Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN1993 CUMA
10 HABERLER
Dd kültürlü 'ikinci kıısak'lar
urtdışındaki "ikinci kuşak gençler"in
"iki-kühürlü", "iki-dilti", "iki-ülketi"
olduğunuartıkgörmek gerekiyor.
Dar açıh bir miüiyetçitikya dafanatik İslam
üzerine kurulu bir "gençtikpotitikası"
geleceğin dünyasına olumlu katkıda
bulunmayacakür. Buradakigençlerimizin
"Türkiyeti A vrupah" olduğunu bir an önce
anlamak gerekiyor.
laya "tüketicinin A vrupa 'sı" olarak
bakmak yada"emperyalist poütikaların
beşiği"açısındanyaklaşmak,giderek
yaygınlaşan insan haklannın, ö'zgürlüklerin,
demokrasinin toplumsalsorumlulukla
paylaşımınadayak "evrensel kimtiğin"
görülmemesiyie sonuçlanacaktır. Bu da
Türkiye 'nin 'Hzolasyon "uyla sonuçlamr.
•4-
B
urada eğiüm gören "ikin-
ci kuşak" gençlerle birlik-
teyız. Çahşma progra-
mımız bugün, Danimar-
ka'da öğrenci olan genç-
lerimizle yaptığımız top-
lantıyla başlıyor.
Aralannda rehbenmiz Hüseyın Duy-
gu'nun da, Aysel öğretmenin de öğ-
rencileri var. Türkiye kökenli "iki-kül-
türlü gençler".
Buraya çok küçük yaşlarda gelen ya
da burada doğan gençlerimiz. "Bi-
zim" gençlenmiz mi. '"Avrupa'nın
gençleri" mi'' Belki de yaruünı bul-
mamız gereken önemli bir
soru bu. Türkiye için de.
Danimarka için de, Avru-
pa içın de önemli bir soru,
ama ışin en önemli yanı
kuşkusuz gençlerin ken-
dilerine ilişkin beklentile-
ri. Onlar "nereli olduk-
lan"na ilişkin yanıtı zor
geçillerden geçerek bul-
mak zorundalar.
lekler arasmda. Hostes olmak ısteyen
genç kızunıza, uçmaktan hoşlandığı
için mi bu mesleği düşündüğünü soru-
yorum. "Uçmaya bayılıyorum" diyor.
Hep birlikte gülûşüyoruz.
İzmırin Karşıyakası'ndan gelmiş
ikı gencimizden birisi olan Ayhan, "bu
soruya yanıt veremeyeceğini" söylü-
yor, nedenıni de şöyle açıklıyor:'
Ağacın altında yatmak
'Çünkü milyonlarca projem var."
Şu "'milyonlarca" projeyı biraz açıkla-
masını istiyoruz; müzısyen olmak, pa-
zarlamaahk, sosyoloji ardı ardına sı-
ralanıyor. Aycan, pilot olmak ıstiyor.
bir ağacın altına yatıp dinlenmek." Sı-
nıftaki bütün öğrenciler bu son sözlen
coşkuyla alkışlamışlardı.
Danimarka'daki ıkınci kuşak genç-
lenn "aile ıle sorunlar" demeti, diğer
Avrupa ülkelerindekine çok benziyor.
Aileler için evin dışı "yabancı". Uzak
durulması gereken, dikkat edilmesi ge-
reken. sakınılrnası gereken "yabana
yer- yabana kişi".
Gençler ıçın durum çok farklı. On-
lar burayı "ikinci ülke" olarak tanı-
yor. Çoğu için, asıl yaşadığı ülke bu-
rası. Türkiye'yi yaz aylannda görü-
yorlar. Ama yaşadıklan. sokağında
gezdikleri, okuluna gittikleri, ağaç-
zorunda. Onun için de gezmekten ar- güçlükler çıkıyor. "Hepsi bir değü" di-
kadaş seçimine kadar genış bir yaşama yen gençlenmiz de var.
alanında. ailenin karar veren büyükle- Amabizımgençlerimizin"Danimar-
riyle gençler arasında sorunlar yaşanı- ka'da yaşamak istekleri" dikkatimı çe-
yor. kıyor. Almanya'da yaşayan gençleri-
mizin önemli bir bölümü "burada ya-
şamak istemediklenni" söylemışlerdi.
Sanıyorum ki Almanya'da giderek ar-
tan yabana düşmanlığı, Neo-Nazi ha-
reketinin Danimarka'da bulunma-
ması böyle bir farklı tavır yaratıyor.
Yurt dışındaki "ikinci kuşak genç-
Arkadaşbğın anlamları
Ailenin kesın karanna ıtaat ederek
evde rahat olan gencin dışanda uyu-
mu elbette olası değil. Bu durumda da
yabanalık sürüyor. Yurt dışında etki-
sini giderek artüran dın faktörü
uyumsuzluğu daha da arttınyor.
Gençlerin, Danımarka gençleriyle
arkadaşlıklan konusunda da değışik
görüşler ortaya çıkıyor. Düşüncelerini
Nerede çabşırdınız?
Kısa bir konuşmadan
sonra sorular soruyorum.
Çeşitli konulara ılışkın
görüşlerini anlamaya yö-
neb'k kısa bir soru-yanıt
söyleşisi.
Soruyorum:
- Burada öğrenüninizi
bitirip bir meslek kazan-
dıktan sonra nerede çalış-
mak isterdiniz?
Yanıt için üç secenek
gösteriyorum:
a- Türkiye'de.
b- Danimarka'da.
c- Şartlan nerede uy-
gun bulursam orada.
Bu sırayla soruyorum.
"Türkiye'de çahşınm"
yanıü sadece bır öğrenci-
den geliyor. "Danimarka'da" yanıtı
I sekiz öğrenciden. "şartlan nerede ,uy-
I gun bulursam orada" yanıu dâ sekız
öğrenciden geliyor
Hangi meslek
"Hangi mesleklere ilgi duyuyorsu-
nuz?" sorusuna gelen yanıüar, değişık
yanıtlarla karşılanıyor.
Kimyagerlik. hosteslık, doktorluk,
avukaüık, çevirmenlik, sosyal danı-
şmanlık (yabancılarla ilgili). pedagog
olmak (çocuk yuvalannda çalışmak
üzere), pazarlamacıhk düşünülen mes-
ler"iri "iki-kültürlü", "iki-dilli", "iki-
ülkeli" olduğunu artık görmek gereki-
yor.
Dar açüı politikalar
Dar açıh bir milliyetçi-
lik ya da fanatik Islam
üzerine kurulu bir "genç-
lik politikası" geleceğin
dünyasına olumlu katkı-
da bulunmayacakür. Bu-
radaki gençlerimizin
"Türkiyeli Avrupalı" ol-
duğunu bir an önce anla-
mak gerekiyor.
Böyle bir gelişim, Av-
rupa'nın geleceği açısı-
ndan da, Türkiye'nin ge-
leceği açısından da doğru
gekşmelerin hızlandınası
olacakür. Bu da dün-
yanın geleceğine, doğru
katkılar demektife Bu
yöndekigelişmeleri "nega-
tif değışım" sayarak en-
gellemek ya da kimük yi-
timi olarak görmek, ge-
leceğin evrensel değerleri-
ne katılamamak demek-
tır.
İzolasyon
Enghave Plads Skole 10. sınıf öğrencileri. Yabancılann çok voğun oldukları bir okul. Her ûlkeden, her dilden, her kültürden gençler. Aralan-
nda piloÜar, öğretmenler, psikologlar, sosyal danışmanlar olduğunu göriiyor musunuz? Onların özledikkri gelecek için doğru bir destek v ere-
biliyormuyuz?
Özgüvenli bir genç kızımız. "Hostesi-
miz vardı, pilotomuz da oldu, işimiz
bir uçağa kakh" diye takıhyorum.
Öğretmenlik, sosyal pedagogluk da
istenen meslekler arasında. Psikolojı
de ilgi duyulan bir çahşma alaru.
Almanya'da bir lise öğrencisinin
sözlerini de unutmuyorum. "Ben bu-
rada (Almanya'da) çalışmak istemiy o-
nım" demişti. "Burada çahşmayı hiç
istemiyorum. Türkiye'ye gelmeyi de
düşünmüyorum. Avrupa'da bir yerde
çalışmak istiyorum ama orası neresi,
ben de bilmiyorum." Sonra da ekle-
mişti: "Okul bıtince istediğim tek şey.
lannı bildikleri ülke burası.
Aileiçisorunlar
Burada yabana olmaktan kurtulmak
zorundalar. Danimarkalı yaşıtlan da
arkadaşlan olmalı. Ama aileler bu tür
yakınlaşmalardan korkuyorlar. Uya-
ndan korkutmaya kadar varan dikkat
çekmeler ortaya uyum güçlüklen çıka-
nyor. İkinci kuşak gençler, evdeki
Türkiye ile kapının hemen dışında
başlayan Danimarka arasında (ya da
Almanya, Hollanda, İsveç, İsviçre,
Fransa vb.) uyumlu bir bağ kurmak
rahatça açıklayan. kararlannı kendile-
ri veren, özgür birey olarak yetişen
Danimarka gençlerinden, bizim genç-
lenmizin beklediği "dertlerini payla-
şan, güçlüklerinde yardımcı olan" tür-
den arkadaşlık görmek belki de yanlış.
Onlar arkadaşlığı "eşıt durumdaki in-
sanlann birlikte yaşaması" olarak öğ-
reniyor.
Bize ise daha çok "sıkıntılan payla-
şan, güçlüklerde destek olan" arkadaş
tipi daha yakın geliyor. Belki de "bıre>
olarak yetişen" insanla "toplumun bir
parcası" olarak yetişen insan arası-
ndakı beklenti farklan. Burada da
Olaya "tüketicinin Av-
rupa'sı" olarak bakmak
ya da "emperyalist politi-
kalann beşiği" açısından
yaklaşmak, dünyada gj-
yaygınlaşan insan hak-
lannın. özgüriüklerin, demokrasinin
toplumsal sorumlulukla paylaşımına
dayalı "evrensel kimliğin" görülme-
mesıyle sonuçlanacaktır. Bu da Türki-
ye'nin "izolasyon"uyla sonuçlanır.
Dünyadaki gebşmeleri daha bilinçli
bır gözle ızlemek, hem buradaki hem
de yurtdışındaki toplumlanmızı eğit-
meİc. belki de geleceğe karşı'yapılması
SURJECEK
Işık dİLŞıııaıılan karaeıııelleı-iııe aslaulaşamayacaklar
I NL
IO1N YAZD1
Yanm kalan yazın ve
bitiremediğin haberler için..
Kara haberini öğrendiğimde.
lambalar sönüp, güneş tutuldu.
Karanlıklara büründü
Türkiye.
Bir daha bir daha yanmamak
üzere üstündeki mumlar söndü
ama olsun mumlan
söndürenler şunu unuttular,
geleceğin aydınlığmda
kafalanndaki küîlenmiş,
küflenmiş ve ışık görmeyen kör
fıkirleri ile gömüleceklerini.
Kara emellerine hiç mi hiçbır
zaman ulaşamıyacaklar.
Çünkü nıce Uğurlar ellerinde
yenı mumlarla doğacaktır.
Uğur Mumcu konferanslan
Eğitimci-yazarSüreyya Eryaşar'ın. Edirne, Uzunköprü ve
Keşan'da verdiği 'UğurMumcu ve Atatürkçülük' konulu
konferansı geniş ilgi görmeyi sürdürüvor.
Eryaşar. aynı konferansı yınelemek üzere bu kez de Tekirdağ'a
çağnlmış ve konferans 29 mayıs günü Tekırdağ Kültür
Merkezi'nde dinleyicilere sunulmuştu.
Konferanslardan sonra gelen yoğun istek üzerine Süre>7a Eryaşar.
Edirne Kütüphanecıler Derneği Yavınlan arasında 'Uğur
Mumcu/Atatürkçülük' adlı bir de kıtap ya> ımladı. 48 sav falık
kitapta, Uğur Mumcu'nun Atatürkçülüğü nasıl anladığ^ ve
savunduğu belirtiliyor, özellikle Atatürk'ün devletçilik anlayışırun
ve uygulamalannın gerekçeleriyle hedeflen sayılarla açıklanıyor.
Kitapta. Uğur Mumcu'nun yaşam öyküsüyle'kitaplannın listesı de
yer alıyor.
Kıtap. yazann 'PK. 209 Edirne' adresinden veya Türk
Kütüphanecıler Derneği Edirne Şubesinden istenebilir.
Senı Sevgili Uğur her zaman
yazılanndaki bilinmeyen
sorulara cevap ararken göriip
anacağım. Saygılanmla.
Cemai Türkden
Türk insanı, Türk okuru, Türk
düşünürü seni unutmayacak.
Sev gi, saygı ve rahmetle
anacaktır.
Rüştü Köprülü
Mumcular ölmeyecek.
demokratık mücadelene,
insanhğına, gerçek
hukukçuluğuna, yazarlığına,
gazeteciliğıne saygımız sonsuz.
Bia yıkamayacaklar.
BaharMucuk
Çok değerli yazanmız Uğur
Mumcu'yu katledenleri
nefretle kınıyorum.
CenkNur
Canımızdan bir parça, değerh
insan Uğur Mumcu,
Yazmak bazen anlamsız
kalıyor, senı çok arayacağız,
özleyeceğiz, yerinizin
doldurulamıyacağı
düşüncesindeyim. Bu
memlekette, hem bilgili, hem de
yürekli insan pek çıkmıyor,
şöyle bitirmek istiyorum:
Dayan şundi kendi gövdem,
Hiçbir şey beklemeden...
Daha önce de gördün
bunları.
Sık dişinihiç teklemeden!..
Murat Gürbüz/S. Muhasebeci
Demokrası ve insan haklan
savunucusu değerli insan.
Uğur Mumcu
Senin sadece bizden bedenin
a>Tildı. Unutmasınlarkı
binlerce Uğur Mumcu'nun.
geride olduğunu.. Senin
fıkirlerini silip atabilirlermı?
Asla!.. Değerli abimız. her
zaman benımle. benim gıbi
düşünen mılyonlarla
yaşayacaksın! Sen ölmedin
öldüremeyecekler bunu böyle
bilsinler!
Senin bıraktığın yerden bizler
devam edeceğız.
Yakup L ğurlu
SÜRECEK
AYŞEABLALILAR
Geleneksel Spagetti
Günümüz Bu Pazar...
Tüm Ayşeabla mezunlarını 13.6.1993 Pazar günü
Balgat Kampüsümüzün bahçesine bekliyoruz.
Saot ] 1 00 don itibaren her yarım soatte bir Kızılırmolc Caddesindeki
AAerkez binamızdon servis kolkocoirtır
kolej© ayşeabla— Balgat Kampusü: lOO.Yıl Işci Sitesi No:l Balgat N?
06530 ANKARA Tel: 286 14 55 - 286 14 57
Not Mezunbr Demeğimiz kunıldu. Öyelik için lütfen Dernek Merkezj'miz olan Kııılırmak Sokak No.28 Kocatepe 06640 Bakanlıklar - ANKARA adresine başvurunuz. Tel: 425 12 52
SAHIBINDEN
Selimpaşa Araptepede 191 m
2
denıze yakın VİLLA
arsası satılıktır.
Akşam 20.00'den sonra Tel: 230 89 61
KİRALIK
Merter'de kirahk daire
Tel: 50790 44
Nufus cuzdanımı ka\betlım
Hukumsuzdur
OZGLR L'LUSO)
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR
BELEDİYE BAŞKANUĞI
KURULUŞUOLAN
İSTANBUL HALK EKMEK A.Ş.
UN İHALESİ
1 Istanbul Halk Ekmek Fabrıkası'nın ana uretım hammad-
desıolanTıp2undantoplam50.000çuval/50kg.'lıkekmeklik
buğday unu bir fırmadan KAPALITEKLIF EKSİLTME USU-
LU ile satın alınacaktır. Tahmıni bedeli 7.000.000.000- TL. +
KDV olup geçicı teminat (%3) 210.000000- TL 'dir.
2 Ihaleye katılmakısteyenlerıngecıcıteminattutarınıdev-
let tahvılı, teminat mektubu veya nakıt olarak ıhale saatinden
en geç yarım saat önce şırket veznesıne yatırmaları gerek-
mektedır
3. Ihaleye katıiabilmek ıçın istenen belgelerin lıstesi ve iha-
le ıle ılgılı şartname dosyası Istanbul Halk Ekmek Fabrikası
SavaklarCaddesıNo 3EYÜPadresinde250.000-TL.kar-
şılığı temın edılır
4 Teklıflerın en geç 18.061993 gunü saat 14.00'e kadar sır-
ket merkezıne verılmesi gerekmekte olup ihale aynı gün saat
14.30'da yapılacaktır
5 Şırketimız2886sayılı kanunatabı olmayıp ıhaleyi yapıp
yapmamakta serbesttir.
SAINT-JOSEPH LİSESİ
Geleneksel Petit-Paın Günü 13-24 haziranda
okulda kutlanıyor.
ANKARA/ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
İnötıü'den Selam
Uzun meslek yıllarımda kaç politikacı tanıdım kimbilir!
Her kuşaktan, her daldan politikacılar. Kimini hiç anım-
samıyorum, kimini hiç unutamıyorum. Kimini de unut-
mak istiyorum artık. Nereden nereye geldiler, seslerini,
soluklarını nasıl yitirdiler, çizgileri nasıl değişti, kişilikle-
ri ne ters gelişti! Politikacılarla dostluğumuz gazetecili-
ğimden önce başlıyor aslında. önce CHP'li babam,
sonra eniştem Enver Kök nedeniyle. 1946'da CHP kalesi
sayılan Sinop'tan Yusuf Kemal Tengirşenk ve Suphi Ba-
tur'la parlamentoya geldi eniştem. O nedenle çok De-
mokrat Partili tanıdım evimizde. Çoğu dünyamızda değil
artık. Ara sıra Ahmet Tahtakılıç'ı görüyorum Çankaya
yollarında, uzun bir yürüyüşü sürdürür gibi. Unutamadı-
ğım bir DP'li Ekrem Hayri Üstündağ, Menderes hüküme-
tinin ilk Sağlık Bakanı. Görüşmek isteğime olumlu yanıt
verdi. Gittiğim zaman hiç bekletmedi, çahşma masası-
nın önünde, ayakta karşıladı. Gazetecıliğeyeni başlamı-
şım, Hayatdergisiaydabiryayımlanıyor, tirajıdaönemli
değil, Sayın Üstundağ'ın ilgisi beni çok duygulandırdı.
Teşekkür ettim, yanıtı hala kulağımda:
- Gazeteciliği meslek seçen bir genç kızı tanımaktan
hoşlandım. Size verdiğim sözü tutmak için buradayım
bu sabah. Artık bakan değilim Dün istifa ettim.
Elbet çok şaşırdım. Aptalca nedenini sordum. Masa-
sında yığılan dosyaları gösterdi:
- Bu dosyalarda sağlık sorununda çözüm bekleyen
konular var. Başbakan'la görüşmemiz, hükümette tar-
tışmamız gerekiyor. Ama kaç gündür Başbakan'a ula-
şamadım, Sağlık Bakanı'na ayıracak vakit bulamıyor.
Bu durumda görevde kalmamın ne yararı var!
Aradan kaçyıl geçtı, bu sözleri anımsarım her zaman.
özellikle çok önemli gerekçeler olsa da istifayı düşün-
meyenler karşısında!
1960 yılında gazeteciliğimde yeni bir dönem. 27 Mayıs
Devrimi'nden sonra Ankara'ya geldik. Ailemizden biri,
Selahattin özgür de 27 Mayısçılar arasında, başkent sı-
cak günler yaşıyor, mesleğimizde de güzel bir dönem,
politikacılarla birlikte yaşıyoruz, anayasa çalışmaları
başlıyor, Kurucu Meclis oluşuyor, eski ve yeni politikacı-
lar konuşuyor kürsülerde, yeni sesler, yeni soluklar,
yeni sloganlar ve statükocu şarkılar! Senato'da da Mec-
lis'te de çok ilginç konuşmalar, tartışmalar oldu 1960'-
larda. TlP'liler konuştular, genç CHP'liler. Örgütten
gelenler. Mehmet AN Aybar'ın sağlık durumu nasıl aca-
ba? Hastalığını duyunca neler canlandı gözümde.
Emekçiler, aydınlarla dalgalanan alanlar. Meclis'te ilk
kez kürsüye gelen konular, kavramlar, sonra Aybar'ın
tek başına kaldığı dönemde de yükselen sesi, soluğu.
Politika da bir yaşam biçimi kuşkusuz. insanın yapısı,
inançları, direnci, birikimi, özverisiyle oluşuyor. Yoksa
rasgele! Milletvekili, bakan, başbakan, genel başkanya
da cumhurbaşkanı olmak olumlu bır tırmanışı yansıtmı-
yor her zaman. Koltuğu ne olursa olsun boş kalıyor çok
geçmeden! Koltuğa oturmak değil, olumlu bir şeyler kat-
mak önemli. Belli ilkelerden ödün vermeden, çevre kir-
lenmesinden etkilenmeden, görevinin sorumluluğunun
bilinciyle çalışarak değerleniyor koltuklar. Rahmetli Ha-
san Esat Işık'ı anımsıyorum. önce değerli bir diplomat,
Parıs elçiliğini bıraktı Ankara'ya geldi bir gün, politikaya
bdşladı, ailesi DP'li ama o CHP'yi seçti politikada. Sa-
vunma Bakanı oldu, CHP'nin yönetiminde görev aldı, bir
gün de istifa etti. Görevi önemliydi ama ilkelerinden
ödün vermedi, devlet yaşamında güzel bir örnek verdi,
saygın bir devlet adamı olarak anımsanıyor şimdi Bir
devlet adammın koltuğunda oturma sürecini iyi bilmesi,
zamanlamayı şaşırmaması da çok önemli elbet. Zama-
naşımından kaçınmak gerekiyor.
• • •
Erdal Inönü'nün kararına bu nedenle büyük saygım
var. Siyasal yaşamda belli bir tırmanıştan sonra SHP'de
yeni tırmanışlara yol açıyor. Okurlarım anımsar, ona her
zaman sevgiyle, saygıyla, umutla ve güvenle baktım.
Hiç de yanılmadım. SODEP'ın kuruluşundan bu yana ya-
kından izlediğim bir kişi Erdal Bey. Boyu kaç santim bil-
miyorum, ama uzun boylu bir adam. Kısa boylulara,
cücelere alışmış bir toplumda yadırganan bir boyu var.
Demokrat kişiliği, içtenliği, hoşgörüsü, kültür birikimi ve
düzeyiyle boyverirken belli çevrelerin tedirginliğine,
tepkısine yol açması kaçınılmaz. Ama tepkiler de, tedir-
gınlikler de yolundan alıkoymadı onu. Bugün alkışlayan-
lar, ders verdiğinden söz edenler de neler yazdı, söyledi
vaktiyle. Ama hiç aldırmadı, üzülse de gülümsedi, eleş-
tirilere hoşgörüyle baktı, özüyle de alay ederek sürdür-
dü tırmanışını. Siyasal yaşamda bir yumuşama, uzlaş-
ma başlattı. Güzel ve özel bir politikacı örneği verdi.
Çağdaş kişiliğiyle kaç yaşına gelirse gelsin genç bir in-
san Erdal Bey. O bir cumhuriyet çocuğu. Cumhuriyet
çocukları yaşlanmaz, ayrılma kararı da yaşa bağlana-
maz...
Uzun boyu gibi, kararının da güzel boyutları var. Tepe-
de bir ayrılık ve selam herkese Bu selamı iyi yorumla-
mak gerekir.
BULMACA
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1
-
2 3 4 5 6 7 8 9
^M ı I ^M
n Njı
SOLDAN SAĞA:
1/ Rabelais'in ünlü bir ya-
pıtı. 2/ Yapay reçine ver-
niği ve tutkalî üretıminde
kullanılan beyaz ve bıl-
lursu toz... Birleşmış Mil-
letler Gıda ve Tanm
Örgütü'nün sımgesi 3/
Afrika'da bir ülke.. Kal-
kan ve zırh gıbi korunma
araa. 4/ Çoğu kez.. Bir
nota. 5/ Lantan elemenü-
nin sımgesi.. Brian atası
olan bir kâğıt oyunu 6/
"Dostun bahçesınden - - -
el geçmesın Kurutur ha nazlı dil-
ber kurutur" (Köroğlu)... Kışinin
öz benhği. 7/ Tecrübeli, usta... As-
kerlik çağı. 8/ Şiılerde kadına para
verilerek yapılan geçici evlenme .
Bır çalgı. 9/ Mantıkta. önertılen-
nin biri ya da her ikisi kanıtıyla
birlikte ileri sürülen tasım.
YLTCARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Oktay Rifat'ın bır şiir kitabı. 2/
İri taneli bezelye... Bir sayının
üçüncü kuvveti. 3/ Başkan... Hi-
malayalar'da yaşadığına ınanılan "Kar Adamı"na verilen ad. 4/
Yakışır, yerinde, uygun... Bir renk. 5/ Yaratık. 6/ Olumsuzluk
belirten bir önek.. Duman lekesı... Kale duvan. 7/ Kızıl tüylü
bir av kuşu... Genellikle güneşten korunmak içın bır şeyin üzeri-
ne gerilen örtü. 8/ Bir kürk hayvanı... Galyum elementinin sim-
gesi. 9/ Sopbokles'in ünlü tragedyası.
FOLKLORPENCERESI
Ahmet ÖZDEMİR'in yenı kitabı yayınlandı
Genel Dağıtım:
TOKERYAYINLARI
Ankara Cd. 46 Basın işhanı K.2
Cağaloğlu-İSTANBUL Tel: 522 33 09
(Cönklerden Günümuze Halk Şaırlerimız.
Sevgı Çıkmazı ve Ahmet Haşım kıtaplarını da
Toker Yayınları'ndan temın edebıiırsinız.)