11 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 MAY1S1993 PAZARTESİ 14 DIZIYAZI Hayali İhracat Komisyonu'na ifade veren Maliye eski Bakanı Ekrem Pakdemirli'den itiraf: 'Endişelendik, dava açmadık' DOSYASI T LJ M O A "V K INI • Ekrem Pakdemirli, hayali ihracatla uğraşan "organize kurt"lar olduğunu söyledi. Görev yaptığı dönemde hayali ihracatın önlenmesi için çok çaba harcadığını vurgulayan Pakdemirli, "Ödenmiş vergi iadelerini almak için mahkemeye başvurduk. Ancakdavayı kaybettik. ."dedi. • Ekrem Pakdemirli, hayalici firmalardan bazılan ile anlaşma yaparak aldıklan paralan tahsil ettiğini de ifade etti. Hayali ihracatçılan yurt dışmda da takip ettirdiğini anlatan Pakdemirli, "Ancak bize bilgi vermediler. Vermiyor, çünkü orada da sahtekarhk oluyor. İngiltere, 'bu bilgiler gizlidir' diyor. 'Neden gizlidir' diyorsunuz, 'adamın kan ve zaran gizlidir" diyor." Devlet Bakanı) var. O da mahkemeye gitti. Eğer Yargıtay kabul ederse ödememeden dolayı oeza yi- yor. 100 küsur milyon lira tazminat ödeyecektir. Yanı bizim hukuk sistemimiz öyle bir durumdaydı ki ödersen de, ödemesen de suçlu olabiliyorsun. Bir boşluk var O boşluğu kapatmarun yollanna bak- mak lazımdır. Bu olaylar çıktığı zaman RAM'ı çağudım, "bana bu paralan iade edeceksiniz" dedim. Öde- medi dava açtık. davayı kaybettik. RAM DışTica- ret, TEKFEN- ENKA'da ben davalanmı kaybet- tim. Hakim, "'efendim bu vergi mdesı değildir" di- yor. "'Vergi olmadığı için de vergi yönünden sen bu parayı alamazsın" diyor. 212 milyon dolarlık hayali -4- ANKARA -Hayali thracat Komisyonu'na ifade veren Maliye eskı Bakanı ve Dış Ticaret Mûsteşan Ekrem Pakdemirti, Türkiye'de hayali ihracat ko- nusunda "60-70 tane hakiki manada organize ol- muş kurt" olduğunu söyledi. Görev yaptığı dö- nemde. hayali ihracatın önlenmesi için çok çaba harcadığını vurgulayan Pakdemirli, "Ödenmiş ver- gi iadelerini almak için mahkemeye başvurduk. Ancak davayı kaybettik. Diğer paralan almak için de başka mahkemelere başvursaydık hemen emsal göstereceklerdı. Endişelendik ve dava açmayı dur- durduk" dedi. Pakdemirli, komisyon tutanaklanna yansıyan ifadesinde. RAM, TEKFEN ve ENKA şirketle- rinden hayali ihracatla elde ettikleri paralan geri is- tediğini. ancak bunlan almayı başaramadığmı açı- kladı. 1988 rakamlanyla 212 milyon dolarlık bir meblagm hayali olduğunun ortaya çıkanldığını düegetiren Pakdemirli, ban çevrelerin komisyonu- nunçalışmalanndan rahatsızİık duyduğunu ve "ok- kanın altına gitmeyelim diye uğraştıklanm" ifade etti. ANAP Manisa Milletvekili, eski Haane Mûste- şan ve Maliye Bakanı Pakdemirli'nin ifadesine başvurulduğu Hayali thracat Araştırma Komisyo- nu toplantısının tutanaklan özetle şöyle: • MAHMUT ÖZTÜRK-(Komisyon Başkanı)- Sayın hocam ihracat konusunu en iyi bilen in- sansınız. Bize bildiklerinizi aktanr mısınız? • PAKDEMİRLİ- Şımdi 1984, 1986. 1987 yı- llannda 50 bmden fazla ihracat olayı var. 50 binden fazla ihracat dosyası var. Bunlardan 30-35 tane fir- ma ortadan kalktı, kumculan yoktu. Böyle du- rumlar oldu. Şunu söylemek istiyorum. O ihracat hamlesi içinde binlerce işlem yapılıyor, bir devlet kurumu geliyor, "bu maJ çıkmıştır" diyor. Öbürii de "hayır çıkmamıştır, hayalidir" diyor şeklinde bir iddia var. Arkadaşlar, " ben bundan şüphelendim" di- yor. Bakıyorsunuz kompütüre, oradaki rakamlar- da da şüpheler var. Yani bir yerlerde bir aksaklık var. Ne yapalım? Gerekli tedbirleri aldık. 50 bin tane dosyadan 100 tanesinin yanJış olma olasılığı aşağı yukan yûzde 2'dır. Şimdi bu yüzde ikilik şey korkutmamab yani. "Dava açtık kaybettik" Şimdi kararname çıkanldı. Maliye'de. Hazine'- de yürütülen bir şey vardı, korkutmak istemedik geride kalan yüzde 98'i. Bunlardan birinin ismini vermekte mahzur görmüyorum. RAM Dış Ticaret var. RAM Dış Ticaret diyor ki "evet, bir tane be- nim dosyam var, ama soruşturma açtırdınız, ta- mam. Ben Suudi Arabistan'a mal ihraç etmişim." Bir müfettiş ona mal veren firmayı kontrol ediyor diyor ki "bu malın hammaddesinin faturası yok. O halde bu firma bunu üretmedi, bu da bunu ihraç etmedi." Böyle olunca hemen damgayı vuruyoruz. TURAN ÇEVtK'tN TEK KOLLU ORTAĞI MAHKEME YOLUNDA-1984-87 yıllan arasında yoğunlaşan hayali ihracat olaylannda en çok adı gecen kişi Turan Çevik'ti. Onlarca paravan şirket kuran Çevik. Merkez Bankası'nın yöneticilerinin bile başrnı döndiirmüştü. Uzun süre Çevik'i yzkalayamayan polis vakın arkadaşları >e iş ortaklarıyla uğraştı. Çevik'in tngiltere'deki iş arkadaşı Nil Shultz da İzmir DCM've ifade vererüer arasındaydı. Tek kollu Shuitz Turan Çeviki çok yâkırtdan tanımadığını ancak bazı ortak işler yaptığını söyledi. "Bu da hayalidir" diyoruz; yanlış. Malın gittiğini de ben sonra buldurdum. Gümriiklerde rica edildi. orarun başbakanına, hakikaten mal girmiş, ama buradakı müfettiş. "gırdilerin faturası yok, krom- nikelin faturası yok" diyor. Adam faturasızolarak mab bir yerden almış. İşte o da yakalamış. "Benim bu kadar ihracatım var, beni durduramazsınız şim- di" diyor. Biz de durdurmuyoruz. DPTye verelim. arkadaşlar baksınlar, bir soruşturma olabilir, her soruşturmanın sonucunda durduracak değildik fa- aliyetini. Ama hakiki manada yolsuzluk yapan- lann sayısı 6O'ı geçmez yani. Onun ıçın DPTden yaalar yazılmış, hatta "birisine ödemcyin" demiş, mahkemeye gitmiş, "nasıl ödemezsın" diye de yargıda hüküm gjymiş. Bülent Öztürkmen (DPT eski Müşteşar Yardımcıa) var, Işın Çelebi( eski 1988 rakamlanna göre 212 milyon dolarlık bir meblağın hayali olduğu artaya çıkmış, sonra bu ra- kam biraz daha artmış.Kamuoyunda abartıldığı gibi hayali ihracat şu kadar milyon dolar, milyar dolar şeklinde düşünmek fevkalade yanlış olur. Şımdi dosyalar DPT'ye intikal ettırildikten son- ra DPT bir miktar bekletmiş denilıyor. Ashnda bi- zim şunu yapmamız laam belki: Her dosya için bir takip çizelgesi, nerede ne kadar kalrruş, yani sonuç- ta ne olmuş. Bunlan kategorikman bir yerde bek- letme varsa ondan şüphelenmemiz lanm. Niye bekletildi, bir sebebı mi vardı, yoksa hakikaten bü- rokratik engeller mi vardı? Mesela biz davalan kaybettığimiz zaman dosyalan durdurduk. Ondan sonra herbirigideeek emsal karan alıp gelecek ve ondan sonra 'da bir daha ikinci dava açamayacak- sınız. Orada talimat verdik, "durun bakalıro, Danı- ştay'dan bir görüş gelsin" dedik. Dediğim gibi bu büyük şirketlerin çoğuna açtık davayı süratle fakat kaybettik. Sonradan 6183'ü çabştınnca paralan alma noktasına geldik. Ben o zaman Maliye Ba- kanı oldum. Çağırdım o büyük rakamlann sahip- lerini, "gelin bakalım, bu paralan ne zaman vere- ceksiniz?" dedim. Hepsini oturttum, bir plan prog- ram yaptırttım ve o programa göre hepsini tahsil ettim. ENKA'dan tahsil ettik. TEKFEN'den tah- sil ettik. Yaşar Ticaret'ten tahsil ettik. Oradaki 469 tane dosya vardtr, ama onlann bir çoğunun parası alınmıştır. Türkiye'de biz o boşluğu doldurmadık. vergi iadeleri var olduğu müddetçe ve 1984'te yapı- lan hayali ihracat- belki daha bir iki dosya olabihr- cezasını görmemişde olabilir. Boşluklar doldurulamaz mı? • BAŞKAN- Hocam bu boşluklar doldurula- maz mıvdı o zaman? • PAKDEMtRLİ- Boşluğu doldurmaktan zi- yade çok büyük adaletlı bir sistem yapmamız gere- kir. Çünkü bir taraftan "vergi iadesi veriyorum" diyorsunuz, öteki taraftan adamın ihracatım fev- kalade büyük bir prosesten geçirmeniz lazım ya- kalayabilmeniz için. Sebebi de şu: Şimdi bu olaylar çıktı, ben 3 arkadaşı Ahnanya'ya gönderdim, İsviç- re'ye gönderdim, fngiltere'ye gönderdim. "gidin oradaki gümriiklerde bu malın karşılığı var mı?" dedim. Çünkü adam, "ben ihraç ettim efendim" diyor. Müfettiş de "hayır hayalidir" diyor. Arka- daşlan böyle 3 defa gönderdim. Gittiler, Alman- ya'ya. tsviçre'ye, İngiltere'ye. • BAŞKAN- Kutlu Savaş'ın raporunda işmi ge- çen arkadaşlann çoğu tedırgin. • PAKDEMİRLİ- Sağhklı değil o rapor. • BAŞKAN- Bu komisyon araştırma komisyo- nu, hayali ithalatla ilgili alakamız olmadı. • PAKDEMİRLİ- Bundan rahatsız olanlar ve 469'un arkasında insanlar var. Bazılan da uğraşı- yor tabii. okkanın altına gitmeyelim pisi pisine diye , hakiki sahtekan da uğraşıyor bir şey yapmak için. SÜRECEK Aııkaıı:'AtillaAytekruh hastasıdır9 SEVİM ERTEMUR Eski Maliye Bakanı Vural An- kan, "Kapıkule operasyonunu y'aptık, iki bakan düştü" diyen Atilla Aytek'i "ruh hastasf ola- rak nıteledi. Ankan, "Rober Madran'ın 16 ve 17. Asır Istanbul Günlük Yaşamı adlı kitabında, Osmanh'nın asayiş teşkilatı an- latıbr. Teşkilatı oluşturan subaş- lan ve asesbaşlan zulümleriyle meşhurdur. Ruh hastasıdırlkr. Aytek de öyle" dedi. Turgut Özal tarafmdan göre- vinden "azledilmesinin" bu olay- la ilgisinin olmadığını vurgula- yan Ankan. bir yabancı sigara fırmasına Türkiye'de fabrika kurma izni vermediği için görev- den alındığıru ileri sürdü. Eski Maliye Bakanı Ankaru Aytek'in Hayali ihracat Komis- yonu'nda verdiğı ifade sırasında bahsettiği "Kapıkule operasyo- nu"nun Maliye Bakanlığı'nı da ilgilendirmesine rağmen kendi- sınden habersiz yapılmasına kızdığını ve tepki gösterdığini an- lattı. Ankan. sözlerini şöyle sür- dürdü: "1983te Bülent Llusu hükü- meti zamanında bir mevzuata göre eğer olay birkaç bakanlığı il- gilendiriyorsa, bu bakanlar bir araya gelerek soruşturmayı yürü- tür. Halbuki bu olayda böyle ol- madı. lçışleri Bakanlığı tek başı- na davrandı. Emniyet Genel Mü- dürlüğü'nden emir alan pob's, gümrük rnüdürü ile yolcu salonu müdüriinün de aralannda bulun- duğu birçok gümrük çabşanını gözaltma aldı, dövdü sövdü, iş- kence yaptı. Yolcu salonu müdü- rünü 8-10 saat emniyette tuttu Sayın Aytek." Bu olayı duyduktan hemen sonra araştırma yaptığını belirten eski Mabye Bakanı Ankan, "At- tila Ajiek benim muhatabım de- ğıldi. Başbakan Turgut Özal'la konuştum, 'Nasıi olur, yapıyorsunuz" dedim. şey söylemedi. İşkence meselesi- nin tetkik edilmesini söyledim. Ama. sessiz kaldı" dedi. Kapıkule operasyonu sıra- sında gözaltma abnanlara polisin ağır işkence yaptığını belirten Ankan. şunlan söyledi: "Bu olayda. usul meselesi, yöntem meselesi vardı ve hukukun çiğ- nenmesı söz konusuydu. Devle- tin müsteşannı abp. çınlçıplak soyup, kıçmdan elektrik veriyor- lar. Kadını abp, soyup, ıslatarak. lastiğin içine oturtuyorlar ve bilgisiz -elektrik veriyorlar. Ayıp yani. Bana, Ben bu nedenle karşı çıktım. Özal "Nasılsa bir şey çıkmaz' diye sonra özel kalem müdürii vası- yanıt verince. 'Niye insanlara zu- tasıyla haber göndererek, beni îüm yapıyorsunuz" dedim. Hiçbir makamına çağırdı. Gittim. 'Mec- lis'teki konuşmandan sonra se- ninle çalışamam. İstifa et' dedi. Hayır yanıtmı verdim. İçişleri Bakanı'nın da istifasım aldığını. tek başıma istifa etmeyeceğinıi söyledi. Çünkü, Cumhurbaşkanı Evren, 'Eğer Ankan'ı görevden alırsan, Tannyar'ı da al' demiş. Kendisine, istiyorsa azledebilece- ğini söyledim." Ankan. bu olayın "bahane" edilerek 27 Ekim İ984 tarihinde azledildiğini belirtti. Ankan, şun- lan dedi: "Azledilmemin Kapıkule olayıyla bir ilgisi yok. Bu bahane. Operasyon benim azledilmem- den 5-6 ay önce oldu. Azledilme- min asıl gerekçesi, Philip Morris şirketidir. Onlar burada Marlbo- ro'nın fabrikasını kurmak isti- yordu, müsaade etmedim. İşte asıl gerekçe budur. Bu olay. ulus- lararası bir şirketin TC devletine etkisini gösterir." O dönemde hayali ihracatın önlenebilmesi için Maliye Ba- kanbğı bünyesinde genelge ya- yımladığını ve haksız vergi iadesi aldığı tespit edilenlere. aldıklan vergi iadesinin üç katı ceza kesil- mesini istediğini bildiren Ankan. ancak Danıştay'ın, "Bu sübvan- siyondur. Bu,'vergi degUdir. Ver- gi Kanunu hükümlerini tatbik et- mek mümkün değildir" gerekçe- sıyle bu uygulamayı kaldırdığını söyledi. Zaıııaıısız gitmeıı ülke ve düııya için büyük kayıp O N B I N L E R İCİN YAZD1 Her sabah evimize giren ışığınla pâHenmız kamaşırdı. kamaşmakta. Seni kım söndürebilir ki öyle ufaak bir bcfesle. Biz rüzgârlanz, nefesleri içinde kaybedecek, yokedecek. Rahat uyu. Fatma Ozbay Basınımızın yürekli bir kalemi, halkın yılrnaz bir özgürlük savaşçısı idi. Onun sesi bütün dağlarda ve ovalarda yankılanmaya devam edecek. SBP Gn.Bşk. Yardımcısı Atilla Aytemur Bu insanlık dışı cinayeti nefretle kınıyorum. Senin fızikini yok ettiler. Dünya varolduğu sürece düşüncelerin ve mücadelen bizimle birlikteyaşayacak. Sabri Atasoy Canım kardeşimiz, senin zamansız gitmen ülkemiz ve dünya için büyük kayıp. Değerh kişiliğin önünde saygıyla eğiliyoruz. Engin Ayça, Gülşen Tuncer (Ayça) Bu insanlık dışı saldınyı nefretle kmıyor. Demokrasi, laıklik ve insan haklanna yapılan bir saldın olarak kabul edip tüm insanbğa başsağüğı dib'yorum. Cemal Irmak Kalbimizdesin Uğur Abi! Demokrasinin izindeyiz, seninle birlikte. Kahrolsunlar. Hülya Bu saldınyı nefretle kınıyorum. İlericilik ve laikb'ğe yönelik bu tür hareketler insanlık düşmanlannın marifetidir. Mumcu'lar ve düşünceleri susturulamaz. Bunun sorumlulan halkı din adına cihada davet edenlerdir. Görcan Tüfekçi Değerli ve ilerici. yurtsever. gazeteci, Uğur Mumcu'nun katledilmesini, bir emekli olarak prostetoediyorum. HasanCoşar Sevgili Uğur, Kardelenler yokedilemez. Bunu ikinci olarak yazıyorum. Bu defne senin için. Levent Türkiye'de siyaset iki başlık altında toplanmıştır. 1. Laik olanlar, 2 Laik olmayanlar. Sevgili Uğur Mumcu bu ülkenin laik olmasını ve asla vazgeçmemesini söyliyenlerdi. Bu Türkiye adına ve laiklik adına yapılmıştır. Uğur Mumcu rahat uyu. Ercan Türköz Sevgili Mumcu, mücadeleci kişiliğin ve kararlılığın seni bizlerleözdeşleştirdi, geleneğini sonsuza dck yaşatacağız. ErdalSunar Sevgili Mumcu, kınlan kalemin bin doğacaktır. Gene unutmayacağız. Bülent Demirağ Petrodolarşeyhlerinindar kafab kuklalan unutmayınız ki. Mumcu'nun 'ücudundan kopan her parça birer mum olarak cüppelerinizi, sanklannızı ve hatta kara sakallannızı tutuşturacaktır. Cetn Özkaya Seni vuran eller birgün kınlacaktır. İlhan Deniz SÜRECEK Sevgili Uğur, NeçirkinliktirkisenikalleşçeMirdular, Ne gitelliktir ki sen hersabah içimtde yeniden doğuyorsım, Ne şanstır ki bu ulusseningibibir evlada sahip olmuş, Ne sihirdir ki devleşmeniartık kimse önleyemiyor. Evetsevgili Uğur Büyük ozan Nazım vn dediğigibi: " Kimseleryapama: senin resmini Sen kendiresminikendin de yapamazsm Senin resmini bizleryapacağız." İşte o resim asla solmayacak! İpek Aygün POLTIİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Berinde Telsjzter. Turlar döndü, dolaştı, sonuç Demirel'in oldu. Bunca patırtıya değer miydi? Her yaşta oluyor. Bir zamanlar Ecevit'in köy kentlerini tartışırdık. Şimdi çöpkentler çıktı. Istanbul'un göbeğindeki çöpkent patla- masaydı; böyle bir bombadan haberimiz yoktu. Çöpler kocaman bir dağ olmuş, dağ da günün birinde patlamış- tı. Bir yerde bir felaket başını uzatmasın, hemen elleri telsizli adamlar doluşuverir. Adamlar, ellerinde telsizler, ne söylerler, neyi haber verirler... "Kaçölüvar?" "Beş." "O kadar mı?" "Dahaçıkar." Çöpkentte telaş, başkentte telaş... Çöpkentte ölüler kurtanlacak, başkentte ölüler kaldırılacak. "Padişahım çok yaşa.." bizden... "Kral öldü, yaşasın kral." onlar- dan... Sayın büyüklerimiz bir koşu geliyorlar. TVIer, buldo- zerler, itfaiyeler... Adamlar ellerinde telsizler. "Yaralar sarılacaktır; devlet, elinden gelen her türlü kolaylığı gösterecektir; çadırlar kurulacak, açıkta kalan- lar yerleştirilecektir. Kızılay (iyi ki var) aş ve ekmek dağı- tacaktır. Battaniye verilecektir. Devletimiz büyüktür, yaraları saracaktır." Adamlar, ellerinde telsizler durmadan söylerler. Dep- rem olur, grizu patlar, çığ düşer, toprak kayar, sel basar, yangın çıkar... Adamlar, ellerinde telsizler... Nedir bunlar? Tamamlanmamış birer resim gibi göz- lerimizin önünden geçer... Gözlerimin önünden ilk naif ressamımız Fahir Aksoy'un resimleri geçiyor. Destek Reasürans Sanat Galerisi'nde açmış sergisini... 1960'tan 1993e kadar birçok naif nitelikli ressamlan çıkarmış, resimlerini sergilemiş. Fahir sergisini açalı çok oldu. Çöpkentte bir dağ patlamış, her şey her yana saçılmış, olmuş size bir naif resim... Acılı bir yaşamı var Fahir Ak- soy'un, acılar içinden keskin bir kılıç gibi sıyrılıp çıkmış, bugünleregelmiş. Adamlar, ellerinde telsizler, bir telaş... "Demirel seçildi mi?" 234 oyla birinci turu döndü. Başkentte telaş, çöpkentte telaş... Gene böyle bir bahar gününde Şile, Ağva, Polenez- köy, Beykoz, Hekimbaşı... Buralardan geçmiştik. Buçöp yığınlarını, günü gelince patlayacak olan bombayı gör- müştük. "Bu çöp yığıla yığıla nereye varır?" Nereye vardığı, daha da varacağı anlaşıldı; bomba olup patladı. Her şeyimizi yitiriyoruz; denizlerimizi, göllerimizi, ne- hirlerimizi, ormanlarımızı, meralarımızı, kırlarımızı; dahası insanlarımızı, şairlerimizi... Sabahattin Kudret Aksal geliyor aklıma, bir yalın şiir oluyor, yeniden canla- nıyor. öldü Gömüldü İlk yağmuru yağaı bu gece Adaşı Sabahattin Batur'a vasiyet etmiş, "Beni öldük- ten sonra birkaç gün bekletin." ölüm dirim arası bekledi, çok uzadı yalnızlığı, demek biliyormuş. "Yalnızlığın Evi" diyor: "Yalnızlığın evi var, köyü var / Hasır iskemleleri, kar- puzların yüzdüğü havuzu, ulu çınarlan / Dağları, koyak- ları, bulutları /Çitardı bahçede bunlar." Şair, "Havadan anlarım telsizler gibi" diyor. Sadece şairlerde bulunan ortak bir seziyle! Adamlar, ellerinde telsizler... BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/Şahin Kaygun'un yö- nettiği iki filmden biri (Diğeri Afife Jale). 2/ Erek... Hıristiyanlann en büyük bayranıı. 3/ Çelik- çomak oyununa ve bu oyunda kullanılan değne- ğe verilen ad... Bir çalgı... Tavlada bir sayı. 4/ Du- 6 varlara çiziktirilen ve ge- -, nellıklc hiciv ya da kari- katür niteliği taşıyan yazı 8 ya da desen. 5/ Avrupa Q Topluluğu'nu simgeleyen harfler... Pasaklı. kıhksız. 6/ So- yundan gelinen kimse... Oyularak yapılan süsleme. 7/ İstanbul'un su gereksinimini karşılayan barajlar- dan biri. 8/ Ceylan... Üye. 9/ Bes- telenmiş her tür şiire Batı'da veri- len ad... Yapılann duvar ve tavan- lanna süslemeler yapan usta. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Reşat Nuri Güntekin'ın bir ro- manı... Kişinin öz benliği. 2/ Maf- ya örgütünûn suskurduk yasası... Şöhret. 3/ Dar ve kahnca tahta... DeğişenJerin özünde değişme- den kaldığı varsayılan ideabst kavram. 4/ Sınır boyu... Belçıka'- da yaşayan başbca iki halktan biri. 5/ Kimliği behrlenemeyen uzay cisimlerine verilen ad... Bir göz rengi. 6/ Hastabk etkenle- rini zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde. 7/ "Hayır" anlamında kullanılan söz... At ya da deve yavrusu. 8/ Icraat... Kumarda ortaya sürülen para. 9/ "Bu deniz bir - - - de- niz/İnsanlar ey nerdesiniz?" (Nâam Hikmet)... Radyumun simgesi... Yemek. İLAN ÖDEMİŞ AŞLtYE CEZA HÂKİMLİĞl'NDEN EsasNo: 1992/849 KararNo: 1993/39 6)36 S.K.M. suçundan sanık Derik ilçesi Kayacak Köyü K: 14'te nüfusa kayitlı. Seydo ile Ayşe'den olma, 1966 D.lu Mehmet Yusuf Esen hakkında mahkememizin 28.1.1993 tarih, 1992/849 esas, 1993/39 kararsayıbilamı ile 6136 S.K. 15/1.3506 S.K. TCK 19,6136 S.K. 15/2, maddeleri uyanncaneticetendokuzayhapis veyüzellibin lira ağır para cezası ile cezalandınlmasma karar verildiği, gıyapta ve- rilen iş bu karann sanığa teblığ edilemediği, açık adresinin tespit edi- lemediği. adresini terk ettiği anlaşıldığından; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28, 29, 30 ve 31'inci maddeleri uyannca ilanına. ilan masraflannın sanıktan abnacağı ve karann ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra teblığedılmış sayılacağı ilanen duyu- nılur. Basm: 29553 İLANEN TEBLİGAT BEYOĞLU 3'ÜNCÜ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ 1990/529 Borçlu: Şerif Tuğrul. Gumujsuyu Cad. Kunt apl. 33'3 Taksim. Dosyada olan borcunuzdan dolayı haczedilen Meşrutiyeı Mah. Dere Sok.'da kain, 131 pafta, 984 ada, 105 parsel sayılı kargır apartman- da A Blok 2. bodrum kat I nolu deponun kıymeti bilirkişi marifetiy- le 12.2.1993 gunlu raporla 1.068.409.238 TL olarak takdir edilmiştir. Buna bir diyeceğiniz varsa 17 gün içinde bildirmeniz tebliğ olunur. 7.5 !99^ Basın: 4996
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle