25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN1993 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI Ocalan, UĞUR MUMCU'NUN SON ARAŞTlRMA_Sl- —• milliyetciüniversitededevnimci uhtann evı komando askeri ta- rafından çevrilmişti. Sabahın beşiydi, gün yeni ağanyordu. "TesBm ohm" çağnlanna karşı Çayan ve arkadaşlan, "İngflizler etimizde. Teslim ot- mayacağız. Çarpışacağız. İngi- lizler burada ölecek" yanıtını verdıler. Koyü saran askeri birliğin komutanı, "İngüizlerin orada olduğuna inanmıyoruz" diye bağınnca bin Ka- nadalı, ikisi İngiliz rehin pencereden göstenldi. Kaçınlan ve elleri ayaklan bağlanan yabancı teknısyenler "Ateş eöneyin, ateş ederseniz bizi öldürecekler" diye bağırdılar. Bu konuşmalan uzun süren bir sessızlik ızle- di Evin çatısına üç kişi çıkmışlardı: Mahir Ça- yan, Ertuğrul Kürkçü ve teğmen Saffet Alp. Bu sessizhk, saat 14.10'da başlayan ateş sesle- riyle bozuldu. Askerlerin açuğı ateşle ilk vurulan Mahir Ça- yan oldu. Ve hemen orada öldü. Rehin ahnan. elleri arkalanndan bağlanan teknisyenlerde Çayan'ın arkadaşlannca hemen orada kurşuna dizildiler. Ömer Ayna gözünden, Cihan Alptekin karnından aldıklan yaralarla yerde kıvranıyor- lardı. Ateş kesilmişti. Subaylar yenıden "Teslim ohm v> dıye megafonla sesleniyorlard». Ertuğrul Kürkçü, arkadaşlanna sordu: "Teslim olacak mıyızT' Bildiri jUOOOJl Cumhuriyet 10 Anarşist silâhlı çatışma sonunda 51ü olarak ele geçtt SAĞ KURTULDU-Ertuğnıl Kürkçü Koüfere'deki baskmdan sağ kurtukhı. 30 Mart 1972 saat 14.10'da başlayan çatışma sonucu Ertan Saruhan, Saffet Alp, Hödai Arıkan, Kazıni Si- nan Özüdoğru, SabahattinKurt, Cihan Alptekin, Mabir Çayan, Nihat Yümaz, Ahmet Atasoy ve ömer Ayna öldürülmöştü. Ertuğrul Kürkçü saklandığı samanhkta ertesi gün bulundu. ken Maltepe Camii'nde namazlara gıder, anti- komünıst yazarlann konferanstanna kaülırdı. Öcalan, Tapu Kadastro Lisesı'ndeki öğrenci- lik yıllannda milliyetçi ve muhafazakâr bir öğ- rençiydi. (8) öcalan, Kızıldere olaylan ile Deniz Gezmiş ve iki arkadaşınm idam cezalannın infazını ön- lemek için yapılan göstenye katılmışu. Doğan Fırtına'nın konuşması ile birlikte bil- dirüer dağıtılmıştı. Öcalan. 31 Mart 1972 günü SBFde Ankara Hukuk Fakültesı Kamu Hukuku asistaru Doğu Pennçek'ın lıderliğındekı "Türkiye thti- lalci Komünist Partisi" tarafından yayımlanan "Şafak BUdirisr'nı (9) SBF'de dağıtmak su- çuyla gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Davarun savcısı yüzbaşı Baki Tuğ'du. Bakı Tuğ, aynı gunlerde SBF Dekanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal hakkında "Anayasaya Gi- riş" adlı kıtabı ıçın de 142. maddeden dava Mahir Çayan ve 9 arkadaşı Kızıldere f de sarıldı. İlk vurulan Çayan'dı. Rehin üç teknisyen kurşuna dizildi. Ömer Ayna gözünden, Cihan Alptekin karnından vurulmuş kıvranıyordu açmıştı. SBF anayasa profesörleri Bahri Savcı ve Mu- ammer Aksoy haklannda da soruşturmalar açılıruştı. Bu soruşturmalar da Bakı Tuğ tarafı- ndan yürütülmekteydı. Baki Tuğ, SBF öğrencilerıne ve öğretim üye- lerine karşı hiç de sempati ile bakmazdı. "Komünizm propagandasr ve "askeri ka- nunlara karşı itaatsLdiğe tahrik >e teşvik", u dev- lctin askeri kuvvetkrini tahkir'" "kanurtun suç saydığı bir fiili övmek", "bir suçun işlemnesini aleni olarak tahrik" suçlanndan gözaltına alı- nan Öcalan, 'sıyasi polis'te en küçük bir baskı bıle görmemişti İfadesi polis memuru Osman Ayhan tarafından gözaltında tutulduğu Bınncı Şube'de alınmıştı. Öcalan, 8 Nisan 1972 günlü polis ifadesinde suçsuz olduğunu ileri sürecektı: "Boykot olduğu gün, okula saat tahnünen 09.45- 10.00 sıralannda gittim. Oraya vardığıtnda oku- danıtanApotutuklandı lun kalabalık bir kitle halinde SBF'de 'Şafak Bildirisi1 dağıtılıyor Yanıt "Haynr" oldu. Teslim olmayacaklardı. Ellerinde üç el bombası kalmışü. Bombalann pimleri söküldü. ' - Saat 15.30 sulannda ev büyük bir gürültü ile sarsıldı. Ardından peş peşe patlamalar duyul- du. Eve havan mermileri aühnışü Eve ilk gıren Niksar ilçesi Jandarma Komu- tanı İsmail Hakkı Topaloğlu ile Niksar Cum- hunyet Savcısı Fahrettın Çankaya ve hükümet tabibi Dr. Şehsuvar Savuran oldu. Ev. ceset doluydu. (4) Salonun sağındaki odanın orta kısmı çök- müştü. Dev-Genç Başkanı ve ODTÜ Mimarlık Fakültesi 4. sınıf öğrencisı Ertuğrul Kurkçü, "Yaşayan var an?" dıye sordu. Yanıt alamayınca samanhğa doğru koştu ve samanlann altına gızlendi. Komandolar eve girdiler. Samanhk arandı. Askerlerden bıri samanhğa ateş etti. Kurşunlar, Kürkçü'nün dızlerini yahyarak yere saplandı. Askerler, ertesi gün yeniden samanhğa geldı- ler. Ertuğrul Kürkçü'nün babası, cesetler arası- nda oğlunun cesedini bulamayınca arama yeni- den başladı. Ve Ertuğrul Kürkçü samanhkta yakalandı. (S) Olay kısa sürede duyul- du. 31 Mart 1972 günü Ankara Siyasal Bilgjler Fakültesi'ndeki gösteriye sıkıyönetim bu yüzden çok önem veriyordu. Bü- tün önlemler alınmıştı. Fa- kültedeki bildiriyi dağıtanlar arasında esmer, zayıf, Urfah bir öğrenci göze çarpıyordu. Bu Urfalı öğrenci, 7 nisan günü gözaltına ahndı ve 27 nisan günü tutuklandı. Mamak Tutukevi'ndeki 2 numarah cezaevi- ne götürülen Urfalı öğrenci 30 Haziran 1972 günü tahliye dılekçesı verdi: "Olayla ilgili olarak 68 kişinin ifadesine baş- \nrulup 20'ye yakm kişi tutuklandık. 10 kişi de gozaltından serbest bıraküdı. Bu kadar kişiden, halen sadece iki kişiden biriyim. Tahliye edilen- krden daha ağır bir fıilin fafli olduğumu ispatla- yacak sıhhatti bir delil yoktur. Bana isnat olunan suça delil olarak okulda şahsıma karşı kişisei hu- sumeti olan kişilerin ifadesine başvunılduğu, bu ifadelerin sıhhat derecesi kendiliğinden anlaşıla- caktır. Eğer tanık olarak rasgele kişiler dinlen- seydi hakkundaki bu isnatlann tutarsızuğı an- laşılacaktı. Okulda meydana gelen olay bir toplum olayıdır. Toplum olay larında olayın müsebbibini tayin maddeten imkansızdır. Birtakım tahmin- lerle suça suclu temini adalede bağdaşmaz. Ma- alesef suç bana mal edilmiş bulunmaktadır. tler- de olay aydınlandığı zaman suçsuz olduğuro an- laşüacaktır. Haziran imtihanımı kaybettün. Eylül dönemi- nin de yaklaştığı şu son sıralarda tutukluluk hali- min de\ amının telafısi güç daha da ağır sonuçlar doğurmaması için mağduriyetime mahal veril- memesini, tutukluluk halimin kaldırılıp tahliye- me karar verilmesini saygıyla arz ederim." (6) Bu dilekçeyi yeren Urfab öğrenanin adı Ab- duljah, soyadı Öcalan'dı. Ömer'den ohna, öveç'ten doğma, 1949 do- ğumlu, Urfa-Halveti ilçesi Ömerli köyü nü- fusuna kayıüı, Ankara SBF 1. sınıfında 993 nolu öğrenci Abdullah öcalan, 2. nolu cezaevi, Ankara Mamak Askeri Tutukevi'nin en uysal ve en yumuşak başh tutuklusuydu. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü İstanbul Abdullah Öcalan, Kızılderey yi kınamaveüçidanu önlemek için gösteriye katılmak ve bildiri dağıtmaktan 7 Nisan 1972 günügözaltına ahndı, 27 'siyasaTöireneJÂknahS' ««O/M& tUtuklondl. Bakırköy Tapulama Müdürlüğü'ndeki göre- vınden 1970 yıh kasım ayında aynlan Öcalan, gözaltına alındığı gunlerde. genel müdürlüğün Ankara Bahçelievîer 1. caddedeki 56 numara- daki yurdunda kalıyordu. (7) Öcalan, Ankara Tapu-Kadastro Lisesi'ni 1968-69 ders yıhnda "iyi" derece ile bitirmiş, 30 temmuz günü diplomasıru ahnış, aynı ay içinde genel müdürlükçe Diyarbakır Tapulama Mü- dürlüğü'ne atanmıştı. Öcalan'ın Diyarbakır Tapulama Müdürlü- ğü'ndeki görevi 1970 yıh ekim ayına kadar sür- dü. Göreve yeni başlayan bir memur en az iki yü aynı görevde çalışırdı. Genel müdürlükte ilke haüne gelmiş uygulama böyleydı. Atandığı görevde iki yılını doldurmayan yeni memurlar başka bir ile ve başka bir göreve atanmazlardı. Yeter kı bir büyük torpih olsun! Abdullah Öcalan bir yolunu bulmuş, bir yıl sonra İstanbul Bakırköy Tapulama Müdür- lüğü'nde göreve başlamıştı! Bakırköy Tapulama Müdürlüğü'nde çahşı- rken İstanbul Hukuk Fakültesi'ne gjrmişti. Öcalan. daha sonra yatay geçiş yaparak kaydını Ankara SBF'ye yapürdı Ankara'da Tapu Kadastro Lisesi'nde okur- dağddığını gördüm. Alenen bu dağdan- lar tarafından okul- da boykot oMuğu söyleniyordu. Ben okula o gün sosyo- loji dersi olduğu için girmiştim. Okula hiç girmeden döndüm. Ben okulda kitle halinde söylenmiş herhangi bir marş veya slogan, benzer birşey duymadım." Öcalan, savatıkta da olaylara kanşmadığuıı söylemışti. Ancak ıfadelenne başvurulan görgü taruklan Öcalan'ı suçlamışlardı. (10) Savcdık 22 öğrenci hakkında dava açtı. Askeri sava, Abdullah Öcalan \e Metin N. Yalçın'ın "komünizra propagandası, askeri ka- nunlara karşı itaatsizliğe teşvik, askeri ku\>eüeri tahkir, suç olanfiiiövmekTCSUÇ işktneye tahrik" suçlanndan cc- zalandınlmasını istiyordu.En ağır ceza Öcalan ve Metın N. Yalcın'a isten- mışti. (11) Yarın: BURSLU ÖĞRENCİ APO MUMCU VE KÜRKÇÜ NİĞDE CEZAEVtNDE-Kızıldere olayuun tek canlı tamğı Er- tuğrul Kürkçü 1978 yıhnda Uğur Mumcu ile yaptığı söyleşide o günleri anlatnuştı. Mumcu diğer devrirnci Uderler ile yapö|ı konuşmalan 'Çıkmaz Sokak' adlı kitabmda topladı. (4)- KıuUere'deki erde Mahir Çayan, Cihan Alp- tekin, Ömer Aynajiazım Özüdoğru, Ahmet Atasoyl Ertan Saruhan, Saffet Alp, Hüdai Arıkan, \'ihat Yıtmaz, Sabahartin Kurt ile ıngih'z teknisyen Charles Lattrence Turner, Gordon Bonner ve Kanadaiı teknis- yen John Stuard Lan-'ın cesetleri bulundu. (5)-Ertuğrul Kürkçü'nün askeri savcıyaverdiği ifa- denin tam metni ile Siğde Cezaeri'nde aynı konudaki açıklamalan için Bkz.-tğur Mumcu, Çıkmaz Sokak, Tekin Yaymevi, Ist. s. 11-24 ve 37-49 Ertuğrul Kürkçü, I974yıhndaki AfYasası'tun Ana- yasa Mahkemesi'nce iptal edümesi üzerine ı\iğde Ce- zaevi'nden çıktı. özgör Gündem gazetesinde köşeya- zarhğı yaptyor. (6)- Ankara Sıkıyönetim Komutanhğt 3 Nolu As- keri Mahkemesi'nin. 1973/13 esai iayıb dosyasmm 485/5 sıra savtsında Abdullah öcalan imzah kayıth <£- lekçe. (7)- AbduBah öcalan, Tapu-Kadastro Lisesi'nde bursht olarak okumuştu. 163 numarah öğrenci Abdul- lah Öcalan'ın vehsi, babası ömer öcalan; kefilleri de MüsSm Acar, tbrahim Akçay, Mehmet Çakmak. (8)- Öcalan, Doğu Perinçek ile görüşmesinde öğ- rencitik yıllanndaki eğUimlerini, " Secip Fazıl Kısakü- rek 'in bazt konferan^lanna gittim. Komünizmlt Mü- cadele Derneği'nin düzenlediği Refik Korkut'un kon- feranslarına gittim" diye anlatıyor. Bkz. Doğu Perin- çek, Abdullah Öcalan ile Görüsme. Kaynak Yay., s. 18. Aynı konu için Bkz. M. AS Birand, Apo ve PKK, MUByet Yay., s. 79 (9)- Şafak bildirileri, Doğu Perinçek tiderüpndeki Türkiye fhtilalci İşci Köylü Partisi tarafından fakütte ve yüksekokullarda dağüıbyordu. Perinçek, 1974 yıhnda Af Yasasj'nın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edibnesi üzerine sabrerildi. Perinçek, cezaerinden çıktıktan sonra Türkiye Işçi Köylü Partisi'ni kurdu. Partinin Anayasa Mahkemesi'nce kapattlması üzerine SosyaSst Parti'yikurdu. Perinçek. Şosyalist Parti'nin de kapatümasından sonra karulan İsçi Partisi'nin ge- nel başkanhğını yaptyor. Perinçek, 1980 öncesi Ayduıhk gazetesi, 1980'den sonra kurulan 2000'e Doğru dergisinin de basyazarhklanmyaptı. Perinçek'- in basyazarhk yaptığı Aydınhk gazetesinde, Abdullah Öcaûm'uı MİTve Kontrgerilla ile itişkisi olduğu ileri sürûldü (Bkz. Perinçek, Apocular, 4yduıhk, 7.8.1979 ve TİKP tarafından yavımlanan bildiri; Avdmhk, 21. 8.1979). Doğu Perinçek, 23-25 Eylül 1989 gûnkri arasında Abdullah öcalan ile yaptığı konusmayt 20OO'e Doğru dergisinût 1989 yıh kasım ayında 45 re 46. sayUarında yayımladık tan sonra bu görüsme kitap olarak "A bdulİah Öcalan ile Görüsme'' adıyla da yayt- mlandt. Perinçek ve arkadaslannın 12 Mart dönemin- deki savunmalan için Bkz. Türkiye İhtilalci İsçi Köylü Partisi Davası-Savunma^iydınhk Yay., s. 43 vd. (10)- Tanık öğrendlerden Mehmet Gevrekçi, Fek- mi Yücesoy, Yahya Kütuk. Abdullah öcalan'ın Bağımsız Türkiye' diye slogan atanlar arasında bu- lunduğunu, savcthk ve mahkeme önünde ileri sürdüler. (11)- Ceza davası dışında aynca Dekan Prof. Dr. Rusen Keles başkanhğındaki SBF Ybnetim Kurubı, 31J. 1972 gün ve 631 sayılı kararla olaya kartsan öğ- rencilere disiphn cezalan verdi. ANKARA NOTLABI MUSTAFA EKMEKÇt Tonguç ile SabahatUn Ali Dün, Köy Enstitüleri'nin kurucusu İsmail Hakkı Ton- guç'un ölümsüzlüğe kavuşmasının yıldönümüydü. Ton- guç, 23 Haziran 1960'ta ölmüştü. Kırklarelili aydınlann yaptıklarını görünce, Tonguç'un bu başarılarda yaşadı- ğını düşündüm. KÖY-KOOP'lular, Trakya'ya baştan so- na yayılmakta olan kooperatifleriyle, halkın güvenini kazanmışlardı. Kooperatifin içinde, "Trakya Köy A.Ş." adıyla bir de ortaklık kurmuşlar, başkanlığına da yine Erdoğan Kantürer'i getirmişlerdi. Şirketin Çanakkale, Edirne, İstanbul, Kırklareli, Tekirdağ'da şubeleri vardı. Kuzey Almanya'dan 250 inek getirmişlerdi. Inekler, yıllık yedi ton süt veriyordu. Köyiüye de bir milyon lira daha ucuza verilmekteydi. Oradan aynlırken, Üsküp köyünde, kaşar peyniri tesislerinin açılışt yapılıyordu. Konuklara sunulan "hösmerim"denyedik! Kırklareli Istasyon Çay Bahçesi'nde, Sabahattin Ali için düzenlenen toplantı daha çok görkemli olmuş, geç- miş iki yıla göre. Ben ilk kez katılıyordum. Kırklareli Be- lediye Başkan Yardımcısı Yalçın Eşiyok, toplantıdaymış. Kırklareli'nin tüm aydınları, köylüleri katıimalıydılar. Sa- bahattin Ali, onlar için canını verdi... Toplanünın düzenlenmesi için Eğit-Sen, Halkevi, Tüm Sosyal-Sen, Tarım-Sen, Sağlık-Sen, Maliye-Sen, Tüm Bel-Sen, gibi kamu personeli sendikalarının katkıları ol- muş. Öğretmenevi önünden geçtik çıkarken; öğretme- nevi bahçesınde oturuyordu ögretmenler. Toplantya katılsalar daha iyi olmaz mıydı? Istasyon Çay Bahçesi'ndeki toplantıda yapılan konuş- malar, bir kitapta toplanacaktı. Burada, konuşmalan öner Yağcı yönetti; Erdoğan Kantürer, Aydın Karakoç, Başaran, Konur Ertop, Alpay Kabacalı, Sennur Sezer, Adnan özyalçıner, Hasan Kıyafet konuştuktan sonra, Hüseyin Aydın, sazıyla "Başın öne Eğilmesin"^türküsü- nü çalıp söyledi. Isa Çelik konuştu; Oral Çalışlar resim- ler çekti... Filiz Ali ile Aliye Ali yeni gelmişlerdi, Zeliha Berksoy da birlikteydi. ûner Yağcı, onlardan önce bana söz verdi. Ankara'dan ayrılırken, "iki Gözüm ^yşe"nin yazarı Ayşe llhan'ı telefonla aramış: - Ben Sabahattin Ali etkinliklerine gidiyorum, bir iletin (mesajın) olacak mı? diye sormuştum. Çok duygulan- mıştı Birkaç satırlık iletiyi de birlikte götürdüm; konuş- mamın sonunda okudum. Uzun uzun alkışlandı. Ayşe llhan'ın, arkadaşı "Sabahattin Ali" için yazdıkları şöy- leydi: "Yaşamında huzur vermediler sana. Canından bez- dikçe 'Rahat benim alttmdadır!'diye seslenen bir serviyi özledin. Istranca'larda yok edildin; yüzlerce ağaçtasın belki. Ama, asıl kabrin yüreklerimizdeki sevgi dağının ışık- larla donanmış doruğundadır aziz SabahatUn Ali!" öner Yağcı, daha sonra Zeliha Berksoy'u, Filiz Ali'yi Sabahattin Ali şıirlerini okumaları için çağırdı. Sabahat- tin Ali'nin eşi Aliye Ali, bu toplantılara iik kez geliyordu. Çok kısa konuştu. Ana, kız uzun alkışlar arasında kürsü- ye geldiler. Aliye Ali şöyle dedi: - Gene burdayız. Çok mutluyum. Bu, üçüncü yıUmız. Çok mutluyum. Efendim, Sabahattin Ali, ben ve kızım bir bütündük. iyi ve kötü günierimiz oldu. Buraya geldik. Hak etmediği btr şekilde bu hale geldi, getirdiler. Tabii hepiniz üzgünsünü2. Fakat hayat böyle devam ediyor. Inşallah bundan sonrakı gunler, bu gunleri aramayız, çok daha iyi günler görürüz. Bu kadar, başka bir diyece- ğim yok. (Alkışlar) ~.7 ,r - Filiz Ali, şöyle dedi: - Ben, çok kısaca "Dağlar"şiirinin son mısraını tekrar- dan okumak istiyorum, çünkü hem bu şiir ben/ daima çok etkilemiştir, hem de Kırklareli'ne geldiğimde ilk de- (a dağda piknik yaptığım zaman, bir çoban îarafından Sabahattin Ali'nin cesedinin bulunduğu söylenen yere götürülmüştüm, tabii, çok zor anlardı o anlar; lakat son- radan, sanki orada Sabahattin Ali'nin tekrar yaşadığı duygusu birdenbire uyandı içimde; o duyguyu daha faz- la yaşamaya başladım. Ve sonunda, bir mezarı olmayan Sabahattin Ali'nin yerinin orası olduğunu hissetlim. O yüzden de, şimdi orda üç tane kayadan bir tanesinin üzerinde, "Dağlar" şiirinden mısra yazıldı. Ve ben diyo- rum, babamın "Dağlar" şiirinin son dörtlüğünde, ki bir çesit "vasiyet" miydi acaba. galiba onu yerine getirdim: "Bir gün kadrim bilinirse,/lsmim ağıza alınırsaJYerim soran bulunursaJBenim meskenim dağlardır." (Uzun alkışlar) Konuşmalardan sonra isa Çelik "Sabahattin Ali Fo- toğraflan'nı gösterdi; Rahmi Saltık dinletisi izlendj. Filiz Ali söyledi bana; babasının ölümünden sonra bu- lunan, gazetelerde resimleri de çıkan eşyaları, hala kendilerine verılmemış. Şöyle dedi Filiz Ali: - Birfotoğrafvar; Hıfzı Topuz verdi bana, Akşam gaze- tesinde çıkmış; o fotoğrafta, Sabahattin Ali'nin öldürül- dükten sonra üzerinde bulunanlar var. Fotoğraf makine- si var, Omega saati var, görünüyor fotoğrafta bütün bunlar. Kitaplan var, gözlüğü var, meşin ceketi var, bun- lar bize verilmedi. Bunlar ne oldu acaba? Zati eşyasını ne yaptı acaba polis o zaman? Sabahattin Ali'nin mektuplarından oluşan "İki Gözüm Ayşe"yi, o gece evlerinde konuk olduğum Ulusoy'lara armağanettim.öylesevindilerki. Ayşellhan, kitap bası- lalı iki yıl olmasına karşın, kendisine bir kuruş ödenme- di. Sömürü dünyası, ne yaparsınız? Yazının başında, Tonguçu andım. Tonguç, 1950'de, Sabahattin Ali'nin "Fontamara" çevirisini, ızzet Pala- mar'a armağan ettiği için soruşturma geçirdi, dava açıl- dı, Danıştay'da Tonguç savunmasını yaptı... BULMACA 1 2 3 4 5SOLDANSAĞA: 1/ Bedri Rahmi Eyü- boğlu'nun sanat yazılan- nı içeren yapıtı. 2/ İnsa- nın var olabılmesı için doğayı değiştirmesi ve doğayı değiştirirken ken- dini de değiştirmesi süre- ci... Kenar süsü. 3/ Utku. 4/ Teniste topu rakıbin 6 arkasına düşürmeyi amaçlayan vuruş... Huy- suz, çirkin ve yaşh kadın. 5/ Yumuşak ve renkli sahtiyandan yapılmışya- nm konçlu lapçın... Ilaç. 6/ Bay- rak, sancak... John Dos Passos'un üç kitapıan oluşan roman dızisı. 7/ XX. yüzyılda ortaya çıkan, şiirde sözcüklerin anlamJanndan çok ses değerlerine ve harflerin dizılişlen- ne önem veren edebiyat akımı. 8/ Kesicı araçlann kabı... Ateş... Trabzon'un bir ilçesi. 9/ tlkel bir silah... Açık deniz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Akira Kurosava'run bir fılmı... "Geçme namert koprüsünden — aparsın su seni" (Diyarbakır- U Sait Paşa). 2/ Yiğit... Bir erkeğin nikâhsız olarak aldığı cariye. 3/ Eşcinsel kadın. 4/ Verme, ödeme... Engel. 5/ Uluslararaa Futbol Federasyonu'nun simgesi... Suyun dibinde sürüklene- rek çekilen geniş ağızh balık ağı. 6/ Köydeki işlerin elbirliğiyle biünlmesı... Kaz Dağı'nın mitolojik dönemlerdeki adı. 7/ Sim- ge. 8/ Notada durak işareti... Büyük yerleşim merkezlerinin üzerinde toplanan kirli hava. 9/ Eskiler, daha önce yaşamış olanlar... Birnota.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle