Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 1994 CUMA -
OLAYLAR VE GORUŞLER
Mektuplar
MELIH CEVDET ANDAY
B
eş a>lık aradan sonra,
baktım ki, gazeteje vol-
lanan mektuplar, dergi-
ler, kitaplar epey birik-
miş. Bugun o mektup-
lardanbirkaçınaverve-
receğim vazınıda.
İlki, ĞATA Ha>darpaşa Eğitim
HastahanesiÜroloji KliniğTndeöğre-
tim üyesi Doç. Dr. Cıineyt tşeri'den.
"Sayın Andav,
Sızı uzun suredır gerek Cumhun-
yet'tekı yazılannız, gerek kıtaplan-
nız aracılığı ıle ızle>en, sızle tek yon-
lü bır yakınlık. hatta bır gonul bırlıgı
kurmuş olan bır okurunuzum
Mesleğım tıp doktorluğu ve şu an-
da GATA Haydarpaşa Eğıtım Hasta-
nesı Urolojı Klınıgfnde oğretım uye-
sı olarak gore\ > apmaktayım
Son zamanlarda gundeme gelen
yabancı dılle eğıtım tartışmalan ne-
denı ıle, bu konuda bana pek çarpıcı
gelen, ancak her nedense çok değınıl-
meyen bazı çelı^kılerı, bu konudakı
duyarlılığınızı bıldığımden dolayı, sı-
ze aktarmak ıhtıyacını duydum
Ben, bazı şanslanm sayesınde, ıkı
yabancı dılı ıyı derecede bılen bır oğ-
retım uyesı olarak, vabancı dılle eğı-
tım veren fakıiltelenn (ornek olarak
tıp fakultelennın) varlık nedenını bır
turlu anlavamıyorum Turkçe eğıtım
veren fakultelerde, hıçbır ogrencı ve
oğretım üyesının, yabancı dılde ya-
yınlanmış kaynaklan ızle>ıp dış te-
maslarda bulunmaları kısıtlanmadı-
ğına gore her ıkı kurum arasında ye-
gane fark derslerde kullanılan dıldır
Bu ıletışım ıse, oğretım uyesı \e oğ-
rencının dıl bılgılerının derecesı ıle
sınırlı olmaya mahkûmdur Ana dıl-
den daha >etersız olması kaçınılmaz
olan bu yabancı dıl, anlatandan anla-
maya çalışana aktarılırken ıletışım-
sızlığın de adeta logantmık olarak be-
lırgınle^mesı kaçınılmazdır Dahaon-
ce ıyı oğrenılmemıs, olan vabancı dı-
lın fakultede oğrenılmesı \e>a ılerle-
tılmesı duşunulebıhr. ancak bu eksık-
lık ek eğıtım saatlerı ıle de gıdenle-
bıhr Zıra aynı derste yabancı dılı ve
a\nı zamanda bu yabancı dılı çok ıyı
bılmeden anlaşılması ımkansız olan
bır konuyu oğrenmek gıbı bır mantık
geçerh olamaz Oyle anlaşılıyor kı
YOK. bu mantıksızlığı gıdermek yo-
nunde bır calışma başlatmış durum-
da Bu tav ır değışıklığının nedenı, yu-
kanda savunduklanm olabıleceğı gı-
bı, tamamen teknık nedenler de ola-
bılır Her ıkı durumda da şu ana ka-
dar kı uygulamanın gerekçesı sorul-
malıdır dıye duşunuyorum
Benım asıl uzennde durmak ıstedı-
ğım konu, teknık deyımlerın Türkce-
leştınlmesı konusundakı ataletın, tum
eğıtımı yabancı dılle vermeye vardı-
racak boyuta ulaşmış olmasıdır Sız
\ e sızın gıbı yazar \ e duşunurler, ede-
bıvat. felsefe ve şıır dallannda Turk-
çeleştırmeye gereklı ozenı gostenp
çabalarınızı sürdururken, bılım dal-
lannda, nıtelıklı eğıtımın ancak Turk-
çe'nın aradan çıkarılması ıle mum-
kun olacağı şeklınde bır hava yaratıl-
maktadır Batıda aynı dılı konuşan bı-
lım adamlan bıle kendı dallanndakı
deyımlen belırlemek ıçın konsensus
toplantılan vaparken, ulkemızde bu
konuda tam bır başıboşluk hukum
surmektedır Ben, kışısel olarak, has-
talara ve yakınlanna hastalıklar ıle ıl-
gılı bılgı verırken, sıklıkla zorlan-
makta ve o anda yapıverdığım tercu-
melere çoğu kez kendım de gülmek-
teyım
Kanımca yapılması gereken, tum
dallarda suratle Turkçeleştırme çalış-
malannı başlatmak, boylece dılı ol-
duğu kadar Turk ınsanının duşünce-
sını de zengınleştırmektır
Dığer bır onemlı konu YÖK tara-
fından yapılan doçentlık yabancı dıl
sınavlandır Bana gore bır oğretım
üyesının yabancı dıl bılmesının ama-
cı, yabancı dılde yayınlanan kıtap ve
dergılerı takıp edebılmek ve uluslara-
raM temasları surdurebılmektır Ha-
len ulkemızde, bu amaca yonelık ya-
vınların tamamına yakını Ingılızce
olup. dunvada da uluslararası toplan-
tı dılı yıne Ingılızce'dır Hal böyle
ıken Farsça veya Rusca sınavını ba-
şaran bır aday bıle doçent ve daha
sonra profesor olabılmektedır Kışı-
nın, bılım adamı olarak, boyle bır dı-
lı bılmesı ıle Çın mutfağını bılmesı
veya yanağında benı olması arasında
amaca yönelık bır fark yoktur Ancak
bu uygulama suregelmekte ve unıver-
sıteler, dünyadan ve evrensel bılgı-
den zorunlu olarak kopuk kışılerle
dolmaya devam etmektedır
Sayın Anday, bu yazıyı buraya ka-
dar okumak zahmetıne katlandığınız
ıçın sıze çok teşekkur edenm Gorüş-
lerıme sız de katılır ve konunun
onemlı olduğunu duşunursenız, bu
konuya bır giın sutunlarınızda değı-
neceğınızı umuyorum Katılmadığı-
nız yonlen, çok kısa bıle olsa bana ıle-
tırsenız, benı ancak mutlu edersınız
Tekrar teşekkur eder, saygılar suna-
rım."
İkincisi, Sayın mühendis Murat Bi-
lir'den gelivor:
"Sayın Melıh Cevdet Anday,
Sıze daha once mektup yazdığım-
da yenı mezun bır mühendıstım O
zamandan bu yana 2 yıl geçtı Bu 2
yılın l yılı Rusya'da geçtı
Bu mektubu sıze yıne bır konuda
fıknnızı sormak ıçın yazıyorum
Belkı bılırsınız, Bertrand Russell
yüzyılın başında 2500 yıldır çözule-
meyen paradoks sorununu çozdu Bu-
nukumelerteonsınıgelıştırerekyap-
tı Bu aralar paradokslar uzerıne du-
şunuyorum ve bana çok ılgınç gelı-
yor Paradoks sorununun çozumu, ılk
önermenın çıkış onermesının yanlış
olduğunu kabul etmektır Ornek ola-
rak
1 Butun kurallann ıstısnası vardır
2 Bu da bır kuraldır
3 Bu kuralın da bır ıstısnası vardır.
4 Istısnası olmayankurallarda var-
dır
l ve4onermelenzıtanlamlıdır Bu
paradoksun çozumu butun kurallann
ıstısnası olmadığını kabul etmektır
Suyun atmosfer basıncında 100 C
kaynamast gıbı Dığer bır paradoks
evrende nerdeyse sonsuz savıda yıl-
dız olmasına rağmen gecenın günduz
kadar aydınlıkolmaması şeklınde ıfa-
de edılen Olbers paradoksu Bu prob-
lem de bırkaç sene evvel çozuldu
3 paradoks, bu benım fıknm de-
mokrası paradoksudur
1 Demokrası vardır
2 Demokrası ıçınde totalıter fikır-
len savunan partıler vardır
3 Bu partılenn ıktıdara gelmesı
mumkundur
4 Demokrası yoktur
Burada çozum 1 onermeyı reddet-
mek, demokrası yoktur dıye mı du-
şunmektır9
Yoksa bu sorunu yalnız
mantık bılımının ımkânlarıyla coz-
meye çalışmak yanlış mıdır'
Aynca bu paradokstan Kari Pöp-
per'ın kullandığı açık toplum kavra-
mından yararlanarak da kurtulama-
yız"
Danimarka'dan mektup yollayan
okurumuz Zevnel Kozanoğlu ise ba-
na "bunak* divor:
"Gazetecıyım, yazarım Sureklı
basm kartı taşıyorum Basılı bırkaç
kıtabım var
18 Ekım 1994 gunlu yazınızı go-
runce hemen doğum tarıhınızı ara-
dım Sızden on beş yaş kadar kuçuk
olduğumu belırle>ınce de bayağı se-
vındım
O yazınızda, hem de Turk dunyası
ılerı gelenlerının Istanbul'da toplan-
dığı gun yayımlanan yazınızda, Orta
Asya"dakı Turklerle hıçbır ılgımız
bulunmadığını ılerı suruyordunuz
Anadolu'da venı bır ulus olarak orta-
ya çıkmışız
Yazınızı okuduktan sonra, doğum
tanhınızı bulunca, sevınışımın nede-
nı şuydu efendım
Eğer ben sızın yaşınıza gelınce bu-
nayacaksam, yanı sızın yaşınıza ge-
lınce sapla samanı kanştıracaksam,
daha onumde 15 yılım var. demektı
Buna sevınılmez mı'
Tanhı gerçeklerı hıçe sayarak bov-
le bır savı ortaya attığınızı Danımar-
kalı bılım adamı W. Thomsen ıyı kı
oğrenemeden oldu Yoksa, adamca-
ğız Orta Asya'da bulunan bırtakım
taşların ustundekı bın yıllık yazının
Türkçe olduğunu kanıtladığına pış-
man olurdu
Ve emınım kı. *Ben ciğeri beş para
etmez yazarian, diışün adamlan bu-
lunan bu TürkJer için mi 30 vılımı he-
ba ettim.' dıye yanardı
Tıpkı şımdı benım, 'Melih Cevdet
Andav adında saygıdeğer bir biiyii-
ğümiız var' sandıgım yıllara >andı-
ğım gıbı "
Sayın Bozkurt Güvenç'in bu konu-
daki mektubu da şövle:
"Değerlı Melıh Cevdet,
'Anavurdumuz Anadoludur' baş-
lıklı koşe vazınızda (Cumhurıyet 18
Ekım 1994), 'Bunlar gereğincearaş-
tınlmış degildir' yargınıza rastladım
Bu yargınızdan, geçen yıl yayımla-
nan Turk Kimligi kıtabımı (Kultur
Bak 1993 ve94)gormedığınızyada
okumadığınız duşuncesıne kapıldım
'Anadolu'nun Türkleşmesi' surecı
gıbı kultur tanhtmızın karanlıkta kal-
mış kımı sorunlarına bu kıtapta ver
vermeye çalışmıştım 'Türk Kimli-
ği'deyımını vanlışbulduğunuzu, doğ-
rusunun 'Türklerin kimliği' olması
yolundakı onerınızı de anımsı>orum,
başka bır yazınızdan Ancak, geçen
yıl gazete adresınıze postaladığım kı-
tap elınıze geçmedıyse yenı baskıdan
bır kıtap daha gonderebılınm ilgını-
zı çekeceğını ve bır goz atmaya ya da
okumaya değer bulacağınızı sanıyo-
rum
Saygılarımla "
Okurumuz Ertuğrul Efeoğlu da
şö> le divor mektubunda:
"Savgıdeğer Anday,
Yazılarınızı Cumhurıyet'te yenıden
gormek ve okumak çok sevındırıcı
Bır haftalık bır aksama bıle butun
okurlarınız gıbı benı de çok korkut-
tu. telaşa duşurdu
Geçmış olsun dıleklenmı sunar, ya-
zılarınızı daha yıllarca ızlemeyı yu-
rekten umarım.
Esen kalın "
Savın Efeoğlu'va ve vazılarıma kı-
sa bir ara verdiğimde sağlığımı merak
eden bıitıin okurlarıma teşekkur
ederim.
PENCERE
'•••
ARADABIR
Prof. Dr. ŞEREFETTtN CANDA
Dok E\lulVm Tıp Fak Patolojı Anabılım Dalı
Universitelerin Toplumsal
Yaşama Etkileri
Toplumsal ılerleme, ıç banş ve kalkınmanın en onemlı
o^elerınden bırısı de unıversıtelerdır Gelışen ve değışen
dunyada universitelerin bu geiışmelere ayak uydurması,
yenılıklerı ozumsemesı ve bunu toplumsal yaşama aktar-
ması onemlı ışlevlerınden bınsıdır Bunun ıçın eğıtım ve oğ-
retımın daha ışlevsel ve daha çağdaş bır konuma gelmesı
gereklıdır
Çeşıtlı dallarda ve alanlarda universitelerin yetıştırdığı
gençlerın, topluma her konuda onculuğu zorunludur ör-
negın, bılgısayar çagının sağladıöı olanâkları topluma taşı-
mada olsun, ekonomık sıyasal alanda, sanat ve sporda ol-
sun, yaşamın her alanında, toplumun çağdaş dunyaya ulaş-
masında, unıversıte gençlığının motor gucu yadsınamaz
1982'den ben unıversıtelenn yonetımınde egemen olan
YÖK duzenı ıçınde unıversıteler bu amaçlar doğrultusun-
da yeterlı aşamayı yapabılmış mıdır"? Her şeyden once, de-
mokratık olmayan bu yasa, uygulamada çok katı merkez-
selbıryonetımoluşumunayolaçmıştır Buyuzden, unıver-
sıtelerde demokrası ıçınde eğıtım ılkesı gozardı edılmıştır
Oysa, laık demokratık cumhurıyet, Gazı Mustafa Kemal
Atatürk tarafından gençlığe emanet edılmıştır
12 Eylul 1980 hukukunu yansıtan bu YÖK yasası ıle 1994
dunyasmda, ulkemızın unıversıtelennı yonetmekte dayat-
macı olmak, ne olçude doğrudur?
Buna karşın, hukumetı oluşturan sıyasal partıler seçım
oncesınde, YOK yasasını kaldıracaklan konusunda soz ve-
rerek, toplumdan oy almış ıktıdar olduktan sonrakı do-
nemde, her nedense, bu konuda ıçtenlıklı bır gınşım ya da
sonuç alıcı bır çalışma yapmamışlardır Uzerınde duşunul-
mesı gereklı olan konu budur' Çunku, çağımızda YOK du-
zenı gıbı bır yasa ıle unıversıtelerını yoneten bır yonetımın,
yeterlı olçude başarılı olamayacağının gorulup anlaşılama-
ması, gerçekten duşundurucudur'
Verılen sozler unutulmuştur Boylece, başka bır çok ko-
nuda olduğu gıbı verdığı sozu tutmayan ya da gereklı ça-
bayı gostermeyen herkesın uğrayacağı olumsuz sona, adım
adım yaklaşan bu partıler, sonunda tabanlarını yıtırmış ve
toplumdan kopmuşlardır Ünıversıteler, bu donemde guç yı-
tırmış, toplumla ılışkılerı gevsemış ve kendı ıçıne kapanmış-
tır Demokratık, ozerk yonetım bıçımının erdemı gozardı
edılmış ve bu duşunce yenı kuşaklara yetennce aktarıla-
mamıştır
Bılımın, bılımsellığın ustunluğu, akademık karıyenn evren-
sel kuralları gozardı edılmış, atamalarda daha başka etken-
lerve ozel ılışkıler one çıkmıştır Bunun bırbınnden ılgınç or-
neklerı, her gun unıversıtelenmızde yaşanmaktadır Sonuç-
ta, bu uygülamalar unıversıtelerde alışılmadık yenı bır tur
gelenek gelışmesıne yol açmaktadır Bu atamalarda, ust
makamlara borçlu (medyun-u şukran) duruma gelmek/ge-
tırılmek, ozluk haklannı alabılenlenn de, alamayanların da
ıkılemıdır, açmazıdır
Hıç kuşkusuz, yaşamın hıçbır alanında ozellıkle bılımsel
alanda, uluslararası normlardan uzaklaşmak, uluslararası
duzeye koşut bır başarıyı b'rlıktelığınde getırmeyecektır Bu
koşullar altında, yalnız fırsatçılık yapanlar, başkasının hak-
kını çığneyenler değıl, antılaık guçler, Ataturk ve laık cum-
hurıyet duşmanları da kendılenne yer edınmede, olağa-
nustu ortam bulmuşlardır
Rektor ve dar çevresı çok guçlu yetkılerle donatılmış, bu
durum aşırı merkezsel yonetımı doğurmuştur Sonuçta ge-
lışımı engelleyıcı bılımsel coşkuyu koreltıcı, bıreysel atilım
ve yeteneklerın ortaya konulması yenne bıreysel ılışkılerı one
çıkaran, 7ş bılenın kılıç kuşananın" ya da "Ben kendı çı-
kanma bakarım elıme geçen fırsatı değerlendırınm, çalış-
ma arkadaşımın ya da başkasının hakkı yenmış yenmemış
umurumda değıl', 'Erdemhlık benı ılgılendırmez" duşun-
cesındekı bır mantalıte guç kazanma eğılımıne gırmıştır
Gıderek, oğretım uyelerı yurt ve ulke sorunları bır yana,
kendı ozluk ve akademık haklarını bıle savunmaktan, tar-
tışmaktan ya da dıle getırmekten kaçınır olmaya ıtılme gı-
bı bır durum ortaya çıkmış dersler de bır unıversıte dersın-
den çok bır lıse dersı bıçımıne donuşme durumuna gel-
mıstır
Unıversıte oğretım uyelerının de kendı yonetıcılerını tek
derecelı seçımlerle seçmesı, kurullardemokrasi6inın uygu-
lanması atanma yenne seçılmenın erdemının ozendınlme-
sı yatay ve dıkey anlamda akademık anlayışın evrensel bı-
çımde yenıden yerıne oturtulması hukukun ustunluğu, kuv-
vetlerın ayrılığı ılkelen gıbı evrensel goruşlerı ıçıne alan bır
çerçeve yasa^ının çıkarılması çozum ıçın onerılenmızdır Bu
durumda, universitelerin toplumla her alanda butunleşmış,
uyumlu olarak yalnız bılımsel ekonomık sosyal ve sıyasal
alanda toplumsal gelışmenın sağlanmasındakı oncu ışlevı
ıle değıl, aynı zamanda ıçbarışın kurulması ve korunmasın-
da da çok değerlı katkılar yapabıleceğı ınancındayız
hayatındaFactofinans iş hayatınızın en önemli faktörü finansman
konusuna getirdiği doğru ve çağdaş alternatifleri ülkemizin
önde gelen sanayi ve ticaret merkezlerine taşımaya devam ediyor.
FactoFinansYurtiçi ticaret yapıyor, \adeli piyasalarda çalışıyor ve TL
kaynağına yoğun ihtiyaç duyuyorsanız, FactoFinans ile tanışın.
N a k i t a k ı ş ı n ı z a h ı z , r e k a b e t g ü c ü n ü z e güç k a t ı n .
faktörü yayıhyor.
F a c t o F i n a n s o n a y l a n m ı ş v a d e l i a l a c a ğ ı n ı z ı p e ş i n ö d e r .
s i z i t a h s i l a t s ı k ı n t ı s ı n d a n k u r t a r ı r ,
i ş h a c m i n i z i g ü v e n l e b ü y ü t m e n i z i s a ğ l a r .
Mesut Yılmaz'ın Sabn
Mesut Yılmaz ozetlıyor
"Ekonomı, Çıller tarafından goturuluyor, aldığı nokta
bellı, bugun gelınen nokta bellı 1 5 sene once Turkıye'-
de enflasyon yuzde 60' Bugun yuzde 140' 1 5 sene
once Amerıkan Doları 10 bın lıra' Bugun 36 bın lıra1
1 5
sene once Turkıye, kalkınan bır ulke< Bugun gerıleyen
bır ulke1
"
Çok çarpıcı1
Mesut Yılmaz'ın yuzu gulmuyor, ulkenın durumuna
bakarsan gulemezsın
Ya Çiller'e bakarsan gulmez rnısın''
Çıller, Yılmaz ıçın bır talıh1
•
12 Eylul surecınde kurulan butun partıler ıflas ettı, bu-
gun hıçbın ortada yok'
Bır tek ANAP var
ANAP, yasaklı duzende Turkıye'dekı dort sıyasal eğılı-
mı bırleştırmek amacıyla kurulmuştu, 1987 de sıyasal
yasaklar kalkınca bu modelın ışı bıttı
Merkez sağda DYP nın oluşumundan ve 1987'de Sü-
leyman Demirel'ın ustundekı sıyasal yasağın kalkışın-
dan sonra ANAP'ın tarıhe gomulmesı gerekmıyor
muydu9
Mesut Yılmaz, bu tehlıkeden partısını korudu, bugun-
lere kadar getırdı
Nasıl yaptı bu ışı9
Ytlmaz Genel Başkan olduktan sonra partısını Çan-
kaya'da oturan Turgut özal'dan ayırdı (bu kararın doğ-
ruluğu Edes-Civan rezaletınde bır kez daha vurgulandı),
dorteğılımı bır yana bırakıp ANAP ın sıyasal doğrultusu-
nu belırledı, erken seçıme gıtmek sağduyusunu goster-
dı, sonuçta bugun ıktıdar seçeneğı olarak gucunu koru-
yor
Medya, Mesut Yılmaz'ı sevmıyor
ANAP lıderı şaşılacak bır sabır ve dırençle bu baskıya
da karşı koyuyor
•
1991 yılı Ekımı'nde yapılan genel seçımde sandıktan
DYP en buyuk partı olarak çıktı
En başta TUSİAD olmak uzere ış çevrelerı kolları SJ-
vayıp DYP-ANAP koalısyonunu kurmak ıstedıler kendı
açılarından doğru yapıyorlardı merkez sağdakı ıkı partı-
nın bırleşmesı elbet sağın ışıne yarar hesaba gore bu
ortaklık ekonomıyı de derleyıp toparlayacaktı
Olmadı
Demokrası amacına donuk duranlar ozgurluklerın
hayata geçırılmest ve ulkenın 12 Eylul hukukundan arın-
dırılması ıçın DYP-SHPortaklığını yeğlıyordu
Sonuçta merkez sağ ıle merkez sol koalısyonu Inönü-
Demirel ıkılısıyle hukumetını kurdu Ne yazık kı bu huku-
met uzun omurlu olamadı, Özal ın vakıtsız olumu her
şeyı altust ettı hesaplarbo-
zuldu
Demokratıkleşme askı-
dadır
•
Ne var kı ışadamları dun-
den bugune ANAYOL for-
mulunden vazgeçmış de-
ğıller
1990 lı yılların Turkıyesı'-
nde en etkılı guçlerın ba-
şında ış çevrelerı gelıyor,
medya da bu baskı grupla-
rının elmde sayılıyor ıste-
dıklerı hukumet bıçımı,
ANAP ıle DYP'nın ortaklığı-
dır
Mesut Yılmaz ıse dırenı-
yor
Dırenışın nedenlerını da-
ha oncelerı çevreye anlat-
makta guçluk cekıyordu,
ama artıkdaharahatkonu-
şabılıyor çunku tek tumce-
sı yeterlı oluyor
- Çıller ıle hukumet kurul-
maz
1
Çıller deyınce bır soyle-
dığı otekını tutmayan su-
reklı gerçek dışı laflar
eden avucunun ıçıne al-
madığı kışıye duşman kesı-
len, dedığım dedık oyunu-
nu hukumet etmek sanan,
guven duygusu vermeyen
sabah kalktığı zaman ne
yapacağı bellı olmayan,
duşlerını gerçek sayan bır
bayan akla gelıyor
•
Yılmaz ın son yıllarda
benımsedığı polıtıka ıkı
sozcukte ozetlenebılır
Dırenış ve sabır
1
Kolay ış değıl
Î S T A N B U L • ATNKLARA
Î Z M Î R • B U R S A • D E N İ Z L İ
• G A Z Î A T > T X E F »
CARARET
CİNE
(Hn cjı/ıı ISIJO OlOO)
"\<_st!pmit Sok No 2 \mi\utko\
Te! 2-ı" "4 ^
T a m f i n a n s m a n , a l a c a k l a r ı n ı z a % 1 0 0 g a r a n t i .
\0212) 2746666- 2747158- 2741111 • 4akam tOS12Ui: 99»• İBHfe (0232»463 9201 Bwsa (0224i 2S5 70 80 • Denizti|0258« 26514 73 4 d a u 10322; 458 27 &1 • Gaziant^p
Romanlannız ve
Ansıklopedılennız
yennızden ahnır.
TeI:5540804
Nufuscuzdanımı katkı
kredısı % e oğrenım kredısı
kartlanmı kav bettım
Hukumsuzdur
ŞE\IZERDOĞA\
N ufus cuzdanımı ka\ bettım
Hukumbuzdur
DILEK 4KT4ŞOĞU
Nufuscuzdanımı kavbettım
Hukumsuzdur
HAS4\B4L4\1BER