19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS1993 CUMARTESİ 12 DIZIYAZI Kürctistan'ınyalnız adı var \m y^/^j2r^^jSa^^\ Aİer türlü dengenindeğişebildiei, IP^'B ^ i M ^ M YURDAGÜLERKOCA poütikcuun silahsız düşünütemedigi bir coğrafyada, kuzeyde Türkiye, batıda Suriyey doğuda İrangüneyde ise 36. ParaleVle sınırları çizilen bir toprak . parçası. Gelincik tarlalan arasındaki çadır karargâhlanrun önünde tembel tembelgüneşlenen peşmergeler. İşte Kürdistan burasu • • -ı- O nde boyalan dökülmüş haki renkli bir jip; içınde omuzdan bele çapraz fi- şeklikli, elleri Kaleşnikof- lu dört peşmerge.. Biri havan topunun başında, diğerleri arabadan yan bellerine kadar sarkmış çevreyi gözlüyor. ' Jipm ardında uzun birsivil konvoy... En arkada ise öndekı gjbı salkım sa- çak peşmerge dolu ikinci bir jip. Kürtlerin yabancı konuklara uygu- ladığı, insanda gûvenlık duygusundan x^>k garip bir tedırginlik yaratan bir ko- - nıma yöntemi bu. , Celal Talabamnin önderliğıni yapuğı Kürdistan Yurtseverler Birliği tarafı- • ndan çağnlan gazetecılerle onlan karşı- layan Duhok kentinın ileri gelenlerini , taşıyor konvoy. Bir zamanlar günde yaklaşık sekiz bm kamyonun giriş çıkış yapügı şimdilerde 1 ise on on beş araca "Âllah bereket ver- sin" diyen Habur Sınır Kapısı'ndan ge- r çip Habur çayını aşınca "'Kürdistan'a hoş geldiniz" tabelası çıkıyor karşınıza Tam bir yıl önce asılmış bu tabela. önümüzdeki yol Zaho'ya oradan da Duhok'a uzanıyor. Gelincik tarlalan ile Saddam'ın yerle bir ettiği köylerin arasından geçıyoruz. Artık "sıcak sa- vaş" bitmiş. yolun ıki yanındaki çadır karargahlann önününde peşmergeler tembel tembel gûneşlenıyorlar. Annesi Türkmen, bahası Kürt olan ve kendisi- ni "Yûzde altmışım Kürt" diye tanı- mlavan mihmandanmız Sirvan gülüm- süyor: -İşte bızim memleket. Her türlü dengenin değişebildiğı, po- liti!;anın silahsız düşünülemediği bir coğrafyada, kuzeyde Türkiye, batıda Sunye, doğuda İran güneyde ise 36. Pa- ralel'le smırlan çizilen bir toprak par- çası. Bir sabah Saddam'ın koruculan bile Saddam'dan aldıklan silahlan Saddam'a çeviriyorlar. Irak muhalefeti, "Baas rejiminden kur- tulduk nihayet" sevincıyle rahat... Dünya ajanslannın teleksleri, Irak'- taki Kürtlerin, Saddam'ın eündeki kent- leri bir bir aldığını duyuruyor. Ama çok sürmüyor bu sevinç. Saddam karşı saldınya geçiyor. Köyden kentegöç Kürtlerin en büyük korkusu "bom- ba-ikımya." 1988'deki Halepçe katliamı hafızalardan silinmiş değil. Beş bin Kürt kimyasal silahlann kurbanı olmuş, sağ kalanlar Türkıye'ye kaçmış. Kürtler bir kez daha aynı korkuyu yaşıyorlar, bir kez daha Türkiye sınınna dayanıyorlar. Zafer kısa sürüyor. Ta kı başta ABD ol- mak üzere Batıh devletler devreye gırip Kürtlere Irak'tan geçen 36. Paralelın ku- zeyinde "Özgür bir toprak parçası" aça- na kadar sürüyor sırurdaki bekleyiş. Kürtler, başta ABD olmak üzere Baülı devletlenn çıkan Ortadoğu'da yenı arayışlan gündeme getirdıği dö- nemde, ayaklanınca Saddam'a 36. Para- lel'in kuzeyi yasaklanıyor... hok'a nasıl dört saatte hakim oldukknm, şimdi mesken tuttuğu siyası polis merke- zinı nasıl ele geçirdiklenni, tutukluları nasıl kurtardıklannı.. Patlayan kanali- zasyon borulanndan sızan lağım suları içinde oynayan çocuklannı yanına çağınyor fotoğraf çektirmek için. "Peki bu koşullarda daha ne kadar yaşayacaksınız? Şimdi ne yapa- caksınız?" sorusunun yanıtını kendisi de bılmiyor Yıkılan evleri yeniden yap- mak. köylere geri dönmek için çımento gerek, demir gerek, tuğla gerek...Ama ambargo! Ambargo Kürdıstan'daki her derdin müsebbibı. Yoksulluk. evsızlik. işsizhk her şey ama her şey gelip ambargoda dü- ğümleniyor... Bölgedeki dengeler elini kolunu bağlı- yor Kürtlerin. Irak, Kürdıstan'ı, kendi- sine bağlı bir federe yapı olarak kabul et- mediğinden ambargo uyguluyor. Kürtler kendilerinı Irak'm bir parçası olarak tanımladıklan için de dünyanın Irak'a uyguladığı ambargodan paylannı alıyorlar. Bir de topraklannda önemlice bir Kürt nüfus banndıran Suriye.Jran ve Türkiye"nin 36. Paralel'ın kuzeyinde- çoğu savaş sırası- nda öldürüldüğü, tanm araçlan tah- rip edıldiği için toplanamıyor... Yani "sıfır" üre- timle ayakta dur- maya çalışıyor Kürdistan. Durum böyle olunca da ka- çakçılık, karabor- sa ve dış yardı- mlar halkın nere- deyse tek geçim kaynağı haline ge- liyor. Duhok cad- delen tıklım tıklım. Gezıci "Change" büro- lan para değiştir- mek için birbiriyle yanşıyor. ABD ve ra arabaya binerken söyleniyor: Batı devletlerinin "istikrarsızlığı körük- -Yakında arabalar suyla çalışmayı leme" politikalan çerçevesinde basıp bile öğrenecek. "Sıfır" üretimle ayakta durmaya çalışıyor Kürdistan. Kaçakçüık, karaborsa ve dış yardımlar halkın neredey- se tek geçim kaynağı haline geliyor. Duhok caddeieri ndeki "Change" bürolan neredeyse bir "Merkez Banka- sı" gibi işkv göriiyor. p ç p Irak'a soktuklan sahte Dinar ve Dolar lar Saddam tarafindan Kürdistan'a yol- lanmış şimdi. Yabancı sigara satıcılan serbest re- ayaklandılar Mihmandar Sirvan üsteliyor: -İşte Kürdistan burası... Irak'ta,yaşayan Kürtler Bağdat'tan idari ve siyasi olarak bağımsızlaşrmş bu toprak parçasına bir yıldır Kürdıstan diyorlar. Kürtlen yülar süren savaştan sonra bu noktaya getiren süreç nasıl ge- lişti? Bu oluşum sosyal dengelen nasıl etkiledi? Geleceğe dönük beklentiler, umutlarne? Şimdıki yapısıyla bağımsız olan bu toprak parçası üzennde yaşayanlar ne düşünürler? Hatta ne yer ne içerler? Yıllardır savaştıklan Irak'tan, diğer komşulanndan ve "yeniden yapılanan" dünyadan ne bekierler? Bütün bu sorularla Duhok'a doğru gj- derken bir uçağm motorlan göğün mavisini yırtıyor. İster istemez irkiliyor insan. Mihmandannuz Sirvan rahat: -Telaşlanmayın. Çekiç Gûç uçaklan. Güvenliğımiz için her gün iki kez uçar- lar... Ucak sesleri bızi gerilere götürüyor: 8 Mart 1991'in sabahına... Bir bir ayaklanıyordu Kürtlerin ço- ğunlukta olduğu Irak kentleri. Önce Sü- îeymaniye düştü. Ardından Erbil, Du- hok, Şaklava... Ayaklanan Kürtlere katılıyor Türkmen ve Asuri azınlıldar. Bu yapı Saddam'ın yıktığı 4 bin 500 köyûn evsizleri tarafindan tstila edilmiş. Yoksul halk, Baas rejfaninin tutukevleri- ne stğımntş. Duhok'ta "Saddam'ın Işkencehanesi" olarak tarif edilen Siyasi Polis binasında 80 aile bannıvor bugün. Duhok, Kürdıstan'ın dört büyük ilin- den biri. Diğerleri gibı o da Saddam'ın yıktığı 4 bin 500 köyûn evsizleri tarafi- ndan istıla edilmiş. Yoksul halk, Baas re- jimınin rutukevlerine sığınmış. Duhok'- ta halk tarafindan "Saddam'ın işkence- hanesı" olarak tarif edilen Siyasi Polis binasında 80 aile banruyor bugün. Sor- gu odalan, tabutluklar. nezarethaneler tıklım tıklım dolu. Dört çocuğuyla bura- da yaşayan Ramazan Geverki 1987'de peşmergeye katılmış. Üniversite öğren- asiymiş o sıra. Gururla anlaüyor Du- ki oluşuma sıcak bakmaması ışleri iyice zorlaştınyor. Işlemeyen petrol kuyuları Erbil'deki sigara. tekstil, halı. Sü- leymaniye'deki çimento ve şeker fabri- kalan ile sağda solda ufak tefek konser- ve_ fabrikalan yedek parça eksikliği ne- deniyle bugün neredeyse tamamıyle üre- tım dışı. Değjrmenler çahşmıyor. Bu yıl oldukça bol olan ürün. hayvanlann kabetin suyunu çıkarmış. Bugün 7.5 Dı- nar olan sigara ertesi gün 20 Dinar. Ana caddeler üzerine kurulmuş "bi- don petrol ofisleri" sigaraalan kıskandı- racak sıklıkta. Musuî'dan kaçak olarak getirilen benzinin fiyatı da gün gün deği- şiyor. Kimi gün 2 Dinar'a alıyorsunuz litresini benziıjn kimi gün 25 Dinar'a. Benzın almadan önce tadına bakmak önemli. Satın alacağı benzinin kaçta kaçının su olduğunu anlamak için ışaret parmağını bidona daldınp yalayan sürü- cümüz satıcıyla bir süre tartıştıİctan son- ğ Yeterlı araç gereç ohnadığı için iş- lemeyen yedi petrol kuyusu var Kürdis- tan'da. Araç gereç üretmek için kurul- ması planlanan atölyenin önünde de ambargo engeli var. Dış yardımlar önemli bir katkı ama Kürtler "Balık vereceğinize, balık tutmamızı sağlayacak araçgerecı venn" görüşündeler. Bu mantıkla BM'ye "Bize tükeüm maddesi yardımı yapmayın, bize ûretim yapabileceğimiz aUınlarda yardım edin" önerisini götürmüşler. llk talep de "Dışandan satın ahp buğday yardımı yapmak yerine, buğdayımızı satın ahn ve bizim topraklanmızda un haline getırin. Böylelikle piyasada para dolaşsın" olmuş. Şimdi yanıt bekliyor- lar. Kürdistanda olmayan çok şey var hatta hiçbir şey yok demek mümkün ama bir şey var kı Kürtler kolay kolay ondan vaz gecmeyı düşünmüyorlar: Öz- gürlük 'Artık özgürüz' Nereye gıderseraz gıdin kimle konu- şursanız konuşun. ne dert anlatırlarsa anlatsınlar. Son cümleler mutlaka "Artık özgürüz"le bitiyor. Bu özgürlü- ğün kendilerine *ABD ve Batılı devletler tarafindan bahşedildiği" görüşüne de sonuna kadar karşılar. KYB Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Sadi Ahmet Pira kendisine bu sonucu çağnştıran bir soruyu sert bir dille yanıtlıyor: -Kımse bize bağışlamadı bugünü. Şe- hıtlerin kanlanyla elde ettık özgürlüğü. Yalnızca partimizin Merkez Komitesi 16 şehit verdi. Ve bugünden geriye de gitınemiz söz konusu olamaz artık. Övünç kaynağı ise yerleştırmeye çahş- tıklan demokrasi. Her türlü düşünceye örgütlenme hakkı tanıdıklannı belirti- yorlar. Saddam rejiminin gazeteleri de dahil her türlü basın ve yayının serbestçe saulmasıaı da bunun kanıü olarak gös- teriyorlar. 10 bin tirajlı. günlük "Kürdis- tan-ı Newe" gazetesinin Genel Yayın Müdürü Azad Cındiyeni, yeni çıkan basın yasasıyla bu alanda sonsuz özgür- lük sağlandığını söyledikten sonra ekli- yor: "Ortadoğu'nun hiçbir yerinde de- mokrası yok boylesine" YARSNi PolitOuuuîî kalbi ErbU'de atıyor Ayclııılığuuıı meşalesi lıepyanacak O N B I N L E R ICİNYAZDI Yaşam bizler için her şeye karşın sürüyor, ancak sen artık aramızda yoksun. Düşünüyonım da bu ülkenin günümüzde senin gjbi inançlı, yiğit ve önder kişilere her 2amankinden daha çok ihtiyacı var. Sen yapanlann yaptığı gibi, engin hukuk bilgini ve eğılmez kalemini dıni imanı para olanların, dini sapürarak çıkarlan için kullanılan geria güçlerin ve oy kaygısı ile laiklık ve demokrasi ilkelennden tavizler veren politikacılann yaranna kullanmış olsaydın ne çocuklannın okul taksidini, ne deçok yönlü yaşam kaygısını duyumsardm. Bjrelin yağda. bir elin balda ve İsviçre Alpleri'nde dınlenme olanaklan varken sen doğruluğuna ınandığın yolu seçerek ülke insarumızın geleceğini aydınJatabilmek için kendinı feda ettin. Gözün arkada kalmasın, rahat uyu Uğur abi, sen sönerken bu mazlum ülkede ınanç ve mücadele meşalelerini tutuşturmuş oldun. Senin demokrasi, laiklik ve insanhk onuru için bıkmadan usanmadan ve hayatın pahasına dalgalandırdığın bayrağı biz Cumhuriyet çocukJan olarak Atatürk ilkeleri, özgürlük, bağımsızLk ve laiklik adına yere düşürmeyeceğiz ve seni asla unutmayacağız. Ruhun şad olsun. Haydar Şendur Cankutan Seni çocuklanma anlatacağım en güzel insan diye Bu seni ne kadar mutlu eder bılmiyorum. Ama seni çok özlüyorum. Enis Seni sevenler her şeyi yazdılar. Söyleyecek söz kalmadı bize. Bize kalan senin yürüdüğün yolda yeni Uğurlar yetiştirmektif. Sonsuza dek birlikteyiz. Yılmaz-Meliha Sevencan Seni unutmak çok zor, ilkelerin doğrultusunda verdiğın savaşımı sürdüreceğiz. YusufKoca Uğur Mumcu cinayetiyle bir darbe bizler yediysek bir darbe de teröryedi. Rahat uyu Uğur Mumcu. Ebnı Doğan SÜRECEK Demokrasi savaşçısı Ne dağdaki çiçeği eıdin » Ne uçan kuşun yuvasmı bozdun Ne zeytin dalını kırdın Yine de düşündüklerinden dolayı suçlandın Düşündün, düşündüğünü söylemekten çekinmedin Harflerle oynarmaktan yorulmadın Yargılanduı, yine de demokrasiyi savundun Dürüsllükten şaşmadın Adma yazılar yazdın Yolıma canını koydun Her yerde savundun onu Başına gelecekleri hesap etmeden Bazenyazüarın Uğursuzlar'a, kalleşlere dokundu Kaleminin gücünü anladılar o zaman Tehdit üzerine tehdit aldın Yine de yılmadm Boynım bükülmedi Bükemediler Uğur'um Beyinleri sarmış örümcek Ağzı kan kokan böcek Uğur 'u vurdunuz ama bilemediniz Davantız ilelebet sürecek Sen rahat uyu Gözlerimiz daldı derinlere doğru Sana yapılan bu kahpece olaydan sonra Yüreğimiz aayla, nefretle doldu. Mustafa Peker ÇALIŞANLARIN SORULARI , SORUNLARIYILMAZ ŞIPAL Eş ve çocuklara sağlık yardımı TC Emeiüi Samuğı'na bağlı bir kununda (Tanm Ba- kanlığı) 21 yıl çabşarak birinci dereceden etnekli olan bayan iştirakçıymı. Eşkn, Bağ-Kur veya Sosyal Sigortalar Kurumu'nun sağlık yardnnından yar^rlanamadığı için çocuklanma sağlık karne- si çıkartmıştıın. Emekli Sandığı'ndan aldığım bir yazıda Bağ-Kur Yasası'- na göre çocuklarımın sağlık karneleri iptal edibnektedir. Eşim. 1991 başından bu vana Sosval Sigortalar Kurumu'- na, isteğe bağlı sigortalı olarak prim >atırmaktadır. Eşim >e çocuklanm Emekli Sandığı > a da bir başka kuru- mun sağlık yardrnılanndan yararlanabOir mi? N.B. YANIT: Sosyal Sıgortalar Yasası'nın 85. maddesınde koşullan be- lirlenen isteğe bağlı sigortaya pnm ödeyenler, yalnızca "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan" uygulamasından yararlanabıbrler. İsteğe bağlı olarak prim ödeyenler. iş kazalan ve meslek hastalı- klan, hastahk ve analık sigorta kollannda öngörülen yardımlardan yararlanmazlar. Bu nedenle çocuklannızın Sosyal Sigortalar Kuru- mu'nun sağlık yardımlanndan yararlanması söz konusu değildır. TC Emekh Sandığı'ndan emekli ayhğı alanlann eş ve çocuklannın hangi koşullarda sağlık yardımlanndan yararlandınlacağı, 18.7.1973 gün- lü Resmi Gazete'de yayımlanan "Emekli, Adi Malullük veya Vazife Malullüğü Aylığı BağianmışOlanlaria Bunlann, Kanunen Bakmak- la Yükümlü Bulunduklan Aile Fertleri, Dul ve Yetim Ayhğı Alan- lann Muayene ve Tedavileri Hakkında Tüzük"te açıklanmıştır. Bu açıklama, tüzüğün "muayene ve tedavi yardımından yararlanacak olanlar" başlıklı 2. maddesınde yapılmışür. "Muayene ve tedavi hakkından, özel kanunlara göre tedaviteri yaptınlanlar hariç olmak üzere: A- Emekli, adi malullük veya vazife malullüğü. dul ve yetim aylığı alanlar, B- Emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı alanlann, a) Kan veya malul ve muhtaç yahut 65 yaşını doldurmuş ve muh- taç olmalan şartıyle kocalan, b) 18, orta öğrenim yapmakta ise 20, yüksek öğrenim yapmakta ise 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan erkek ve kız çocuklan, c) Evli olmayan ve yardım edilmediği takdirde, muhtaç durunıa düşecek olan kız çocuklan ile yaşlan ne olursa olsun malul ve muhtaç erkek çocuklan, d) Kanunen bakmakla yükümlü bulundukkn ve yardım etmedik- leri takdirde muhtaç duruma düşecek olan ana ve babalan, Muhtaçlık, 5434 sayıh kanunun 108. maddesine göre saptanır." Muhtaçlık deyimi, 5434 sayılı TC Emekli Yasası'nın 108. madde- sinde şöyle tanımlanmışür "Kendisini ve Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre bakmaya mecbur olduğu aile fertlerinı geçindirmeye yetecek gelin, malı (para ve o mahıyettekı kıymetler dahil) veya kazana bulunmayanlara bu kanun hükümlennin uyr^ılanmasında 'muhtaç' denir." Eşinizin TC Emekli SandığYnın sağlık yardımlanndan yararlana- bilmesi ıçın tüzük uyannca "malul ve muhtaç" durumda olması koşu- lu aranmaktadır. Çocuklannızın ise öğrenim durumu ile yaşlan uygunsa. sağbk yardımlanndan yararlanmalan gerekir. POIJTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Şanlı 1 n/layıstar... Eskıden 1 Mayıs'a öcü gibi bakılırdı Şimdi nasıl bakılı- yor? Şimdi de öcü gibi bakılıyor. Ama gizli bir öcü!.. Şu- rasını burasını alltyorlar, pulluyorlar öcülükten çıkar- mak istiyorlar. Olmuyor, niyetleri smtıyor. iktidarda yarım sağ, yarım sol iki parti var. Sol parti 1 Mayıs'ı işçi bayramı olarak simgelemek istiyor, sağdaki "Yo olmaz!.." diyor. "Neden?" "Zaten bayram değil mi, bahar bayramı demiyor mu- yuz?" "Diyoruz da, işçi bayramı desek, ha!." "Mızıkçılık etme, koalisyonun durumu..." 1 Mayıs işçi bayramı oldu mu, koalisyon sıkıntya dü- şüyor.Demokrasibirazyara alıyor.özgürlükler biraz ze- deleniyor. Yani senin anlayacağın, sağcı sağını bilsin, solcu solunu... Gül gibi geçinirken 1 Mayıs çıkarmaya- lım. Şimdilik koalisyonun durumu fena değil, partileri Ma- yıs'ı ertelemişler. Partilerin dışında, yokmuş gibi bir bayram kutlanacak... Kitledernekleri, örgütleri, öğrenci- ler, gerçek demokratlar 1 Mayıs'ı kendilerine göre kutla- maya yönelecekler Her zaman iktidaryanlısı olan fede- rasyon da devre dışı bırakılmak isteniyor. O da mızıkçılık etmeyecek, sade suya tirit gidecek.. Askeri yönetimlerin kendini gösterdiği dönemlerde öyle yapmadı mı, gene öyle yapacak!... Tavşana kaç, tazıya tut!.. Çok görkemli 1 Mayıslar da görmüşüz, tencere kapağı kapanmış gibi için için fokurdayan 1 Mayıslar da görmü- şüz. Eskiler anlatırlar, 1 Mayıs ucunu uzaktan gösterdi mi, poliste bir telaş, bir kargaşa, solculann listesi çıkanlır, adresleri saptanır, uzaktan koltanır. Her türlü hazırlık yapılır 1 Mayıs'a bir iki gün kala da gözaltılar başlar. Solcular derlenir, toparlanır, birinci şubeye doldurulur. Birinci Şube, siyasi şube demektir. Içine sade solcular girer. Ama şimdi öyle mi, birinci şube kaça bölündü? İçinde komünistlerden başka kimler yok! Sağcısı, dinci- si, şeriatçısı, tarikatçısı, Hizbullahçısı... Gene böyle 1 Mayıs'ta solcuları toparlamışlar, belli bir yere tıkmışlar. Solculardan birisi, "Madem hepimizi derlediler, toparladılar, bir araya tıktılar, biz de bundan yararlanalım..." demiş. Böyle hoş bir rastlantıdan yarar- lanmak istemişler. Solcuları bir araya polisten başka kim getirebilir? ilkin tutmuşlar bir yoklama yapmışlar, geleni gıdeni saptamışlar. Bakmışlar çoğunluk var. öy- leyse kongre yapaiım, demişler. Solcu partinin tarihi içinde bilmem kaçıncı kongre böyle olmuş... Tarihe de böyle geçtiği söylenir. Belki de çoğunluğun çok olduğu kongre buymuş... Solculuk tarihimizde bir de tuvalettere orak-çekiç çiz- me modası vardır. 1 Mayıs yaklaştı mı tuvaletlere orak- çekiç çizilmeye başlanır. Kim çizer bunları? önce şunu söyleyelim ki solcular orak-çekiç çizmezler. Ya kim çi- zer? Siyasi polisin ortalığı karıştırmak, durgunluğu kış- kırtmak için bunları içizdiği hep söylenir. Solcuların işi gücü yok da tuvalet duvarına orak-çekiç mi cizecek? Orak-çekiç Sovyet Komünist Partisi'nin sim- gvsidir. Oradan öteki partilere sıçramış. Eskiden sosya- list ülkelere yolumuz düştüğünde hemen her yanda bu orak-çekiç karşımıza çıkardı. Şimdilik ortalıkta pek gö- rünmüyor. Görüneni varsa da onu siliyorlar. Taksim Meydanı görkemli çok 1 Mayıslar görmüştür. Bunun yanında kanlı olayları da var. Taksim alanını ka- na bulayan yöneticiler gördük. 1 Mayıslardan sonra mil- letvekih olmaları, bakan diye kabineye girmeleri, esir- genen yerlerde saklanmalan bunun kanıtıdır. Hele bunlardan birini tanırım ki, her iktidar değişiminde yeni gelenin yanıbaşındadır. içinden korksa bile, dışından kostak kostak dolaşması gücünün göstergesi değil mi- dir? Elleşmeyin 1 Mayıs'a, üstüne gidildikçe şahlanıyor. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 1/ Memduh Şevket Esen- dal'ın bir öykü kitabı. 2/ Yapılmasında sakınca ol- mayan... Mevki, makam. 3/ Ferit Edgü'nün bir öy- kü kitabı... Kesintilerden sonra kalan miktar... De- mirin simgesi. 4/ Borsa dışında alışveriş yeri... 6 Uğur, talih. 5/ Söz... Çi- ? çeği, böreği ve terazisi vardır. 6/ Bir çocuğu ko- 8 ruyan, işlerine bakan ve g her türlü davranışından sorumlu olan kimse... "Bir söz de- di — ki keramet var içinde/ Dün geceye dair bir işaret var içinde" (Nedim). 7/ İnsan sesleri için yazıl- mış oda müziği türü. 8/ lyi, hoş, güzel... Peygamberleri Hud'u din- lemedikleri için Tann tarafindan yok edilen kavim. 9/ Yayh bir pensle tutturulmuş küpe ya da iğ- ne... Yunan rakısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Turgut Özakman'ın bir tiyatro yapıtı... Uzun ve yorucu çaüşma. 2/ Kabuğu kırmızı ya da ergu- vanı renkte olan ve sepicilikte kullanılan bir söğüt türü. 3/ Adja- n sıfat yapmakta kullanılan bir yapım eki... Eskiden şairi biHn- meyen şiirlerin alüna yazılan sözcük. 4/ Bir tür domino oyu- nu... Günümüzde moda olan bir müzik türü. 5/ Notada durak işareti... Tür, çeşjt. 6/ Eli ya da ayağı sakat olan kimse... Birçok kuşağı kapsayan ve bir romanda, filmde ya da televizyon dızi- sinde anlatılan bir tür aile destanı. 7/ Şarkı, türkü... Hayvanın sırtma. eyerin altına konulan beUeme. 8/ Kimliği belirleneme- yen uzay cisimlerine verilen ad... Alev. 9/ Dağlaİesi de denilen ve çan biçimi çiçekleri olan otsu bitki... Bir nota. İLAN T.C MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI HALKALI GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Sayı: R07.0.GÜM.I.10.16- Konu: 69366/178 Metal İş Küçuk San. Sitesi 3 Cad. No: 77 Kısıkköy-İZMİR adre- sinde faahyet gösteren ve mudürlüğumüze 77644 sayüı 24.10.1990 günlü gümrük giriş beyannamesinden 7.884.000 TL. kamu alacağı ile ayn- ca hesaplanacak gecikme zammı ve para cezasından borçlu bulunan Akdeniz Gıda Mad. Tic. San. Ltd. Şti. fırmasından mezkür kamu aia- cağının tahsili için çıkanılan tebligatlaı fiırnanın adreste bulunama- ması nedeniyle iade edilmiştir. Ticaret Odası nezdinde yapılan idari takibatlar neticesinde anılan şirket ve şeriklerinin tebligata esas başkaca adresleri de tespil edile- memiştir. " 7201 sayüı Tebligat Kanunu'mın 2'nci maddesi uyannca zabıta ma- rifetiyle tebligi de mumkun olmadığmdan aynı kanunun 28 ve 31'inci maddeleri gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliği- ne karar verilmiştir. Yukanda belirtilen nedenlerle anılan adreste faaliyet gösteren şir- ketin belirtilen borcunun 7 gün içinde Gümrüğümüz Saymanhk Mü- dürlüğu'nun veznesine >-atınldıgına dair makbuzun Halkalı Giriş Gum- ruk Mudürlugü'ne ıbraz edilmemesi halinde 6183 sayılı A.A.T.H. Ka- nun'un 55, 60 ve 114. maddeleri gereğince işlem yapılacağının bilin- mesi ilanen tebliğ olunur. Basın: 28184
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle