23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Q şimdi cumhurbaşkanıNazmiye Demirel'le beşik kertmesi yapılan 196O'lı yıllann Morrison Süleyman'ı, 12 Mart ve 12 Eylül'de iki darbeye tanık oldu... Demirel, şimdi Türkiye'nin cumhurbaşkanı ıoEkım 1965. Pazar gecesı. Milletvekili genel seçim- leri yapılmış, gece yansına doğ- ru gelen sonuçlar, Süleyman Demirel'ın 40 yaşına bir ay kala "Başbakan" olacağının işaret- lerini vermiştir. O, topraktan tırnaklanyla söktükleri; o, de- miryolunu çocuk yaşlannda hayranlıkla izlediklen; o, ahır ûstündeki dersliklerde okuduk- lan; o, geceleri idare lamba- lannın kök söktürdüğü 39 yılhk yaşamının ilk yıllanna dalar. Rumi 1341,miladi 1924yıhn- da, Isparta-Islamköy'de doğ- muştur da, ayı, günü beili değil- dir. Anne Ümmühan Demirei'e göre, "Sülümaru. ayvalar sara- np, narlar kızanrken" doğmuş- tur. Baba Yahya Çavuş. doğum tarihini, Kuran-ı Kerim'in ar- kasına yazmıştır, ancak ay ve gûn yine belirsizdir. Ayvalar sa- ranp, narlar kızardığjna göre, doğum kasım ayında olmaüdır. Kasım ayında karar kılındıktan sonra, Özel Kalem Müdür- lüğü'nü yapan Muammer Eko- nom, Başbakan'ın doğum tari- hmi yıllar sonra resmen açıklar: "1 Kasım 1924." Süleyman Sami Demirel "Samı" hiç kullanmadığı göbek adıdır. İslamköy'de 1930 gü- zünde başladığı ilkokulda, Ba- şöğretmenSadık Doğan'ınöne- risıyle, "Gündoğdu" soyadını alır. Babası Yahya Çavuşun üvey dedesi "Paşa" lakapb Yahya Efemti'nın mesleğı. Türk siyasetine şöhretli bir isım ka- zandırmıştır. Yahya Paşa de- mırcıdır ve aile "Demirel" soya- dını abr. Altı ahır, üstü derslik İslam- köy İlkokulu'nda "57" numara ıle kayıtlı Süleyman Sami De- mirel. islamköy'de 2 katlı, 4 odalı toprak evde, bin kız 3 kardeş daha vardı. Afife, Şevket, Haa Ali... *Siz de mebus olabilirsiniz' hkokuhı "pekiyi" derece ile bitirdikten sonra, İslamköy'de olmayan ortaokula nasıl gide- cekü'r? ' İslamköy'de Kuran'ı hatmetmesini isteyen ninesi, "Bunlar, okur-yazarlarsa hane- miz kûl olur" der. Ümmûhan Ana da istemez gurbete gitme- sini. Ama, yaşamında hiç okula gitmemiş babası destek olur, düşerler Isparta yollanna. Mer- keple yolculuk, o zaman azbuz bir lûks değildir. İslamköy Ilkokulu'ndan ar- kadaşı "52 Nuri", "sınıflannın en çalışkanı" Süleyman'a iliş- kin bir anısını hiç unutmaz: "Süleyman okumaya gjtti. Yalnız yaz tatillerinde köye ge- lir, öğrendiklerini bize anlatır- dı. Bir gün babasma, 'Atatürk'- ün kurduğu rejime göre, siz de mebus olabilirsiniz' dediğini hiç unutmam. Allah gönlüne göre verdi. babası değil ama, kendisi oldu." "Ortaokulunda, A-B ve C şube leri diye üç tane şube vardı. Bizi 'C şubesine verdiler. 'A' şube- sinde memur çocuklan, 'B' şu- besinde esnaf ve orta halli aile- lerin çocuklan okurdu. Köylü çocukJannın hepsinin yüzleri yannuş, ayaklannda, ayakla- nndan büyük ayakkabılar, üst- leri-başlan dökülen, üstlerinde analannın diktiği tişorta benze- yen yakasız gömlek bulunurdu. Biz köylüler 'C şubesinde oku- maya başladık." Parasız yatdı Isparta Ortaokulu'nda öğre- niınini sürdürürken, "parasız yatdı" sınavını kazandı. Artık devlet hesabma okuyacak. aile- sine yük olmayacaktı. Dağıümı Muğla Ortaokulu'na yapıldı. Üç arkadaşı ile birlikte kazan- dığı bu sınav Isparta'da büyük olay oldu. Muğla'ya giderken ilk defa bindiği kara trene uğur- lamaya yüzlerce insan gelmişti. Yaz tatillerini hep köyünde geçirdi. Lise öğrenimi 1941 ya- zında bitmiş, sıra üniversiteye gelmişti. Giriş sınavını kazana- rak, "mühendis mektebine" girdi. Beşik kertmesi İstanbul kızlanndan korku- yordu. Akraba kızı Nazmiye Şener ile yakmlığını İsİamköy'- debilmeyenyoktu. "Süleyman'- ın başı bağlanmadan İstanbul'a üniversiteye gönderilirse" aile- nin korktuğu başına gelebflirdi. Karar verildi ve beşik kertmesi olan Nazmiye Şener ile nişan- landı. Üniversite yıllannda ise nişanh olduğunu hiçbir arka- daşı öğrenemedi. Sene 1948. 9 aralık. İslam- köy'de düğün başlar, ancak da- Süleyman Demirel'in içine çok şe> sıkıstınhğı 30 yılhk âyasi Kdtrlik \ aşamı, Ragıp Gümüşpala'nın beklenmeyen ölümü ile başladı. DemireJ'in en zorhı rakiplerinden birisi de tsmet İnönü'ydü. Erdal Inönü ise Çankaya yolunda en büyük destekçisi oldu. mat ortada yoktur. O sırada çahştığı Burdur'un Bucak ilçesi hükümet konağı inşaatından köylüsü Hacı Ahmet Ağa tara- fından alınarak Islamköy'e ge- tirilir. Hasret bitmiş, başhk pa- rası vermeden Nazmiye Ha- nım'la evlenmiştir. ABD'ye ilk yolculuk tTÜ Inşaat Mühendisliği Bö- lümü'nü bitirdikten sonra Elektrik Işleri Etüd İdaresi'nce sulama tesislerinde ihtisas yap- • mak için ABD'ye gönderilir. Döndükten sonra 1950'de Sey- han Barajı inşaatında mühen- dis olur, 1954'teBarajlarDaire- si Başkanhğı'na getirilir. 1955 yıbnda da, henuz 31 yaşınday- ken Devlet Su İşleri Genel Mü- dürlüğü'ne getirilir. Ankara'da "yedeksubay" olarak askerliğini yaparken, Adalet Partisi'nin kuruluş top- lanülannakatıhr. Teğmen olarak terhis olduk- tan sonra AP'ye kaydolur ve 1962 yümdaki ilk büyük kong- rede en çok oyu alarak genel idare kurulu üyeliğine seçilir- ken, teşkilat başkanlığı görevi- ne getiribr. Daha sonra gelişen olaylar sı- raşında AP binası taşlanınca GİK'ten istifa eder. Bir taraftan yürüttüğü ABD'nin Morrison fırmasmın temsilciliği nedeniyle bir süre "Morrison Süleyman" olarak anıldı. Bu arada müte- ahhith'k de yaptı. AP Genel Başkanı Ragıp Gü- müşpala'nın 1964 haziranında- kı beklenmeyen ölümü, 30 yıl tartışmasız devam edecek sıyasi liderbğinin başlangıcı oldu. 27 Kasım 1964 tarihinde olağa- nüstü toplanan AP Büyük Kongresi'nde Saadettin Bilgiç ve Tekin Arıbunın ile birlikte genel başkanbk için aday oldu. 29 Kasım 1964 günü yapılan oylamada bin 72 oy abrken. o güne kadar genel başkan vekil- bği görevini yürüten Bilgiç 552. Anburun ise 39 oy alabildi. An- kara Büyük Sinema'da yapılan kongreden rakiplerine karşı al- dığı ezid sonuçla AP lideri ola- rak çıktı. Genel başkan olduktan son- ra bütün muhalefet partileriyle görüşüp anlaşmaya vararak İDÖnü hükümetinı düşürdü. Daha sonra kurulan Suat Hay- ri Ürgüplü hükümetine, henüz milletvekili olmadığı için parla- mento dışından Başbakan Yar- dıması olarak atandı. 10 Ekim 1%5 tarihinde yapılan milletve- kili seçimlennde büyük çoğun- luğu kazanarak tek başına ikti- dara geldi. 12 Eylül 1980'e kadar 5 seçim daha kazandı. 1991 genel se- çimlerini de kazandığmda. "6 kez gittım. 7 kez geldim" sözleri uzun süre basında yer aldı. 12 Mart muhtırasından son- ra. lideri bulımduğu Adalet Partisi'nin, hiçbir insan öldür- meyen 3 devnmci genç Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idamına onay vermesi, yıllarca karşılaştığı suçlamala- nn en önemlileri arasında yer aldı. Bu olay Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zoriu ve Hasan Po- latkan'a karşılık olarak nitelen- dı. Ülkücü çetelenn ve koman- dolann "Türkçü İntıkam Tu- gayf ve benzeri örgütlenmelerle kan döktüğü 12 Eylül öncesi dönemde, gazetecılerin soru- lannı yanıtlarken söylediği, "Bana sağcılar cınayet ışbyor dedirtemezsiniz" sözlenyle şım- şeklen üzerine çektı. Üniversite yıllanndan ben kendisine "ağabey" diye hitap eden Turgut Ozal. önemli eko- nomik kararlanna imza atu. Başbakanbk ve Devlet Planla- ma Teşkilaü müsteşarlıklannı bırbkte yürüten Özal, "24 Ocak Kararlan" olarak tarihe geçen politikanın baş miman oldu. Özal ile yollan. 12 Eylül yö- netimi tarafından konulan üze- rindeki siyaset yasağı sürerken, Özal'm ANAP'ı kurmasıyla ta- mamen aynldı. özal'm siyasi yasaklan savunması, aralann- daki kavgayı doruğa çıkardı. Hamzakoy'a sûrgün 12 Eylül darbesinin ardın- dan, CHP lideri Bülent Ecevit ile Gelibolu'daki Hamzakoy'a götürüklü. Nazmiye Hanım ve Rahşan Ecevit'in de katıldığı Hamzakoy'daki ikamet 1 ay sürdü. 1983 yıbnda yenipartiler kurulurken siyasi temaslara girdiği gerekçesiyle, bu sefer de Çanakkale'de Zincirbozan as- keri tesislerinde zorunlu ikame- te tabi tutuldu. Kurdurduğu Büyük Türkiye Partisi kapatıl- dı. Ardından kurdurduğu DYP de seçimlere sokuhnadı. Siyaset yasağından 1987 yı- bnda yapılan referandumda "kılpayıyla" kurtuldu. Hüsa- mettin Cindonık'un "emane- ten" sürdürdüğü DYP Genel Başkanbğı'nı devraldı. DYP, 20 Ekim 1991 seçimlerinde 182 milletvekilkği kazanarak parla- mentoya birinci parti olarak girdi. SHP ile kurduğu koalis- yon, 20 Kasım 1991'den itiba- ren Türkiye'nin 49. hükümeti olarak göreve başladı. Çankaya yolu 8. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın 17 Nisan 1993 tanhın- deki beklenmeyen ölümü, Çan- kaya yolunu açtı. özal'm ölü- münden 16 gün sonra, 4 Mayıs 1993 tarihinde, DYP grup top- lanüsında cumhurbaşkanbğına adaybğını resmen açıkladı. Par- ti genel başkanı olarak Çan- ka>a">a çıkmasına koalisyon ortagı olan SHP'nin, lideri Er- dal fnonü karşı çıktı. âncak par- lamentoda yapılan oylamalar- da, "3. Milliyetçı Cephe" endi- şesını dile getırerek SHPgrubu- nun Demirel'in adaybğını des- teklemesini istedı. DYP liderliğine adaybğını koyması için baskı yapılan Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Demirel'in, "tcranın başı olacağım" içerikli açıkla- masını sert bir dille eleştirdi ve tarafsız olamayacağma yönebk kaygılannı başına açıkladı. Ta- rafsızbğa ibşkin bu eleştirileri, "Tek ayağım üzerinde yemın etmeyeceğim", "Parti benimle Çankaya'ya çıkmayacak". "Si- yasette vebaht olmaz" şekbnde açıklamalarla karşıladı. Sonuç, 3. turda geldi TBMM'de 8 Mayıs 1993 ta- rihinde cumhurbaşkanbğı seçi- mi için yapılan ilk tur oylamada DYP, SHP ve MHP'nin oyla- nyla 234 oy alarak, seçilmek için 300 oyu sağlayamadı. 12 mayısta yapılan ikinçi tur oyla- mada. 235 oy alabildi. Seçim için 226oyun yeterli sayıldığı 16 Mayıs 1993 Pazar günü yapılan 3. tur oylamada ise Türkiye Cumhunyeti'nin 9. Cumhur- başkanı secıldi. Şimdi, Türkiye'nin 3. sivil Cumhurbaşkanı. 7 kez geldiği Başbakanbk görevinden, 7. kez gidiyor... Belki "Binaenaleyh. Çanka- ya boşaldı da çıkmadık mı?" di- yerek!... Sevdiği fıkra 3 ZARF: Padişah, sadrazamı değiştirmeye karar verir. Yeni sadrazam, eskisine sorar, sıkı- şınca ne yapacakür. 3 zarf verir eskisi, sıkıştıkça sırasıyla aça- caktır... Zaman geür şıkışır, ilk zarfı açar. "Karşındakıleri suç- la" yazmaktadır. Karşısmdakı- leri suçlar. Yıne sıkışır. 2. zarfı açar. "Yanındakileri suçla" öğüdü vardır. Yanındakileri süçlar... Gün gelir, bir daha sıkışır ve son zarfı açar. "3 zarf da sen ha- arla" yazmaktadır! Sevdiği hikaye DİREKSİYONDA OL- MAMAK: Turgut özal'm Çankaya'dan hükümete müda- haleleri nedeniyle anlattığı hi- kaye, şoför mahallinde direksı- yonda olmayan şoföre ilişkin- dir: "Ne yapsın adam? Senelerce direksiyonun başında oturmuş. Araba kullanmayı bihyor. Ama şimdi direksiyonda değil. Şoför gaza bastıkça, fren yap- tıkça, o da hareketleniyor.'" Hamzakoy'dan Cankaya'ya Baba, iktidar tutkunuYURDAGÜL ERKOCA Demirel artık Çankaya'da. Ardında "Çoban Sülü"lükten "Cumhurbaba"bğa uzanan, yaklaşık 10.5 yüı iku'darda tüketilen koskoca bır 30 yıl. Kimılenne göre "bunca yılbk devlet hizmetinin fneyvelenni topluyor", kimilerine göre "değişen Türkiye'nın, küçülen devle- tın sorunlanna hakim olamayacağını anladığı için bırakıp kaçı- yor", kimileri ise bu "çıkış"ı Süleyman Bey'ın "politık hırsına" bağbyor. Köşk'e çıkışıru "Tûrkıye için büyük bır şans" olarak değer- lendiren de var, "Yazık oldu memlekete" diyenlerde... Erkmen: Vefasızdır Demokrat Parti Genel Başkanı Hayrettin Erkmen'in De- mırel'le anılan 1950'lere, Menderes hükümetine. Demirel'in DSİ Barajlar Daıresi Başkanlığı yıllanna kadar uzanıyor. 1964 yüı kasım ayına, Kayseri Hapıshanesi günlenne gidiyor anlatırken. AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala'nın ölümü- nün ardından toplanan kongrede Saadettin Bilgiç'e karşı adaybğını koyan genç Derrurel'i hapisten nasıl destekledikle- rini, Demirerin ilk kabinesini, destekledikleri genç genel baş- kan ve başbakanın ilk vefasızbğıru. ilk hayal kırikbğını an- latıyor: "Bu zat başbakan olduktan sonra. sistemli bir-biçim- de bizden uzaklasmava başladı... O kadar kı Bayar'ın zıyare- tine bile gjtmedi. İkinci derecede yeri olan bir milletvekih'yle dolayb bir bağlantı kurdu. Bayar çok üzüldü. Benimle de te- ması yoktu, ama ben başkaydım Bayar başkaydı." Sonra DP'lilerin siyasi haklannın iadesi gebyor gündeme. Erkmen'e göre. "Süleyman Bey hep uzak durdu" bu konu- dan. Gerekçesi ise "Bu meselenin yenıden bir kanşıkbk mey- dana getırmesi ihtimabydi..." Erkmen sürdürüyor: "Bu durum. bizi rahatsız ediyordu. Karşısına geçip müca- deleyi de göze alamadık. Partimizin devamı olan partinin b- deriydi. Biz de yasakb. Sitemlerle yetindik. Ama Demirel'in siteme aldınş edecek bır tabiatı yoktur." Siyasi yasaklar ise 1974 yıbnda kalkıyor, ancak Erkmen, "Ecevit olmasaydı siyasi haklanmızı alamazdık" diyor. Gensoru günü. genel kurul salonunda AP'den bır tek _ _ ^ _ _ ^ _ ^ ^ — _ _ - — _ _ _ ^ Hayrettin Erkmen ~~™~~^^~^^™""~"~"~~~^^~ bulunuyor. "Ben Demirel kincimidir, ^ ı m ^ VefaSlZ midir, Bakanı olarak da - ^ partinin pobtika- mi, ÇlKtl mi l lannı uyguluyor- — .. * . . . dum. Vefayı esas Turkıye ıçınşansmı, tutmak gerekb oı- mayabih'r. Eğer biri- sini feda etmek zo-yazıkmıoldu? abrsıruz. Işte bu . bence Süleyman Bey'in vefa duygusuna verdiğı öraektir" diyor Erkmen ve ekliyor: "Süleyman Bey için Başbakanbk makamı çok önemlidir. BAşbakankk'ta kalma uğruna yapmayacağı şey yoktur. tkti- dar tutkusu için harcamayacağı şey yoktur." Peki artılan... Erkmen, "Çabşkandır, Türkiye'nin meselelerini bilir. Kuvvetli hafızası vardır" diye sırabyor artılan. CHP Genel Sekreten Ertuğrul Günay. uzun yıllar CHP saflarmda Demirel'c muhalefet etmiş birpolitıkacı. Günay'a göre Demirerin Türkiye politîkasındaki 30 yılbk emeği göf- mezden geünemez. "Ama" diye ekbyor ve eksilerini şöyle sı- rabyor: -1961 Anayasası'yla savaştı. -141,142.163'ü acımasızca işletti. - Kıyım, partizanbk. cepheleşme pohtikalanyla teröre gi- den yollan döşedı. - Aydınlarla, bilimle, kültürle, sanatla kaynaşamadı. - Kentleşme sürecinin hızıru ve yoğunluğunu göz ardı ede- rek bütün metropollerin birer gecekondu yığınına dönüşme- sine yol açtı. Artılar Demirel'in yakın çevresine göre ise pobtikada "artılan" o kadar çok ki "eksiler"inden söz etmek. "muhalefet etmek için muhalefet etmekten başka bir şey değil." Demirel deyince de akla "çabşkanbk. zekihk, güçlü bir hafıza, mücadelecilik. ülke sorunlanna hakimiyet" geliyor. Tabii bu özelliklere 12 Eylül'den sonraki mücadelesıyle "de- mokratbk. çağdaşbk" gîbi tanımlar da eklenıyor. Yıllarca Demirel'in yanmda çahşmış. Demirel kabmelennde bakan- bk yapmış Aydın Milletvekili Nahit Menteşe. 12 Mart ve 12 Eylül sonrası Demirel'ı anlatıyor:" 12 Mart sonrasındaki di- renişi ve cumhurbaşkanbğı seçimi konusundaki demokratik tavn adeta bir destandır. 12 Eylül sonrasında Hamzakoy'a giderken sadece ben uğurlamışüm. Demirel, Türkiye'ye ade- ta bırkaç Türkiye ilave etmiştir." Demirel'le ilgjli olumlu ya da olumsuz anüar ve izlenimler o denli çok ki... Ancak hemen herkesin ortak bir merakı var: Demirel. Köşk'e çıktıktan sonra "dün dündür" diyecek mi? Resmi ziyaret Erdalİnönü, HoUanda Biisbiünunm karşdadı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Süleyman Demirerin Cumhurbaşkanlığj'- na secilmesinin hemen ardından, resmi bir ziyaret için Türkiye'ye gelen HoUanda Başbakanı Ruud Lnbbers'i, Esenboğa Havali- mam'nda başbakan adına Baş- bakan Yardunctsı ve Devlet Bakam Erdal İnönü karşıladı. HoUanda Başbakanı Lubbers, Türkiye riyaretinin, böyle bir güne rastlamasını "demokrasi için güzel bir gün" olarak tanım- ladı. Lubbers, "Parlamentoya, cumhurbaşkanını bu kadar ça- buk seçtiği için teşekkür etmeniz gerekir" dedi. Erdal İnönü, saat 17.30'da, 4 günlük resmi bir ziyaret için Türkiye'ye gelen HoUanda Baş- bakanı Lubbe'rs'i karşıladı. İnönü, konuk başbakan, Hol- landa Dışişleri Bakanı Peter Kooijmans, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ve konuk heyetk birlikte Türkiye'ye gelen 24 kişi- lik Hollandalı işadamlan heyeti daha sonra şeref salonunda bir süre dinlendiler. İnönü'nün, Hol- landa Başbakanı Lubbers ile şe- ref salonuna doğnı ilerlerken, Demirerin cumburbaşkanlığma secilmesinin ardından, bundan sonra olabilecek siyasi gelişme- ler ilişkin değerlendinneler yap- tığı duyuldu. İnönü ve konuk başbakan da- ha sonra gazetecilere ziyaret ile, ügili değerlendirmeler yaptılar.; İnönü, HoUanda Başbakanı' Lubbers ve beraberindeki heyeti' Türkiye'de gönnekten duvduğu' memnııniyeti dile getirirken, "Temelleri tarihe dayanan; Türk-HoUanda ilişkileri son de-' rece uyumlu ve istikrarlı bir ge-| lişme çizgjsi izlemektedir. Buj kesintisiz çizgi sadece siyasi iliş- kileri değil, aynı zamanda eko- nomik ve tkari alanlan da kap-; samaktadır"dedi. ; HoUanda Başbakanı Ruud Lubbers de konuşmasında, Tür-! kiye ziyaretinin, böylesine özel. bir güne denk gelmesinin önemi- ne işaret ederken, "Parlamento- ya, bu kadar cabuk cumhurbaş- kanını sectiği için teşekkür, etmemiz gerekir. Bu, demokrasi için çok güzel bir gün" diye ko- nuştu. Türkiye'nin önemine ve gerek HoUanda'nın, gerekse Türkiye'nin, bolgderinde birer köprü görevi üstlendiğine işaret eden Lubbers, şöyle konuşru: "Türkiye, bötgesinde coğrafı ve politik konumu itibariyle çok önerali bir konuma sahip. Türki- ye, dağılan Sovyet cumhuriyet- lerine açuan bir köprüdür. tşa- damlarunız ikili ticari ilişkilerin ve işolanaklannm arttırdması ve Orta Asya cumhurivetleriyle ti- cari ilişkiler konusunda müzake- reler yapacaklar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle