25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18TEMMUZ1993 PAZAR 10 PAZAR KONUKLARI Azerbaycan'da meşndyetisavıuuutuuhk SUNUŞ: Sovyetler Birliğidağıldıktan sonra bu koca imparatorluğa bağlı cumhuriyetlerayrı ayrı yaşam savaşı veriyor, kendilerineyenisistemler kurmaya çalışıyorlar. Hepsinin işi çok zor. Bu arada en zor durumda olanlardan birisihiç kuşkusuz Azerbaycan. Azerbaycan, biryandan kendi iç bünyesindekikarışıkhkların üstesinden gelmeye çabalıyor; biryandan da Ermenistan 'la arasındakisavaş sürüyor. Kısa süre önce üstelik bir askeridarbe deneyimigeçirdi. Darbe karşısında Türkiye 'nin tutumu eleştirildi. Azerbaycan 'daki son gelişmeler üzerine bu ülkede ayrıntüı incelemeler ve çalışmalaryapan Marmara Üniversitesi. Uluslararası İlişkiler Bölümü öğreîim üyelerinden Doç. Nihal İncioğlu ve Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Yrd. Doç. Gün Kut'la konuştuk. Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Yrd. Doçent Gün Kut Doçent Dr. Nihal incioğlu Gün Kut: Türkiye önemli bir fırsat kaçırdı 1 zerbaycan'daki darhenin uluslararası yansımaian ve Tûrkiye'yle iüşkilere etkileri sizce ne oldu? A'LT-Darbe hem beklenıyordu. hem beklenmı- yordu dijebiliriz. Azerbaycan'ın bu kadar yumu- şak bir geçişle Sovyetler BirJiği'nden kopması, de- mokraiik bir devlet yapısını kurması ve yerleştir- mesi, ekonomisini pazar ekonomisine göre düzen- leyip Batı'ya açılması ve bu yolla dünya ile entegre olması zaten bu kadar kısa bir sürede kolayca başanlacak bir iş gibi görünmüyordu. Bu konuda birtakım sorunlar çıkması nere- deyse doğal karşılanacaktı. Yalnız Azerbaycan, diğer Türk cum- huriyetlerinden farklı otarak demokratik biryapıyı yerleştirmeyo- lundakı adımlara öncelik vermesı nedeniyle dikkat çekmiştı. Geçiş dönemınin yarattığı istikrarsızlığın demokrasi tercihine fatura edıimesi Azerbaycan'ın bir ıç sorunu oldu. îlk tepki. Ruslar geri geliyor. idi. Ama bunun gerçekçı bir yorum olmadığı sonradan anlaşıldı. Çünkü Azerbaycan'a Ruslar'ın geri gelmesi kolay değil. Haydar Aliyev'i de Rusya'nın adamı olarak algılamak doğru değil. Çünkü Azerbaycan'ın Ruslarla milli bir sorunu var. Azerbaycan halkına Rusya'yla bütünleşme alternatifini sunmak iç siyaset açısından gerçekçi değil. Aynca Karabağ krizinin ar- kasında Rusya'yı görü- yor. Bu tepki, gerçekg bir yorumla şu anda içinde bulunduğu du- rumla Rusya'nın Kaf- kasya'da süregelen kanşıklıklardan çıkar sağladığı, dolayısıyla şunun ya da bunun yanmı tutmaktan çok bu kanşıklıklann sür- mesinin kendi iç işlerini toplayıp yeniden Kaf- kaslar üzerinde etkili güç olma durumuna gelinceye kadar Rus- ya'nın işine geldiği yo- "rçndaydı. Bütün bu ve- fflerin iştğında Azer- baycan'dakı darbenin arkasında Rusya var demek kolay değil. Ama bu konuda ciddı kanıtlar ortaya çıkarsa o başka. Bunun arkası- nda olsun olmasın, Rusya'run bu darbe- den ve benzeri kanşıklıklardan çıkar sağladığı bir gerçek. - Bunun, uzun, ya da orta vadeti sonuçları ne olabilir? KUT - Türkiye'nin bölgesel güç olarak kendini algılatma ça- bası ciddi bir hasar gör- müştür. Türk dış politi- kası, özellikle Azerbay- can konusunda şunun üzerine kuruluydu: Azerbaycan bizim için çok önemlidir. çünkü komşumuzdur. Kafkaslar ölçeğindeki dengeler açısından önemlidir. Türkiye, Azerbaycan'da bölgesel güç olma fırsatını ele geçirmiş. Fırsat demek de belki yanlış. Çünkü kendi isteğiyle değil, konjonk- türiin getirdiği bir rol üstlenmiş. Tûrkiye'nin fırsatlarla tehditleri iyi değerlendinp bir denge kurması lazımdı. Bu dengeyi orta ölçekli, bölgesel bir güç olarak kurmanın bir tek yolu var: Komşu- lanmızın üzerindeki gücümüzü ancak onlara sağladığımızçıkarla- ra dayandırabiliriz. Bölgesel güç olarak Tûrkiye'nin bunu yaparken başanlı olması meşruıyetten yana olmasına bağlı. Ancak meşru tarafı savunmanın güçlüğünü de kendi yanımıza alırsak bir takım şeyler başarmamız mümkün. Azerbaycan'da Tûrkiye'nin kaçırdığı fırsatın bu olduğunu düşünüyorum. Meşruiyetten yana olmanın avantajını Türkiye o bir anlık kararsızhk nedeniyle kulla- namadı. Bunu örneğin ABD kullandı. Oysa bunu Türkiye yapmalıydı. Çünkü Türkiye bütün dünyaya dedi ki: Bir Türkiye modeli vardır. Türkiye modeli, Türluye'nin geçmişındeki bır takım olaylann Kafkaslar, ya da Orta Asya'v, a yansıtılması değil. - Peki, bunu neden Türkiyeyapsın da bir başkasıyapmastn? KUT- Türkiye dedi ki: Benim bir modelim var. Ben demokra- tikim, laikim, pazar ekonomisine geçişi sağlama çabasındayım, Batı'ya dönüğüm ve nüfusunun yansından çoğu Müslüman olan bir ülke olarak Orta Asya Tüjk cumhuriyetleriyle kültürel. tarihi ve dil bağlanm var. Diğer ülkelerin tersine bunİarla benim bütün komünikasyon kanallanm açık. Siz benim gibi bir ülke mi, yoksa sürekli istikrarsızlığa düşmüş kan dökülen ülkeler mi istersiniz? Tabii Batı açısından bakılınca Türkiye tercihi çok acık. Tûr- kiye'nin bunu yapıp yapamayacağı sorusu vardı. Bu. Türkiye içın bölgesel güç olarak hem kendinin. hem o ülkelerin, hem Baü'nın. hem de hatta Rusya'nın çıkanna olacak bir roldü. Türkiye baştan Pan-Türkizm gibi söylemleri de reddetti. Reddetmekle kalmadı, ciddi kanıtlar da gösterdi. Bölgesel güç'olarak etkili olmanın yolu da Türkiye modelini meşruiyeti savun- maktı. Türkiye bu fırsatı kaçırmış oldu. Inandınalığı ve güvenilirliğine zarar ver- di. - Azerbaycan'la ilişkileriaçısından Tûr- kiye'nin meşruiyeti savunmakta gösterdiği kararsızhk ne sonuçlara yol açabitir sizce? KUT - Azerbaycan-Türkıye ilişkileri çok fazla değişmez. Bir sonuç, Türkiye'- nin bölgesel rol oynama yeteneğinin sor- gulanması olur. Türkiye, bu ülkelerdeki seçimlerle iktidara gelmiş meşru hü- kümetlerle ılişkiye geçer diye bir kural yok. Öbür cumhuriyetlerde eski dönemde kurulan hükümetler sürüyor. Ve siz devlet olarak bunlarla ilişkileri yürütmek zorundasınız. Sonuç olarak Azerbaycan'- da hangi hükümet olursa olsun Türkiye'- den bir şeyler beklemek zorunda. Türkiye bir şeyler veriyor, verebilecek durumda. Bu ülkelere. yeteri kadar güç kullanacak düzeyde çıkar sağlıyor. - Bu arada Azerbaycan'ui tran'la ilişkileri ne durumda? Çünkü İran 'ın Azerbaycan'da etkili olma çabalan biUniyor. KUT- Batı Avrupa basınında, uzun süre, Orta Asya'da Türk- İran çekişmeşi yolunda yansıtılan görüşlere kesınlikle katılmıyo- rum. Burada İran'ı anlamak lazım. iran. Sovyetler Birlıği'nindağı- lmasından sonra ciddi bir varolma sorunuyla karşı karşıya kaldı. İran'da sayılan 15 ıla 20 milyon olduğu söylenen Azeri, iki milyon- dan fazla da Türkmen var. İran çok kanşık bir ülke. İran rejimı, dünyadan soyutlanmış, cezalandınlmak istenen bir rejim. Bırakın başkalan üzerinde etkili olmayı, kendinin yok olmasını engelleme çabasına girdi. Bu çaba içindeki bir ülkenin müttefık araması en doğal şey. Ama müttefık ararken ilginç bir ikilemle karşılaştı. İran, kendınden beklendiği gibi bu ülkelerle ittifak ararken din ortak paydasının altını çizse. kendi Şii dünya projesine uygun bir tek Azerbaycan var. Tacikistan dahil. diğer bütün Türki cumhuriyet- ler Sünni. Dil ve etnik yakınlığın altını çizse zaten Türkiye'nin oy- nadığı kartı oynayacak. yani sonuçta Türkiye'nin eline oynaya- cak. Asıl büyük çoğunluk Türkçe konuşuyor. Baştan beri îran'ın işi çok zordu. ümitsiz bir çaba içindeydi. Ve o çabayı hala sürdürmek zorunda. Aksi halde dağılma tehlikesiyle karşı karşı- - İran'm, Azerbay- can 'ı, kendiirticaifaah- yetlerine çekmek iste- diği haberleri bastnda epeyceyer alnuştt. Böy- le bir durum gerçekten sözkonusu muydu? KUT - Bence değil- dı. Çünkü Azerbaycan laık bır ülke. 70 yıldır laik olan bir ülkenin bırdenbire ırticaı bir faaliyete cevap verebil- mesi kolay değil. Çün- kü bu biraz da kültürel dönüşüm meselesi. - Azerbaycan 'ın gele- ceğiniıt petrolde yattığı söyleniyor. Bu sizce gerçekçi bir değerlen- tb'rme mi? Af£T-Oldukça ger- çekçi. En kolay pazar saglayacağı şey petrol ihracatı. Darbenin ge- risinde petrol bulundu- ğu yorumlanna katı- lmak mümkün. Rusya ve Ukrayna dışında Sovyetler Birlıği'nde üç büyük petrol ve do- ğalgaz üreticisi cumhu- riyet vardı. Binsi Ka- zakistan. birisi Türkmenistan. diğeri de Azerbaycan. Bu sermayeyi bulma konusunda tek olanak petrol ihracatı. Eski- den bütün petrol Moskova'ya akıtılı- yordu. Bu petrolü bir şekilde Batı'ya doğru göndermek lazım. Türkiye mi. Rusya mı, yoksa İran üzerinden mi gönderelim tartı- şmalan çıktı. Türkiye'- nin büyük projesi doğrultusunda baş- langıçta herkesin terci- hı petrol ve doğalgaz boru hatlannın Türkiye üzerinden geçmesiydi. Ama bu boru hatlannın Türkiye'den geçmesi için Kafkaslar'ı aşması gerekiyordu. Ama Kafkaslar'da durum istikrarsızdı Kimse burada petrol boru hattı yapmaya yanaşmıyordu. İstikrarla demokratik meşruiyetçiliğin birbirine alternatif ola- rak gösterilmesi aldatıcı bir ikilem. Demokratik meşruiyetçi bir ik- tidar, sorunlarla karşılaştığı zaman onu darbeyle deviren o sorun- lan çözüp istikrar getirecek diye bir şey olamaz. Azerbaycan'da beklenen, bir ölçüde bu oidu. "Elçibey bir şey yapamadı. Darbeci- lerin desteğiyle iktidara gelen Aliyev bu işi bâşanr" düşüncesi hâkimdi. Ama darbeyle gelen, başka darbelenn yolunu açıyor. - Azeriler Türk modeli derken bu darbeleri de mi örnek abhlar ? KUT - Modelden kasıt Türkiye'nin tarihi geçmişi olsaydı öyle diyecektim. Ama Allah'tan Türkiye'nin modelden kastı o değildi. Gence'de isyan başladığı anda Türkiye, demokratik meşru bir rejime karşı silahlı güç kullanmanın AGİK belgelerinde mahkûm edildıği ilkesinden hareketle Azerbaycan'a kararlı bir sinyal gön- derseydi ış bu duruma gelmezdi. İstikrar yine, ama demokratik. meşru yollardan sağlanırdı. - Türkiye 'nin darbe karştsuıaakikararsızhğı, daha ağnr bir deyim- le basiretsizHği, AzerbaycanV bu noktaya getirdi diyebihr nüyiz? KUT - Darbenin bu kadar kolaylıkla başanya ulaşması büyük ölçüde Türkiye'nin gönderdiği sinyallerin çelişkili olmasından kaynaklandı. Bunu da içişlerine kanşmama görüntüsü altında yaptı. Oysa böylece içişlerine kanşmış oldu. Asıl içişlerine kan- şmamak, 'güç yoluyla meşru hükümetleri değiştirmek' AGİK bel- gelerini imzalayan ülkelerin içişleri değildir tavnndan hareketle meşruiyeti savunmak olurdu. Meclis'e, istediğinizi yapın, sinyalini vermekle aslında Elçibey aleyhine içişlerine kanşmış oldu. Türkiye'nin fırsatlarla tehditleri değerlendirip denge kurması lazımdı.. Bunu yaparken başanlı olması meşruiyetten yana olmasına bağlı. Meşru tarafı savunmanın güçlüğünü de yanımıza alırsak başarmamız mümkün. Kaçınlan fırsatın bu olduğunu düşünüyorum. Nihal incioğlu: Model olmanın koşulu, tutarlılık zerbaycan 'ın kendisiyasi, ekonomik sorunları var. Bu arada Ermenistan 'la savaş sürüyor. Son olarak da darbe oldu. Siz Azerbaycan'dakidarbenin nedenini nasüyorunüuvorsumız? İXC/OĞLU- Çeşit'li muhalefet odaklan var ül- kede. Darbe öncesi Cumhurbaşkanı Elçibey. Par- lamento secimleri Muttalibov döneminde yapılmış. Halk Cephesi'nin iktidara gelişıyle bir- İikte Yüksek Sovyet ıçınden 25 eski komünıst, 25 de demokratik blok mılletvekıllen Millı Meclis'ini oluşturmuşlar. Öncelikle ülkenin önünde hangi sorunlann olduğuna bakmak lazım. Demokratik, insan haklanna önem veren bir hukuk devleti kurulmaya çalışılıyor. Gecmişte bir anayasa, bir sistem var, ama kurulmak istenen tamamıyla yeni bır sistem. Sovyetler Bırlıği'nin dağjlmasından sonra kurulan diğer Türk cumhuriyetlerini düşü- nürsek Kırgızistan haricinde hiçbirinde bu değişim olmadı. Lıtvanya'da da Halk Cephesi iktidara gelmiştı. ama sonra se- çimlerde eski komünistler geri döndü. Azerbaycan adeta tek başı- na örnek oluşturacak nitelikte bir ülke. Bir yanda savaş sürüyor. Bütçenin yüzde 50'si savaş harcamalanna gidiyor. Normal za- manda ülkenin o kadar askeri harcama yap- ması gerekmezken sa- vaştan dolayı kaynak- lann önemli bir kısmı eriyor. Bu arada bir devlet kurulmaya çalışjJıyor. Eskı ku- manda ekonomisinden pıyasa ekonomisine ge- çiş doğrultusunda dö- nüşümler gerçekleşti- rilmeye çalışılıyor. Bü- tün bunlar da siyasal hak ve özgürlüklerin hıçbir şekilde kısıtlan- madığı, muhalefetin her konuda fikrini ra- hatça ifade edebildiği çoğulcu ve demokratik bir ortamda yapılıyor. 3 u insanı ç<5k eikîfi?'. yor. Bu tür dönüşüm- ler sırasında güç tek bir merkezde tekelleşir. Ancak dönüşüm ger- ^ çekleştikten sonra yeni " düzenlemelere gıdilir. Azerbaycan'da bun- lann hepsi bir arada gerçekleştiriImeye çalışılıyor. Elçibey, za- manında gerekli dönü- şümleri gerçekleştire- medi diye çok eleştiril- mişti. Yeni anayasayı şu andaki Milli Meclis yapıyor. Halk Cephe- si'nin Milli Meclis'te zaten çok az bir çoğun- luğu vardı. Gecmişte Halk Cephesi'nde olup daha sonra yeni bir partı kuran İtibar Me- medov unsuru da var. İtibar Memedov'un kendisinin önemli bir politik gücü olduğu söylenebilir. Fakat yeni devletin hangi ıl- keler üzerine kurula- cağı konusunda bir konsensûs yoktu. Elçi- bey ve Halk Cephesi başkanlık sistemıni isterken. İtibar Meme- dov'un Milli İstiklal Partisi parlamenter sistemi savunuyordu. Anayasayı da Milli Meclis'in oluşturması gerekirken Meclis'te de tam bir mutabakat sağlanamıyordu. Bir sorun da piyasa ekonomi- sine geçişte yaşanıyordu. Özelleştirmenin biçımi üzerinde tam bir konsensiİssağlanamamıştı.Kanunçıkmıştı.aınahâlâtartışıbyordu. - Yani helh bir bastbozukluğu da beraberinde migetiriyor? İNC/OĞLU- Bunu başıbozukluktan çok yeniyi deneme kaygısı olarak gözlemledim. Elçibey, "Biz bunun çoğulcu ve demokratik ortamda oluşmasından yanayız. Dolayısıyla zaman kaybetmemiz de normal" görüşünü savunuyordu. Bu bence farklı bir deneyimdi. - Peki belE bir sistematiği var mıydı? İ1SCİOĞLU - Sistematik oluşturulmaya çalışılıyordu. Siyasi Partiler Kanunu da çıkmıştı. Ama Siyasi Partiler Kanunu cık- tıktan sonra bu yılın ocak ayında kurulan parti sayısı 24-25'ti. Şu andaki parti sayısı ise 30'un üzerinde. Düşünün, yedi miljonluk bir ülkede 30'un üzerinde siyasi parti. - Elçibey'in yönetimi sırasinda belü bir iktidar boşluğu olusmuş muydu? INCİOĞLU- Ben buna iktidar boşluğu diyemiyorum. Elçibey cumhurbaşkanı seçildikten sonra başkanlık sistemine doğru bazı düzenlemeler yapmak istiyordu. Aslında iki sistemin kanşımı gibi bir sistem oluşmuştu. Bir yanda parlamento vardı. bir yanda da cumhurbaşkanınm üst düzeyde atadığı. onlann tabiriyle "Prezi- dant aparat" denilen danışmanlar kurulu... - Darbeye yol açaıt nedenler sadece bunlar mıydı? İKCİOGLU- Ben orada, "Bir darbe olabilir mi? Otoriter bir re- jime doğru gidiş olabilir mi?" diye hep baktım. Gerçekten demok- ratik hak ve özgürlüklerin sonuna kadar kullamldığı bir ortamda PORTRE Yrd. Doç. GUNKUT Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü 'nde yardıma doçent. 1987 yilmdanbu yana Boğaziçi Üniversitesi 'ndegörevli. Doktorasuu A BD 'de yaptı. Birgrnp üniversite öğretim üyesinin Orta Asya Projesi çerçevesinde Azerbaycan 'da temaslarda bulundu; bu ülkenin siyasi, ekonomik durumuvla ilgili ayrmıılı bir çalışma yaptı. PORTRE Elçibey, darbede Bakü'yü terk etti, "İasanları biıbirierine kırdırmam" dedi. Bu çok önemli bir seçim. yeni bir devlet kurmanın çok zor bır ış olduğunu gözlemledim. Bazı güç odaklannm muhalefeti tamamen kişisel. iktidar hırsından kaynaklanıyordu. İtibar Memedov buna bir ömek. Elçibey bir an- lamda, akıntıya kürek çekmeye çalıştı, diyebilirsiniz. Ama ben onun mücadelesini çok saygıdeğer buluyorum. Bakü'de Halk Cephesi'nin silahlı gruplan var. Elçibey. darbe karşısında onlan harekete gecirmeir yerine Bakü'yü terk etti, •"İnsanlan birbirlerine kırdırmam" dedi. Bu çok önemli bir seçim. Azerbaycan AGİK üyesi olmuştu. AGİK sözleşmesıne göre as- keri darbeler artık bir ülkenin iç işi sayılmıyor. Dolayısıyla "Bu darbe Azerbaycan'ın kendi iç işi" dıyerek bır askeri darbenin sıne- ye çekilmesinin gerekmedigini düşünüyorum. Azerbaycan'da en önemli başka bir muhalefet odağı da eski komünistlenn oluşturdu- ğu Haydar Aliyev'in partisiydi. Burada dikkat çeken şey muhale- fetin kişisel düzeyde yürütülmediğiydi. Parti esas olarak Latın alfa- besine geçişe. Türkçenin resmi dil olarak kabul edilmesine karşı çıkıyor. Azerbaycan'ın Birleşik Devletler Topluluğu'nda kalması gerektiğini savunuyordu. Bu görüşleri destekleyen Aliyev'in Yeni Azerbaycan Partisi dışında başka partiler de vardı Elçibey'in Batı seçimine karşılık bura- da Rusya-İran-Türki- ye arasında üç ayaklı bir polıtıka izleme eğilimı vardı. Bir baş- ka muhalefet odağı ise Azerbaycan'daki çeşit- li azınlıklann oluştur- duğu partılerdi. Ulke- de nüfusun yüzde 15'- ini azınlık gruplan oluşturuv or. İtibar MenKv.. dışında bütün muhale- fet liderlen bir seçim olduğu takdırde bu ka- dar bölünmüşlük karşısında hiçbir parti- nin tek başına seçimle- ri kazanamayacağını kabul ediyorlardı. Bu- nun için de bir blok oluşturma nıyetlerini açıkça ortaya koyu- yorlardı. Azınlıklar ve Rusya yanlısı Sosyal Demokrat Partı arası- nda zaten bir blok da oluşmuştu. Aliyev'in partisiyle diğer eski ko- münistler de bu blo- kun içinde yer almaya yönelmişlerdi. Bunlar. "Er geç İtibar Meme- dov da bize katıla- caktır" diyorlardı. Darbeden önce hep seçimlenn olabileceği düşünülüyordu. Ama muhalefetin ıddiası se- çimin iktidar tarafı- ndan geciktinldığiydi. "İktidar vaat ettıği gibi sonbaharda seçim yapmazsa bir halk ha- reketi oluşturacağız. Bu ıktidan uzaklaştı- racağız" diyorlardı. Seçim kanunu yapı- Imamıştı. Anayasa oluşturulmamıştı. Bir de üstelik ülke savaş halindeydi.Özetlersek herkes iktidar olmak istiyor, herkes birbirini kötülüyordu. - Peki, Azerbaycan 'da bundan sonra ne olur? tSCİOĞLU- Büyük bir belirsizlik var. Suret Hüseyinov dar- beyi vaptı, Başbakan oldu. Bütün askeri gücü elinde topladı. Ama şimdi Gence'de. Azenler savaşta yine başansızlar. Demek ki savaştaki başan- sızlıktan sadece Elçibey sorumiu değilmiş. O gerçek ortaya çıktı. Bir yanda Halk Cephesi varhğını koruyor. Bakü'de 6-7 bin kışinın kalıldığı yürüyüşler oluyor. Halk Cep'hesi'ni destekliyorlar. Oysa iktidan destekler mahiyette yürüyıişier yapılmıyor. Elçibey'in ken- disi hâlâ önemli. Zaten şu anda da yasal cumhurbaşkanı. Aliyev'e baktığımızda parlamentoda önemli bir desteği olmadığını göriiyo- ruz. Parlamentodaki 25 eski komünist daha çok Muttalibov yanlısı. İtibar Memedov'un partisi var. Bunu bir denklem olarak kabul edersek denklemın içinde Muttalibov'un da bulunduğunu görüyoruz. - Azerbaycan'ınyarı nüfusundan da küçük olan Ermenistan, sa- vaşın şu ankigalibi ve Azeri topraklaruu kontrol ediyor... İ.\CJOĞLU-Evet... Hep Azenler'ın Kurtuluş Savaşı'ndaki gibi savaşmalan gerektiği örneği gösterilerek, "Siz niye savaşmıyorsu- nuz?" diye soruldu. Ama unutmamak gerekiyor ki o dönemde Türkiye'nin komutanlan hep Osmanh komutanlan. Bir devlet, ordu geleneği var. Ama Sovyet ordusu içinde Azerilere silah kul- lanmak bile öğretilmemiş. Ordar hep geri hizmetlerde kullarulmı- şlar. Dolayısıyla da savaşmayı bilen bir millet değil. Azerilerden birdenbire çok şey beklendi gibi geliyor. Şunu da unutmamalı: Sa- vaş içinde olunmasına karşın yedi-sekiz aylık bir süre içinde de çok önemlı şeyler gerçekleştirdiler. Türkiye. Azerbaycan'a çok faydacı gözle baktı. Hep, "bu ülke bize ne getinr" düşüncesinden hareket edildi. Ama mesele sadece o değil. Biz bugün kendimiz için demokrasi- yi, insan haklannı, hukuk devletini savu- nuyorsak, askeri darbelere karşıysak, bunlan savunan uluslararası kuruluşlar içinde yer alıyorsak, ilkelerde tutarlı ol- mamız gerekir diye düşünüyorum. Biz hep. "Evet, biz demokrasiyi hak etük. ama Azerbaycan henüz haketmedi", diye baktık hep. Bu. Batılılann da azgelişmiş ülkelere bakış tarzı. Bizde de benzer bir çifte «tandart gelişti. Tarihin bu dönemin- de ilkelerde tutarlı olmayan ülkelerin mo- del oluşturabileceklerini düşünmüyorum. Türkiye modeli Türk cumhuriyetlerin- dekı dönüşümler açısından önemliydi. Azerbaycan olayında, Türk modeli değil, "işimize kim yarar" diye bakıldı. Yani Türk dış polıtikası faydacılığı çok vurgu- ladı gibi geliyor bana. Oysa önemli bir de- neyim vardı orada. Onun yaşatılmasında Türkiye'nin önemli katkılan olabilirdi. Azerbaycan AGİK üyesi olmuştu. AGİK sözleşmesine göre askeri darbeler artık bir ülkenin iç işi sayılmıyor. Dolayısıyla "Bu darbe Azerbaycan'ın kendi iç işi" diyerek bir askeri darbenin sineye çekilmesinin gerekmedigini düşünüyorum. Doç. Dr. NİHAL İNCİOĞLU 1951 Gaziantepdoğumlu. 1971 'de ODTÜSosroloji Bölünm'nübitirdi. İ978'de Marmara Üniversitesi'ne asistan olarak girdi. Önce Kamu Yönetimi. daha sonra Uluslararası İlişkiler Bölümü 'nde öğretim üyeliği yaptı. Doktorasmı 1983'te verdi. 1991 'desivaset re sosyal bilimler alamnda doçent oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle