Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
CUMHURİYET 2 28 NİSAN1994 PERŞEMBE
'Adil düzen'in oy deposu, tarihselmirasm üzerinde yükseliyor
Okmeydanı'nın dikilitaşlarıapartmanlar altında
OKTAV EKÎNCt
a. .
Yerel seçimlerden sonra İstan-
bul'da "Refah'uı kalesi" olarak nam
salan semtlerden Okmeydaru'nda-
yız. Ve yine diğer benzer şekilde
"nam salan" hemen tüm semtlerde
olduğu gibi kaçak ve yasadışı yapı-
laşmanın neredeyse tam bir "özgür-
lük" içinde at koşturduğu çarpık ve
çirkin bir beton dağının tam orta-
sındayız.
Niyetimiz. bu kez ruhsatsız inşa-
atları incelemek değil. Ya da "adil
düzenin" kendisine toplumsal taban
bulabilmek için neden "adil obna-
yan bir kentleşmeniıT egemen oldu-
ğu plansız bölgelerde fıliz verdiğini
araştırmak falan da değil.
Yakın yıllara dek bu bölgeyi incı
gıbi süsleyen. dahası bu "tarihi"
semte adıriı bile veren, Osmanlı dö-
neminin İstanbul'dakı en ilginç izle-
rinden 'dikilitaşları' anyoruz. Daha
doerusu. dünya askerlik ve "ok spo-
nı" tanhinde'çok önemli bir >er tu-
tan.Osmanhsultanlanrun"maharet-
lerini" simgeleyen ayak ve menzil
taşlannın "akıbetlerinT merak
ediyoruz...
Fatih'in emaneti
Okmeydanı'nın tarihi, Fatih dö-
neminden. hatta İstanbul'un alını-
şından bile öncesindcn başjıyor.
Fatih Sultan Mehmet. Istanbul'-
un kuşatılması sırasında, Otağ-ı
Hümayunu'nu. yani padişahlık ça-
dınnı.'bu bölgedeki AtKüık Tek-
kesi'nin bulunduğu yerde kurmuş.
Dahası, kuşatmayı da buradan yö-
netmiş.
Osmanlı ordusunun birlikleri
önce burada toplanmışlar ve görev
bölümü yapmışlar. Hatta. kimi kay-
naklara göre de Osmanlı donan-
masının Baltalimanrndan karaya
çıkartılıp. kızaklar üstünde kaydın-
larak Haliç'e indirildiği o ünlü
"harekât"sırasındadayineenönem-
lı kararlar burada ahnmış...
Bölgenin "Okmeydanı" olarak
tarihte yerinı alması ıse yine Fatih
Sultan Mehmet'in, fetihten sonra
bu alanı "okçulara hayrat olarak"
vermesiyle. yani "vakfetmesiyle"
başlıyor.
O yıllardan sonra yüzlerce yıl.
hatta Cumhuriyet döneminde bile
okçuluk sporuna hizmet eden böl-
gede, sporcular için inşa edilen tarihi
cami, namazgâh, yineünlüokçulann
yattıklan mezarhk, ayak ve menzil
taşlan, sınır taşlan. kuyular. çeşme-
ler ve daha birçok "tarihe tanıkhk
eden" eserler, yaklaşık 500 yılhk bir
geçmişin zengin kültür ve uygarlık
mirasını oluşturuyorlar.
Elbette, arük arayıp da bulabi-
lirseniz ve bizim yaptığımız gibi gi-
dip de bölgeyi baştan başa işgal
eden kaçak apartmanlann arasında
OV MeitUn, Constaûtınople.
Max Fruchtermann'a ait bu eski kartpostalda, II. Mahmut'a ait nişan taşlanndn biri
Okmeydanı düzlüğünde görünüyor. Zaman: Yüzyıl başı. Gerilere doğru uzanan bomboş bir
düz alan, ön planda ortada yükselen bir dikilitaş ve önünde bir çocuk. (üstte)
Aynı nişantaşı, bugün yine Okmeydanf nda, ancak düzlükte değil. apartmanlar arasında
ayakla durmaya çalışıyor. Yüzlerce yılhk tarihsel kalıntılar ve bir zamanlar görkemli törenlerle
dikilen ünlü nişan taşlan şimdi kaçak binalann temelleri altında çoktan yok olmuşlar.
Biraz duyarlı davrananlar ise taşlan yerlerinden söküp apartmanlann arka bahçelerinde
korumaya almışlar (sağda)(Fotoğraflar: GARBİS ÖZATAY).
F,
"inat edip" hiç değilse kalanlan gö-
rebilirseniz...
Nişan taşları
Bugünkü Okmeydanı'nın en işlek
ana caddesinin adı "Fatih Sultan
Mehmet Mimberi Caddesi". Rengi
solmuş mavi teneke tabelanın üze-
rindeki bu yaadan başka. vaktiyle
buranm tarihsel bir bölge olduğunu
çağnştırabilecek en ufak bir kalıntı,
yadaizyok.
Her iki yanında. tarihle olan bağı-
nı tamamen koparmış bir yoz kül-
türle inşa edilen. kimliksiz ve çarpık
"kalfa işi" yeni binalann uzandığı
bu caddede, vitrin camlanna Re-
fah'In bayraklannı sıralayan esnâfc
tan"ecdadmyadigâriM
olannişantaş-
lannı soruvoruz.
Bu insanlar, Okmeydanf nın da
başlı başına bir kültür mirası oldu-
ğunun hemen hiç farkında değiller.
O kadar ki her biri Osmanlı sultanla-
nnın ayn ayn hünerlerini simgele-
yen, özenle yapılmış mermer ve süs-
lemeli nişan taşlan. ya üzerinde
Arapça "maşallah" yazan bir apart-
manın temeli altında çoktan yok ol-
muş ya da biraz daha duyarlı dav-
ranılıp. yerinden sökülerek bir baş-
ka apartmanın arka bahçesinde "ko-
rumaya" ahnmış...
Koruma kararları
196O'lı yıllarda başlayan gecekon-
dulaşma ve 1970-1980 dönemlerin-
de hızlanan "kaçak apartmanlaş-
rna" sonucunda bugün tümüyle -ve
yasadışı olarak- işgal edilmiş olan
Okmeydanı'nın sınırlan. 500 yıl ön-
ce Fatih'in vakfettiği şekliyle, Be-
yoğlu Vakıflar Dairesi'ndeki "hay-
rat defterinde" şöyle belirleniyor:
"Hududu asarken Sinanpaşa ve
Büyük Piyalepaşa mahalleleri ve
Bahıthane've Hasan Bey'in Çiftliği
ile Kâğıthanehududu. GarbenŞahku-
lu türbesi ve Sıraselviler ve Aynalı
Kavak Kasn Hümayunu ve işbu arazi
dahilinde açılnnş olan Aynalı Kavak
Caddesi, Tumbaş dere. Cenuben Ku-
laksız kabristanları. Şimalen Keçeci
Piri ve Arabacılar mahalleleri hudu-
du ve Kalaycı bahçesi, Rum mezarhğı
ve Avazma vanından Musevi mezar-
lığına uzanan Karaağaç hududu."
Şarkı (doğusu). garbı (batısı).
cenubu (eüneyi) ve şimali (kuzeyi)
boyle tanımla'nan ve yine vaktiyle
hem Fatih tarafından hem de ikinci
Beyazid tarafından "mümkün olursa
meydan üzerinden kuş dahi uçurrma-
yalar" şeklindeki fermanlarla koru-
ma altına alınan Okmeydanı için
Eski Eserler ve Anrtlar Yüksek Ku-
ndu'nun ilk koruma karan ise 29.6.
1957 tarihini taşıyor.
687 sayılı bu ünlü "Okmeydanı
Karan"nın ardından. hemen her
birkaç yılda bir yine Anıtlar Yüksek
Kurulu'nca "koruma ve yapı yasa-
ğı" kararlan ahnmasına rağmen
bunlar hep kâğıt üzerinde ve "dos-
yalarda" kali) or. Kaçak yapılaşma
ise zamanla "işhanlan, ticari binalar
ve camiler" şeklinde vaygınlaşarak
yaklaşık 20 bin binadan oluşan koca
bir kentsel yerleşmeye dönüşüyor.
Tapu kayıtlannda 2070 ada, 278,
279 ve 280 nolu parsellere kayıtlı
clarak "Vakrflar Genel MüdürlüğiT-
nün mülkiyetinde" görünen bu ara-
zilerde, "noter sözleşmesi" ya dd
"muhtar senedivle" arsa ve bina sa-
hibi olan on binlerce kişi yaşıyor.
Dahası. sadece \atandaşlara ait bi-
nalar değil. bir polıs karakolu, üç
okul ve hatta Bayındırhk ve İskân
Bakanlığı ile belediyeye ait resmi
hizmet yapılan da yine vakıf arazile-
ri üzerindek
*tapusuz" ve "ruhsatsız"
olarak inşa edilmiş durumdalar.
Bulabildiklerimiz...
Okmeşdanı tarihınde en önemli
simgelerden olan nişan taşlannı so-
kak sokak dolaşıp bulmaya çalışır-
ken arkeolog dostumuz Nezih Baş-
gelen bu taşlann öyküsünü şöyle
özethyor. "Taşlar, genellikle yanş-
mayı kazanan sultanların oklarının
düştüğii yere dikilirdi. Her birinin
üzerinde, o olayı ve sultanı öven kita-
beler de vardır."
İlk nişan taşını, soluk soluğa tır-
mandığımız bir yokuşun hemen ke-
nannda, beton bir yapının ön bah-
çesinde "çamaşır direği" işlevini
yüklenmiş olarak buluyoruz.
"Üzüm salkunı" denen işlemeli baş-
lığı ve "yumurta motifli" kabartma
çemberiyle vüzlerce yıl öncesini bu-
güne taşnor. Nezih Başgelen. "Bu
gaüba hâİâ orijinal >erinde" dı>e se-
vınççığlığı atıvor.
Bir başka nişan taşına. Kaptan-
paşa Mahallesf nde. adı yine okçu-
luk tarihinden gelen "Yaygeçidi
Caddesi" yakmlannda. Cami So-
kak'takibircamcıdükkânınınönün-
de rastlı\oruz.
Bir diğerini. yine avnı sokağın içer-
lerinde, "Perribe Apartmanı adlı bir
binanın hemen du\ annm kenannda
görü> oruz.
Ve nıhavet. Kulaksız Okspor Te-
sisleri'nın hemen arkasındaki L'fuk
Sokak'ta rastladığımız nişan taşı.
tarihle kucaklaşmamn coşkusunu
bize >aşatı\or. Nezih'ın arşivinde
gözü gibi sakladığı. Max Fruchter-
mann'ın 1522 nolu kartpostahnda
fotoğrafı bulunan. II. Mahmut'a ait
3 taştan birisi bu. Ve yine hemen di-
binde yükselen kaçak apartmanla
arasında sadece 20 cm kadar mesafe
kalmış, tepesinde bir meşale motifı
var: etrafında "sadaklar" (okluklar)
sanlı, üzerinde ise 1247 tarihi oku-
nu\or;yani 1830'lann tanığı...
Ö gün. Okmevdanf ndaki gezimi-
atih'in okçulara
ve ok sporuna
vakfettiği arazilerde
bugün binlerce
kaçak
apartman ve
gecekondu-var. .
Bugünkü
Okmeydanı'nın en
işlek ana caddesinin
adı "Fatih Sultan
Mehmet Mimberi
Caddesi".
Rengi solmuş mavi
teneke tabelanın
üzerindeki bu
yazıdan başka,
vaktiyle buranın
tarihsel
bir bölge olduğunu
çağnştırabilecek en
ufak bir kalıntı,
ya da iz yok.
zi, vine Kulaksız Okspor'a ait tesis-
lerin bitışiğindeki tanhi namazgâhı,
eski camiden kalabilen mınare ka-
lıntısını ve ünlü okçulann defnedil-
diği mezarhğı dolaşarak tamamla-
dık. Tümü de pıslık. çöp ve leş ko-
kulan arasındavdı. "Okspor", ok-
çuluğu çoktan unutmuş. mahal-
lenin gençlerini lümüyle futbola
bağlayan sıradan bir spor kulübü
haline gelmişti. Mahallenin "büyük-
leri" ıse Osmanlı uygarlığını salt si-
vası söylemlerinde durmadan anan,
ama iş tarihsel mirası korumaya gel-
diğinde "inşaatçılığı yeğleyen" bir
politikanın en "militan" neferleriy-
diler...
Bakalım. İstanbul'un "şehremini"
olmak üzere iş başına gelen Recep
Tayyip Erdoğan ve arkadaşlan, kül-
tür zengınlığımiz içinde çok özel bir
yeri olan ve "dünyada eşi benzeri bu-
İunmayan" bu tanh hazınelerimizi
sevgiyle kucaklayıp. gün ışığına çı-ı,
kartabilecekler mi?
Biz, o gün, altı-yedi tanesini yağ-
ma vapılannın arasından saptadık
ve haritalara da işledik. Gerisi, yeni
"şehreminimize" kalıyor...
'Yerinde korunamayan' tarih
NEZtH BAŞGELEN
Bu yazı için arşivimi kanştırdı-
ğımda. Okmeydanı ile ilgili olarak
karşıma yukanda yer alan en eski
Max Fruchtermann'ın 1522 nolu
kartı çıktı. Fotoğraf Andriome-
nous'un. Yer: Okmeydanı. Zaman:
Yüzyıl başı. Gerilere doğru uzanan
bomboş bir düz alan. ön planda or-
tada yükselen bir dikilitaş ve önün-
de bir çocuk. Fatih'ten itıbaren İs-
tanbul'un tarihi topografyasırun an-
lamlı bir köşesi olan bu alan. ya-
şanmış nice sportif olayı tarihe ge-
çirmek için olayın geçtiği yere dikil-
miş nice anıtla ayn bir önem ve de-
ğer kazanmış. Okmeydanı ile sim-
geleşmiş her biri birer sanat eseri
olarak tasarlanmış bu dikilitaşlan
bulabilmek bugün zorlu bir araştır-
mayı. hatta arkeolojik bir çalışmayı
gerektiriyor.
Günümüz tstanbulu'nun yaşadı-
ğı çarpık kentleşme ve inega yağ-
ma'dan Okmeydanı da nasibini
almış. Tüketim toplumu olmanın
bir başka sonucu. meydanın sadece
adı kalmış yadigar.
Tüketilen doğa. tüketilen tarih.
tüketilen kültür. tüketilen değerler
ile birlikte Okmeydanı'nın meydanı
da dikilitaşlan da tüketilmiş. Kıyı ve
meydan, doldurmaya yönelik vaz-
geçılmez tutkumuzun tipik bir kur-
banı olmuş. Meydanı süsleyen diki-
litaşlan bugün bulabilmek çok zor.
O
hatta imkansız gibi. 70'lerin sonlan-
nda giuiğimizde, kimisi bir duvann
içinde. kimi bir evin çatısından
çıkmış, kimi parça parça. kimi eşik
taşı, kimi kaldınm taşı olarak 'Anı-
tlar Yüksek Kunılu'nun bir zaman-
lar verdiği karar uyannca "yerinde
konınuyorlardı..." Ulkemizdeki ko-
ruma mantığının kağıt üzerindeki
teorileri ve kararlan ile yaşam için-
deki praükleri ve gerçekleri arası-
ndaki paradoksu. Okmeydanı örne-
ği en iyi şekilde ortaya koymak-
tadır. Yerinde olan ya da bulunan
bir kültür değeri ne yazık ki yerinde
kmeydanı ile
simgeleşmiş her biri
birer sanat eseri
olarak tasarlanmış
bu dikilitaşlan
bulabilmek bugün
zorlu bir araştırmayı,
hatta arkeolojik bir
çalışmayı
gerektiriyor.
korunamıyor. Bugün az da olsa bir
şans var.
Bugün kalabilen ya da parçalan
bulunabilen Okmeydanı dikilitaş-
lannı toplayıp başka bir verde koru-
yamaz mıyız? Orijinal yerlerine de
her taşın neden dikildiğinin başka
bir anı belgesi konabilir. Bu arada
Okmeydanı eteklerindeki Mimar
Sinan'ın ünlü Piyale Paşa Camii için
ise hala yapacak çok şe> var. Hiç ol-
mazsa onu ve çevresini koruyabil-
mek için, şu aşamada vakit geç de-
ğil. tlgili çevrelere ilgilenmeleri dileği
ile... Okmevdanı'ndaki en eski yapılardan Fatih'in namazgâhı. çocuklar da olmasa belki hiç anımsanmayacak.
Amerikalılannyüzde30'udinton'a ısınamadıÇeviri Servisi- Amerikalılann
yaklaşık 30'u, 1993'te Başkanhğa
getirilişinden bu yana Bill Clinton'-
dan nefret ediyor. Kamuoyu araş-
tırma şirketlerinin "inatçı olumsuz-
lar" nitelemesini yakıştırdıgı bu yüz-
deye dahil kişiler. Clinton hakkında
olumlu düşünmeye kesinlikle ya-
naşmıyor. (Los Angeles Times'ın
son yaptığı araştırmada Amerikan
halkının >-üzde 59'unun Clinton'ı
desteklediği belirtiliyor.) Beklenildi-
ği üzere Clinton'dan nefret edenle-
rin çoğunluğu Cumhuriyetçi'lerden
oluşuyor. Hıristiyan sağcılar ve po-
htika ile ılgilenmeyen bir kesimin de
Clinton'dan hoşlanmadığı belirtili-
yor. Araştırmacılar. en şiddetli
tepkinin Clinton'ın yaşıtı olan Ame-
rikalılardan geldiğini ileri sürüyor.
Demokratik Parti'nin kamuoyu
araşürma sorumlusu Michael
McKeon, bunlann mücadeleci,
inançlannı inatla savunan kişiler ol-
duğunu ve Clinton'ın temsil ettiği
her şeyi reddettiklerini ifade ederek,
görüşlerini şöyle özetliyor:
Başanlı ve aşırı hırslı bir kişi
" Clinton, onların gözönde, yaşam
mücadelesinde hepsini sollav arak ge-
çen başarıh ve aşın hırslı bir kişi.
Clinton'a karşı nefretleri daha ortao-
kul çağında başlıyor. Pek çoğu köşe
başındaki hamburgecide çaltşırken,
Clinton ve onun gibiler okulun ifti-
har listesinde boy gösterip, öğret-
menleri tarafından ideal öğrenci
olarak örnek gösteriüyordu. Ozetle,
Clinton bu kişilerin nefret ettiği her
şeyi temsil ediyor."
Diğer taraftan dinci sağcılara gö-
re Clinton dine de saygılı değil. Se-
çim kampanyası sırasında dinciler,
"Günaha girmek istiyorsanız Clin-
ton'a oy verin" pankartlanyla seç-
menleri uyarmayı görev bildiler.
Virginia eyaletinde çalışmalannı
sürdüren Hıristiyan Eylem Örgütü
adındaki kuruluş, Clinton yöneti-
minde görev alan kadınlann istifa
etmesi çağınsında bulundu. Örgüt
aynca, söz konusu kadınlardan
Sağlık Bakanı Joycelyn Eldersın or-
taokullarda prezervatif dağıtılması
isteğini, aynca hükümette lezbiyen-
lere görev verilmesini çok sert bir
dille eleştirdi.
Hillary de topun ağzında
Hillary Clinton da kocası gibi to-
pun ağzında. 'First Lady'nin Wis-
consin'e yaptığı gezi sırasında 500
dola>ında bir gösterici toplululuğu,
Clinton yönetimini ülkede ahlaksız-
lığın yaynlmasına göz yummakla ve
Hillary'yi "Başkan Yarduncılığı"na
soyunmakla suçladı.
Clinton'dan nefret edenler arala-
nnda örgütlenerek güçlerini birleşti-
riyor. Arkansas'da bir araya gelen
Clinton muhalifleri. iki avukatın yö-
netiminde eylemlerini sürdürüyor.
Cumhuriyetçi eyalet valisi adayı
Sheffıeld Nelson ve Cliff Jackson'ın
Clinton'a karşı olmalan kişisel ne-
denlere dayanıyor. Nelson, 1990 yı-
lındaki eyalet valiliği secimlerinde
yarışı Clinton'a kaptırdığı için haklı
nedenlerle Clinton'ı sevmiyor. Ne
var ki, bu sevgisizliğin boyutlan nef-
ret sınınna dayanıyor. Nelson. Whi-
tevvater Skandalı'nı basının dikkati-
ne getirdiği zaman Clinton'ın sonu-
nu hazırladığını düşünüyordu.
Jackson'ın çabalan da Nelson'dan
geri kalmıyor. Oxford'da Clinton ile
aynı sıralan paylaşan Jackson, Clin-
ton'ın emrinde çalışan kadınlara
dnsel tacizde bulunduğunu kanıtla-
mak için elinden geleni ardına koy-
madı.
Clinton basının eline bol
malzeme veriyor
Tarihçi Alan Brinkley ABD'nın
eski başkanlannın da başına benzer
olaylann geldiğini. onlann da ka-
muovunda bir kesim tarafından sü-
rekli eleştirildiğini açıklıyor. Ancak
Clinton'ı. basının eline çok fazla
malzeme vermekle suçluyor. Dola-
yısıy la Clinton'a karşı karalama
kampanjası başlatanlar malzeme
bulmakta hiç sıkıntı çekmiyor.
Brinkley. Clinton'ın gençliğini
aleyhte bir özellik olarak görüyor ve
eski başkanlann güven uyandıran,
babacan görüntüsünün muhalifleri
daha düzeyli iftiralar aramaya sevk
ettiğini belirtiyor. Aynca Clinton'ın
siyasi yaşamın bir k'urbanı olduğu-
nu ileri süren Brinkley, ABD'deki
iki ana partinin çekişmesinin fatura-
sının Clinton'a çıktığına dikkat çe-
kerek şöyle konuşuyor.
"Demokratlar. yapısal olarak
Cumhuriyetçilerle işbirliği yapmaya
yatkındır. Oysa Cumhuriyetçiler,
Demokratlarla günahlarını bile pay-
laşmak istemezler. Eğer Clinton
Cumhuriyetçi olsaydı işi bu kadar zor
olmazdı."