çoçuk Esirgeme Kurumu'na ve yüzde 5"inı Diyanet Vakfı'na veriyor. THK. gelir toplarken yaptığı masrafîan, gelirinin yüzde 10'unugeçememektedir. İslahiye Sulh Ceza Mahkemesi yargıladı: İzinsizderi toplamaya hapiscezası İSLAHİYE (\\y Gazian- tep'in İslahiye ilçesı İmam Ha- tip Lisesi Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ali Gelebek. Kurban Bayramfnda izinsiz deri topladığı gerekçesiyle. 3 ay hapis ve 65 bin lira para cezası- na çaptınldı. Kurban Bayramf nda izinsiz deri topladığı için, Türk Hava Kurumu (THK) yetkililerince dava edilen Ali Gelebek. İslahi- ye Sulh Ceza •Mahkemesi'nde yargılandı. Mahkeme tek celsede verdıği kararda. kurban derisi ve bağı- rsak toplama yetkisinin THK"- nda olduğunu belirterek Gele- bek'i 3 ay hepis ve 65 bin lira para cezasına mahkum etti. Gelebek'in hapis cezası 270 bin lira para cezasına çevrilir- ken. daha önce el konulan 119 koyun. 1001 keçi derisi. THK İslahiye Şubesi'ne teslim edildi. Kültür Bakanı sofilor: Her eser, kendi toprağındagüzeldir ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) - Kültür Bakanı Fikri Sağlar. "kültürel mirasın, hangi ülkede olursa olsun bühln insan- lığın ortak değeri sayıldığını, an- cak her eserin, üreriİdiği toprak- larda. ait olduklan yerlerde gü- zel olduğunu" söyledi. 16. Uluslararası Kazı. Araş- tırma ve Arkeometri Sempoz- yumu, yerli ve yabancı bilim adamlannın. öğrencilerin ve davetlilerin katılımıyia Milli Kütüphane'de başladı. Sem- pozyumun açıbş konuşmasmı yapan Kültür Bakanı Sağlar. "Kültür mirası zenginliği ile dün- yanın ender yerlerinden biri olan ülkemizin bir sonınu da eski eser kaçakçüığıdır. V asadışı yoüarla yurtdışına kaçırılan eserlerin ül- kemize geri geririlmesi için, ba- kanlığunız yoğun bir çalışma içindedir" dedi. Sağlar, şunlan söyledi: "Artık haklılığımızı uluslara- rası platformlarda kanıtlamakta eskisi kadar güçlük çekmiyoruz. Lidya eserleri ve Girlandlı Lahit ülkemize dönmüşrür. İ Ikemizin > a da bir başka ülkenin sahip ol- duğu kültürel miras, hangi ülke- de bulunursa bulunsun. rüm in- sanlığın ortak mirasıdır. Ancak biz diyoruz ki her eser. üretildiği topraklarda, ait olduklan \erde güzeldir." "Vakında Marsyas Heykeü'- nin de döneceğini müjdelemek is- terim" di>en Sağlar. aynca iki adet eserin de yurda getirilmek üzere olduğunu belirtıi. Müze- lere aynlan ödeneğin yeterli ol- madığını açıklayan Sağlar. son bir yıl içinde 10 adet müze biri- mi ve örenyerinin düzenlenerek hizmete açıldığını söyledi. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Prof. Dr. Engin Öz- gen ise, bu yılki sempozyu- mun, kazı seksiyonunda 95, araştırma ve arkeometri seksi- yonunda 90 olmak üzere 185 bildirinin yer aldığını kavdede- rek. "Bu sayı ülkemizde yapılan arkeolojik çalısmalann yoğun- luğunu da göstermektedir. 1993 yılı içerisindc Türkiye'de 44'ü Türk, 32'si yabancı, 37'si Türk ve yabancı bilim adamı katılımlı ve 97'si müzelerimizce yapılan kazılar olmak üzere 208 adet arkeolojik kazı ve bu çalısmala- nn yanında 41 yabancı yüzey araştırması ve 28 Türk yüzej araştırması yine Bakanlığımız izinleriyle yapılmıştır" dedı. Sempozyum beş gün sürecek. SAYIN EDEBIYAT ÖĞRETMENLERİ DERS GEÇME VE KREDİ SİSTEMİNE GÖRE EDEBİYAT l-lll DERS KİTABI NURER UĞURLU NURER UĞURLU TÜRK DILI VE EDEBİYATI MEB. Talım ve Terbıye Kurulu'nun 22.04.1994 tarih, 300 sayılı kararıyla lise ve dengi okullarda ders krtabi olarak (beş yıl süreyle) kabul edilmiştir. Duyuru 9.5.1994 tarih, 2406 sayılı Tebliğler Dergisi'nde yayınlanmıştir. Bütün liselerimize ömek kitaplar gönderilmiştir. ÖRGÜN YAYINLARI LTD. ŞTİ. Nuruosmaniye Cad. No. 28 Cağaloğlu/İSTANBUL Tel: (0212) 527 39 49 - 526 37 34 ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yalanla Avutmak... Geçen cümartesi günü "Kocaeli Demokrasi Grubu"- nun düzenlemiş olduğu bir panele katıldım. Panelin başlığı "5 Nisan Kararlan ve Demokrasi" idi. Kocaeli Demokrasi Grubu.Türkiye'nin dört bir yanında fışkırma- ya başlayan "örgütlenme çabalanna" ömek olabilecek bir girişim. Belli kurum ve kuruluşlardan gelen insanlar, bu "grup" içinde bir araya gelmişler. Ama her türlü "sı- fat" ve "unvanlarından" sıyrılmış bir biçimde. Örneğin bir sendika başkanı, bu "grup" içinde sadece "sade bir vatandaş". Kısa bir süre içinde "tüzel kişilik" kazana- caklarını belirttiler. Umutla izliyorum... Toplantıya farklı görüşlerden insanlar davet edilmişti. Ağırlıklı olarak beMİ birdünya görüşünü savunan insan- lar konuşacaktı. Ama çok "farklı" görüşleri dile getiren bir hoca da konuşmacılar arasına katılmıştı. İlk söz bu deneyimli ve belli sınırlarçerçevesinde say- gı duyduğum hocaya verildi. Ama konuşmasına başla- dıktan sonra kulaklarıma inanamadım. Neredeyse "5 Nisan Kararları'nın nedeni işçi ücretleridir" diyecekti. 24 Ocak 1980 Kararları'nı göklere çıkartıyor, alınan ön- lemleri "zorunlu" önlemler olarak değerlendiriyordu. Elbette "özelleştirme" de kaçınılmazdı. Üstelik bu sayın hocaya göre "bu konuda herkes düşünce birliği içindey- di." Herhalde kendisi gibi düşünmeyenleri, adamdan saymıyordu. Bu hocaya göre Türkiye 24 Ocak öncesinde ulusal ge- lirlerinin ancak yüzde 4'ü kadar ihracat yapabilirken, bu oranı yüzde 14-15'lerekadaryükseltmişti.Bubaşarı "du- yulmuş işitilmiş bir şey değildi." Ve gene bu hocaya göre "bütün dünya hayretler içinde kalmıştı."Saptırma- nın ve pişkinliğin bu derecesini ne görmüştüm, ne de duymuştum. Hadi siyasetçilerimiz bu gibi lafların arkası- nasığınıyorlardı, ama bilim adamı kisvesindeki birinden bu kadar saçma şeyler duymamıştım. Ve bu sayın hoca "Hepimiz biraz fakirleşeceğiz" diye tamamladığı konuşmasmı; "Ben de siz de biraz daha fa- kirleşeceğiz ve bu buhranın altından kalkacağız." Ve ağırlıklı olarak öğrencilerden, öğretmenlerden, emekli- lerden, özelleştirmenin yakıcı nefesini ensesinde hisse- den işçilerden oluşan dinleyici kitlesi; büyük bir nezaket göstererek bu görüşleri itiraz etmeden dinledi. Allahtan hazırlıklı gitmiştim. Elimde DİE'nin resmi ra- kamları vardı. Sadece bu rakamlara dayanarak 1971- 1981-1991 dönemleri ile, 1972-1982-1992 dönemlerini karşılaştırdım. Okurlarımı fazla rakamlara boğmadan bu karşılaştırmaları burada da yapmak istiyorum. Türkiye'nin ihracatı 1971'de 677 milyon dolar idi. Bu rakam 1981'de 4.703 milyon dolara yükselmişti. Yani yaklaşık olarak 7 kat artmıştı. yüzde 700 artmıştı. Buna karştlık 1981 de 4.703 milyon dolar olan ihracatımız 1991 de 13.593 milyon dolara yükselmişti. Yani yaklaşık olarak 3 kat (yüzde 300) artmıştı. 1972yi izleyen "ony/Mdönem/er/n"incelenmesinde de benzer bir sonuç ortaya çıkıyordu. Türkiye'nin ihra- catı 1972'de 885 milyon dolarken, 1982'de 5.746 milyon dolara ve 1992'de 14.714 milyon dolara yükselmişti. 1972-1982 arasındaki artış yüzde 650, 1982-1992 arasın- daki artış yüzde 250 idi. "Bu mu başarı?" diye vurdum elimi masaya, "Bu ra- kamlara mı hayret etti bütün dünya?" Türkiye 1970-1980 arasında iki petrol krizi atlatmış, Kıbrıs Barış Harekah'nt başarmış, ABD'nin silah ambargosuna katlanmıştı. Bu- na rağmen bu dönemdeki enflasyon oranı 1980-1990 dö- nemindeki enflasyon oranının yarısı kadardı ve kal- kınma hızı daha yüksektı. Tüm bu yaşadıklarımız ne hak- la "tersyüz" edilmek istenebilirdi? öldük mü bizler?.. "Devlet toplumun bir kesimine, yani sermayedarlara yüzde 406 yıllık faiz öderken, nasıl hep birlikte fakirleş- mekten söz edebilirsiniz?" diye sordum. Acı reçetelerin hep "emek kesimine" içirilmek istendiğini söyledim. "Rakamlar doğru değil" diye itiraz etmek istedi söz ko- nusu hoca. Resmi rakamları önüne koydum. Çok sinir- lendi. "Ben böyle bir toplantıda konuşmam" diyerek çantasını topladı ve gıtti. Ne diyelim? Uğurlar olsun... Hep aynı oyun, hep aynı düzen... Insanların ve özellik- le örgütsüz toplulukların unutkanlık ve acizliklerinden yararlanacaklar ve ınsanların gözlerinin içine baka ba- ka yalan söyleyecekler. Ve bizler de "saygı ve nezaketi- mizden" itiraz etmeyeceğiz... Yağma yok artık. Herkes hak ettiği yanıtı alacak. Ve bu yalanlara inanan kitleler de içinde bulundukları koşulların ağırlığı altında ezilirlerken, "Turgutözal7 öz- /eyeceWer... "Kiminle başladı bupolitikalar, kim içirdi ilk acı reçeteleri, kim yıllarca "Bu yıl son sıkıntı senemiz" diye avuttu bu halkı?.. Dış borçlar 100 milyar dolara doğ- ru tırmanırken, iç borçlar 300 trilyon lirayı aşmışken; emekli işçisinin maaşını ödemekte zorlanan devlet, bu borçlan ve faizlerini ödemek için yeniden borç alırken, hala "yalanlarla avutmak" istiyorlar insanlarımızı... Bu işi siyasetçilerimiz yapınca ayıp oluyor. Ama bilim ada- mı kisvesine bürünenler yapınca "ayıbın" çok ötelerine geçiyoruz. Clndoruk ve CIHer destek verdi Denktaş'tanRumlara veBaü'yagözdağı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş. Kıbns sorunu- nun çözümü konusunda Rum- lara ve Batı'ya gözdağı verdi. Denktaş. Kıbns Rum Kesimi"- nin Avrupa Birliği'ne gırmesi durumunda, anavatan Türkiye ile entegrasyona gideceklerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Veki- li.TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruku dün TBMMdeki makamında ziyaret eden Denk- taş. ilk kez Türkiye ile birleşme konusunu gündeme getirdi. Kıbns sorununda çözüme ulaştlamamasının nedeninin. BM Genel Sekreteri'nin üzerin- de uzlaşma sağlanan ilk belge yerine Rum kesiminin istekleri- ni dikkate alan ikinci metni esas alması olduğunu vurgulayan Denktaş. şöyle dedi: "Bu haksızlığı bertaraf erme- lerini istiyoruz diye, uzlaşmaz oluyoruz, bizi kötü raporlarla tehdit ediyodar. Bizi, iki tercih arasında bırakıyorlar. Kötü ra- pora boyun mu eğelim, yoksa hakkımızı korumaya devam mı edelim? Karar. neticede Meclis'- in olacaktır." Denktaş. Rumlann AB üye- liği konusunda ise "Şimdiden ikaz edivoruz ve divoruz ki: Rumlar. Avrupa Biriiği'ne girme yolunda adım atariarsa ve onlar da bunlara kapıyı açarlarsa Kıbns adı altında, o zaman iki Kıbrıs kökleşmiş olur >e Türk Kıbns davası da ha>ada kalmaz, yalnız kalmaz. Ana>atanı>la şu veya bu şekilde entegrasyona gi- der. Kıbrıs'ta bir Türkiye faktö- rii vardır. Bunlan kaale almadan Kıbrıs sorunumı çözmek müm- kün değildir" dedi. TBMM'nin bir yıl içinde iki kez Kıbns'la ilgili karar aldığını ve bunlann hükümetleri bağ- layıcı olduğunu belirten Cindo- ruk ise şunlan söyledi: "Kıbrıs politikamız millet po- litikasıdır, sadece devlet poliri- kası değildir. Söylediklerinize tamamen katılıyorum. Eğer yanlış bir politika dünyanın yö- neticisi olan BM ya da Avrupa Topluluğu tarafından ortaya ko- nursa o zaman da sizin dediğinizi yapma hakkınız ortaya çıkar. Devletlerarası hukuk da buna el- vermektedir. Biz milletlerarası anlaşmalara sadığız." Öte yandan Denktaş Tansu Çiller ile konutunda yaklaşık 1.5 saat görüşmesinin ardın- dan, Başbakan'ın da kendileri- ni destekleme karannda oldu- ğunu gördüğünü söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle