20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NİSAN1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI YaşarVakfı'mn • İZMIR(LBA)-Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı, 'Türkiye'de hayvancılığın güncel sorunlan veçözüm önerileri" konusunda ulusal çapta bir yanşma açtı. Yanşmada birincilik ödülü 25 milyon, ikincilik ödülü 15 ve üçüncülük ödülü de 10 milyon lira olarak belirlendi. İrtşaatJardaAT stanüardı • ADANA(AA)- Türkıye'nin mermer tespit kancalan veçelik dübelleriyle asma tavan sistemı üretimini gerçekleştiren A-Metal Sanayi ve Ticaret AŞ. 5 milyon doarlık ıhracatının birbölümünü gerçekleştirdiği Avrupa pazanndaki payını arttırmak amaayla otomasyon yatınmlanna yöneldi. Fas,baklagil almak istiyor • M ERStN (AA) - Kuraklık ncdeniyle yiyecek sıkınüsı çeken Fas'ın Türkiye'den 20 bin ton baklagil almak ıstediğı açıklandı. Akdeniz İhıacatçı Birlikleri Genel Sekreterliğı'nden yapılan açıklamada Fas'ın 15 Mayıs 1993 tarihinc kadar Türkiyc"den acilen 5 bin ton mercimek, 5 bin ton nohut ve 10 bin lon bakla almak istediği kaydcdîldi. Soğan,fiyaüyla mağnır • İZMİR(AA)- Yeni ürün kuru soğanın piyasaya çıkması yalaşırken eski ürünün fiyatının yükselme eğilimine gırdiği belirtildı. İzmir Sebze ve Meyve Hali Romts> onculanJD^n Güven Toygar, Amasya Suluovada yetışürilen kuru soğana, üretim yerinde 2 bin lira fıyat istendiğini bildirerek Suluova soğanı halde 2 bin 200 liradan işlem görüyor. Ay sonuna doğru soğan fıyatı 3 bin lırayı bulacak* dedi. MIGA'dan yatnm garantisi • tSTANBUL(AA)- Dünya Bankası kuruluşlanndan çpk taraflı Yatınm Garanti Örgütü (MIGA) Başkan Yardımcısı LuisDodero,Türk cumhurıyetlerindeki yatınmlan proje bazında garantı edeceklerini söyledi. Dodero. Yabancı Sermaye Koordinasyon Derneği (YASED)tarafından düzenlenen toplantıda yapüğı konuşmada, Eximbank'ın üstlendiği risklerin MIGA tarafından reasüre (sigortanın sigorta edilmesi) konusunun mûzakere edildiğini anlattı. Türk-MısiPİş Konseyi • KAHtRE(AA)-Türkiye Mısır İş Konseyi'nin kuruluşuna ilişkin anlaşma. iki ülke heyetleri arasında yapılan göriişmeler sonunda imzalandı. Anlaşmaya Türkiye adına işadamı Germîyan Saatçioğlu, Mısır adına da Mısır lşadamlan Derneği Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Sabbur imza koydu. Habaş'ınihracat atağı • İZMİR (AA)-tzmir'in Aliağa ilçesinde kurulu HabaşDemir Çelik Fabrikası'nda 1993 yıhnda 700 bin ton demir çelik üretimi hedeflendiği Müdürü . Esat Özalp, 200 milyar liraya mal olan inşaat demiri ve çelik haddehanesinin bir süre önce devreye girdiğini belirterek 'Yılda JOObin ton üretim kapasiteli haddehanemiz, üreüm ve ihracatımızı artüracak' dedi. ÇAĞEMN TAMĞIÜÇ YAZAR Hikmet Çetinkaya 2. bası 20.000 lira (KDV içinde) Çagdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağahğlu-htanbul ödemdi gönderilaez. DPT Müsteşan Kesici, ABD Başkanı'nın programını Başbakan için 'değerlendirdi' DemirePe 'Clinton kc• 500. Gün'ün sonunda, ekonomik konulardaki uygulamalanndan ötürü sert eleştirilere uğrayan Başbakan Demirel, son günlerde 'ıkinci 500 Gün'e ABD Başkanı Bill Clinton'ın dünyada yankılar uyandıran ekonomik programı üzerinde yoğun çabşmalar yaparak hazırlanıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - BaşbakanSüIeyman De- mirel son günlerde, ÂBD Baş- kanı Bill Clinton'ın orta vadeli ekonomik programını incele- mekle ilgileniyor. Devlet Plan- lama Teşkilau Müsteşan İlhan Kesici, Demirel"in talimatı uyannca, Clinton'ın programı üzerinde çalışarak bir değerlen- dirme raporu hazırladı. 30 milyarlık yatınm Clinton ProgramTnın, ABD"de yeni iş alanlan yarat- mak amacıyla 'hızlı' bir paket uygulamasıyla 30 milyar do- larlık bir yatınm gerçekleşmesi- ni temel aldığı belirtilen rapor- da özetle değerlendinne yapılı- yor: "Küçük işletmeler son 15 yılda yeni istihdamın önemli bir bölümünü sağladıja için bu ke- sime tarihin en büyük yatınm indirimınin uygulanması düşü- nülüyor. 21. Yüzyıl'da patlama yapması beklenen, ancak şu anda sorunlan bulunan kritik sanayilere özel önem verilmesi planlanıyor. Programda sağlık sistemi ele alınıp gözden geçirilmeden di- ğer alanlarda başanlı olmanın mümkün olmayacağı da vurgu- lanıyor. ABD'de sağlık harca- malan toplam harcamalann yüzde 14'üne ulaşmış bulun- maktadır. Bu miktann diğer ül- kslere bakıldığında yüzde 30 yüksek olmasına karşılık, ABD sisteminde henüz bütün vatan- daşlan kapsayan temel sağlık paketi oluşturulamamıştır. Du- rum bugünkü gibi devam eder- Hazırladı... Değeriendirdi... Kesieuuıı 'değerlendinne'notu Gecen günlerde Başbakan'a sunduğu raporda İlhan Kesici, Clinton programının temel esaslarını şöyle özetledi: "1- Gerek kamu gerek özel harcanuüarda tüketimden yatınma kayışı sağlamak. 2- Kamu karar abna sürecinin her safhasmda, çahşınayı ve aikyi • Devlet Planlama Teşkilau Müsteşan İlhan KesicTnin rapor halinde sunduğu '"Clinton ProgramTnın değerlendirilmesf'nde, özellikle ABD ekonomisinin durgunluktan kurtulması konusunda Clinton'ın neler planladığı ve nasıl uygulayacağı üzerinde duruluyor. 8'inin durumunu etkilemeyece- ği de öngörülmüş durumda." Kesici'nin raporunda. Clin- ton programının genel değer- lendirmesi şöyle yapıhyor: "Clinton'ın yaklaşımlan üç ana unsura dayanmaktaûır. 1- Son yıllarda en yüksek ver- gi ödeyen yüzde l'lik grubun beyan etükleri gelirdeki aıtışın, bu grubun marjinal vergi oranının düşük tutulduğunu göstermesi, 2- Devleün altyapı yaunm- lannın özel imalat sanayiı için yararh olduğu, 3- Yüksek vergi oranının ekonomik büyumenin aleyhine olmaması, başka bir deyişle vergi yükümlülennın çalışma arzusunun vergi artışından ters yönde etkilenmemesi. İneeliyor... mükafatlandırmak, 3- Kamu acıklannın ktsıhnası, 4- îlk olarak kamuda israfın azaltıunaa; ikinci olarak kamuharcamalarmın kısılması hususlanndan başlayarak Amerikan kamuoyunun desteğjni sağlamak." se 2 bin yıhnda kamu açığında- ki artışın yansını sağlık harca- malan yaratmış olacaktır. Do- layısıyla sağlık alanında acil ön- lemler aiınması gerekiyor. Clin- ton yönetiminin bu konudaki raporu, ilkbahar sonlannda Kongre'yc sunulacak. Global ekonomide rekabetçi olabilmek için lise mezunla- nnm ilave eğiüme tutulması ön- görülüyor, yükseköğrenim için gerekli parasal destcklerin sağ- ianacağı ulusal bir hizmet prog- ramı öneriliyor. Vergi iadesi sisteminin kap- samı genişletiliyor, haftada 40 saattcn fazla çalışan ABD çalı- şanlannın durumunun iyıleştı- rilmesi hedefleniyor." Kamuda kısıtlamalar Rapora göre ABD'de bütçc açığının düşürülmesine yönelik Clinton planlamalan ise şunlar: "Tepeden başlayarak kamu kesiminde kısıtlamalara gıdil- mesi. Beyaz Saray personelin- de. bakanlıklann bütçelerinde ve federal bürokraside çalışan- lann sayısında indirim yapı- lması planlanıyor. Federal hü- kümette maaşlar bir yıllığına donduruluyor, aynca 150 ka- lemde bütçe kısıntısı öngörülü- yor. Bütçe açığını düşürmenin ya- rarlan tamşıhrken, borç servisi baskısından kurtulmakla. özel kesim ve vatandaşın kaynakla- ra başvurma imkanının arta- cagı savunuluyor. Varlıklılann daha fazla ver- gılendinlmesi amaay la Gelır Vergisi oranlan yükseltiliyor. Yeni vergi uygulamasmın. Amerikan ailelerinin vüzde 98. Faizler nasıl düşer? Bütçe açığının ve borçlanma ihtiyaonın küçültülmesi, faiz oranlannı düşürecek ve özel yaünmlan uyaracaktır. Zira kamu açığmın vergi arttınmı ile düşürülmesi amaçlannıaktadır. Clinton Programı'ndaki yak- laşımda, Reagan döneminde pasıf bir işlev üstlcncn devlctin aktif hale getirilmesi, bir an- lamda Reaganomics'ten dönüş amaçlanmaktadır. Bir yandan altyapı. eğitimc ve öğrenime ağjrlık vcnlmesi öngörülmekte. öte yandan ye- nilikçi ve teknolojik yatınmlara devletçe destek verilcceği ıfade edılmektedır Bunun ağırlıklı bir sanayi politikası olupolma- yacağı açıklığa kavuş- mamıştır." TÜRKİYE-AT GÖRÜŞMELERİ 6 Sıfir ffe' ilk acbııı atıldı• Gümrük birliği cabşmalannı yürütmek üzere. "yönİenairme komitesi" kurularak komitenin "görev talimatına" ilişkin belge, Türkiye ile AT arasında imzalandı. HALUK GERAY ANKARA - AT ile gümrük birliğine gidilmesi çalışmalan hızlandmldı Dışişteri Bakanlığı Avrupa Topluluklan Genel Mü- dürü Buyükelçı Taner Baytok, Cumhuriyet'e yaptığı açıklama- da, 1%3 ve 1973 yılında AT ile Tûrkiye arasında imzalanan an- laşmalarda yer alan konulann uygulanmasını sağlamak ve böy- lece ATye tam üyeliğimiz doğ- rultusunda önemli bir adım olan yönlendirme komıtesinin kurul- duğunu açtklad ı.Baytok, komitenin "görev ta- limatı"'nın 19 martia kendisi ile AT yetkilisi Egerhardt Rhein ta- rafından imzalandığını söyledi. Komite, AT ve Türkiye'deki ba- kanlıklann üst düzey yetkililerin- den oluşması kararlaştınldı. IKV Başkanı Sedat Aloğlu, gümrük birliği için kalan süreye dikkat çekti 1000 gün, 500 günden önemliEkonomi Servisi - BruKSeTde I ~~^~ I diğı sıkıntılann bilincinde oldu- ncyrupa Topluluğu'nun "eko- mik patronu" olarak tanınan Ekonomik İlişkilerden Sorum- lu Başkan Yardıması Sir Leon Brittan ile görüşen tktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Sedat Aloğlu, gümrük birliği için 1000 gün uyansında buhındu. AT tarafının da gümrük bırliğinin yûrürlük tarihini 1 ocak 1996 olarak öngördüğünü belirten Aloğlu, 'partilerin Türkiye'nin önündeki bu önemli dönemi hükümetm 500 günü gibi eko- nomik tercih meselesi yapma- malannı' istedi. 4 Risk yükselebilir' 31 mart-2 nisan tarihleri arasında Brüksel'de ATnin ekonomiden sorumlu üst düzey yöneticileri ile görüştükten son- ra dün İstanbulda bir basın toplantısı düzenleyen İKV Baş- kanı Sedat Aloğlu, •'Gümrük birliğıne geçiş için önümüzdeki 1000 günlük bu zamanın iyi kullanılamaması halinde Tür- kiye için olumsuz sonuçlann ortaya çıkması riski yüksek ola- caktır" dedi. Gümrük birliğine geçiş sürecinde toplumun tüm kesimlerine önemli görevler düştüğünü, Türkıyc'nin bütün- • ATilelocakl996'da yürürlüğe girmesi öngörülen gümrük birliği konusunda Türİaye'nin önünde " 100CIsıcak gün" kaldığıru vurgulayan İKV BuşkanıScdat Aloğlu, partilerin bu önemli dönemi 500 gün gibi 'ekonomik tercih meselesi' yapmamalannı istedi. lük içinde 1 Ocak 1996- ya haa- rlanması gerektiğini savunan Aloğlu. hükümetın en üst dü- zcyde konuyu izlemesi yolun- daki isteklennı tekrarladı. Aloğlu. "Özel sektör olarak biz fahri bakanımızı seçtik. Şimdi dileğimiz Sayın İnönü'nün as- len bu işin başına bir an önce geçmesidir" dedi. küreseUeşme-kutuplaşma Dünyanın. küreselleşme ile birlikte kutuplara da aynldığını. oluşan kutuplar arasında Türkiye için en uygun bölümün Avrupa Topluluğu olduğuna işaret eden Sedat Aloğlu, tüm zor koşullara rağ- mcn gümrük bırliğinin kaçını- lmaz ve vazgeçilmez bir uygula- ma olduğunu söyledi. Sedaı Aloğlu. bu yüzden "'Gümrük birliğine geçilmeli mi" ya da "O tarihtc geçilmeli mi" gibi tartı- şmalann gereksiz olduğunu, bunun yerine kalan süreyi en iyi değerlendirmenin çarelerinin aranması gerektiğini ifadeetıi. Özel sektörün temsilcisi ola- rak İKV'nin, AT içinde güm- rük birliğine geçen ülkelerin sü- reçlerini inceleyen bir rapor hazırladığını vc hükümete su- nacağını anlatan Aloğlu, AT tarafının da Türkiye'nin aldığı gümrük birliği karanyla üstlen- diği sıkıntılann bilincinde oldu- ğunu vurguladı. Sir Leon Brit- lan'ın Türk özel sektörünün gümrük birüğıne gecişteki is- tekli ve kararh tavn karşısında memauniyeünı dile getırdığini anlatan Aloğlu, AT yöneuole- rine Türkiye'nin dığer üye ülke- ler içinde görülmedik biçimde gümrük birliği karan aldığının hatırlauldığını da belirtti. Birliğin amaçlan Gümrük birliğinin AT ülke- leriylc gümrükleri sıfırlamak ve üçüncü ülkelere yönebk ticaret politikalannda uyum sağlamak amacı taşıdığına da işaret eden İKV Başkanı Aloğlu, baa sek- törlerin bu durum karşısında kabuk değişlirmek zorunda ka- labileceğıni anlatü. Aloğlu, gümrük birliğinin ancak taraf- lar arasında anlaşmanın imza- lanmasıyla yürürlüğe gjreceği- ni, ancak bu sürecin yönlendir- me konıitesinin çahşmalanyla yönlendirileceğini belirtti. İKV Başkanı. Brüksel'deki görüş- melerde AT tarafından geçmiş yıllarda olduğu gibi Türkiye'ye yönelik eleştiriler almadıklan- na da dikkat çekerek Avrupa'- da \e dünyada rüzgarlann Tür- kiye lehine estiğini söyledi. Baytok, Türkiye'nin, 1995 yılı sonunda gümrük birliği sürccin- de, gümrük sıfırlamalannı ta- mamlayacağının ATye bildiril- diğıni söyleyerek önümüzdeki üç yıllık süre içinde ATden mali kaynak ve teknik destek talebin- de bulunulacağıru sözleriue okk- di. Gümrüklerin sıfırlanmasının, Türk Hazinesi'ne 4 milyar do- larlık fon uygulamasından yok- sun kalacağı. bu eksiklığin AT ta- rafından karşılanmasının istendi- ğj belirtiliyor. Gümrük birliğine gidılmesi- nin, Türkiye'nin dişsatımının yüzde 65'ni oluşturan tekstil ürünlennin kotalannın kalkması anlamına gclcccğini vurgulayan Baytok, Türkıye'nin dışsalı- mında damping iddialan nede- niyle oluşan sıkıntılann da orta- dan kalkacağım söyledi. Baytok, otomotiv, ilaç ve beyaz eşya üre- ticilerinin ise kendılcnnı rekabete alıştırmak için hazırlıklar yap- ması gerektiğini kaydetti. Taümatm ana hatlan İmzalanan görev talimatında. şu unsurlar yer alıyor: • Şimdıye dek gümrük birliği için yer alan ilerlemenin saptan- ması. • İki taraf arasında mallann serbest dolaşımınm, bütünüyle eşitlik ve serbestlik ilkeleri çerçe- vesinde yapılmasını sağlayacak uygulamalan tanımlamak. •Serbest ve eşit mal dolaşı- mına izin vermeyen engellerin kaldınlmasını sağlamak. •ATnin ortak ticari politi- kalannın belirlenmesi sürecinde- ki karar alma mekanizmalanna Türkiye'nin nasıl katılabileceğini araştırmak. •Ortaklık Anlaşması'nda yer alan, hizmetlerin serbest dolaşımı konusundaki gelişmeleri izlemek ve kişilerin serbest dolaşımını oluşturma yönünde çalışmak. Seçilemezlerse, eskiişlermededönemiyorlar Sendikaa ol, işsiz kalEkonomi Senisi- Sendika yö- neticileri, yasalar ve toplu iş söz- leşmesi hükümlerine karşın, sen- dikaahktan önceki işlerine döne- miyor. Banksis Genel Sekreteri EıKz Dilsiz, İstanbul Şube.Baş- kanı Hasan Kanşgiroğlu ve İzmir Şube Başkanı Mustafa Kabalak üç ay önce yapılan genel kurulda yeniden göreve seçilemeyince. eski işlerine dönmek istemelerine karşın, işyerlerine alınmadıklan gibi. sendikalanndan 'sendikal tazminatlannı' da alamayarak, ortada kaldıiar. Kapılar kapandı Akbank Sultanhamam Şu- besi'ndeki eski görevine dönmek için yasanın bu maddesine daya- narak dilekçe veren Ediz Dilsiz'in başvurusu da Yargıtay'ın olum- suz yorumu dikkate alınarak geri çevrildi. Akbank işvereni Yargı- tay'ın 1981de aldığı bir kararda "Yasa maddesinin, boş olması halinde işçiye eski işinin veya uy- gun bir diğer işin verileceğini, eğer bu kadrolar tamamiyle do- luysa işçinın ışe aiınması zorunlu- luğu bulunmadığı" yorumuna dayanarak. Dilsiz'in yaptığı baş- vuruyu reddettı. Dilsiz. yasa maddesinin dışında. yürürlülük- teki toplu iş sözleşmelerinde. sen- dikaalann eski işlerine dönmele- ri için kesin bir hüküm bulundu- ğu ve bu maddenin de uygulan- madığını savundu. Ediz Dilsiz'in, sendikalann ya- sada yer almamakla birlikte tû- zük hükümleriyle getirdikleri ve tüm profesonel sendika yöneticı- lerinin kullandıklan '"sendikal tazminat" hakkı ise Banksis yönetimi tarafından "Hak etme- di" gerekçesiyle kullandınlmadı. Dilsiz, sendikal tazminatımn sen- dika yönetiminin yolsuzluklanna göz yummadığı için ödenmediği- ni savundu. Banksis Genel Başkahı Semüı özen ise. bankalann bugüne ka- dar hiçbir eski sendikacıyı işyeri- ne almadığını belirterek "Bunun bızimle ilgisi yok. Benden önceki genel başkan da işe alınmadı. Tazminat davası açtı. Özen, Dilsiz'e sendikal taz- minatırun ödenmemesiyle ilgili olarak da "Sendika yönetiminin kanaatine göre bu parayı hak et- medi. Hem bu tazminatın yasada da yeri yok. Dava acmış, mahke- meyi kazanırsa veririz" dedi. OECD RAPORU Türkiye, enflasyon şaıııpiyoııu! • Enflasyon açısından Türkiye'nin eriştiğj yüksek düzeyin dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde. hatta gelişmekte olan ülkesinde rastlanabilir türden olmadığı vurgulanan OECD raporunda, bu soruna ivedi bir çözüm bulunmadıkça, Türk ekonomisinin de refah düzeyine erişemeyeceği vurgulandı. BRÜKSEL (AA) - OECD. yülık Türkiye Ra- poru'nda, Türkiye'yi "daha dbiplinli bir ekono- mi politikası izlemeye" çağırdı. Raporda, Körfez Savaşi >e 1991 genel seçimle- rinin oluşturduğu beürsklik ve istikrarsızlık or- tamından uzaklaşan Türk ekonomisinin 1992 yı- lında canlanma dönemine gintiği, bu canlan- manın özellikle büyük öcret ardşları ve tanm üretiminin verimli ottnasmdan sağlanan geürler sayesinde tüketinün artmasına da bağlı olduğu bebrtikü. Ekonomideki canlüığın hhalatta da arbş getir- diğini, ihracatta alman ohımlu sonuçlara rağmen ithalat-ihracat dengesinin sağlanamadığını belir- ten OECD, 1992 yıhnda Türkiye'yi ziyaret eden 7.5 milyon turistten elde edilen gelirin 4 milyar dolara iılaştığına dikkat çekti. Türkiye'ye bir yılda 900 milyon dolaıiık dış yatınm kaynağı geldiğini, 6 milyar dolaıiık da borç temin edildiğini belirten OECD, 43 milyar dolarlık borç ödemelerinden sonra Merkez Ban- kası'ndaki döviz rezervlerinin yüksdmesinin do- ğal olduğunu vurguladı. 1992 yılında, yüzde 5,25 oranı ile büyüme hızı OECD ülkeleriarasmda en başta gelen Türki- ye'nin, bu orana, aşm iç ve dış borçlanmaya da girişmeden eriştiği not edilen raporda, aynı yıl, yüzde 70 civannda kalan enflasyon oranının ve 70'li yıllardan beri sürekli artan enflasyonun en- dişe >erici okluğu vurgulandı. 1991 yrimda ücretlerin kamu sektörûnde yüz- de 120, özel sektörde ise yüzde 150 artmasmdan ve işgücüne gerçek değerinin çok üzerinde para ödenmesinden sonra üretim man'yetlerinin yük- seldiğini ve fıyatlarm arttığını belirten OECD, 1992 yılının yüksek enflasyonunu bu gelişmelere bağladığı raporunda şunları yazdı: u Türkiye"deki yüksek enflasyon oranı, başka hiçbir OECD ülkesinde, hatta süratli endüstri- leşme sürecindeki Asya ülkeierinde bile görül- memektedir. Türkiye'de, her ktsa vadeli enflas- yon düşmesi döneminl, daba uzun vadeli enflas- yon vüksehnesi dönemi izlemektedir. Enflasyon, Türk ekonomik sistenıinde derin kök sabnışt«r. Bu durumu, büyük üretim ve iş kaybma neden ol- madan değiştirmek mümkün değiMir. Enflasyo- nun artışı engeUenemedikçe sürecek olan ben'r- sizlik ortamı ve faiz oraniarnun istikrarsızlığı yü- zünden uzun vadeti bir ekonomik büyümeye yol acacak yatmmlar yapıbnası da olanaksodır." EK0N0M1YE BAKIŞ TANER BERKSOY Şu Meşhur 500 Gün Ne mübarek 500 günmüş. bitmedi bir türlü. Her işi bıraktık, bununla uğraşıyoruz. Oysa olay basit. Seçim meydanlarında ortaya konan iktisadi hedefler ve çözümler, öngörülen sürede gerçekleştirilemedi. Hepsi bu. Sayın Demirel, seçim ortamının rüzgarıylaenflasyonu 500 günde yüzde 10larla ifade edılebilecek bir düzeye indirmeyi hedeflemişti. Bu olmadı. Mart ayı sonu itibarıyla 12 aylık enflasyon, tüketici fiyatlarıyla yüzde 58.2, toptan eşya fiyatlarıyla yüzde 533 olarak gerçekleşti. Enfîasyonun öngörülen düzeye indirilebilmesi için ne- denlerinin doğru saptanması gerkiyordu Sayın Demirel burada tutarlıydı. Kamu finansman acıklannın enflasyo- nun önemli bir nedeni olduğu saptamasından hareketle, kamu kesimi borçlanma gereğmi GSMH'nin yüzde 4'ü düzeyine indirmeyi hedefliyordu. Bu hedef de ger- çekleşmedi. Resmi tahminler kamu borçlanma gereği- nin GSMH'ye oranının 1992 yıhnda yüzde 12 civarında gerçekleştiğini gösteriyor. Kamu finansman açığını daraltmayı hedefleyenlerin, bunun için bazı önlemler de öngörmesi gerekir. Sayın Demirel kamu harcama artışını dizginleme ve kamu ge- lirlerini arttınct bir vergi reformu öngörüyordu. Bunlar da gerçekleşmedi. Bütçe açığı yaklaşık bir trilyon lira artarak 43.6 trilyon liraya ulaştı Aynı doğrultuda öngörü- len KİTreformundandasesçıkmadı.KİT'ler 1992 yılında bütçe transferleri dışında 34.5 trilyon lira açık verdiier Sayın Demirel bir yandan kamu finansman açığının daraltlması. bir yandan da iç tasarrufların özendirılme- siyle devletin içine düştüğü borçlanma girdabından kur- tarılmasını da önemli bir hedef olarak belirlemişti. Bu hiç gerçekleşmedi. Tersine, iç tasarrufların GSMH'ye oranı 1991'de yüzde 22'den, 1992de yüzde 18.9'a gerile- di. İç borçlar 1991'de 93.6 trilyon liradan 1992de 167.4 trilyon liraya, dış borçlar da 48.6 milyar dolardan 56 mil- yar dolara yükseldi. Ekonominin temel sorunlan olarak saptanan ve 500 günde çözülmesi öngörülen enflasyon, kamu finansma- nı ve borçlanma konularında hedeflere ulaşılamadığı açık. Buna karşılık ekonominin büyümesi ve dış ödemeleri sorunsuz görünüyor. Ama bu konularda da olumlu gö- rüntülere öngörülen politikalarla ulaşıldığını söylemek ç 1992 yılında ekonomi yüzde 5.5 oranında büyüdü. Bu olumlu bir gelişme. Ancak Sayın Demirel büyumenin dı- şa dönük yatırımlann artmasıyla sağlanacağını öngörü- yordu. Tersi gerçekleşti. 1992de ekonomi iç tüketimin yüzde 10'u aşan oranda artmasının etkisiyle büyüdü. Buna karşılık yatırımlar ancak yüzde 1.2 oranında arttı ve yatınm oranı yüzde 24.1 düzeyinden yüzde 23 e geri- tedi. iç tasarruflar nispi olarak gerilerken yatırımlann çok sinjrlı da olsa artması borçlanmamn artmasıyta sağlan- dı. Borçlanmamn artmasını özendiren bir başka geliş- me de sağlıklt görünen dış odemelerde oldu. Dış ticaret açığı bir milyar dolar büyüyerek 8.5 milyar dolara ulaştı. Cari işlemterdeki 250 milyon dolarlıkfazla da bir milyara yaklaşan bir açığa dönüştü. Böylece borçlanma hızlan-, dı, çözülecek denilen sıcak para girişi de ödeme bilan- çosunun önemli bir unsuru olma özelliğini sürdürdü. Gördüğünüz gibi 500 gûn olayı çok basit. Bir iktidar ekonomi için koyduğu hedeflere öngördüğü süre içinde ulaşamadt. Şimdi oturun düşünün. Birkaç olasılık var Kararınızı ona göre verin. Bir olasılık, seçim meydanlarında yalan yanlış konuşulmuş ve gerçekleşmesi olanaksız vaatd- lerle sizin kandınlmış olmanız. İkinci bir olasılık, iktisadi hedeflerin tutarsız, sürenin yetersiz olması Bir başka olasılık, hedeflerin tutarlı, sürenin yeterli olmasına kar- şılık iktidartn niyetsizliği, yanlış algılamaları ya da bece- riksizHği sonucu hedeflere ulaşılamamass. Nihayet hedeflerin tutarlı, sürenin uygun, iktidarın da niyet ve becerisi olmasına karşın. kriz boyutunda oluşan o'ayla- rın başanyı engellemesi olasıhğı da söz konusu. Bu olasılıklann ilk üçü iktidann mahkumiyetine, so- nuncusu ise beraatine yol açar. Karar sizin. lik seçimde gene size soracaklar. Turizmcilerin alttn lıafta ımnıdu Gözler Japonlarda • Mayısın ilk haftası, Japonya nın önemli bir tatil dönemi. Bu nedenle Antalya yöresinde tanh ve kühür ağırlıklı turlar düzenleyen Türk seyahat acenteleri kollan sıvadılar. ANTALYA (AA) - Japon- ya'dan turist getiren seyahat acenteleri, bu ülkcde "altm hafta" olarak bilinen mayıs ayınm ilk haftasına rastlayan tatil döneminde, Türkiye'ye gelecek Japon luristleri bekli- yorlar. Japonya'dan turist getiren Magister Seyahat Acentesi'- nin Antalya Bölge Müdürü Selçuk Gür, Japon turistler için düzenlenen kültürel ağırlıklı turlara, birkaç yıldır Antalya yöresinin de alındığmı belirterek "İyi bir tanıümla. Japonya'yı önemli bir turizm pazanna dönüş- türebiliriz" dedi. Japon turistlerin yüzde 80'- inin "altın hafta"da tatile cık~ tıklannı anlatan Gür şöyle de- vam etti: "Altın hafta tatilinde gele- cek Japon turistler için İstan- bul'da başlayıp Ankara'da bi- tecek 12 günlük bir tur prog- ramı düzenlenecek. Japon tu- ristler İstanbul'da Ayasofya, Topkapı Müzesi. Süleymani- ye Camisi, Sultanahmet Ca- tnisi ve Boğaziçi'ni gezdikten «onra bir Türk ailcsinin vere- ^ği akşam yemeğine davet Kİılecekler. Turan sonraki bölümünde se Bursa'daki O?manlı döne- ninden kalma eserler tanıtıla- ak. Daha sonra Tnıva, Bergama, Efes, Afrodisias ve Pamukkale gczilecek. Bu yö- "elerimizin ardından Antalya'- ya gelinecek ve Perge, Aspen- Jos, Side Ören yerlerine turlar düzenlenecek. Antalya'dan sonra Konya'- Ja, Mevlana'yı tanıtan bir program hazırlanacak. Turu- TIUZ, Göreme'den sonra An- kara'da tamamlanacak. Ja- pon konuklanmız, Anadolu Medeniyetleri Mü>esi'ni ve ^nıtkabir'i de gczdikıen scnra Türkiye'den avnlacaklar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle