07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 1994 CUMA - OLAYLAR VE GORUŞLER Mektuplar MELIH CEVDET ANDAY B eş a>lık aradan sonra, baktım ki, gazeteje vol- lanan mektuplar, dergi- ler, kitaplar epey birik- miş. Bugun o mektup- lardanbirkaçınaverve- receğim vazınıda. İlki, ĞATA Ha>darpaşa Eğitim HastahanesiÜroloji KliniğTndeöğre- tim üyesi Doç. Dr. Cıineyt tşeri'den. "Sayın Andav, Sızı uzun suredır gerek Cumhun- yet'tekı yazılannız, gerek kıtaplan- nız aracılığı ıle ızle>en, sızle tek yon- lü bır yakınlık. hatta bır gonul bırlıgı kurmuş olan bır okurunuzum Mesleğım tıp doktorluğu ve şu an- da GATA Haydarpaşa Eğıtım Hasta- nesı Urolojı Klınıgfnde oğretım uye- sı olarak gore\ > apmaktayım Son zamanlarda gundeme gelen yabancı dılle eğıtım tartışmalan ne- denı ıle, bu konuda bana pek çarpıcı gelen, ancak her nedense çok değınıl- meyen bazı çelı^kılerı, bu konudakı duyarlılığınızı bıldığımden dolayı, sı- ze aktarmak ıhtıyacını duydum Ben, bazı şanslanm sayesınde, ıkı yabancı dılı ıyı derecede bılen bır oğ- retım uyesı olarak, vabancı dılle eğı- tım veren fakıiltelenn (ornek olarak tıp fakultelennın) varlık nedenını bır turlu anlavamıyorum Turkçe eğıtım veren fakultelerde, hıçbır ogrencı ve oğretım üyesının, yabancı dılde ya- yınlanmış kaynaklan ızle>ıp dış te- maslarda bulunmaları kısıtlanmadı- ğına gore her ıkı kurum arasında ye- gane fark derslerde kullanılan dıldır Bu ıletışım ıse, oğretım uyesı \e oğ- rencının dıl bılgılerının derecesı ıle sınırlı olmaya mahkûmdur Ana dıl- den daha >etersız olması kaçınılmaz olan bu yabancı dıl, anlatandan anla- maya çalışana aktarılırken ıletışım- sızlığın de adeta logantmık olarak be- lırgınle^mesı kaçınılmazdır Dahaon- ce ıyı oğrenılmemıs, olan vabancı dı- lın fakultede oğrenılmesı \e>a ılerle- tılmesı duşunulebıhr. ancak bu eksık- lık ek eğıtım saatlerı ıle de gıdenle- bıhr Zıra aynı derste yabancı dılı ve a\nı zamanda bu yabancı dılı çok ıyı bılmeden anlaşılması ımkansız olan bır konuyu oğrenmek gıbı bır mantık geçerh olamaz Oyle anlaşılıyor kı YOK. bu mantıksızlığı gıdermek yo- nunde bır calışma başlatmış durum- da Bu tav ır değışıklığının nedenı, yu- kanda savunduklanm olabıleceğı gı- bı, tamamen teknık nedenler de ola- bılır Her ıkı durumda da şu ana ka- dar kı uygulamanın gerekçesı sorul- malıdır dıye duşunuyorum Benım asıl uzennde durmak ıstedı- ğım konu, teknık deyımlerın Türkce- leştınlmesı konusundakı ataletın, tum eğıtımı yabancı dılle vermeye vardı- racak boyuta ulaşmış olmasıdır Sız \ e sızın gıbı yazar \ e duşunurler, ede- bıvat. felsefe ve şıır dallannda Turk- çeleştırmeye gereklı ozenı gostenp çabalarınızı sürdururken, bılım dal- lannda, nıtelıklı eğıtımın ancak Turk- çe'nın aradan çıkarılması ıle mum- kun olacağı şeklınde bır hava yaratıl- maktadır Batıda aynı dılı konuşan bı- lım adamlan bıle kendı dallanndakı deyımlen belırlemek ıçın konsensus toplantılan vaparken, ulkemızde bu konuda tam bır başıboşluk hukum surmektedır Ben, kışısel olarak, has- talara ve yakınlanna hastalıklar ıle ıl- gılı bılgı verırken, sıklıkla zorlan- makta ve o anda yapıverdığım tercu- melere çoğu kez kendım de gülmek- teyım Kanımca yapılması gereken, tum dallarda suratle Turkçeleştırme çalış- malannı başlatmak, boylece dılı ol- duğu kadar Turk ınsanının duşünce- sını de zengınleştırmektır Dığer bır onemlı konu YÖK tara- fından yapılan doçentlık yabancı dıl sınavlandır Bana gore bır oğretım üyesının yabancı dıl bılmesının ama- cı, yabancı dılde yayınlanan kıtap ve dergılerı takıp edebılmek ve uluslara- raM temasları surdurebılmektır Ha- len ulkemızde, bu amaca yonelık ya- vınların tamamına yakını Ingılızce olup. dunvada da uluslararası toplan- tı dılı yıne Ingılızce'dır Hal böyle ıken Farsça veya Rusca sınavını ba- şaran bır aday bıle doçent ve daha sonra profesor olabılmektedır Kışı- nın, bılım adamı olarak, boyle bır dı- lı bılmesı ıle Çın mutfağını bılmesı veya yanağında benı olması arasında amaca yönelık bır fark yoktur Ancak bu uygulama suregelmekte ve unıver- sıteler, dünyadan ve evrensel bılgı- den zorunlu olarak kopuk kışılerle dolmaya devam etmektedır Sayın Anday, bu yazıyı buraya ka- dar okumak zahmetıne katlandığınız ıçın sıze çok teşekkur edenm Gorüş- lerıme sız de katılır ve konunun onemlı olduğunu duşunursenız, bu konuya bır giın sutunlarınızda değı- neceğınızı umuyorum Katılmadığı- nız yonlen, çok kısa bıle olsa bana ıle- tırsenız, benı ancak mutlu edersınız Tekrar teşekkur eder, saygılar suna- rım." İkincisi, Sayın mühendis Murat Bi- lir'den gelivor: "Sayın Melıh Cevdet Anday, Sıze daha once mektup yazdığım- da yenı mezun bır mühendıstım O zamandan bu yana 2 yıl geçtı Bu 2 yılın l yılı Rusya'da geçtı Bu mektubu sıze yıne bır konuda fıknnızı sormak ıçın yazıyorum Belkı bılırsınız, Bertrand Russell yüzyılın başında 2500 yıldır çözule- meyen paradoks sorununu çozdu Bu- nukumelerteonsınıgelıştırerekyap- tı Bu aralar paradokslar uzerıne du- şunuyorum ve bana çok ılgınç gelı- yor Paradoks sorununun çozumu, ılk önermenın çıkış onermesının yanlış olduğunu kabul etmektır Ornek ola- rak 1 Butun kurallann ıstısnası vardır 2 Bu da bır kuraldır 3 Bu kuralın da bır ıstısnası vardır. 4 Istısnası olmayankurallarda var- dır l ve4onermelenzıtanlamlıdır Bu paradoksun çozumu butun kurallann ıstısnası olmadığını kabul etmektır Suyun atmosfer basıncında 100 C kaynamast gıbı Dığer bır paradoks evrende nerdeyse sonsuz savıda yıl- dız olmasına rağmen gecenın günduz kadar aydınlıkolmaması şeklınde ıfa- de edılen Olbers paradoksu Bu prob- lem de bırkaç sene evvel çozuldu 3 paradoks, bu benım fıknm de- mokrası paradoksudur 1 Demokrası vardır 2 Demokrası ıçınde totalıter fikır- len savunan partıler vardır 3 Bu partılenn ıktıdara gelmesı mumkundur 4 Demokrası yoktur Burada çozum 1 onermeyı reddet- mek, demokrası yoktur dıye mı du- şunmektır9 Yoksa bu sorunu yalnız mantık bılımının ımkânlarıyla coz- meye çalışmak yanlış mıdır' Aynca bu paradokstan Kari Pöp- per'ın kullandığı açık toplum kavra- mından yararlanarak da kurtulama- yız" Danimarka'dan mektup yollayan okurumuz Zevnel Kozanoğlu ise ba- na "bunak* divor: "Gazetecıyım, yazarım Sureklı basm kartı taşıyorum Basılı bırkaç kıtabım var 18 Ekım 1994 gunlu yazınızı go- runce hemen doğum tarıhınızı ara- dım Sızden on beş yaş kadar kuçuk olduğumu belırle>ınce de bayağı se- vındım O yazınızda, hem de Turk dunyası ılerı gelenlerının Istanbul'da toplan- dığı gun yayımlanan yazınızda, Orta Asya"dakı Turklerle hıçbır ılgımız bulunmadığını ılerı suruyordunuz Anadolu'da venı bır ulus olarak orta- ya çıkmışız Yazınızı okuduktan sonra, doğum tanhınızı bulunca, sevınışımın nede- nı şuydu efendım Eğer ben sızın yaşınıza gelınce bu- nayacaksam, yanı sızın yaşınıza ge- lınce sapla samanı kanştıracaksam, daha onumde 15 yılım var. demektı Buna sevınılmez mı' Tanhı gerçeklerı hıçe sayarak bov- le bır savı ortaya attığınızı Danımar- kalı bılım adamı W. Thomsen ıyı kı oğrenemeden oldu Yoksa, adamca- ğız Orta Asya'da bulunan bırtakım taşların ustundekı bın yıllık yazının Türkçe olduğunu kanıtladığına pış- man olurdu Ve emınım kı. *Ben ciğeri beş para etmez yazarian, diışün adamlan bu- lunan bu TürkJer için mi 30 vılımı he- ba ettim.' dıye yanardı Tıpkı şımdı benım, 'Melih Cevdet Andav adında saygıdeğer bir biiyii- ğümiız var' sandıgım yıllara >andı- ğım gıbı " Sayın Bozkurt Güvenç'in bu konu- daki mektubu da şövle: "Değerlı Melıh Cevdet, 'Anavurdumuz Anadoludur' baş- lıklı koşe vazınızda (Cumhurıyet 18 Ekım 1994), 'Bunlar gereğincearaş- tınlmış degildir' yargınıza rastladım Bu yargınızdan, geçen yıl yayımla- nan Turk Kimligi kıtabımı (Kultur Bak 1993 ve94)gormedığınızyada okumadığınız duşuncesıne kapıldım 'Anadolu'nun Türkleşmesi' surecı gıbı kultur tanhtmızın karanlıkta kal- mış kımı sorunlarına bu kıtapta ver vermeye çalışmıştım 'Türk Kimli- ği'deyımını vanlışbulduğunuzu, doğ- rusunun 'Türklerin kimliği' olması yolundakı onerınızı de anımsı>orum, başka bır yazınızdan Ancak, geçen yıl gazete adresınıze postaladığım kı- tap elınıze geçmedıyse yenı baskıdan bır kıtap daha gonderebılınm ilgını- zı çekeceğını ve bır goz atmaya ya da okumaya değer bulacağınızı sanıyo- rum Saygılarımla " Okurumuz Ertuğrul Efeoğlu da şö> le divor mektubunda: "Savgıdeğer Anday, Yazılarınızı Cumhurıyet'te yenıden gormek ve okumak çok sevındırıcı Bır haftalık bır aksama bıle butun okurlarınız gıbı benı de çok korkut- tu. telaşa duşurdu Geçmış olsun dıleklenmı sunar, ya- zılarınızı daha yıllarca ızlemeyı yu- rekten umarım. Esen kalın " Savın Efeoğlu'va ve vazılarıma kı- sa bir ara verdiğimde sağlığımı merak eden bıitıin okurlarıma teşekkur ederim. PENCERE '••• ARADABIR Prof. Dr. ŞEREFETTtN CANDA Dok E\lulVm Tıp Fak Patolojı Anabılım Dalı Universitelerin Toplumsal Yaşama Etkileri Toplumsal ılerleme, ıç banş ve kalkınmanın en onemlı o^elerınden bırısı de unıversıtelerdır Gelışen ve değışen dunyada universitelerin bu geiışmelere ayak uydurması, yenılıklerı ozumsemesı ve bunu toplumsal yaşama aktar- ması onemlı ışlevlerınden bınsıdır Bunun ıçın eğıtım ve oğ- retımın daha ışlevsel ve daha çağdaş bır konuma gelmesı gereklıdır Çeşıtlı dallarda ve alanlarda universitelerin yetıştırdığı gençlerın, topluma her konuda onculuğu zorunludur ör- negın, bılgısayar çagının sağladıöı olanâkları topluma taşı- mada olsun, ekonomık sıyasal alanda, sanat ve sporda ol- sun, yaşamın her alanında, toplumun çağdaş dunyaya ulaş- masında, unıversıte gençlığının motor gucu yadsınamaz 1982'den ben unıversıtelenn yonetımınde egemen olan YÖK duzenı ıçınde unıversıteler bu amaçlar doğrultusun- da yeterlı aşamayı yapabılmış mıdır"? Her şeyden once, de- mokratık olmayan bu yasa, uygulamada çok katı merkez- selbıryonetımoluşumunayolaçmıştır Buyuzden, unıver- sıtelerde demokrası ıçınde eğıtım ılkesı gozardı edılmıştır Oysa, laık demokratık cumhurıyet, Gazı Mustafa Kemal Atatürk tarafından gençlığe emanet edılmıştır 12 Eylul 1980 hukukunu yansıtan bu YÖK yasası ıle 1994 dunyasmda, ulkemızın unıversıtelennı yonetmekte dayat- macı olmak, ne olçude doğrudur? Buna karşın, hukumetı oluşturan sıyasal partıler seçım oncesınde, YOK yasasını kaldıracaklan konusunda soz ve- rerek, toplumdan oy almış ıktıdar olduktan sonrakı do- nemde, her nedense, bu konuda ıçtenlıklı bır gınşım ya da sonuç alıcı bır çalışma yapmamışlardır Uzerınde duşunul- mesı gereklı olan konu budur' Çunku, çağımızda YOK du- zenı gıbı bır yasa ıle unıversıtelerını yoneten bır yonetımın, yeterlı olçude başarılı olamayacağının gorulup anlaşılama- ması, gerçekten duşundurucudur' Verılen sozler unutulmuştur Boylece, başka bır çok ko- nuda olduğu gıbı verdığı sozu tutmayan ya da gereklı ça- bayı gostermeyen herkesın uğrayacağı olumsuz sona, adım adım yaklaşan bu partıler, sonunda tabanlarını yıtırmış ve toplumdan kopmuşlardır Ünıversıteler, bu donemde guç yı- tırmış, toplumla ılışkılerı gevsemış ve kendı ıçıne kapanmış- tır Demokratık, ozerk yonetım bıçımının erdemı gozardı edılmış ve bu duşunce yenı kuşaklara yetennce aktarıla- mamıştır Bılımın, bılımsellığın ustunluğu, akademık karıyenn evren- sel kuralları gozardı edılmış, atamalarda daha başka etken- lerve ozel ılışkıler one çıkmıştır Bunun bırbınnden ılgınç or- neklerı, her gun unıversıtelenmızde yaşanmaktadır Sonuç- ta, bu uygülamalar unıversıtelerde alışılmadık yenı bır tur gelenek gelışmesıne yol açmaktadır Bu atamalarda, ust makamlara borçlu (medyun-u şukran) duruma gelmek/ge- tırılmek, ozluk haklannı alabılenlenn de, alamayanların da ıkılemıdır, açmazıdır Hıç kuşkusuz, yaşamın hıçbır alanında ozellıkle bılımsel alanda, uluslararası normlardan uzaklaşmak, uluslararası duzeye koşut bır başarıyı b'rlıktelığınde getırmeyecektır Bu koşullar altında, yalnız fırsatçılık yapanlar, başkasının hak- kını çığneyenler değıl, antılaık guçler, Ataturk ve laık cum- hurıyet duşmanları da kendılenne yer edınmede, olağa- nustu ortam bulmuşlardır Rektor ve dar çevresı çok guçlu yetkılerle donatılmış, bu durum aşırı merkezsel yonetımı doğurmuştur Sonuçta ge- lışımı engelleyıcı bılımsel coşkuyu koreltıcı, bıreysel atilım ve yeteneklerın ortaya konulması yenne bıreysel ılışkılerı one çıkaran, 7ş bılenın kılıç kuşananın" ya da "Ben kendı çı- kanma bakarım elıme geçen fırsatı değerlendırınm, çalış- ma arkadaşımın ya da başkasının hakkı yenmış yenmemış umurumda değıl', 'Erdemhlık benı ılgılendırmez" duşun- cesındekı bır mantalıte guç kazanma eğılımıne gırmıştır Gıderek, oğretım uyelerı yurt ve ulke sorunları bır yana, kendı ozluk ve akademık haklarını bıle savunmaktan, tar- tışmaktan ya da dıle getırmekten kaçınır olmaya ıtılme gı- bı bır durum ortaya çıkmış dersler de bır unıversıte dersın- den çok bır lıse dersı bıçımıne donuşme durumuna gel- mıstır Unıversıte oğretım uyelerının de kendı yonetıcılerını tek derecelı seçımlerle seçmesı, kurullardemokrasi6inın uygu- lanması atanma yenne seçılmenın erdemının ozendınlme- sı yatay ve dıkey anlamda akademık anlayışın evrensel bı- çımde yenıden yerıne oturtulması hukukun ustunluğu, kuv- vetlerın ayrılığı ılkelen gıbı evrensel goruşlerı ıçıne alan bır çerçeve yasa^ının çıkarılması çozum ıçın onerılenmızdır Bu durumda, universitelerin toplumla her alanda butunleşmış, uyumlu olarak yalnız bılımsel ekonomık sosyal ve sıyasal alanda toplumsal gelışmenın sağlanmasındakı oncu ışlevı ıle değıl, aynı zamanda ıçbarışın kurulması ve korunmasın- da da çok değerlı katkılar yapabıleceğı ınancındayız hayatındaFactofinans iş hayatınızın en önemli faktörü finansman konusuna getirdiği doğru ve çağdaş alternatifleri ülkemizin önde gelen sanayi ve ticaret merkezlerine taşımaya devam ediyor. FactoFinansYurtiçi ticaret yapıyor, \adeli piyasalarda çalışıyor ve TL kaynağına yoğun ihtiyaç duyuyorsanız, FactoFinans ile tanışın. N a k i t a k ı ş ı n ı z a h ı z , r e k a b e t g ü c ü n ü z e güç k a t ı n . faktörü yayıhyor. F a c t o F i n a n s o n a y l a n m ı ş v a d e l i a l a c a ğ ı n ı z ı p e ş i n ö d e r . s i z i t a h s i l a t s ı k ı n t ı s ı n d a n k u r t a r ı r , i ş h a c m i n i z i g ü v e n l e b ü y ü t m e n i z i s a ğ l a r . Mesut Yılmaz'ın Sabn Mesut Yılmaz ozetlıyor "Ekonomı, Çıller tarafından goturuluyor, aldığı nokta bellı, bugun gelınen nokta bellı 1 5 sene once Turkıye'- de enflasyon yuzde 60' Bugun yuzde 140' 1 5 sene once Amerıkan Doları 10 bın lıra' Bugun 36 bın lıra1 1 5 sene once Turkıye, kalkınan bır ulke< Bugun gerıleyen bır ulke1 " Çok çarpıcı1 Mesut Yılmaz'ın yuzu gulmuyor, ulkenın durumuna bakarsan gulemezsın Ya Çiller'e bakarsan gulmez rnısın'' Çıller, Yılmaz ıçın bır talıh1 • 12 Eylul surecınde kurulan butun partıler ıflas ettı, bu- gun hıçbın ortada yok' Bır tek ANAP var ANAP, yasaklı duzende Turkıye'dekı dort sıyasal eğılı- mı bırleştırmek amacıyla kurulmuştu, 1987 de sıyasal yasaklar kalkınca bu modelın ışı bıttı Merkez sağda DYP nın oluşumundan ve 1987'de Sü- leyman Demirel'ın ustundekı sıyasal yasağın kalkışın- dan sonra ANAP'ın tarıhe gomulmesı gerekmıyor muydu9 Mesut Yılmaz, bu tehlıkeden partısını korudu, bugun- lere kadar getırdı Nasıl yaptı bu ışı9 Ytlmaz Genel Başkan olduktan sonra partısını Çan- kaya'da oturan Turgut özal'dan ayırdı (bu kararın doğ- ruluğu Edes-Civan rezaletınde bır kez daha vurgulandı), dorteğılımı bır yana bırakıp ANAP ın sıyasal doğrultusu- nu belırledı, erken seçıme gıtmek sağduyusunu goster- dı, sonuçta bugun ıktıdar seçeneğı olarak gucunu koru- yor Medya, Mesut Yılmaz'ı sevmıyor ANAP lıderı şaşılacak bır sabır ve dırençle bu baskıya da karşı koyuyor • 1991 yılı Ekımı'nde yapılan genel seçımde sandıktan DYP en buyuk partı olarak çıktı En başta TUSİAD olmak uzere ış çevrelerı kolları SJ- vayıp DYP-ANAP koalısyonunu kurmak ıstedıler kendı açılarından doğru yapıyorlardı merkez sağdakı ıkı partı- nın bırleşmesı elbet sağın ışıne yarar hesaba gore bu ortaklık ekonomıyı de derleyıp toparlayacaktı Olmadı Demokrası amacına donuk duranlar ozgurluklerın hayata geçırılmest ve ulkenın 12 Eylul hukukundan arın- dırılması ıçın DYP-SHPortaklığını yeğlıyordu Sonuçta merkez sağ ıle merkez sol koalısyonu Inönü- Demirel ıkılısıyle hukumetını kurdu Ne yazık kı bu huku- met uzun omurlu olamadı, Özal ın vakıtsız olumu her şeyı altust ettı hesaplarbo- zuldu Demokratıkleşme askı- dadır • Ne var kı ışadamları dun- den bugune ANAYOL for- mulunden vazgeçmış de- ğıller 1990 lı yılların Turkıyesı'- nde en etkılı guçlerın ba- şında ış çevrelerı gelıyor, medya da bu baskı grupla- rının elmde sayılıyor ıste- dıklerı hukumet bıçımı, ANAP ıle DYP'nın ortaklığı- dır Mesut Yılmaz ıse dırenı- yor Dırenışın nedenlerını da- ha oncelerı çevreye anlat- makta guçluk cekıyordu, ama artıkdaharahatkonu- şabılıyor çunku tek tumce- sı yeterlı oluyor - Çıller ıle hukumet kurul- maz 1 Çıller deyınce bır soyle- dığı otekını tutmayan su- reklı gerçek dışı laflar eden avucunun ıçıne al- madığı kışıye duşman kesı- len, dedığım dedık oyunu- nu hukumet etmek sanan, guven duygusu vermeyen sabah kalktığı zaman ne yapacağı bellı olmayan, duşlerını gerçek sayan bır bayan akla gelıyor • Yılmaz ın son yıllarda benımsedığı polıtıka ıkı sozcukte ozetlenebılır Dırenış ve sabır 1 Kolay ış değıl Î S T A N B U L • ATNKLARA Î Z M Î R • B U R S A • D E N İ Z L İ • G A Z Î A T > T X E F » CARARET CİNE (Hn cjı/ıı ISIJO OlOO) "\<_st!pmit Sok No 2 \mi\utko\ Te! 2-ı" "4 ^ T a m f i n a n s m a n , a l a c a k l a r ı n ı z a % 1 0 0 g a r a n t i . \0212) 2746666- 2747158- 2741111 • 4akam tOS12Ui: 99»• İBHfe (0232»463 9201 Bwsa (0224i 2S5 70 80 • Denizti|0258« 26514 73 4 d a u 10322; 458 27 &1 • Gaziant^p Romanlannız ve Ansıklopedılennız yennızden ahnır. TeI:5540804 Nufuscuzdanımı katkı kredısı % e oğrenım kredısı kartlanmı kav bettım Hukumsuzdur ŞE\IZERDOĞA\ N ufus cuzdanımı ka\ bettım Hukumbuzdur DILEK 4KT4ŞOĞU Nufuscuzdanımı kavbettım Hukumsuzdur HAS4\B4L4\1BER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle