Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31MAY1S1994SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
'GünümüzTürksanatı'Berlin'deAlmanya'nın üç kentinde gerçekleştirilecek İskele' sergi dizisinin ilki, Berlin'de yoğun ilgi gördü
AHUANTMEN
AJmanya'nın dış kültür ilişkı-
lerini düzenleyen kuruluş IFA-
nın davetlisi olarak dokuz sa-
natçırun katılımıyla Berlın'de
gerçekleştinlen "Iskele-Bııgün-
kü Türk Sanan" başSklı sergı.
birleşmeden sonra hâlâ 'ayrdı-
ğı' hissedilen 'doğu yakasını' ha-
reketlendırmış Berlin'ın. Al-
mankr'ın ünlü gazetesi Tages
Spiegel. "Boğaziçi'nde Tophım-
sal Sanat" başlığıyla yayımladı-
ğı Hfi Kreis imzalj yazıda, böy-
lesi bir serginin Berlin'de neden
daha önce açılmamış olduğu.
neden bu denli geciktiğini sor-
muş. Kısacası, uskele" sergisi
(Selim Birsel. Handan Börüte-
çene, Osman Dinç, Ayşe Erk-
men, Gülsün Karamustafa. Ser-
hat Kiraz, Füsun Onur, Hale
Tenger ve Adem Vümaz) şaşırt-
mış Alman sanat ortamınj.
Serginin küratörlerinden
BM Çağdaş Sanat Merkezi yö-
netidsi Beral Madra ile görüş-
tük...
JLJeerlin'deyaşa-
yan Türk sanatçı-
lanmız yerel Berlin
sanat ortamının da
çoketkisialtında
• kalmışlardın oysa
bu sergiye katılan
Türk sanatçılann
daha küresel bir
söylem ğeliştirdikleri
doğru.'
- Serginin gördüğü >oğun ilgi-
de, Avnıpa'nın herhangi bir ken-
tinde değil de Berlin'de açılmış
olmasının etkisi olabilir mi sizce?
Evet, Almanya'da böyle bir
serginin olması, bugün bence
ayn birönem taşıyorçünkü AI-
manya Avrupa'da Türkler'in
en yoğun olarak yaşadıgı yer.
Aynca bir kültür kimliği soru-
nuyla karşı karşıya azınlık
Türk toplumu Almanya'da.
Özellikle de çağdaş kimlik ko-
nusunda bağlantılan kopmuş
durumda. Ve gözlemlediğiın
kadanyla Türkıye'den gelecek
bütün kültür ve sanat etkinlik-
lerini çok büyük bir özlemle
bekliyorlar fakat, buna tam
olarak sahip çıkacak ya da bu-
nunla bağ kuracak durumlan
yok. Türkiye'yle çağdaş küJtür
bağlan ihmal edilmiş. Ama di-
yeceksiniz ki orada yaşayan ve
az çok Almanya'ya entegre ol-
muş sanatçılanmız var; ama
şunu da biliyoruz ki Avrupa'-
nm hangi ülkesinde olursa olsun, azınlıklann sa-
natçılan yine aanlık bağlamında değerlendirili-
yor. Bunlann arasından gerçekten çok önemli
bir sanatçı çıkarsa, birçok rastlanü da bu sa-
natçının kendini göstermesine yardımcı olursa
ancak sonuç alınabilıyor.
- 'İskete' sergisinde yer alan işlerle Berlin'de
yaşayan pek çok Türk sanatçısının yapıtlarını
karşilaştırdığımızda, Tûrkiye'de vaşayan sa-
natçılarımızın daha çağdaş, daha güncel yapıtlar
ürettiklerini söyleyebilir miyiz?
Türkiye'den giden bu sanatçılann, Türkiye'-
nin içinde bulunduğu ekonomik. siyasal ve top-
lumsal koşullardan ve bu çevrenin içindeki so-
runlardan yola çıkarak ğeliştirdikleri bir sanat
Ayşe Erkmen'in Türklerin yoğun olarak yaşadıgı Kreusberg'de bir binanın dış cepbesinde yazdığı fiil çekimleri merak uyandırdı.
Beral Madra, sergiye katılanlarm Türkive'nin siyasal ve kültürel söyleminin temsilcileri oMuğunu söylüyor. Selim Birsel'in işi (üstte).
var. Yani bir Tûrkiye'de yaşamak durumu var
ki bunu gözardı edemeyiz. Ama orada üretim
yapan sanatçılar da Berfin sanat ortamının için-
den çıkan sanatçılar ve Berlin sanat ortamı da
çok çeşitli katmanlarda sanat dilinin görüldüğü
bir ortamdır. Bunu değerlendirecek olursak.
Berlın'in kendi yerel üretimi de vardır. Avrupa'-
nın ortasında olmasına karşın bir 'Berlin resmi'
vardır ya da belki bir 'Berlin heykeli' vardır.
- Almanya'da tehlikeli boyutlara varan yoğun
bir > abancı düşmanlığı olduğu gerçeğini gözönün-
de bulundurarak izleyici profılini irdelediğinizde
söylenecek bir şey >ar mı?
Tabii bir hafta içinde insanın bır ülkedeki
azmhklara karşı düşmanhğı izlemesine imkan
yok.
- Peki ya zamanlama bu denli verinde olma-
saydı, aynı sergiyle bu denli yoğun bir ilgi görebilir
miydi 'günümüz Türk sanatı' Almanya'da?
Görmezdi demek istemiyorum. Tabiı bunu
geriye dönük olarak tahmin etmek biraz zor. Bu
tür sergilenn zaten en az 30 yıklır yurtdışına gö-
türülmesi gerekiyordu. Böyle bir gereklilik var.
Fakat bu gereklilik hiçbır şekilde yerine getiril-
medi. Dolayısıyla bir birikim sözkonusu ola-
caktı. Biz şimdi bu birikimi atlayarak, bir sıçra-
ma yaparak olayın içine girmiş oluyoruz. Tabii
kı burada bir sürpriz sözkonusu. ÂJman sanat
izleyicisinin karşılaşüğı serginin kalitesinin ne
olduğu konusunda tarüşmak
gerekiyor. Ben de diyorum ki
eğer yine birkaç yıl önoe de bu
kalitede bir sergi gitseydi, bu-
gün gördüğü ilgiyi görebilirdi
ama o zaman siyasal söylem
farklı olacaktı.
- Biraz da sergive katılan sa-
natçdardan söz edeüm...
Sergiye katılacak dokuz sa-
natçıyı geçen eylül ayında
Türkiye sanat ortamını yakın-
dan izleyen sanat eleştirmeni-
küratör Sabine Vogel ile yaptı-
ğımız bir çalışmada belirledik.
Bu sanatçılan secerken, sergi
kataloğunda da çok belirgin bir
şekilde görüldüğü gibi. sanatçı-
lann 10-15 yıldır yaptıklan işle-
rin birikimi büyük bir önem
taşıyordu. Ve bence bu sergide
ortaya konan işler de bu birikı-
min uç noktalanru ve bugüne
erişen olgunluklannı gösteren
işlerdi. Bu sergide büyük bir
dıngınlik. sadelik... tabii onun
'T
A ürkiye'de
adma plastik
sanatlar
denilen sanat
üretimi düşünsel
düzeyde
algılanmıyor, kabul
edilmiyor, bu
ülkenin kültür
kimliğinden önemli
bir yeri olduğu
düşünülmüyor'
kadar da güçiü bir vuruculuk
vardı. Yani bu iki şey son dere-
ce gûzel birleşmişti.
Her bır yapıt kendi başına
konuşuyordu fakat aynı za-
manda diğer yapıtlarla da bir
takım ilişkıler kurmak müm-
kündü. Bu sanatçılar Türkiye'-
nin siyasal ve küitürel söylemi-
ninin temsilcileri gibiydiler ora-
da. Tabii bu yapıtlann dilini
çözmek gerekiyordu ama ora-
da deneyimli bir sanat izleyicisi
var ve hemen ilk bakışta çözebi-
liyorlardı. Akdeniz kültürü,
Osmanlı sanatı, bugünkü Tür-
kiye'nin bütün açmazlan. ba-
şanlan: hepsini bu yapıtlarda
görmek mümkündü. HaleTen-
ger'ın İstanbul'da da sergilenen
Bosna Hersek- Nezih Ölüm
Gardiyanlan' sergisi, orada ayn
bır önem taşıyordu, çünkü son
derece güncel bir konu orada
da. Onun işinin Beuys'a olan
göndermesi de Almanlan için
aynca bir ilgi odağıydı.
-Bu islerin orada nasd 'okun-
duğuyla' burada nasıl 'okuna-
madıgY (!) konusunda ne düşünüyorsunuz?
Buradaki en büyük aynm şuradan kaynak-
lanıyor: Türkiye'de adına plastik sanatlar deni-
len sanat üretiminin düşünsel düzeyde algılan-
dığını ya da kabul edildiğirü, bir felsefenin so-
nucu oiarak ortaya çıktığı ıçın bu ülkenin kültür
kimliğinde çok önemli bir yer aldığını düşünmü-
yor Türkiye'deki insanlar. Bugün Türkiye'deki
en önemli şey sanat fuan. Sanat fuan nedir? Re-
simlerin ve heykellerin satışa sunulduğu bir pa-
zardır. Burada herhangi bir kültür kimliği ya da
felsefı kimlikle ilgili herhangi bir araştırmaya da
gerek yoktur. Buna karşılık bu sergilere katılan
sanatçılann yıl boyunca açtıklan sergileri çok iyi
izlcdik, gelen insan sayısı son derece azdı.
Bir ApkHavaSergisi:
İMp BtoMan
SENNUR SEZER
istanbul, sanatseverler için hep bir açıkhava müzesi
niteliği taşır. Gündelik hayhuya kapılmadan biraz dikkat-
le yürüdüğünüzde cam-beton ucubesi binalara benze-
meyen bir bina, bir heykel ya da bir kabartmayla karşıla-
şabilirsiniz. Kimi zaman Harbiye'deki Muhsin Ertuğrul
Tiyatrosu'nun önündeki heykel gibi neredeyse "koru-
maya alınmıştır" bu heykel (heykeltıraşı Zerıin Bölök-
başı), kimi zaman Zincirlikuyu'da bir sigorta binası
önündeki Akdeniz heykeli bir firma amblemi sanılır
(heykeltıraşı llhan Koman) Ama dikkatli bir gözyakalar
güzelliğini.
İstanbul gibi durmadan çirkinleştirilen bir şehirde, ki-
mi binalardaki sanatçı katkısını bılirseniz, küçucuk bir
dolaşmayı bir sergi gezisine çevirebilirsiniz. Örneğin
Saraçhane başmdaki İstanbul Manifaturacılar Çarşısı,
bir çağdaş sanat müzesi gibi gezilebilir. Evet, kısa adıy-
la İMÇ Blokları. Hani bir yani plakçılar çarşısı, bir yani
tesettür giyim dükkanları, bir yani perde, çadır vb. satı-
lan yaygın, çevreyle uyumlu bina.
İMÇ Blokları'nın ilklerinden birinin duvarlarından bi-
rinde kayar gibi hareketfi soyutfigürler göreceksiniz. Bi-
raz dikkatli bakın. Bu pembemsi şekiller ne kadar kuş-
lara benziyor değil mi? Seramik ustamız Füreya bu pa-
noyu oraya yerleştirdiğinde yaşadıgı bir olayı anlat-
mıştı. Onun çalışmalarını seyreden Zeyrekli, Vefalı ço-
cuklar birden el çırparak "kuşlar, kuşlar opüşüyorlar"
diye bağrışmışlar. Füreya da, uzaklaşıp bakmış panosu-
na, çocukluğun bu "/ireşftn/"seyretmiş.
Başınızı biraz yukarı kaldırırsanız bir başka kuşu gö-
receksiniz. Demir bir kuş, gelip duvarın bir köşesıne ko-
nuvermiş. Çarkıfelek gibi dönüp duruyor mu kanatları
ne? Kuzgun Acar'ın bir demir heykeli bu. Ankara'dakı
Gökdelen'den çıkartılan heykeline, Gülhaneparkı'ndan
sırra kadem basan figürüne inat kalabalığı seyreyliyor.
Aşağılara yürüyüp kuytu bir duvar aradığınızda düşle-
rinizin istanbul u seriliverir gözlerinize. Mavi. pul pul.
Bedri Rahml bir mozaiğiyle "canım istanbul" diye ses-
lenmektedirsanki. Amadenizin bu mavisi, Bedri Reis'in
doğduğu kıyılarda bile kalmamış ne gam. Kimbilir Koca
Reis bu mozaiğin renkleri için ne kadar uğraşmıştır.
Eren ile birlikte ne çok cam kırığını araştırmıştır. Onları,
seyredenler sıradan ustalarsanmıştır, bir kadının duvar
içinde çalışmasına şaşmışlardır belki.
İMÇ Blokları'ndaTürk plastik sanatının üç ustasını görüp
de bu sergi bitti diyorsanız yanıldmız Serın avlulardan
birinde bir şadırvan göreceksiniz. Yok yok onu bir yer-
lerden söküp, sonradan görme zengınler gibi avluya
oturtmamışlar. Şadırvan'ın yapımcıları Saml Sisa ile
Doğan Tekell. Aviuiarın serinliği şehrin uğultusunu da
unutturdu size değil mi? Hele arada bir başınızı kaldırıp
karşıdaki SSK binasına baktığınızda, binanın çevreye
nasıl uyduğunu gördükçe. O arada SSK binasını Sedat
Hakfcı Eldem'in yaptığını hatırlayıverin. Taşlık'ta da gü-
zel bır.binası (Şarkkahvesi) vardı, ama şimdi yok. Siz
çevreye uyum sağlayan bina örnekleri için SSK bınasıy-
la Taksim'deki Atatürk Kütüphanesi'yle yetmin.
Birden kendinizi havuzlu bir avluda buluverdiniz. Or-
tada bir havuz. Ama havuzdan çok bir heykel sanki. Su-
yun üstüne kapanmış bir Istanbullu mu ne? Hayır, Yavuz
Gflrey'in eseri. Demek beşinci avludasınız
Yeniden dış duvarlar boyunca yürüdüğünüzde, duva-
rın birinde taşların duvardan taştığını göreceksiniz. Ho-
şunuza da gidecek. Uzanıp dokunmak isteyeceksiniz,.
Dokunun dokunun, müzelerde ele geçmez bir fırsat bu.
AN Teoman Germaner'in bir rölyefi (kabartma). Duvarı
nasıl hareketlendirmiş değil mi?
Kim ne derse desin Istenbul tansıklar şehridir. Biraz dik-
katli dolaşıldığında sanat müzesi gezisi yapılabilir. Her
taşın, her mavinin düşünülüp taşınılıp konduğu bınalar
bile bulunabilir. Ağacı kesilmemiş avlular, yerinden
edilmeyip okunacak levhalarla kimliği tanıtılan tarihi kişi
mezarları bile...
Bana sorarsanız, bir pazarı böyle bir geziye ayırın.
Kimbilir bugün var olan resimler, heykeller, çeşmeler,
şadırvanlar yarın yok olur. Gezin görün ki çocuklarınıza
anlatabilesiniz.
ŞehirTiyatrolan'nda
gerginseçim
Kültür Senisi - istanbul Şe-
hir Tiyatrolan Yönetim Kuru-
lunda görev alacak iki ve Re-
pertuar Kurulu'nda görey ala-
cak bir sanatçı temsiicisinin
Boykom'ın 'yaşayansanat'ı
Bedri Baykam 1 -7 haziran arasında Cannes'da Livart projesini sergiliyor
'Uvart' projesi Baykam'ın kendi sanatuıa bir 'karşı çıkış...'
Kültür Senisi - Geçen ay için-
de İstanbul Atatürk Kültür
Merkezi'nde 'Kuvayi Milliye'
başlıkh bir sergi açan ressam
Bedri Baykam. bir projesini
sunmak amacıyla Cannes'a git-
ti.
Baykam, ''Ljvart" (yaşayan
sanat) adlı projesini. 1-7 hazi-
ran tarihleri arasında Cannes'-
da düzenlenecek olan Uluslara-
rası "Art Jonction'' Sanat Fu-
an'nda gerçekleştirecek.
Proje sanatçının 1987'den bu
yana yaptığı politik çahşmalar
ve l.Istanbuî Bienali'nde kul-
landığı Livart projesinin.bir
çok sanat dah ve kavramını bir
senteze götürerek genişlet-
mesinden oluşuyor.
Art Jonction Sanat Fuan'-
nda Lavignes-Bastille Galerisi
sanatçının 1992'de İstanbul'da
sergilediği
u
&otik Maxitürle-
ri"ni sunacak.
Baykam aynca sanat fu-
anrun önce davetlisi olarak,
izleyiciyi bütün duyulanyla içi-
ne alan bu projeyi happening
sanatçılanndan oluşan bir
ekiple gerçekleştirecek.
Bedri Baykam'ın Livart pro-
jesi tiyatro, videoart. müzık,
happening, komedi ve çağdaş
resim sanatını aynı mekanda
biraraya getirmeyi amaçlıyor.
Projede Baykam'la birlikte
sinema ve performans sanatçısı
Adnan Tönel de yer alacak.
Sanatçı. 'Livart'ı "sanafın
aşın entellektüel^oğuk.ciddi ve
halkın ilgisinden kopmuş görü-
nümüne ve sürekli kendini tek-
rarlayanjnetinlerden destek
aravarak ayakta kalmaya çalı-
şan tavnna karşı bir çıkış" ola-
rak gördüğünü belirtiyor.
Bu projede sanatçının konu-
munu "mekan yönetmeni" ola-
rak tanımlayan Baykam sanat
ortamına. alışılmış kalıplann
içinde maddi değerler aramak
yerine, cıddi "risk'ler almayı
• öneriyor.
Livart, sanatçının "İç Man-
zaralar" gazetesinin Fransızca
ve İngilizce hazırlanmış versi-
yonuyla izleyiciye ulaşacak.
Sanart'tan Melih Gökçek'e tepkiANKARA (ANKA) - Türkiye'-
de Görsel Sanatlan Desteİcle-
me Derneği (SANART) Yö-
netim Kurulu, heykeltıraşlar
Azade Koker ve Mebmet Ak-
soy'un Altınpark'ta yer alan
"Tutku" ve "Periler Ülkesin-
de" adlı heykellerin Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek'in direktifleriyle
kaldınlmasını kınadı.
SANART'tan yapılan yazılı
açıklamada, belediye encümen
kararlanyla yaptınlan "Tut-
ku" ve "Periler Llkesinde" adlı
heykellerin, Gökçek'in tali-
matıyla kaldınldığı ve nereye
götürüldüklerinin de bilinme-
diği belirtildi. Kamu mah olan
heykellerin kaJdınlmasında
hiçbir gerekçe gösterilmediğı-
ne dikkat çekilen açıklamada.
"Hızlı gelişen Ankara'nın ya-
şanı kaütesini yükselhnek ve
sanatı kent vaşamının vazgeçil-
mez bir parçası haline getirmek
için harcanan 70 yıllık çabanın
üriinleri, acele ve düşüncesizce
veriuniş bir kararla yok edilme-
melidir. Kendi sanatçılaruuo
yapıtlarını desteklemek yerine
yok eden bir yaklaşan, hiçbir
dünya görüşü ya da inanç siste-
mi içinde kabul göremez. Hiç
kimsenin çağdaş ve gelişmiş bir
Türkiye imgesineb böyle çirkin
bir leke surmeye hakkr yoktur"
denildı. Açıklamada aynca,
heykellerin yeniden yerlerine
konması da istendi.
YAPI KREDİ
K Ü L T Ü R
M E R K E Z İ
S A L I T O P L A N T I L A R I
SANAT/KARŞIKARŞ1YA
MODERN/KLASİK
Yöneten
Mehmet Ergüven
Konusmacılar
AhmetCemal, Orhan Koçak
31 Mayıs 1994 Saat: 18.30
Yapı Kredi Sermet Çifter Kûtüphanesl
Istiklâl Caddesi 285 Beyoğlu 80050 İstanbul Telefon: (212) 252 47 00/441 - 245 20 41
Salı Toplantılan'nı. ısteyen herkes ücretsız olarak ızleyebılir.
YAPT&KREDi
Ehliyetımı kaybettım.
Hükümsûzdür.
YCCELCOKnEZENLF.lt
Nüfus cüzdanımı yıtirdim.
Hükümsûzdür.
ERDALKORKMAZ
87398184961 Nolu Açıköğretim
Fakültesı tktısadi II. kımliğımı
kaybetum. Hükümsûzdür
CEMALÇOPAN
belirlenmesi amacıyla dün
Harbiye Muhsin Ertuğrul Ti-
yatrosu'nda seçim gerçekleşti-
rildi. Seçim sonucu Repertuar
Kurulu üyeliğine. tek aday Fü-
sün Akatl'ı seçilirken Yönetim
Kurulu'na 78 o> ile Engin Ulu-
dağ seçildi. Yönetim Kurulu'-
nun ikinci sanatçı temsilcisi ise
adaylardan Sezai Alptekin ile
Engu> Llııdağın 68'er oy al-
ması yüzünden belirlenemedi.
Bu üyeiiğin belirlenmesi için
seçimler perşembe günü tek-
rarlanacak.
Seçim öncesi Yönetim
Kurulu üyeliğı için sadece
Cera Davran ve Engin Uludağ
aday olmuşlardı. Ançak tartı-
şmab geçen ilk oturumun ardı-
ndan Sezai Alptekin ve Selim
Atakan da Yönetim Kurulu
üyeliğine aday oldular. Aday-
lann açıklanmasının ardı-
ndan. kapalı usülde yapılan
oylamada. Uludağ 78. Atakan
50, Alptekin ile Davran ise
68'er oy aldılar. En yüksek
oyu alan Uludağ'ın üyeliği ke-
sinleşirken. eşit oy alan Dav-
ran ve Alptekin için perşembe
günü secimin yinelenmesi ka-
ran verildi.
Toplam 7 fiye
Şehir Tiyatrolan'nın Yöne-
tim Kurlu, secimle gelen iki sa-
natçı temsiicisinin yanısıra.
daimi üyeler Genel Sanat Yö-
netmeni ve Müdür. Sanat Yö-"
netmeni'nin atadığı bir üye ile
Büyük Şehir Belediye Başkan-
bğı'nın aıadığı iki üye olmak
üzere toplam yedi üyeden olu-
şuyor.
Repartuar Kurulu ise Kül-
tür İşleri Daıre Başkanı. Genel
Sanat Yönetmeni. sanatçı
temsilcisi ve adaylar arasından
atanan tiyatroyla ilgili kurum-
lann temsilcileri yer alıyor. Se-
çimle gelen üyeferin belirlen-
mesinin ardından, diğer üye-
likler için atamalar gerçekleşti-
rilecek.